Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 11 EKİM 1990
Inonıi:
Akbuhıfun
staj dönemi
Uevakit
kaybediyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkanı Er-
dal İnönü, parlamentonun gü-
ven tazelemesinin ertelenemez
bir siyasi gereksinim olduğunu
söyledi. Artan terör olayların-
dan duyduğu kaygıyı ifade eden
İnönü, "Türkiye, Başbakan
Akbulut'un staj dönemi ile va-
kit kaybediyor. Akbulut bu işi
öğrenecek diye insanların tek
tek ölmesini bekleyemeyiz" de-
di.
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönii, önceki giin olağanüstü
toplanan parti meclisinin bildi-
risini dün açıklayarak "Görev
ve yetkilerini teslim etmiş bir
hiikümet ve işlevsiz bakanlarla
ülkemizin gittikçe agırlaşan so-
runlannın altından kalkılamaz.
Yalnız bu hükiimetin görevin-
den ayrılması değil, parlamen-
tonun da giiven tazelemesi erte-
lenemez bir siyasal
gereksinmedir" dedi. İnönü,
son gelişmeler karşısında bazı
bakanlar hakkında gensoru ve-
receklerini, bu konudaki çalış-
malarınm da halen sürdüğünü
dile getirdi.
Dün bir basın toplantısı ile
hazırlanan parti meclisi bildiri-
sini açıklayan İnönü, "Parti
meclisimizin unutulmaz iiyesi"
dediği Bahriye Üçok'un cenaze
törenine katılanlara, "önemli
bir ödevi gerçekleştirdikleri
için" teşekkür etti. SHP Genel
Başkanı, "Türkiye Cumhuriye-
ti'nin çağdaş temellerinin, laik,
demokratik, özgürlükçü ilkele-
rinin ne kadar sarsılmaz, aşıl-
maz, yenilmez, halk kökleri ol-
duğunu bir kez daha biiyiik bir
kararlılıkla sergilediler" dedi.
tnönii, Ankara
büromuzda
SHP Genel Başkanı Erdal
inönü, artık terör olaylanndan
duyduğu kaygıyı ifade ederek,
"Türkiye Başbakan Akbulut'un
staj dönemi ile vakit kaybedi-
yor. Akbulut bu işi öğrenecek
diye insanların tek tek ölmesini
bekleyemeyiz" dedi.
İnönü, dün beraberinde Ge-
nel Sekreter Hikmet Çetin, Ge-
nel Sekreter Yardımcıları Ertuğ-
rul Günay, Yiğit Gülöksüz,
Cevdet Selvi ve Genel Sayman
Yfiksel Çengel ile birlikte gaze-
temizin Ankara Bürosunu ziya-
ret etti. Ankara Temsilcisi Ah-
met Tan, Cumhuriyet yazarları
llgur Mumcu, Cüneyt Arcayü-
rek ile bir süre görüştü. İnönü,
son terör olaylan ile ilgili olarak
gazetemize yaptığı değerlendir-
mede şöyle dedi.
"Türkiye'de bir iktidar boş-
luğu olduğu ortadadır. 26 Mart
seçimlerinin sonucunu kabul et-
mediler. Direndiler. Ama so-
runlar giderek ağırlaşarak sürii-
yor. Ne enflasyonu durdurabil-
diler, ne de dış politikadaki so-
rnnlan çözme yolunda bir başa-
n gösterebildiler. Halkın sıkın-
tısı ise en yüksek düzeyde.
Toplu iş sözleşmesi döneminde
işçilerin karşısına çıkıyorlar.
Enflasyonu indirmeden bu ka-
dar çok istenmez diyorlar. Enf-
lasyonun yiıkünü adeta çiftçile-
rin sırtına bindirdiler. Üstüne
üstlük terör artarak lırmanıyor.
SHP Genel Başkanı, "Akbu-
lut'un staj dönemi dediniz. Siz
taoca olarak bu işi öğrenmek is-
tidadını göriiyor musunuz?" so-
rusuna ise gülerek, "Herkesin
istidadı vardır. Ama zaman me-
selesidir. Herkes öğrenir sonuç-
ta. Ben üniversite hocası olsay-
dım dersi öğretirdim ya da bir
başkasına rica ederdim. Ama
ülke sorunları böyle bekleye-
mez. Ona millel karar verir, iş
millettedir" karşıhğını verdi.
Anayasa
(Baştarafı 1. Sayfada)
özden, birgazetecinin "konı-
ma istediniz mi" sorusuna ise şu
yanıtı verdi:
"Devlet varsa korur, Allah
korur. Ben, ilgili yerlere başvu-
rup 'beni koruyun, benim kor-
kudan bacaklanm titriyor' de-
mem. Devlet istiyorsa korur. Ge-
çen pazar gününden itibaren evi-
min önünde bir bekçi koydular.
Beni bir bekçi konıyor."
Anayasa Mahkemesi Başkan-
vekili Ozden, türbanla ilgili ip-
tal karanndan sonra ise Anaya-
sa Mahkemesi'ne 6 klasör mek-
tup ve telgraf geldiğini, bunla-
nn 5 klasörünün "tehdit, küfür
ve hakaret" içerikli olduğunu
belirtti. özden, türban karann-
dan sonra gönderilen tehdit ve
küfür mektuplannın sayısının
10 bini aştığını ifade etti.
özden, şöyle devam etti:
"Bu telgrafların pekçof u ağır
küfür ifadeleriyle dolu. Bunla-
n PTT görevliierinin nasd kabul
ettigini bilemiyonım. Bunun
tekdirini siz yapın.'
Özal'a yanıt verildi
özden, Cumhurbaşkanı Tbr-
gut Özal'ın Anayasa Mahkemesi
kararlarım eleştirirken kullandj-
ğı, "Bunlar çağdışı, teknolojinin
gerisindeler" şeklindeki sözlere
ise Anayasa Mahkemesi Başka-
nı Necdet Dancıoglu tarafından
yanıt verildiğini söyledi ve "Baş-
ka bir söze gerek yok" dedi.
TBMM'deki kararnamenin görüşülmesiANAP'ı ikiye böldü
SHPden türbana engelleme
CÜNEYT ARCAYUREK yazıyor
Deve Hendek Atlar, Ama...
geçilmesi kabul edildi. Bu oyla-
maya ANAP genel başkan
adaylarından Hasan Celal Gii-
zel, bakanlar Halil Şıvgın, Kâm-
ran İnan, liberallerden Ferruh
İlter, Fethi Çelikbaş, Rıfat Di-
ker ve Cahit Aral da katıldılar.
Olumsuz oylan saymayı unutan
Yıldırım Avcı, SHP'lilerin uya-
rısı üzerine "Afedersiniz, işin
heyecanına kapıldım" dedi. Av-
cı, ANAP'hlar tarafından alkış-
landı.
Bu eelişmeler üzerine dinleyi-
ci bölümünde oturan kadınlar
protesto için genel kurulu top-
luca terk ettiler. Bunun üzerine
Kadın Statüsü ve Sorunları Başkanlığı
kurulması, üniversitelerde türbanın serbest
bırakılmasını içeren kararnamenin
görüşülmesi SHP'liler tarafından sürekli
yoklama istenerek ve değişiklik önergeleri
hazırlanarak engellendi.
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — SHP'nin engellemesi
üzerine üniversitelerde türbanın
serbest bırakılmasına ilişkin ka-
rarnamenin TBMM'deki göriiş-
meleri dün tamamlanamadı.
Kararname, ANAP'ı da ikiye
böldü ve türban serbestisine
karşı olan liberaller görüşmele-
re katılmadılar. Kararnamenin
kabul edilmesi için yoğun çaba
harcayan ANAP'ın muhafaza-
kâr kanadı da görüşmeler için
gerekli çoğunluğu sağlayamadı.
"Kadının Statüsü ve Sorun-
lan Başkanlığı Kurulması" ve
türban serbestisi getiren karar-
namenin konuyla ilgili bakan
olan Çahşmaye Sosyal Güven- o n R I I ( İ T 1 T p M . C İ T H İ r v r » »
lik Bakanı Imren Aykut'un M J K L Ş İ U R l T l A S U R U Y O R
ABD'ye gitmesi nedeniyle görü-
şülememesi olasılığımn belirme-
si, ANAP'ın muhafazakâr ka-
nadını harekete geçirdi. Başta
ANAP Malatya milletvekilleri
Bülent Çaparoğlu ve Galip De-
mirel olmak üzere ANAP'ın
muhafazakâr milletvekilleri yo-
ğun kulise başladılar. Muhafa-
zakârların kulisi sonucu Ay-
kut'un yerine vekâlet eden Dev-
let Bakanı Kemal Akkaya gö-
rüşmelere katılmaya razı oldu.
Kararnamenin maddelerine
geçilmesi oylanacağı sırada
SHP Ankara Milletvekili Ömer
Çiftçi ayağa kalkarak birleşimi
yöneten başkanvekili Avcı'ya
"karar yeter sayısı yok" uyan-
sında bulundu. Yapılan oylama-
da yeterli sayr bulunamayınca
Avcı birleşime 10 dakika ara
verdi.
İkinci oturumdaki oylamada
SHP'lilerin katılmamasına kar-
şın muhafazakârlar, gerekli ço-
ğunluğu sağlamayı başardılar. 7
DYP'li ile eski ANAP'lı bağım-
sız milletvekili Nabi Sabuncu'-
nun da katılımıyla maddelere
Türban serbestisine karşı olan ANAP'lı
liberaller görüşmelere katılmadılar.
Kararnamenin kabul edilmesi için yoğun çaba
harcayan ANAP'ın muhafazakâr kanadı da
görüşmelerde çoğunluğu sağlayamadılar.
Kararnamenin görüşülmesi bugune kaldı.
dinleyici bölümünde sadece tür-
banlı dört kadın kaldı.
SHP'den engelleme
SHP adına konuşan İzmir
Milletvekili Turan Beyazıt tür-
ban ve kadının statüsü ile ilgili
düzenlemelere kararnamenin
gerekçesinde yer verilmediğini
söyleyerek "Bu ya cahilliktir, ya
da işi bilmemektir" dedi.
Kararname maddelerinin gö-
rüşülmesini engellemek için
SHP milletvekillerinin başkan-
lığa verdikleri yedi değişiklik
önergesinin ve önergelerde yer
alacak sa>ida milletvekilinin ad-
larının teker teker okunması
yaklaşık 45 dakika sürdü. İlk
önergenin sahibi olarak Beyazıt
yeniden söz aldı. Bu önergenin
görüşülmesinin tamamlanma-
sından sonra SHP milletvekilleri
Başkan Yıldınm Avcı'dan yok-
lama yapmasını istediler. 20 da-
kika süren yoklama yapılırken,
yoklama isteyenlerin dışındaki
tüm SHP milletvekiUeri genel
kurulu terk ettiler. Görüşmele-
re çoğunluk olmadığı için on da-
kika ara verildi.
Genel kurulda kalan SHP
milletvekilleri Birgen Keleş,
Türkân Akyol ve Turan Beya-
zıt, yoklamayı izlerken SHP Ge-
nel Başkanı Erdal tnönü de ku-
liste öbür milletvekilleriyle sofı-
bet etti.
Ad okunarak yapılan yokla-
ma sürerken geç gelen ANAP
milletvekilleri genel kurulda ol-
duklarını yazılı olarak divana
ilettiler. Yıldırım Avcı, bu mil-
letvekillerinin adlannı okuyarak
salonda olup olmadıklarını
kontrol etti. Yeterli çoğunluğun
sağlanamaması üzerine Avcı,
birleşime ikinci kez 10 dakika
ara verdi. Bu aradan sonra ya-
pılan ikinci yoklamada da ço-
ğunluk sağlanamayınca Avcı
bugün toplanmak üzere birleşi-
mi kapattı.
Bu arada genel kurulu izlerne-
yi protesto için terk eden ve İs-
tanbul ve Ankara'dan çeşitü ka-
dın gruplarını temsil eden ka-
dınlar adına yapılan açıklama-
da kararname eleştirildi.
Kargo görevlileri DGM'de
ANKARA — Bu iktidar; dev-
rilip gitmesi zorunlu olan bu ik-
tidar, gerici hareketlerle terörün
iç içeliğini kabul etmedikçe,
dinsel örgütleri terörden soyut-
lamayı sürdürdükçe cinayetler
zincirine yeni halkalar ek-
lenecek.
Dün SHP ve DYP kulisinde
bu yargı önkoşul olarak öne sü-
rülüyordu. Demirel bundan
sonra "kurşuna kimin muhatap
olacağının" bilinemeyeceğini
yineliyor; ortada on iki cinayet
varken, iktidarın "bir katilin eş-
kâlini sapmakla, ötekinin kul-
landığı silahla ilgili bilgıler edin-
mekle övündüğünü" söyiüyor-
du.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin Demirel'in "asıl mikrop
içerde" kanısına katılıyordu.
İçerdeki örgütlerin dışardan
maddi yardım gördüğünü kim-
se yadsımıyordu. Ne var ki, ci-
nayetleri "dışarıya mal etmek-
le, bir yerde olaylan bilinmez
hale getirebilirdik."
Dinci hareketlerin asıl hangi
kaynaktan "manevi destek"
gördüğünü saptayarak ise baş-
lamak gerekiyor. Meclise veri-
başlıca görev biliyorlar.
Demirel diyor ki, "devtetin is-
tihbaratı yok". Hikmet Çetin di-
yor ki, Üçok'un cenaze töreni
12 Eylül'den bu yana yapılan
görkemli tek olay. "Hükümet,
törene katılan topluluğun değe-
rini bilmeli". Ama nerede o er-
dem, nerede o akıl ve nerede
kaldtgı sağduyu?
Dinci hareketleri manen des-
tekleyenler, her fırsatta bu des-
teği maddi olanaklara dönüş-
türüyorlar. Dün Mecliste görü-
şülüp oylanması beklenen bir
kararnamenin hem içeriği,
hem de aldtğı son biçim, bu sa-
vı destekliyor.
"Kadının statüsünü ve so-
runlannı araştıracak" bir baş-
kanlığın Çahşma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'nda kurulma-
sı için kararname çıkarılıyor.
Meclis onaylayacak. Başkanlı-
ğının Bozkurt Özal'ın yaptığı
Bütçe komisyonunda aynı ka-
bın insanlan bir önerge vererek
türbanı özgürlüğe kavuştura-
cak maddeyi kararnameye ek-
liyorlar. Yanı sıra Merkez Ban-
kası başkanını beş yıl daha gö-
revde tutacak ikinci bir madde
len "irtica hareketlerinin amaç de TÖ'nün buyruğuyla bu ka-
ve boyutları" ile ilgili araştırma rarnameye giriyor.
çoğunluğu
Haber Merkezi — SHP Par-
ti Meclisi üyesi Doç. Dr. Bahri-
ye Üçok'un ölümüne neden
olan paketi alan kargo görevli-
ierinin Ankara'daki sorguları
sürüyor.
Emniyet yetkilileri, tstanbul'-
dan Ankara'ya getirilen Ekspres
Kargo'da görevli bir bayan ile
şirketin şoförünün ayrmtılı bi-
çimde sorgulandığını belirttiler.
İki görevli daha sonra DGM'ye
gönderildi.
DGM'deki soruşturmayı yü-
rüten Başsavcı Nusret Demiral,
iki kargo görevlisinin ifadesinin
alındığını, ancak soruşturmanın
gizliliği açısından konu hakkın-
da bilgi veremeyeceğini söyledi.
Demiral aynca, Ücok'u öldü-
ren bombanın türünün belirlen-
mesi amacıyla polis loboratuva-
nna gönderilen parçaların ince-
lenmesinin sürdüğünü bildirdi.
şam Seyhan Kültür Şenliği'nden
çıkan 25 kişiyi gözaltına aldığı
bildirildi. Yetkililer, gözaltılar
konusunda bir açıklama yapa-
mayacaklarını soruşturmanın
sürdüğünü söylediler.
Tepkiler
Bahriye Üçok'un önceki gün-
kü cenaze töreninde slogan atıp,
"Öğrenci gençlik platformu"
pankartı açan bir grup hakkın-
da Ankara Emniyet Müdürlüğü
soruşturma başlattı. Polis yetki-
üleri, henüz gözaltına alınan bu-
lunmadığını, önceki olaylar
doğnıltusunda tespit çalışması Türkiye Mühendisler ve Mi-
yapıldığını söylediler. Yetkililer marlar Odası Birliği tstanbul İl
gelişmeye göre bazı kişilerin Koordinasyon Kurulu, Türkiye
Ziraat Odaları Birliği, Ege Ba-
sın Birliği yayımladıklan bildi-
rilerle Üçok cinayetini kınadı-
lar.
öte yandan Laikliğe Çağrı
Grubu'na mensup kadınlar dün
Doç. Üçok'un evine çiçeklerle
"Saygı ve bagldık" ziyareti yap-
tı. Ellerinde çiçeklerle Üçok'un
Köroğlu sokaktaki evine grup-
gözaltına alınabileceğini bildir-
diler.
Mersin ve Adana'da
gözaltılar
Üçok'un öldürülmesini önce-
ki gün Mersin Barosu'nun ön-
cülüğünde düzenlenen yürüyüş-
le protesto eden gruptan gözal-
tına alınan 29 kişinin henüz ser-
best bırakılmadığı öğrenildi.
Adana Emniyet Müdürlüğü
siyasi ekiplerinin de önceki ak-
lar halinde gelen kadınlar, "La-
ikliğe Çağrı Grubu" imzasıyla
bir açıklama yaptılar. Açıkla-
mada, Üçok'un düşüncelere,
inançlara saygı ile yaklaştığı be-
lirtilerek, "Ortaçağ karanlığını
yeniden kurmak isteyen. tavır
ve eylemleriyle barbarlığı so-
mutlaştıran bir avuç fanatik,
sevgi dolu bu yüregi ancak
bomba ile durdurabileceklenni
düşündüler. Bizler haklıyız. İn-
sanız; Üçok gibi düşünen
milyonlanz" denildi.
Adını parka verdiler
Çankaya Belediye Meclisi,
dün yaptığı toplantıda, Doç.
Dr. Bahriye Üçok'un adını Bah-
çeli VI Park'a verdi.
SHP-ANAP-DYP'li üyelerin
ortak verdikleri önerge oybirli-
ğiyle kabul edilirken, yine üç
partiye mensup meclis üyeleri-
nin ortak önerisiyle Bahriye
Üçok adına saygı duruşunda
bulunuldu.
önergesini ANAP
reddederken, "manevi hima-
ye"nin belli başlı öğeleri tüm
çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Bahriye Üçok'un öldürülme-
sini kınayan, laik cumhuriyeti
savunan muhalefet konuşma-
sanları kuliste oturuyor. Onlar
için Türkiye'de "irtica
hareketleri" yok. Ama onlara
göre toplumun büyük kesimini
kaygılandıran gerici hareketle-
rin Mecliste araştırılmasını ön-
leyecek ret oyu vermek başlı-
ca görev. Koşa koşa oylamaya
katılıyorlar.
ANAP'taki dinci gruplar ka-
dın statüsüyle sorunlarını ince-
leyecek kararnameyi kullanıyor,
içeriğiyle uzak yakın ilgisi ol-
mayan türban sorununu metne
aldırıyorlar: Manevi destekçiler
amaca varmak için her zemini
kullanmayı "mübah" sayıyoriar.
Cumhurbaşkanlığına adaylı-
ğını koyuncaya dek TÖ için
Türkiye'de "irtica hareketleri"
yoktu. Adaylığından sonra,
kuşkusuz laiklik konusunda
duyarlı olan kimi çevreleri do-
yurmak için gerici hareketlere
değinen bir iki cümlecik
söyledi.
Işte o kadar!
Geçen pazar Alman TV'le-
rinde laikliğe saldırı geniş bir
programda ete alınırken spiker-
ler şu yargıyı vurguladılar:
"Türkiye, Atatürk'e sırt çeviri-
İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA
6
Ettidar irticanın koruyucusu'
Terör Tırmanıyor
İSTANBUL — İçişleri Baka-
nı Abdülkadir Aksu çok ilginç
bir açıklamada bulundu:
— Kanrt ve ipuçlannı açıklar-
sak zanlılara kaç, kurtul demek
olur. Prof. Muammer Aksoy ve
Çetin Emeç cinayetlerinden
sonra da Bakan Aksu, benzeri
açıklamalarda bulunmuştu:
— Önemli ipuçlan var elimiz-
de.
Hiram Abas'ın öldürüldüğü
gün Emniyet Müdürü Hamdi
Ardalı ise şöyle konuşuyordu:
— Ûnemli bazı ipuçlan elde
ettik.
Prof. Muammer Aksoy, Çetin
Emeç, Turan Dursun, Hiram
Abas ve diğerieri. Görülen o ki
ortada ne bir ipucu var ne de
belirlenmiş bir örgüt adı.
Terör vuruyor insanları. Kimi
zaman silahla, kimi zaman
bombalı paketle. Önceden ha-
zırianan senaryolar peşi sıra
çekiliyor.
Ama nereye kadar?
Hangi amaca yönelik oldu-
ğu, nereden güç aldığı konu-
sunda çeşitli varsaytmlar atılı-
yor ortaya. Her cinayetten son-
ra aynı demeçler veriliyor.
İçişleri Bakanı Aksu, olayı
çözmek için uzmanlardan olu-
şan bir ekip kurulduğunu anla-
tıyor. Ankara'dan gelen özel
ekibin İstanbul'daki bırimlerle
koordineli bir çalışma içinde ol-
duklarını açıklıyor. Aksu, bu
arada cinayetlerin aydınlanma-
sı için 250 milyon liralık ödül
konulduğunu duyuruyor.
Aynı gün TBMM'de "İrtica
hareketlerinin amaç ve
boyutları" konulannı kapsayan
Meclis Araştırma Önergesi
ANAP milletvekillerinin oylarry-
la reddediliyor. İçişleri Bakanı
Aksu bu konuda yine görüş
açıklıyor:
— Laiklik politikaya alet edil-
memelidir.
Oysa ANAP iktidarı 1983 yı-
lından beri dini politikaya alet
ediyor. Bugün kimi bakanlıkla-
n kuşatan tarikatlar, kendi yan-
daşları için yoğun bir biçimde
çalışıyor.
Kendilerini laik, çağdaş ve
Atatürkçü sayan kimi ANAP
milletvekilleriyle yüz yüze ko-
nuştuğunuzda, aşırı dinci grup-
ların eylemlerinden rahatsız ol-
duklarını söylerler. Kimi bakan
ve milletvekillerinin seçmen ve
delege ilişkisinde dinsel motif-
lere önem verdiklerini, ANAP'ı
kimi tarikatların yönettiğini an-
latırlar.
Gelin görün ki irtica iddiala-
nna ilişkin bir Meclis araştırma-
sı istenildiğinde ya oylamada
bulunmazlar ya da ret oyu ve-
rirler. Kısaca böyle bir araştır-
ma yapılmasından kaçarlar.
Türkiye'de anayasanın ön-
gördüğü laik, demokratik, sos-
yal hukuk devletinin yerleştiril-
mesine, demokrasinin tüm ku-
rum ve kurallarıyia çalıştırılma-
sına karşı çıkan güçler, cinayet
eylemlerini sürdürmek için her
yola başvuracaklardır. Onların
amacı, demokrasiyi yıkmaktır
Bu gerçeği SHP ve DYP li-
derlerigörüyor. Onun için Bah-
riye Üçok'un cenazesinde
TBMM Başkanı Kaya Erdem1
le birlikte yürüyorlar. Ancak ce-
naze töreninde ne Başbakan
Akbulut ne de DSP Genel Baş-
kanı Ecevit var. Demek ki her
ikisinin de önemli işleri olmalı
ki cenaze törenine katılmıyor-
lar.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
sık sık "Terör 12 Eylül öncesi
gibi değil" diye demeçler veri-
yor. İşlenen cinayetleri, yaşa-
nan acı olaytan "Üzerine gidt-
yoruz, emniyet güçleri görevi
başında" olarak açıklıyor
Dün sabah İstanbul'da MİT
Bölge Sorumlusu'nun şoförü
Kemal Tunçsel, Kustepe'de si-
lahlı saldırı sonucu öldürülüyor.
Yine Tekstil İşverenleri Sendi-
kası'na bombalı eylem düzen-
leniyor. Lice'de PKK, Kutlu kö-
yünü basıyor, evleri ateşe veri-
yor. İlk haberlere göre 5 ölü, 6
yaralı var. Çoğunluğu çocuklar
ve kadınlardan oluşuyor. Kars
1
ın Selim ilçesinin Yukandamla-
pınar köyünde yine teröristler
okul yakıyor ve bir öğretmeni
öldürüyor.
Başbakan Akbulut ne diyor-
du:
— Bu olayiarı şiddetle kını-
yoruz. Terörün, 1980 öncesin-
dekilerle aynı sekilde mütalaa
edilmesi yanlıştır.
DYP lideri Süteyman Demirel,
"12 Eylül sonrası terör örgütle-
rinin kökü kazınacağına, siya-
si partilerin kökü kazındı" diyor.
Doğru değil mi Süleyman De-
mirel'in söyledikleri?
ANAP iktidarı "Hayır" yanı-
tını veriyor. Çağı yakalayan
Türkiye'den, kalkınmadan söz
ediyor.
Türkiye'yi bir çıkmaz sokağa
sürüklemek isteyen güçler bu-
gün ve yarın hangi kişiye yöne-
lik olacağı bilinmeyen silahlı
eylemlere giriyor. Terör insan-
ları vuruyor. Terör giderek tır-
manıyor...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Türkiye'deki irticayı şeriatçı
kaynakların eylemi olarak nite-
leyen Üçok, bu eylemleri besle-
yen kuruluşlar arasında Ilim
Yayma Cemiyeti, Milli Türk Ta-
lebe Birliği, tmam Hatip Me-
zunları Derneği gibi örgütlerden
başka, Nurcular, Süleymancüar,
Nakşiler, Vahdetçiler, Milli Mü-
cadeleciler, Akgüçler ve Yeni
Rufailer gfbi gruların bulundu-
ğuna dikkat çekti.
Bu dernek ve gnıplann Ata-
türk'ün yerine, Fatih ya da
Alpaslan'ı milli kahraman ola-
rak göstermek istediklerini be-
lirten Üçok, raporunda şöyle
dedi:
"Çizmek istedikleri yol ibret
vericidir. Devletin din için va-
rolduğuna halkı inandumak,
müftülükten fetva olmadan ka-
nun çıkarmamak iç ve dış siya-
sette Diyanet İşlerini yetkili kıl-
mak, Atatürk'ü halifeye ihanet
etmiş göstermek istiyorlar. Ge-
rici oluşumların birçoğu çıkan-
lan kararnamalerle gerçekleşti-
rilmiştir. 1982 yılından sonra
dinsel kökenli cabalar anayasal-
laştırmıştır. Bu gruplara deste-
ğin dış kaynaklı boyutları iç ku-
ruluşlarla ölcülemeyecek kadar
güçlüdür."
Ekonomik sıkıntısı olan ülke-
ler üzerinde Arap emperyalizmi-
nin etkinliğine dikkat çeken
Üçok, Örneğin Rabıtat-ÜI
Alem-ül Islami veya Hizbüt-
Tahrir, Hizbi İslami, Siret Ün
Nebi gibi kuruluşlann Türkiye'-
deki etkinliği, tabanda dine bağ-
lı halk kütlesinin şeriata yönel-
mesi konusunda kendilerine
yandaş kılarken. bir yandan da
yoğun bir biçimde cihad faali-
yetleri sürdürülmekledir" dedi.
Türkiye'de irtrca faahyetleri-
nin bir hayli yol aldığmı vurgu-
layan Üçok, raporunda şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Bu örgütler, Türkiye'yi Ba-
tıdan ayırmak istiyor. Milli gö-
rüş yanlısı etkinlikler 1981 son-
rası başörtüsü bahane edilerek
boykotları idare etmiş, İran İs-
lam Devrimi'nin propagandası
yapılnuşür. Türkiye'yi köylerde
imamlann. şehirlerde müftüle-
rin yönetmesi gerektiğini savu-
nanlar vardır. Bu alanda yapıl-
ması gereken çok iş var. Bu gö-
revi üstlenmek her şeyden önce
iktidara düşer. " En önemli
görevin iktidara ait olduğu be-
lirtilerek şöyle denildi:
"Oysa irtica iktidarın koru-
yucu kanatları arasında gittik-
çe semirmekte, hatta iktidar
onun önderliğini yapmaktadır.
Bu alanda yıllardan beri yapılan
uyarılar yararlı olmamıştır. Bu
yüzdeı artan endişeler iktidann
puan kaybetmesine büyük ölçü-
de neden olacaktır. Buna kesin
Gerici hareketlerin amaçları
ile boyutlarını araştırmaya kar-
şı çıkanlar, ANAP'ta yuvalan-
mış tarikatçılar, din sömürücü-
leri, evleri Ankara'da gözleri Ri-
yad'da olanlar, elbette cinayet- yor!" Atatürk'ün frak giysili res-
leri işlemesi olası gruplarla te- miyle başlayan program, dinsel
rörû biribirinden soyutlamayı band satışı yapan dükkânlar ve
cami önlerindeki insanlann gö-
rüntüleri sürdü gitti.
Sonra AT'ye girme çabalan?
eözüyle bakıyorum.
B a t l
toplumu bu görüntülerle
Bu konuda iktidar bizden koşullandıkça ne Bush'un bas-
destek talep ediyorsa ona izle- kısı ne de TO'nün 2000 yılında
yeceği yolu göster.neliyiz. Bu Japonya'yı yakalayacağımızı
jol Atatürk'ün çizdigi laiklik 'Çeren kendi söyler kendi ina-
yoludur. Eğitim birliği yoludur.
n ı r
demeçleri...
Çağdaş eğitim programlarını
H l <
?
b i r s e
y yazrnaz.
uvgulama yoludur. Diyanet İş- °
n
ceki gün toplanan ANAP
leri Başkanhğı'na çeki düzen grubunda terör ve dinsel ey-
verme yoludur." lemlerie ilgili tek kişinin söz al-
Uluslararası düzeyde faaliyet maması, hükümetin bilgi ver-
gösteren çeşitli İslami kuruluş- memesı onemı yadsınmaz bir
lann "normal vardımlaşma"
a n l a m l f a d e
etmıyor mu?
Türbana baş verenlerın ön-
de gidenlerinden Malatyalı Bü-
gruplan gibi görünmesine kar-
şın bunların amaçlarıyla laikli-
ğin bağdaşmayacağı belirtilen
l e n t
Çapanoğlu, arkadaşımız
raporda Türkiye'nin bu tür ku-
C a n a n
Ged'k'e, şayet Evren
rumların toplantılarına resmi
t u r b a n
yasasını Anayasa Mah-
düzeylerde katıldığına dikkat kfmesı ne goturmeseymış laık-
çekildî ''9
1
savunanların cınayete kur-
Çeşitü dinci örgütlerin Türki-
b a n
gitmeyeceklerini söyleye-
ye'de gösterdikleri faaüyetlerin-
c e k
^dar saptırıyor olayları.
dendeörneklerverilen raporda Onların deyışıyle "bir
Üçok şöyle devam etti: 9ünah var orta yerde. Din ko-
"Bu olaylar Türkiye'de din- nusundaki uyarılara gözlerini
sel irticanın hayli yol aldığının kaP
a
y
an
Evren dönemi başta,
kanıtıdır. Gizli'veaçık parti ö r -
a m a
arkasından tarikatçılığı
gütleri Türkiye'ji Batı'dan ayır-
d e v l e t
yonetımıne egemen kı-
mak, şeriat yasalarına uyğun
l a n A N A P
'ktidarları günahın
kılmak için yoğun çabalar sarf
orXa
&- Başlıca sorumluları.
etmektedirier." Laiklığın ıpıni çekmeye hazır-
Doç. Üçok raporunun son
l a n a n e l l e r b u
»ktidarın bünye-
bölümünde gerçeklerin yurttaş-
s i n d e
- Bun'ara gerici hareket-
lara anlatüması için bir seferber-
l e r l e
terörün ıç ıçelığını kabul
lik başlatılması gerektiğini belir- ettırmek olanaksız. Deveye
tilerek bu konuda daen önemli hendeğı atlatabılırsınız, gerici
görevin muhalefete düştüğünü tayfasına gerçeği kabul ettıre-
vurgulandı. mezsinız.
VEFAT
Merhurae Nazire Hacaloğlu ve raerhum Esat Hacaloğlu'nun kızlan; Enver Münevver, Mustafa,
Müzeyyen, Cavit ve Cevdet Hacaloğlu'nun ablalan; Neval, Mehtap, Zuhal, Nihal, Mehmet Akif
ve Mustafa Kemal Sözeri'nin anneleri; Osman Kavazoğlu, Alpaslan Küçükreisoğlu, Ender Gözüm
ve Nur Sözeri'nin kayınvalideleri; Süreyya, Şükrü, Çiğdem, Murat, Deniz, Levent, Fehmi Can,
Gökçe'nin anneanneleri; Senem'in ninesi, merhum Ali Kemal Sözeri'nin eşi
AYŞE SÖZERİ (HACALOĞLU)
09.10.1990 Salı günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 11.10.1990 Perşembe günü (bugün) Levent Camii'nden öğle namazını müteakip
Zıncirlikuyu Mezarhğı'nda defnedilecektir. Allah rahmet eylesin
AİLESİ
MAVİ DÜNYA'YA GÖNÜL VERENLER
Geçmişi günümüzde
yaşatan tekne
BALTIMORE'UN GURURU
İSTANBUL'DAN GEÇTİ
'DENİ/CİNİM
OERGİSİ
EKİM 1990 ** SAYH7S JL.
"Oenizde va Evinizde"
o 'Suauırlsı r« 339310?
BİZLER'TEMİZ DENİZ'
DERKEN YABANCILAR
KİRLETİYOR:..
KOÇOKYELKENLİİLE
İZMIR'DEN BODRUMA
BİRTEHLİKEANINDA
TEKNEYİ NASIL
TERKEDELİM?
Windsurf:
ROZGARÜSTO
DÖNOŞLER
TEŞEKKÜR
Parti Meclis Üyemiz
Doçent Dr. Rahmetli Bahriye Üçok'un
Partimizce düzenlenen cenaze törenine katılarak;
laik Cumhuriyetimize, demokrasiye,
düşünce ve inanç özgürlüğüne bağlılığını
kararlılıkla sergileyen halkımıza,
bu görkemli törenin gerçekleşmesinde emeği geçen
örgütümüze ve tüm üyelerimize,
bize yardımcı olan kamu görevlilerine,
yürekten teşekkür ediyor, saygılarımızı
sunuyorum.
Erdal İNÖNÜ
SHP Genel Başkanı