22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 OCAK 1990 Ikî Yazar Arasmdaki Çekişme MELİH CEVDET ANDAY "Fıkır ve sanat adamlanmızdan o>le bınnı alayım kı onun havatını \e eserlennı ıncelerken >aşadığı devır de mesdana çıkmış olsun " llk baskısı 1957 yılında çıkmış olan "Edebıvat Tarıhımızden" adlı ılgjnç >apıtının Iletışım Yayın- laıı'nca gerçekleştırılen ıkıncı baskısında amacını böyle anlatmış rahmetlı Hasan Âlı \ ucel "Yakup Kadrı'yı alayım, dedım Nıçın Yakup Kadn9 Onu, şunun ıçın seçtım Yakup kadrı, 1908 Meşrutı>e- tı'nden bugune kadar, >aşadığı devrın olaylan ve ınsanlanvle ılgılenmede ve ılgısını de sö\lemede, varlığını duşuncesıyle duyuran bır ınsanımızdır da ondan " Ama Hasan Âlı Yucel, gene de "Yakup Kadrı - Hayatı ve Eserlerı" adını \ermemıştır bu başanlı denemesıne, çunku sadece bu değıldır nıyetı llk baskısını göreraedığım "Edebıjat Tarıhımızden" adlı >apıt, yazııunuzda "Fetr-ı Â.tı" dı>e arulan bır dönemı, butun kışılığı ve kışılerı ıle çok çekıcı bı- çımde canlandırmaktadır Yazınımızla ılgılı buna benzer başka bır deneme gostenlemez sanınm o>le kı, yalnızca Fecr-ı Âtı ozan ve vazarlannı tarumakla kalmıyor, bunların bırbırlerıne ılışkın duşunce ve duygularını da öğreruyorsunuz Merakla okuyo- rum Bu açıdan bakarak, ben bugun okurlanma, eüm- dekı kıtabın Yakup Kadrı - Refik Halıt ılışkısını gösteren bölumunden kımı kesıtler sunacağım "Onu ılk gorduğum gun, 'Aman Yarabbı' de- dım, 'Bune hırçın, neşımarık, ne cılızbırçocuk1 ' Göruşmeye cesaret edemedım ' Boyle başlıvor "Refik Halıt" adlı makalesıne Yakup Kadrı Bu tümcede "hırçın, şımarık, cılız" sıfatlanrun yan ya- na getırılmesı benı duraksattı, bovle yazmakta bır hırçınlık, bır şımarıklık, hatta bır cıhzlık buldum Daha tuhaf olanı, bu sıfatlarla bıraz sonra yerr den karşılaşmamızdır Surdurelım okumavı "Yavaşça Şahabettın Suleyman'ın kulağına eğıl- dım, 'Bu k:m'> Bu çocuk Refik Halıt mı'1 dedım O dudaklarını buzdu, gozlerını açtı ve sualımı ehemmıyetlı telakkı ederek, "Ha, o ' dedı, 'gavet guzel fantezıler vazar, hele 'Kadın Okçelen' namın- da bır şeyı var kı ' Mâbadını dınlemedım Çun- ku muhatabımın bu 'gavet guzel'ınden emm değıl- dım Şahap ıçın gayet fena vazan yoktur Ikıncı curnle 'Kadın ökçelerı' ıse bana bır şey ıfade et- mıvordu Memlekette venı yapılan evlenn kapıla- rına, nazar değmesm dı>e bazı mavı boncuklarla, kaplumbağa sırtları>le beraber, eskı ajakkabı ok- çelen asarlar Kendı kendıme Acaba dedım, bu şı- mank, cılız çocuğun puskulune veya başka bır ye- rıne annesı nazar değmesın dıye eskı ıpeklı terlık- lerının yaldızlı bır okçesını takmış olmasın' Ve bu nun uzerıne, artık onun vuzune hıç bakmaz ol- dum " Bu sozlerde, Refik Halıt'm yazarlığı ıle doğru- dan ılışkılı bır duşunce vok, tumu ıle kuçumseme ve hırçınlık Pekı, Refik Halıt'm o gunku vazınımızın karşı- sındakı tavrı nedır' Bunu da gene Yakup Kadrı'- den dınleyelım "Refik Halıt edebıyat'ı Osmam yede kendı yazjlanndan maada okunacak hıçbır şev bulamaz Maı ve Sıyah'ı can sıkıcı bulur, Aşk-ı Memnu'un ısmınden ığrenır, Hayal Içınde'ye bı- mâna der " Işte goruyor musunuz, Yakup Kadn'yı merkeze almış görunen bu kıtapta, Refik Halıt öne çıkıyor bırden Ama dıyeceksınız, Yakup Kadn'nın bakış ve ızlenımlerını tanıtarak Evet, doğru, Hasan Alı Yucel, bu bakış ve ızlerumlenn arasına pek gırıyor, ızledığı yontem uvarınca, daha çok, Fecr-ı Âtı ya- zarlarını bırbırlenne anlattırıyor (ya da kırdınyor) Şımdı de Refik Haht'ın ağzından Yakup Kad- rı'vı dınlevelım Mınel-bâb ıl-el Mıhrab'ın 58 tefrıkasında Da rulbedâ>ı meclısıne seçılmesı dolayısıyle ondan soz ederek şovle dıvor "Benımle beraber Yakup Kadrı de ıntıhap olun- muştu Yakup'la aramız son gunlerde pek ıyıleş- mıştı Geçen vıl Pıyer Lotı Cemıvetı'nın bır ıçtı- maında atışmıştık, ondan sonra göruşmez olmuş- tuk O Yakup kı senelerce ıçtığımız su ayrı gıtmezdı ve gunlerce baş başa sıkılmadan değıl, vanlış, ters soyledım, pek eğlenerek oturur, söyleşır, susar, okur, yazar, gezer, tozar, zevkyab olurduk Ikıncı defa Posta'va gelıp de muhalıf muharnrlerın va- zıyetını endışelı gorunce kendısıne bır mektup yaz- dım, konuşalım, göruşelım dedım "Buna cevaben 'Etrafındakı adamları beğenmı>orum' derruştı Şımdı o dahı fırkacı, po- lıtıkacı, hukumet taraftarı oldu, ben de onun etra- fındaküerden bır kısmıru ona layık bulmuyor ve be- ğenmıvorum Mamafıh mektubundakı adem-ı ıl- tıfata rağmen evvelâ fasılalı, sonra pek sık, hatta her gun buluşuvor, akşamlan beraber Kalamış kör- fezı etrafında gezıntıler yapıyorduk, ama gençhğı- mızdekı zevkı bulamıyorduk " Çok sonra bır gun de Yucel'e şunları soylemış Refik Halıt "Yakup, o gençlık çağlarımızda fazla ıçıp keyıflı oldu mu, polıslere, zaptı>elere çatardı Ben de za- manm hukumetme Onu karakola göturmuşlerdı, benı surgune yolladılar Talıe bakın kı o sefır ol- du, ben de bu sebepten surgun " Buradakı anlatılanlar, özellıkle yenı kuşaklar ıçın kımı bılınmezlerın zorunlu kıldığı soru ışaretlerı- ne kapı açabılır SozgeLşı, ne demektır "lkına defa Posta'va gebp de muhalıf muharnrlerın ", ne de- mektır "Şımdı o dahı fırkacı, polıtıkacı, hukumet taraftan ", ne anlama gelıyor "O sefır oldu, ben surgun'"' Bunlan açıklamava gırışmeden once, Hasan Âlı Yucel'ın şu satırlannı da bırlıkte okuyalım "Bugun yalnız kafasımn ve elının emeğı ıle ha- yatını kazanan çılekeş Refik Halıt, yanlış gırdığı polıtıka hayatına bır daha donmemek azmındedır ve eskısınden daha keyıflı yaşayarak kaderden ın- tıkam almaktadır " Şu "ıntıkam alma" sözunu, Refik Halıt'm bır gazetecı ıle konuşmasından çok ıyı ansıyorum, ama orada "kader" sozcuğu geçmıyordu, yazar sadece "Yaşadım ve ıntıkamımı aldım" dıyordu Bu inti- kam kımden alını>ordu, anlamamışımdır 1909'da Fecr-ı Âtı topluluğuna katılan ve gaze- tecılığe başlavan Refik Halıt, Meşrutıyet ddnemın- nle Ittıhat ve Terakkı Partısı'nı yerdıgj ıçın Smop'a suruldu Mutareke'de Hurrıyet ve İtıla Partısı'ne gırdı 1919'da Posta-Telgraf Genel Müdurluğu'ne getırıldı Kasım 1922'de Istanbul'dan aynlarak yurtdışına gıden Refik Halıt, Kurtuluş Savaşı'na karşı cıkan yazıları yuzunden de "Yuzelülıkler" lıs- tesıne alındı On beş vıllık bu ıkıncı surgün yaşa- mından sonra 1938'de çıkarılan af vasasından >a- rarlanarak yurda döndu Sanınm "Posta" ve "Surgun" sozlerının anlamı ortaya çıkmıştı 1919 vılında Fecr-ı Âtı topluluğuna gıren Yakup Kadrı, mutareke donemındekı yazıları ıle Kurtu- luş Savaşı'nı destekledı Cumhurıvet'ın ılanından sonra mılletvekılı seçıldı, daha sonra Tıran, Prag, Lahey, Bern, Tahran elçılıklerınde bulundu tkısını de çok az gormuşumdur Aydede Dergı- sı'ne "Zater" ımzası ıle Ankara mektupları yaz- dım Zater baharlı bır bıtkıdır, acımtırak lezzetı ıle özellıkle A.rap ulkelennde et yemeklerıne konur muş Bu adı bana Refik Halıt bulmuştu tkısı de buyuk yazar oldukları kanısı ıçındeydı ler Oysa değıllerdı Hasan Âlı Yucel'ın kıtabında çok ıyı ortaya çıkan çekişme, kıskançlıktan kav- naklanmıştır Boş boşuna' Ikısı de genç vaşlarda onemlı yerlere getınldıler, ama destekledıklerı polıtıkalar başkaydı, bu yuz- den de karşıt duruma duştuler Bızde ıktıdarların genç ozan ve yazarları tutma polıtıkası benım kuşağımda son bulmuştur ARADABm