Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EKİM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Libya
petrolü
• ANKARA (ANKA) —
Libya ile ticarette serbest
döviz aşamasına
geçilmesiyle birlikte Tûrkiye
Petrol Rafınerileri Anonim
Şirketi (TÜPRAŞ) bu
Olkeden Türk mütcahhitler
adına petrol alımını
durdurdu. TÜPRAŞ'ın
müteahhitler adına ham
petrol alımını durdurması
en fazla müteahhitlerin
işine geldi. Libya'da iş
yapan Türk Müteahhitler
Birliği Genel Sekreteri özer
ölçmen yaptığı açıklamada
dış ticarette serbest döviz
esasına geçilmesiyle birlikte
TÜPRAŞ'ın Libya'dan
sadece kendisinin yaptığı
anlaşmalara dayanarak ham
petrol almaya başladığını,
bu nedenle de
müteahhitlerin TÜPRAŞ
tarafından yapılan yüzde
5'lik kesintiden
kurtulduğunu bildirdi.
THptik
yönetmeligi
• ANKARA (AA) —
Dünkü Resmi Gazetette
yayımlanan yönetmelik
değişikliği ile Türk uyruklu
kişiler yurtdışından
beraberlerinde getirdikleri
taşıtlar için triptik belgesi
almadıklan takdirde
dolduracaklan araç giriş
formu ile Türkiye'ye giriş
yapabilecekler. Çıkış
sırasında ise sadece araç
çıkış formu dolduracaklar.
Daha önce bu kolayhk
sadece yabancı turistlere
sağlanırken Türk
vatandaşlan, özellikle
- yurtdışında çalışan Türkler
bu haktan
yararlanamıyorlardı.
Emniyetin
l
y
ihalesi
• Haber Merlrçri —
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün ekim
ayında sonuçlanan telsiz
ihalelerini ASELSAN
kazandı. Toplam tutan 10
milyar lirayı bulan ihaleler
2 bin sabit, araç ve el
telsizinden oluşuyor.
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün çeşitli
birimlerinde yıl sonuna
kadar kullarulmaya
başlanacak olan yeni telsiz
sistemleri, telsiz
teknolojisindeki en son
yenilikleri kapsıyor.
rrO'nıın bursu
• Ekonomi Servisi —
lstanbul Ticaret Odası
(ITO), üniversitelerin
işletme, iktisat, idari
büimler ve endüstri
mühendisliği fakültelerinde
okuyan öğrencilere
karşıhksız burs verecek.
İTO'nun burslarından,
başarıh ve maddi imkânlan
yetersiz olan öğrenciler
yararlanabilecek.
SDR'de
değişiklik
• WASHINGTON (AA)
— Uluslararası Para Fbnu,
fonun kaydi para birimini
oluşturan SDR'deki (özel
çekme haklan) para
birimlerinin sepetteki
oranlannı yılbaşmdan
itibaren değiştirme karan
aldı. Buna göre halen
SDR'de katılımı yüzde 42
olan ABD Dolan'nın
sepetteki oranı 1 Ocak
1991'den itibaren vuzde
40'a, Ingüiz Sterlini ile
Fransız Frangı'nınki yüzde
13'ten yüzde ll'e
düşürüJecek.
Aktaş'ta
durunı
• İş-Sendika Servisi —
TEK'teki özelleştirme
uygulamaları sonucu
İstanbul Anadolu yakasında
elektrik üretimi ve dağuımı
yapma görevini devralan
Aktaş Elektrik'te çahşan
işçiler kendilerine "kışla
düzeni" uygulandığını öne
sürdüler. TEK'te çahşırken
öğle yemeği verildiğini,
Aktaş'ta önce yemeğin
kesildiğini belirten işçiler,
"Her gün yasal sürenin çok
üzerinde çâlışmak zorunda
bırakıüyonız. Mesai
saatlerüniz belli değil"dediler.
Otomotiv yan
sanayıı
I tZMİR (Cumhariyet Ege
Barosa) — Türkiye'de artan
otomobil ithalatı otomotiv
yan sanayiini ürküttü.
EBSO Meclis üyesi Cevdet
Nazlı, ithalat nedeniyle
yerli otomotiv sanayiinde
umulan gelişmenin
olmadığını, böylece yedek
parça uretiminde de
beklenen artışın
gerçekleşmediğini söyledi.
Otomotiv sektöründe
istihdamın daha çok yan
sanayide çalışanlar
tarafından sağlandığını
belirten EBSO meclis üyesi
Cevdet Nazlı, "Durum
böyle devam ederse, yan
sanayide ciddi sıkıntılar
yasanır" dedi.
Faiz yarışı dövize kaydı
Bankalann dövize
verdikleri faizler
arasındaki
farklılaşma yüzde
50'yi buldu.
Döviz tevdiat
hesaplannın TL
mevduatına oranı
yüzde 35'ten yüzde
41'e çıktı.
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Faiz yarışı dövize kaydı. Kur makasın-
dan dolayı dövizle raevduat toplamak
cazip hale gelince mevduat pastasmda-
ki paylannı genişletmek isteyen küçük ve
orta ölçekli özel bankalarla bazı kamu
bankalan döviz tevdiat faizlerini yükselt-
tiler. Bunun sonucunda bankalann dö-
vize verdikleri faizler arasındaki farklı-
lışma yüzde 50'yi buldu. Halen TL mev-
duatına negatif reel faiz uygulayan ban-
kalann dövize yüzde 12'ye kadar faiz
vermesiyle Türkiye"nin Avrupa'nın en
yüksek faiz veren ülkelerinden biri hali-
ne geldiği dikkati çekiyor.
Dövizle mevduat toplamanın yaygın
hale gelmesi sonucunda da döviz tevdi-
at hesaplannın TL mevduatına oranı
yüzde 35'ten yüzde 41'e çıktı. 1989 so-
nunda 6.8 milyar dolara varan yurtiçi dö-
viz tevdiat hesaplan 1990'ın ilk yarısın-
da 7 milyar 766 milyon dolara (20.4 tril-
yon lira) yükseldi ve ayru tarihte 49.9 tril-
Dovize hang
Baakaadı
Zıraat
İş Bartkası
Akbank
Yapı Kredi
Emlakbank
Vakıflar
Pamukbank
Garanti
Türkbank
Osmanlı
Halkbank
Etibank
Sümerbank
Denizbank
Töbank
Şekerbank
iktisat
Esbank
Tütünbank
Dışbank
Imar
Egebank
Adabank
banka ne faiz veriyor?
Vadesiz
Dolar
3
3
3
3 .
5
7
7
4
4
3
5
4
7
5
5
2
9
3
3
3
1
1
Mark
2
2
2
2
3
4.5
6
3.5
4
1.5
2
3 .
4.5
4
4
1
9 25
2
3
3
1
1
1 ay vadell
Dolar
6
5
6
6
7.25
8
8.7
7
—
5
7
7
7.25
7.75
4
9
8
8
6.5
—
8
—
Mark
5
4
6
6
5.75
6.5
8.7
6
2.5
4
4
6.75
8
4
8.25
8.25
7.5
5
—
7.25
—
3 ar
Dolar
6.6
6
6.5
6.5
7.75
8.5
915
7.5
6
6
7.25
7.25
8.5
8
8
5
9
8.5
9.25
6.75
9.5
8.5
10
radeli
Mark
6
5
7
7
6
6.75
9.15
7 •
7
3
4.25
5
6.75
7.25
8.5
5
8.5
8.5
8.75
6
9
7.5
9
6ay vadeO
Dolar
7
6.5
7
7
8.25
9
9.65
8
6.5
6.5
7.5
8.25
9
8.5
85
6
9
8.75
10
7
10.5
9
11
Mark
7
5.5
7.5
7.5
7
7
9.65
7.5
7.5
3.5
4.5
5
7
7.5
9
6
8.75
8.75
9.25
6.5
10
8
10
1»H
Dolar
7.5
7
7,5
7.5
8.5
10
11
8.5
7
7
7.75
875
10
9
9
7
9.5
9
11.25
7.25
12
10
12
radeli
Mark
75
6.5
8
8
9
10
. 11
8
7.5
4.5
5.5
8
10
9
9.5
6.5
9.75
9.25
10.25
7
11
9
11
yon lirayı bulan toplam konsolide mev-
duatın yüzde 40.87'sine vardı.
Bankalar döviz uzerinden topladıkları
bu mevduatın maliyetinin kurlardaki de-
ğişmeye göre yüzde 45-50'yi buldugunu
ve bu parayı döviz kredisi olarak kullan-
dırdıklarım bildirdiler.
23 banka arasında yaptığımız araştır-
maya göre döviz faizleri vadesizde ve bir
ay vadelide yüzde 9'a, üç ay vadelide
yüzde 10'a, altı ay vadelide yüzde ll'e,
1 yıllıkta yüzde 12'ye kadar yükseliyor.
Araştırmada büyük özel bankalann
TL faizinde olduğu gibi dövizde de bir-
birlerine yakın düzeyde ve en düşük fai-
zi verdikleri anlaşıldı.
Vadesizde doların faizi yüzde 1-9 ara-
sında değişiyor. En yüksek faizi tktisat
verirken, Vakıflar, Sümerbank, Pamuk-
bank, Tütünbank ve Egebank yüzde 7
faiz ödüyorlar. Bir ay vadelide ise faiz
yüzde 4-9 arasında oynuyor. Bu vadede
de en yüksek faizi İktisat verirken onu
yüzde 8.7 ile Pamukbank yüzde 8 ile Va-
kıflar, Esbank izliyor. Üç aylık faiz oran-
lan yüzde 5-10 arasında bulunuyor. Yüz-
de 10 veren Adabank'ı yüzde 9.5 ile Imar
Bankası, yüzde 9.25 ile Tütünbank ve
yüzde 9.15 ile Pamukbank takip ediyor.
Altı aylık faizde doların faizi yüzde 6-11,
markın 4.5-10 arasında. Burada da en
yüksek faiz yüzde 11 ile Adabank'tan. 1
yıl vadelide faiz yüzde 7-12 arasında, ta-
van faizi İmar ve Adabank uyguluyor.
Dövize en yüksek oranda faiz veren
İktisat Bankası ve Pamukbank yetkili-
leriyle konuştuk. İktisat Bankası Yöne-
tim Kurulu Başkan Yardımcısı Giirbüz
Tümay, kur farkından dolayı döviz kre-
disinin TL'ye göre çok daha avantajlı ol-
duğunu belirterek şunları söyledi:
"Müşteri khine olacak bu farkı göre-
rck döviz tevdiat faizlerini yiikselttik. Biz
de belirli bir şpred koyarak miişteriye
yansıtıyoruz. Özel kuruluşlann yanında
kamu kuruluşları da döviz kredisi kul-
lanır hale geldiler. İhracatı olan miişte-
rilerimiz döviz kredisi kullamyorlar. Bu
yolla kullanılan kredinin maliyeti yüzde
45-50'ye geliyor. Dövize bundan dolayı
dışandan görülmeyen bir faiz oranı ve-
riyoruz."
Pamukbank Genel Müdür Yardımcı-
sı ve Fon Yönetimi Sorumlusu Ertugrul
Deringöl de 32 sayılı karardan sonra
mevduat sahipleri için ikinci bir alterna-
tif olarak döviz hesaplannın ortaya çık-
tığmı ve yabancı para ile mevduat yap-
manın yaygın hale geldiğini belirtti. De-
ringöl şöyle konuştu:
"Yeni bir (iir olarak ortaya çıkan dö-
viz mevduatına TL maliyetlerini aşma-
yacak şekilde faiz verdik. Bu amaçla faiz
oraıüannda arttınm yapıldı ve yeni do-
ğan bu paranın bankalara kanalize edil-
mesi amaçlandı."
Tiırizınci de destek bekliyor
Beklenen desteğin biçimini turizmciler 'alacaklan erteleme'olarak tanımlıyor
CEM HAMULOGLU
Turizm sektörü, Körfez krizinden kay-
naklanan sorunlan aşmak için devletten
"destek" bekliyor. Turizm Bakanı tlhan
Aküzüm, her konuşmasında "Bakanlık
olarak gerekeni yapacaklannı" söylüyor.
Ama şımdilik somut hiçbir destek bulun-
muyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığı-
mız Turizm Bakanlığı Müsteşarı Savaş
Kiice ise "Bakanlık bir çalışma içinde.
Sektörden gerekii bilgileri topluyoruz,
biz de bazı bilgiler çıkarüyoruz. Daha
sonra Bakanlar Kurulu'na ve Sayın Baş-
bakan'a bunlan suoacağız" diyor.
Türk turizminin Körfez krizi yüzün-
den geleceğindeki "parlaklıgı" yitirdiğini
kimse düşünmüyor. Ama krizin "en az
zararta" atlatılması için "güçlü" bir sek-
törün gerekliliği de genel kabul görüyor.
Son iki yıldır "kur makası"nın kıskacın-
da kalan ve kısa vadeli yüksek kredi fa-
izlerinden "bunalan" sektör, Körfez kri-
zini atlatmak için birtakım önlemler
ahnmasını bekliyor.
Turizmin çeşitli alanlannda etkinh'k
gösteren Net Holding'in Yönetim Kurulu
Başkanı Besim Tibuk, "Devletin turizm
sektoriıne karşı biraz yumuşak olması la-
zım. Sonra turizm sektörü bedava para
istemiyor. 'Bunalımı aşmak için 1-2 yıl-
lık faizli döviz cinsinden köprü kredi ver'
diyor. Bunu vermezseniz Türk turizmi-
nin en önemli güvencesi olan dinamik se-
yahat acentesi bunyesi dağüır" diyor. Ti-
buk'un değindiği tehlikeyi, Türkiye Se-
yahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Baş-
kanı Bahattin Yücel de paylaşıyor:
'Milyarlarca dolarlık dövizi Türkiye^
ye getiren acenteler, böyle bir bunalım-
da eğer kendilerini desteksiz hisseder ve
başka alanlara kayarsa, bunlan tekrar
geri getirmek ve canlandırmak söz ko-
nusu degildir. Bu bilgi birikiminin bu-
nalım yıizünden başka sektörlere kana-
lize edilmesi, Türkive için para>la ve za-
manla >erine konamayacak bir kayba ne-
den olabilir."
Aynı sıkıntıları, turizm yatınmcıları ve
işletmecileri de yakından hissediyor. Tu-
rizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Baş-
kanı Barlas Kiintay, şu eleştiriyi getiri-
yor:
"Turizmde kalkınmakta olan ülkeler-
de devlet çok ciddi teşvikler vermekte-
dir. Türkiye'de de böyle teşvikler vardır.
Ama Türkiye'de turizm tesisi yapmak
için verilen krediler hiç de teşvik edici
durumda degildir. Turizmde kaikınmak
isteyen hiçbir ülkede bu şartlarda turizm
kredisi verilmez. Bu şartlarda verilen kre-
dilerin ödenmesi için geçen zaman içe-
risinde enflasyonun sürekli artması ya-
tırımcı için ayrıca çok büyük bir risktir.
Nitekim Türkiye'de turizm >alırımı yap-
mak isteyen çok daha fazla girişimci bu-
lunmaktadır. Ama bu şartlarda niyetle-
rinden vazgeçmektedirler. Tüm bu olum-
suz şartlara ragmen turizmde >atınma
girişmiş olanlar da büyuk bir iyi niyel-
le, büyük bir cesaretle tesislerini tamam-
lamak ve borçlarının faizleriyıe anapa-
rasını zamanında ödemek için gayret et-
mektedirler. Bir de buna Körfez krizinin
yüklenmesi, yatırıracıyı da diğer turizm
dallanndaki girişimdler gibi zor durum-
da bırakmıştır."
Peki, de%letten beklenen "destek" rte-
dir? Bu soruyu Bahattin Yucel yanıtlı-
yor: " Krsinlikle para istemiyonız. Pa-
ra alınsın da dağıtılsın gibi ilkel bir dav-
ranış olaraaz. Burada yapılması gereken
şey, devletin birtakım aiacaklannı erle-
lemesidir."
TEPE MOBİLYA
'Siyah
çelenk'e
polis engeli ,*
ANKARA (AA) — Tepe Mo- *m
bilya'da 76 gündür grevde bu- • 1
lunan özağaç-lş Sendikası üyesi
1600 işçinin saüş mağazasının
önüne siyah çelenk bırakmala-
nnı polis engelledi.
Tepe Mobilya'nın Kumrular
Caddesi'nde bulunan satış ma-
ğazasına siyah çelenk bırakmak
isteyen işçiler öğle saatlerinde
Güvenpark'ta toplandılar. Bu-
radan Kumrular Sokağa gitmek
isteyen işçüeri, çevik kuvvet en-
gelleyerek mağazanın önüne çe-
lenk bırakılmasını önledi.
özağaç-lş Genel Başkanı
Abidin özarslan, sendika genel
merkezine gelen işçilere hitaben
yaptığı konuşmada amaçlannın
anarşi çıkarmak olmadığını ifa-
de ederek şunlan söyledi:
"Grevin başladıgı günden bu
yana işletmelerde şefler ve işve-
ren vekilleri Urafmdan işçiler iş-
başı yaptınlmaya çalışılmakta
ve demokratik hakkımıann kul-
lanılmasua mani olunmaya de-
vam edilmektedir. Bize göre
fevkalade bassas olan tüm bu
olaylann ülkemize iki üniversi-
te kazandırdıgı ile övünülen
YÖK Başkanı Saym thsan Dog-
ramacı'nın işyerterinde olması
dikkat çekicidir. Isçilerin alın-
terleri vakıf üniversitesince ak-
tarüarak çalışanlann açlıga
mahkûm edilmesi pahasına iş-
letmelerde sosyal dözenin sağ-
lanması mumkÜD degildir."
Irak sorunu
îhracatçılar
Hazine'ye
başvurdu
ANKARA (AA) — Irak'a ih-
racat yapan dış ticaret sennaye
şirketleri, Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarhğı'ndan (HDTM)
bankalar aracılığıyla Irak'a ve-
rilen teminat mektuplanndan
ahnan komisyon ve diğer mas-
rafların dondurulmasını istedi.
Türkiye Dış Ticaret Derneği-
nin (Türktrade) söz konusu şir-
ketler adına yaptığı başvuruda,
Körfez krizd nedeniyle Irak'a ya-
pılan ihracat ile ihracata dönük
anlaşmaların ne olacağının be-
lirsiz bir niteliğe büründüp be-
lirtilerek şöyle denildi:
"thracalçılanmızın söz konu-
su anlaşmalar uyannca. banka-
lar aracılığıyla Irak'a verilen te-
minat mektuplannın komisyon
ve diğer masraflan işlemeye de-
vam etmektedir.
Bankalar açısından şu anda
bir risk taşımayan bu teminat
mektuplanna ilişkin komisyon
ve diğer masraflann da kriz çö-
züme ulaşıncaya kadar dondu-
rulmasının uygun olacagı kanı-
sındayız."
Türktrade tarafından
HDTM'ye yapüan ikinci bir baş-
vuruda ise 7 Ağustos 1990 tari-
hinde HDTM'nin Merkez Ban-
kası aracılığıyla bankalara gön-
derdiği talimatta, diğer kaJem-
lerin yanında teminatlar çerçe-
vesinde yapılacak ödemelerin de
Merkez Bankası nezdinde açıla-
cak bloke hesaplara yatınlması-
run belirtildiği anımsatıldı.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
§UKRAN KETENCİ
Gerilim Tırmanıyor
Nasreddin Hoca'nın, çocuğu su almaya gönderirken "tes-
tiyi kırmasın" diye önceden dövmesi örneği, siyasi iktidar-
işveren cephesinden işçiler ve sendikacılara yönelik bir
"tehdit" kampanyasıdır gidiyor. Cumhurbaşkanı ile başla-
yan, en son Başbakan'tn katıldığı koroda tüm ilgili bakanlar
ve işveren sendikaları yetkilileri var. Hep bir ağızdan "aşırı
isteklerden" vazgeçilmezse, bu işin sonunun iyi olmayaca-
ğı, işyerlerinin kapatılıp çok sayıda işçinin atılabilecegi söy-
leniyor. işçilerin aklında yokken, geçen yılın "bahar
eylemlerinin" çağrışımı yaptırılıyor.
"Olabilir mi?" diye ciddi ciddi düşündük. Siyasi iktidar-
işveren cephesinin çocuğu önceden tokatlamakla taktik yan-
lışı yaptıkları sonucuna vardık.Canı yanan işçinin bahar ey-
lemlerinden de daha ciddi olarak gücünü birleştirmesinin,
etkili olabilmesinin söz konusu olabileceği sonucuna vardık.
Bu kez topiusözleşmeleri uyuşmazlıkta olan yaşam boyurv
ca hiç kıpırdamamış, eylem yapmamış kamu işçileri değil.
Aralannda Türkiye'nin en kritik, duyarlı üretim alanlannı kap-
sayan işkollan var: Madenler, metal, tekstil, kâğıt iş kolları,
özel-kamu birleşmiş durumda. İşçinin hiç güvenmediği ren-
gi en sarı sendikacıların sorumlu olduğu uyuşmazlıklar ile
işçinin en çok umut bağladığı sendikacıların uyuşmazlıklan
birleşti. En dinamik, eylem geleneği olan işçi taban ile en
pasif gruplar bir arada.
Siyasi iktidar-işveren-sarı sendikacı cephesı, ittifakı çok
önemli yanlışlar yaptılar. En doğal, en demokratik haklan ver-
meme, doymaz politikaları ile işçinin en örgütsüz, en yön-
lendirmesiz kaldığı bir dönemde, kendiliğinden tepkiye or-
tam yarattılar
Önemli taktik yanlışlardan biri Türk-İş'in son genel kuru-
lu ve oluşturulan yeni yönetim ittifakı idi. İte kaka, zikzak çi-
ze çize, yalpalaya yalpalaya Türk-İş, faaliyeti askıya ahnan
DİSK'in de sorumluluğunu üstlenmişti. İşçi taban Türk-İş yö-
netiminden hoşnut değildi, güvenmiyordu, yine de tek çatı
aitında toplanmanın, iteliye iteliye kurumlaştırmanın olabi-
leceğine inanmaya başlamıştı. Açıkçası Türk-İş çatısı aitın-
da toparlanılabileceği, Türk-İş'in sendikal işlevinı yüklene-
bileceğı inancı güçleniyordu. Genel kuruldaki sağ seçim it-
tifakı, ardmdan geçen aylar içinde yeni yönetimin, lider de-
ğiştirmediği halde, eski Türk-İş politikasından da geriye çark
etmesi, yeniden işçi tabanda çok ciddi bir boşluk, bunalım
yarartı. 1984'ten bu yana "işçi düşmam" ilan ettiği, karşı-
sında seçim kampanyaları düzenlediği iktidar ile Türk-İş yö-
netimi arasında aylarca süren flört, Türk-İş'in bütün genel
kurul ve başkanlar kurulu eylem karariarının, programları-
nın askıya alınması, işçi tabandaki güven bunalımı, umut-
suzluğu arttırdı.
Oysa 1980'ii yıllarda sürekli hak kayıpları, yaşanan olay-
lar ister istemez işçide bazı önemli değişimleri başlattı. 12
Eylül öncesinde Türk-iş-DİSK ve geleneksel aynı işkolları-
nın sendikal rekabeti içinde, en sarı sendika liderleri dahi
ayakta kalabılmek için toplu pazarlık masalarında başarıh gö-
rünmek, bazı hakları kotarmak zorundaydılar. 12 Eylül'e ka-
dar kendi pek zorlanmadan, kendi karar vermek gereğini
duymadan iyi-kötü bazı haklar almaya alışmış işçi, 12 Eylül
sonrasında hep hak kaybedince, 12 Eylül döneminin baskı-
sı, korkusu, yasal engellemeleri, caydırma, yıldırma yöntem-
leri ne kadar etkili olursa olsun, hak kaybetmenin sonunun
gelmemesi karşısında kendi sorunlan ile kendi ilgilenmeye
başladı. İşte bahar eyiemleri de aslında taban kıpırdanışı,
tabanın çaresizlik içinde çare yaratışının bir ürünü oldu. Ba-
har eyiemleri ile işçi örgüt çatısı aitında, bir arada olmanın
ve birtikte bir şeyltır kotarmanın tadına vardı. Üstelik sendi-
ka liderinin aslında kendisini yönlendirmediğini, kendisinin
lideri biçimleyebileceğini ve zorlayabileceğini de öğrenerek.
x Tabii ki siyasi ıktıdar-işveren ve sarı sendikacı cephesı bu
değişiklikten çok korktular. İlk önlem olarak taban değişimi-
ni Türk-İş yönetimine yansrtmama seçimini yaptılar. Yanlış
yaptılar. Daha demokratik, daha güvenilir bir Türk-İş yöne-
timi, daha sağduyulu davranabilir, karariar verebilir işçi
üzerinde de etkili olabilirdi.
İkinci çok önemli taktik yanlış, 1980'den bu yana çok ağır
yoksullaşmış işçinin, belini biraz doğrultma isteminin ciddi-
yetini hafife alma, bu konudaki duyarlılığını görememe ya
da tam tersi sindirme amacı ile "tehdit" yoluna sapma ol-
du. Toplusözleşmelerde yoksullaşmayı bir ölçüde giderecek
rakamları vermeme konusunda siyasi iktidar-işveren cephesi
ilke karan alınca, işler sarpa sardı, bugüne kadar çoktan im-
zalanmış olması beklenen sözleşmeler bile kitlendi. MESS
geleneksel ilke karan ile bu tarihlere kadar çoktan Türk Me-
tal ile sözleşmesini imzalamış olmalıydı. Olmadı, bu eğilim
tam tersi, tabanın zorlaması ile Çelik-iş - Otomobil-İş ve
Özdemir-lş işbirliğini getirdi. Dahası, Çalışma Bakanlığı'nın
Çelik-İş'in toplusözleşme yetkisini alması, işçisinin Türk Me-
tal'e girmeye zorlanması, Türk Metal'i kolay kolay anlaşma
yapamayacak bir noktaya getirdi. Aynı ölçüler içinde iki yıl
önceki sözleşmelerde bu tarihlerde Şevket Yılmaz'ın sen-
dikası Teksif, çoktan tekstil işverenleri ile sözleşmesini im-
zalamıştı. Baksanıza Türk-İş yönetimi 9 ay sonra iktkJara ye-
niden muhalefet yapmaya başladı. Evet, yanlış taktikler ge-
rilimi tırmandırıyor, hak vermemedeki doyumsuzluk, sorun-
lan işin içinden çıkılmaz boyutlarda büyütüyor.
Biığday ahmında
TMO'ya suçlama
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Toprak Mahsulleri Ofi-
si'nin buğday ahmlannda uygu-
ladığı yöntem nedeniyle buğday-
un-ekmek üçgeninde fıyat artış-
laruıın süreceği biidirildi. Peşin
parayla alım yapabilmek için
TMO'nun 1 trilyon liralık borç-
lanmaya gittiğini belirten Ege
Un Sanayicileri Derneği Başka-
nı Nuri Dedeoğlu, "TMO bu-
nun bedelini ödeyecek. Fatura
uncnya, fınncıy», halka çıka-
cak" dedi. Türkiye Ekmek Sa-
nayii tşverenleri Sendikası Baş-
kanı Mehmet Aü Yolgörmez de
"Bu gjdişle yıl sonnnda ekmegi
1000 liraya yeriz" diye konuştu.
Serbest piyasa koşullannın
tam anlamıyla uygulanmaması
nedeniyle sıkıntı yaşandığmı be-
lirten Ege Un Sanayicileri Der-
neği Başkanı Nuri Dedeoğlu, un
piyasasında da bunun yansıma-
lannın yaşandığını söyledi. De-
deoğlu, tanm ürünlerinde taban
fıyat politikasımn yanlışhğına
dikkat çekerek Toprak Mahsul-
leri Ofısi'nin buğday alunlann-
da uyguladığı yöntemin sıkınü-
yı arttıracağını kaydetti.
Trîlyoıılıık kâr beklenen KTFler zarar etti
KITIerin
KnniM^tar
MKEK
Sûmerbank
Yapağı-Tiftik
SEKA
Çitosan
Kumaş
TDÇI
Gerkonsan
Asok
Taksan
Tûmosan
Testaş
Asıl Çelik
Akmosan
Orûs
Etibank
KBI
Çinkur
TTK
TK)
TEK
kar zarar durumu (milyon TL)
1M9
(KcsJıı
Rakaa)
4a959
—
165.624
3.069
-288.584
-4.227
-1.054
-9537
-12590
1512
44.957
696734
4.234
56598
-344 000
19.643
-465.743
19»
{Pragram)
-62.219
—
236.780
134.289
388.695
1.064
-1.839
-4.446
-9528
36.747
68344
737566
104.389
53239
-629.042
205.181
-410.481
1990 (x)
(hkattıay)
—
—
-32 939
_
-292 906
-2.418
—
—
18.874
-3.646
-
129.740
-11166
23.554
-
346
-238.669
Ktrukışiar
Temsan
TPAO
POAŞ
DİTAŞ
TÜPRAŞ
BO1AŞ
PETKIM
Alpet
Yarpet
Petlas
TÛGSAŞ
IGSAŞ
TŞeker Fab.
Et-Bahk
TMO
ccuotK
Çay-Kur
Tekel
Tanm Işlt.
Yem Sanayii
TZDK
19S9
(Kesln
Rakam)
-1402
365.170
280.583
10.943
1.795
132.518
—
—
—
—
-25.148
65364
• -96.061
1.276
-a217
262
-138343
59.425
7.090
-JO.UOt
-37.676
1990
(Pragram)
-1.044
512.787
360.174
2.244
69.704
121102
—
—
—
-119.340
87.701
144.504
5.584
-316.955
41.976
10965
5ia691
18.645
1&910
1990 (x)
(Ükattıay)
-2.294
425.139
—
7320
121.596
113378
—
—
—
—
—
4.407
70.877
-4 915
-508.844
-1.831
-156,600
-121.407
-22.966
-IA/OO
-45.623
Kurukolar
DM0
TCDD
Tüdemsaş
Tüvasaş
Tûlomsaş
PTT
DHMI
THY
USAŞ
T.Gemi Sanayii
TDİ
D.B.Denız Nak.
Turizm Bankası
Karbr Ibabnıı
Zarartaf %p.
1 Net Kar
(x)- Geçici venier.
19t9
(Kesia
Rakaaı)
47.181
-151.757
-2.224
2.455
148
322.447
190581
4.351
-25326
93313
87.654
2.724303
-1.621.403
1.102.900
1990
(Pragram)
61.283
-334.190
9534
-1.474
11497
911.192
31E325
58.883
-35.773
75.046
88.433
UMS54
•1J26.732
1438.122
1990 (x)
(İkaltıay)
_
416.877
-1.922
-5.546
-480
62.097
18.717
-29.329
30.492
1443.714
-1.491636
-53.222
ANKARA (AA) — Yıllık programa
göre 1990 yılında 3.4 trilyon lira kâr et-
mesi hedeflenen Kamu fktisadi Teşeb-
büsleri (KlT), yıhn ilk altı ayında 53.2
milyar lira zarar etti. Yılın ilk altı ayın-
da, 55 işletmeci KİT'ten 19'u zarar, 14'ü
kâr ederken, 22 KlT'in altı aylık kâr-
zarar durumu henüz Hazine'ye ulaşma-
dı.
Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlığY-
nın (HDTM) geçici verilerine göre yılın
ilk yansında en fazla zarar eden kuru-
luşlar, 508.8 milyar lira ile Toprak Mah-
sulleri Ofısi (TMO), 292.9 milyar lira ile
Türkiye Demir Çelik İşletmeleri (TDÇİ)
ve 238.6 milyar lira ile Türkiye Elektrik
Kurumu (TEK) oldu.
Zararda bu kuruluşları Çay İşletme-
leri Genel Müdürlüğü (Çay-Kur), Tekel,
Türkiye Zirai Donatım Kurumu
(TZDK), Çitosan izledi.
TMO, Çay-Kur ve Tekel'in zarar ra-
kamlan ilk altı ayda daha çok ürün
ahmları yapılması nedeniyle yüksek
gözüküyor. Bu kuruluşlann zarar ra-
kamlannın, yılın ikinci yansındaki ürün
satışları ve ihracattan sonra düşmesi
bekleniyor.
Bu yılın ocak-haziran döneminde kâr
eden KÎT'ler arasında ilk sırayı 425.1
milyar lira ile Türkiye PetroDeri Anonim
Ortakhğı (TPAO) aldı. Devlet Demir
Yollan, Etibank, Tüpraş, Botaş ve THY
de kâr eden KlT'ler arasında bulunuyor.
Bu arada, KlT'lerin 1989 yüı kesin
kâr-zarar durumlan da belirlendi. Bu-
na göre geçen yıl KlT'ler toplam 1 tril-
yon 102.9 milyar lira kâr etti.
Geçen yıl en fazla zarar eden KlT'le-
rin başında TEK yer aJırken bu kurulu-
şu Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)
ve TDÇİ izledi.
Geçen yılın en kârlı kuruluşlan ise Eti-
bank, TPAO, PTT ve Petrol Ofisi AŞ
oldu.