Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1OCAK1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/9
'80'LERDEN'90'LARATURKDIŞPOLITIKASI
Dış politikadaBatıcephesiYASEMİN ÇONGAR
ANKARA — 1980'h yıllarda Turkıye'nın
sıyasal yaşamının her alanını belırleyen 12
Eylül rejımı, dış ılışkılen de dennden etkı-
ledı 12 Eylül müdahalesıyle demokrasının
askıya alınması Turkıye'nın Batı Avrupa-
yla olan üışkılennı donma noktasına getırdı
1980-1985 dönemı Türk dış polıtıkası açı-
sından "buzlan kırma" çabasıyla geçerken,
bu çabanın sonuçlan ancak son üç-dört yıl-
da alınmaya başlandı On yıhn ılk yansın-
dakı durgunluk dönemı, ıkıncı yarıda yerı-
nı yoğun dış temas ve her duzeyde dıyalog
arayışına bıraktı Ancak 1980'h yıllar diş po-
lıtıİcada daha öncekı on yıllardan devralı-
nan sorunların çözülmedvğı, sadece bu so-
nınlar konusunda daha çok konuşulduğu
yülar olarak değerlendınhyor Dışışlen'nın
üst düzey yetkılılen, on yıhn son dönemı-
nın "her ortamda yer alan herkesle konu
şan Türkıye"nın yaratılması ıçın önemlı
adımlar atıldığını savunuyorlar
1980'den 1989 sonuna kadar geçen dö-
nemde, Batı dünyası de ıhşküenn en önemlı
başlıkları "ABD ıle Savunma ve Eko-
nomık Işbırhğı Anlaşması'nın (SEtA) ım-
zalanması ve bır ek mektupla uzatılması,
Yunanıstan'la "Davos nıhu" dıye tanımla-
nan dıyalog sürecırun başlaması, KKTC'run
ılanıyla Turkıye'nın uluslararası platform-
da yenı bır yalnızlık noktasına ıtılmesı, m-
san haklan uygulamalannın Türkıye'nm dış
ılışkılerını ve uluslararası ımajını etkıleye-
cek bıçımde sık sık gündeme gelmesı ve son
olarak da Avrupa Topluluğu'na (AT) tam
üyelık başyurusu yapılarak komısyon rapo-
runun almması sonrasında Ankara - Brük-
sel ıhşkılennde yenı bır döneme gınlraesı "
Türkıye'nın dış ıhşkılennde Batı'nın bu
başhklarda yansıyan yennı son on yılın öne
çıkan olaylanyla şöyle özetlemek mümkün
Batı Avrupa
12 Eylul dış pohtıka alanmda en büyük
darbeyı Turkıye - Batı Avrupa ıhşkılerıne
yaptı 17 Eylül 1980'de gerçekleşmesı plan-
lanan Turkıye - AT Karma Parlamento Ko-
mısyonu (KPK) toplantısının ıptahyle bır-
lıkte, on ıkı topluluk ulkesıyle Ankara ara-
sındakı bağlar da dondurulmuş oldu Bu
dönemde, gerek on ıkıler gerekse Kuzey Av-
rupa ulkelen Türkıye'dekı demokrası sorun-
lannı, ınsan haklan uygulamalarını defa-
larca gundeme getırdıler 1982 temmuzun-
da Fransa, Hollanda, Isveç, Norveç ve Da-
nımarka Turkıye aleyhınde Insan Haklan
Komısyonu'nda dava açtılar Daha sonra
"dostane çözum"e kavuştunılacak bu da-
va, Avrupa'nın ınsan haklan alanındakı du
yarhhğinı Türkıye'ye "en açık" bıçımde ıfa-
de etmesıru sağladı Bu konuda başta Stras-
bourg'dakı topluluk danışma organı Avru-
pa Parlamentosu olmak üzere, hükümetler
üslü kuruluşlar çok sayıda karar tasansıy-
la ışkence, ıdamlar, polıs baskısı, düşünce
ve örgütlenme özgürluğü ıle sendıkal hak
lar üzenndekı kısıtlamalar konusundakı gö-
ruş ve eleştınlerını Ankara'ya duyurdular
5 Hazıran 1981'de teknıs>enler düzeyınde
toplanan Türkıye-AT Ortaklık Komıtesı,
Turkıye'de parlamenter demokrasıye dönül-
medıkçe, Batı Avrupa ıle ılışkılenn de nor-
male dönemeyeceğını gösterdı Avrupa Par-
lamentosu 22 Ocak 1982'de aldığı bır ka-
rarla Türkıye-AT üışkılennın askıya alınma-
sını ıstedı
Hıçbır zaman resmıyet kazanmasa da
Turkıye'nın toplulukla üışkılennın fıılen as-
kıda tutulduğu dönem, 1985'e kadar stırdu
1985'ten sonra artan dış gezılerle bır yumu-
şama dönemı başladı Dönemın Başbaka-
nı Turgut özal 21 Temmuz 1985'te, on yılın
ıkıncı yansmda Türkıye'nın Baü Avrupa ıle
Üışkılennı temelden behrleyecek açıklama-
sında, "zamanı geldığınde ve koşullar
olgunlaştığında" Türkıye'nın tam üyelık ıçın
ATye başvuru yapacağını söyledı
AT'den sorumlu Devlet Bakani ve Baş
bakan Yardımcısı Alı Bozer'ın 14 Nısan
1987'de Bruksel'de dönemın Belçıka Dışış-
len Bakanı Leo Tındemans'a resmı başvu-
ru mektubunu ıletmesıne kadar geçen su-
re, artık Turkıye ıçın yoğun bır hazırlık dö-
hakkının kullammımn resmen başlaması-
na karşın, topluluk tarafından uygulama-
ya konulmaması ıle hazıran 1988'de Turkı-
ye'nın 12 topluluk ülkesı nezdınde buyük bır
dıplomatık uyarı gırışımınde bulunmasıy
dı Ankara, Avrupa Parlamentosu'nda ka-
bul edılen Ermenı karar tasansı konusun-
da 12 ulke nezdındekı gınşımlerle Turk dış
polıtıkasının en büyuk sıkmtılarından olan
Ermeru ıddıalan konusunda ödün verme-
yeceğını gösterdı
14 Nısan 1987 başvurusu öncesınde Bo-
zer'm Brüksel ve Bonn'da yaptığı temaslar,
1985-1987 arasındakı yoğun dıplomatık gı-
rışımlere eklenınce, 27 Nısan 1987'de önce
80'li yıllar 12 Eylürün buzlanm eritme çabası ile
geçti. 1980'lerin ilk yansmda özellikle Batı Avrupa
ile ilişkilerde en durgun dönemlerinden birini
yaşayan Türk dış politikası, son beş yıllık dönemde
"herkesle diyalog" anlayışına dayandınldı.
nemıydı Ankara, Dışışlen ıle Devlet Bakan-
lığı ve DPT bünyesınde yapılan yenı düzen-
lemelerle topluluk uyehğıne başvuru ıçın
ıçende genış bır araştırma, planlama, da-
nışma surecı başlattı Dışanda ıse gerek
doğrudan topluluk merkezı Brüksel nezdın-
de, gerekse dığer on bır başkentın buyük bö-
lumunde dıplomatık gınşımler hızlandırıl-
dı 16 Eylül 1986'da Turkıye - AT Ortaklık
Konseyı'nın yenıden toplanmasıyla Turkı
ye AT ıhşkılennde 12 Eylül sonrası norma
hzasyon sürea resmen başlamış oldu Bu sü-
reçte, ıkı önemlı olay 1 Aralık 1986'da An-
kara Anlaşması ve Katma Protokol hukum-
lennden doğan ışgücünun serbest dolaşımı
Federal Almanya'nın Bonn'dakı okeyı, son-
ra da AT Dışışlen Bakanlan Konseyı'mn
normal prosedürü uygulama karanyla,
Turkıye Ortak Pazar'a uye olma yolunda-
kı ılk engeb aştı Türkıye'nın tam uyehk baş
vurusu konusunda "mütalaa raporu" ha-
zırlamakla görevlendırüen AT Komısyonu
çalışmalanna son noktayı 17 aralıkta koy
du Böylece Türkıye'ye venlen söz gerçek-
leşmış, üyelık başvurusuna ılışkın sureç en
hızlı bıçımde ışletılmış \e Ankara, Toplu
luk Komısyonu'nun göruşünu, taahhüt edıl-
dığı gıbı 1990 öncesınde, Fransa'nın dönem
başkanlığında öğrenmış oldu Raporun,
Türkıye ıle üyelık göruşmelennın başlatıl-
ması konusunda ıstenen sıyası ıradeyı ıçer-
memesımn yarattığı "duş kırıklığı" bır ya-
na, Ankara'nın "uyehk ehhvetımn" ıfade
edılmesı ve "karşılıklı bağımlılık ve enteg-
rasyon amaçlı bır ışbırhğı programının öne-
rılmesıne gösterdığı "olumlu" >aklaşım,
Turkıye'nın, 1980-1990 donemının başında
Türkıye'nın AT ıle ılışkılerındekı soğukluk
ve olağanüstu hızlı değışımlerle yenı on yı-
la gıren dünyanın 1990'larda yaşayacakla-
rıyla bırlıkte değerlendırıhyor Son on yıl-
da Batı Avrupa'nın ust duze> pohtıkacıla
nnın önemlı bır bölumunu ağırlamış olan
Ankara, 1987 başvurusunu "AT trenının son
anda yakalanması" olarak nıtelendırıyor
Doğu Avrupa'dakı gehşmelenn 199O'lı yıl-
lara eskısınden çok farklı bır AT ve genış-
lemış Avrupa Bırlığı anla> ışını mıras bıra-
kacağını savunan Dışışlen çevrelen, NATO,
Avrupa Konseyı ve Avrupa Guvenlık ve tş-
bırlığı Konferansı (AGtK) uyesı olan Turk
ıye'nın, Batı Avrupa entegrasyonunun dışın-
da kaldığı ıkı kurumu Batı Avrupa Bırlığı
(BAB) ve ATye üyelık bazında önumuzde-
kı on yılda başanlar kazanılacağına ınanı-
yor
ABD
New York Tımes Gazetesı'mn ıkı ulke
arasındakı saat farkının da yardımıyla 12
Eylul 1980 gunku sayısında verdığı "Turkı-
ye'de asken mudahale" haberi, Turk Ame-
rıkan ıhşkılerınde venı ve "özel" bır done-
mı başlatıyordu 1980'lere gelınırken Basra
Körfea'mn Doğu-Batı ılışkılerınde artan bır
önem kazanması, Yunanıstan'ın NATO as-
kerı kanadı dışında oluşu, Turkıye'nın
1979'da savunma ışbırhğı anlaşmasına ge-
tırdığı kısıtlamalarla ABD'mn Korfez'e en
yakın üssü olan tncırlık'ın kullanımını bır
DIŞÎŞLERİBAKANIMESUT YILMAZ'DAN CUMHURtYETE DEMEÇ:
'Dünya, Avrupa'dan ibaret değil'AHMET TAN
ANKARA — Türk dış polıtıkası 1980'h
yıllarda hep karşı tarafın gırışımlenne, tu-
tumlanna tepkı göstermek bıçımınde yuru-
tüldü En azuıdan böyle bır ızlenım doğdu
Turkıye'nın artık gelenekselleşmış gıbı
gözuken bu "seyırcı" konumu 1990'larda
da surecek mı'
Bu sonıyu Dışışlen Bakam Mesut Yılmaz
dışında şu anda yanıtlayacak kımse yok
Evet, yem yıl ıle bajlayacak dönemde
Türk dış polıtıkası nas 1 olacak
9
Mesut Yılmaz, Cumbunvet'e vaptığı de-
ğerlendırmede, "Dış pdlitika somut venler-
le oluşlarulur ve uygtdanır. Gonıntu değıl
oz onemlidir" dıyerek bu soruyu şöyle ya-
nıtladı
"Kartlannızın ne olduguna ve neyı sag-
lamak ıstedığımze gore yunıtulur dış polı-
tika. 'Dostlar alışvenjte görsun' zthnjyetıyk
dış polıtika olmaz. Heyecanlarla veja orı-
jinal olma, haber olma hevesıyle dış polıti-
ka olmaz. Bu zemın uzennde bakmak
gerckir. Ve Turk dış polıtıkasında gerçek-
çılik. sağduyu ve isbkrar hep esas olmuş-
tur. Ulkemizın son derece hassas konumuna
rağmen cumhumetımızı maceralardan
uzak tutarak barış ıçınde bugune kadar ge-
tıren politıka bu olmuştur."
— Pekı olavlara seyırci kalındıgı ıddia-
lanna ne diyorsanuz?
YILMAZ — Söyledığım çerçevede özel-
likle son dönemde olaylara seyırcı kalındı-
ğı, pasıf kalındığı doğru değıldır
Hatırlıyorum, lran-Irak savaşı sırasındakı
aktıf tarafsızlık pohtıkamızı "pısınklık"
olarak gören, gösterenler oldu Sızın bunu
kastetmedığınızı tahmın ettığım ıçın üstün-
de durmayacağım Aynca öyle umıt edıyo-
rum kı dış pohtıkamızı genelde pasıf
bulanlar, örneğın Sovyetler Bırlığı ıle ıhş-
Mesut Yılmaz "Son
dönemde olaylara pasif
kalındığı doğru değildir.
Özellikle, satrançta hep siyah
taşlarla oynayan taraf
olmaktan çıkarılmıştır artık
Turkiyeî'
"A/^.vrupa'da onemli
oluşumlar yaşanıyor. Gozden
kaçırmadığımız unsur,
dünyanın Avrupa'dan ibaret
olmadığıdır. Turkiye'nin
uluslararası ilişkiler
duzenınde çok özel bir yeri
var!'
kılenmızın son bırkaç yıl ıçınde kazandığı
>enı huvıyet ve vaat edıcı hareketlılığı ve-
ya uluslararası camıanın Jıvkov yönetımı-
nın çağdışı uygulamalarına karşı tavır
alması ıçın harcadığımız çabaları, sağladı-
ğımız başanlan kastetmemektedırler Ay-
nı çerçevede AT'ye tam uyehk başvunımuz
ıle Yunanıstan'ı muzakere masasına çek-
mek ıçm yaptıgımız gınşımler de hemen ak-
hma gelıyor Aynca yıne geçen yıllarda,
Sunye ıle ılışkılenmızı hareketsızhkten kur-
tanp bır dıyalog çerçevesıne oturttuk özel-
lıkle, satrançta hep sıyah taşlarla oynayan
taraf olmaktan çıkarılmıştır artık Türkıye
Dışışlen Bakanı Yılmaz, 1980'h yıllann
dış pohtıkasım böyle özetlıyor
1990'h vıllann Türk dış polıtıkasma na-
sd baktığını sormadan önce kendısıne 89 yı-
hnın "bu çağa damgasıoı vuran olay" dıye
mtelenen Berhn Duvan'mn yıkılması konu-
sunu sorduk
— tkı Almanya'nm bırieşmesi konusn-
nu gundeme getiren duvar delinmesi ile îl-
güı gelışmevı Turkıye nasıl yonımluyor?
Bugune kadar somut bır tavır ortaya ko-
nulmadı. Duvar ıçın Turkıye'nın degerien-
dirmesı nedir?
YILMAZ — "Duvar konusunu" daha
büyük bu- resrrun ıçınde değerlendırmek uy-
gun olur Bu buyuk resım de "Demirper-
de"nın yırtılışıdır Avrupa'nın sunı
bolünmüşlüğune tedncen son venlmesı, sı-
lahlann kontrolu alanındakı ılerlemeler,
NATO ve Varşova Paktı'nda sıyası danış-
ma boyutunun ön plana çıkması, kısacası
AGlK Avrupası'mn emekleme çağından er-
gınleşmeye gecışıdır söz konusu olan
— Iki Almanya'nın birleşmesi konusun-
da ne dusunuyorsunuz?
YILMAZ — Söyledığım çerçeve ıçınde
ıkı Alman devletımn bırleşıp bırleşmeyecek-
lenne, bırleşeceklerse, nasıl bırleşeceklerı-
ne "sdf determınasyon" ükesı çerçevesınde
Alman mılletı karar verecektır
— Yani, bu ikl devledn vatandaşlan?
YILMAZ —Evet Onlar karar verecek-
tır Bılıyorsunuz bu hususta bugun ıçın Al-
manlar arasmda dahı bır göruş bırlığı
mevcut değıldır Baskaca hassas >önlen de
olan bır konu Fakat Almanlar dahıl her-
kesın hemfikır olduğu önemh bır nokta var
Bu da, eğer gerçekleşecekse bu bırleşmenın
banş ve ıstıkrar ıçınde bıraz önce değındı-
ğim "AGtK Avrupası" anlayışı ıçınde ger-
çekleşmesı gerektığıdır
— Peki Turkiye bakımından durumu na-
sd degerlendiriyorsnnnz?
YILMAZ — tlgıh tum ulkeler gıbı Turk-
ıye açısından da etkılenılmesı söz konusu
olan, boyutlan ıkı Almanya meselesının
ötesıne gıden ve halen oluşum halındekı bu-
süreçtır Yenı bır dayanışma anlayışına da-
yalı, yem ışbırhğı ufuklan açan bır sureç-
tır Bu ıklımın ıstıkrar ıçınde korunup
sürdürülmesınden Turkıye'mn özellikle ka-
zançh çıkacağından kuşku duymuyorum
— Turkıye dış politikası açısından 9O'lı
yıllara nasıl bakıyorsonnz?
YILMAZ — Avrupa'da az önce değın-
dığımız önemh oluşumlar yaşamyor Avru-
pa'nın bızım açımızdan taşıdığı öncelığı de
uzun uzadıya vurgulamaya gerek gormuyo-
nım Ama gözden kaçıramadığımız bır un
sur dünyanın Avrupa'dan ibaret
olmadığıdır
— Bunu, Turkiye'nin ozd bır konurau
var anlamında mı soyluyorsunuz?
YILMAZ — Evet, Turkıye'mn uluslara
rası ılışkıler duzenınde çok özel bır yen var
Coğrafi konumumuzla olduğu gıbı, kalkın-
mışlık duzeyımız ve külturel özelhklenmızle
de benzetme yerındeyse, 1>ır "kavşak"
ülkeyız
— Yanı komsusu çok ve çeşıtlı anlamın-
da mı?
YILMAZ — Evet, oyle Doğusu ve Ba-
tısı'yla, Avnıpa'da olduğu gıbı Ortadoğu'-
dakı oluşumlardan da etkılenen ve tabıı bu
oluşumlan etkıleyebılecek bır ulkeyız Ne
düşündüğü ve ne yaptığı, hem güçlü yan-
ları hem de ıyüeştınlmeye muhtaç yönlen
herkesçe ızlenen, hesaba katılan onemh bır
ulkeyız
— Bunlar Turk dış politikası bakıraın-
dan hem avantaj hem dezavantaj herhalde.
YILMAZ — Bunlar bızım gerçekçılıkle
saptamarruz ve sorumlulukla, akıllıca de-
ğerlendırmemız gereken ayırıcı özellıklerı-
rruzdır Hep dıkkatle, her adımda buyuk
düşünerek hareket etmemıa zorunlu kılan,
dığer yandan da ufuklanmızı genışleten, bı-
zı zengınleştıren, avantajlı kılan özellıkle-
rırmzdır Çok taraflı dıplomasının, çok
taraflı ışbırlığmm önemının artacağına
ınandığım 9O'lı yıllarda da dış ılışkılenmı-
zı, hedefimızı gözden kaçırmadan, gelenek-
sel barışçı ve yapıcı yaklaşımımız
çerçevesınde bu bılınçle surdurmemız gere-
kır kanaatmdeyım Ulusal gundemımızde
kı konumuza yaklaşırken de bu hususlan
gözden kaçırmamamız yararlı olur goru
şundevım
İstikrarsız bölgede istikrar arayışı1 urkiye, 1980'li yıllarda diplomaside zaman zaman bir
trapezci yeteneği ile komşularıyla gerginlikleri asgari
duzeyde tutmaya çalıştı.
1 urkiye, bu politikanın en belirgin orneğini Korfez Savaşı
sırasında sergiledi. Ankara, "aktif tarafsızİık" diye
tanımlanan politikası ile savaş boyunca her iki tarafla da iyi
ilişkiler surdurmeye ozen gosterdi.
SEMtH İDİZ
ANKARA — Turkıye'mn komşu ulke-
ler açısından talıhlı coğrafi konuma sahıp
olduğu söylenemez Dünyanın istikrarsız
bölgelerınden bınnde olması Ankara'yı do-
ğal olarak dış polıtıkasında ıhtıyath olma-
yayöneltıyor Böylece Turkıye 1980'lı yıl-
larda zaman zaman bır trapezcının yetene-
ğını diplomaside sergıleyerek komşulany-
la gerginlikleri asgari duzeyde tutmaya ça-
baladı Bu her zaman başarılı olmadıysa da
dıyalog zemımmn elden kaçmasına da ızın
verılmedı Bu perspekuften bakıldığında,
Türkıye'nın çevresındekı ülkelerle 1980'h
yıllarda sürdurduğu ilişkilerde şoyle bır gö-
nlnüm çıkıyor ortaya
Korfez Savaşı
Turkıye, 198O'h yıllara, tslam radıkalız-
mını ön plana çıkaran Iran Devnmı'nın
yankılannın sürdüğu bır ortamda gırdı Ül-
kede o sıralarda yasanan sıyası bunalım, bu
devrımın Turkıye üzenndekı olası etkılen-
nı gundeme getırdı Ancak Korfez Savaşf-
nın kısa bır süre sonra çıkması dıkkatlerı
farklı yöne yönelttı 12 Eylül müdahalesı
de Turkıye'de dını radıkalızmın Iran'dan
taze kan almasını tamamen engelleyemedıy-
se de buyıik ölçüde yavaşlattı
Türkıye, tran ıle Irak arasındakı çatış-
rnaya herhangı bır şekılde taraf olmamak
amacıyla daha sonra "aktıf tarafsızlık" dı
ye tanımlanacak olan ıhtıyath bu- sıyaset be-
mmsedı Böylece savaş boyunca her ıkı ta-
rafla ıyı ılışkıler surdurulmesıne özen gös-
terıldı
Bu sure ıçınde Turkıye'mn Irak ve Iran'a
ıhracatmda patlama gözlendı Irak'a yapı-
lan ıhracatın bır özellığı Ankara tarafından
açılan tıcan kredılerdı
Ankara, savaş sırasında çeşıth dönemler-
de ıkı ulke arasında arabuluculuk yapma
konusunda nabız yokladı Sonuç alamadı
Buna rağmen lran ve Irak'la her duzeyde
duzenh olarak gerçekleştırılen karşılıklı te-
maslar ıle belh bır "araahk" rolu oyna-
yabıldı
Ankara'mn bu "aktıf tarafsızlığY'nın bu-
netıcesı olarak her ıkı ulke, bırbırlermm
başkentlennde karşılıklı dıplomatık çıkar-
larının korunmasını Turkıye'den talep et-
tıler Turkıye bugun hâlâ Bağdat'ta Iran'-
ın Tahran'da da Irak'ın dıplomatık çıkar
larını kolluyor
Savaş nedenıyle Turkıye'mn ıkı ülkeyle
ıhşkılerınde zaman zaman kımı gergınhk-
ler de yaşandı Bu gergınlıkler daha çok
"savaşın Turkıve'ye taşmasından" kaynak-
landı Irak \e Iran'ın çeşıtlı hava saldırıla-
nnda sınırdakı Turk köylennı bombalama-
ları Ankara'mn ıkı başkent nezdınde dıp-
lomatık gınşımlerde bulunmasına neden
oldu
tran ve Irak'ın savaş esırı değışımlerını
zaman zaman Türk havaalanlannda ger-
çekleştırmelerı ıse savaşın Türkıye'ye farklı
bır yansımasıydı
1988'de ateşkesın ılan edılmesıyle, Tur-
kıye'mn ıkı ulkedekı yemden unar prögram-
lanndan pay kapma ısteğı büyük ölçüde tat-
mın olmadı Bu sure ıçınde tran ve Irak'ta
yapılan tıcaret de savaş yıllarındakı dına-
mızmmı kaybettı Öngörülen tıcaret hedef-
lerıne erışılemedı
İran
Gerek savaş sırasında gerek ılan edılen
ateşkesten sonra Turkıye'nın tran'la ıkılı
ılışkılen, cıddı gergınlık dönemlennden geç-
tı Bunlann temelmde, Ankara'mn, "ıçış-
lenne mudahale edılmekte olduğu" ınancı
yaüyordu Turk basımmn tran'm Islam
Devrımı'nı ıhraç etme gayretlerıne duyar-
lılığı da Ankara ıle Tahran arasındakı tan-
sıyonun artmasma neden oldu
Turkıye'yı zıyaret eden tranlı yetküılenn
Amtkabır'ı zıyaret etmemelen, tran'ın An-
kara Buyükelçısının Refah Partısı mıtıngı-
ne katılması, Tahran'ın Türkıye'dekı tür-
ban tartışmasmda söz sahıbı olma gırışım-
len, tansıyonu artûran başhca nedenler ara-
sındaydı
Bu durıım ıkı başkent arasındakı ılışkı-
len 1989 yıhmn ortalannda kopma nokta-
sına getırdı Ankara açısından bır huzur-
suzluk kaynağı olan tran Büyükleçısı Ma-
nucehr Mottakı'nın hazıran ayında Turkı-
ye'den aynlmasıyla ılışkıler bır "yatışma"
dönermne gırdı
tran'ın yenı buyukelçısı Muhammed Re-
za Bagherı'mn güven mektubunu geçtığı-
mız günlerde Cumhurbaşkanı Özal'a ver-
mesıyle ıkılı ilişkilerde yenı bır döneme gı-
nlmış oldu Yenı büyükelçımn guven mek
tubunu sunmasıyla Dışışlen Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcısı Buyukelçı Huseyın Ce-
lem'ın Tahran'ı zıyaret etmesının aynı
zamana rastlaması ıse bunun bır ışaretını
oluşturuyor
Bu arada Buyukelçı Bagherı'mn görevı-
ne resmen başlarken Anıtkabır'ı zıyaret et-
mesı Ankara'da olumlu yönde not edılrmş
bulunuyor
Türkıye'nın yem dönemde tran ıle ılış-
kılennden beklentısı "tpşlenne kanşılma-
dan karşılıklı eıkarlara dayanan komşulu-
ğun gelıştınlmesı" olarak özetlenebıhr
Irak
Turkıye'nın 1980'lerde Irak'la olan ılış-
küenmn temehnde daha çok ekonomık fak-
törler yatıyordu Turkıye, boru hattı ve ka-
rayolu ıle Irak petrolunün Akdenız'e ulaş-
masını sağlayarak bu ülkenın önemlı bır
can daman konumuna geldı Bu arada Irak
da Türk gıda ve hafif sanayı ürünlerı ıçm
önemlı bır pazar oluşturdu
Ancak, Turkıye tarafından açılan tıcan
kredılenn 2 mılyar doları aşması ve gen
ödemelerde ortaya çıkan zorluklar ıkıh üış-
kılenn gundemıne bır sorun olarak gırdı
Başbakan Özal'ın Nısan 1988'de Bağ-
dat'a yaptığı zıyaret sırasında Turkıye, bor-
cun bır program çerçevesınde azaltılması-
na kadar yenı Vredı vermeyeceğını açıkla
dı Turkıye'nın sorunlara rağmen, bır nu-
maralı petrol kaynağı olan bu ulkeyle tıca-
n ıhşkılenm tehlıkeye duşurmeme arzusun-
da olduğu gözlenıyor
Bu arada, Türkıye'ye yönelık aynhkçı
unsurların saldırdıktan sonra Irak toprak-
larına sığınmalan ıse Ankara ıle Bağdat'ın
1984 yılında bır Smır Güvenhğı tşbırhğı
Protokolu ımzalamalarına yol açtı Turkı-
ye, süresı 1988'de dolan bu protokole da-
yanarak "sıcak takıp" çerçevesınde üç kez
Irak havasahasına gırdı \e asken operas-
yonlarda bulundu
Öte yandan Korfez Savaşı'nda ılan edı-
len ateşkesten kısa bır sure sonra Irak'ın
kımyasal sılahlarla başlattığı askerı operas-
yondan kacan 40-50 bın Iraklı Kurt'ün 1988
yazında Türkıye'ye sığınması, Ankara ıçın
beklenmedık ve pahalı bır başağrısı
oluşturdu
Buna rağmen Turkıye, Irak'la ılışkıler
dekı "goreceh ıstıkran" bozmamaya özen
gösterdı 1989 sonuna doğru PKK mıhtan
lannın sınırdakı Ikıyaka Köyü'ne saldırıp
24 kışıyı katletmelennden sonra Irak'a kaç-
maları, ıkı ulke arasında "sıcak takıp" ko-
nusunu tekrar gundeme getırmış bu-
lunuyor
tlenye bakıldığında ıse Fırat ve Dıcle'-
nın sularırun pajlaşımı konusunun Turkı-
ve ıle Irak arasında potansıyel bır gergın-
lık noktası olacağı tahmm edılıyor Bağdat
şundıden Ataturk Barajf nın su tutması ıçın
Fırat'm sulannın bır ay sureyle kesdecek ol-
masına ıtıraz etmış bulunuyor
Suriye
Sunye ıle ılışkıler, 1980'h yıllann başla
nnda olduğu gıbı 1990'lara gınhrken de
hassas bır zemın uzennde durmaya devam
edıyor
Bu 10 yıllık süre ıçınde ıkıh dışkılerde ya-
şanan sorunlann başında sınır guvenlığı ko-
nusu geldı Turkıye'de yaygın olan ve bazı
somut venlere dayanan kanıya göre Guney-
doğu Anadolu'da saldırılarda bulunan
PKK, lojıstık desteğının önemlı bölumunu
Sunye topraklarından ve.va Lubnan'da Su-
rıye kontrolundekı Bekaa Vadısı'nden sağ
lıyor PKK lıden Abdullah Ocalan'ın Be-
kaa Vadısı'nde uslenmış olması ve Şam'-
da da bır evının bulunması, ıkıh ilişkilerde
halen ılenye dönuk cıddı bır engel olarak
duruyor
GAP Projesı ve Fırat Nehn'nın suları-
nın paylaşımı konusu ıse soz konusu dö
nemde ıkı ulke arasında başka bır gergın
lık noktası olarak ortaya çıktı Turkıve'nın
su konusunda Surıye'ye verdığı temınatla-
ra rağmen Şam, Fırat'ın kendısıne karşı bır
dıplomatık koz olarak kullamlacağından
endışe edıyor
SCRECEK
olçude engellemesı, Afgamstan ışgalı ve
tran tslam Devnmı'nın yarattığı şok orta-
rnında ABD'mn bolgeye bakışım etkıhyor-
du
198O'lı yıllarda Turkıye - ABD ıhşkılerı-
ne egemen olacak hava, 12 Eylul'de belır-
lendı Bu havayı eskı başkanlardan Jımmy
Carter 1985'te yaptığı Turkıye zıyaretı sıra-
sında "12 Eylul harekâtıyla ferahladık" söz-
lenm kullanarak tanımladı Nıtekım 12 Ey-
lul'den sonrakı bır ay ıçınde Yunanıstan'ın
NATO asken kanadına donmesıyle bırlık-
te, ABD'mn bölgedekı pohtıkalan yenıden
şektl kazanıyordu Dönemın savunma Ba-
kanı Casper Weınberger, 3 Aralık 1981'den
sonra 12 Eylul'den sonrakı en ust düzeyh
Amerıkalı konuk olarak Ankara'ya geldı
Bu zıyaretle bırhkte, Turkıye'nın ABD ıle
asken yardım ve karşılıklı ağırhkh "sıcak"
ılışkılen de yenı bır döneme gırdı
Bu dönemde, 1982'de ımzalanan COB
(Zıncırleme Harekât Üslen) anlaşmasıyla
Muş ve Batman'da ıkı asken havaalam ın-
şa edıldı 29 Mart 1980'de ımzalanan ve 18
Aralık 1985'te suresı dolan Savunma ve
Ekonomık tşbırhğı Anlaşması'nın (SEtA)
uzatılması surecındekı tartışmalar, Türk dış
polıtıkası açısından önemlı bır "sınav" oluş-
turdu Turkıye'mn 400 mılyon dolar tuta-
nndakı dış asken satış kredılen (FMS) borç-
larını ödemesıne ılışkın sorunlar, 8O'lı yıl-
larda sık sık gündeme gelmesıyle Dışışlen
tarafından "temcıt pılavı" olarak nıtelen-
dırılmeye başlanan Ermenı soykırımı ıddı-
alan ve Washıngton'un Kun sorunu konu-
sunda Ankara'mn tepkısını çeken açıklama-
lan ortasında SEtA uzatıldı DönenunABD
Dışışlen Bakam George Shultz'un dönemın
Dışışlen Bakam Vahıt Halefoğlu'na gönder
dığı ek mektupta, Türkıye'nın ısrarı uzen-
ne "yabancı faktörlenn" ıkılı ılışkılen et-
kılememesı konusunda Amenkan tarafımn
taahhut vermesı sağlandı Ancak suresı Ara-
lık 1990'da dolan SEİA'nın 1987'dekı uza
tılış bıçımını bırçok çevre tarafından Turk
dış polıtıkası açısından "eksı puan" olarak
nıtelendınldı
Türk-Amerıkan üışkılennde eskı Cum-
hurbaşkanı Kenan Evren'ın 1988 temmu-
zunda ABD'ye yaptığı zıyaret on yılın
"ılgınç" dıplomatık temaslarından bırıydı
E\Ten Washıngton'da ABD'mn Ermenı ve
Kurt sorunlanndakı tutumuna ılışkın
"uvanlar" ıçeren konuşmalar yaptı Başkan
Reagan ıle yaptığı on beş dakıkalık görüş-
medekı beş gündem maddesmden bınm Er-
menı tasanlarına ayırdı Aynı zıyaret sıra-
sında eskı Büyükelçı Şukru Elekdağ, Kenan
Evren onuruna yemek verırken, bu yeme-
ğın davetlılerı arasındakı şımdıkı Başkan,
| o zamankı Başkan Yardıması George Bush,
Ermenı lobısımn yemeğıne gıtmeyı tercıh et-
tı Bu tercıhm verdığı mesaj, Turkıye'mn ıkı-
lı ılışkılenn yabancı unsurlann ıpoteğınden
kurtanlması konusundakı ısrarlı polıtıka-
sımn, ABD'dekı Ermem lobısımn gucunden
olumsuz yönde etkılenmeye devam edece-
ğıydı Nıtekım, Senato azınlık lıden Robert
Dole'un 1989'da hazırladığı Ermem tasarı-
sı öncekılerden hem ıçerık hem sunuluş bı-
çımıyle ayrılıyor Ermenı soykırımının
75'ıncı yıldönumu olduğu öne sürulen 24
Nısan 1989'un anma gunu ılan edılmesını,
Demokrat ve Cumhurıyetçı partılerden al-
dığı destekle önerıyor Bu tasarının Senato
Adalet Komısyonu'nda kabul edılmesı,
Turk Amenkan ıhşkılennde son yıllann
en gergın gunlennı başlattı Turkıye, top-
raklarında ABD'mn asken etkınhğım bur öl-
çude de olsa etkıleyen bır önlemler paketı-
nı vürurluğe kondu Tasanmn kaderı,
1990'ın ılk aylarında belh olacak Kongre
1
den geçmesı ve onaylanarak karara dönuş-
mesı hahnde, Ankara ıkıncı ve daha sert bır
onlemler paketını yürurluğe koyacak Bu
paketın en canalıa noktası, suresı dolan SE-
tA'nın kadenm de behrleyecek olmasında.
80'h vıllarda Turkıye'nın ABD'den aldı-
ğı askerı yardım en yüksek duzeyıne 1984'te
718 1 mılyon doiarla ulaştı 1985-1988 dö-
nemınde ABD'mn 29 ülkeye yaptığı askerı
yardımlar ıçınde Türkıye tsraıl ve Mısu-'dan
sonra, 2 mılyar 152 mılyon 100 bın dolar
ıle üçuncu sırayı aldı Ancak Turkıye ıle Yu-
nanıstan arasında gözetılen yedıye on ora-
nı Ankara'mn tum gınşımlenne karşın ge-
çerlılığını korudu
Yunanistan-Kıbns
Turkıye-Yunanıstan ıhşkılerınde 80'h vıl-
lar bır oncekı on yıldan devralman sorun-
lann çözulmedığı, ancak "Davos ruhu" ola-
rak dıploması dıhne yerleşecek dıyalog sü-
recının başladığı bır dönemdır Eskı Başba-
kan Özal ıle dönemın Yunarustan Başbaka-
nı Andreas Papandreu'nun Davos'ta 30
Ocak 1988'dekı ılk el sıkışmaları, on yıllık
bır aradan sonra ıkı başkentın yemden "dıp-
lomatık muhabbet" başlatmasıydı Ancak
kıta sahanlığı, F1R hattı, karasuları, Ege
adalanmn sılahlandmlraası, Batı Trakya ve
Kıbrıs Ankara-Atına ılışkılerindekı çıban
başlarım oluşturmaya devam edıyor
1987 martmda Pırı Reıs sısmık araştırma
gemısımn Ege'ye açılmasıyla vaşanan kn-
zm ıkı ulkeyı savaşın eşığıne getırdığı yo-
rumları yapıldı Ancak farklı bır yorum da
bu krızın Davos'a gıden yolu açtığı şeklın-
deydı lhşkılerdekı önemh bır puruz ıse Yu-
nanıstan'ın Turkıye ıle AT arasındakı yakın-
laşmayı sekteye uğratmaya çalışan tutumu-
nu, Ortakhk Konseyı toplantısım "Kıbns"
sorunuyla engelleyerek ve Brüksel Komıs-
yonu ve Bakanlar Konseyı toplantılarında-
kı ıtırazlarıyla göstermesıydı NATO'nun
Avrupa Konvansıyonel Kuvvet tndrnmı gö-
ruşmelenne anlaşma taslağı sunmasını ge-
cıktıren "Mersın knzı" de 8O'lı yıllann
90'lara havale ettığı ıkılı bır sorun olarak
kalıyor Ancak gerek AT, gerekse NATO
nezdınde Yunanıstan'ın Turkıve karşısında
aldığı tutum, Atına'nın ust duzeyh bazı eleş-
tın ve uyarılara hedef olmasına yol açtı Bu
durum, Dışışlen çevrelennde "dıplomatık
başarı" olarak değerlendırıhyor
KKTC'nın 1983'te kurulmasıyla yenı bır
boyut alan Kıbps sorunu ıse Turk dış polı-
tıkasının en kntık konulanndan bın olma-
y'a devam edıyor 80'lerde Turkıye, Kıbrıs
polıtıkalarında gene yalnız bırakıldı
KKTC'nın tanınmaması ve bırçok uluslara-
rası platformda Rum yaklaşımını destekle-
yen kararların almması Ankara'mn polıtı-
kasındakı ısrarını kırmasa da önemlı bır sı-
kıntı kaynağı oluşturmayı surduruyor