OKTAY EKİNCİ Yuksek Mımar Milletvekilleri de "Vatandaş"tıri.. TBMM Adalet Komısyonu ' Idarı Yargılama Usulu ve Danış- tay yasalannda değısıklıkler oneren tasarıları' 11 Ocak 1990 gu- nü benımseyerek Meclısın onayına gönderdı Tasarılara göre vatandaşların toplum ve ulke yararına aykırı görduklerı uygulamalara karsı dava açma hakları engellenıyor Buna koşut olarak Danıştay ın da aynı turden ışlem ve eylem- lere ılışkın ıptal kararı vermesı kısıtlanıyor Yasa değışıklıklerı komısyondan geçtığı bu seklıyle TBMM'de de onaylanırsa artık hıcbır yurttaş orneğın ozelleştırmelere karşı" ya da çevreyı tehdıl eden yatırımlar ıcın 'bu uygulama ulke yararına ya da toplum sağlığına aykırıdır' dıye dava aça- mayacak Çünku yasaya gore "Bu sızı ılgılendırmez, herkes ken- dı ışıne baksıni' denecek • * * Mülkıyelıler Bırlığı Vakfı'nca her yıl duzenlenen geleneksel Rüştu Koray Odulu'nün 1989 dakı konusu "Çevrenın Korunma- sına Yonehk Çabalar" olarak belırlenmıştı Seçıcı kurulda Zey- nep Arat, Refet Erım llhan Tekelı Yıldırım Uluer, Alper Aktan ve Salıh Er le beraberdık Pek duyulmadı ama yurdun çeşıtlı yorelerınde "gonullu" ama "örgutlü ' olarak çevre savaşımını surdüren bırkaç sıvıl kuruluş- la bırlıkte, "Zafer Park Davası Dosyası" da odülun uleştırıldıgı eylemler arasında yer aldı Gerekçemız ıse şuydu, Ankaralı va- tandaşların Zafer Parkı kurtarma konusundakı duyarlı gırışımle- rı sonucunda 1986 martında ' ıdareye karşı açılan bu davada kentsel çevre ıle ılgılı sorunlar karşısında hemşerılerın taraf o\- malarının kabul edılmesıyle", hukuk sıstemımız daha çağdaş ve demokratık bır boyut kazanmıştı Vatandaşlar donemın Beledıye Başkanı Altınsoy'un şehırcı- lık kurallarına ters ve halkın yararına aykırı bır uygulamasını, 'ın- sanca bır çevrede yaşama haklarına mudahale ' olarak sapta- yıp demokratık eylemlennı yargı yoluyla hak arama duzeyıne ka- dar ulaştırmışlar ve sonunda kaybeden taraf, kamu yararını çığ- neyen 'yonetıcıler' olmustu Sonrakı orneklerı kamuoyu daha yakından ızleyebıldı Istan- bul'da Taşkışla'yı otele cevırme gırışımlerı Tarlabaşı'ndakı bılı- me ve hukuka aykırı yıkımlar, yıne Ankara dakı tercıhlı otobus yr> lunu kaldırma çabalan Antalya'da tum kentı 'bırer kat daha' yük- seltme kararları Dıyarbakır'da yeşıl alanları yapılaşmaya açan plan değışıklıklerı ve en son guncel çevre sorunu olarak Alıağa Termık Santralı gıbı bırcok kamu yararına aykırı uygulamalar va- tandaşların ve meslek odalarının ' zarar gören taraf olarak ve toplum adına' açtıkları ıdarı davalarla durdurulabıhr Hafıze Ozal 1 ın Süleymanıye Camısı avlusuna gomulmesıne ılışkın Bakanlar Kurulu kararının ıptalı ıstemıyle acılan dava ıse ıkı yılı aşkın bır sureye karşın, hâlâ sonuçlanmadı * * * Son uç-dört yıl ıçındekı bu gelışmeler de açıkça gosterıyor kı TBMM Adalet Komısyonu ndan geçen son tasarı, bılıme ve hu- kuka aykırı uygulamalardan bellı çıkarları olan çevrelerın 'top- lumsal yarara aykırı eylemlennı" hukuk karşısında daha "ozgur' ve "demokratık denetımden uzak' btr ortamda surdurebılmele- nnı amaçlamaktadır Yaratacağı sonuçlar bakımından da bır yan- dan "vatandaşlık hakkına oncelık tanıyan çağdas-demokratık yo- netım anlayışına' tumüyle aykırı dustuğu gıbı öbur yandan al- tında ımzamız bulunan uluslararası sozleşrnelerın -yıne -rafa kal- dırılmasına neden olmaktadır Turkıye'nın de uyesı bulunduğu Avrupa Konseyı, hükümetle- rın her turlu karar ve uygulamalannda ' oncelıkle halkın ve sıvıl toplum orgutlerının DEMOKRATIK DENETIMINI ön koşul ola- rak kabul eden ve zorunlu kılan" gorus ve ılkelerı savunmakta- dır Bu konuda konseyın 18-20 Ekım 1988de Strasbourg'datop- lanan konferansında, Daha ıyı yaşama kosullan elde etmek ıçın yetkılılerle toplum arasında ışbırlığının guçlendırılmesı' kararı alınmış ve sonuç bıldırgesınde şu ılke kabul edılmıştır "Insan haklan ve temel özgurluklerın korunmasıyla ılgılenen Avrupa Kon- seyı, yetkıhlerle toplum arasmdakı ışbırlığınde DEMOKRATIK DE- NETIMIN GUÇLENDIRILMESINI gereklı gorur ' Turkıye bu temel ılkeye ımza atan bır devlet olarak vatandaş- (Arkası 17. Sayfada) Süreyya Ağaoğlu'ıuın Ardından Laikliğin Turkiye Cumhuriyeti'nin devamının temeli olduğuna yaşayarak, gorerek inanmış olan Sureyya Ağaoğlu'nun olumune dek en buyuk savaşımı, gerici akımlara karşı tum demokratik guçleri ve ozellikle kadın kuruluşlarını ve tek tek kadınları bilinçlendirip bu buyuk duşman karşısında ortak bir cephe oluşturmaktı. Prof. Dr. TÜRKÂN SAYLAN tnsanlar vardır, doğarlar, yaşarlar ve olur gıderler, varhklarından kımselerın haberı ol- maz Onlar, kendı kuçucuk dunyalannda acı tatlı bır omur surmuşler, kısırdongulerının çemberını kıramamışlar, kırabıleceklerını de asla duşunmemışlerdır Bu konumdakı mılyonlarca ınsanın arasın- dan bazan yazgısına başkaldıran bırısı sıyrı- lıp çıkar ve herkesı şaşırtır Bu kışı kendısı- nın ve çevresındekı ınsanların haklarını arar. haksızhklara karşı gelır, savaşır ve kendısını şaşkın \e bıraz da kuçumser gozlerle ızleven- lere karşın kazanır da Işte çok vakında yıtırdığımız Süreyya Ağa- oğlu da çağdaşlaşma >olundakı Turk toplu- munun boylesıne atılımcı, jazgısına razı gel meven, bunu venmek ıçın son nefesıne dek sa- vaşım veren, >erı doldurulmaz bır bıreyıydı 1908 yılında Kafkasya'da doğan Surevva Ağaoğlu, daha kuçücuk bır bebekken aılesıyle bırlıkte lstanbul'agelmıştır Babası vazar, du- şunce ve sıvaset adamı Prof Ahmet Ağaoğ- lu, cumhunyet öncesındekı ve sonrasındakı sı- vasal çalkantılan y'aşamış, Kurtuluş Savaşı sı- rasında ve kuruluş dönemlerınde Ataturk un en yakın dostlarından olmuş, açık fıkırlı, bıl- gılı ve saygın bır ınsandı Annesı Sıtare Ha- nım ıse Karabağ'ın sa>gın aılelerınden bırının I>T eğıtım görmuş kızlanndandı Şımdı havatta olmavan kardeşlerı Tezer Taşkıran ve Samet Ağaoğlu Turk toplumunca tanınan kışılerdı Sureyva Ağaoğlu'nun kendı kışıhğınde sım- geledığı ozellık, bır genç kadının, gelışme yo- lunda emekle>en Turk toplumunda ustlendı- ğı önculukten ka>naklanmıştır Bezm-ı Âlem Valıde Sultanısı'nı-şımdıkı Istanbul Kız Lısesı- 1921'de bıtıren \ğaoğlu'nun, o gune dek hiı,- bır kız oğrencısı olmayan hukuk fakultesıne başvurması "olmaz"ı "olur" yapma volundakı en önemlı adımlanndan bındır 17 yaşmda bır genç kız olarak ve herkes çarşafiıv ken, uzerı- ne bır tavvör gıyerek yaptığı başvuruyu vone- tıcıler çok cıddıye almavıp "uç arkadaş daha bul, hemen fakülteyı açalım" dı>e gulumse verek yanıtlamışlardı O, hevecanla gıdıp kendı gıbı duşunen uç kız arkadaşını bulup getırdı- ğınde fakulte yönetıcılerının soyle>ecek sozü kalmamıştı Hukuk fakultesıne 1 numaralı kız öğrencı olarak kavdolan Surey-ya Ağaoğlu ve uç yureklı arkadaşına daha sonralan pek çok Turk kızı katıldı Hukuk fakultesının bu ılk "kızlar sınıfı" ancak bır somestr erkeklerden a>Ti ders gordu, daha sonra sımflar bırleştı- rıldı Kızlı erkeklı bır vukseköğrenımın de böylece ılk adımları atıldı Hukuk fakultesındekı öğrencılık yıllarında Sureyya Ağaoğlu'nun aılesı Ankara'daydı, ba- bası Basın Yayın Genel Muduru olarak çalı- şıyor ve Kurtuluş Savaşı'nm en canlı dönem- len yaşanıyordu Istanbul'da da mıtıngler, top- lantılar >apıhvor, ışgal kuvvetlerı lanetlenıyor- du Bu toplantılarda başı çekenlerden bın de Sureyja Âğaoğlu'vdu 1924-25 ders vılında avukat çıkan Sureyya Ağaoğlu, çok ıvı bır temel eğıtım görmuştu, bırkaç vabancı dıl konuşuyordu, engın bır kul- turu vardı \ılesı Ataturk ve Latıfe Hanım'la yakm dosttular, sık sık goruşuyorlardı ve bır arkadaşıvla bırlıkte Adalet Bakanlığı'nda avu- katlık stajına başlamı>tı O donemde Ankara'da "Istanbul Lokantası" adlı restorandan başka öğle vemeğı yenecek >er voktu, Sureyya ve arkadaşı bura- ya bır kez valnız gıttıklerı ıçın buyuk dedıko- du yapılmış Atattırk bunu bır aıle toplantı- sında oğrenınce, genç avukat Sureyya'yı ara- basına alıp lokantanın onüne gıttı Kapıya ge- len gorevlılere verdığı buyruk şoyleydı "Sü- reyya'vı bugun bızım eve yemeğe göturuyo- rum, yarından ıtıbaren bu lokantada yemek yıyecek" Turk kadınının çağdaş toplumlarda olduğu gıbı, kendı ulkesınde de dışarıda, tek başına yemek yıvebılmesı ışte böyle guzel ve duygulandırıcı bır olavla gerçekleştı Surevva Ağaoğlu, ömru bovunca Ataturk'e sevgı ve saygısını surdurmuş, onun ılke ve dev- nmlerının en ateşlı savunucusu olmuştur Ata- turk'ten "Mustafa Kemal'" dıye söz edenlere, onun kuçulttuklennı duşunerek çok kızdığı- nı da pek çoklarımız bılırler Surevva Ağaoğlu, Turk toplumunun, ulkevı ışgal etmış duşmanlardan buyuk Ataturk'un onderiığınde nasıl kurtulduğunu, bu uğurda ne uğraşlar verıldığını, ne kanlar dökulduğu- nu ve canlar yandığını görmuş ve yaşamış bır kışıdır O avnca, Kurtuluş Savaşı'ndan son- rakı sıvıl toplumda, Ataturk'un olumunden sonra, çok partılı döneme geçılışte ve 1960 ıh- tılalını ızleyen donemlerde hep sıyasal yaşam ve çalkantılann ıçınde bulunmuş, ınsanların hırsları uğruna ne denlı ödunler verebılecek- lennı ve nasıl acımasız olabıleceklerını gozle- mış, dujumsamış böylece çağının tam bır ta- nığı olmuştur Turk Kadın Hukukçular Derneğı'nın kuru- cusu olarak Turk kadının Batı'ya açılmasına buyük katkıda bulunmuş olan Sureyya Ağa- oğlu, ayrıca pek çok dernekte de kurucu uye va da üye olarak gorev almış, yurtıçınde ve yurtdışında pek çok ulusal ve uluslararası top- lantıda Turkıye'yı, Turk kadınını ve ılgılı ol- duğu kuruluşları temsıl etmış, konuşmalar yapmış, konferanslar vermış, kaüldığı her top- lantıda fikırlerı, konuşma veteneğı ve yürek- lılığı ıle bır sımge olmuştur Sureyya Ağaoğlu'nun o alçakgönüllu kışı- hğınde gerçekleştırdığı en somut olgu ıse 1949'da kurup ölumune dek sürdurduğü "Ço- cuk Dostları Derneğı" ıle ılgılı çalışmalarıdır Öncelerı, Istanbul batakhanelennde başıboş dolaşan çocukları toplayıp Çıçekpazan'nda- kı eskı bır medresede yetıştırmekle başlayan bu gönullü çalışma, daha sonra çok cıddı bır organızasyona donuşmuş, Maslak'ta satn alı- nan bır arsaya, kat karşılığı, ıyı yurekh bır sa- nayıcıye çok çağdaş bır yurt yaptınlmış, bu yurdun vonetımını tam 40 yıl bır avuç dostu ıle bırlıkte ustlenmış, çocuklann gerçek bır an- nesı, bır yol gösterıcısı olmuş, onların çağdaş yurtsever gençler olarak yetışmesım sağlamış- tır O böylece, yuzlerce evladı olan bır Kıbele anayı da kışılığınde özumsemıştır Turk kadınının yücelmesı, toplumdakı ye- rım alması ıçın bır ömur boyu emek veren, kendı dahıl genç kıziarımızın kara çarşaftan çağdaş gıysılere, karanlık mahalle mekteple- rınden uvgar unıversıtelere geçışım yaşamış, bunun savaşımım<kendıyaşanuyla vermış bır kadın olarak Sureyya Ağaoğlu, son yıllarda yurdumuzu saran gencı akımlan, şerıat özlem- cılenmneylemlennıgozlemedıkçeçıledençıkar- dı 17 yaşındayken çarşafı atma yureklılığını gösteren, Ataturk'un ulkemıze sağladığı tum nımetlerı yaşamış