20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Uraz'a FIAP madalyası • Küllur Servisi — Polonya Fotoğraf Birliği'nin düzenlediği 11. Uluslararası Foto- Expo'89 fotoğraf yanşmasında İFSAK üyesi Aclan Uraz'ın "Çocuk İşçiler" konulu iki yapıtı FIAP Gumuş Madalyası'na değer görüldü. "Sen Kimsin Genç Adam" başlığını taşıyan yarışmada büyuk ödülü Sovyetler Birliği'nden VVladimir Babuszkin kazandı. Aclan Uraz'ın odüle değer görülen yapıtı sergi kataloğunda yer aldı. Michelangelo keşfediliyor • VATİKAN (AA) — On yıl süren bir çalışma sonunda, Vatikan'daki Sistine Kilisesi'nin kubbesine Michelangelo'nun 16. yüzyılda yaptığı dev freskin gerçek renkleri ortaya çıktı. Kubbenin restorasyonu, Gianluigi Colalucci'nin 10 yılını aldı. Colalucci, yüzyıllardır kullanılan kilisenin kubbesi üzerinde olusan kalın ve koyu renkli is, toz ve cila tabakasını temizledi. Bundan sonra turistler, Michelangelo'nun ünlü freskini kasvetli renklerde değil, canlı ve parlak gerçek renkleriyle görebilecekler. Sanat tarihi kitaplarının bile, Michelangelo'nun bu freski canlı sarılar ve turuncular kullanarak yaptığını belirtmek -için yeniden yazılması gerekebilecek. Çünkü Rönesans ressamlanmn bu renkleri kullandığını kaydeden bir sanat tarihi kitabı bulunmuyor. 60 yaşındaki Colalucci, restorasyon işi sırasında, Michelangelo'nun freskleri yaptığı 1508-1541 yılları arasında neler hissettiğini daha iyi anladığını söylüyor: Şiddetli ve sürekli bir sırt ve boyun ağrısı. 10 yıl süren ve 3 milyon dolara mal olan restorasyonu, bir Japon televizyon şirketi finanse etti. Ergin Atlıhan Lebriz'de • Kültiir Servisi — "Ergin Atlıhan'ın Dünyasından" adlı resim sergisi 31 ocakta Lebriz'de açılıyor. Sergi 12 şubata dek izlenebilecek. Edirne'de doğan Ergin Atlıhan uzun bir süre Batı Avrupa ülkelerinde yaşadıktan sonra 1987'de New York'ta resim çalışmalarına basladı. Yapıtlarındaki renk ve form öğelerinde Batı estetiğini . Doğu görüşüyle bağdaştırmaya çalışan Atlıhan, yurtiçi ve yurtdışında çeşitli sergiler açtı. Açtığı sergilerin bazılan şöyle: New York Avanin Gallery (1988), fstanbul Atatürk Kultür Merkezi (1987), Frankfurt McCann Gallerie (1985), Zurich Gallerie Commercio (1984) ve Lami Sanat Galerisi (1989). TO-DER'den 'Ayasofya' büdirisi • Kültiir Servisi — Tiyatro Oyunculan Derneği, ülkemizdeki son politik gelişmelerle ilgili bir açıklamada bulundu. TO-DER'in bildirisi şöyle: "Son zamanlarda ulkemizde başgösteren, Ayasofya'nın ibadete açılması yolundaki eylemler, turbanla ilgili gelişmeler, memurlara din dersleri konulması tasarıları gibi Atatürk ilkelerine ve laik devlet anlayışına aykırı girişimler bizleri Ulkemizin geleceği açısından büyük bir endişeye düsürmektedir. Ayrıca hayat kadınlarını, insan haklanna ve esitlik ilkelerine uymayan çağdışı bir çerçeve içinde görmek, tarafımızdan şiddetle kınanmaktadır. TO-DER olarak bu tür davranışlann ve düşünce tarzının her zaman karşısında olduğumuzu ve olacağımızı kamuoyuna bildiririz!' \avuz'dan ^Söylen Şiirleri' • Kültiir Servisi — Şiirlerinin yanı sıra ozellikle felsefe ve kültür üzerine yazdığı denemeleriyle tanıdığımız Hilmi Yavuz'un "Soylen Şiirleri" adlı kitabı Arba Yayınları arasında çıktı. Hilmi Yavuz kitabında, "Söylenler", "Soylen 'en'ler" ve "Söylen'meyenler" başlığı altında 16 şiirine yer veriyor. Behçet Necatigil'in "Batı şiiri hiçbir zaman mitolojiden ayrümamıştır. Bugün Avrupa şiirinde, bütün Batı şairlerinde mitos imajlanna rastiarsınız. Bizde niye olmasın bu?" biçimindeki sözlerini kitabının başına alan ve kitabını Behçet Necatigil'in anısma adayan Yavuz'un kitabının kapağında Picasso'nun bir deseni yer alıyor. Ahmet Özel Sergisi • Kültiir Servisi — Ahmet Özel'in resim sergisi, 5 şubatta Nişantaşı'ndaki Yonca Modern Sanat Galerisi'nde açılacak. İlk kişisel sergisini 1988'de Akbank'ın Levent Sanat Galerisi'nde açmış olan Özel'in yeni sergisi 26 şubata kadar görülebilecek. 1982'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölumü Devrim Erbil Atölyesi'ni bitiren sanatçı, ltalya'da sanat araştırmaları yaptı, resim restorasyonu eğitimi gördü. Halen İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde görevli olan Ahmet Özel, 1979'dan bu yana birçok toplu sergiye de katıldı. Gönenç'in resimleri • Kültür Servisi — Nejat Gönenç'in 14. kişisel sergisi 29 ocakta İstanbul Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde açıhyor. 1951'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Cemal Tollu Atölyesi'nden mezun olan sanatçı daha sonra Sabri Berkel Atölyesi'nde gravür ve heykel çahşmalarında bulundu. Resim çalışmalarının yanı sıra Ortaçağ sanatı ve estetik konulannda da araştırmalar yapan ve dokümanlar hazırlayan sanatçı, birçok Devlet Resim ve Heykel sergilerine ve karma sergilere katıldı. 1986 yılında yitirdiğimiz Nejat Gönenç'in sergisi 12 şubata dek görülebilecek. Pozitif Vibrations çağdaş caz ve dans etkinlikleri STEVE LACY SEXTET C A Z K O N S E R İ Fransız Kultur Merkezi Desteğı ıle. CHRISTINE BRODBECK MODERN DANS GOSTERİSİ Pro Helvetıa Deslegı ıie Organızasyon POZIT.F 144 33 94 145 41 76 SİNEMA ATHJLA DORSAY 'Dokuz Buçuk Hafta'fılmindefarklı birkadın-erkek ilişkisi Sinemada video-clîp esteti Dokuz Bnçak Hafta (9 1/2 vveeks) / Yönetmen: Adrian Lyne / Senaryo: Patricia Knop, Zalman King, Sarah Kernochan / Görüntü: Peter Biziou / Müzik: Jack Nitzsche / Oyuncular: Kim Basinger, Mickey Rourke, Margaret Whitton, David Margulies, Christine Baranski, Karen Young / Bir MGM fılmi / 115 dakika (Sinepop, Moda). "Dokuz Buçuk Hafta" için ne- ler;»neler okumadık ki!.. Ülkemi- ze neredeyse 4 yıl gecikmeyle gel- mesi, filme oldukça büyuk bir "gizli ün" sağlamıştı. Dışarıda görenler, videoda (kaçak dolayı- sıyla kötu bir kopyasını) izleyen- ler, filme yakıştırılan "New York'la Son Tango" vb. isim- ler... Böylesine bir beklentiden sonra, fllmden duşkınklığına uğ- ramamak, şaşırtıcı olurdu. Nite- kim öyle oldu. "Dokuz Buçuk Hafta", bir kadın-erkek ilişkisini anlatıyor. Tanışıyor, biılikte oluyor, sonun- da ayrılıyorlar. lşin "farklı" ya- nı, bu ilişkinin tumüyle erotik bir temele oturması. Adam, yani Mickey Rourke, kadını, yani "fıs- tık sanşın" Kim Basinger'ı, daha ilk buluşmalanndan ıtibaren tö- rensel ve sık sık sado-mazo (yani sado-mazoşist) nitelikler içeren bir cinselliğe zorluyor. Kadının bunu kabullenmesi de doğrusu pek zor olmuyor. Yeni boşanmışlığı, çev- resinde istekli, ama anlamsız er- keklerin çokluğuyla, ashnda iyi- ce sıkılan Elisabeth, bu ilişkide gerçek doğasını, gerçek kişiliğini buluyeriyor. Bu yüzden de korku- yor ve kaçmayı yeğliyor. "Dokuz Buçuk Hafta", yönet- meni Adrian Lyoe'ın "Flashdan- ce"den de anımsadığımız, "video-clip" estetiğindeki sine- masının bir diğer tipik ürünü... Lyne, reklamcılıktan gelme ve tıp- kı bizdeki reklamct-sinemacılar gibi, başdöndürücü bir kurguya, yanıp-sönen ışıklara, cicili-bicili bir aydınlatmaya kimi zaman faz- lasıyla rağbet eden bir sanatçı. Bu "video-dip" estetiğini, kendi adı- ma hiç sevmiyorum ve bunu, ger- çek sinemanın olası ölumünün olası nedenlerinden biri olarak gö- rüyorum. Ama böyle bir estetik, anlattı- ğı konuyla çok bağdaşıyorsa, bir yere dek bağışlanabilir. Oysa fil- min tam olarak ne anlattığı.'neyi vurguladığı da belirsiz. Bir kadın yazarın romanından, ikisi kadın (üçuncüsü de geçen mevsim "Öişki-Two Moon Junction" adlı oldukça erotik bir filmin yönet- meni olarak izlediğimiz Zalman King) olan bir yazar grubu tara- fından senaryolaştırılmış olan film, ashnda kuşkusuz ilginç çı- kış noktaları içeriyor. Sadizm, mazoşizm, üçlü seks, röntgenci- lik, "strip-teaseV gibi yüzyıllar- dan büinen veya "telefonda seks" gibi çağdaş (!) cinsellik biçimleri- nin, uygulamalarının bir dokümü gibi gözüken film, tüm bunlara karşın, nedense yeterince erotik olamıyor. En "ctiretli" sahneler- de bile, bir daha önce görulmüş- lük veya eskimişlik duygusu var. "Dokuz Buçuk Hafta", 4 yılda bunca eskimiş olabilir mi? Fark- lı, cüretli cinsellik öğelerine kar- şın, film bir tek bütünlüğü olan, kusursuz, "dört başı mâmur" seks bölumü içermiyor. Nerede, "Paris'te Son Tango" veya (ke- silmiş haliyle bile)v '1900"ün Bw- tolucci cinselliği veya "Büyu - Don't Look Now"un ünlü seviş- me sahnesi veya Oshima'nın özel- likle"Duygu traparatorluğu"(biz- de o adla oynayanı değil, aslı) fil- mindeki törensel cinselliği? De- mek ki "erotik siııema" yapmak, önce "iyi sinema" yapmaktan ge- çiyor. Lyne'ın sineması ise o an- lamda "iyi" değil. Yine de filmin hakkını vermek gerek. Cinselliğin de belli davra- nış biçimlerinde sınıflandınldığı, "kategorize edildiği" çağımız top- lumları için, "Dokuz Buçuk Haf- ta", kimi tabulara dokunan, öz olarak yenileyici, özgür kılıcı bir film. En azından, cinselliğin sa- dece "yatmak" demek olmadığı- nı, bir dizi torenden oluşan bir "riruel" olduğunu, iki insanın tam ve her alanda bütünleşmesi demek olduğunu anımsatıyor. Kim Basinger, günümuzün belki de gerçekten en "seksi" kadın oyuncusu olarak filme büyük kat- kıda bulunuyor. Mickey Rourke için aynı şeyi söylemek zor. Bir kez film, tümüyle kadını objekti- fin önüne getirmiş (tümüyle cin- selliğe dayalı bir filmde, Rourke, bir tek kez bile çıplak gözükmü- yor). Dahası perdedeki kişiliğini hep çalışan sınıflardan gelme, ser- seri, "yırtık" avare genç adam rolleriyle oluşturan Rourke'un bu filmde birden "iş adamlığı"na terfi etmesi, hiç inandırıcı olma- mış. Filmin yapuncılan, her hal- de erotizmin (cinselliğin değil, erotizmin) çalışan sınıflara değil, burjuvaziye özgü bir eğlence ol- duğunu düşünmüş olmalılar. Ama o zaman da 60 küsur yıl ön- ce başka türlü düşünmüş ve "Lady Cbatterley'in Âşığı"nı yazmış olan D. H. Lawrence'ın gerisine duşmuş olmuyorlar mı? r TABULARA DOKUNURKEN — Adrian Lyne'ın Dokuz Buçuk Hafta'sı kimi tabulara da dokunan, bir bakıma özgür kılıcı bir film. Kim Basinger günümüziin en "seksi" oyuncularından biri olarak filme buyük katkıda bulunuyor. TVdekiilk 'Hayalet Avalarindan sonra ikincisi bu hafta sinemalarda Günümüzden bir masal Hayalet Avcıları (Ghostbusters-2 / Yönetmen: Ivan Reitman / Oyuncular: Don Murray, Dan Aykroyd, Sigourney Weâwer, Harold Ramis, Rick Moranis, Ernie Hudson, Annie Potts / Bir Columbia yapımı / Emek, Reks, Sur, Yıldız, Renk. İLKÎNDE DE OVNAMIŞTI — Sünikleyici ve eglendirici bir film olan "Hayalet Avcılan"nın ilkinden sonra ikincisinde de yerini ko- ruyan oyunculardan biri Sigourney Weawer. "Hayalet Aveılan" dönüyor... Ancak küçük ekranda (TV'de Si- nema'da) izlediğimiz ilk filmin de- vamı, bu kez sinemalarda... Ame- rikalıların tutulan fılmlerin deva- mını çekerek bunları birer "dizi'- 'ye donuştürmeleri, kuşkusuz ön- celikle "para" koktuğu için te- melde pek sevimli bir davramş de- ğil. Ancak beğenüen, sevilen bir filmin kahramanlarını yeni serü- venlerde izlemek gibi, TV dizile- rinin de pekiştirdiği çok doğal, çok insancıl ve de çok kitlesel bir isteği ticarete dönüştürmemek, kapitalist sinema yapısı içinde mümkün mü? Bu konuda "mutlu istisnalar" da olmuyor değil. Kimi diğer ör- neklerdeki gibi, bu kez, "devam fîlmi", ilkini aşmış. "Hayalet Av- cılan"nın bu yeni serüveni, ilkin- den daha esprili, daha akıcı, da- ha "hınzır". Daha da gösterişli. New York kentini saran "hayalet- ler"e ve (hep olduğu gibi), toplu- mu tehdit eden tehlikeler önünde bilinçsiz yöneticilere karşı savaşım veren bir avuç "ava" kahrama- nımız, bir kez daha teknolojiyle desteklenmiş zekâlanyla zafer ka- zanacaklardır. Filmin bizce 2 temel çekiciliği vaı. Öncelikle, özd efektlerüı ba- şansı ve bunların, örneğin haya- letlerin görüntüleri, kişilikleri vb. öğelerde ortaya çıkan esprili, kjv- rak sunuluşları. Bu tür sahneler- de, film bir anlamda "Masum Sa- nık Roger Rabbif'te gerçek oyun- cularla çizgi-film kahramanları- nın aynı "ortam"da birleşmeleri- ne benzeyen bir havaya ve bunun getirdiği bir "gırgır"a erişiyor. Bu çerçeve içinde ozellikle eski bir re- simden fırlayarak "canlanan", ancak tam anlamıyla yaşamaya başlaması için. "bir bebege ihti- yacı olan" Karpatlar'dan (yani Dracula'nın ulkesinden) ve de 16. yüzyıldan gelme kaniçici bir kon- tun gözüktüğü tüm sahneler, çok ilginç... Filmde bir de toplumbilımsel boyut var. New York'un kanalizas- yonlarırldan akmaya baslayan ve giderek kentin uzerine çöken ko- yu, yapış-yapış bir "magma", fil- me göre bu 10 milyonluk kentte insanların içindeki kötülüğün, birbirlerine karşı duydukları nef- retin, her türlu olumsuz ve kırıcı davranışın, gündelik yaşam için- deki hoyratlığın somutlaşması... Ve kahramanlarımız, bu garip âfete karşı savaşmak için tüm New Yorklulann içindeki "M"yi ortaya çıkaracak bir ortak simge- ye gereksinme duyuyorlar. Bunun ne olduğunu da yazmayayım, filmde görürsünüz... Kuşkusuz Nevv York'ta, ama yalnız orada mı, tüm büyük kentlerdeki ortak yaşamın korkunçluğunu, kendi bilincinin giderek kaybolmasıyla oluşan cehennemi böylesine bir fantezi içinde işlemek, filme baş- ka bir boyut kazandırıyor. "Hayalet Avolan", sürükleyici bir film, çok düzeyli bir eğlence- Uk, çağdaş ve günümüzden bir masal... Kuşkusuz tüm sorun bu filmlerin içerdiği çocuksu, naif yanı paylaşıp paylaşmamakla il- gili. Sinema yazarı bir dostumun, hem de bu tür filmlerin en gör- kemli örneği olan "Masum Sanık" için kuliandığı "aptalca" deyimine katılıyorsanız, hiç zah- met etmeyin!.. Ama "Hayalet AvcılarT'nın yalnızca birkaç bö- lumunün bile (örneğin başta be- bek arabasının New York trafi- ğindeki seruvenleri veya mahke- me sahnesi gibi), sanatsal değeri bir yana, gerek düşunce gerekse uygulama açısından tam bir "ze- kâ ürünü" olduğunu savunuyo- rum ben... Bu, bir yerde "ze- kâ/aptallık" ayrımının dışavuru- mu üzerine kişisel görüşlere bağ- lı bir şey... Bılet Salıs AKM Gıselen Dunva Genciık Merkezi INışantaşı) Orta ve Lise Mezunları, Beklemeli Öğrencileri.. Aylar, yıllar geçiycr; siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz?.. Ekonomik özgiirliiğiinüzii kazanabilmek için şeçerli bir meslek edinmenizin 36 yüdan beri 48.326 genci iş sahibi yapan ve sahasında OÜNYA ŞAMPİYONU olan: olabilecek EN UCUZ ÜCRETLERLE; BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ; BİLGİSAYARLA MUHASEBE; BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI (BASIC, COBOL, PASCALJ ve Paket Programlar (D BASE, LOTUS, WORDSTAR); Bilgisayar destekli İNGİLİZCE, FRANSIZCA ve ALMANCA BONOSUZ, TAAHHÜTŞCZ, herhangi bir bağlayıcı ödeme zorunluğu yerine HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYLIKLARI ve 6 ayda öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE SİZLERİ BEKLİ1OR. T&lefonla başvuıu saaüen Merkezı Seyazıt. M;that Paşa Cad 14/1 Sadıkoy Altıyoi. Kuşdılı Caddesı iı 3 3esıxtaş Çırağan. Asanye Cad 7 '2-3 ŞLŞII AİHdeıhumyet C Hasaî Sok. 15 Tfei 327 55 25 - 522 21 06 Oiafta .çı Tbı 338 38 42 - 336 11 50 ;Hafta .çı Tel 158 24 37 - 158 24 98 Tlafa .çı Teı 130 90 37 • 175 43 14 CHafta ıçı 8 0O-21 30. Hafta sonu 3 00-19 00. Hafta sonu 8 00-21 30: Cumartesı 8.00-21.30: Haftasonu 8 00-19.00) 8.00-19 00) B.00-19 00) 8.00-19.00) Dikkat: Bu 4 adresten bajka ŞAMPİYDN adıyla calışan hiçbir Daktilo Sekreter »e BHglsafar kuraı «•bcnU REFERANSIMIZ ÖĞRENCİLERİMİZDİR. HER SEVIYEDE INGILIZCE KURSLARI Gunduz. akşam ve haftasonu sınıflan. Haftada 6 ders saatı. YOĞUN PROGRAM : Haftaıçı hergun sabah. Haftada 12 ders saati. CAMBRIDGE FIRST CERTIFICATE ve TOEFL KURSLARI Akşam ve haftasonu Haftada 6 ders saatı. BUTÜN OĞRETMENLER INGİLİZ PROFESYONEL VE DENEYIMLİ İstanbul: Rumelı Cad 42 4.Osmanbey Tel. 147(i;iK{-152 S271 Ankara- Seldnık Cad S. Kat 5. Kızıiay Tel. 135 .İ094-135 2397 T.C. SIVAS 1. SULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1987/702 Karar No: 1989/268 Savcıhk No: 1987/677-301 Davacı: K.H. SANIK: AHMET SOMTAŞ: Abdulvahap ve Zehra'dan olma. 1942 D.Iu. Sıvas Bahtiyar Bostan Mahallesi Nüf. kayıtlı aynı mahalle Ga- zezler Sokak. No: 25'de oturur. Evli 6 çocuklu. Okuryazar, Toptan ve perakende olarak peynirci. SabıkaJı, T.C. Suç: Taklit ve Tağşiş edilmiş gıda maddesi satmak Suç Tarihi: 25.3.1987 Karar Tarihi: .'5.4.1989 Taklit ve tağşiş edilmiş gıda maddesi satmak suçundan Sanık Ah- met Somtaş'ın mahkememizce TCK.nun 398,647/4, 72,402/1,402/2. maddelerı uyarınca sonuç olarak 32.000 lira ağır para cezası ile ce- zalandırılmasına, sanığın cürme vasıta kıldığı meslek ve zanaatının 3 ay süre ile TATİLINE ve 7 gün süre ile ışyerinın KAPATILMASI- NA, karar ozetinin kapatma suresi kadar kalmak uzere işyennın göze çarpan bir yerine büyuk harflerle yazılmak suretıvle yapıştırılması- na, tirajı yuzbınin üzerinde bulunan Ankara-tstanbul ve İzmır'de ya- yınlanan bir gazetede ve mahalli bir gazetede ilan edilmesine, masrafın sanıktan alınmasına daır karar verildıği ilan olunur. Basın: 15385 CUMHURBAŞKAM GAZİ M.KEVL4L PAŞANTN SONBAHAR GEZİLERİ • Nuri Ona' (ya>ına bszırlayan) 3000 ı.id (KDV içinde) Çp'Uaş Yayınları Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-istanbul Ödemeli gonderilmez. Hürrem Erman'a ödül • Kültür Servisi — İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nm düzenlediği İstanbul Uluslararası Film Festivali Düzenleme Kunılu, bu yıl Sinema Onur Ödülü'nü yapımcı Hürrem Erman'a vermeyi kararlaştırdı. Düzenleme kurulu, yülardır Türkiye'deki sinema sanatının, çağdaş sinema düşünce ve anlayışımn gelişmesindeki katkılarından dolayı Erman'ı ödüle değer gördü. Hürrem Erman'a ödülü festivalin kapanış töreninde verilecek. Bu ödül 1987'de Lütfü Akad'a, 1988'de Bedia Muyahhit'e, geçen yıl ise Nejat Özen'e verilmişti. Ödül töreni ertelendi m ANKARA (AA) — Kültür Bakanhğı 1990 Tiyatro Basarı ödüllerinin tören günü ve yeri değiştirildi. Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, daha önce 25 ocakta Ankara'da yapılacağı duyurulan ödül dağıtım töreni, 6 şubat salı günü İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu'nda yapılacak. Damaso Alonso öldü • MADRİD (AA) — Ünlü Ispanyol ozan Damaso Alonso dun Madrid'de öldü. 91 yaşındaki Alonso'nun, uzun süredir rahatsızlık çektiği solunum hastahğından yaşamını yitirdiği kaydedildi. Aralarında Federico Garcia Lorca ve Rafael Alberti'nin de bulunduğu "1927 nesli" diye bilinen ozanların arasında yer alan Alonso, 1978'de İspanya'nın Miguel de Cervantes ödülü'ne layık görülmUstü. BüGÜN • 'Karagöz ve Çocuk' Ünver Oral'ın "Karagöz ve Çocuk" konulu konferansı saat 16.00'da Atatürk Kitaphğı'nda dinlenebilir. • Raj Kapoor filmleri AKM Sinema Salonu'nda Raj Kapoor'un "Ateş" adlı filmi saat 14.00'te, "Üçüncü Yemin"i ise saat 17.30'da gösterilecek. BİLSAK'TA BUGÜN 26 Ocak Cıuna: 19.00 GÜNLERtN GÖTÜRDÜĞÜ: Depolilizasyon ve Futbol. Hıncal ULUÇ, Ünsal OSKAY, Emre KONGAR, Deniz GÖKÇE 19.00 TtYATRO: " M e Baş, İşle Gövde, İşte Kanatlar" Yazan: Sevim BURAK, Oynayan: BİLSAK TÎYATRO ATÖLYESİ GÖRSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Kurslan Perşembe-Cuma 10.00-0l.00arası CAFE- FOYER-BAR BtLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK SıraselvUerv Soğancı Sk. N: 7 CİHANGÎR 143 28 79-143 28 99 TURSEM'İN LONDRA, C3KF0RP, CAMBRIDGK DE ÎADA BUTUM YILINûlUZCE Ö6R.ENİU UTAKSİTTE ÖDEME K0LÂYU6Û •ĞENELyEHIZL/UVDfRlLMIJ KURSLAR •TİCARİ İNÛİUZCE • TUR.1ZM IN&1ÜZCESİ •BANKACILIK INÛİLIZCESİ •5INAV KURSURI: Cambrıdge •Fırst Certifi c a t e , Profcıency, •TOEFL,/ tursem İNGİÜZLİSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhurıyet Cad 173/4-B Elmadağ 8023»lstanbjl Hilton Otelı Karşısı Tel 148 39 77-148 7943-148 2849 Fax 132 97 29. Tlx. 27498 tusfn tr YUZYUZE Atillâ Dorsay 4000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yavmlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu- Istanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle