28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 OCAK 1990 AZERBAYCANHALK CEPHESİMOSKOVA TEMSİLCİSİ UYARDI Ordu çekilmeden istikrar olmazA.zerbaycan'ın Lenkeran kentinde geçen hafta Sovyet birliklerinin 100'den fazla kişiyi öldürdüğünü öne süren Halk Cephesi Moskova temsilcisi Zohrap Şamhalov, Kızılordu'nun bu kez de Celilabad'a kanlı biçimde girmeye hazırlandığını söyledi. Dış Haberier Servisi — Azerbaycan'm başkenti Bakü'de bırkaç gündur hâkim olan sukûnet sürerken, hayati oneme sahip sektörlerde işçilerin genel greve son vere- rek işbaşı yaptıkları bildirildi. Azerbaycan Halk Cephesi Moskova temsilcisi Zohrap Şamhalov, Sovyet birliklerinin Lenkeran kenttnden sonra Celilabat'a da "kanlı bir btçimde girmeye hazırlandıklanm" one sür- du \e "Sovyet askerieriniıı mudahalesiyle başlayan istikrarsızlığın. birlikler, Bakü'- de kaldığı sıirece devam edecegini" kaydet- ti. SSCB Dışişleri Bakanlığı Sozcüsu Gen- nadi Gerasimov, Azerıler ile Ermeniler ara- sındaki etnik gerginliği sona erdirmek için diyaloğun zorunlu olduğunu, ancak müza- kerelerde aşırı uçlara yer verilmeyeceğini söyledi. Azeıbaycan ve Ermenistan Halk Cepheleri arasında çarpışmaların sona er- dirilmesi amacıyla Letonya'ıun başkenti Ri- ga'da yapılması planlanan göruşraelerin perşembe gunu başlayacağı bildirildi. Azerbaycan Halk Cephesi Moskova tem- silcisi Şamhalov, Azerbaycan'a gönderilen Kızılordu birliklerinin Lenkeran kentinden sonra Celilebat'a girme hazırlığı içinde bu- lunduğuna dair haberier aldıklarım belirt- ti. Temsilci. "Celilabad'ta bir trajedi TURK-IRAN SINIRI 'Habernigar' avıİlk haber Tebriz'den geldi. Geçen gazetecilerden biri otelde yakalanmıştı. Hemen arkasından bir başka gazetecinin yakalandığı öğrenildi. CELAL BAŞLANGIÇ DOGLBEYAZIT — Otobüsleri gümrük kontrolunden geçen Iranlılar, Turkiye'den aldıkları makine halıları, şeker, çikolata, kumaş toplan ve oyuncaklanyla pasaport kuyruğuna girmişlerdi. Sırası gelen elinde- ki kahverengi kaplı Iran pasaportunu mü- hürletip ülkesine geçiyordu. lran'a göre Bazargan, Türkiye'ye gorey- se Gürbulak sınır kapısında yirmiye yakın gazeteci günlerdir bekliyordu. Geçmek is- tedikleri Iran'la aralarmda bir duvar kalmış- tı, ama bir turlü aşılamıyordu. Azerbaycan^ daki olaylar ilk patlak verdiğinde, ellerin- de pasaportlarıyla lran kapısına dayanmış- lar, ancak "Turklere vize >ok, ama gazete- cilere var" yanıtını almışlardı. Gazetecile- rin pasaportunu topiayan, daha sonra Tah- ran'dan "Vize alıp öyle gelsinler" uyarısını alan İranlı yüzbaşı, pasaportları geri verir- ken "Ne yapabm, siz de bizim gazetecilere vize uygnluyorsnnnz" demişti. Giırbulak'ın bağlı olduğu ilçe Doğubeya- ztt'ta bir otele yerleşen gazeteciler, İran'ın Ankara Buyükelçiliği'ne bir yazı gönderdi- ler faksla. Ona yakın gazetecinin imzasıriı taşıyan yazıda Buyukelçi Muhammed Bag- heri'ye İran'ın Azerbaycan olayları ile ilgili olarak "Batı basınının lek yanlı haber ver- mesi"nden yakmması anımsatılarak, "*Olay- lar hakkında kamuoyunun dogru haber al- ma hakkına katkıda bulunraası" isteniyor- du. Her gun Gürbulak sınır kapısının yolu- nu tutup akşama değin lran'a geçiş yolları- nı arayan gazeteciler bir yandan da bu ül- keden vize istemine gelecek yanıtı beklemeye başladılar. Günler geçiyor, ancak bir yanıt gelmiyordu. Sonunda beklemekten bıkaıı- lar Gürbulak sınır kapısında ellerinde yük- leriyle bekleşen Iranlıların arasına on beşer, yirmi beşer dakika arayla kanştılar. Pasa- portlarında "gazeteci" yazanlann işi çok zordu. Meslek bölumunde "işçi" ya da "muhabir" yazanlar daha kolay geçebilir- di. Sırası gelen İranlı gumrük gorevlilerinin önune dikildi. Bir... Iki... Üç... Dört... Beş... derken, iki gazetecinin pasaportundaki mes- lek bölümu her nasılsa gorüldu. iranlı gum- ruk gorevlisinin ilk tepkisi, "Habernigar ha, habernigar" oldu. Kandırılma duygusuyla görevlinin ses perdesi de yükseldi. Gümrük gorevlilerı o anda geçen daha başka gaze- tecilerin olduğunu anladı. Her >ana haber- ler salındı. lran'da "Tiirk gazeteci avı" baş- lamıştı. İki kişinin sınırdan geri çevrilme- sinin ardından beş kilometre ileride bir baş- ka gazeteci daha yakalandı. Türkiye'ye ge- ri getirenler, yolda "Atatürk'ü seviyor mu- sun?" diye soruyordu yakalanan gazeteci- ye. O da, "nasılsa her şey bitti" düşünce- siyle "Size ne" yanıtını veriyordu. Kapıdan girince bu kaçamak girış, "Bir daha lran'a giremez" damgasıyla cezalandırılıyordu. Türkiye'de kalanlar, geçerken yakalanan- lar, geri gonderilenler, diğer gazetecilerin akibetini beklemeye başlamışlardı. İlk ha- ber Tebriz'den geldi. Geçen gazetecilerin biri otelde yakalanmıştı. Elinden filmleri, fotoğ- raf makineleri, pasaportualınmıştı. Hemen arkasından aynı yerde bir başka gazeteci- nin daha yakalandığı öğrenildi. Ozellikle Nahcivan'dan geçenlerin bulunduğu bölgeye girebilmek için yöredeki önemli yerleşim bi- rimlennden Mako'dan geçmek zorunluydu. iki gazetecinin daha burada yakalandığı öğ- renildi. Tebriz'de bekletilenler gibi Mako^ da yakalanan iki gazetecinin de ellerinden filmleri alınmış, ifade verdikten sonra dört beş saat nezarette bekletilmişlerdi. Türki- ye'ye "Yine bekleriz" diye geri gönderilen gazeteciler, Aras Nehri kıyısında Nahcivani dan geçen Azerileri gördüklerini, tulumla- rın üzerine tutturulan tahtalardan yapılmış sallarla sürekli karşıya geçiş olduğunu an- latıyorlardı. lran tarafında bırkaç gazeteci kalmıştı. Herkes onların başına ne geldiği- ni merak ediyordu. Yakalanan gazeteciler, "Acaba bizi kim ihbar etti?" diye birbirle- rine bakıyorlardı. Giren gazetecilerden biri "bavlu tiiccan" olmuştu. Elindeki makineyi de "Türkiye!- de satacağım havlularıh fotoğrafını çekecegim" diye açıklıyordu. Diğen de "TIR şoförii"ydu. O da kaza yapan TIR'ı- nın fotoğraflarını çekecekti. Ama onların yerine duvarlardaki "Kahrolsun Rusya, kahroUun Amerika" yazılannı, Sovyetler Birliği'nden geçen Azerilerin fotoğrafları- nı çekince yakayı ele vermişlerdi. İran'ın Türkiyeli gazetecilere göstermek istemediği bir şey mi vardı? Bu soruya İranlı yetkililer, "Aman hiç olur mu, sadece for- malite iste" yanıtını \eriyorlardı. Türkiyeli "habernigar"lann İran sınırı- nı "kaçamak yarma" harekâtı ilk hamlede pek başarılı olamadı. Geriye kalanlar. vi- zeli ya da vizesiz "ikinci harekât"ın yolla- rını arıyor. Bugünlerde en zor meslek lran sınırında "habernigar" olmakmış. yaratılabileceği" yolunda uyarı yaptı. Şam- halov, Moskova'da duzenlediği basın top- lantısında, gazetecilere, geçen hafta askeri birlilderin Lenkeran kentine girişleri arasın- da meydana gelen can kaybının resmen açıklan'dığı gibi 8 değil, 100'den fazla ol- duğuna inandıklarmı, ancak bolgeyle ha- berleşme sağlanamadığından duzenli bilgi aiamadıklarım belirtü. Şamhalov, Baku'de durumun istikrara kavuşmuş değil, yalnızca sakinleşmiş oldu- ğunu ve Sovyet askerlermin mudahalesiy- le başlayan istikrarsızlığın Sovyet birlikle- ri Baku'de kaldığı sürece devam edecegini vurguladı. Gerasimov'un açıklaması Finlandiya'da bulunan SSCB Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Gerasimov. dun duzen- lediği basın toplantısında, Kafkasya bölge- sindeki sorunun çözülebilmesi için diyalog gerektığini bildirdi. Sözcu, "Azerbaycan'da bir çözum için diyalog olmalıdır ve halk cephesiyle görü^jnemiz gereklidir. Ancak sorun cepbenin birlik içinde olmaması; bir- kac ayn grubu barındınyor, aralannda te- rörisller de var" dedi. Gerasimov, "Guç sahibi olanlarla mü- zakere etmeliyiz. Ancak, aşınlarla raüza- kere etmek çok zor. Onlann tutuklanıp yar- gılanmaları gerek. Çıinkü insanları öldürıiyorlar" diye konuştu. Bakü'de hayati öneme sahip sektörler dı- şında genel grevin halen sürdüğü bildirili- yor. Resmi haber ajansı TASS, Halk Cep- hesi'ne bağlı grupların dün de kentte genel grevin sürdürülmesi çağrısında bulunan bil- diriler dağıttıklannı kaydetti. Bakü'de ola- ğanustü durum uygulamasından sorumlu Garnizon Komutanı Korgeneral Vladimir Dubinyak, tüm çabalara karşın Halk Cep- hesi'ne bağlı gruplann faaliyetlerinin engel- lenememesi üzerine bir bildiri yayımlaya- rak tum halkı "kışkırtma" olarak nitele- diği genel greve uymamaya çağırdı. Erivan'da çatışma Ermenistan Cumhuriyeti'nde ise silah ele geçirmek amacıyla güvenlik kuvvetlerine saldınlar devam ediyor. Dün Erivan'da çı- kan bir çatışmada 1 Errneni militanın öl- düğü, 3'ünün ise yaralandığı bildirildi. Moskova radyosu interfaks servisinin ver- diği habere göre, çatışma güverilik kuvvet- lerinin yasadışı olarak elde edilmiş silahia- rı, Ermenilerin elinden alma çabalan üze- rine başladı. TASS, Ermenistan'daki militanlann as- kerlerden ele geçirmiş olduklan bir tank, 8 zjrhlı araç ve 3 topun geriye alındığını du- yurdu. Sovyet Savunma Bakanı Dimitri Ya- zov da bölgede en fazla silaha sahip gru- bun Ermeniler olduğunu vurgulayarak, or- ACILAR DİNMEDİ — Azerbaycan'da kanlı olaylarda yakınlarım >iü'ren Azerilerin acısı dinmedi. Bu olgunun somut örnegini, oğlunu yitiren bir Azeri kadınının ıstırabı oluşturuyor. (Fotoğraf: Reuler) dunun bu silahlan geri almaya çalıştığnı be- lirtti. Bu arada Sovyetler Birliği Dışişleri Ba- kanı Eduard Şevardnadze, Azerbaycan'a as- ker gönderilmesi ve müdahale edilmesi yö- nündeki kararları savundu. Şevardnadze, Associated Press Ajansı'na verdiği demeçte, bu kararın, "insanlan kur- tarmak amacıyla kuvvet kullanma yönün- de alındığını" savunarak, Kafkasya bölge- sindeki etnik çatışmaların, "iç savaştan farklı olmadıgım" kaydetti. Sovyet Dışişleri Bakanı, bununla birlik- te bu kararın, "İnançlanna ve duygularına uymadıgını, çunkü ilke olarak herhangi bir yerde kuvvet kullanılmasına karşı oldukla- nnı" söyledi. Eduard Şevardnadze, Azerbaycan'da du- rum sakinleşince askerlerinı geri çekecek- lerini kaydetti. ANKARA "Türk-Şovyet ilişkileri kalıcıdır" SSCB'nin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Valter Sonia, "Kafkasya'daki olaylar geçici, Türk-Sovyet ilişkileri ise kalıcıdır" dedi. Sonia, Azerbaycan'da ölenlerin sayısının 30 kat fazla gösterildiğini söyledi. ANKARA (AA) — Sovyetler Birliği'nin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Valter So- nia, Kafkasya'daki olaylann geçici, Türki- ye ile ülkesi arasındaki ilişkilerin ise kalıcı olduğunu söyledi. Sonia dun duzenlediği basın toplantısın- da, Kafkasya'da duıumun normalleşmesi yonünde açık belirtiler gorüldüğünü, ancak henüz tamamen normalleştirilemediğini bil- dirdi. Sonia, Baku'de toplutaşım araçları- nın çalışmaya başladığını, dükkân ve pazar- ların açıldtğını belirtti. Azerbaycan'da ölenlerin sayısının 30 kat fazla gösterildiğini söyleyen Sonia, "tlk ba- kışta ne kadar dramatik olursa olsun, olay- lar geçici, Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkile- ri ise kalıcıdır" diye konuştu. Müsteşar Sonia, Türkiye'de Azerbaycan olaylarım kınamak amacıyla yapılan miling ve gösterilerden rahatsızlık duyup duyma- dıkları sorusunu da şöyle yanıtladı: "Miting ve gösterilerden endişe duyma- mamız mümkıin mu? Tabii ki endişemiz vardır. Biz bunlan devlet politikasıyla ka- nştırmamak istiyoruz. Bu konuda Dışişle- ri Bakanı Sayın Mesul Yılmaz'ın beyanatı da açıklır. Biz bu konuda Sayın Mesut Yıl- maz'ın söy tediklerini, hükumetin bir çizgi- si olarak kabul ediyonız. Şimdi bu miting ve gösteriler halkın bir tepkisi midir. yoksa tertiplenmiş bir tepki midir? Bu da sonıla- cak bir sonıdur." Kafkasya'daki olaylann temelinde bazı aşın unsurlann anayasal düzeni yıkma emellerinin bulunduğunu öne süren Sonia, alınan önlemlerde politik amaçlar arama- nın yanlış olduğunu, önlemlerin, anayasal düzeni yıkmak isteyen silahlı örgütlere karşı alındığını söyledi. Sonia, bölgedeki silahlı hareketlerin self determinasyonla ilgisi ol- madığını da sözlerine ekledi. Herhangi bir yardıma şimdılik ihtiyaç duymadıklarını belirten Sonia, Kıbrı.s Rum yonetiminin Ermenistan'a yardım yapaca- ğı yolundaki haberlerin asılsız olduğunu ifa- de etti. DEMOKRATIK ALMANYA Iktidar boşluğuna çare: Acil seçimO mayısta yapılması beklenen genel seçimler 18 marta alındı. Bu tarihe kadar ülke "Ulusal Birlik Koalisyonu" tarafından yönetilecek. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Demokratik Almanya'da sürp- riz gelişmeler birbirini izliyor. Muhalefet ve Başbakan Hans Modro» arasında onceki gece varılan mutabakat sonucu genel seçim- lerin tarihi one alındı. Buna göre 6 mayısta yapılması beklenen genel seçimler 18 martta yapılacak. Bu tarihe kadar da oluşturula- cak bir "ulusal birlik koalisyonn" nun ul- ke>i yonetmesi kararlaştınldı. Taraflar arasında yedi saat süren tartış- malı goruşmelerden sonra yapılan açıkla- mada, yeni hukümetin butün muhakfet partilerini ve gruplanru kapsayacağı belir- tildi. Demokratik Almanya'da Komünist Par- ti SED, ne Macanstan veya Polonya"daki gi- bi kendini feshediyor, ne de iktidardan çe- kiliyor. Şimdi 18 marta alınan genel seçim- lerde yüzde 20'nin aşağısuıda oy alması bek- lenen SED, seçim tarihini erkene almakla sempati kazandı. Iktidardaki SED'nin bir diğer "takliği" de muhalefet partilerini hu- kumete ortak etmek oldu. Seçimlere kadar muhalefet "geçici hükümef'te bakanlarla yer alacak. Ama bu bakanların bellı yetki alanlan yok. SED'nin son tavizi ise eski dev- let başkanını cezaevine yollamak oldu. 18 marta kadar devlet işlerini yonetecek olan geçici hukumet, bundan sonra kendini han- gi iktidara bnakacak? Bu sosyal demokrat bir iktıdar olabilir mi? Federal Almanya'da genel seçimler 2 ara- lıkta. Ancak 18 martta D. Almanya'da ya- pılacak seçimin sonuçları Batı'yı da dolay- sız oiarak etkileyecek. Örneğin muhalefe- tin arasından programı ve örgütlenmesiyle nispeten en "derli toplu parti" olarak öne çıkan sosyal derrokratların seçimi kazan- ması halinde ne olur? Batı SPD'si şimdi- den Doğu'daki "kardeş parti"ye maddi ve manevi destek sağlıyor. Bonn'daki SPD çev- relerinde ise yarı şaka yarı ciddi senaryolar yazılmakta: "Hem Doğu'da hem de Baiı- da SPO seçimleri kazanacak ve kurulacak koalisyon hukumetlerinde liderliği üstlene- cek. Oskar Lafontaine Başbakan, VVilly Brandt ise Birieşik Almanya'nın ilk cumhur- başkanı olacak." Demokratik Almanya'da "barışçı devrim" gerçi Romanya'daki gibi kanlı ce- reyan etmedi, ama oradaki gibi radikal bi- çimde de tamamlanmadı. D. Alman halkı "değisim yanm kaldı" diyor ve genel seçim- leri bekliyor. Bu aniarnüa seçımlenn öne alınması bir "yalıştırma operasyonu" ola- rak görülebilir. Öte yandan Başbakan Hans Modrovv'ur.- dün Halk Meclisi üyelerine açıkladığı gibi, "Ülkenin politik ve ekono- raik durumu gayet kötii." "Birleşme ateşi" büyük bir hızla yayılırken, muhalefetin en radikal gozüken kesimleri, örneğin Yeni Fo- rum dahil "birteşmeye hayır" demekten vaz- geçti. D. Almanya Devleti'ni muhafaza et- mek isteyen tek parti olarak iktidardaki SED kaldı. SED iktidarımn değişmesi, ül- kede politik, ekonomik, sosyal ve külturel alanlarda yapısal değişikliklerin yapılmasıru gerektiriyor. 17 milyon nüfuslu D. Alman- HONECKER — Hastaneden çıklı. cezaevine girdi. (Fotoğraf: Reuler) ya'da ilk reformlar sevinçle karşılandıktan sonra halk haklı olarak aynı soruyu soru- yor: "Bize ne olacak?" D. Alman Komü- nist Parti'nin parçalanma sürecinde olma- sı ve ulkede şimdiden bir iktidar boşluğu- nun bulunması, halkın kaygısını arttırıyor. Ülkedeki siyasi istikrarsızhğın, ekonomik gerilemenin ve ideolojik bunalunın bilincin- de olan Başbakan Hans Modrow, dun Mec- liste "Seçimleri öne almakla D. Almanya- da durumun diizelmesi, ortamın sakinleş- mesi ve siyasi istikrann yeniden tesis edil- mesi için ilk adımı attık" dedi. Bir yanda D. Almanya'nın içinde bulunduğu çıkmaz, öte yanda Almanya'nın birleşme perspek- tifiyle ortaya çıkan aşırı milliyetçi hava ve neofaşist akımlar ve son olarak da Avru- pa'da ozellikle Fransa \e İngiltere'nin "Bir- ieşik Almanya"ya tepkileri. Şimdi duvarın iki yakasında da "Modron hükümetinin günlerinin sayılı olduğu"nda herkes hem- fikir. Ancak asıl sorun, seçimlerden sonra Demokratik Almanya'yı hangi sistemin, hangi iktidarın beklediğı... Bonn'daki kimi siyasi gozlemciler D. Almanya'da komunist- lerin sessiz sedasız iktidardan çekilmeyece- ğini ve ulkenin ilkbaharda büyük bir buna- lıma sürüklenebileceğini iddia ediyor. Honecker tutuklandı ıski Devlet Bakanı, dün tedavi edilmekte olduğu hastaneden taburcu edildikten sonra tutuklanarak cezaevine kondu. Honecker "vatana ihanetle" suçlanıyor. BONN (Cnmhariyet) — Demokratik .Al- manya'nın eski lideri Erich Honecker, dün tedavi gormekte olduğu hastaneden tabur- cu edildikten sonra tutuklanarak cezaevine kondu. D. Almanya Resmi Haber Ajansı ADN, Honecker'in taburcu edildikten sonra Do- ğu Berlin'deki Rummelsburg Hapishane- si'ne konulduğunu bildirdi. Eski KP Polit- biiro üyelerinin de Rummelsburg Hapishd- nesi'nde yargılanmayı bekledikleri kaydedil- di. ADN, Honecker'in doktorunun dun iki ameliyat geçiren ve tedaviye ihtiyacı olan es- ki devlet başkanının sağlığınm tutuklanmak için uygun olmadıgını söylediğini kaydetti. Honecker ve eski gızli servis şefi Erich Mielke'nin görevlerini ve kamu parasını kö- tüye kullanmak ile devlete ihanetten yargı- lanacakları bildirilmişti. Başsavcının iki eski yönetici hakkında ge- lecek ay resmen dava açması bekleniyor. Yaşamöyküsü 78 yaşında olan bir zamanların "değiş- mez lideri" Eric Honecker, 1912'de Fransa sının yakınlanndaki Nenkirchen kasabasın- da doğdu. Bir maden ışçisinin oğlu olan Honecker, gençliğinden beri hep "sol" eği- limli bir eylemci olarak tamnır ve "kızıl" lakabıyla çağırılırdı. Daha 10 yaşındayken Komünist Parti çocuk kuruluşunda görev alan Eric Honecker, 1926'da partinin genç- lik örgütüne, 1929'da da KPD'ye uye yazıl- dı. Almanya'da Nazi yönetimi sırasında çe- şitli ülkelere de giderek yeraltı faaliyetleri- ni surdurdu. 1935'te Gestapo'nun eline düş- tu ve I937'de 10 yıl hapse mahkûm oldu. 1947'de Kızılordu'nun Almanya'ya girişi so- nucu ozgurluğüne kavuşan Honecker, 1949 yılında Demokratik .^Iman Cumhuriyeti Halk Meclisi'ne girdi. 1971'deSosyalist Bir- lik Panisi Birinci Sekreteri. 1976'da da dev- let Konseyi Başkanı olan Honecker, Komü- nist Parti çızgisine sıkı sıkıya bağlı kalan bir lider olarak dikkat çekti. Geçen yılın ortalarında hakkında sağlık durumunun kötuye gittiği söylentileri yo- ğunlaşan Eric Honecker, reform dalgasırun kabarması sonucu kendini önce koltuğun- dan alınmış, sonra da partiden çıkarılmış olarak buldu. Daha sonra da "ev hapsi"ue alındı. SILAHSIZLANMA SSCB'den yeni öneri Moskova, ABD'ye iki süper gücün Avrupa'daİci tüm birliklerini 5 yıla kadar çekmelerini önerdi. WASHINGTON (AA) — Sovyetler Bir- liği'nin, silahsızlanma önerilerinde bir adıın daha ileriye giderek ABD'ye Avrupa'daki tüm birliklerini S yıla kadar karşıhklı ola- rak çekme önerisinde bulunduğu bildirildi. Washington Post Gazetesi'ne Viyana'da- ki Sovyet Elçiliği'nden bir demeç veren si- lahsızlanma konulanndaki usı duzeyde yet- kili Oleg Grinevski. ABD ve diğer NATO ülkeleri, Batı Avrupa'daki tüm birliklerini 5 yıl içinde tümuyle çekmeyi kabul ettikle- ri takdirde, kendilerinin de aynı sure için- de Doğu Avrupa'daki tüm birliklerini çek- meye hazır olduklarını bildirdi. Almanya'nın birleşmesinin "kaçınıl- maz" olduğunu belirten Grinevski, "Sorun bunun ne zaman ve nasıl olacagıdır" dedi ve Avrupa'daki kuvvetlerde yapılacak böy- le karşıhklı bir "sıfırlamanın" Orta Avru- pa'da "istikrar yaratmaya" katkıda bulu- nacağı goruşünü savundu. Haberi veren VVashington Post, Grinevs- ki'nin bu sozleriyle SSCB'nin birliklerde azaltma yapılması konusunda daha once öne sürduğu tum onerilerden çok daha Ue- ri bir adım atmış olduğunu ve öneri uygu- lamaya geçirilebildiği takdirde Sovyet sa- vunma güçlerinde son 45 yılın en büyük in- dirimi olacağını belirtti. VV'ashington Post, oneri uygulandığı tak- dirde. NATO ve Varşova Paktı'nın birlik- lerinin çekilmesi için yapılacak bir sayımın uzun süreceğinı ve boylece Macaristan, Çe- koslovakya gibi ulkelerin Sovyet birlikle- rinin çekilmesi yolundaki isteklerinin yeri- ne gelmesinin gecikeceğıni belirtiyor. Grinevski de Macaristan \e Çekoslovak- ya'nın isteklerinin Viyana'da yapılmakta olan konvansiyonel silah indirimı goruşme- lerinde "çok hassas bir durum yarattığım" itiraf etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle