29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EKİM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Libya petrolü • ANKARA (ANKA) — Libya ile ticarette serbest döviz aşamasına geçilmesiyle birlikte Tûrkiye Petrol Rafınerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) bu Olkeden Türk mütcahhitler adına petrol alımını durdurdu. TÜPRAŞ'ın müteahhitler adına ham petrol alımını durdurması en fazla müteahhitlerin işine geldi. Libya'da iş yapan Türk Müteahhitler Birliği Genel Sekreteri özer ölçmen yaptığı açıklamada dış ticarette serbest döviz esasına geçilmesiyle birlikte TÜPRAŞ'ın Libya'dan sadece kendisinin yaptığı anlaşmalara dayanarak ham petrol almaya başladığını, bu nedenle de müteahhitlerin TÜPRAŞ tarafından yapılan yüzde 5'lik kesintiden kurtulduğunu bildirdi. THptik yönetmeligi • ANKARA (AA) — Dünkü Resmi Gazetette yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Türk uyruklu kişiler yurtdışından beraberlerinde getirdikleri taşıtlar için triptik belgesi almadıklan takdirde dolduracaklan araç giriş formu ile Türkiye'ye giriş yapabilecekler. Çıkış sırasında ise sadece araç çıkış formu dolduracaklar. Daha önce bu kolayhk sadece yabancı turistlere sağlanırken Türk vatandaşlan, özellikle - yurtdışında çalışan Türkler bu haktan yararlanamıyorlardı. Emniyetin l y ihalesi • Haber Merlrçri — Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ekim ayında sonuçlanan telsiz ihalelerini ASELSAN kazandı. Toplam tutan 10 milyar lirayı bulan ihaleler 2 bin sabit, araç ve el telsizinden oluşuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün çeşitli birimlerinde yıl sonuna kadar kullarulmaya başlanacak olan yeni telsiz sistemleri, telsiz teknolojisindeki en son yenilikleri kapsıyor. rrO'nıın bursu • Ekonomi Servisi — lstanbul Ticaret Odası (ITO), üniversitelerin işletme, iktisat, idari büimler ve endüstri mühendisliği fakültelerinde okuyan öğrencilere karşıhksız burs verecek. İTO'nun burslarından, başarıh ve maddi imkânlan yetersiz olan öğrenciler yararlanabilecek. SDR'de değişiklik • WASHINGTON (AA) — Uluslararası Para Fbnu, fonun kaydi para birimini oluşturan SDR'deki (özel çekme haklan) para birimlerinin sepetteki oranlannı yılbaşmdan itibaren değiştirme karan aldı. Buna göre halen SDR'de katılımı yüzde 42 olan ABD Dolan'nın sepetteki oranı 1 Ocak 1991'den itibaren vuzde 40'a, Ingüiz Sterlini ile Fransız Frangı'nınki yüzde 13'ten yüzde ll'e düşürüJecek. Aktaş'ta durunı • İş-Sendika Servisi — TEK'teki özelleştirme uygulamaları sonucu İstanbul Anadolu yakasında elektrik üretimi ve dağuımı yapma görevini devralan Aktaş Elektrik'te çahşan işçiler kendilerine "kışla düzeni" uygulandığını öne sürdüler. TEK'te çahşırken öğle yemeği verildiğini, Aktaş'ta önce yemeğin kesildiğini belirten işçiler, "Her gün yasal sürenin çok üzerinde çâlışmak zorunda bırakıüyonız. Mesai saatlerüniz belli değil"dediler. Otomotiv yan sanayıı I tZMİR (Cumhariyet Ege Barosa) — Türkiye'de artan otomobil ithalatı otomotiv yan sanayiini ürküttü. EBSO Meclis üyesi Cevdet Nazlı, ithalat nedeniyle yerli otomotiv sanayiinde umulan gelişmenin olmadığını, böylece yedek parça uretiminde de beklenen artışın gerçekleşmediğini söyledi. Otomotiv sektöründe istihdamın daha çok yan sanayide çalışanlar tarafından sağlandığını belirten EBSO meclis üyesi Cevdet Nazlı, "Durum böyle devam ederse, yan sanayide ciddi sıkıntılar yasanır" dedi. Faiz yarışı dövize kaydı Bankalann dövize verdikleri faizler arasındaki farklılaşma yüzde 50'yi buldu. Döviz tevdiat hesaplannın TL mevduatına oranı yüzde 35'ten yüzde 41'e çıktı. ABDURRAHMAN YILDIRIM Faiz yarışı dövize kaydı. Kur makasın- dan dolayı dövizle raevduat toplamak cazip hale gelince mevduat pastasmda- ki paylannı genişletmek isteyen küçük ve orta ölçekli özel bankalarla bazı kamu bankalan döviz tevdiat faizlerini yükselt- tiler. Bunun sonucunda bankalann dö- vize verdikleri faizler arasındaki farklı- lışma yüzde 50'yi buldu. Halen TL mev- duatına negatif reel faiz uygulayan ban- kalann dövize yüzde 12'ye kadar faiz vermesiyle Türkiye"nin Avrupa'nın en yüksek faiz veren ülkelerinden biri hali- ne geldiği dikkati çekiyor. Dövizle mevduat toplamanın yaygın hale gelmesi sonucunda da döviz tevdi- at hesaplannın TL mevduatına oranı yüzde 35'ten yüzde 41'e çıktı. 1989 so- nunda 6.8 milyar dolara varan yurtiçi dö- viz tevdiat hesaplan 1990'ın ilk yarısın- da 7 milyar 766 milyon dolara (20.4 tril- yon lira) yükseldi ve ayru tarihte 49.9 tril- Dovize hang Baakaadı Zıraat İş Bartkası Akbank Yapı Kredi Emlakbank Vakıflar Pamukbank Garanti Türkbank Osmanlı Halkbank Etibank Sümerbank Denizbank Töbank Şekerbank iktisat Esbank Tütünbank Dışbank Imar Egebank Adabank banka ne faiz veriyor? Vadesiz Dolar 3 3 3 3 . 5 7 7 4 4 3 5 4 7 5 5 2 9 3 3 3 1 1 Mark 2 2 2 2 3 4.5 6 3.5 4 1.5 2 3 . 4.5 4 4 1 9 25 2 3 3 1 1 1 ay vadell Dolar 6 5 6 6 7.25 8 8.7 7 — 5 7 7 7.25 7.75 4 9 8 8 6.5 — 8 — Mark 5 4 6 6 5.75 6.5 8.7 6 2.5 4 4 6.75 8 4 8.25 8.25 7.5 5 — 7.25 — 3 ar Dolar 6.6 6 6.5 6.5 7.75 8.5 915 7.5 6 6 7.25 7.25 8.5 8 8 5 9 8.5 9.25 6.75 9.5 8.5 10 radeli Mark 6 5 7 7 6 6.75 9.15 7 • 7 3 4.25 5 6.75 7.25 8.5 5 8.5 8.5 8.75 6 9 7.5 9 6ay vadeO Dolar 7 6.5 7 7 8.25 9 9.65 8 6.5 6.5 7.5 8.25 9 8.5 85 6 9 8.75 10 7 10.5 9 11 Mark 7 5.5 7.5 7.5 7 7 9.65 7.5 7.5 3.5 4.5 5 7 7.5 9 6 8.75 8.75 9.25 6.5 10 8 10 1»H Dolar 7.5 7 7,5 7.5 8.5 10 11 8.5 7 7 7.75 875 10 9 9 7 9.5 9 11.25 7.25 12 10 12 radeli Mark 75 6.5 8 8 9 10 . 11 8 7.5 4.5 5.5 8 10 9 9.5 6.5 9.75 9.25 10.25 7 11 9 11 yon lirayı bulan toplam konsolide mev- duatın yüzde 40.87'sine vardı. Bankalar döviz uzerinden topladıkları bu mevduatın maliyetinin kurlardaki de- ğişmeye göre yüzde 45-50'yi buldugunu ve bu parayı döviz kredisi olarak kullan- dırdıklarım bildirdiler. 23 banka arasında yaptığımız araştır- maya göre döviz faizleri vadesizde ve bir ay vadelide yüzde 9'a, üç ay vadelide yüzde 10'a, altı ay vadelide yüzde ll'e, 1 yıllıkta yüzde 12'ye kadar yükseliyor. Araştırmada büyük özel bankalann TL faizinde olduğu gibi dövizde de bir- birlerine yakın düzeyde ve en düşük fai- zi verdikleri anlaşıldı. Vadesizde doların faizi yüzde 1-9 ara- sında değişiyor. En yüksek faizi tktisat verirken, Vakıflar, Sümerbank, Pamuk- bank, Tütünbank ve Egebank yüzde 7 faiz ödüyorlar. Bir ay vadelide ise faiz yüzde 4-9 arasında oynuyor. Bu vadede de en yüksek faizi İktisat verirken onu yüzde 8.7 ile Pamukbank yüzde 8 ile Va- kıflar, Esbank izliyor. Üç aylık faiz oran- lan yüzde 5-10 arasında bulunuyor. Yüz- de 10 veren Adabank'ı yüzde 9.5 ile Imar Bankası, yüzde 9.25 ile Tütünbank ve yüzde 9.15 ile Pamukbank takip ediyor. Altı aylık faizde doların faizi yüzde 6-11, markın 4.5-10 arasında. Burada da en yüksek faiz yüzde 11 ile Adabank'tan. 1 yıl vadelide faiz yüzde 7-12 arasında, ta- van faizi İmar ve Adabank uyguluyor. Dövize en yüksek oranda faiz veren İktisat Bankası ve Pamukbank yetkili- leriyle konuştuk. İktisat Bankası Yöne- tim Kurulu Başkan Yardımcısı Giirbüz Tümay, kur farkından dolayı döviz kre- disinin TL'ye göre çok daha avantajlı ol- duğunu belirterek şunları söyledi: "Müşteri khine olacak bu farkı göre- rck döviz tevdiat faizlerini yiikselttik. Biz de belirli bir şpred koyarak miişteriye yansıtıyoruz. Özel kuruluşlann yanında kamu kuruluşları da döviz kredisi kul- lanır hale geldiler. İhracatı olan miişte- rilerimiz döviz kredisi kullamyorlar. Bu yolla kullanılan kredinin maliyeti yüzde 45-50'ye geliyor. Dövize bundan dolayı dışandan görülmeyen bir faiz oranı ve- riyoruz." Pamukbank Genel Müdür Yardımcı- sı ve Fon Yönetimi Sorumlusu Ertugrul Deringöl de 32 sayılı karardan sonra mevduat sahipleri için ikinci bir alterna- tif olarak döviz hesaplannın ortaya çık- tığmı ve yabancı para ile mevduat yap- manın yaygın hale geldiğini belirtti. De- ringöl şöyle konuştu: "Yeni bir (iir olarak ortaya çıkan dö- viz mevduatına TL maliyetlerini aşma- yacak şekilde faiz verdik. Bu amaçla faiz oraıüannda arttınm yapıldı ve yeni do- ğan bu paranın bankalara kanalize edil- mesi amaçlandı." Tiırizınci de destek bekliyor Beklenen desteğin biçimini turizmciler 'alacaklan erteleme'olarak tanımlıyor CEM HAMULOGLU Turizm sektörü, Körfez krizinden kay- naklanan sorunlan aşmak için devletten "destek" bekliyor. Turizm Bakanı tlhan Aküzüm, her konuşmasında "Bakanlık olarak gerekeni yapacaklannı" söylüyor. Ama şımdilik somut hiçbir destek bulun- muyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığı- mız Turizm Bakanlığı Müsteşarı Savaş Kiice ise "Bakanlık bir çalışma içinde. Sektörden gerekii bilgileri topluyoruz, biz de bazı bilgiler çıkarüyoruz. Daha sonra Bakanlar Kurulu'na ve Sayın Baş- bakan'a bunlan suoacağız" diyor. Türk turizminin Körfez krizi yüzün- den geleceğindeki "parlaklıgı" yitirdiğini kimse düşünmüyor. Ama krizin "en az zararta" atlatılması için "güçlü" bir sek- törün gerekliliği de genel kabul görüyor. Son iki yıldır "kur makası"nın kıskacın- da kalan ve kısa vadeli yüksek kredi fa- izlerinden "bunalan" sektör, Körfez kri- zini atlatmak için birtakım önlemler ahnmasını bekliyor. Turizmin çeşitli alanlannda etkinh'k gösteren Net Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk, "Devletin turizm sektoriıne karşı biraz yumuşak olması la- zım. Sonra turizm sektörü bedava para istemiyor. 'Bunalımı aşmak için 1-2 yıl- lık faizli döviz cinsinden köprü kredi ver' diyor. Bunu vermezseniz Türk turizmi- nin en önemli güvencesi olan dinamik se- yahat acentesi bunyesi dağüır" diyor. Ti- buk'un değindiği tehlikeyi, Türkiye Se- yahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Baş- kanı Bahattin Yücel de paylaşıyor: 'Milyarlarca dolarlık dövizi Türkiye^ ye getiren acenteler, böyle bir bunalım- da eğer kendilerini desteksiz hisseder ve başka alanlara kayarsa, bunlan tekrar geri getirmek ve canlandırmak söz ko- nusu degildir. Bu bilgi birikiminin bu- nalım yıizünden başka sektörlere kana- lize edilmesi, Türkive için para>la ve za- manla >erine konamayacak bir kayba ne- den olabilir." Aynı sıkıntıları, turizm yatınmcıları ve işletmecileri de yakından hissediyor. Tu- rizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Baş- kanı Barlas Kiintay, şu eleştiriyi getiri- yor: "Turizmde kalkınmakta olan ülkeler- de devlet çok ciddi teşvikler vermekte- dir. Türkiye'de de böyle teşvikler vardır. Ama Türkiye'de turizm tesisi yapmak için verilen krediler hiç de teşvik edici durumda degildir. Turizmde kaikınmak isteyen hiçbir ülkede bu şartlarda turizm kredisi verilmez. Bu şartlarda verilen kre- dilerin ödenmesi için geçen zaman içe- risinde enflasyonun sürekli artması ya- tırımcı için ayrıca çok büyük bir risktir. Nitekim Türkiye'de turizm >alırımı yap- mak isteyen çok daha fazla girişimci bu- lunmaktadır. Ama bu şartlarda niyetle- rinden vazgeçmektedirler. Tüm bu olum- suz şartlara ragmen turizmde >atınma girişmiş olanlar da büyuk bir iyi niyel- le, büyük bir cesaretle tesislerini tamam- lamak ve borçlarının faizleriyıe anapa- rasını zamanında ödemek için gayret et- mektedirler. Bir de buna Körfez krizinin yüklenmesi, yatırıracıyı da diğer turizm dallanndaki girişimdler gibi zor durum- da bırakmıştır." Peki, de%letten beklenen "destek" rte- dir? Bu soruyu Bahattin Yucel yanıtlı- yor: " Krsinlikle para istemiyonız. Pa- ra alınsın da dağıtılsın gibi ilkel bir dav- ranış olaraaz. Burada yapılması gereken şey, devletin birtakım aiacaklannı erle- lemesidir." TEPE MOBİLYA 'Siyah çelenk'e polis engeli ,* ANKARA (AA) — Tepe Mo- *m bilya'da 76 gündür grevde bu- • 1 lunan özağaç-lş Sendikası üyesi 1600 işçinin saüş mağazasının önüne siyah çelenk bırakmala- nnı polis engelledi. Tepe Mobilya'nın Kumrular Caddesi'nde bulunan satış ma- ğazasına siyah çelenk bırakmak isteyen işçiler öğle saatlerinde Güvenpark'ta toplandılar. Bu- radan Kumrular Sokağa gitmek isteyen işçüeri, çevik kuvvet en- gelleyerek mağazanın önüne çe- lenk bırakılmasını önledi. özağaç-lş Genel Başkanı Abidin özarslan, sendika genel merkezine gelen işçilere hitaben yaptığı konuşmada amaçlannın anarşi çıkarmak olmadığını ifa- de ederek şunlan söyledi: "Grevin başladıgı günden bu yana işletmelerde şefler ve işve- ren vekilleri Urafmdan işçiler iş- başı yaptınlmaya çalışılmakta ve demokratik hakkımıann kul- lanılmasua mani olunmaya de- vam edilmektedir. Bize göre fevkalade bassas olan tüm bu olaylann ülkemize iki üniversi- te kazandırdıgı ile övünülen YÖK Başkanı Saym thsan Dog- ramacı'nın işyerterinde olması dikkat çekicidir. Isçilerin alın- terleri vakıf üniversitesince ak- tarüarak çalışanlann açlıga mahkûm edilmesi pahasına iş- letmelerde sosyal dözenin sağ- lanması mumkÜD degildir." Irak sorunu îhracatçılar Hazine'ye başvurdu ANKARA (AA) — Irak'a ih- racat yapan dış ticaret sennaye şirketleri, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'ndan (HDTM) bankalar aracılığıyla Irak'a ve- rilen teminat mektuplanndan ahnan komisyon ve diğer mas- rafların dondurulmasını istedi. Türkiye Dış Ticaret Derneği- nin (Türktrade) söz konusu şir- ketler adına yaptığı başvuruda, Körfez krizd nedeniyle Irak'a ya- pılan ihracat ile ihracata dönük anlaşmaların ne olacağının be- lirsiz bir niteliğe büründüp be- lirtilerek şöyle denildi: "thracalçılanmızın söz konu- su anlaşmalar uyannca. banka- lar aracılığıyla Irak'a verilen te- minat mektuplannın komisyon ve diğer masraflan işlemeye de- vam etmektedir. Bankalar açısından şu anda bir risk taşımayan bu teminat mektuplanna ilişkin komisyon ve diğer masraflann da kriz çö- züme ulaşıncaya kadar dondu- rulmasının uygun olacagı kanı- sındayız." Türktrade tarafından HDTM'ye yapüan ikinci bir baş- vuruda ise 7 Ağustos 1990 tari- hinde HDTM'nin Merkez Ban- kası aracılığıyla bankalara gön- derdiği talimatta, diğer kaJem- lerin yanında teminatlar çerçe- vesinde yapılacak ödemelerin de Merkez Bankası nezdinde açıla- cak bloke hesaplara yatınlması- run belirtildiği anımsatıldı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN §UKRAN KETENCİ Gerilim Tırmanıyor Nasreddin Hoca'nın, çocuğu su almaya gönderirken "tes- tiyi kırmasın" diye önceden dövmesi örneği, siyasi iktidar- işveren cephesinden işçiler ve sendikacılara yönelik bir "tehdit" kampanyasıdır gidiyor. Cumhurbaşkanı ile başla- yan, en son Başbakan'tn katıldığı koroda tüm ilgili bakanlar ve işveren sendikaları yetkilileri var. Hep bir ağızdan "aşırı isteklerden" vazgeçilmezse, bu işin sonunun iyi olmayaca- ğı, işyerlerinin kapatılıp çok sayıda işçinin atılabilecegi söy- leniyor. işçilerin aklında yokken, geçen yılın "bahar eylemlerinin" çağrışımı yaptırılıyor. "Olabilir mi?" diye ciddi ciddi düşündük. Siyasi iktidar- işveren cephesinin çocuğu önceden tokatlamakla taktik yan- lışı yaptıkları sonucuna vardık.Canı yanan işçinin bahar ey- lemlerinden de daha ciddi olarak gücünü birleştirmesinin, etkili olabilmesinin söz konusu olabileceği sonucuna vardık. Bu kez topiusözleşmeleri uyuşmazlıkta olan yaşam boyurv ca hiç kıpırdamamış, eylem yapmamış kamu işçileri değil. Aralannda Türkiye'nin en kritik, duyarlı üretim alanlannı kap- sayan işkollan var: Madenler, metal, tekstil, kâğıt iş kolları, özel-kamu birleşmiş durumda. İşçinin hiç güvenmediği ren- gi en sarı sendikacıların sorumlu olduğu uyuşmazlıklar ile işçinin en çok umut bağladığı sendikacıların uyuşmazlıklan birleşti. En dinamik, eylem geleneği olan işçi taban ile en pasif gruplar bir arada. Siyasi iktidar-işveren-sarı sendikacı cephesı, ittifakı çok önemli yanlışlar yaptılar. En doğal, en demokratik haklan ver- meme, doymaz politikaları ile işçinin en örgütsüz, en yön- lendirmesiz kaldığı bir dönemde, kendiliğinden tepkiye or- tam yarattılar Önemli taktik yanlışlardan biri Türk-İş'in son genel kuru- lu ve oluşturulan yeni yönetim ittifakı idi. İte kaka, zikzak çi- ze çize, yalpalaya yalpalaya Türk-İş, faaliyeti askıya ahnan DİSK'in de sorumluluğunu üstlenmişti. İşçi taban Türk-İş yö- netiminden hoşnut değildi, güvenmiyordu, yine de tek çatı aitında toplanmanın, iteliye iteliye kurumlaştırmanın olabi- leceğine inanmaya başlamıştı. Açıkçası Türk-İş çatısı aitın- da toparlanılabileceği, Türk-İş'in sendikal işlevinı yüklene- bileceğı inancı güçleniyordu. Genel kuruldaki sağ seçim it- tifakı, ardmdan geçen aylar içinde yeni yönetimin, lider de- ğiştirmediği halde, eski Türk-İş politikasından da geriye çark etmesi, yeniden işçi tabanda çok ciddi bir boşluk, bunalım yarartı. 1984'ten bu yana "işçi düşmam" ilan ettiği, karşı- sında seçim kampanyaları düzenlediği iktidar ile Türk-İş yö- netimi arasında aylarca süren flört, Türk-İş'in bütün genel kurul ve başkanlar kurulu eylem karariarının, programları- nın askıya alınması, işçi tabandaki güven bunalımı, umut- suzluğu arttırdı. Oysa 1980'ii yıllarda sürekli hak kayıpları, yaşanan olay- lar ister istemez işçide bazı önemli değişimleri başlattı. 12 Eylül öncesinde Türk-iş-DİSK ve geleneksel aynı işkolları- nın sendikal rekabeti içinde, en sarı sendika liderleri dahi ayakta kalabılmek için toplu pazarlık masalarında başarıh gö- rünmek, bazı hakları kotarmak zorundaydılar. 12 Eylül'e ka- dar kendi pek zorlanmadan, kendi karar vermek gereğini duymadan iyi-kötü bazı haklar almaya alışmış işçi, 12 Eylül sonrasında hep hak kaybedince, 12 Eylül döneminin baskı- sı, korkusu, yasal engellemeleri, caydırma, yıldırma yöntem- leri ne kadar etkili olursa olsun, hak kaybetmenin sonunun gelmemesi karşısında kendi sorunlan ile kendi ilgilenmeye başladı. İşte bahar eyiemleri de aslında taban kıpırdanışı, tabanın çaresizlik içinde çare yaratışının bir ürünü oldu. Ba- har eyiemleri ile işçi örgüt çatısı aitında, bir arada olmanın ve birtikte bir şeyltır kotarmanın tadına vardı. Üstelik sendi- ka liderinin aslında kendisini yönlendirmediğini, kendisinin lideri biçimleyebileceğini ve zorlayabileceğini de öğrenerek. x Tabii ki siyasi ıktıdar-işveren ve sarı sendikacı cephesı bu değişiklikten çok korktular. İlk önlem olarak taban değişimi- ni Türk-İş yönetimine yansrtmama seçimini yaptılar. Yanlış yaptılar. Daha demokratik, daha güvenilir bir Türk-İş yöne- timi, daha sağduyulu davranabilir, karariar verebilir işçi üzerinde de etkili olabilirdi. İkinci çok önemli taktik yanlış, 1980'den bu yana çok ağır yoksullaşmış işçinin, belini biraz doğrultma isteminin ciddi- yetini hafife alma, bu konudaki duyarlılığını görememe ya da tam tersi sindirme amacı ile "tehdit" yoluna sapma ol- du. Toplusözleşmelerde yoksullaşmayı bir ölçüde giderecek rakamları vermeme konusunda siyasi iktidar-işveren cephesi ilke karan alınca, işler sarpa sardı, bugüne kadar çoktan im- zalanmış olması beklenen sözleşmeler bile kitlendi. MESS geleneksel ilke karan ile bu tarihlere kadar çoktan Türk Me- tal ile sözleşmesini imzalamış olmalıydı. Olmadı, bu eğilim tam tersi, tabanın zorlaması ile Çelik-iş - Otomobil-İş ve Özdemir-lş işbirliğini getirdi. Dahası, Çalışma Bakanlığı'nın Çelik-İş'in toplusözleşme yetkisini alması, işçisinin Türk Me- tal'e girmeye zorlanması, Türk Metal'i kolay kolay anlaşma yapamayacak bir noktaya getirdi. Aynı ölçüler içinde iki yıl önceki sözleşmelerde bu tarihlerde Şevket Yılmaz'ın sen- dikası Teksif, çoktan tekstil işverenleri ile sözleşmesini im- zalamıştı. Baksanıza Türk-İş yönetimi 9 ay sonra iktkJara ye- niden muhalefet yapmaya başladı. Evet, yanlış taktikler ge- rilimi tırmandırıyor, hak vermemedeki doyumsuzluk, sorun- lan işin içinden çıkılmaz boyutlarda büyütüyor. Biığday ahmında TMO'ya suçlama tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — Toprak Mahsulleri Ofi- si'nin buğday ahmlannda uygu- ladığı yöntem nedeniyle buğday- un-ekmek üçgeninde fıyat artış- laruıın süreceği biidirildi. Peşin parayla alım yapabilmek için TMO'nun 1 trilyon liralık borç- lanmaya gittiğini belirten Ege Un Sanayicileri Derneği Başka- nı Nuri Dedeoğlu, "TMO bu- nun bedelini ödeyecek. Fatura uncnya, fınncıy», halka çıka- cak" dedi. Türkiye Ekmek Sa- nayii tşverenleri Sendikası Baş- kanı Mehmet Aü Yolgörmez de "Bu gjdişle yıl sonnnda ekmegi 1000 liraya yeriz" diye konuştu. Serbest piyasa koşullannın tam anlamıyla uygulanmaması nedeniyle sıkıntı yaşandığmı be- lirten Ege Un Sanayicileri Der- neği Başkanı Nuri Dedeoğlu, un piyasasında da bunun yansıma- lannın yaşandığını söyledi. De- deoğlu, tanm ürünlerinde taban fıyat politikasımn yanlışhğına dikkat çekerek Toprak Mahsul- leri Ofısi'nin buğday alunlann- da uyguladığı yöntemin sıkınü- yı arttıracağını kaydetti. Trîlyoıılıık kâr beklenen KTFler zarar etti KITIerin KnniM^tar MKEK Sûmerbank Yapağı-Tiftik SEKA Çitosan Kumaş TDÇI Gerkonsan Asok Taksan Tûmosan Testaş Asıl Çelik Akmosan Orûs Etibank KBI Çinkur TTK TK) TEK kar zarar durumu (milyon TL) 1M9 (KcsJıı Rakaa) 4a959 — 165.624 3.069 -288.584 -4.227 -1.054 -9537 -12590 1512 44.957 696734 4.234 56598 -344 000 19.643 -465.743 19» {Pragram) -62.219 — 236.780 134.289 388.695 1.064 -1.839 -4.446 -9528 36.747 68344 737566 104.389 53239 -629.042 205.181 -410.481 1990 (x) (hkattıay) — — -32 939 _ -292 906 -2.418 — — 18.874 -3.646 - 129.740 -11166 23.554 - 346 -238.669 Ktrukışiar Temsan TPAO POAŞ DİTAŞ TÜPRAŞ BO1AŞ PETKIM Alpet Yarpet Petlas TÛGSAŞ IGSAŞ TŞeker Fab. Et-Bahk TMO ccuotK Çay-Kur Tekel Tanm Işlt. Yem Sanayii TZDK 19S9 (Kesln Rakam) -1402 365.170 280.583 10.943 1.795 132.518 — — — — -25.148 65364 • -96.061 1.276 -a217 262 -138343 59.425 7.090 -JO.UOt -37.676 1990 (Pragram) -1.044 512.787 360.174 2.244 69.704 121102 — — — -119.340 87.701 144.504 5.584 -316.955 41.976 10965 5ia691 18.645 1&910 1990 (x) (Ükattıay) -2.294 425.139 — 7320 121.596 113378 — — — — — 4.407 70.877 -4 915 -508.844 -1.831 -156,600 -121.407 -22.966 -IA/OO -45.623 Kurukolar DM0 TCDD Tüdemsaş Tüvasaş Tûlomsaş PTT DHMI THY USAŞ T.Gemi Sanayii TDİ D.B.Denız Nak. Turizm Bankası Karbr Ibabnıı Zarartaf %p. 1 Net Kar (x)- Geçici venier. 19t9 (Kesia Rakaaı) 47.181 -151.757 -2.224 2.455 148 322.447 190581 4.351 -25326 93313 87.654 2.724303 -1.621.403 1.102.900 1990 (Pragram) 61.283 -334.190 9534 -1.474 11497 911.192 31E325 58.883 -35.773 75.046 88.433 UMS54 •1J26.732 1438.122 1990 (x) (İkaltıay) _ 416.877 -1.922 -5.546 -480 62.097 18.717 -29.329 30.492 1443.714 -1.491636 -53.222 ANKARA (AA) — Yıllık programa göre 1990 yılında 3.4 trilyon lira kâr et- mesi hedeflenen Kamu fktisadi Teşeb- büsleri (KlT), yıhn ilk altı ayında 53.2 milyar lira zarar etti. Yılın ilk altı ayın- da, 55 işletmeci KİT'ten 19'u zarar, 14'ü kâr ederken, 22 KlT'in altı aylık kâr- zarar durumu henüz Hazine'ye ulaşma- dı. Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlığY- nın (HDTM) geçici verilerine göre yılın ilk yansında en fazla zarar eden kuru- luşlar, 508.8 milyar lira ile Toprak Mah- sulleri Ofısi (TMO), 292.9 milyar lira ile Türkiye Demir Çelik İşletmeleri (TDÇİ) ve 238.6 milyar lira ile Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) oldu. Zararda bu kuruluşları Çay İşletme- leri Genel Müdürlüğü (Çay-Kur), Tekel, Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK), Çitosan izledi. TMO, Çay-Kur ve Tekel'in zarar ra- kamlan ilk altı ayda daha çok ürün ahmları yapılması nedeniyle yüksek gözüküyor. Bu kuruluşlann zarar ra- kamlannın, yılın ikinci yansındaki ürün satışları ve ihracattan sonra düşmesi bekleniyor. Bu yılın ocak-haziran döneminde kâr eden KÎT'ler arasında ilk sırayı 425.1 milyar lira ile Türkiye PetroDeri Anonim Ortakhğı (TPAO) aldı. Devlet Demir Yollan, Etibank, Tüpraş, Botaş ve THY de kâr eden KlT'ler arasında bulunuyor. Bu arada, KlT'lerin 1989 yüı kesin kâr-zarar durumlan da belirlendi. Bu- na göre geçen yıl KlT'ler toplam 1 tril- yon 102.9 milyar lira kâr etti. Geçen yıl en fazla zarar eden KlT'le- rin başında TEK yer aJırken bu kurulu- şu Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve TDÇİ izledi. Geçen yılın en kârlı kuruluşlan ise Eti- bank, TPAO, PTT ve Petrol Ofisi AŞ oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle