27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 DÎZİ-RÖPORTAJ 7 OCAK 1990 Isparta'da söz DemireVden açıldığında akan sular duruyor 4 Biz o adama adanmışız bîr kere' 3Kent 3 Başbakan Röportaj: Necati Güngör Demirel'in köyü Islamköy'ün nüfusu.1638.1955'te belediye olmuş. İki yüz kişi kadar DYP'ye kayıth üyesi var. Başka partilere seçimlerde hiç oy çıkmıyor. Çıksabile 'yanlışlık olmalı' denerek iptal ediliyor. — 5 — Aynı soruyu Sadettın Kahraman'a da yöneltiyoruz o zaman: Demirel'ı bunca seven Ispanalı, '83 seçimle- rinde ANAP'ın peşıne neden takılmıştı? Sorunun yanıtı ise hiç değişmiyordu: "Özal'ın, Sii- leyman Demirel'e yakınlığını bildiğimizden... Bir de, Evren'in, ÖzaJ aleyhinde konuşması... Araa '83 secim- lerinde Isparta'da 14000 oy da iptal edildi. Bunu da göz önüne alın... tşi sallantıda olan birtakım kimseler Özal'a donmuştur. AN AP o nedenle gecici bir ilgi gör- dü Isparta'dan. Başka bir şey değil..." Pekiyi, ya Süleytnan Demirel, 12 Eylül sonrasuıda Allah korusun, sol goruşlere bir eğilim gösterseydi? O zaman da arkasından gidilir miydi bunca? Böyle bir olasılık hiçbir zaman akla gelmemişti kuş- kusuz; yanıtı, bir anlık ikirciraden sonra çıkıyordu: "Bu işte parti mevzu olmaz. Peşinden kosmazsınız bciki, ama karşı da olunmaz. Isparta evladıyla övü- nür, partiyle değil..." Böyle diyor ve yine bir an düşünceye dalmaktan ken- dini alamıyordu Sadettin Kahraman. "Her şeyin Demirerdir dermanı/ Seçimlerde okunacak fermanı." Geçimini yorgancılıkla sağlayan Remzettin Kumru ustamız ise, ozan'ruhlu bir Ispartahydı. Demirel için yazdığı şiirlerini açık alanlarda okuyordu hep. Yıllar- dır politikanın içindeydi, ama kendisine hiçbir şey ka- zanmamıştı. Yorgancılık işinde önce başkalanna çalış- tnış, sonra kendisi bir dükkân açmıştı. Ekmeğini iğne iplikten çıkarıyordu, elinin hüneriyle yaşıyordu ve ba- şını sokacağı bir ev bile edinememişti hâlâ... Söz De- mirel'den açıldığında ise, akan sular duruyordu Rem- zettin UsU'nın indinde! "BU o adama adanmışız" diyordu usta. "Isparta ne gördnyse, Demirel'in zamanında gordiı. Siz buralan bil- mezsiniz, çok pasif bir yerdi. Toprak damlı evlerde ohı- rulan on üç bin nüfuslu kiiçük bir ildi söziım ona.. Asfalt yol nedir diye sorsanız, kimseler bilrnezdi, duy- manuştı! 1960'lara kadar elektrik \oktu. Ötesini siz dü- şünün... Süleyman Bey kendine güvenen bir insandır. Güven icinde çalışır 'Gâvurdan neyimiz eksik?' der her zaman. Çalışkandır. Çalışkan olduğu için de hep önlemeye ça- lışırlar onu... Tekmil esnafa kredi dağıttı Isparta'da. Esnaf hepten zenginledi. 'Memleketime gocaman çivi çakmak isterim, amma Mecliste gıyamel gopar!' diye yakınır... Bu sozu bizzat duydum ben... Dereboğaz yo- Innu açtı, Antalya'ya direkt gider olduk onun sayesin- 1970-Ş2 arası sanayiveeğitim yatırımları • 1970 Isparta Yem Fabrikası kuruldu. • 1970 ORMA/Orman Mamulleri Entegre Sanayii kuruldu. • 1971 Kovada II. Hidro-elektrik Santrali hizmete girdi. • 1973 IZDAŞ/Isparta Ziraat Urünleri Değerlendirme Sanayii ve Ticaret AŞ kuruldu. • 1973 1750 hektarhk tarım alarum sulayan Yalvaç Barajı'nın yapımı tamamlandı. • 1976 Isparta Meslek Yüksekokulu açıldı. • 1977 Isparta Makine ve Inşaat Mühendisliği Akademisi açıldı. • 1978 Toprak Sanayii AŞ açıldı. • 1979 Gul Kiremit Fabrikası kuruldu. • 1982 Eğirdir Su Urünleri Yüksekokulu kuruldu. • 1982 Isparta Yabanct Diller Yüksekokulu Selçuk Universitesi Eğitim Fakültesi'ne bağlandı. Sami Sıileyman Demirel'in köylüsâ Mustafa Ünlfi, "Süleymao'dan önce perişanlık diz boyuydu. Şimdi rahatım yerinde" diyor. (Fotograf: Uğur Günyüz) de. Belediye başkanlanmızia hep paralel çahştı. Onla- ra parayı verdi, onlar da harcadı... Hizmetlerini kim- se inkâr edemez. 10-12 tane özel fabrika açıldı onun devrinde. Motopompla sulan getirip kanallara akıttı. Menderes'ten kalmış yarıra isleri tamamladı." özal devrinde hiçbir şey yapılmamış mıydı lsparta'- ya? "Özal acımasız! Her konuda atıyor... Hizmet getir- mişmiş... Özal'ın hizmetleri bize kaça mal oldu, buny duşünen yok. Telefon gelirdi, evet! Telefonun ahizesi elimi yakıyor kardeşim!" Isparta'dan Süleyman Demirel'in köyüne gidiyoruz. Taksiyle, bir sigara içimi uzakhkta. Yol boyunca, tak- sinin şoförüyle konuşuyoruz. Adı, Ceyat Bıyık. 1964 doğumlu. Demirel'in siyasete soyunduğu yülarda gözü- nu dunyaya açmış. Durmadan gelişmekte olan bir ken- tin çocuğu. Isparta'nın eski hallerini hiç mi hiç anım- samıyor... Seçimlerde kime oyunu verrniş derseniz; bi- raz çekinerek, yüzünttzü inceleyerek şu yanıtı verir: Oyumuzu SHP'ye attık... Neden? Demirel'i sevmiyor muydu yoksa? Hayır, seviyordu Demireri. Hatta babası koyu De- mirel'ciydi... Ama daha çok yaşlılar Demirel'in arka- sından gitmekteydi Isparta'da... GençlerSHP yanlısıydı daha çok... Taksi kendisinin değildı, Cevat Bıyık'ın. Günlük ka- zancın yüzde otuzuna çalışıyordu. Günde on saat. tş olursa, elli bine kadar kazamyordu. Bu elli binin yüz- de otuzu kendisinin.. Yeni evliydi ve kiracıydı Bıyık... Yol üstunde sıra sıra selvi ağaçlan sıralanıyordu. Su- lak yeri sevmiş, gümrah yeşil, gökyüzüne doğru boy atnuşlardı öyle. Yol, dumduz asfalt. Çift yönlü... Çevıede gül bahçeleri, meyve ağaçlan. Asfalüa bir- likte uzayıp giden su kanalları. Kâh dağın tepesinden aşınlmış, kâh tepeyi dolanmış, uzanıvermişti düzlük- lere... Demirel, ilkokula kadar bulunmuştu lslamköy'de. Sonra çekip gitmişti. 12 Eylul öncesinde, onun bir büs- tünü köy alanına dikmeyi duşunmuşlerdi ama yaptık yapıyonız derken, 12 Eylul gelmişti... Askerin varlığı caydırmıştı onları... Şimdilerde, Süleyman Bey'in do- ğup büyüdüğu evi müze yapma söylentıleri dolaşıp du- ruyordu ortalıkta. tslamköy'un nüfusu 1638. 1955'te belediye olmuş- tu. tki yüz kişi kadar DYP'ye kayıtlı üyesi vardı. Baş- ka partilere hiç oy çıkmıyordu... Çıksa bile, yanlışlık olmalı, diyerek iptal ediliyordu. Eskiden kuru tarım ya- pılan tslamköy'de; su geldikten sonra meyvecilik, bos- tancıhk, bağ bahçe işleri gelişmiştı. Toplam üç yüz ha- neliydi. Her üç aıleden birinin traktörü vardı. Köyde- ki toplam traktör sayısı yuz adetti! "Mustafa L'nlü, köyün en yaşlılarından. Seksen altı yaşında. Süleyman Demirel'in çocukluğunu biliyordu. "Süleyman'dan önce perişanlık dizbovuydu," diye anlatıyordu, Mustafa L'nlu. Su yoktu. Arpayı elimizle yollardık. Aylarca tarlada didinir dunırduk. Şimdi su geldi. Yolumaz var. Vesait bol. Her bir rahatımız ye- rinde... 16 torunum var, iki de uıotorum! Geçim der- dimiz yok... Elmayı, domatesi Antalya'da goriirdiik yalnızcana! Bu kanal su>u bizi ihya etti. Sülejraan yok, Allah'ı var! Milyonlan ovaya dizdik! Ka>aklar vetişi- vor şimdi kuru ovada... Hapsi para! On yedi haneydi İslamkov topu topu... Şimdi goca belediyelik oldu. Pa- ra cebimize bol bol giriyor. Gelgelelim, cebimizden nasıl çıkıp gittiğini anlamıyonız. Paranın hıikmü yok beyim, hukmü... Banka faizleri çok şimdi de. Gulun parası za- manında ödenmivor. Para elimize geçtigi zaman yan yanya duşmiiş oluyor... Yem fiyatlan arttı, besicilik bitti! Suleyman'ın zamanını arar olduk..." Evet, Sami Süleyman Demirel'e olan sevginin aslı as- tan buydu Isparta'da. Herkes onu hayır dualanyla anı- yordu ya, kardeşi Şevket Demirel için aynı sözJeri duy- mak bıraz güçtu. Adının açıklanmasını istemeyen bir lokantaanın anlattığına göre, halka açık şirket kurdum diyerek hemşerilerinin paralannı toplamış, bu paralarla ORMA Şirketi'ni kurmuş, ne var ki yıllarca insanlara kâr yüzü göstermemişti Şevket Demirel. On yıl kadar Ispaitalılann parasını kullandıktan sonra hisselerini sa- tın alıp onları ortaklıktan atmıştı... Evet, iddia buydu. Buna karşıhk Şevket Demirel ne diyordu? Bu sorunun karşılığı boşlukta kalıyordu, çün- ku Şevket Demirel'e ulaşmak için girişimlerimiz sonuç- suz kalıyordu Isparta'da! Ancak Demirel ailesine ya- kın çevrelerden edindiğimiz bilgiye göre ORMA uzun süre kâr payı dağıtmamıştı, doğruydu. Sermaye arttı- rımı için birikim yapmıştı bu zaman içinde. Sermaye arttınmından sonra para koyamayanlar ortalıktan çı- kanlmışlardı. Kapitalizmin yasası buydu; büyük balık, kuçük balı?ı yutarak yaşıyordu... Gülu seven dikeni- ne katlanacaktı elbette... SlRECEK Özel TV: Umut zenginin ekmeğio ,,. • C z .tSMET BERKAN Türkiye'de özel televizyon yayınları olacak mı? Bu soruya olumsuz yarut veren yok. Başbakantndan cumhurbaşkanına, anamuhalefet lidennden sanayici- sine, gazetecisinden şovmenine kadar herkes, Türkiye'- de günün birinde özel televizyon yayınlarının yapıla- ca|ına inanıyor, ama zaman konusunda kimse bir şey söyleyemiyor. özel TV'ye yalnız inanmakla kalmayıp günün birinde özel bir TV kanalına sahip olmayı ve yayın yapmayı yayınların kimin sorumluluk alanına girdiği ise belli de- ülke. Yalnızca dağlardan değil, bu dağların arasında- ğil. Bu konuda hem PTT hem de Telsiz Genel Müdür- ki çukurlardan, platolardan ve yer yer de ovalardan olu- lüğü faaliyet gösteriyor. Bu konuda herhangi bir yasal şuyor. Böyle coğrafyası olan bir ülkeye merkezi yayın duzenleme de olmadığı için, isteyen evinin damına, iş- yerinin bahçesint çanak antenler kurup uydudan ya- yın alabiliyor. Bu, TV yayını olabileceği gibi kimi Ba- tılı haber ajanslanrun yayını ya da bilgisayar datası da olabiliyor. Şu anda, TRT'nin yayınları evlerimize radyo dalga- lan yoluyla ulaşıyor. TRT, kendi ürettıği yaymlarını r , ^ — ..... AnkaraGölbaşı'ndaki PTT'ninuyduhaberleşmemer- düşunenler de var. Özel TV yayını yapma konusunda kezine aktarıyor. Bu merkezden yayın Hint Okyanu- büyük ve orta boy sanayicilerden gazete patronlarına ve hatta yabancı medya devlerine kadar birçok insan hazırlık yapıyor. Bazılarının hazırlıklan düşünme- tartışma-değerlendirme, bazılanmn hazırlıklan ise bir şirket kurulması ve bekienmesi aşamasında. Kimilen yayın için gerekli studyoların hazırlanmasından kamera-montaj masası gibi teknik gereçlerin alınma- sına dek vardırmış durumda işi. Yine de bugunden yarına özel TV yayınlanna izin verileceğine ilişkin hiçbir beürti yok. Bilindiğı gibi özel TV yayınlanna izin verilebilmesi için anayasa değişik- liği şart. Anayasa değişikliğinden önce ise devletin ba- zı yüksek organlannın bu konuda "siyasi" karar al- ması gerekiyor. Bugün için böyle bir hazırlık yok. Ama zaten herkes hesabını yarına göre yapıyor. su'nun üzerindeki uyduya veriliyor ve uydudan yansı- yan yayın, Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış bulu- nan merkezler tarafından alınıyor. Bu merkezler, uy- dudan aldıklan yayını çevrelerine yansıtıyor. TRT'nin Ankara, İstanbul, İzmir ya da Diyarbakır'dan yaptığı yayın, evimize Hint Okyanusu üzerinden geliyor yani. yapabilmek için inanılmaz yatınma gerek var. Şimdi aynı Türkiye'ye bir de tepeden, kuşbakışı bak- maya çahşın. Her yeri ve herkesi görebüiyor musunuz? Evet, görebiliyorsunuz, ama... Aması şu: TV yayını yapmakta kullarulan uç yön- tem var. Bunlardan birincisi, karadan karaya yayın. Yani da Ankara gibi büyük şehirler söz konusu olduğunda bu oldukça zor ve zahmetli bir iş. Daha her eve tele- fon bağlayamayan Türkiye'nin bir de her eve TV kab- losu bağladığını düşunebiliyor musunuz? Tabii üç ayn yöntem olması, bunlardan sadece biri- nin kullanılabileceği anlamına gelmiyor kuşkusuz. Hele hele söz konusu olan Türkiye gibi bir ülkeyse belki de bu üç yöntemin üçünü birden belli bir koordinasyon içinde düşunmek, planlamak gerekiyor. BiHndıği gibi TV yayınlarının yapıldığı radyo dalga- Türkiye'deki yayın yöntemi. Yüksek bir yere bir veri- ları sınırlı sayıda. Dolayısıyla bu radyo dalgalarının ci koyuyorsunuz, insanlar da evlerine anten alıp yayı- hangi metresinde kimin yayın yapacağı konusunda iil- Özel TV yayını yapma konusunda büyük ve orta boy sanayicilerden, gazete patronlarına ve hatta1 yabancı medya devlerine kadar birçok insan hazırlık yapıyor. Bazılarının hazırlıklan düşünme- tartışma- değerlendirme, bazılarınmki ise bir şirket kurulması ve bekienmesi aşamasında. Yine de bugunden yarma özel TV yayınlanna izin verileceğine ilişkin hiçbir belirti yok. Biliridiği gibi özel TV yayınlanna izin verilebilmesi için anayasa değişikliği şart. Özel TV'ye izin verilip verilmemesi geçen yıliar içinde birkaç kez Milli Güvenlik Kurulu'nun da gündemine geldi. MGK'run bu konudaki ana kaygısmm TV'den din ve aynmcıhk propagandası yapılması ile porno olmasa bile açık saçık yayınların önünün alınamayacak olmasında odaklandığı öne sürülüyor. Yalnız, bu yasal ve siyasal kararlann ötesinde çok önemli bazı başka faktörler var ki bunlar gözden ka- çınlıyor. Bu faktörlerin belki de en önemlisi yayının hangi antenlerden ve nasıl yapılacağı? Bilindiği gibi Türkiye'de radyo dalgalarıyla yapıla- cak her türlü haberleşmeyi kontrol yetkisi iki kurulu- şun elinde: Telsiz Genel Mudurlüğü ve PTT Genel Mü- dürlüğu. Radyo ve TV yayınlannın yapüabileceği fre- kanslan PTT kontrol ediyor. Yasa, TV ve radyo ya- yınlannın yapılmasıyla ilgili her çeşit faaliyeti PTT'ye venniş durumda. Bu faaliyetler arasında verici istas- yonlarını kurmak ve işletmek de var. Uydulardan yapılan ya da uydulara doğru yapılan Bu yöntem, bugün için Türkiye'nin dört bir yanına yayın yapmanın en pratik yolu. Neden? Önce deniz seviyesinden, Karadeniz, Akdeniz ya da Ege'den şoyle Türkiye'ye bir bakmaya çahşın. önünüzü görebüiyor musunuz? % Göremiyorsunuz; çünkü, TUrkiye çok engebeli bir m izleyebiliyorlar. tkinci yöntem, DBS yani "Direct broadcast satdli- te - dogrudan yayın uydusu" sistemi. Bu yöntemde, ya- yınınızı uyduya doğru yapıyorsunuz, uydunun yansıt- tığı yayını ise fiyatı çok pahalı olmayan (en azından çanak antenler kadar pahalı değil) dikdörtgen şeklin- deki antenler ve çeviriciler aracılığıyla yakalayabiliyor- sunuz. Bu yöntem henüz o kadar yaygın değil, çünkü ayn bir uydu standardı gerektiriyor. Üçüncü yöntem ise bugünlerde özellikle gündemde olan kablolu dağıtım. Kablolu dağjtım, prensip olarak bir büyük ve güçlü antenin yayınının alınıp kablolar vasıtasıyla evlere dağıtılması demek. Ama istanbul ya kelerin ve kuruluşlann anlaşması gerekiyor. Çunkü, ay- nı metrede iki yayın olursa ikisi de izlenemez. Hangi ülkenin hangi metreleri kullanabileceğine Uluslararası Telekornünikasyon Birliği karar veriyor. Ülkeler kısa adı ITU olan kuruluşla pazarlık ediyor ve kendilerine frekanslar ediniyor. Türkiye de ITU ile pazarhklar yü- rüttü ve uluslararası kurallar uyannca kendi TV yayın- larını yapacağı kanal numaralanru edindi. tşin can alıcı noktası şu ki şu anda Türkiye en fazla 4 ayn kanaldan TV yayını yapabilır. Yani ITU, Türkiye'ye 4 kanal tah- sis etmiş durumda. Konuyu toparlayacak olursak, özel bir TV istasyo- nu kurma yolunda çalışmalar yürütenlerin karanlık bir odada el yordamıyla bir iğne tanesi aramaya çalıştık- lannı söyleyebihriz. özel TV konusunda yatırım yap- mış ve yapmakta olanlar var. örneğin "Ulusal Radyo Televizyon". Bu şirketin üçte biri "Hürriyet" Gazete- si'ne, uçte biri "Giinaydın" grubunun eski sahibi Hal- dun Simavi'ye, son üçte biri ise Erler Film'e ait. URT, halen TV'de yayımlarunakta olan Hodri Meydan prog- ramını da yapıyor. Şu anda var olan en ciddi hazırlık URT'nin. URT, en zengin yerli film videotekine sahip durumda. özel TV konusunda ciddi hazırlıklan olan başka şir- ketler de var. Kıbrıs asıllı işadamı Asil Nadir de bir şir- ket kurdu ve tstanbul Siüvri'de stüdyolar yapüması için hazırlıklara gırişti. Sabah Gazetesi, ortaklan arasında Cenajans'ın sa- hibi Nail Keçili'nin de bulunduğu bir TV şirketine sa- hip: SATEL. Bu şirket de, önumüzdeki günlerde yatı- rımlara girişecek. Türkiye Gazetesi'nin de şirketi ha- zır, ama yatırım pek yok. Bunlann dışında Koç Hol- ding'ten Sabancı'ya, Şehmus Tatlıcı'dan Ibrahim Mi- nareci'ye kadar birçok insanın adı, "Onlar da özd TV'ye hazırianıyorlarmış" diye geçiyor. Herkes hazırlanadursun, devlet katında böyle bir ha- zırhğın ön işaretleri bile yok. Edinilen bilgilere göre özd TV'ye izin verilip verilmemesi geçen yıliar içinde bir- kaç kez Milli Güvenlik Kurulu'nun gündemine geldi. MGK'nın bu konudaki ana kaygısının TV'den din ve aynmcüık propagandası yapılması ile porno olmasa bile açık saçık yayınların önunun alınamayacak olmasın- da odaklandığı öne sürülüyor. MGK'nın bu kaygılan giderilse bile yukanda da an- latılan nedenlerle özel TV yayınlannın insanlara ulaş- ması çok zor. Devletin elindeki kanallann hepsini bir- den elden çıkartması duşünulemeyeceğine göre en faz- la iki kanal özelleştinlebilır. Kanal sayısının artması ise çok düşuk bir olasılık. Bugün bu satış işlemi gerçek- leşse bile satılacak iki kanalın birincinin seyirci sayısı- na ulaşması yıliar alacak. Bu sadece teknik yön. Bir de içerik yönü var ki özel TV'ye paldır küldür geçil- mesi halınde küçuk değil buyuk felaketler olabilir. TEŞEKKUR Sevgili kardeşim ERDOGAN APAYDIN'ın hastalığında yardımlannı esirgemeyen Ankara SSK doktorlanndan Doc. Dr. SAFA YILDIRIM'a ve Dr. ERDOĞAN YÜCE'ye, iyi dost MEHMET AŞKUN ve HASAN AŞKUN'a, acımızı paylaşan ve çelenk gönderen tüm dost ve yakınlanmıza teşekkür ederiz. AVUK-4T H. BURHAN APAYDES VE AİLESt VEE4T ve TEŞEKKÜR Çok sevgili eşim ve annemiz FİKRİYE LAÇİN'i 31.12.1989 tarihinde kaybettik. Acımız sonsuzdur. Acımızı bizlerle paylaşan dost ve akrabalanmıza teşekkür ederiz. AİLESt T.C. ORHANGAZİ SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR Esas No: 1989/61 . Karar No: 1989/286 Hâkim: Ekrem Özdağ 23668 Kâtip: Hüseyin Bilkay Davacı: K.H. Sanık: Mustafa Uçar: Mustafa ve Fatma oğlu, 1956 d.lu, Çanakkale Ezine ilçesı, Sarısöğüt köyünde ka- yıtlı, aynı yerde otunır. Evli, 2 çocuklu, okur yazar, sabıkasız, pazarcı, T.C. lslam. Suç: Tehlikeli gıda maddesi satmak. Suç tarihi: 23.1.1989 Karar tarihi: 25.10.1989 Yukanda açık kimliği yazüı sanık hakkında mahkememizde yapılan açık yarguaması sonunda: G.D.: Sanığın suçu subuta ermekle eyiemine uyan TCK.nun 396. maddesi gereği takdiren 3 ay hapis ve 3506 sayıh k.nun ek 1. maddesi ile 5.000 TL ağır para cezası 15.000 TL.ya çıkartılıp ancak TCK.nun 19. maddesi gereği 20.000 TL ağır para cezası ile cezâlandınlmasına 647 sayıh kanunun 4. maddesi gere- ğince sanığa verilen hapis cezasının beher gunü 5.000 TL.dan paraya çevrilip 450.000.— TL ağır para ce- zası ile cezâlandınlmasına TCK.nun 72. maddesi gereği sanığa verilen aynı türden hafîf para cezaları içtıma" olunarak sanığın içtımaen ve neticeten 470.000 lira ağır para cezası ile cezâlandınlmasına, TCK.nun 4Q2. maddesi gereği sanığın cürme vasıta kıldığı pazarcüık meslek ve sanat ve tıcaretinin takdiren 3 ay siire ile tatiline, fiilin isleniş şekli göz önüne alınarak takdiren 7 gün sure ile işyerinin kapatılmasına, karar özetinin ilçede intişar eden gazetelerden birinde ve tstanbul, Izrair ve Ankara'da intisar eden tirajı 100.000'in üzerinde intişar eden gazetelerden birinde yayımlanmasına masraflann sanıktan tahsiline dair kesin ola- rak karar verildi. Basın: 15143 İÇTEN ERSOY aramızdan aynldı. Sevenlerine duyururuz. 8 Ocak Pazartesi günü öğle namazından sonra Maltepe Camii'nden kaldmlacaktır. EŞİ, ÇOCUKLARI, ANNESİ Not: Çelenk göndermek isteyenlerin TEV'e bağışta bulunmaları rica olunur. ERDAL ATABEK İNSAN SICAGI ÇAĞDAŞ YAYINLARI Türk Ocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-ISTANBUL 5000 tira Odemelı gbnjerılmaz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle