26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1OCAK1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/9 '80'LERDEN'90'LARATURKDIŞPOLITIKASI Dış politikadaBatıcephesiYASEMİN ÇONGAR ANKARA — 1980'h yıllarda Turkıye'nın sıyasal yaşamının her alanını belırleyen 12 Eylül rejımı, dış ılışkılen de dennden etkı- ledı 12 Eylül müdahalesıyle demokrasının askıya alınması Turkıye'nın Batı Avrupa- yla olan üışkılennı donma noktasına getırdı 1980-1985 dönemı Türk dış polıtıkası açı- sından "buzlan kırma" çabasıyla geçerken, bu çabanın sonuçlan ancak son üç-dört yıl- da alınmaya başlandı On yıhn ılk yansın- dakı durgunluk dönemı, ıkıncı yarıda yerı- nı yoğun dış temas ve her duzeyde dıyalog arayışına bıraktı Ancak 1980'h yıllar diş po- lıtıİcada daha öncekı on yıllardan devralı- nan sorunların çözülmedvğı, sadece bu so- nınlar konusunda daha çok konuşulduğu yülar olarak değerlendınhyor Dışışlen'nın üst düzey yetkılılen, on yıhn son dönemı- nın "her ortamda yer alan herkesle konu şan Türkıye"nın yaratılması ıçın önemlı adımlar atıldığını savunuyorlar 1980'den 1989 sonuna kadar geçen dö- nemde, Batı dünyası de ıhşküenn en önemlı başlıkları "ABD ıle Savunma ve Eko- nomık Işbırhğı Anlaşması'nın (SEtA) ım- zalanması ve bır ek mektupla uzatılması, Yunanıstan'la "Davos nıhu" dıye tanımla- nan dıyalog sürecırun başlaması, KKTC'run ılanıyla Turkıye'nın uluslararası platform- da yenı bır yalnızlık noktasına ıtılmesı, m- san haklan uygulamalannın Türkıye'nm dış ılışkılerını ve uluslararası ımajını etkıleye- cek bıçımde sık sık gündeme gelmesı ve son olarak da Avrupa Topluluğu'na (AT) tam üyelık başyurusu yapılarak komısyon rapo- runun almması sonrasında Ankara - Brük- sel ıhşkılennde yenı bır döneme gınlraesı " Türkıye'nın dış ıhşkılennde Batı'nın bu başhklarda yansıyan yennı son on yılın öne çıkan olaylanyla şöyle özetlemek mümkün Batı Avrupa 12 Eylul dış pohtıka alanmda en büyük darbeyı Turkıye - Batı Avrupa ıhşkılerıne yaptı 17 Eylül 1980'de gerçekleşmesı plan- lanan Turkıye - AT Karma Parlamento Ko- mısyonu (KPK) toplantısının ıptahyle bır- lıkte, on ıkı topluluk ulkesıyle Ankara ara- sındakı bağlar da dondurulmuş oldu Bu dönemde, gerek on ıkıler gerekse Kuzey Av- rupa ulkelen Türkıye'dekı demokrası sorun- lannı, ınsan haklan uygulamalarını defa- larca gundeme getırdıler 1982 temmuzun- da Fransa, Hollanda, Isveç, Norveç ve Da- nımarka Turkıye aleyhınde Insan Haklan Komısyonu'nda dava açtılar Daha sonra "dostane çözum"e kavuştunılacak bu da- va, Avrupa'nın ınsan haklan alanındakı du yarhhğinı Türkıye'ye "en açık" bıçımde ıfa- de etmesıru sağladı Bu konuda başta Stras- bourg'dakı topluluk danışma organı Avru- pa Parlamentosu olmak üzere, hükümetler üslü kuruluşlar çok sayıda karar tasansıy- la ışkence, ıdamlar, polıs baskısı, düşünce ve örgütlenme özgürluğü ıle sendıkal hak lar üzenndekı kısıtlamalar konusundakı gö- ruş ve eleştınlerını Ankara'ya duyurdular 5 Hazıran 1981'de teknıs>enler düzeyınde toplanan Türkıye-AT Ortaklık Komıtesı, Turkıye'de parlamenter demokrasıye dönül- medıkçe, Batı Avrupa ıle ılışkılenn de nor- male dönemeyeceğını gösterdı Avrupa Par- lamentosu 22 Ocak 1982'de aldığı bır ka- rarla Türkıye-AT üışkılennın askıya alınma- sını ıstedı Hıçbır zaman resmıyet kazanmasa da Turkıye'nın toplulukla üışkılennın fıılen as- kıda tutulduğu dönem, 1985'e kadar stırdu 1985'ten sonra artan dış gezılerle bır yumu- şama dönemı başladı Dönemın Başbaka- nı Turgut özal 21 Temmuz 1985'te, on yılın ıkıncı yansmda Türkıye'nın Baü Avrupa ıle Üışkılennı temelden behrleyecek açıklama- sında, "zamanı geldığınde ve koşullar olgunlaştığında" Türkıye'nın tam üyelık ıçın ATye başvuru yapacağını söyledı AT'den sorumlu Devlet Bakani ve Baş bakan Yardımcısı Alı Bozer'ın 14 Nısan 1987'de Bruksel'de dönemın Belçıka Dışış- len Bakanı Leo Tındemans'a resmı başvu- ru mektubunu ıletmesıne kadar geçen su- re, artık Turkıye ıçın yoğun bır hazırlık dö- hakkının kullammımn resmen başlaması- na karşın, topluluk tarafından uygulama- ya konulmaması ıle hazıran 1988'de Turkı- ye'nın 12 topluluk ülkesı nezdınde buyük bır dıplomatık uyarı gırışımınde bulunmasıy dı Ankara, Avrupa Parlamentosu'nda ka- bul edılen Ermenı karar tasansı konusun- da 12 ulke nezdındekı gınşımlerle Turk dış polıtıkasının en büyuk sıkmtılarından olan Ermeru ıddıalan konusunda ödün verme- yeceğını gösterdı 14 Nısan 1987 başvurusu öncesınde Bo- zer'm Brüksel ve Bonn'da yaptığı temaslar, 1985-1987 arasındakı yoğun dıplomatık gı- rışımlere eklenınce, 27 Nısan 1987'de önce 80'li yıllar 12 Eylürün buzlanm eritme çabası ile geçti. 1980'lerin ilk yansmda özellikle Batı Avrupa ile ilişkilerde en durgun dönemlerinden birini yaşayan Türk dış politikası, son beş yıllık dönemde "herkesle diyalog" anlayışına dayandınldı. nemıydı Ankara, Dışışlen ıle Devlet Bakan- lığı ve DPT bünyesınde yapılan yenı düzen- lemelerle topluluk uyehğıne başvuru ıçın ıçende genış bır araştırma, planlama, da- nışma surecı başlattı Dışanda ıse gerek doğrudan topluluk merkezı Brüksel nezdın- de, gerekse dığer on bır başkentın buyük bö- lumunde dıplomatık gınşımler hızlandırıl- dı 16 Eylül 1986'da Turkıye - AT Ortaklık Konseyı'nın yenıden toplanmasıyla Turkı ye AT ıhşkılennde 12 Eylül sonrası norma hzasyon sürea resmen başlamış oldu Bu sü- reçte, ıkı önemlı olay 1 Aralık 1986'da An- kara Anlaşması ve Katma Protokol hukum- lennden doğan ışgücünun serbest dolaşımı Federal Almanya'nın Bonn'dakı okeyı, son- ra da AT Dışışlen Bakanlan Konseyı'mn normal prosedürü uygulama karanyla, Turkıye Ortak Pazar'a uye olma yolunda- kı ılk engeb aştı Türkıye'nın tam uyehk baş vurusu konusunda "mütalaa raporu" ha- zırlamakla görevlendırüen AT Komısyonu çalışmalanna son noktayı 17 aralıkta koy du Böylece Türkıye'ye venlen söz gerçek- leşmış, üyelık başvurusuna ılışkın sureç en hızlı bıçımde ışletılmış \e Ankara, Toplu luk Komısyonu'nun göruşünu, taahhüt edıl- dığı gıbı 1990 öncesınde, Fransa'nın dönem başkanlığında öğrenmış oldu Raporun, Türkıye ıle üyelık göruşmelennın başlatıl- ması konusunda ıstenen sıyası ıradeyı ıçer- memesımn yarattığı "duş kırıklığı" bır ya- na, Ankara'nın "uyehk ehhvetımn" ıfade edılmesı ve "karşılıklı bağımlılık ve enteg- rasyon amaçlı bır ışbırhğı programının öne- rılmesıne gösterdığı "olumlu" >aklaşım, Turkıye'nın, 1980-1990 donemının başında Türkıye'nın AT ıle ılışkılerındekı soğukluk ve olağanüstu hızlı değışımlerle yenı on yı- la gıren dünyanın 1990'larda yaşayacakla- rıyla bırlıkte değerlendırıhyor Son on yıl- da Batı Avrupa'nın ust duze> pohtıkacıla nnın önemlı bır bölumunu ağırlamış olan Ankara, 1987 başvurusunu "AT trenının son anda yakalanması" olarak nıtelendırıyor Doğu Avrupa'dakı gehşmelenn 199O'lı yıl- lara eskısınden çok farklı bır AT ve genış- lemış Avrupa Bırlığı anla> ışını mıras bıra- kacağını savunan Dışışlen çevrelen, NATO, Avrupa Konseyı ve Avrupa Guvenlık ve tş- bırlığı Konferansı (AGtK) uyesı olan Turk ıye'nın, Batı Avrupa entegrasyonunun dışın- da kaldığı ıkı kurumu Batı Avrupa Bırlığı (BAB) ve ATye üyelık bazında önumuzde- kı on yılda başanlar kazanılacağına ınanı- yor ABD New York Tımes Gazetesı'mn ıkı ulke arasındakı saat farkının da yardımıyla 12 Eylul 1980 gunku sayısında verdığı "Turkı- ye'de asken mudahale" haberi, Turk Ame- rıkan ıhşkılerınde venı ve "özel" bır done- mı başlatıyordu 1980'lere gelınırken Basra Körfea'mn Doğu-Batı ılışkılerınde artan bır önem kazanması, Yunanıstan'ın NATO as- kerı kanadı dışında oluşu, Turkıye'nın 1979'da savunma ışbırhğı anlaşmasına ge- tırdığı kısıtlamalarla ABD'mn Korfez'e en yakın üssü olan tncırlık'ın kullanımını bır DIŞÎŞLERİBAKANIMESUT YILMAZ'DAN CUMHURtYETE DEMEÇ: 'Dünya, Avrupa'dan ibaret değil'AHMET TAN ANKARA — Türk dış polıtıkası 1980'h yıllarda hep karşı tarafın gırışımlenne, tu- tumlanna tepkı göstermek bıçımınde yuru- tüldü En azuıdan böyle bır ızlenım doğdu Turkıye'nın artık gelenekselleşmış gıbı gözuken bu "seyırcı" konumu 1990'larda da surecek mı' Bu sonıyu Dışışlen Bakam Mesut Yılmaz dışında şu anda yanıtlayacak kımse yok Evet, yem yıl ıle bajlayacak dönemde Türk dış polıtıkası nas 1 olacak 9 Mesut Yılmaz, Cumbunvet'e vaptığı de- ğerlendırmede, "Dış pdlitika somut venler- le oluşlarulur ve uygtdanır. Gonıntu değıl oz onemlidir" dıyerek bu soruyu şöyle ya- nıtladı "Kartlannızın ne olduguna ve neyı sag- lamak ıstedığımze gore yunıtulur dış polı- tika. 'Dostlar alışvenjte görsun' zthnjyetıyk dış polıtika olmaz. Heyecanlarla veja orı- jinal olma, haber olma hevesıyle dış polıti- ka olmaz. Bu zemın uzennde bakmak gerckir. Ve Turk dış polıtıkasında gerçek- çılik. sağduyu ve isbkrar hep esas olmuş- tur. Ulkemizın son derece hassas konumuna rağmen cumhumetımızı maceralardan uzak tutarak barış ıçınde bugune kadar ge- tıren politıka bu olmuştur." — Pekı olavlara seyırci kalındıgı ıddia- lanna ne diyorsanuz? YILMAZ — Söyledığım çerçevede özel- likle son dönemde olaylara seyırcı kalındı- ğı, pasıf kalındığı doğru değıldır Hatırlıyorum, lran-Irak savaşı sırasındakı aktıf tarafsızlık pohtıkamızı "pısınklık" olarak gören, gösterenler oldu Sızın bunu kastetmedığınızı tahmın ettığım ıçın üstün- de durmayacağım Aynca öyle umıt edıyo- rum kı dış pohtıkamızı genelde pasıf bulanlar, örneğın Sovyetler Bırlığı ıle ıhş- Mesut Yılmaz "Son dönemde olaylara pasif kalındığı doğru değildir. Özellikle, satrançta hep siyah taşlarla oynayan taraf olmaktan çıkarılmıştır artık Turkiyeî' "A/^.vrupa'da onemli oluşumlar yaşanıyor. Gozden kaçırmadığımız unsur, dünyanın Avrupa'dan ibaret olmadığıdır. Turkiye'nin uluslararası ilişkiler duzenınde çok özel bir yeri var!' kılenmızın son bırkaç yıl ıçınde kazandığı >enı huvıyet ve vaat edıcı hareketlılığı ve- ya uluslararası camıanın Jıvkov yönetımı- nın çağdışı uygulamalarına karşı tavır alması ıçın harcadığımız çabaları, sağladı- ğımız başanlan kastetmemektedırler Ay- nı çerçevede AT'ye tam uyehk başvunımuz ıle Yunanıstan'ı muzakere masasına çek- mek ıçm yaptıgımız gınşımler de hemen ak- hma gelıyor Aynca yıne geçen yıllarda, Sunye ıle ılışkılenmızı hareketsızhkten kur- tanp bır dıyalog çerçevesıne oturttuk özel- lıkle, satrançta hep sıyah taşlarla oynayan taraf olmaktan çıkarılmıştır artık Türkıye Dışışlen Bakanı Yılmaz, 1980'h yıllann dış pohtıkasım böyle özetlıyor 1990'h vıllann Türk dış polıtıkasma na- sd baktığını sormadan önce kendısıne 89 yı- hnın "bu çağa damgasıoı vuran olay" dıye mtelenen Berhn Duvan'mn yıkılması konu- sunu sorduk — tkı Almanya'nm bırieşmesi konusn- nu gundeme getiren duvar delinmesi ile îl- güı gelışmevı Turkıye nasıl yonımluyor? Bugune kadar somut bır tavır ortaya ko- nulmadı. Duvar ıçın Turkıye'nın degerien- dirmesı nedir? YILMAZ — "Duvar konusunu" daha büyük bu- resrrun ıçınde değerlendırmek uy- gun olur Bu buyuk resım de "Demirper- de"nın yırtılışıdır Avrupa'nın sunı bolünmüşlüğune tedncen son venlmesı, sı- lahlann kontrolu alanındakı ılerlemeler, NATO ve Varşova Paktı'nda sıyası danış- ma boyutunun ön plana çıkması, kısacası AGlK Avrupası'mn emekleme çağından er- gınleşmeye gecışıdır söz konusu olan — Iki Almanya'nın birleşmesi konusun- da ne dusunuyorsunuz? YILMAZ — Söyledığım çerçeve ıçınde ıkı Alman devletımn bırleşıp bırleşmeyecek- lenne, bırleşeceklerse, nasıl bırleşeceklerı- ne "sdf determınasyon" ükesı çerçevesınde Alman mılletı karar verecektır — Yani, bu ikl devledn vatandaşlan? YILMAZ —Evet Onlar karar verecek- tır Bılıyorsunuz bu hususta bugun ıçın Al- manlar arasmda dahı bır göruş bırlığı mevcut değıldır Baskaca hassas >önlen de olan bır konu Fakat Almanlar dahıl her- kesın hemfikır olduğu önemh bır nokta var Bu da, eğer gerçekleşecekse bu bırleşmenın banş ve ıstıkrar ıçınde bıraz önce değındı- ğim "AGtK Avrupası" anlayışı ıçınde ger- çekleşmesı gerektığıdır — Peki Turkiye bakımından durumu na- sd degerlendiriyorsnnnz? YILMAZ — tlgıh tum ulkeler gıbı Turk- ıye açısından da etkılenılmesı söz konusu olan, boyutlan ıkı Almanya meselesının ötesıne gıden ve halen oluşum halındekı bu- süreçtır Yenı bır dayanışma anlayışına da- yalı, yem ışbırhğı ufuklan açan bır sureç- tır Bu ıklımın ıstıkrar ıçınde korunup sürdürülmesınden Turkıye'mn özellikle ka- zançh çıkacağından kuşku duymuyorum — Turkıye dış politikası açısından 9O'lı yıllara nasıl bakıyorsonnz? YILMAZ — Avrupa'da az önce değın- dığımız önemh oluşumlar yaşamyor Avru- pa'nın bızım açımızdan taşıdığı öncelığı de uzun uzadıya vurgulamaya gerek gormuyo- nım Ama gözden kaçıramadığımız bır un sur dünyanın Avrupa'dan ibaret olmadığıdır — Bunu, Turkiye'nin ozd bır konurau var anlamında mı soyluyorsunuz? YILMAZ — Evet, Turkıye'mn uluslara rası ılışkıler duzenınde çok özel bır yen var Coğrafi konumumuzla olduğu gıbı, kalkın- mışlık duzeyımız ve külturel özelhklenmızle de benzetme yerındeyse, 1>ır "kavşak" ülkeyız — Yanı komsusu çok ve çeşıtlı anlamın- da mı? YILMAZ — Evet, oyle Doğusu ve Ba- tısı'yla, Avnıpa'da olduğu gıbı Ortadoğu'- dakı oluşumlardan da etkılenen ve tabıı bu oluşumlan etkıleyebılecek bır ulkeyız Ne düşündüğü ve ne yaptığı, hem güçlü yan- ları hem de ıyüeştınlmeye muhtaç yönlen herkesçe ızlenen, hesaba katılan onemh bır ulkeyız — Bunlar Turk dış politikası bakıraın- dan hem avantaj hem dezavantaj herhalde. YILMAZ — Bunlar bızım gerçekçılıkle saptamarruz ve sorumlulukla, akıllıca de- ğerlendırmemız gereken ayırıcı özellıklerı- rruzdır Hep dıkkatle, her adımda buyuk düşünerek hareket etmemıa zorunlu kılan, dığer yandan da ufuklanmızı genışleten, bı- zı zengınleştıren, avantajlı kılan özellıkle- rırmzdır Çok taraflı dıplomasının, çok taraflı ışbırlığmm önemının artacağına ınandığım 9O'lı yıllarda da dış ılışkılenmı- zı, hedefimızı gözden kaçırmadan, gelenek- sel barışçı ve yapıcı yaklaşımımız çerçevesınde bu bılınçle surdurmemız gere- kır kanaatmdeyım Ulusal gundemımızde kı konumuza yaklaşırken de bu hususlan gözden kaçırmamamız yararlı olur goru şundevım İstikrarsız bölgede istikrar arayışı1 urkiye, 1980'li yıllarda diplomaside zaman zaman bir trapezci yeteneği ile komşularıyla gerginlikleri asgari duzeyde tutmaya çalıştı. 1 urkiye, bu politikanın en belirgin orneğini Korfez Savaşı sırasında sergiledi. Ankara, "aktif tarafsızİık" diye tanımlanan politikası ile savaş boyunca her iki tarafla da iyi ilişkiler surdurmeye ozen gosterdi. SEMtH İDİZ ANKARA — Turkıye'mn komşu ulke- ler açısından talıhlı coğrafi konuma sahıp olduğu söylenemez Dünyanın istikrarsız bölgelerınden bınnde olması Ankara'yı do- ğal olarak dış polıtıkasında ıhtıyath olma- yayöneltıyor Böylece Turkıye 1980'lı yıl- larda zaman zaman bır trapezcının yetene- ğını diplomaside sergıleyerek komşulany- la gerginlikleri asgari duzeyde tutmaya ça- baladı Bu her zaman başarılı olmadıysa da dıyalog zemımmn elden kaçmasına da ızın verılmedı Bu perspekuften bakıldığında, Türkıye'nın çevresındekı ülkelerle 1980'h yıllarda sürdurduğu ilişkilerde şoyle bır gö- nlnüm çıkıyor ortaya Korfez Savaşı Turkıye, 198O'h yıllara, tslam radıkalız- mını ön plana çıkaran Iran Devnmı'nın yankılannın sürdüğu bır ortamda gırdı Ül- kede o sıralarda yasanan sıyası bunalım, bu devrımın Turkıye üzenndekı olası etkılen- nı gundeme getırdı Ancak Korfez Savaşf- nın kısa bır süre sonra çıkması dıkkatlerı farklı yöne yönelttı 12 Eylül müdahalesı de Turkıye'de dını radıkalızmın Iran'dan taze kan almasını tamamen engelleyemedıy- se de buyıik ölçüde yavaşlattı Türkıye, tran ıle Irak arasındakı çatış- rnaya herhangı bır şekılde taraf olmamak amacıyla daha sonra "aktıf tarafsızlık" dı ye tanımlanacak olan ıhtıyath bu- sıyaset be- mmsedı Böylece savaş boyunca her ıkı ta- rafla ıyı ılışkıler surdurulmesıne özen gös- terıldı Bu sure ıçınde Turkıye'mn Irak ve Iran'a ıhracatmda patlama gözlendı Irak'a yapı- lan ıhracatın bır özellığı Ankara tarafından açılan tıcan kredılerdı Ankara, savaş sırasında çeşıth dönemler- de ıkı ulke arasında arabuluculuk yapma konusunda nabız yokladı Sonuç alamadı Buna rağmen lran ve Irak'la her duzeyde duzenh olarak gerçekleştırılen karşılıklı te- maslar ıle belh bır "araahk" rolu oyna- yabıldı Ankara'mn bu "aktıf tarafsızlığY'nın bu- netıcesı olarak her ıkı ulke, bırbırlermm başkentlennde karşılıklı dıplomatık çıkar- larının korunmasını Turkıye'den talep et- tıler Turkıye bugun hâlâ Bağdat'ta Iran'- ın Tahran'da da Irak'ın dıplomatık çıkar larını kolluyor Savaş nedenıyle Turkıye'mn ıkı ülkeyle ıhşkılerınde zaman zaman kımı gergınhk- ler de yaşandı Bu gergınlıkler daha çok "savaşın Turkıve'ye taşmasından" kaynak- landı Irak \e Iran'ın çeşıtlı hava saldırıla- nnda sınırdakı Turk köylennı bombalama- ları Ankara'mn ıkı başkent nezdınde dıp- lomatık gınşımlerde bulunmasına neden oldu tran ve Irak'ın savaş esırı değışımlerını zaman zaman Türk havaalanlannda ger- çekleştırmelerı ıse savaşın Türkıye'ye farklı bır yansımasıydı 1988'de ateşkesın ılan edılmesıyle, Tur- kıye'mn ıkı ulkedekı yemden unar prögram- lanndan pay kapma ısteğı büyük ölçüde tat- mın olmadı Bu sure ıçınde tran ve Irak'ta yapılan tıcaret de savaş yıllarındakı dına- mızmmı kaybettı Öngörülen tıcaret hedef- lerıne erışılemedı İran Gerek savaş sırasında gerek ılan edılen ateşkesten sonra Turkıye'nın tran'la ıkılı ılışkılen, cıddı gergınlık dönemlennden geç- tı Bunlann temelmde, Ankara'mn, "ıçış- lenne mudahale edılmekte olduğu" ınancı yaüyordu Turk basımmn tran'm Islam Devrımı'nı ıhraç etme gayretlerıne duyar- lılığı da Ankara ıle Tahran arasındakı tan- sıyonun artmasma neden oldu Turkıye'yı zıyaret eden tranlı yetküılenn Amtkabır'ı zıyaret etmemelen, tran'ın An- kara Buyükelçısının Refah Partısı mıtıngı- ne katılması, Tahran'ın Türkıye'dekı tür- ban tartışmasmda söz sahıbı olma gırışım- len, tansıyonu artûran başhca nedenler ara- sındaydı Bu durıım ıkı başkent arasındakı ılışkı- len 1989 yıhmn ortalannda kopma nokta- sına getırdı Ankara açısından bır huzur- suzluk kaynağı olan tran Büyükleçısı Ma- nucehr Mottakı'nın hazıran ayında Turkı- ye'den aynlmasıyla ılışkıler bır "yatışma" dönermne gırdı tran'ın yenı buyukelçısı Muhammed Re- za Bagherı'mn güven mektubunu geçtığı- mız günlerde Cumhurbaşkanı Özal'a ver- mesıyle ıkılı ilişkilerde yenı bır döneme gı- nlmış oldu Yenı büyükelçımn guven mek tubunu sunmasıyla Dışışlen Bakanlığı Müs- teşar Yardımcısı Buyukelçı Huseyın Ce- lem'ın Tahran'ı zıyaret etmesının aynı zamana rastlaması ıse bunun bır ışaretını oluşturuyor Bu arada Buyukelçı Bagherı'mn görevı- ne resmen başlarken Anıtkabır'ı zıyaret et- mesı Ankara'da olumlu yönde not edılrmş bulunuyor Türkıye'nın yem dönemde tran ıle ılış- kılennden beklentısı "tpşlenne kanşılma- dan karşılıklı eıkarlara dayanan komşulu- ğun gelıştınlmesı" olarak özetlenebıhr Irak Turkıye'nın 1980'lerde Irak'la olan ılış- küenmn temehnde daha çok ekonomık fak- törler yatıyordu Turkıye, boru hattı ve ka- rayolu ıle Irak petrolunün Akdenız'e ulaş- masını sağlayarak bu ülkenın önemlı bır can daman konumuna geldı Bu arada Irak da Türk gıda ve hafif sanayı ürünlerı ıçm önemlı bır pazar oluşturdu Ancak, Turkıye tarafından açılan tıcan kredılenn 2 mılyar doları aşması ve gen ödemelerde ortaya çıkan zorluklar ıkıh üış- kılenn gundemıne bır sorun olarak gırdı Başbakan Özal'ın Nısan 1988'de Bağ- dat'a yaptığı zıyaret sırasında Turkıye, bor- cun bır program çerçevesınde azaltılması- na kadar yenı Vredı vermeyeceğını açıkla dı Turkıye'nın sorunlara rağmen, bır nu- maralı petrol kaynağı olan bu ulkeyle tıca- n ıhşkılenm tehlıkeye duşurmeme arzusun- da olduğu gözlenıyor Bu arada, Türkıye'ye yönelık aynhkçı unsurların saldırdıktan sonra Irak toprak- larına sığınmalan ıse Ankara ıle Bağdat'ın 1984 yılında bır Smır Güvenhğı tşbırhğı Protokolu ımzalamalarına yol açtı Turkı- ye, süresı 1988'de dolan bu protokole da- yanarak "sıcak takıp" çerçevesınde üç kez Irak havasahasına gırdı \e asken operas- yonlarda bulundu Öte yandan Korfez Savaşı'nda ılan edı- len ateşkesten kısa bır sure sonra Irak'ın kımyasal sılahlarla başlattığı askerı operas- yondan kacan 40-50 bın Iraklı Kurt'ün 1988 yazında Türkıye'ye sığınması, Ankara ıçın beklenmedık ve pahalı bır başağrısı oluşturdu Buna rağmen Turkıye, Irak'la ılışkıler dekı "goreceh ıstıkran" bozmamaya özen gösterdı 1989 sonuna doğru PKK mıhtan lannın sınırdakı Ikıyaka Köyü'ne saldırıp 24 kışıyı katletmelennden sonra Irak'a kaç- maları, ıkı ulke arasında "sıcak takıp" ko- nusunu tekrar gundeme getırmış bu- lunuyor tlenye bakıldığında ıse Fırat ve Dıcle'- nın sularırun pajlaşımı konusunun Turkı- ve ıle Irak arasında potansıyel bır gergın- lık noktası olacağı tahmm edılıyor Bağdat şundıden Ataturk Barajf nın su tutması ıçın Fırat'm sulannın bır ay sureyle kesdecek ol- masına ıtıraz etmış bulunuyor Suriye Sunye ıle ılışkıler, 1980'h yıllann başla nnda olduğu gıbı 1990'lara gınhrken de hassas bır zemın uzennde durmaya devam edıyor Bu 10 yıllık süre ıçınde ıkıh dışkılerde ya- şanan sorunlann başında sınır guvenlığı ko- nusu geldı Turkıye'de yaygın olan ve bazı somut venlere dayanan kanıya göre Guney- doğu Anadolu'da saldırılarda bulunan PKK, lojıstık desteğının önemlı bölumunu Sunye topraklarından ve.va Lubnan'da Su- rıye kontrolundekı Bekaa Vadısı'nden sağ lıyor PKK lıden Abdullah Ocalan'ın Be- kaa Vadısı'nde uslenmış olması ve Şam'- da da bır evının bulunması, ıkıh ilişkilerde halen ılenye dönuk cıddı bır engel olarak duruyor GAP Projesı ve Fırat Nehn'nın suları- nın paylaşımı konusu ıse soz konusu dö nemde ıkı ulke arasında başka bır gergın lık noktası olarak ortaya çıktı Turkıve'nın su konusunda Surıye'ye verdığı temınatla- ra rağmen Şam, Fırat'ın kendısıne karşı bır dıplomatık koz olarak kullamlacağından endışe edıyor SCRECEK olçude engellemesı, Afgamstan ışgalı ve tran tslam Devnmı'nın yarattığı şok orta- rnında ABD'mn bolgeye bakışım etkıhyor- du 198O'lı yıllarda Turkıye - ABD ıhşkılerı- ne egemen olacak hava, 12 Eylul'de belır- lendı Bu havayı eskı başkanlardan Jımmy Carter 1985'te yaptığı Turkıye zıyaretı sıra- sında "12 Eylul harekâtıyla ferahladık" söz- lenm kullanarak tanımladı Nıtekım 12 Ey- lul'den sonrakı bır ay ıçınde Yunanıstan'ın NATO asken kanadına donmesıyle bırlık- te, ABD'mn bölgedekı pohtıkalan yenıden şektl kazanıyordu Dönemın savunma Ba- kanı Casper Weınberger, 3 Aralık 1981'den sonra 12 Eylul'den sonrakı en ust düzeyh Amerıkalı konuk olarak Ankara'ya geldı Bu zıyaretle bırhkte, Turkıye'nın ABD ıle asken yardım ve karşılıklı ağırhkh "sıcak" ılışkılen de yenı bır döneme gırdı Bu dönemde, 1982'de ımzalanan COB (Zıncırleme Harekât Üslen) anlaşmasıyla Muş ve Batman'da ıkı asken havaalam ın- şa edıldı 29 Mart 1980'de ımzalanan ve 18 Aralık 1985'te suresı dolan Savunma ve Ekonomık tşbırhğı Anlaşması'nın (SEtA) uzatılması surecındekı tartışmalar, Türk dış polıtıkası açısından önemlı bır "sınav" oluş- turdu Turkıye'mn 400 mılyon dolar tuta- nndakı dış asken satış kredılen (FMS) borç- larını ödemesıne ılışkın sorunlar, 8O'lı yıl- larda sık sık gündeme gelmesıyle Dışışlen tarafından "temcıt pılavı" olarak nıtelen- dırılmeye başlanan Ermenı soykırımı ıddı- alan ve Washıngton'un Kun sorunu konu- sunda Ankara'mn tepkısını çeken açıklama- lan ortasında SEtA uzatıldı DönenunABD Dışışlen Bakam George Shultz'un dönemın Dışışlen Bakam Vahıt Halefoğlu'na gönder dığı ek mektupta, Türkıye'nın ısrarı uzen- ne "yabancı faktörlenn" ıkılı ılışkılen et- kılememesı konusunda Amenkan tarafımn taahhut vermesı sağlandı Ancak suresı Ara- lık 1990'da dolan SEİA'nın 1987'dekı uza tılış bıçımını bırçok çevre tarafından Turk dış polıtıkası açısından "eksı puan" olarak nıtelendınldı Türk-Amerıkan üışkılennde eskı Cum- hurbaşkanı Kenan Evren'ın 1988 temmu- zunda ABD'ye yaptığı zıyaret on yılın "ılgınç" dıplomatık temaslarından bırıydı E\Ten Washıngton'da ABD'mn Ermenı ve Kurt sorunlanndakı tutumuna ılışkın "uvanlar" ıçeren konuşmalar yaptı Başkan Reagan ıle yaptığı on beş dakıkalık görüş- medekı beş gündem maddesmden bınm Er- menı tasanlarına ayırdı Aynı zıyaret sıra- sında eskı Büyükelçı Şukru Elekdağ, Kenan Evren onuruna yemek verırken, bu yeme- ğın davetlılerı arasındakı şımdıkı Başkan, | o zamankı Başkan Yardıması George Bush, Ermenı lobısımn yemeğıne gıtmeyı tercıh et- tı Bu tercıhm verdığı mesaj, Turkıye'mn ıkı- lı ılışkılenn yabancı unsurlann ıpoteğınden kurtanlması konusundakı ısrarlı polıtıka- sımn, ABD'dekı Ermem lobısımn gucunden olumsuz yönde etkılenmeye devam edece- ğıydı Nıtekım, Senato azınlık lıden Robert Dole'un 1989'da hazırladığı Ermem tasarı- sı öncekılerden hem ıçerık hem sunuluş bı- çımıyle ayrılıyor Ermenı soykırımının 75'ıncı yıldönumu olduğu öne sürulen 24 Nısan 1989'un anma gunu ılan edılmesını, Demokrat ve Cumhurıyetçı partılerden al- dığı destekle önerıyor Bu tasarının Senato Adalet Komısyonu'nda kabul edılmesı, Turk Amenkan ıhşkılennde son yıllann en gergın gunlennı başlattı Turkıye, top- raklarında ABD'mn asken etkınhğım bur öl- çude de olsa etkıleyen bır önlemler paketı- nı vürurluğe kondu Tasanmn kaderı, 1990'ın ılk aylarında belh olacak Kongre 1 den geçmesı ve onaylanarak karara dönuş- mesı hahnde, Ankara ıkıncı ve daha sert bır onlemler paketını yürurluğe koyacak Bu paketın en canalıa noktası, suresı dolan SE- tA'nın kadenm de behrleyecek olmasında. 80'h vıllarda Turkıye'nın ABD'den aldı- ğı askerı yardım en yüksek duzeyıne 1984'te 718 1 mılyon doiarla ulaştı 1985-1988 dö- nemınde ABD'mn 29 ülkeye yaptığı askerı yardımlar ıçınde Türkıye tsraıl ve Mısu-'dan sonra, 2 mılyar 152 mılyon 100 bın dolar ıle üçuncu sırayı aldı Ancak Turkıye ıle Yu- nanıstan arasında gözetılen yedıye on ora- nı Ankara'mn tum gınşımlenne karşın ge- çerlılığını korudu Yunanistan-Kıbns Turkıye-Yunanıstan ıhşkılerınde 80'h vıl- lar bır oncekı on yıldan devralman sorun- lann çözulmedığı, ancak "Davos ruhu" ola- rak dıploması dıhne yerleşecek dıyalog sü- recının başladığı bır dönemdır Eskı Başba- kan Özal ıle dönemın Yunarustan Başbaka- nı Andreas Papandreu'nun Davos'ta 30 Ocak 1988'dekı ılk el sıkışmaları, on yıllık bır aradan sonra ıkı başkentın yemden "dıp- lomatık muhabbet" başlatmasıydı Ancak kıta sahanlığı, F1R hattı, karasuları, Ege adalanmn sılahlandmlraası, Batı Trakya ve Kıbrıs Ankara-Atına ılışkılerindekı çıban başlarım oluşturmaya devam edıyor 1987 martmda Pırı Reıs sısmık araştırma gemısımn Ege'ye açılmasıyla vaşanan kn- zm ıkı ulkeyı savaşın eşığıne getırdığı yo- rumları yapıldı Ancak farklı bır yorum da bu krızın Davos'a gıden yolu açtığı şeklın- deydı lhşkılerdekı önemh bır puruz ıse Yu- nanıstan'ın Turkıye ıle AT arasındakı yakın- laşmayı sekteye uğratmaya çalışan tutumu- nu, Ortakhk Konseyı toplantısım "Kıbns" sorunuyla engelleyerek ve Brüksel Komıs- yonu ve Bakanlar Konseyı toplantılarında- kı ıtırazlarıyla göstermesıydı NATO'nun Avrupa Konvansıyonel Kuvvet tndrnmı gö- ruşmelenne anlaşma taslağı sunmasını ge- cıktıren "Mersın knzı" de 8O'lı yıllann 90'lara havale ettığı ıkılı bır sorun olarak kalıyor Ancak gerek AT, gerekse NATO nezdınde Yunanıstan'ın Turkıve karşısında aldığı tutum, Atına'nın ust duzeyh bazı eleş- tın ve uyarılara hedef olmasına yol açtı Bu durum, Dışışlen çevrelennde "dıplomatık başarı" olarak değerlendırıhyor KKTC'nın 1983'te kurulmasıyla yenı bır boyut alan Kıbps sorunu ıse Turk dış polı- tıkasının en kntık konulanndan bın olma- y'a devam edıyor 80'lerde Turkıye, Kıbrıs polıtıkalarında gene yalnız bırakıldı KKTC'nın tanınmaması ve bırçok uluslara- rası platformda Rum yaklaşımını destekle- yen kararların almması Ankara'mn polıtı- kasındakı ısrarını kırmasa da önemlı bır sı- kıntı kaynağı oluşturmayı surduruyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle