Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 OCAK 1990
AZERBAYCANHALK CEPHESİMOSKOVA TEMSİLCİSİ UYARDI
Ordu çekilmeden istikrar olmazA.zerbaycan'ın Lenkeran kentinde geçen hafta Sovyet
birliklerinin 100'den fazla kişiyi öldürdüğünü öne süren Halk
Cephesi Moskova temsilcisi Zohrap Şamhalov,
Kızılordu'nun bu kez de Celilabad'a kanlı biçimde girmeye
hazırlandığını söyledi.
Dış Haberier Servisi — Azerbaycan'm
başkenti Bakü'de bırkaç gündur hâkim
olan sukûnet sürerken, hayati oneme sahip
sektörlerde işçilerin genel greve son vere-
rek işbaşı yaptıkları bildirildi. Azerbaycan
Halk Cephesi Moskova temsilcisi Zohrap
Şamhalov, Sovyet birliklerinin Lenkeran
kenttnden sonra Celilabat'a da "kanlı bir
btçimde girmeye hazırlandıklanm" one sür-
du \e "Sovyet askerieriniıı mudahalesiyle
başlayan istikrarsızlığın. birlikler, Bakü'-
de kaldığı sıirece devam edecegini" kaydet-
ti. SSCB Dışişleri Bakanlığı Sozcüsu Gen-
nadi Gerasimov, Azerıler ile Ermeniler ara-
sındaki etnik gerginliği sona erdirmek için
diyaloğun zorunlu olduğunu, ancak müza-
kerelerde aşırı uçlara yer verilmeyeceğini
söyledi. Azeıbaycan ve Ermenistan Halk
Cepheleri arasında çarpışmaların sona er-
dirilmesi amacıyla Letonya'ıun başkenti Ri-
ga'da yapılması planlanan göruşraelerin
perşembe gunu başlayacağı bildirildi.
Azerbaycan Halk Cephesi Moskova tem-
silcisi Şamhalov, Azerbaycan'a gönderilen
Kızılordu birliklerinin Lenkeran kentinden
sonra Celilebat'a girme hazırlığı içinde bu-
lunduğuna dair haberier aldıklarım belirt-
ti. Temsilci. "Celilabad'ta bir trajedi
TURK-IRAN SINIRI
'Habernigar' avıİlk haber Tebriz'den geldi. Geçen gazetecilerden biri
otelde yakalanmıştı. Hemen arkasından bir başka
gazetecinin yakalandığı öğrenildi.
CELAL BAŞLANGIÇ
DOGLBEYAZIT — Otobüsleri gümrük
kontrolunden geçen Iranlılar, Turkiye'den
aldıkları makine halıları, şeker, çikolata,
kumaş toplan ve oyuncaklanyla pasaport
kuyruğuna girmişlerdi. Sırası gelen elinde-
ki kahverengi kaplı Iran pasaportunu mü-
hürletip ülkesine geçiyordu.
lran'a göre Bazargan, Türkiye'ye gorey-
se Gürbulak sınır kapısında yirmiye yakın
gazeteci günlerdir bekliyordu. Geçmek is-
tedikleri Iran'la aralarmda bir duvar kalmış-
tı, ama bir turlü aşılamıyordu. Azerbaycan^
daki olaylar ilk patlak verdiğinde, ellerin-
de pasaportlarıyla lran kapısına dayanmış-
lar, ancak "Turklere vize >ok, ama gazete-
cilere var" yanıtını almışlardı. Gazetecile-
rin pasaportunu topiayan, daha sonra Tah-
ran'dan "Vize alıp öyle gelsinler" uyarısını
alan İranlı yüzbaşı, pasaportları geri verir-
ken "Ne yapabm, siz de bizim gazetecilere
vize uygnluyorsnnnz" demişti.
Giırbulak'ın bağlı olduğu ilçe Doğubeya-
ztt'ta bir otele yerleşen gazeteciler, İran'ın
Ankara Buyükelçiliği'ne bir yazı gönderdi-
ler faksla. Ona yakın gazetecinin imzasıriı
taşıyan yazıda Buyukelçi Muhammed Bag-
heri'ye İran'ın Azerbaycan olayları ile ilgili
olarak "Batı basınının lek yanlı haber ver-
mesi"nden yakmması anımsatılarak, "*Olay-
lar hakkında kamuoyunun dogru haber al-
ma hakkına katkıda bulunraası" isteniyor-
du.
Her gun Gürbulak sınır kapısının yolu-
nu tutup akşama değin lran'a geçiş yolları-
nı arayan gazeteciler bir yandan da bu ül-
keden vize istemine gelecek yanıtı beklemeye
başladılar. Günler geçiyor, ancak bir yanıt
gelmiyordu. Sonunda beklemekten bıkaıı-
lar Gürbulak sınır kapısında ellerinde yük-
leriyle bekleşen Iranlıların arasına on beşer,
yirmi beşer dakika arayla kanştılar. Pasa-
portlarında "gazeteci" yazanlann işi çok
zordu. Meslek bölumunde "işçi" ya da
"muhabir" yazanlar daha kolay geçebilir-
di. Sırası gelen İranlı gumrük gorevlilerinin
önune dikildi. Bir... Iki... Üç... Dört... Beş...
derken, iki gazetecinin pasaportundaki mes-
lek bölümu her nasılsa gorüldu. iranlı gum-
ruk gorevlisinin ilk tepkisi, "Habernigar ha,
habernigar" oldu. Kandırılma duygusuyla
görevlinin ses perdesi de yükseldi. Gümrük
gorevlilerı o anda geçen daha başka gaze-
tecilerin olduğunu anladı. Her >ana haber-
ler salındı. lran'da "Tiirk gazeteci avı" baş-
lamıştı. İki kişinin sınırdan geri çevrilme-
sinin ardından beş kilometre ileride bir baş-
ka gazeteci daha yakalandı. Türkiye'ye ge-
ri getirenler, yolda "Atatürk'ü seviyor mu-
sun?" diye soruyordu yakalanan gazeteci-
ye. O da, "nasılsa her şey bitti" düşünce-
siyle "Size ne" yanıtını veriyordu. Kapıdan
girince bu kaçamak girış, "Bir daha lran'a
giremez" damgasıyla cezalandırılıyordu.
Türkiye'de kalanlar, geçerken yakalanan-
lar, geri gonderilenler, diğer gazetecilerin
akibetini beklemeye başlamışlardı. İlk ha-
ber Tebriz'den geldi. Geçen gazetecilerin biri
otelde yakalanmıştı. Elinden filmleri, fotoğ-
raf makineleri, pasaportualınmıştı. Hemen
arkasından aynı yerde bir başka gazeteci-
nin daha yakalandığı öğrenildi. Ozellikle
Nahcivan'dan geçenlerin bulunduğu bölgeye
girebilmek için yöredeki önemli yerleşim bi-
rimlennden Mako'dan geçmek zorunluydu.
iki gazetecinin daha burada yakalandığı öğ-
renildi. Tebriz'de bekletilenler gibi Mako^
da yakalanan iki gazetecinin de ellerinden
filmleri alınmış, ifade verdikten sonra dört
beş saat nezarette bekletilmişlerdi. Türki-
ye'ye "Yine bekleriz" diye geri gönderilen
gazeteciler, Aras Nehri kıyısında Nahcivani
dan geçen Azerileri gördüklerini, tulumla-
rın üzerine tutturulan tahtalardan yapılmış
sallarla sürekli karşıya geçiş olduğunu an-
latıyorlardı. lran tarafında bırkaç gazeteci
kalmıştı. Herkes onların başına ne geldiği-
ni merak ediyordu. Yakalanan gazeteciler,
"Acaba bizi kim ihbar etti?" diye birbirle-
rine bakıyorlardı.
Giren gazetecilerden biri "bavlu tiiccan"
olmuştu. Elindeki makineyi de "Türkiye!-
de satacağım havlularıh fotoğrafını
çekecegim" diye açıklıyordu. Diğen de
"TIR şoförii"ydu. O da kaza yapan TIR'ı-
nın fotoğraflarını çekecekti. Ama onların
yerine duvarlardaki "Kahrolsun Rusya,
kahroUun Amerika" yazılannı, Sovyetler
Birliği'nden geçen Azerilerin fotoğrafları-
nı çekince yakayı ele vermişlerdi.
İran'ın Türkiyeli gazetecilere göstermek
istemediği bir şey mi vardı? Bu soruya İranlı
yetkililer, "Aman hiç olur mu, sadece for-
malite iste" yanıtını \eriyorlardı.
Türkiyeli "habernigar"lann İran sınırı-
nı "kaçamak yarma" harekâtı ilk hamlede
pek başarılı olamadı. Geriye kalanlar. vi-
zeli ya da vizesiz "ikinci harekât"ın yolla-
rını arıyor. Bugünlerde en zor meslek lran
sınırında "habernigar" olmakmış.
yaratılabileceği" yolunda uyarı yaptı. Şam-
halov, Moskova'da duzenlediği basın top-
lantısında, gazetecilere, geçen hafta askeri
birlilderin Lenkeran kentine girişleri arasın-
da meydana gelen can kaybının resmen
açıklan'dığı gibi 8 değil, 100'den fazla ol-
duğuna inandıklarmı, ancak bolgeyle ha-
berleşme sağlanamadığından duzenli bilgi
aiamadıklarım belirtü.
Şamhalov, Baku'de durumun istikrara
kavuşmuş değil, yalnızca sakinleşmiş oldu-
ğunu ve Sovyet askerlermin mudahalesiy-
le başlayan istikrarsızlığın Sovyet birlikle-
ri Baku'de kaldığı sürece devam edecegini
vurguladı.
Gerasimov'un açıklaması
Finlandiya'da bulunan SSCB Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü Gerasimov. dun duzen-
lediği basın toplantısında, Kafkasya bölge-
sindeki sorunun çözülebilmesi için diyalog
gerektığini bildirdi. Sözcu, "Azerbaycan'da
bir çözum için diyalog olmalıdır ve halk
cephesiyle görü^jnemiz gereklidir. Ancak
sorun cepbenin birlik içinde olmaması; bir-
kac ayn grubu barındınyor, aralannda te-
rörisller de var" dedi.
Gerasimov, "Guç sahibi olanlarla mü-
zakere etmeliyiz. Ancak, aşınlarla raüza-
kere etmek çok zor. Onlann tutuklanıp yar-
gılanmaları gerek. Çıinkü insanları
öldürıiyorlar" diye konuştu.
Bakü'de hayati öneme sahip sektörler dı-
şında genel grevin halen sürdüğü bildirili-
yor. Resmi haber ajansı TASS, Halk Cep-
hesi'ne bağlı grupların dün de kentte genel
grevin sürdürülmesi çağrısında bulunan bil-
diriler dağıttıklannı kaydetti. Bakü'de ola-
ğanustü durum uygulamasından sorumlu
Garnizon Komutanı Korgeneral Vladimir
Dubinyak, tüm çabalara karşın Halk Cep-
hesi'ne bağlı gruplann faaliyetlerinin engel-
lenememesi üzerine bir bildiri yayımlaya-
rak tum halkı "kışkırtma" olarak nitele-
diği genel greve uymamaya çağırdı.
Erivan'da çatışma
Ermenistan Cumhuriyeti'nde ise silah ele
geçirmek amacıyla güvenlik kuvvetlerine
saldınlar devam ediyor. Dün Erivan'da çı-
kan bir çatışmada 1 Errneni militanın öl-
düğü, 3'ünün ise yaralandığı bildirildi.
Moskova radyosu interfaks servisinin ver-
diği habere göre, çatışma güverilik kuvvet-
lerinin yasadışı olarak elde edilmiş silahia-
rı, Ermenilerin elinden alma çabalan üze-
rine başladı.
TASS, Ermenistan'daki militanlann as-
kerlerden ele geçirmiş olduklan bir tank,
8 zjrhlı araç ve 3 topun geriye alındığını du-
yurdu. Sovyet Savunma Bakanı Dimitri Ya-
zov da bölgede en fazla silaha sahip gru-
bun Ermeniler olduğunu vurgulayarak, or-
ACILAR DİNMEDİ — Azerbaycan'da kanlı olaylarda yakınlarım >iü'ren Azerilerin acısı dinmedi. Bu olgunun somut örnegini, oğlunu
yitiren bir Azeri kadınının ıstırabı oluşturuyor. (Fotoğraf: Reuler)
dunun bu silahlan geri almaya çalıştığnı be-
lirtti.
Bu arada Sovyetler Birliği Dışişleri Ba-
kanı Eduard Şevardnadze, Azerbaycan'a as-
ker gönderilmesi ve müdahale edilmesi yö-
nündeki kararları savundu.
Şevardnadze, Associated Press Ajansı'na
verdiği demeçte, bu kararın, "insanlan kur-
tarmak amacıyla kuvvet kullanma yönün-
de alındığını" savunarak, Kafkasya bölge-
sindeki etnik çatışmaların, "iç savaştan
farklı olmadıgım" kaydetti.
Sovyet Dışişleri Bakanı, bununla birlik-
te bu kararın, "İnançlanna ve duygularına
uymadıgını, çunkü ilke olarak herhangi bir
yerde kuvvet kullanılmasına karşı oldukla-
nnı" söyledi.
Eduard Şevardnadze, Azerbaycan'da du-
rum sakinleşince askerlerinı geri çekecek-
lerini kaydetti.
ANKARA
"Türk-Şovyet
ilişkileri
kalıcıdır"
SSCB'nin Ankara
Büyükelçiliği Müsteşarı
Valter Sonia, "Kafkasya'daki
olaylar geçici, Türk-Sovyet
ilişkileri ise kalıcıdır" dedi.
Sonia, Azerbaycan'da
ölenlerin sayısının 30 kat
fazla gösterildiğini söyledi.
ANKARA (AA) — Sovyetler Birliği'nin
Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Valter So-
nia, Kafkasya'daki olaylann geçici, Türki-
ye ile ülkesi arasındaki ilişkilerin ise kalıcı
olduğunu söyledi.
Sonia dun duzenlediği basın toplantısın-
da, Kafkasya'da duıumun normalleşmesi
yonünde açık belirtiler gorüldüğünü, ancak
henüz tamamen normalleştirilemediğini bil-
dirdi. Sonia, Baku'de toplutaşım araçları-
nın çalışmaya başladığını, dükkân ve pazar-
ların açıldtğını belirtti.
Azerbaycan'da ölenlerin sayısının 30 kat
fazla gösterildiğini söyleyen Sonia, "tlk ba-
kışta ne kadar dramatik olursa olsun, olay-
lar geçici, Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkile-
ri ise kalıcıdır" diye konuştu.
Müsteşar Sonia, Türkiye'de Azerbaycan
olaylarım kınamak amacıyla yapılan miling
ve gösterilerden rahatsızlık duyup duyma-
dıkları sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Miting ve gösterilerden endişe duyma-
mamız mümkıin mu? Tabii ki endişemiz
vardır. Biz bunlan devlet politikasıyla ka-
nştırmamak istiyoruz. Bu konuda Dışişle-
ri Bakanı Sayın Mesul Yılmaz'ın beyanatı
da açıklır. Biz bu konuda Sayın Mesut Yıl-
maz'ın söy tediklerini, hükumetin bir çizgi-
si olarak kabul ediyonız. Şimdi bu miting
ve gösteriler halkın bir tepkisi midir. yoksa
tertiplenmiş bir tepki midir? Bu da sonıla-
cak bir sonıdur."
Kafkasya'daki olaylann temelinde bazı
aşın unsurlann anayasal düzeni yıkma
emellerinin bulunduğunu öne süren Sonia,
alınan önlemlerde politik amaçlar arama-
nın yanlış olduğunu, önlemlerin, anayasal
düzeni yıkmak isteyen silahlı örgütlere karşı
alındığını söyledi. Sonia, bölgedeki silahlı
hareketlerin self determinasyonla ilgisi ol-
madığını da sözlerine ekledi.
Herhangi bir yardıma şimdılik ihtiyaç
duymadıklarını belirten Sonia, Kıbrı.s Rum
yonetiminin Ermenistan'a yardım yapaca-
ğı yolundaki haberlerin asılsız olduğunu ifa-
de etti.
DEMOKRATIK ALMANYA
Iktidar boşluğuna çare: Acil seçimO mayısta yapılması beklenen genel seçimler 18 marta
alındı. Bu tarihe kadar ülke "Ulusal Birlik Koalisyonu"
tarafından yönetilecek.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BONN — Demokratik Almanya'da sürp-
riz gelişmeler birbirini izliyor. Muhalefet ve
Başbakan Hans Modro» arasında onceki
gece varılan mutabakat sonucu genel seçim-
lerin tarihi one alındı. Buna göre 6 mayısta
yapılması beklenen genel seçimler 18 martta
yapılacak. Bu tarihe kadar da oluşturula-
cak bir "ulusal birlik koalisyonn" nun ul-
ke>i yonetmesi kararlaştınldı.
Taraflar arasında yedi saat süren tartış-
malı goruşmelerden sonra yapılan açıkla-
mada, yeni hukümetin butün muhakfet
partilerini ve gruplanru kapsayacağı belir-
tildi.
Demokratik Almanya'da Komünist Par-
ti SED, ne Macanstan veya Polonya"daki gi-
bi kendini feshediyor, ne de iktidardan çe-
kiliyor. Şimdi 18 marta alınan genel seçim-
lerde yüzde 20'nin aşağısuıda oy alması bek-
lenen SED, seçim tarihini erkene almakla
sempati kazandı. Iktidardaki SED'nin bir
diğer "takliği" de muhalefet partilerini hu-
kumete ortak etmek oldu. Seçimlere kadar
muhalefet "geçici hükümef'te bakanlarla
yer alacak. Ama bu bakanların bellı yetki
alanlan yok. SED'nin son tavizi ise eski dev-
let başkanını cezaevine yollamak oldu. 18
marta kadar devlet işlerini yonetecek olan
geçici hukumet, bundan sonra kendini han-
gi iktidara bnakacak? Bu sosyal demokrat
bir iktıdar olabilir mi?
Federal Almanya'da genel seçimler 2 ara-
lıkta. Ancak 18 martta D. Almanya'da ya-
pılacak seçimin sonuçları Batı'yı da dolay-
sız oiarak etkileyecek. Örneğin muhalefe-
tin arasından programı ve örgütlenmesiyle
nispeten en "derli toplu parti" olarak öne
çıkan sosyal derrokratların seçimi kazan-
ması halinde ne olur? Batı SPD'si şimdi-
den Doğu'daki "kardeş parti"ye maddi ve
manevi destek sağlıyor. Bonn'daki SPD çev-
relerinde ise yarı şaka yarı ciddi senaryolar
yazılmakta: "Hem Doğu'da hem de Baiı-
da SPO seçimleri kazanacak ve kurulacak
koalisyon hukumetlerinde liderliği üstlene-
cek. Oskar Lafontaine Başbakan, VVilly
Brandt ise Birieşik Almanya'nın ilk cumhur-
başkanı olacak."
Demokratik Almanya'da "barışçı
devrim" gerçi Romanya'daki gibi kanlı ce-
reyan etmedi, ama oradaki gibi radikal bi-
çimde de tamamlanmadı. D. Alman halkı
"değisim yanm kaldı" diyor ve genel seçim-
leri bekliyor. Bu aniarnüa seçımlenn öne
alınması bir "yalıştırma operasyonu" ola-
rak görülebilir. Öte yandan Başbakan Hans
Modrovv'ur.- dün Halk Meclisi üyelerine
açıkladığı gibi, "Ülkenin politik ve ekono-
raik durumu gayet kötii." "Birleşme ateşi"
büyük bir hızla yayılırken, muhalefetin en
radikal gozüken kesimleri, örneğin Yeni Fo-
rum dahil "birteşmeye hayır" demekten vaz-
geçti. D. Almanya Devleti'ni muhafaza et-
mek isteyen tek parti olarak iktidardaki
SED kaldı. SED iktidarımn değişmesi, ül-
kede politik, ekonomik, sosyal ve külturel
alanlarda yapısal değişikliklerin yapılmasıru
gerektiriyor. 17 milyon nüfuslu D. Alman-
HONECKER — Hastaneden çıklı. cezaevine girdi. (Fotoğraf: Reuler)
ya'da ilk reformlar sevinçle karşılandıktan
sonra halk haklı olarak aynı soruyu soru-
yor: "Bize ne olacak?" D. Alman Komü-
nist Parti'nin parçalanma sürecinde olma-
sı ve ulkede şimdiden bir iktidar boşluğu-
nun bulunması, halkın kaygısını arttırıyor.
Ülkedeki siyasi istikrarsızhğın, ekonomik
gerilemenin ve ideolojik bunalunın bilincin-
de olan Başbakan Hans Modrow, dun Mec-
liste "Seçimleri öne almakla D. Almanya-
da durumun diizelmesi, ortamın sakinleş-
mesi ve siyasi istikrann yeniden tesis edil-
mesi için ilk adımı attık" dedi. Bir yanda
D. Almanya'nın içinde bulunduğu çıkmaz,
öte yanda Almanya'nın birleşme perspek-
tifiyle ortaya çıkan aşırı milliyetçi hava ve
neofaşist akımlar ve son olarak da Avru-
pa'da ozellikle Fransa \e İngiltere'nin "Bir-
ieşik Almanya"ya tepkileri. Şimdi duvarın
iki yakasında da "Modron hükümetinin
günlerinin sayılı olduğu"nda herkes hem-
fikir. Ancak asıl sorun, seçimlerden sonra
Demokratik Almanya'yı hangi sistemin,
hangi iktidarın beklediğı... Bonn'daki kimi
siyasi gozlemciler D. Almanya'da komunist-
lerin sessiz sedasız iktidardan çekilmeyece-
ğini ve ulkenin ilkbaharda büyük bir buna-
lıma sürüklenebileceğini iddia ediyor.
Honecker tutuklandı
ıski Devlet Bakanı, dün tedavi edilmekte olduğu
hastaneden taburcu edildikten sonra tutuklanarak
cezaevine kondu. Honecker "vatana ihanetle" suçlanıyor.
BONN (Cnmhariyet) — Demokratik .Al-
manya'nın eski lideri Erich Honecker, dün
tedavi gormekte olduğu hastaneden tabur-
cu edildikten sonra tutuklanarak cezaevine
kondu.
D. Almanya Resmi Haber Ajansı ADN,
Honecker'in taburcu edildikten sonra Do-
ğu Berlin'deki Rummelsburg Hapishane-
si'ne konulduğunu bildirdi. Eski KP Polit-
biiro üyelerinin de Rummelsburg Hapishd-
nesi'nde yargılanmayı bekledikleri kaydedil-
di.
ADN, Honecker'in doktorunun dun iki
ameliyat geçiren ve tedaviye ihtiyacı olan es-
ki devlet başkanının sağlığınm tutuklanmak
için uygun olmadıgını söylediğini kaydetti.
Honecker ve eski gızli servis şefi Erich
Mielke'nin görevlerini ve kamu parasını kö-
tüye kullanmak ile devlete ihanetten yargı-
lanacakları bildirilmişti.
Başsavcının iki eski yönetici hakkında ge-
lecek ay resmen dava açması bekleniyor.
Yaşamöyküsü
78 yaşında olan bir zamanların "değiş-
mez lideri" Eric Honecker, 1912'de Fransa
sının yakınlanndaki Nenkirchen kasabasın-
da doğdu. Bir maden ışçisinin oğlu olan
Honecker, gençliğinden beri hep "sol" eği-
limli bir eylemci olarak tamnır ve "kızıl"
lakabıyla çağırılırdı. Daha 10 yaşındayken
Komünist Parti çocuk kuruluşunda görev
alan Eric Honecker, 1926'da partinin genç-
lik örgütüne, 1929'da da KPD'ye uye yazıl-
dı.
Almanya'da Nazi yönetimi sırasında çe-
şitli ülkelere de giderek yeraltı faaliyetleri-
ni surdurdu. 1935'te Gestapo'nun eline düş-
tu ve I937'de 10 yıl hapse mahkûm oldu.
1947'de Kızılordu'nun Almanya'ya girişi so-
nucu ozgurluğüne kavuşan Honecker, 1949
yılında Demokratik .^Iman Cumhuriyeti
Halk Meclisi'ne girdi. 1971'deSosyalist Bir-
lik Panisi Birinci Sekreteri. 1976'da da dev-
let Konseyi Başkanı olan Honecker, Komü-
nist Parti çızgisine sıkı sıkıya bağlı kalan bir
lider olarak dikkat çekti.
Geçen yılın ortalarında hakkında sağlık
durumunun kötuye gittiği söylentileri yo-
ğunlaşan Eric Honecker, reform dalgasırun
kabarması sonucu kendini önce koltuğun-
dan alınmış, sonra da partiden çıkarılmış
olarak buldu. Daha sonra da "ev hapsi"ue
alındı.
SILAHSIZLANMA
SSCB'den
yeni öneri
Moskova, ABD'ye iki süper
gücün Avrupa'daİci tüm
birliklerini 5 yıla kadar
çekmelerini önerdi.
WASHINGTON (AA) — Sovyetler Bir-
liği'nin, silahsızlanma önerilerinde bir adıın
daha ileriye giderek ABD'ye Avrupa'daki
tüm birliklerini S yıla kadar karşıhklı ola-
rak çekme önerisinde bulunduğu bildirildi.
Washington Post Gazetesi'ne Viyana'da-
ki Sovyet Elçiliği'nden bir demeç veren si-
lahsızlanma konulanndaki usı duzeyde yet-
kili Oleg Grinevski. ABD ve diğer NATO
ülkeleri, Batı Avrupa'daki tüm birliklerini
5 yıl içinde tümuyle çekmeyi kabul ettikle-
ri takdirde, kendilerinin de aynı sure için-
de Doğu Avrupa'daki tüm birliklerini çek-
meye hazır olduklarını bildirdi.
Almanya'nın birleşmesinin "kaçınıl-
maz" olduğunu belirten Grinevski, "Sorun
bunun ne zaman ve nasıl olacagıdır" dedi
ve Avrupa'daki kuvvetlerde yapılacak böy-
le karşıhklı bir "sıfırlamanın" Orta Avru-
pa'da "istikrar yaratmaya" katkıda bulu-
nacağı goruşünü savundu.
Haberi veren VVashington Post, Grinevs-
ki'nin bu sozleriyle SSCB'nin birliklerde
azaltma yapılması konusunda daha once
öne sürduğu tum onerilerden çok daha Ue-
ri bir adım atmış olduğunu ve öneri uygu-
lamaya geçirilebildiği takdirde Sovyet sa-
vunma güçlerinde son 45 yılın en büyük in-
dirimi olacağını belirtti.
VV'ashington Post, oneri uygulandığı tak-
dirde. NATO ve Varşova Paktı'nın birlik-
lerinin çekilmesi için yapılacak bir sayımın
uzun süreceğinı ve boylece Macaristan, Çe-
koslovakya gibi ulkelerin Sovyet birlikle-
rinin çekilmesi yolundaki isteklerinin yeri-
ne gelmesinin gecikeceğıni belirtiyor.
Grinevski de Macaristan \e Çekoslovak-
ya'nın isteklerinin Viyana'da yapılmakta
olan konvansiyonel silah indirimı goruşme-
lerinde "çok hassas bir durum yarattığım"
itiraf etti.