Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 OCAK 1%
'İletişim Çağrînda Doğişim
Kaçınılmaz
Teknolojisini ve bu arada kitle iletişim sistemini Batı teknoloji ve
standartları uzerine kurmuş, sinemalannda ve televizyonunda surekli
Amerikan filmleri izlenen, tüketicisinin Batı normlarına uygun olarak
koşullandırıldığı, araştırmacüık ve yaratıcılığın yerini çoğunlukla Batı
kopyacılığının aldığı ulkemizde hangi guçle Batı'nın kulturel etkisine
karşı koyacağız?
Dr. ŞERMİN TEKİNALP tst. Ünı Avrupa TopluluğuBölumu
Teknolojısını ve bu arada kıtle üetışım sısternı-
nı Batı teknoloji ve standartlan üzenne kurmuş,
sınemalannda ve televizyonunda süreklı Amenkan
filmleri izlenen, tüketicisinin Batı normlarına uy-
gun olarak koşullandınldığı, araştırmacıhk ve ya-
ratıcıhğın yennı çoğunlukla Batı kopyacılığının al-
dığı ülkemızde hangı güçle Batı'nın kültürel etkı
sıne karşı koyacağız''
Doğu Avrupa ülkelennde şımdıye kadar hıç ta
nık ohnadığımız, tanh kıtaplannda okumadığımız
bu bıçım ve hızda bırbın arkasına ınanılmaz bo-
yutlarda gerçekleşen değışım, uluslararası ıletışımın
ne deniı potansıyel bır güç oluşturduğunu ve açık
bır bıçımde gOzler önüne sermektedır Doğu Av-
rupa ülkelenndekı değışımın perde arkasındakı ıle
tışımı olayına gecmeden önce uluslararası ıletışımı
bugünku durumuna göz atmak yararh olacaktır
Uluslararası elektronik iletişim
1950 ve 196O'lı yıllarda 3 Dunya ülkelermın te
ker teker ulusal bağımsızlıklannı elde etmesıyle eskı
hammadde ve ınsan gücü kaynaklannı yıtırmeye
başlayan Batılı gehşmış ülkeler, 2 Dünya Savaşı'n
dan sonra etkınlık göstermeye başlayan uluslara-
rası kuruluşlar ve gıderek gelışen elektronik ıletı-
jım araçlan (radyo, TV, uydu, vıdeo, rnüzık ka-
setlen, sınema filînı, plak, faks, teleks vs ) aracılı-
ğıyla bır yandan büyük kârlar elde ederken, öte
yandan bılerek ya da bılmeyerek gırdıklen ülkele-
nn kttltürel kımlıklennı etkılemeye başladılar Bu-
gün, uluslararası ıletışımın neredeyse tamamı, başta
Amenkan olmak üzere Batılı dev raedya holdıng
lennın elındedır Bu şırketlenn tüm dünyaya yay-
dıklan pohtık, ekonomık, sosyal ve kültürel stan
dartlar, Batı standartlandır Gehşmış ülkeler eko-
nomık üstıinlükJennı ve gıderek gehştırdıklen elek
tronık iletişim teknolojılennı ellennde tuttukları sü-
rece tüm dunyayı etkılemeye devam edeceklerdır
tnsanına yatınm yapmamış, dolayısıyla sosyal,
kültürel ve ekonomık gelışımını bu temele oturta-
mamış, elektronik ıletışım araçlannın kullanımı ve
tüketımınde kısmen ya da tamamen dışa bağımlı
ülkelenn bu sürecı durdurmaya asla gücu yetme-
yecektır Bunun en canlı örneğı 3 Dünya ülkelen-
nın bugun ıçınde bulunduklan durumdur Ulusal
bağunsızlıklannı ılan edıp kendı sıyası, ekonomık,
kulturel ve kıtle ıletışım sıstemlennı kurmak ıste-
yen 3 Dünya ülkelerı, geçmıştekı tıcan sömürge-
cıhğın şekıl değıştınp elektronik sömürgecılığe dö-
nüştüğünü bır süre sonra fark edıp UNESCO'da
seslenru duyurmayı başarmışlardır 1970'lenn ba-
şında Amenka'nın ileü isülastna karşı harekete ge-
cen Batılı gehşmış ülkelerle 3 Dünya ülkeiennın,
UNESCO'da uluslararası kıtle ıletışım duzenı uze-
nnde başlattıkları tartışma ve çahşmalar genel ola
rak şu konular üzennde yoğurilaşmaktadır 1-Ge-
hşmekte olan ülkelerle gehşmış ülkeler arasındakı
haber akışı, dev haber ajanslannın tekehnde Batı
ağırlıkh ve dengesızdır, 2 Basta Amerıka olmak
üzere Batılı ülkelerden gehşmekte olan ülkelere
akan tek yönlü bılgı, ülkelenn küJtürel kınrhğını
yozlaştırmakta ya da yok etmektedır Bütün bu tar-
tışmalar ülkelen yenj bır ıletışun düzenı (New
World Informatıon and Commumcatıon Order)
kurma arayışına yöneltmıştır Ancak tahmın edı-
lebıleceğı gıbı NWICO üzenndekı calışmalar ve tar-
tışmalar bugüne kadar hıçbır somut sonuç ortaya
çıkarmamıştır Düzen aynı düzendır ve gıderek de
yennı sağlamlaştırmaktadır Bu düzen ıçınde, ge-
hşmekte olan ülkelenn sosyal davranışlan, ısiek-
lerı, yaşam bıçımlen, tüketıcı davranışlan gıderek
Batı'nın etkı alam ıcıne gırmektedır
Doğu Avnıpa ülkelennde bırer bırer çok kısa ara
lıklarla gözler önüne senlen değışımde Batı ajans-
lannın ve yeraltı yayınlannın ıtıcı gucu çok büyuk-
tur 1983'te Ingıltere'de tanıştığım, yakalarında
amblemı çıplak gözle görulemeyecek kadar kuçül-
tülmuş Dayanışma rozetlerı taİcan bır grup öğre-
tım görevhsı bana şöyle demışlerdı "Polonya'da
resmı gazete ve radyodan çok yeraltı yayınlan ve
yabancı radyo ajanslan ızlenır " Doğnısu o zaman
bıraz abartılı bulduğum bu sözlere şımdı katıhyo-
rum
Aynca "glasnost"tan önce Sovyet Rusya'dakı
ıletışım araçlannın kamuoyu üzerındekı etkısıyie
ılgılı araştırma yapan Batıh ıletışım araştırmacıla-
n genellıkle şu sonuca vanrlar Sovyet vatandaşı
ıçın gazete okumak bır ahşkanhktır, okur Sovyet
aydını, dıştan resmı görüşü kabul etmıs. görıinür,
buna ınandığı ıçın değıl, ortaya atılan görüş kök-
leşmış değer yargılannın kopmaz bır parcası oldu
ğu ve başan ugraşında kendıne yararb olduğu ıçın,
grup baskısı olduğu ıçın, başka türlü davranama-
dığı ıçın Bu görüş tüm komünıst blok ülkelen ıçın
de geçerhdır Aynca Sovyetler'de ve Doğu Bloku
ülkelennde Batı radyo ajanslannın blok dışı 3
Dünya ülkelennden daha fazla dınJendığı de ka-
bul edılen bır görüştür Sansürden gecmış öğretı-
sel (doktrıner) mesajlarla dolu haberlenn devletın
denetımındekı kıtle ıletışım araçlanyla tek yanlı ola-
rak deterjan reklamlan gıbı bıtevıye sunulması, hal-
kın yerlı haber kaynaklanna karşı duyaruhğmı azal-
tırken yabana bılgı kaynaklannın arayışı ıçme sok-
muştur (1)
Romanya'dakı kaalı değışımın gençlık ve ordu
tarafından gerçekJestınldığmı bepunız bılıyoruz Bu
nasıl bır gençlıktır kı yıllann baskısı ıle suspus ol-
muş bır toplumu ve orduyu bu kadar kısa bır sü-
rede harekete geçırebıhyor1
' Cumhunyet Gazetesı'-
nın 28 12 1989 tanhh dış haberler sayfasındakı baş
habere bu- göz atalım Bükreş'ten Kerem Çahşkan'
ın gönderdığı habenn özetı şöyle "Çağdaş Avru-
pa gençlerı ıle aynı kuroaştan olan Mıchael Jack
son ve Maradona gençhğı ısyanın kıvılcımını çak-
tı Temel sloganlan 'lıbertate'ydı Avrupalı olduk-
lanndan ve özgür yaşamalan gerektığınden emın-
dıler " Yıne Cumhun>et Gazetesı'nın 30 12 1989
tanhh dış haberler sayfasında AP kaynaklı şöyle
bır başlık atıhnış "Amenkan radyolannın 'Ro-
manya Başansı' " Haber özetı ıse şöyle "Rumen
halkı, her türlü ıletışunın baskı altında tutulduğu
ulkede, dış dünyadan haber almak ıçın tek kaynak-
lannın Amenkan radyolan olduğunu ve ABD'ye
teşekkür borcu bulunduğunu söylüyor "
Doğu Avrupa ülkelerınde meydana gelen değı-
şımın çok kısa aralıklarla gerçekleşmesmde, değı-
şımın tüm boyutlanyla olmasa bıJe radyo TV ve
basında ızlenmesının de büyük etkısı vardır Bü-
yük sosyal bınkımienn hızla ve ardı ardına eyle
me dönüştüjrüknesmdekı gızıl güç, elektronik med-
yanın utkusudur
Turkiye ve degişim
Bütün bu gehsmeier olurken, Türkıye'de Osman-
h'nın Islam kultürüne dayaiı gelenek ve görenek-
lennı, kadın erkek davranışlannı, aıle yapısını, kı-
saca sıyası, sosyal ve kültürel nonnlanm dırıltme
uğraşlan Don Kışot'un yel değırmenlenne meydan
okumasına benzemektedır Teknolojısuıı ve bu ara-
da kıtle ıletışım sıstemını Batı teknolojısı ve stan-
dartlan üzenne kurmuş, sınemalannda ve televiz-
yonunda süreklı Amenkan fihnlerı izlenen, tüke-
tıcısının Batı normlarına uygun olarak koşullandı-
nldığı, araştırmacüık ve yaraücılığın yennı çoğun-
lukla Batı kopyacılığının aldığı ülkemızde hangı
güçle Batının kültürel etkisine karşı koyacağız7
Kal-
dı kı gehşmış Batı Ülkelen bıle Amenka'nın sosyal
ve kültürel etkı alanına gırmenın rahatsızhğı ıçm-
dedırler
tleuşım ıle ıç ıçe gıren ve gıderek küçülen dün
yamızda, bütün bu koşullar altında, dış kültürlere
kapımızı kapayamayacağımıza göre yapüacak sey,
önce degışımı ıçımıze sındırmek, sonra etkıleşım sü-
recı ıçmde, geleneksel kültürümüzü yemden göz-
den geçırıp özgün, ama çağdaş katkılarda bulun-
mak, kımhğımıze uygun yem öz ve bıçımlen dene-
yıp uygulamak, kendımızı hızla değışen dünyaya
ters duşmeyecek bır bıçımde yenılemektır
(l)LENDVAI Paul 1981 The Bureaucraey of Truth How
Communıst Govemmants Manage Ne»s London Westwıe
Press
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Edebiyat Yok Olacak mı? II
Andre Mauroıs Gelecek Nasıl Olacak''' dıye soruyor Şöyle
sûrdûrüyor "Bazılan dıyortar kı, edebiyat tumüyle değışmelı baş-
ka teknıklere bûrûnmelı, yenı okur yığınlannı hoşnut etmeye bak-
ma/ı Bazıları ıse daha ılerı gıdıyor geleceğın dünyasında ede-
biyat yer almayacak dıyorlar"
Bu yazıyı okuyalı ve çevırelı sanırım şöyle yırmı yıl var
1960'larda bır Fransız dergısınde çıkmıştı Mauroıs'nın belkı son
yazılarından bın Otuz yıl geçtı aradan yazın, yanı edebiyat dıp-
dırı ayakta Yenı akımlar, yenı yazarlar, yenı buluşlar var Dünya-
nın her yanında roman, öykü egemenlığını sürdurmekte
"Geleceğın okurları yığınlardır Büyük bır dınleyıcı, ızleyıcı yı-
ğını TV ye ve sınemaya bağlandı bağlanacak da Ama edebi-
yat da cep kıtapları yoluy'a, felsefeye tarıhe, bılıme aıt herkesın
kesesıne uygun k/tap/ar yoluyla yığınlara ulaşmanın çaresını bu-
lacak Buna sevınmek gerekır Edebiyat uygarlığın bır aracıdır,
mut/uluğun kaynağıdır, can sıkıntısına en 1yı ılaçtır Okurlar, acı
çeken seven, savaşan, anlamak ıçın dıdınen bıreylerdır Yarın
da böyfe bıreyfer olacak insanlar kendılerıne değerier örnek-
ler aradıkları ıçın yazı sanatına gerekseme duyuyorlar Çağmı-
zın pek çok genç romancısı zor yıllar ıçınde yaşadıklanndan ya-
şamın anlamsızlığı karşısında çarpıldılar Fakat anlamsızfıkların
en kötüsü butün yaşamın anlamsız olduğunu söylemektır Iblstoy
'Yaşam, yaşamdır' derdı Aalann ötesınde, oyunların yaşam de-
neyımlerının ötesınde, edebiyat, karşılıkh anlaşmayı ve aşkı ya-
şatacaktır Geleceğın yazını sözcüğun en genış anlamıyla 'ın-
san değerlerım' taşıyacak ya da büsbütun ortadan kalkacak"
Günümüzun ınsanları yalnız duşsel serüvenlerle yetınmek ıs-
temıyor Kendını bulduğu, ıçınde yaşadığı ya da yaşadığını san-
dığı olaylar dün de bugün de onu ılgılendırıyor Ooğal olarak bu
yapıtlar etkıleyıcı bıçımde yazjlmış ıseler Ama çağdaş ınsan her
alanda bılgısını görgusünü arttırmak özlemınde Mauroıs 'gu-
zei romanlarokurlarını yıtırmeyecek amaöyku, roman dışında-
kı turierde de genış bır yaygmlasma başlamıştır' dıyor 'Işletmede
Reform' adlı bır kıtabın yüz bın adet satılacağını kım düşunebı-
lırdı? Alaın'ın 'Felsefe'nın öğelerı'nın büyük başarı kazanması,
Sartre'ın, Aron'un, Saraute'un parlak sonuçlara ulaşmaları, L&-
vı Strauss un sosyolojık araştırmalarının satış rekorları kırması
yenı okurlardakı bır açlığı belırtmektedır
"Geleceğın yazını btlımın çok önemlı bır rol oynayacağı bır dün-
yaya seslenecek Evınde bır TV aracı bulunan kışının elektro-
nıkle ılgılendığı, ekonomık knzden korkanların ekonomının me-
kanızmasını öğrenmeye çalıştığı, ucretlıtetıltnıyabancı bır ülke-
de geçırmeye nıyetlı tunstın tarıhe, coğrafyaya, sanata aıt bılgı-
ler edınmek ıstedığı bır dünya Ama yıne de unutmamalı kışı-
ye yön veren, avutan sanat yapıtının yennı hıçbır şey alamaya-
caktır Çunkû özlemlerı, tutkuları olmayan bır ınsanı kımse ya-
ratamayacaktır"
Dünya hızla değışıyor Insan bu değışmenın dışında nasıl kal-
sın' Hem dunyayı değıştıren de ınsan değıl mı' Nasıl değıştırı-
yor, yazıyla1
Kıtapla değıştırılır eskımış anlayışlar Demek TV'ler,
vıdeotar, fî/mler, daha neler neler hıçbır zaman kıtabın yennı ala-
mayacaktır Edebiyat türlerı yenı nıtelıklere bürünerek her zaman
okurlarını bulacaktır Okurlar ıstedığı ıçın edebiyat denen değer
var olacaktır
Bılmem benım yırmı yıl kadar önce çevırdığım bu yazıdan al-
dığım parça/ar sızlen düşündürdu mü9
Çekmecedekı eskı kâ-
ğıt yığınlan arasında rastlantı sonucu bulup sızlere sunduğum
bu yazıdan son bır alıntı ıle bıtıreyım
'Her dönem, kendıne özgü bır yazın türü yarattı Anlatı önce
destandı sonra kahramanlık türküsü oldu, sonra da roman bı-
çırnını aldı gün gelır roman da daha başka bıçıme ulaşır Ho-
meros zamanının ınsanları nasıl bır Stendhal bır Dıckens ya da
bır Çehov'u hayal edemezlerse bız de yannı düşleyemeyız Ge-
leceğın yazını kendıne özgü bır nıtelık taşıyacak Ama kesın olan,
sanatın yazının doğmasına neden olan temel gereksemelerın
hıçbır zaman değışmeyeceğıdır Bır gün, kım bılır hangı cana-
varca patlayış sonucu ınsanoğlunun kokü nasıl olsa kuruyacaktır
Ama ınsanoğlu, var oldukça, toplumların bıçımı ne olursa olsun
yazın yapıtlarına gereksınme duyacak Yazı sanatı gelışıp değı-
şecek, ama büyük yazarlar yıne buyükJüklerını koruyacaktır Sha-
kespeare, Balzac, Tolstcy, Proust ıkı bın yılında, hatta üç bın yı-
lında bıle okuyucu bulacak O günlerde ınsanoğlu kalmışsa ve
dûşunme, duygu gücünü yrtırmemışse Geleceğın edebıyatı, geç-
mışın edebıyatının büyük yapıtlarını sılıp yok edemeyecektır"
fcıkar 1K;
laftada bır
pazarları
çıkar iki
nafîada bir
pazarları
cıkar ikı
hattada bır
pazarları
.çıkar İkı
|haftada bir
azarları
;ıkar İkı
haftada bır
pazarları
çıkar İkı
haftada bır
pazarları
çıkar İkı ,
haftada bır
pazarları
çıkar İki
hattada bır
İŞÇİL.
Politîka15 GUMUK CazTTt SAV1 12 1000 11 (KUI. oah.lı 7 OCAK IWO
Bürokrasi
çatırdıyor
Türkiye ve
Türkiye'nin coğrafyadaki konumu değişmemiştir. Halen 60
milyona varan nufusunun, jeopolitik açıdan fazla bir değer
taşıdığı da kuşkuludur. Çünku ulusaJ geliri duşük, kalkınma
hızı az, gelir dağılımj adaletsiz, enflasyon ve işsizlik oranı
yuksek, eğıtımsiz, sağlıksız ve beslenmesi yeterli olmayan bir
İcalabalığın jeopolitik değerlendirmedeki puanı da duşuk olur.
HAYDAR TUNÇKANAT Em Hv. Kur Alb Eskı Tabıı Senatör
Gorbaçov'un yaktığı yenıden yapılanma ve
açıklık ateşı, Doğu ve Batı bloklanm, beklen-
medık ve ınanılmaz bıçımde etkılemekle kal-
mamış, NATO ve Varşova paktlannın varhk
nedenlerınj de ortadan kaldırmıştır Banş ve
özgürlük rüzgârlan tüm 'Demırperde' ülke-
lennı saraus, halk komünıst dıktatörlenn ıda
relenne son vemııştır
Avrupa'dakı bu hızlı geüşmeler Avrupa
Topluluğu ve NATO üyesı olan Türkıye'yı de
etkıleyecektır Nıtekım bu gehşmelere para-
lel olarak Turkıye'nın jeopohtık durumu da
yemden gündeme gelmış bulunuyor Her fır-
satta, cankurtaran sımıdı gıbı kullanılan bu
sözcüğun anlamı ve kapsamımn açıklığa ka-
vuşturulması gerekır
Bir ülkemn jeopohtık durumu değerlendı-
nlırken o ulkerun ulusal gücünü oluşturan ül
ke coğrafyası, doğal kaynaklan, nüfusu, en-
dtlstrısı, tanmı, ekononusı, ulusal gelın, ge-
lır dağılımı, halkın eğıtımı, becensı, sağhğı,
beslenmesi, ışsızlık oranı, yönetım bıçımı, yö-
netıcılen, dışa bağımlılığı, sılahlı kuvvetlen ve
sahıp olduğu sılahian ıle eğıtım düzeylen ve
morallen gıbı daha bırçok faktör ele alınır
Turkıye'mn coğrafyadaki konumu değiş-
memiştir Halen 60 milyona varan nufusunun,
jeopohtık açıdan fazla bır değer taşıdığı da
kuşkuludur Çünkü ulusal gelın düşük, kal-
kınma hızı az, gelır dağılımı adaletsiz, enflas
yon ve ışsızlık oranı yüksek, eğıtımsiz, sağ
lıksız ve beslenmesi yeterli olmayan bır kala
balığın jeopohtık değerlendınnedekı puanı da
düşuk olur
Nıtekım AT (Ortak Pazar) Komısyonu'-
nun, Türkıye ıle ılgılı raporu bu görüşu doğ-
rulamaktadır Raporda "1985'te 50 mılyon
olan Türkiye'nin nüfusu 2000'h yıllarda 70
mılyon olacaktır Türk ekonomısının bugün
enşmış olduğu düzey, topluluk ortalamasımn
1/3'U avannda olup, bölgelerle kışıler arasın-
da da büyuk dengesızlıkler vardır tşsızhk ora
nı yuksektır, enflasyon cıddı bır sorundur
Sosyal koruma düzeyı zayıf ve topluluk ülke-
lennden de oldukça uzaktır Nüfusun yüzde
50'den fazlası tanmla uğraşmakta, tanmsaJ
verıra duzeyı de düşüktür BeUı bır geçış dev-
resınden sonra da olsa, Turk ışgücunün top-
luluk çaüşma pazanna gınşı, bu ülkedekı yuk
sek ışsızlık oranı var oldukça, çeşıtL kaygıia
ra neden olmaktadır" denılıyor
Türkiye'nin Ortak Pazar'a alınmamasının
başlıca nedenlen olarak ıJen sürülen bu ge-
rekçeler, Turkıye'run jeopohtık dunımunun,
Ortak Pazar'da nasıl değerlendınldığını gös-
termesı bakımından önemiıdır
Jeopohtık değerlendırmede buyük ağırlığı
olan Sılahlı Kuvvetlenmızın durumuna gehn-
ce Orgeneral N Torumtay 1987 yılı şubat
ayında Washıngton'da NATO konulu semı-
nerdekı konuşmasında Turkıye'mn NATO'-
ya tahsıs ettığ^ kuvvetlen şöyle sıralamıştır
— Toplam 14 tümen, 12 pıyade, 2'sı me-
kanıze pıyade
— Toplam 17 tugay 6'sı zırhlı, 7'sı pıya-
de ve 4'u mekanıze pıyade
Denız Kuvvetlen
1 Fırkateyn, 14 destroyer, 17 hızh devrıye
gemısı (4'ü klasılc), 14 denızalü, 32 değışık tıp
raayın gemısı, 6 devnye gemısı ve değışık he-
hkopter ve uçaklar
Hava Kuvvetlerı
Toplam 19 savaş filosu, 4 nakhye filosu
Torumtay, "Turkıye'nın 800 bın kışının üze-
nndekı ordusunu muhafaza etmesı" gerektı-
ğını de söylüyor
Halen Genelkurmay Başkanı olan Sayın
Orgeneral'ın bu konuşması üzennden geçen
üç yıl ıçınde, dünyada önemlı değışıklıkJer ol-
du Irak-lran savası ve soğuk savaş sona er-
dı Varşova Paktı dağılmak üzere, komünıst
dıkta rejımlen bırbın ardından devnldı, sılah-
lanmız bıraz daha eskıdı ve önemını yıtıren
NATO, yenı bır kımlık arayışının telaşı ıçıne
gırdı
Bu gelışmelenn ışığı altında önce Sılahh
Kuvvetler'ın 800 bınden fazla olan mevcudu-
nu ele alalım
14 tumen Her tumenın 10 buı mevcutlu ol-
duğunu kabul edersek, (gerçekte, zırhh ve me-
kanıze bırhklenn mevcutları pıyade bırhkle-
nnın çok altmdadır) 14x10 000-140 000 Tu-
gay lann mevcutlannı da 3 bın kabul edersek,
17x3 000-51 000 eder 50 bın er Hava Kuv-
vetlen'ne, 50 bın de Denız Kuvvetlen'ne
venldığıne göre onların da toplamı 100 000
eder Bu duruma göre, savaş bırlıiderı mev-
cutlarının toplamı 291 000 edıyor Eğıtım ve
hızmet bırlıklerımn mevcutlanm da 100 bın
olarak alırsak mevcut 400 OOO'ı geçmıyor O
halde 450 000 bın kışının nerede olduğunu
bulmak gerekır Burada büyuk ölçüde bır ın-
san savurganlığı olduğu açıktır Oysa, savaş,
eğıtım ve hızmet bırlıklen dışında kalan 450
bın kışıden yapüacak tasarruf, Sılahh Kuvvet-
ler'ın eğıtımı ve moderruzasyonu ıçın kulla-
mlabıhr
Kara bırlıklerımn sılahJan esfa, eğıtım dü-
zeyı de NATO eğıtım standartlanmn çok al-
tmdadır Bu kadar büyük bır orduyu besle
yıp eğıtmek ıse bütçeden verılen ödeneklerle
mümkün değıldır ve dışa bağımlılığı da an
tırraaktadır
Turkıye'mn yeterli bır hava savunması da
yoktur Radarlar sayıca az, menzıllen kısa ve
çok eskıdır Bu nedenle düşman uçaklannın
gehşlenm erken öğrenıp, alarm uçaklannı ha-
va alanlanndan zamarunda kaldıramazlar Ül-
kemıze yönelecek hava saldınları, kolaylıkla
hedeflerıne ulaşabıhr NATO eğıüm standart-
lanna göre savaş pılotlannjn yılda en az 240
saat eğıtım uçuşu yapmaları gerekırken öde-
nek yetersızlığınden, savaş pılotjanmız yılda,
ancak 120-140 saat uçurulabılmektedırler
Uçaksavar sılahian da çok yetersızdır, Ha-
va Kuvvetlen'nın ehnde F-4 Fantomlardan
başka etkılı bır sılahımız yoktur Kaldı kı,
NATO ülkelen bunlan da kadro dışma çıkar-
mışlardır F 16'lara gehnce Elektromk dona-
nımlan eksık olan bu uçaklann savaş güçlen
çok kısıthdır 1992'de sayılan 160'a varsa da
elektronik donanımlan olmadığmdan "göz-
lerı bağlı şahın" durumundan kunulamaya-
caklardır
Denız Kuvvetlen'nın durumu da yukanda
behrtılen nedenlerden ötürü kara ve hava bır-
lıklennden farklı değıldır İzmır ve Mersm'-
de bır-ıkı savaş gemısı dışında tüm donanma
Gölcük'tedır Hava ustünlüğü olmadan, do-
nanmanın Karadenız ve Ege'de bır hareket
yapması çok sınırhdır KaraKuvvetlen'mnde
hava desteğı olmadan kuzey, güney ve de ba-
tıda etkılı bır savunma ya da taarruz harekâ-
tını başarması düşünülemez Bütün bu olum-
suzluklann, Turkıye'mn jeopohtık önemını de
olumsuz yönde etkıledığı açıktır
Jandarma ve emnıyet teşkılatıyla bırhkte 1
mılyondan fazla kışının, ıç ve dış gtvenük
amacıyla sılah altında bulundumlması ıçın
ınandına bır gerekçe göstenlemez Türkıye'
nın ekonomık durumu ve bütçesı, bu yükü
kaldıramaz Değısen dünya koşuUanndan ya
rarlanarak daha fazla zaman kaybetmeden
köklü bu* reorgamzasyonla bırhkte, az fakat
öz, eğıtım standartlan yuksek, hareket kabı
lıyetı ve ateşgücü fazla, dışa bağımlılığı azal-
tılmış, subay, astsubay ve er mevcutları ta
mamlanmış savaş bırlıklen kurulmalıdır Ha-
va Kuvvetlenndekı yem uçaklann eksıklen gı
denlmelı, hava savunmasına gereken önem
venlmehdır Müşterek bu karargân olması ge-
reken Genelkurmay Başkanhğı, bır üst düzey
Kara Kuvvetlen Karargâhı olmaktan çıkan-
larak üç kuvvetın müşterek çalıştığı bu- karar
gâha dönüştürtUmeh Denıza ve havaolar da
bu karargâhta yetkı ve sorumluluklan paylaş
mahdır
GAP'uı tamamlanmasıyla Dıcle ve Fu-at su-
lannın paylaşılması büyük bır sorun olacak-
tır Türkıye, şundıye kadar bu sulardan yal
nızca elektrık üretımı amacıyla yararlanmış-
tır Sunye ve Irak ıse bu nehırlerden elektnk
ve sıüamada genış çapta yararlanmakta
Turkıye'nın, ılk kez sulama amaayla Dıcle ve
Fırat sulannı kullanması, komşu ıkj ülkeye de
daha az su venlmesı demektu-
Sonuç
Her ıkı ulkerun de ıyı donatılmış sılahh kuv-
vetlen vardır Bu güçlere, uzun menzülı roket-
len de ılave edınce, GAP'ı bekleyen potansı-
yel tehlıkemn büyüklüğü ortaya çıkar Amk,
kuzeyden gelmesı muhtemel Sovyet saldınsı-
ru bır süre rafa kaidırıp gerçeklen gönnenın
zamanı gelmıştır Kuzey sımrlanmızda, ara-
zımn dağhk ve harekât alanlannın bırbınn-
den ayn ve dar olması, Trakya'da ıse, bölge-
nın getuşhk ve dennhğmm azhğı, arazımn ya-
pısı nedemyle büyük kuvvetlenn harekât yap-
masına elvenşh değıldır
Günümüzde hava sılahlannın etkınhğı kar-
şısında, büyük kuvvetlenn bu dar sahalarda
yığüması, gerek savunma gerekse taarruz ba-
kımından stratejık hata olur Kaldı kı ıkmal
ve lojıstık destek yönunden de bölgelenn uJa-
şım ve depolama kolayhkları da yetersızdır
Buraya kadar açıklamış oiduğumuz gerçek-
ler ve gömşler doğrultusunda, savaş bırhkle-
nyle, hızmet ve destek bırhklennın mevcut-
lannın 400 bın kışı dolaylarında olduğu, gen
kalan 450 bın kışının ıse amaç dışı kullanıl-
dığı sonucu ortaya çıkmaktadır Büyük bu or-
du beslememıze rağmen ülkenın hava, kara
ve denız savunması yeterh bır düzeyde olma-
yıp, sılah, lojıstık, eğıtım ve donatım bakımın-
dan da büyük eksıkhkler olduğunu bır kez da-
ha vurgulamak ıstenz Dunım böyle ıken
"Amenka'dan sonra NATO'nun en büyük sı
lahh kuvvetlenne sahıp olmakla" övünmenm
gerçeklerle uzaktan ve yakından bu* ılgısı ol-
madığı açıktır Sılahlı kuvvetlenmızın gelış-
mesmı köstekleyen, bu tür övunmelerden bı-
ran önce vazgeçılmehdır Başımızı kuma sok-
mayı ısrarla sürdürmemn yaran yoktur
Teşekkürler
Sandoz
Sandoz Haç Bölümii
1989 Yılsonu Toplantısı
24-29 Arahk 1989
tarıhleri arasında
Side Otel Asteria'da
gerçekleşlırıldı.
Bu önemlı organızasyonda
bıze guvenen
Sandoz ÜrünleriLtd. Şti.
Sayın Yonetıcılerıne
teşekkür ederız.
HOTEL
/4STERIK &•*••*
CUMIHJRtYETTEZV
OKURLARA...
OKAY GÖmNStN
Banş mı?
yazılı basının, öncelıkle tıraj amacıyla gazetecılik ve
haber kavramlannı fazla esnetmesınden
kaynaklanan farklı anlayışlar çeşıttı ülkelerde yenı
tartışmalar açtı Basının bır kesımının "sansasyon"
habercılığı temel alarak genış tıraj arayışına gırmesı, bt
alanda yarışa donuşünce gazetecılığın bırçok temel
ılkesı bılınçlı ya da bılınçsız gözardı edılıyor Bu yönelış
bızım ıçın de yabancı değıl ve bundan rahatsız olanlar
yalnızca sansasyonel habercılık uğruna kurban edılen
insanlar değıl Basının, gazetecılığın saygınlığını
kemıren "farklı gazetecılik tarzları" mesleğın temel
ılkelennı korumaya çalışan gazetecılenn de tepkısını
çekıyor Ingıltere'de bu yıpranmanın karşısına 20
gazetenın yayın yönetmenlennın ımzaladığı yenı bır
ahlak ılkelen bıldırısıyle çıkıldı Ingılız gazetecılenn bu
çıkışı ulkenın kamuoyunda da genış bır destek sağladı.
Bır kamuoyu araştırma kuruluşunun bu tartışmalara
ılışkın olarak yaptığı çalışma da ılgınç sonuçtar verdı
Örneğın Ingılızlenn % 48'ı Basın Konseyı'nın basını
denetlemesının gerektığı göruşunde, tek yanlı bır haber
yayımlandığında ılgılı ktşttere söz hakkı tanınmasının
gereklılığını savunanlarrn oranı çok yuksek % 96,
cınsel suçlaria ılgılı haberlenn yayımlanmasını
ıstemeyenler % 72, buna karşılık % 93'ü şıddet
suçlarının yayımlanmasından yana, ünlü kışılenn özel
yaşamlanyla ılgılı haberlenn yayımlanması konusunda
hgılızler en az polrbkacılan koruyoriar, % 32'sı
polıtıkacılann özel yaşamlarının kamuya açık olması
gerektığını duşunuyorlar, Ingılız tutuculuğu krallıkla ılgılı
konularda hemen kendını göstenyor, kralıçe ve aılesınln
ancak halk ıçındeyken ve kendı ızınlenyle fotoğraflannın
çekılmesı gerektığını söyleyenlenn oranı % 57 Bu
kamuoyu araştırması böyle ağırbaşlı taleplerle uzayıp
gıdıyor, ama bır de gazete tırajlanna bakılınca görünen
tam tersı, en çok satan gazeteler en çok "sansasyon"
haben verenler
•
Cumhurbaşkanı Turgut özal yenı bır "toplumsal
uzlaşma ve banş" atağı başlattı Ancak hemen hıçbır
kesım bu gınşımı ıçten bulmuyor Sütten ağzı yanmış
ınsanların bu tarz bır banşçı yaklaşımı cıddıye
alabılmesı ıçın başka şeyler gerek örneğın son 2 yıl
özal ıle basın arasında uzun bır savaşa sahne oldu
Sonuçta basının değısen harıtasıyla ve özal'ın Köşk'e
çıkmasıyla bırhkte sular bıraz durulmuş gıbı görünûyor.
Oysa durum pek öyle değıl Geçen yıl değışık
gazetelere o dönemın başbakanı Turgut özal ve
çevresı tam 41 tazmınat davası açmış, bunlann 20'sı
kışısel şıkâyet ustüne ve ıstenen tazmınatların toplamı
1 mılyar 400 mılyon lıra Turgut özal'ın bızzat açtığı
dava sayısı 8 ve ıstedığı tazmınat 560 mılyon llra
ANKA A/ansı 1989 yılı ıçınde 16 gazeteye karşı açılan
davalan toplamıt ve ortaya rekor dıye nıtelenebllecek
bır sayı çıkmış ANKA Ajansı'nın haben ortaya bır
dehşet tablosu çıkanyor. Aktanyoruz 1989 yılında 15
gunluk gazeteye toplam 394 dava açılmış, bunlann
183'ü ceza davası, 211'I tazmınat davası Tazmınat
davalannın 41% yanı %20'sı dönemın başbakanı özal
ve çevresının açtığı davalar 183 ceza davasının 21'ı
yıne aynı ınsanların şıkâyetı ustune ya da re'sen
açılmış, 18'ı ıse yıne başbakana hakaret ya da özal'ın
gönderdığı tekzıplerle ılgılı Boylece ceza davalannın
39'u, yanı % 21'ı Özal ve çevresıne aıt. ANKA Ajansı
bu dehşet tablosuyla ılgılı görüşler de almış
Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Nezih Demırkent şöyle
dıyor "Basına yonelık olarak açılan davaların bu sayıya
enşmış olması her yönuyle duşundurücûdür Geçen
yıllarda basının sık sık hedef gostenlmış olması bu
sayının yükselme nedenlennden bındır Basını davalar
yoluyla baskı altında tutmak, dönyanın pek çok yennde
denenmış yanlış bır uygulamadır " Basın Konseyı
Başkanı Oktay Ekşı de "1989 yılı boyunca Türk basını
sıyası ıktıdarın, özellıkle Sayın Turgut özaFın yoğun ve
pek çoğu haksız suçlamalarına hedef oldu Bu
suçlamalar basının görev yapmasına engel olmadı,
ama bazı çevrelerde basın aleyhıne eğılımlenn
doğmasına neden oldu" dıyor
Durum bu Ama herhalde toplumsal banş ve uzlaşma
bu değıl
BOĞAZİÇt ÜNÎVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEKOKULU
ELEKTRONtK PROGRAMI
BtLGİSAYAR KURSLARI
Ünıversıtemız Meslek Yüksekokulu Elektronik Programı
tarafından asağıda beürtılen ve her bın ıkışer aylık (16 gün)
mustakıl dönemler halınde tamamen uygulamalı olarak yapüacak
olan XXVIII dönem Halka Açık Kurslar asağıdakı gıbıdır
BiJgisayar Balum Onanm Kurslan
Hafta Sonu 3 Şubat 25 Man 1990
Kurs Saatlen 9 00-12 00, 12 00-15 00 veya 15 00-18 00
HARDWAREI 2 AY
(Büg Tekmklerı I)
HARDWARE II 2 AY
(Bılg Teknıklen II)
HARDWARE III 2 AY
(Bılg Teknıklen III)
Kurs icenJclen:
HARDW*RE I:
Tamamı uygulamalı teknık bır kurstur Kursta,
— Sayı Sıstemlen
— Yarı lletkenler
— Kapı Devrelen
— Flıp-Floplar
— Latch Elemanlan
— Regısterler
— Sayıcılar
— Bölücüler
— Decoder
— Endecoder
— Bellekler
— Multıplexıng-Demultıplexıng
— Op-Amp ve Uygulamalan
— Timer Devresı (555) ve Uygulamalan
— Schmıtt-Thgger Devresı
— Temel Mıkroışlemcı Yapısı
Konulan ışlenmektedır
HARDHARE II.
Hardvvare I'ı bıtırenler bu kursa kaülabılırler Kursta,
— Mıkroışlemcı Yapısı
— Mıkroışlemcı Yazılım Prensıplen
— Çevre Elemanlan
— Donanım-Yazılım Kavramlan
— Analog Dıgıtal Çevıncıler
— Mıkroışlemcı Gınş Çıkış Urutelen
— Tüm Z80 Mıkroışlemcı Teknıklen Konulan tşlenmektedır
HARDVVARE III.
Hardware I ve H'yı bıtırenler bu kursa katılabıhrler Kursta, Z80
Mıkroışlemcı uygulamalan göstenlmektedır
Kayıt ıçın
2 adet fotoğraf ve en az lıse ve dengj okul bıtırme belgesı
getınlmesı gerekmektedır
Sertıfik»
Kursta başanlı olanlara "Sertıfika" venlecektır
ADRES.
Boğazıçı Cnıversıtesı Meslek Yuksekokulu Elektromk Bölürnü
Kuzey Kampus, Teknoloji Bınası B Blok Bebek Istanbul
BtLGİ IÇtN 163 15 00 / 360 veya 760
Basın 15047
TRAV f L S H O P
Cİmİt I? Bankası Iş Sanat Galerısı
Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı İST
TOPRAĞI SEVGİLEDlM 2-19 Ocak 1989
Atelye lcadıye Cad 86 Kuzguncuk Surekl Sergı Tel 342 36 32