ve benımsemış bu bılge ka- dın, o tarıhlerden tam 60 yıl sonra, torunu- nun çocuğu olabılecek vaşta genç kızların te- peden tırnağa örtunup bunu da ılerıcılığın bır değışık boyutu olarak mtelemeye çalışmalanru bır turlu kavravamıyor, dın tıcaretıne alet edı- len bu gençler îçin uzuluvordu Laıklığın Türkıve Cumhuroetı'nın devamı nın temeli olduğuna vaşayarak. gorerek inan- mış olan Sureyva Ağaoğlu'nun olumune dek en buyuk savaşımı, gencı akımlara karşı tum demokratık guçleri ve özellıkle kadın kuruluş- larını ve tek tek kadınları bilinçlendirip bu bu yuk duşman karşısında ortak bır cephe oluş- turmaktı Olumu de yaşamı gıbı dımdık, ayakta oldu Sureyya Ağaoğlu'nun Turk toplumu çok onemlı bır kadın onderını, bır oncusunu yı- tırdı Umarız onun ovkusel savaşımı her ınsanın ve de özellıkle her kadının beynınde ve yure- ğınde hak ettığı yerı alır ve vıne umarız kı çağ- daşlaşma volunda 70 yıl almış guzel ulkemız, bu kara kâbuslan çabuk atlatır ve laık Türkı- ve Cumhurıvetı dımdık ayakta kalır PENCERE HEIDELBERG Sorm, 52x74, aparatlı, bır yıl kullanılmış; POLAR Standart 72, hıdrolik, mükemmel durumda SATILIKTIR 164 08 04 - 520 75 30 SEDEF ILGAZ ı!e MURAT ÖZTÜRK eüendıler 23 1 1990 Kurultay?.. Hafta sonu geldı, yarın SHP Kurultayı başlayacak, bu neden- le basınımızda etkınlık yoğunlaştı kımısı Yanılıkçıler"] tutuyor, kımtsı Baykalcılar"\ desteklıyor Polıtıka bu1 SHP ıçındekı çe- kışmelerın elbette dışarıda yandaşları olacak ve her yığıt gon- lundekı aslanın propagandasını yapacak Doğaldır Saban Gazetesı de dün manşetını Baykal'a ayırmış, kocaman harflerle mujdelıyor "Baykal SHPyı bınncı partı yaptı" Haberı okuyunca şunu oğrenıyoruz Baykal'ın televızyonda ya- yımlanan butçe konuşmasından sonra SHP nın oyları yüzde 25'ten yuzde 26 2'ye çıkmış, yuzde 1 2 artmış Yapılan ankete göre Genel Sekreter'ın "Ozal'ı yakasından tutacağım" lafı "bü- yük yankı uyandırmış" SHP bu yuzden DYP'yı (yuzde 1 değıl) yuzde 08 puan geçmış Şırın bır yaklaşım1 Ama sakıncalan var Ankete gore DSP nın oyları da yuzde 10'u aşmış görünuyor Sayın Ecevıt şımdılık TV'de konuşamıyor ama partısının oyları yuzde 12 yı aştığına gore yarın Mechse gırer de butçe konuş- malarında bır nutuk atarsa yandı SHP Ve yandı Baykal * Sabah'takı meslektaşların Baykal'a yaptıkları "kıyak" benı du- şundurdu Geçmışe goturdu Ecevıt'le Baykal vaktıyle CHP hukumetındeydıler, 1978'de bı- rı Başbakan otekı Enerjı Bakanı Bır sure sonra benzın, mazot, yağ, ampul ılaç gıbı temel maddeler pıyasadan sılındı Pekı, oto- mobıle traktore kamyona otobuse akaryakıt ve mutfaktakı ten- cereye konacak yağ bulunmazsa, solculuk ne ışe yarayacak' Nutuk atmak kaç para edecek"7 Ecevıt hukumetı 22 ayda yıkılı- verdı Ben deo hukumetı sonuna kadar desteklemıştım çunkü CHP başarı kazanamazsa, bır 'İelakef olacağı bellıydı Nıtekım oldu yıkılışın ardından '24 Ocak " ve "12 Eylul" geldı Ismet Paşa'nın bır sozu var '—Ben hayatımda çok hata yapbm ama yaptığım bır hatayı tek- ratiamam" Her ınsan ıçın bu özdeyış geçerlıdır Yaptığımız bır hatayı bır daha yınelememek'" Lafla peynır gemısmın yürümedığını de ata- larımız yaşayarak öğrenmışler Sen ıstedığın kadar konuş, ama cıddı bır hazırlığı olmayan yeterlı kadrolarını oluşturmayan, sağ- lıklı bır örgütsel yapı kuramayan sosyal demokrat partı ıktıdara geçerse sonu ne oluyor? Yıkılış' Sayın Ecevrt şımdı DSP Genel Başkanı'dır, Sayın Baykal SHP'nın Genel Sekreten'dır Gazetelerde okuyorum her ıkısı de partı örgutlerını kendılerıne gore kesıp bıçıyorlar SHP'de 7 ıl ve yaklaşık 150 ılçe yonetımı feshedılmış Pekı, ne olacak bu gıdı- şın sonu' SHP'de kaynaşma durmuyor ir Baykal'ı yüruduğü yolda alkışlayanlar Baykal'a lyılık etmıyor- lar, bu gıdışın sonu "yıktlış'iu SHP'nın Genel Sekreten lıderiık ıçın ortaya çıkmıştı, şımdı Ge- nel Sekreterlığı tartışmalı duruma gırdı, ama varsayalım kı ör- gut ıçındekı tasfıyelerle amacına ulaştı "arkadaş grubu" ıle par- tıye tam egemen oldu Ne yapacak 9 Partı ıçındekı kopmalar gıt- tıkçe artacak, uçuncu bır sol partıye yatırım surecek, Ecevıt partısı bır, Baykal partısı ıkı, uçuncu sol partı uç 1 Oylar busbutün da- ğılacak Sağın da ıstedığı bu değıl mı 7 Solda ıster Ecevıt lıder olsun ıster Inönu, ıster Baykal ya da bır başkası Sorun bu değıl Solda bölucü değıl butünleştırıcı kışısel değıl, paylaşımcı, hı- zıpçı değıl bırleştırıcı tayfacı değıl, ılkelı, oyuncu değıl, adaletlı bır partı yonetımı oluşturulmadan hıçbır yere varılamaz Insan- ları yalnız "Benden yan a m/s/n'" dıye değerlendıren kışıler ul- keyı tır yere göturemez 56 mılyonluk Turkıye'yı yönetmenın par- tıde delege oyunu oynamak kadar kolay olmadığını geçmıştekı deneyım ortaya koymadı mı? • SHP Kurultayı nasıl sonuçlamr"? Bılemem Bugun yazdığım, şımdıye kadar yaşayarak öğrendığımızdır Ismet Paşa'nın sözü- nu de aklımdan hıç çıkarmıyorum '—Ben hayatımda çok hata yaptım ama yaptığım bır hatayı tek- rartamam " HARITA-KADASTRO MUHENDISLERI ODASINDAN Odamızın 32 Olağan Genel Kurulu 10 02 1990 tarıhınde saat 10 00 da Sümer Sokak 12/2 dekı Oâamız lokalınde çoğunluk sağla- namadığı takdıröe 17 02 1990 tarıhınde saat 10 00 da DSI Genel Mü dürluğu Konferans Salonu Yucetepe Ankara adresınde çoğunluk aranmaksızın aşağıdak gündemle çalışmalarına başlayacakiır Secım ler yukarıdakı tarıhlerı ızleyen Pazar 9 00 17 00 saaîler arasında Su mer Sokak 12/2 dekı Odamız Merkezınde yapılacaktır Oda kımhk kartınızla katılmanızı r ca ederız MERKEZ YÖNETİM KURULU GUNDEM 1 GUN 1- Açılış başkanlık dıvanı seçımı 2 Saygı duruşu 3- Açılış konuşmaları 4- Konukların seçımı 5- Komısyonların seçımı 6- Çalışma raporunun ve denetleme kurulu raporunun okunması, gö ruşulmesı ve ıbrası 7- Komısyon raporlarının goruşulmesı ve hakkında karar alınması 8- Adayların tespıtı ve duyurulması 9- Yenı doneme ılışkın dılekler ve temennıler 10- Kokteyl (19 00-21 00) 11 GUN Seçımier İŞ GUNLUK GAZETE SAV1 13 1000 TL (KDV ıfahıl) 21 OCAK 1990 ( I k i I 15 A V I L K R I) F MUZIKAVIZYON 1990 1.MÜZİKJELEVİZYON, FOTOĞRAF VE SİNEMA FUARI Tum ses ve goruntu dunyası Muzıkavızyon 1990 Fuarı'nda Televızyon vıdeo, fotoğraf ses kayıt ses ve ışık sıstemlerı ıle klasık ve elektronık muzık aletlerı teknolojisındekı en son yenıhklerı ve gelışmelerı ızleyebılecegımz 5 gununuz var Bu fuarı yaşamak ıçın mutlaka bır gununuzu ayırtn F^ar suresınce IFSAK standında IZZET KERIBAR fotogral sergıs ızlenebılır 1 ULUSLABARASIISTANBUL VIDEO GUNLERI TUYAP MUZIKAVIZYON 1990 FUARI NIN KULTUR ETKINLIĞIDIR 1 ULUSLARARASI VIDEO GUNLERI PROGRAMI ?«OC*K 1990 CUMA 12- 13 BERLIN DUVARI UZEP NE VIDEOLAP '4 '5 FEDC^At ALMANY6 ,f BAT BERLIN SANATÇILAPI 16 1" FEDEflAL ALMANıA ,E FRANSZ SANATÇ LARI 18' 19 FEDERAL ALMAfJY» BAT BEBL N VE JAPONSANATCLAR 27 OCAK 1990CUMARTESI 12' 13 FEDERAL ALMANYA VE 6AI BERLIN SANATÇILARINOAN .URI NIN OVGUYECEĞtR BULDLSU^DEOLAR M i 6 7 AVUSTJRYALI SANATÇ DAN DLUŞAN HARMONIE UND FORSCHL^G ADt GHUBJNHAZRLADIGI 1 5 MUSIC \ DEO CLIP 16 1 FEOERAL ALMANYA BAT BERLM AVUSTURYA OANIWAPKA NORVEÇ VE POLONYA SANATÇ LARI 18 19 FEDERAL ALMArirA JE BATI BERLIN SANAT;iLARI 28 OCAK 1990 PAZAR I V 12' ' OOULVEONURODULU ALAN SANATÇILArtLA BASIN'OPLANTISI 12' 13 (1 ODJL MONIKA FUNKE S'ERN m Kawaüurus ADLI V DEO BANDI ve JURlNIN OVGUV E DEĞER BULDUĞU NGLTERE HOLLANDA ŞILI JAPONYA *e AMER KA Ll SANATÇILAR N YAPITLARI '< ' O2ELGOSTER lONURODULU VDEOLABYRINTH GRUBUNUN nıeıacl ve . deo PROJESIN N TANI'IMI '5 '•" JUB UVELERIVE OOUL ALANSA^ATÇItARLA SOH6ET ' 18 OZEL GOSTERMOsnaOruck 1 «39 EUROPEAN ME3IA AR T FES T IVAL DOKUMENTASYONU) 8 9 FEDERAL ALMANYA BA'I BtRLINVE jAPON-rA SANATÇ LARI 29 OCAK '990PAZABTESI 12 3 FEDERAL ALMANYA BAT BERL N AVUSX URYA DANIMARKA NOPVEÇ te POLONYA SANATÇ LARIı 14 15 IYUNAN VIOEO SANAT I 6 ' (7 AVUS'UPYALI SANATÇ DAN O L L Ş A N HARMOMIE UND FORSCHUNG ADLI GRUBUS HAZ RLADlĞ 1 5 MUS C VIDEO CL P "" 18 ıFEDERAL ALMANYA ve BATı BERL N DEN 2 J2UN .IDEO) 30 OCAK 1990 SALI 2 13 YLNAN VIDEC SANA'I 4 15 I F E D E R A L ALMANYA ve FRANSIZ SANA'ÇILARI) 6 17 u U R I X ARAFINDAN OVGUYE DEĞER BULUNAN . DEOLARIN T EKRARI 8 19 II O D J L U N v e CvGUVE DEÛEP BULUNAN V D E ' L A R I N - E ' P A R | TEKNIK DUZENLEME BAP.CO ARMONI YIL Seçkın fuarlar. Seçkın zıyaretçıler. . • A3B SA Beçtha • AJANS V1PRESS VtDEO HA8ER DERG S • ALAN ELEKTRON1K SAN VE T IC TC STI • AM^EX JSA • ARfO E..CKTRONH C HftZLAR SAN wE T ^ ,_TD $T • ARUON SES Ş K v-E G3HÜNTU &STEMLEP A Ş • ASA ELEKTR K ELEKTRCNIK MOH^NDISLIK <*£ T CARET İ.TC ST • ASfA ELEK ROMK C A İ T V LTD ŞT • ATA" <: L£1'<TRC>N K SANAY '.E TCA«ET • Av TEL Irgtt'e e • &Ar * • BARCO USA • BAPKAT SANAV E T ARET • BE«r T ^ARCT A $ • BE Ba A rns fa • GERSA JYC J ANTEN ŞLETMESI • bXCAR AKbEsuAR SANAt • BCX OAP L^KTROMIK SANAf • 3SS rçHere) • CAN CLEKTFONK T CARET ^E sANA i L MITEC $ RfET • ^ASIO [JapcflVfl • CHV PON JSA • .Jr-AN ELEKTPONIK ^ANAVIİ A Ş • rQNN JSA • CONVER 3ENCE (USA| • DARFltV T CARET VE SANAV! A Ş • D L S EN tRPRISE USA • CRAWV£R Irg Ile e • DVHACORD (Bait Almaiya) • ECHO A3 CSAı • EMStl DiŞ rrAfl£T L D ŞT • EPAÇ ELEK TRONtK LRUNLER SAN VE TIC A Ş • EREN ELEK RCMSilK SESLENDIRUE SIS EMLER • ERRE C LEKTRONIK MALAT PAz. ^ E ' . • EaM _LE«TRON K SEfi 1 ^ S ^E MjHEND Ş KMOLL S^ • FANE ç e e • FENDER USA • ^DSTEX apo^ya! • G C M NCUSTRV S PA I v= • CESTETNER (In gttee • GETZEN • 30ZDE SUPEP MUZ K UARKET EfiCUMEN SEZER • G JN C S ı'AıNLAR AŞ • HAPRS3N ngıtte e • IFSAK ^TANBUL FOTOGRAf vE s NEMA AMArDPLEP DERNEG • 26 - 30 OCAK 1990 TÛYAP İSTANBUL SERGJ SARAYI T E P E B A Ş I - İ S T A N B U L Zıyaret saatlerı Hergun 11 00 - 20 00 D AOÜAR O USA> • VC C~0 apcrya • -UPlTER Taynar • KAPANC A $ • KEF Ing ttere) • KIM j (USA • KO«G 'NC • LE BLANC • LEM ELECr RTWCC S L I ta /a) • MAXTONE • METRO EV ALE LERI SANAY /£ I CARET A Ş • MIKADG LE-TRONK MLJ^IK A ETLLR • hEF A.N TlCARET VE SANAY) LIM TED ŞIRKETı • PANTHER E ECTRCN SANAv j » P H I L P D P ^ E ngı ° e • 3 rfATC RA -AVNAK MUZIK TtCARET HALA HRACAT • PlTNEv BOVVES JSA • FOLY ALBJM • PPOBEL ng ere • P RC F LC HQLD NC • RW.E. J S * » P DRAKt C ,JC A • RCLANC apo<"/âj • 3U AMA USA «39 TbRZM ^E ^ R J A N ZAS> 3N t TC ŞT • SA JNC E tKTR - • S^LMERUSA • SEN KOP MUZiK ALETLtR PAZ iAN VE 'C LTO Ş'l • SENNHE'SER EL CTRONIC KG (Baiı A manya» • SE^rAN E CkTROM« T C VE SAN LT "> 5 T ' • Sf C E ^ -E rStK 3 STEVLEP L C • aHUPE UC A • SVTEL E EKÎR3NK T ARE T AS • SW"E*A.RD r g l e c • İ.TAR SAT U*DJ T - SIS EMl»R M «A r VE 3SŞ T CARET A S • =• RAN3 LIGHT Nr a 1e P • S LDER ^ çre • aû JNC RAF ıng lıce • S rMETRIX üSA • TE RA A 5 • T RBOSCl NO -ç4 ereı • TURK ^HIL PS A Ş • VES EL ELEKTRONI* SANAY »t T ^,AR£T A $ • VINtN 3e * • J DEC PRC I lar a • YAPI KR£^( BANKASi A Ş • i Nl Dt N » PLAK ^E iAi NLAR • ^£ «t T 5 A S ^ ^ ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle