22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 OCAK 1% 'İletişim Çağrînda Doğişim Kaçınılmaz Teknolojisini ve bu arada kitle iletişim sistemini Batı teknoloji ve standartları uzerine kurmuş, sinemalannda ve televizyonunda surekli Amerikan filmleri izlenen, tüketicisinin Batı normlarına uygun olarak koşullandırıldığı, araştırmacüık ve yaratıcılığın yerini çoğunlukla Batı kopyacılığının aldığı ulkemizde hangi guçle Batı'nın kulturel etkisine karşı koyacağız? Dr. ŞERMİN TEKİNALP tst. Ünı Avrupa TopluluğuBölumu Teknolojısını ve bu arada kıtle üetışım sısternı- nı Batı teknoloji ve standartlan üzenne kurmuş, sınemalannda ve televizyonunda süreklı Amenkan filmleri izlenen, tüketicisinin Batı normlarına uy- gun olarak koşullandınldığı, araştırmacıhk ve ya- ratıcıhğın yennı çoğunlukla Batı kopyacılığının al- dığı ülkemızde hangı güçle Batı'nın kültürel etkı sıne karşı koyacağız'' Doğu Avrupa ülkelennde şımdıye kadar hıç ta nık ohnadığımız, tanh kıtaplannda okumadığımız bu bıçım ve hızda bırbın arkasına ınanılmaz bo- yutlarda gerçekleşen değışım, uluslararası ıletışımın ne deniı potansıyel bır güç oluşturduğunu ve açık bır bıçımde gOzler önüne sermektedır Doğu Av- rupa ülkelenndekı değışımın perde arkasındakı ıle tışımı olayına gecmeden önce uluslararası ıletışımı bugünku durumuna göz atmak yararh olacaktır Uluslararası elektronik iletişim 1950 ve 196O'lı yıllarda 3 Dunya ülkelermın te ker teker ulusal bağımsızlıklannı elde etmesıyle eskı hammadde ve ınsan gücü kaynaklannı yıtırmeye başlayan Batılı gehşmış ülkeler, 2 Dünya Savaşı'n dan sonra etkınlık göstermeye başlayan uluslara- rası kuruluşlar ve gıderek gelışen elektronik ıletı- jım araçlan (radyo, TV, uydu, vıdeo, rnüzık ka- setlen, sınema filînı, plak, faks, teleks vs ) aracılı- ğıyla bır yandan büyük kârlar elde ederken, öte yandan bılerek ya da bılmeyerek gırdıklen ülkele- nn kttltürel kımlıklennı etkılemeye başladılar Bu- gün, uluslararası ıletışımın neredeyse tamamı, başta Amenkan olmak üzere Batılı dev raedya holdıng lennın elındedır Bu şırketlenn tüm dünyaya yay- dıklan pohtık, ekonomık, sosyal ve kültürel stan dartlar, Batı standartlandır Gehşmış ülkeler eko- nomık üstıinlükJennı ve gıderek gehştırdıklen elek tronık iletişim teknolojılennı ellennde tuttukları sü- rece tüm dunyayı etkılemeye devam edeceklerdır tnsanına yatınm yapmamış, dolayısıyla sosyal, kültürel ve ekonomık gelışımını bu temele oturta- mamış, elektronik ıletışım araçlannın kullanımı ve tüketımınde kısmen ya da tamamen dışa bağımlı ülkelenn bu sürecı durdurmaya asla gücu yetme- yecektır Bunun en canlı örneğı 3 Dünya ülkelen- nın bugun ıçınde bulunduklan durumdur Ulusal bağunsızlıklannı ılan edıp kendı sıyası, ekonomık, kulturel ve kıtle ıletışım sıstemlennı kurmak ıste- yen 3 Dünya ülkelerı, geçmıştekı tıcan sömürge- cıhğın şekıl değıştınp elektronik sömürgecılığe dö- nüştüğünü bır süre sonra fark edıp UNESCO'da seslenru duyurmayı başarmışlardır 1970'lenn ba- şında Amenka'nın ileü isülastna karşı harekete ge- cen Batılı gehşmış ülkelerle 3 Dünya ülkeiennın, UNESCO'da uluslararası kıtle ıletışım duzenı uze- nnde başlattıkları tartışma ve çahşmalar genel ola rak şu konular üzennde yoğurilaşmaktadır 1-Ge- hşmekte olan ülkelerle gehşmış ülkeler arasındakı haber akışı, dev haber ajanslannın tekehnde Batı ağırlıkh ve dengesızdır, 2 Basta Amerıka olmak üzere Batılı ülkelerden gehşmekte olan ülkelere akan tek yönlü bılgı, ülkelenn küJtürel kınrhğını yozlaştırmakta ya da yok etmektedır Bütün bu tar- tışmalar ülkelen yenj bır ıletışun düzenı (New World Informatıon and Commumcatıon Order) kurma arayışına yöneltmıştır Ancak tahmın edı- lebıleceğı gıbı NWICO üzenndekı calışmalar ve tar- tışmalar bugüne kadar hıçbır somut sonuç ortaya çıkarmamıştır Düzen aynı düzendır ve gıderek de yennı sağlamlaştırmaktadır Bu düzen ıçınde, ge- hşmekte olan ülkelenn sosyal davranışlan, ısiek- lerı, yaşam bıçımlen, tüketıcı davranışlan gıderek Batı'nın etkı alam ıcıne gırmektedır Doğu Avnıpa ülkelennde bırer bırer çok kısa ara lıklarla gözler önüne senlen değışımde Batı ajans- lannın ve yeraltı yayınlannın ıtıcı gucu çok büyuk- tur 1983'te Ingıltere'de tanıştığım, yakalarında amblemı çıplak gözle görulemeyecek kadar kuçül- tülmuş Dayanışma rozetlerı taİcan bır grup öğre- tım görevhsı bana şöyle demışlerdı "Polonya'da resmı gazete ve radyodan çok yeraltı yayınlan ve yabancı radyo ajanslan ızlenır " Doğnısu o zaman bıraz abartılı bulduğum bu sözlere şımdı katıhyo- rum Aynca "glasnost"tan önce Sovyet Rusya'dakı ıletışım araçlannın kamuoyu üzerındekı etkısıyie ılgılı araştırma yapan Batıh ıletışım araştırmacıla- n genellıkle şu sonuca vanrlar Sovyet vatandaşı ıçın gazete okumak bır ahşkanhktır, okur Sovyet aydını, dıştan resmı görüşü kabul etmıs. görıinür, buna ınandığı ıçın değıl, ortaya atılan görüş kök- leşmış değer yargılannın kopmaz bır parcası oldu ğu ve başan ugraşında kendıne yararb olduğu ıçın, grup baskısı olduğu ıçın, başka türlü davranama- dığı ıçın Bu görüş tüm komünıst blok ülkelen ıçın de geçerhdır Aynca Sovyetler'de ve Doğu Bloku ülkelennde Batı radyo ajanslannın blok dışı 3 Dünya ülkelennden daha fazla dınJendığı de ka- bul edılen bır görüştür Sansürden gecmış öğretı- sel (doktrıner) mesajlarla dolu haberlenn devletın denetımındekı kıtle ıletışım araçlanyla tek yanlı ola- rak deterjan reklamlan gıbı bıtevıye sunulması, hal- kın yerlı haber kaynaklanna karşı duyaruhğmı azal- tırken yabana bılgı kaynaklannın arayışı ıçme sok- muştur (1) Romanya'dakı kaalı değışımın gençlık ve ordu tarafından gerçekJestınldığmı bepunız bılıyoruz Bu nasıl bır gençlıktır kı yıllann baskısı ıle suspus ol- muş bır toplumu ve orduyu bu kadar kısa bır sü- rede harekete geçırebıhyor1 ' Cumhunyet Gazetesı'- nın 28 12 1989 tanhh dış haberler sayfasındakı baş habere bu- göz atalım Bükreş'ten Kerem Çahşkan' ın gönderdığı habenn özetı şöyle "Çağdaş Avru- pa gençlerı ıle aynı kuroaştan olan Mıchael Jack son ve Maradona gençhğı ısyanın kıvılcımını çak- tı Temel sloganlan 'lıbertate'ydı Avrupalı olduk- lanndan ve özgür yaşamalan gerektığınden emın- dıler " Yıne Cumhun>et Gazetesı'nın 30 12 1989 tanhh dış haberler sayfasında AP kaynaklı şöyle bır başlık atıhnış "Amenkan radyolannın 'Ro- manya Başansı' " Haber özetı ıse şöyle "Rumen halkı, her türlü ıletışunın baskı altında tutulduğu ulkede, dış dünyadan haber almak ıçın tek kaynak- lannın Amenkan radyolan olduğunu ve ABD'ye teşekkür borcu bulunduğunu söylüyor " Doğu Avrupa ülkelerınde meydana gelen değı- şımın çok kısa aralıklarla gerçekleşmesmde, değı- şımın tüm boyutlanyla olmasa bıJe radyo TV ve basında ızlenmesının de büyük etkısı vardır Bü- yük sosyal bınkımienn hızla ve ardı ardına eyle me dönüştüjrüknesmdekı gızıl güç, elektronik med- yanın utkusudur Turkiye ve degişim Bütün bu gehsmeier olurken, Türkıye'de Osman- h'nın Islam kultürüne dayaiı gelenek ve görenek- lennı, kadın erkek davranışlannı, aıle yapısını, kı- saca sıyası, sosyal ve kültürel nonnlanm dırıltme uğraşlan Don Kışot'un yel değırmenlenne meydan okumasına benzemektedır Teknolojısuıı ve bu ara- da kıtle ıletışım sıstemını Batı teknolojısı ve stan- dartlan üzenne kurmuş, sınemalannda ve televiz- yonunda süreklı Amenkan fihnlerı izlenen, tüke- tıcısının Batı normlarına uygun olarak koşullandı- nldığı, araştırmacüık ve yaraücılığın yennı çoğun- lukla Batı kopyacılığının aldığı ülkemızde hangı güçle Batının kültürel etkisine karşı koyacağız7 Kal- dı kı gehşmış Batı Ülkelen bıle Amenka'nın sosyal ve kültürel etkı alanına gırmenın rahatsızhğı ıçm- dedırler tleuşım ıle ıç ıçe gıren ve gıderek küçülen dün yamızda, bütün bu koşullar altında, dış kültürlere kapımızı kapayamayacağımıza göre yapüacak sey, önce degışımı ıçımıze sındırmek, sonra etkıleşım sü- recı ıçmde, geleneksel kültürümüzü yemden göz- den geçırıp özgün, ama çağdaş katkılarda bulun- mak, kımhğımıze uygun yem öz ve bıçımlen dene- yıp uygulamak, kendımızı hızla değışen dünyaya ters duşmeyecek bır bıçımde yenılemektır (l)LENDVAI Paul 1981 The Bureaucraey of Truth How Communıst Govemmants Manage Ne»s London Westwıe Press EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Edebiyat Yok Olacak mı? II Andre Mauroıs Gelecek Nasıl Olacak''' dıye soruyor Şöyle sûrdûrüyor "Bazılan dıyortar kı, edebiyat tumüyle değışmelı baş- ka teknıklere bûrûnmelı, yenı okur yığınlannı hoşnut etmeye bak- ma/ı Bazıları ıse daha ılerı gıdıyor geleceğın dünyasında ede- biyat yer almayacak dıyorlar" Bu yazıyı okuyalı ve çevırelı sanırım şöyle yırmı yıl var 1960'larda bır Fransız dergısınde çıkmıştı Mauroıs'nın belkı son yazılarından bın Otuz yıl geçtı aradan yazın, yanı edebiyat dıp- dırı ayakta Yenı akımlar, yenı yazarlar, yenı buluşlar var Dünya- nın her yanında roman, öykü egemenlığını sürdurmekte "Geleceğın okurları yığınlardır Büyük bır dınleyıcı, ızleyıcı yı- ğını TV ye ve sınemaya bağlandı bağlanacak da Ama edebi- yat da cep kıtapları yoluy'a, felsefeye tarıhe, bılıme aıt herkesın kesesıne uygun k/tap/ar yoluyla yığınlara ulaşmanın çaresını bu- lacak Buna sevınmek gerekır Edebiyat uygarlığın bır aracıdır, mut/uluğun kaynağıdır, can sıkıntısına en 1yı ılaçtır Okurlar, acı çeken seven, savaşan, anlamak ıçın dıdınen bıreylerdır Yarın da böyfe bıreyfer olacak insanlar kendılerıne değerier örnek- ler aradıkları ıçın yazı sanatına gerekseme duyuyorlar Çağmı- zın pek çok genç romancısı zor yıllar ıçınde yaşadıklanndan ya- şamın anlamsızlığı karşısında çarpıldılar Fakat anlamsızfıkların en kötüsü butün yaşamın anlamsız olduğunu söylemektır Iblstoy 'Yaşam, yaşamdır' derdı Aalann ötesınde, oyunların yaşam de- neyımlerının ötesınde, edebiyat, karşılıkh anlaşmayı ve aşkı ya- şatacaktır Geleceğın yazını sözcüğun en genış anlamıyla 'ın- san değerlerım' taşıyacak ya da büsbütun ortadan kalkacak" Günümüzun ınsanları yalnız duşsel serüvenlerle yetınmek ıs- temıyor Kendını bulduğu, ıçınde yaşadığı ya da yaşadığını san- dığı olaylar dün de bugün de onu ılgılendırıyor Ooğal olarak bu yapıtlar etkıleyıcı bıçımde yazjlmış ıseler Ama çağdaş ınsan her alanda bılgısını görgusünü arttırmak özlemınde Mauroıs 'gu- zei romanlarokurlarını yıtırmeyecek amaöyku, roman dışında- kı turierde de genış bır yaygmlasma başlamıştır' dıyor 'Işletmede Reform' adlı bır kıtabın yüz bın adet satılacağını kım düşunebı- lırdı? Alaın'ın 'Felsefe'nın öğelerı'nın büyük başarı kazanması, Sartre'ın, Aron'un, Saraute'un parlak sonuçlara ulaşmaları, L&- vı Strauss un sosyolojık araştırmalarının satış rekorları kırması yenı okurlardakı bır açlığı belırtmektedır "Geleceğın yazını btlımın çok önemlı bır rol oynayacağı bır dün- yaya seslenecek Evınde bır TV aracı bulunan kışının elektro- nıkle ılgılendığı, ekonomık knzden korkanların ekonomının me- kanızmasını öğrenmeye çalıştığı, ucretlıtetıltnıyabancı bır ülke- de geçırmeye nıyetlı tunstın tarıhe, coğrafyaya, sanata aıt bılgı- ler edınmek ıstedığı bır dünya Ama yıne de unutmamalı kışı- ye yön veren, avutan sanat yapıtının yennı hıçbır şey alamaya- caktır Çunkû özlemlerı, tutkuları olmayan bır ınsanı kımse ya- ratamayacaktır" Dünya hızla değışıyor Insan bu değışmenın dışında nasıl kal- sın' Hem dunyayı değıştıren de ınsan değıl mı' Nasıl değıştırı- yor, yazıyla1 Kıtapla değıştırılır eskımış anlayışlar Demek TV'ler, vıdeotar, fî/mler, daha neler neler hıçbır zaman kıtabın yennı ala- mayacaktır Edebiyat türlerı yenı nıtelıklere bürünerek her zaman okurlarını bulacaktır Okurlar ıstedığı ıçın edebiyat denen değer var olacaktır Bılmem benım yırmı yıl kadar önce çevırdığım bu yazıdan al- dığım parça/ar sızlen düşündürdu mü9 Çekmecedekı eskı kâ- ğıt yığınlan arasında rastlantı sonucu bulup sızlere sunduğum bu yazıdan son bır alıntı ıle bıtıreyım 'Her dönem, kendıne özgü bır yazın türü yarattı Anlatı önce destandı sonra kahramanlık türküsü oldu, sonra da roman bı- çırnını aldı gün gelır roman da daha başka bıçıme ulaşır Ho- meros zamanının ınsanları nasıl bır Stendhal bır Dıckens ya da bır Çehov'u hayal edemezlerse bız de yannı düşleyemeyız Ge- leceğın yazını kendıne özgü bır nıtelık taşıyacak Ama kesın olan, sanatın yazının doğmasına neden olan temel gereksemelerın hıçbır zaman değışmeyeceğıdır Bır gün, kım bılır hangı cana- varca patlayış sonucu ınsanoğlunun kokü nasıl olsa kuruyacaktır Ama ınsanoğlu, var oldukça, toplumların bıçımı ne olursa olsun yazın yapıtlarına gereksınme duyacak Yazı sanatı gelışıp değı- şecek, ama büyük yazarlar yıne buyükJüklerını koruyacaktır Sha- kespeare, Balzac, Tolstcy, Proust ıkı bın yılında, hatta üç bın yı- lında bıle okuyucu bulacak O günlerde ınsanoğlu kalmışsa ve dûşunme, duygu gücünü yrtırmemışse Geleceğın edebıyatı, geç- mışın edebıyatının büyük yapıtlarını sılıp yok edemeyecektır" fcıkar 1K; laftada bır pazarları çıkar iki nafîada bir pazarları cıkar ikı hattada bır pazarları .çıkar İkı |haftada bir azarları ;ıkar İkı haftada bır pazarları çıkar İkı haftada bır pazarları çıkar İkı , haftada bır pazarları çıkar İki hattada bır İŞÇİL. Politîka15 GUMUK CazTTt SAV1 12 1000 11 (KUI. oah.lı 7 OCAK IWO Bürokrasi çatırdıyor Türkiye ve Türkiye'nin coğrafyadaki konumu değişmemiştir. Halen 60 milyona varan nufusunun, jeopolitik açıdan fazla bir değer taşıdığı da kuşkuludur. Çünku ulusaJ geliri duşük, kalkınma hızı az, gelir dağılımj adaletsiz, enflasyon ve işsizlik oranı yuksek, eğıtımsiz, sağlıksız ve beslenmesi yeterli olmayan bir İcalabalığın jeopolitik değerlendirmedeki puanı da duşuk olur. HAYDAR TUNÇKANAT Em Hv. Kur Alb Eskı Tabıı Senatör Gorbaçov'un yaktığı yenıden yapılanma ve açıklık ateşı, Doğu ve Batı bloklanm, beklen- medık ve ınanılmaz bıçımde etkılemekle kal- mamış, NATO ve Varşova paktlannın varhk nedenlerınj de ortadan kaldırmıştır Banş ve özgürlük rüzgârlan tüm 'Demırperde' ülke- lennı saraus, halk komünıst dıktatörlenn ıda relenne son vemııştır Avrupa'dakı bu hızlı geüşmeler Avrupa Topluluğu ve NATO üyesı olan Türkıye'yı de etkıleyecektır Nıtekım bu gehşmelere para- lel olarak Turkıye'nın jeopohtık durumu da yemden gündeme gelmış bulunuyor Her fır- satta, cankurtaran sımıdı gıbı kullanılan bu sözcüğun anlamı ve kapsamımn açıklığa ka- vuşturulması gerekır Bir ülkemn jeopohtık durumu değerlendı- nlırken o ulkerun ulusal gücünü oluşturan ül ke coğrafyası, doğal kaynaklan, nüfusu, en- dtlstrısı, tanmı, ekononusı, ulusal gelın, ge- lır dağılımı, halkın eğıtımı, becensı, sağhğı, beslenmesi, ışsızlık oranı, yönetım bıçımı, yö- netıcılen, dışa bağımlılığı, sılahlı kuvvetlen ve sahıp olduğu sılahian ıle eğıtım düzeylen ve morallen gıbı daha bırçok faktör ele alınır Turkıye'mn coğrafyadaki konumu değiş- memiştir Halen 60 milyona varan nufusunun, jeopohtık açıdan fazla bır değer taşıdığı da kuşkuludur Çünkü ulusal gelın düşük, kal- kınma hızı az, gelır dağılımı adaletsiz, enflas yon ve ışsızlık oranı yüksek, eğıtımsiz, sağ lıksız ve beslenmesi yeterli olmayan bır kala balığın jeopohtık değerlendınnedekı puanı da düşuk olur Nıtekım AT (Ortak Pazar) Komısyonu'- nun, Türkıye ıle ılgılı raporu bu görüşu doğ- rulamaktadır Raporda "1985'te 50 mılyon olan Türkiye'nin nüfusu 2000'h yıllarda 70 mılyon olacaktır Türk ekonomısının bugün enşmış olduğu düzey, topluluk ortalamasımn 1/3'U avannda olup, bölgelerle kışıler arasın- da da büyuk dengesızlıkler vardır tşsızhk ora nı yuksektır, enflasyon cıddı bır sorundur Sosyal koruma düzeyı zayıf ve topluluk ülke- lennden de oldukça uzaktır Nüfusun yüzde 50'den fazlası tanmla uğraşmakta, tanmsaJ verıra duzeyı de düşüktür BeUı bır geçış dev- resınden sonra da olsa, Turk ışgücunün top- luluk çaüşma pazanna gınşı, bu ülkedekı yuk sek ışsızlık oranı var oldukça, çeşıtL kaygıia ra neden olmaktadır" denılıyor Türkiye'nin Ortak Pazar'a alınmamasının başlıca nedenlen olarak ıJen sürülen bu ge- rekçeler, Turkıye'run jeopohtık dunımunun, Ortak Pazar'da nasıl değerlendınldığını gös- termesı bakımından önemiıdır Jeopohtık değerlendırmede buyük ağırlığı olan Sılahlı Kuvvetlenmızın durumuna gehn- ce Orgeneral N Torumtay 1987 yılı şubat ayında Washıngton'da NATO konulu semı- nerdekı konuşmasında Turkıye'mn NATO'- ya tahsıs ettığ^ kuvvetlen şöyle sıralamıştır — Toplam 14 tümen, 12 pıyade, 2'sı me- kanıze pıyade — Toplam 17 tugay 6'sı zırhlı, 7'sı pıya- de ve 4'u mekanıze pıyade Denız Kuvvetlen 1 Fırkateyn, 14 destroyer, 17 hızh devrıye gemısı (4'ü klasılc), 14 denızalü, 32 değışık tıp raayın gemısı, 6 devnye gemısı ve değışık he- hkopter ve uçaklar Hava Kuvvetlerı Toplam 19 savaş filosu, 4 nakhye filosu Torumtay, "Turkıye'nın 800 bın kışının üze- nndekı ordusunu muhafaza etmesı" gerektı- ğını de söylüyor Halen Genelkurmay Başkanı olan Sayın Orgeneral'ın bu konuşması üzennden geçen üç yıl ıçınde, dünyada önemlı değışıklıkJer ol- du Irak-lran savası ve soğuk savaş sona er- dı Varşova Paktı dağılmak üzere, komünıst dıkta rejımlen bırbın ardından devnldı, sılah- lanmız bıraz daha eskıdı ve önemını yıtıren NATO, yenı bır kımlık arayışının telaşı ıçıne gırdı Bu gelışmelenn ışığı altında önce Sılahh Kuvvetler'ın 800 bınden fazla olan mevcudu- nu ele alalım 14 tumen Her tumenın 10 buı mevcutlu ol- duğunu kabul edersek, (gerçekte, zırhh ve me- kanıze bırhklenn mevcutları pıyade bırhkle- nnın çok altmdadır) 14x10 000-140 000 Tu- gay lann mevcutlannı da 3 bın kabul edersek, 17x3 000-51 000 eder 50 bın er Hava Kuv- vetlen'ne, 50 bın de Denız Kuvvetlen'ne venldığıne göre onların da toplamı 100 000 eder Bu duruma göre, savaş bırlıiderı mev- cutlarının toplamı 291 000 edıyor Eğıtım ve hızmet bırlıklerımn mevcutlanm da 100 bın olarak alırsak mevcut 400 OOO'ı geçmıyor O halde 450 000 bın kışının nerede olduğunu bulmak gerekır Burada büyuk ölçüde bır ın- san savurganlığı olduğu açıktır Oysa, savaş, eğıtım ve hızmet bırlıklen dışında kalan 450 bın kışıden yapüacak tasarruf, Sılahh Kuvvet- ler'ın eğıtımı ve moderruzasyonu ıçın kulla- mlabıhr Kara bırlıklerımn sılahJan esfa, eğıtım dü- zeyı de NATO eğıtım standartlanmn çok al- tmdadır Bu kadar büyük bır orduyu besle yıp eğıtmek ıse bütçeden verılen ödeneklerle mümkün değıldır ve dışa bağımlılığı da an tırraaktadır Turkıye'mn yeterli bır hava savunması da yoktur Radarlar sayıca az, menzıllen kısa ve çok eskıdır Bu nedenle düşman uçaklannın gehşlenm erken öğrenıp, alarm uçaklannı ha- va alanlanndan zamarunda kaldıramazlar Ül- kemıze yönelecek hava saldınları, kolaylıkla hedeflerıne ulaşabıhr NATO eğıüm standart- lanna göre savaş pılotlannjn yılda en az 240 saat eğıtım uçuşu yapmaları gerekırken öde- nek yetersızlığınden, savaş pılotjanmız yılda, ancak 120-140 saat uçurulabılmektedırler Uçaksavar sılahian da çok yetersızdır, Ha- va Kuvvetlen'nın ehnde F-4 Fantomlardan başka etkılı bır sılahımız yoktur Kaldı kı, NATO ülkelen bunlan da kadro dışma çıkar- mışlardır F 16'lara gehnce Elektromk dona- nımlan eksık olan bu uçaklann savaş güçlen çok kısıthdır 1992'de sayılan 160'a varsa da elektronik donanımlan olmadığmdan "göz- lerı bağlı şahın" durumundan kunulamaya- caklardır Denız Kuvvetlen'nın durumu da yukanda behrtılen nedenlerden ötürü kara ve hava bır- lıklennden farklı değıldır İzmır ve Mersm'- de bır-ıkı savaş gemısı dışında tüm donanma Gölcük'tedır Hava ustünlüğü olmadan, do- nanmanın Karadenız ve Ege'de bır hareket yapması çok sınırhdır KaraKuvvetlen'mnde hava desteğı olmadan kuzey, güney ve de ba- tıda etkılı bır savunma ya da taarruz harekâ- tını başarması düşünülemez Bütün bu olum- suzluklann, Turkıye'mn jeopohtık önemını de olumsuz yönde etkıledığı açıktır Jandarma ve emnıyet teşkılatıyla bırhkte 1 mılyondan fazla kışının, ıç ve dış gtvenük amacıyla sılah altında bulundumlması ıçın ınandına bır gerekçe göstenlemez Türkıye' nın ekonomık durumu ve bütçesı, bu yükü kaldıramaz Değısen dünya koşuUanndan ya rarlanarak daha fazla zaman kaybetmeden köklü bu* reorgamzasyonla bırhkte, az fakat öz, eğıtım standartlan yuksek, hareket kabı lıyetı ve ateşgücü fazla, dışa bağımlılığı azal- tılmış, subay, astsubay ve er mevcutları ta mamlanmış savaş bırlıklen kurulmalıdır Ha- va Kuvvetlenndekı yem uçaklann eksıklen gı denlmelı, hava savunmasına gereken önem venlmehdır Müşterek bu karargân olması ge- reken Genelkurmay Başkanhğı, bır üst düzey Kara Kuvvetlen Karargâhı olmaktan çıkan- larak üç kuvvetın müşterek çalıştığı bu- karar gâha dönüştürtUmeh Denıza ve havaolar da bu karargâhta yetkı ve sorumluluklan paylaş mahdır GAP'uı tamamlanmasıyla Dıcle ve Fu-at su- lannın paylaşılması büyük bır sorun olacak- tır Türkıye, şundıye kadar bu sulardan yal nızca elektrık üretımı amacıyla yararlanmış- tır Sunye ve Irak ıse bu nehırlerden elektnk ve sıüamada genış çapta yararlanmakta Turkıye'nın, ılk kez sulama amaayla Dıcle ve Fırat sulannı kullanması, komşu ıkj ülkeye de daha az su venlmesı demektu- Sonuç Her ıkı ulkerun de ıyı donatılmış sılahh kuv- vetlen vardır Bu güçlere, uzun menzülı roket- len de ılave edınce, GAP'ı bekleyen potansı- yel tehlıkemn büyüklüğü ortaya çıkar Amk, kuzeyden gelmesı muhtemel Sovyet saldınsı- ru bır süre rafa kaidırıp gerçeklen gönnenın zamanı gelmıştır Kuzey sımrlanmızda, ara- zımn dağhk ve harekât alanlannın bırbınn- den ayn ve dar olması, Trakya'da ıse, bölge- nın getuşhk ve dennhğmm azhğı, arazımn ya- pısı nedemyle büyük kuvvetlenn harekât yap- masına elvenşh değıldır Günümüzde hava sılahlannın etkınhğı kar- şısında, büyük kuvvetlenn bu dar sahalarda yığüması, gerek savunma gerekse taarruz ba- kımından stratejık hata olur Kaldı kı ıkmal ve lojıstık destek yönunden de bölgelenn uJa- şım ve depolama kolayhkları da yetersızdır Buraya kadar açıklamış oiduğumuz gerçek- ler ve gömşler doğrultusunda, savaş bırhkle- nyle, hızmet ve destek bırhklennın mevcut- lannın 400 bın kışı dolaylarında olduğu, gen kalan 450 bın kışının ıse amaç dışı kullanıl- dığı sonucu ortaya çıkmaktadır Büyük bu or- du beslememıze rağmen ülkenın hava, kara ve denız savunması yeterh bır düzeyde olma- yıp, sılah, lojıstık, eğıtım ve donatım bakımın- dan da büyük eksıkhkler olduğunu bır kez da- ha vurgulamak ıstenz Dunım böyle ıken "Amenka'dan sonra NATO'nun en büyük sı lahh kuvvetlenne sahıp olmakla" övünmenm gerçeklerle uzaktan ve yakından bu* ılgısı ol- madığı açıktır Sılahlı kuvvetlenmızın gelış- mesmı köstekleyen, bu tür övunmelerden bı- ran önce vazgeçılmehdır Başımızı kuma sok- mayı ısrarla sürdürmemn yaran yoktur Teşekkürler Sandoz Sandoz Haç Bölümii 1989 Yılsonu Toplantısı 24-29 Arahk 1989 tarıhleri arasında Side Otel Asteria'da gerçekleşlırıldı. Bu önemlı organızasyonda bıze guvenen Sandoz ÜrünleriLtd. Şti. Sayın Yonetıcılerıne teşekkür ederız. HOTEL /4STERIK &•*••* CUMIHJRtYETTEZV OKURLARA... OKAY GÖmNStN Banş mı? yazılı basının, öncelıkle tıraj amacıyla gazetecılik ve haber kavramlannı fazla esnetmesınden kaynaklanan farklı anlayışlar çeşıttı ülkelerde yenı tartışmalar açtı Basının bır kesımının "sansasyon" habercılığı temel alarak genış tıraj arayışına gırmesı, bt alanda yarışa donuşünce gazetecılığın bırçok temel ılkesı bılınçlı ya da bılınçsız gözardı edılıyor Bu yönelış bızım ıçın de yabancı değıl ve bundan rahatsız olanlar yalnızca sansasyonel habercılık uğruna kurban edılen insanlar değıl Basının, gazetecılığın saygınlığını kemıren "farklı gazetecılik tarzları" mesleğın temel ılkelennı korumaya çalışan gazetecılenn de tepkısını çekıyor Ingıltere'de bu yıpranmanın karşısına 20 gazetenın yayın yönetmenlennın ımzaladığı yenı bır ahlak ılkelen bıldırısıyle çıkıldı Ingılız gazetecılenn bu çıkışı ulkenın kamuoyunda da genış bır destek sağladı. Bır kamuoyu araştırma kuruluşunun bu tartışmalara ılışkın olarak yaptığı çalışma da ılgınç sonuçtar verdı Örneğın Ingılızlenn % 48'ı Basın Konseyı'nın basını denetlemesının gerektığı göruşunde, tek yanlı bır haber yayımlandığında ılgılı ktşttere söz hakkı tanınmasının gereklılığını savunanlarrn oranı çok yuksek % 96, cınsel suçlaria ılgılı haberlenn yayımlanmasını ıstemeyenler % 72, buna karşılık % 93'ü şıddet suçlarının yayımlanmasından yana, ünlü kışılenn özel yaşamlanyla ılgılı haberlenn yayımlanması konusunda hgılızler en az polrbkacılan koruyoriar, % 32'sı polıtıkacılann özel yaşamlarının kamuya açık olması gerektığını duşunuyorlar, Ingılız tutuculuğu krallıkla ılgılı konularda hemen kendını göstenyor, kralıçe ve aılesınln ancak halk ıçındeyken ve kendı ızınlenyle fotoğraflannın çekılmesı gerektığını söyleyenlenn oranı % 57 Bu kamuoyu araştırması böyle ağırbaşlı taleplerle uzayıp gıdıyor, ama bır de gazete tırajlanna bakılınca görünen tam tersı, en çok satan gazeteler en çok "sansasyon" haben verenler • Cumhurbaşkanı Turgut özal yenı bır "toplumsal uzlaşma ve banş" atağı başlattı Ancak hemen hıçbır kesım bu gınşımı ıçten bulmuyor Sütten ağzı yanmış ınsanların bu tarz bır banşçı yaklaşımı cıddıye alabılmesı ıçın başka şeyler gerek örneğın son 2 yıl özal ıle basın arasında uzun bır savaşa sahne oldu Sonuçta basının değısen harıtasıyla ve özal'ın Köşk'e çıkmasıyla bırhkte sular bıraz durulmuş gıbı görünûyor. Oysa durum pek öyle değıl Geçen yıl değışık gazetelere o dönemın başbakanı Turgut özal ve çevresı tam 41 tazmınat davası açmış, bunlann 20'sı kışısel şıkâyet ustüne ve ıstenen tazmınatların toplamı 1 mılyar 400 mılyon lıra Turgut özal'ın bızzat açtığı dava sayısı 8 ve ıstedığı tazmınat 560 mılyon llra ANKA A/ansı 1989 yılı ıçınde 16 gazeteye karşı açılan davalan toplamıt ve ortaya rekor dıye nıtelenebllecek bır sayı çıkmış ANKA Ajansı'nın haben ortaya bır dehşet tablosu çıkanyor. Aktanyoruz 1989 yılında 15 gunluk gazeteye toplam 394 dava açılmış, bunlann 183'ü ceza davası, 211'I tazmınat davası Tazmınat davalannın 41% yanı %20'sı dönemın başbakanı özal ve çevresının açtığı davalar 183 ceza davasının 21'ı yıne aynı ınsanların şıkâyetı ustune ya da re'sen açılmış, 18'ı ıse yıne başbakana hakaret ya da özal'ın gönderdığı tekzıplerle ılgılı Boylece ceza davalannın 39'u, yanı % 21'ı Özal ve çevresıne aıt. ANKA Ajansı bu dehşet tablosuyla ılgılı görüşler de almış Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Nezih Demırkent şöyle dıyor "Basına yonelık olarak açılan davaların bu sayıya enşmış olması her yönuyle duşundurücûdür Geçen yıllarda basının sık sık hedef gostenlmış olması bu sayının yükselme nedenlennden bındır Basını davalar yoluyla baskı altında tutmak, dönyanın pek çok yennde denenmış yanlış bır uygulamadır " Basın Konseyı Başkanı Oktay Ekşı de "1989 yılı boyunca Türk basını sıyası ıktıdarın, özellıkle Sayın Turgut özaFın yoğun ve pek çoğu haksız suçlamalarına hedef oldu Bu suçlamalar basının görev yapmasına engel olmadı, ama bazı çevrelerde basın aleyhıne eğılımlenn doğmasına neden oldu" dıyor Durum bu Ama herhalde toplumsal banş ve uzlaşma bu değıl BOĞAZİÇt ÜNÎVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONtK PROGRAMI BtLGİSAYAR KURSLARI Ünıversıtemız Meslek Yüksekokulu Elektronik Programı tarafından asağıda beürtılen ve her bın ıkışer aylık (16 gün) mustakıl dönemler halınde tamamen uygulamalı olarak yapüacak olan XXVIII dönem Halka Açık Kurslar asağıdakı gıbıdır BiJgisayar Balum Onanm Kurslan Hafta Sonu 3 Şubat 25 Man 1990 Kurs Saatlen 9 00-12 00, 12 00-15 00 veya 15 00-18 00 HARDWAREI 2 AY (Büg Tekmklerı I) HARDWARE II 2 AY (Bılg Teknıklen II) HARDWARE III 2 AY (Bılg Teknıklen III) Kurs icenJclen: HARDW*RE I: Tamamı uygulamalı teknık bır kurstur Kursta, — Sayı Sıstemlen — Yarı lletkenler — Kapı Devrelen — Flıp-Floplar — Latch Elemanlan — Regısterler — Sayıcılar — Bölücüler — Decoder — Endecoder — Bellekler — Multıplexıng-Demultıplexıng — Op-Amp ve Uygulamalan — Timer Devresı (555) ve Uygulamalan — Schmıtt-Thgger Devresı — Temel Mıkroışlemcı Yapısı Konulan ışlenmektedır HARDHARE II. Hardvvare I'ı bıtırenler bu kursa kaülabılırler Kursta, — Mıkroışlemcı Yapısı — Mıkroışlemcı Yazılım Prensıplen — Çevre Elemanlan — Donanım-Yazılım Kavramlan — Analog Dıgıtal Çevıncıler — Mıkroışlemcı Gınş Çıkış Urutelen — Tüm Z80 Mıkroışlemcı Teknıklen Konulan tşlenmektedır HARDVVARE III. Hardware I ve H'yı bıtırenler bu kursa katılabıhrler Kursta, Z80 Mıkroışlemcı uygulamalan göstenlmektedır Kayıt ıçın 2 adet fotoğraf ve en az lıse ve dengj okul bıtırme belgesı getınlmesı gerekmektedır Sertıfik» Kursta başanlı olanlara "Sertıfika" venlecektır ADRES. Boğazıçı Cnıversıtesı Meslek Yuksekokulu Elektromk Bölürnü Kuzey Kampus, Teknoloji Bınası B Blok Bebek Istanbul BtLGİ IÇtN 163 15 00 / 360 veya 760 Basın 15047 TRAV f L S H O P Cİmİt I? Bankası Iş Sanat Galerısı Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı İST TOPRAĞI SEVGİLEDlM 2-19 Ocak 1989 Atelye lcadıye Cad 86 Kuzguncuk Surekl Sergı Tel 342 36 32
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle