Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1OCAK199Ö HABERLER CUMHURİYET/U
' 8 0 ' L E R D E N ' 9 0 ' L A R A S I Y A S E T
DarbelL, bol seçimli 10 yıl12 EylOl'den siyasi partilerin
kuruluşuna izin verildiği tarihe
kadar eski parlamentonun dört li-
deri zorunlu oiarak farkb çalışma
biçimleri yaratıyorlardı. AP Ge-
nel Başkanı Soleyman Dcmird ve
CHP Genel Başkanı Biiienl Ece-
vit, Hamzakoy'da MSP GeneJ
Başkanı Necotettin Erbakaa ise
Uzunada'da zorunlu ikâmete
alınmışlardı. MHP Genel Başka-
nı Türkes, iki gün bir evde sak-
landıktan sonra 14 eylülde askeri
yönetime teslim oluyor ve o da
Uzunada'ya gönderiliyordu.
Büicnt Ecevit iie Stilevnaa De-
mird, 12 EylüJ'den bir ay sonra
Ankara'ya dönerierken, Erbakan
ve Türkeş için uzun bir yargılama
süreci başlıyordu. Erbakan top-
lam bir yü, Türkeş ise 4,5 yıl ha-
pis yatıyor, siyaset ise yer altına
iaiyordu.
Eski liderlerin içinde en aktifî
Suleyman Demirel'di. Demirel'in
Güniz Sokak'taki evi yurdun her
köşesinden gden vatandaşlarla
dolup taşarken, Bütcol Eccvit,
farklı bir yol çiziyor ve CHP Ge-
nel Başkanlığı'ndan ayrüıyor, is-
tifasını açıklıyordu. Ecevit'in is-
tifasından sonra CHP kadrolan
ile ilişkisi giderek koparken, De-
mirel, AP örgütünü ayakta tut-
maya çalışıyor, bunda da başan-
lı oluyordu.
1983 ilkbahannda siyaset, ya-
vas yavaş su yüzune çıkrnaya bas-
lıyor, parti kurma hazırhklan baş-
lıyordu. Milli Güvenlik Konseyi
ve Cumhurbaşkanı Evren'in par-
tilerle ilgili görüşü ise "Az parti
kunılmalı, seçimdea sonra koabs-
yoa ohnamalı" şeklindeydi.
Başbakanlık binası, siyasetin en
yoğun biçimiyle sürdürüldüfü
odaklardan biriydi. Dûnemin
Başbakanı Bulend Ulusu,
"AUrörkçi" bir parti kurulma-
sı için temaslarını sürdttrürkeu,
eski Başbakan Yarduncısı Turgut
özal politikaya soyunuyor, Baş-
bakanlık Müştesan Necdet Calp,
kapatılan CHP mirasının üzerine
oturabilecek bir parti için kolları
sıvıyordu.
Ulusu ve Demirel, ayn tellerden
çalınca yollar aynlıyor, Ulusu'-
nun kurmayı düşlediğı "Cnmfcn-
riyetci Parti" suya dUşUyordu.
Ulusu'nun parti kurma çalışma-
ları sonuçsuz kalınca, askeri yö-
netim sağda bir parti oluşumu için
emekli orgeneral Turgut Sunalp'ı
devreye sokuyordu. Ankara'daki
orduevinde parti kurma çalışma-
larını sürdüren Sunalp Paşa,
Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile
de "tam bir mulabakat" saglıyor-
du. SunaJp'a göre kuracağı par-
ti, "iktidara mecbar" bir
partiydi.
Siyasi partilerin kuruluşuna izin
veriünesiyle birlikte, 16 Mayıs
1983'te kuruluş dilekçesini tçişleri
Bakanlığj'na veren ilk parti de Su-
nalp Paşa'mn partisi Milliyetçi
Demokrasi Partisi oluyordu. Su-
naJp Paşa'nın "iktidar" hayalle-
ri, Milli Güvenlik Konseyi'nin
MDP'li 74 milletvekUi adayını ve-
to etmesi üzerine biraz sarsılıyor-
du ama, Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'in seçimlere iki gün kala
TV'den yaptığı tarihi konuşması
ile umutlar yine yükseliyordu.
Solda partileşme girişimleri ise
tsmet Paşa'nın iki yakını, ogJu
HAMZAKOY'DA ZORUNLU İKÂMET — 12 Eylöl'den sonra Bülcat Ecevit ve Süleyman Demirel, Hamzakoy'da zorunlo iklmete
alındılar. İki lider buradan bir ay sonra Ankara'ya getirildiler.
Prof. ErdaJ IDODÜ ve eski özd ka-
lem müdüru Necdet Calp tarafın-
dan ayn ayn ytlrütülüyordu. Bü-
lend Ulusu'nun Başbakanlık Mus-
teşan olan Calp, 12 Eylül yönetı-
miyle uyum içinde olrnası ile de
tanınıyordu. Bu arada eski
CHP'liler de bazı girişimlerde bu-
lunuyordu. Eski CHP'liler, daha
sonra "bayrafı" Inönü'ye teslim
ediyor ve 42 kişi ile birlikte SO-
DEP'i kuruyordu. SODEP'ten iki
gün önce Halkçı Parti'yi kuran
Necdet Calp'in umutları bu geliş-
me ile biraz kınlmıştı. Ancak, ve-
tolar Calp'in imdadına yeti-
şiyordu.
Halkçı Parti'nin "navazaa
partisi" görüntüsü tasunası, SO-
DEP'e olan ilgiyi arttırıyordu.
SODEP'i seçimlere sokmak iste-
meyen ya da kontrolü altında tu-
tamayacağını gören askeri yöne-
tirn, bu partiye arka arkaya veto-
lar yöneltiyordu. Bir keresinde
partinin 21 kurucu üyesi birden
MGK tarafından veto edildi. Ve-
to edüenler arasında partinin ge-
nel Başkanı Erdal tnönu de var-
dı. Bir keresinde Ataturk'ün ol-
dukça yaslı bir yaveri SODEP'e
kurucu üye oluyor, ama o da
Konseyin veto darbesini yiyordu.
Böylece SODEP devre dışı bıra-
kılırken, meydan Calp'in HP'si-
ne kalıyordu. Böylece Calp, 6 ka-
sım seçimlerinden 117 milletveki-
liyle ikinci parti oiarak çıkıyordu.
CHP'nin eski Genel Başkanı
Bülent Ecevit, askeri yönetimin
koşullandınnalan altında partileş-
menin mümkün olmayacağını sa-
vunuyor ve bu konudaki girişim-
lere karşı çıkıyordu. Ecevit'in par-
tisi çok sonralan eşi Rakşan Ece-
vit'in başkanlığında kuruiuyordu.
Güvercin amblemli DSP'nin ku-
ruluşundan hemen önce soldaki
iki rakip parti HP ve SODEP bir-
leşiyordu. Birleşmeyi, Calp'in ye-
rine HP Genel Başkanı olan Ay-
dın Cüven Gürkan ile yeniden
SODEP Genel Başkaıüığı koltu-
ğuna oturan tnönü gerçekleştiri-
yordu. SHP adıru alan birleşik
partinin ilk genel başkanı Gürkan
oluyordu. tlk SHP kongresinde
ise Inönü genel başkanlıga getiri-
liyordu.
Oluşumundan bu yana içinde-
ki tartışmalar sona ermeyen
SHP'de arka arkaya yapılan ku-
rultaylar sonunda yeniden bir ay-
rılma yaşandı. 12 Eylül partilerin-
den Calp'in HP'si tarihe karışır-
ken, SHP'nin kurucu Genel Baş-
kanı Aydın Güven Gürkan da
1989'un sonuna doğru partiden
istifa etti.
1990'lara girerken ana muhale-
fet partisi SHP, hâlâ iç sorunla-
rıyla uğraşıyor. ÖzaJ'ın Çankaya
Köşkü'ne çıkışını önJeyemeyen
SHP, yeni yılın ilk ayında yine bir
iç sorunu çözmek için olaganüs-
tü kurultaya hazırlarurken, erken
seçimin kapısını aralamaya ça-
lışıyor.
12 Eylül'ttn yasaklı liderlerin-
den Süieyman Demirel ise ancak
1987 referandumu ile partisinin
başına geçebiliyordu. 1987'de ya-
pılan genel seçimde parlamento-
ya 59 milletvekili sokabilen DYP
için 1990 yılı kongre yılı olacak.
DYP ve Demirel'in de hedcfi, bu
kongre ile partiye yeni bir görü-
nüm kazandırarak erken seçimi
ADI UNUTULAN PARTİLER
12 Eylül'le birlikte başlayan yasaklı ve
partisiz dönem, partilerin kuruluşuna yeni-
den izin verilmesiyle birlikte hareketleniyor-
du. tki üç ay gibi kısa bir süre içinde kuru-
lan partiler şunlar:
Miliiyetçi Demokrasi Partisi: Genel Baş-
kan Turgul Sunalp (Kendini feshetti)
Halkçı Parti: Genel Başkan Necdet Calp
(SODEP ile birleşerek SHP adını aldı)
Anavatan Partisi: Genel Başkan Turgut
Özal
Sosyal Demokrat Parti: Genel Başkan Er-
dal İnonü (HP ile birleşti)
Büyük Türkiye Partisi: Genel Başkan Ali
Fethi Esener (1983'te MGK karan Ue ka-
patıldı)
Doğnı Yol Partisi: Genel Başkan Ahmet
şKuRULTAYA DOĞRU SHP ÖRGÜTLERI
Banko Baykal
Nusret Tuna (Daha sonra partinin başına
Demirel geçti)
Yeni Dogtış Partisi: Genel Başkan Zey-
yat Kocamemi (Kurucuları tarafından fes-
hedildi)
Yiice Görev Partisi: Genel Başkan Baba
Vefa Karatay (Anayasa Mahkemesi'nce hu-
kuki varlığmın sona erdiğine karar verildi)
Refah Partisi: Genel Başkan Ali Türkmen
(Daha sonra partinin başına Erbakan geçti)
Yeni Düzen Partisi: Genel Başkan Vabap
Esendağ
Bizint Parti: Genel Başkan Mithat Cey-
lan (1983'te kurucuları tarafından fes-
hedildi)
Cumhuriyetçi Mubafazakâr Parti: Genel
Başkan Mefamet Pomak (Daha sonra MÇP
olan partinin başına Türkeş geçti)
Bayrak Partisi: Genel Başkan
Yurtöven
Yaşar
Türkiye Huzur Partisi: Genel Başkan Ah-
met Çclebi (1983'te Anayasa Mahkemesi'-
nce kapatıldı)
Fazilet Partisi: Genel Başkan Alpaalan
Demirel
Daha sonra bunlara 1986 ara seçimlerin-
de TV'de propaganda olanağından yararlan-
mak için kurulan ancak bugün adJarı bile
arumsanmayan bazı partiler eklerüyordu.
Bunlardan Büyuk Anadolu Partisi Tnrgnt
Özal'ın damadı Asım Ekren'e hediye edilen
Jaguar otomobili anımsatan davulu delen
Jaguarlı amblemi iie hatırlanıyordu.
sagJamak.
83'lerde sa|da fözler MDP ve
BTP'ye çevrilmişken, 12 Eylül
döneminin Başbakan Yardımcısı
Turgut Özal da sessiz sedasız bu
kesimdeki uçüncü partiyi kurma
hazırlıklarını yürütüyordu. özal,
14 Temmuz 1982'de Başbakan
Yardımcıhğından istifa ettikten
sonra bir süre Side'de dinleniyor
ve politikaya gırmeye de burada
Menmet Keçeciler ve Husnü Do-
fan'ın da aralarında bulunduğu
yakınlannın etkisiyle karar veri-
yordu. Side'den sonra Özal, ABD
gezisine çıkıyor ve burada hazır-
lıklannı tamamlayıp zayıflayarak
kendini yenilemiş bir havada
Türkiye'ye dönerek parti kurma
işine giriyordu.
özal, Cumhurbaşkanı Kenan
Evren ve Konsey üyeleriyle yap-
tığı ilk temaslardan olumlu sonuç
alamıyordu. Ama emekli general
Ali Fethi Esener başkanlıgında
BTP'nin kapatüması, ilk zaman-
larda yüzde 10 barajını aşacagın-
dan bile kuşkulu olan özal'ın
ANAP'ına başa güreşme yolunu
açıyordu. Vetolar özal'ın mora-
lini bO7>ayordu. Ama ANAP da
seçime girmesi engellenen SO-
DEP'in kaderini paylaşmaktan
dönemin ABD eski Dışişleri Ba-
kanı Aleunder Haig'in beklen-
medik Ankara ziyareti sonucun-
da kurtuluyordu.
ANAP'ın önündeki son engel
de Evren'in 6 Kasım 1983 seçim-
leri öncesinde, 4 kasımda televiz-
yonda yaptığı konuşmaydı. Ger-
çi Evren, ANAP'ı eleştiriyordu,
ama sonuçlar açıklandığında bu
konuşmanın ANAP'a yaradığı
ortaya çıkıyordu.
6 kasım secimlerini 25 mart ye-
rel seçimleri, onu iki ayn referan-
dum ve 1987 genel seçimleri izle-
di. Tüm bu oylamalardan başa-
nyla çıkan ANAP'ı 26 Mart 1989
yerel seçimleri, "üzerinden silin-
dir gecmişe çeviriyordu. " ANAP,
bu yenilginin şokunu üzerinden
atamamışken, muhalefet partile-
rioin engelleme çabalanna rağ-
men ANAP Genel Başkanı Tur-
gut özal'ı Cumhurbaşkanlığına
seçiveriyordu. özal Cumhurbaş-
kanı olunca, yerine hiç beklenme-
yen bir isim olan Yıldınm Akbu-
lul geliyor ve parti içi muhalefe-
tin adayı Hasan Cetal Güzei,
"Özal'ın adayı Akbulut" karşı-
sında başanlı olamıyordu.
ANAP'ta şimdi "Akbulut, ne
kadar basanlı olacak ve yeni bir
seçimde ne kadar başanlı
oUcagız" sorulanna yanıt aranı-
yor. 1990 da bu açıdan bakıldı-
ğında ANAP açısından zorlu bir
yıl oiacağa benziyor. tl ve ilçe
kongrelerine başlayarak buralar-
dan hız almaya çalısan ANAP yö-
neticileri, 1990'da bir ara seçim-
den bile uzak durmaya çalışıyor.
Muhalefet partileri ise 1990'ı
ANAP'ın önüne bir sandık koya-
rak geçirmeye çalısıyordu. Bura-
da ANAP'ın hedefi ise 199O'ı se-
çimsiz atlatarak 1991'i de iktidar-
dayakalamak. 1991'de ise Özal'-
ın hem vatandaşlardan hem de
ANAP'lılardan kendi programı-
nı uygulamak için istediği 1.5 yıl-
lık süre doluyor. ANAP'ın göz-
ledigı seçim yılı 1991, ama baka-
lun oraya ulaşması mümkün ola-
cak mı?
GUNLERIN KOPUGU
AHMETTAN
2000 Yılı Sevinci
Gazeteciliğin 'baştan çıkarıcı' yanı aynı gün hem
cumhurbaşkanıyla konuşabilmek hem de çöpçü
ile sohbet etmek. Önceki gün cumhurbaşkanının
söyleşi masasında oturup onun 2000'li yılı
Türkiyesi'ne nasıl baktığını gördükten birkaç saat
sonra sokaktaki bir çöpçü ile aynı konuyu
görüştük. Cumhurbaşkanı Özal'ın 2000 yılı için
çizdiği tablo Gaziosmanpaşa'da belediye temizlik
işçisi Mustafa'nınkine pek uymuyordu.
ANKARA — "2000 yılı sevinci" diye bir olgu var mı?
Paris'in kalbi, Beaubourg Sanat Merkezi'nin önünde
göz kırpıp duran ışıltılı rakamlara bakılırsa var:
31104527.
Rakam dizisinin sonundaki sayı her saniye küçülüyor:
527... 526... 525... 524...
Küçüierî, azalan "saniyeler" 2000 yılına kaç saniye
kaldığını gösteriyor. Çünkü ışıklı rakam dizisi 2000 yılı
için saniye takvimi.
Eriyip giden rakamlarla insanlığın 2000 yılını kucak-
lama koşusunun kronometresi tutuluyor.
En soldaki sayıiar öyiesine hareketsiz ve donuk ki bu-
nu en sağdakilerin değişkenliği, aceleciliği daha da göz-
ler önûne seriyor.
Eriyen saniyeler
Damla damla eriyen saniyeler 2000 yılına, dün gece
yarısından beri 10 yıldan daha az bir zaman kaldığını
ortaya koyuyor.
İnsan yasamında "10'lu yıllann" sayısı 10 bile değil.
10'lu yıllann insanlar için önemi en çok buradan
geliyor.
Devletlerin yasamında da 10'lu yıllar önemli. Özellik-
le bizimki gibi yaşı kimi vatandaşlannınkinden daha kü-
çük olan ülkeler, cumhuriyetler için.
"Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan" diye şar-
kılar söyleyerek düşülen yolda Türkiye yedinci 10 yılın
içinde.
2000 yılı koşusu tamamlandığında "15 milyon
gençle" başlanan yarışta sayımız 70 milyona ulaşacak.
Bu ötekı yarışmacılan (Örneğin Avrupa Topluluğu üye-
lerini) fazla hoşnut etmiyor. Geçen ay açıkladıkları ra-
porlarında bunu açıkça söylediler.
Ancak şu anda devletin en başındaki yetkiliye göre
yarışmacı sayımız "iftiharlık" bir durum.
Her yıl 1 milyon bebekle kulvariarı doldurmayı sürdür-
düğüne göre milletimiz için de öyle.
Çöpçü ile sohbet
Gazeteciliğin "dayanılmaz hafifliği" aynı gün hem
Cumhurbaşkanı'yla konuşabilmek hem de bir çöpçü ile
sohbet etmekte. Önceki gün Cumhurbaşkanı'nın söy-
leşi masasında oturup onun 2000 yılı Türkiyesi'ne na-
sıl baktığını gördükten birkaç saat sonra sokaktaki bir
çöpçü ile aynı konuyu görüştük. Cumhurbaşkanı Özal'ın
2000 yılı için çizdiği genel tablo Gaziosmanpaşa'da te-
mizlik işçisi Mustafc'nınkine pek uymuyordu.
Özal, Türkiye'nin, Avrupa'nın güneydoğusunda bir ye-
ni Avrupa ülkesi olacağına inancını anlatırken, Musta-
fa böyle bir ülkenin vatandaşı olma düşünü bile kura-
mıyordu:
"Dört çocuk, 237 bin lira maaş. 10 yıl sonra bu maaş
artsa ne olacak? Bütün hesap, çocuklar büyüyecek, el-
lerı iş tutacak."
Cumhurbaşkanı verdiği rakamlarla toplumsal büyük-
lükleri ortaya koyuyor. Temizlik işçisi ise toplumsai he-
saplaria ilgili değil. Varsa yoksa çocuklara ekmek parası.
Cumhurbaşkanı'nın gösterdiği hedef "toplam
rakamlar" yerine, bireylerin bütçelerine girecek para
olması gerek. Buna adaletli gelir dağılımı da deniyor.
Yoksa 2000 yılı koşusu Türk yarışmacılar için fazla he-
yecanlı olmayacak.
Türk yurttaşları için 2000 yıl bilinci nasıl oluşabilir
Herhalde 2000 yılının onlar için parlak bireysel gele-
cek anlamına gelmesi, getirılmesiyle...
Siyasetçılerin hedefi her yurttaş için 2000 yılını büyük
bir aydınlık haline dönüştürmek olmalıdır.
Bugün başlayan 20. yüzyılın son 10 yılının okurları-
mıza "büyüyen sevinçler" getirmesi dileğiyle...
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — SHP II Başkanı
Yusuf Oztop, yönetim kurulu üye-
leri Tuncay Ercenk, Mustafa Er-
dönmez, panililerden 27 Mayıs ih-
tilalcilerınden Önder Aydıaiı ve
Alun Önen ile Gazeteciler Cemi-
yeti'nin basın merkezinde "ktnd-
taya doğrn" konuşurken Deniz
Baykal'ın TBMM'deki bütçe gö-
rüşmeleri sırasındaki konuşması-
nın "tahlili" yapılıyordu asunda.
Herkes "Banko Baykal" derken
öztop, "SHP içindeki çalkanblar
da böylece bitti artık" diyerek ra-
hatlığını dıle getıriyordu.
"KuTuitayla parti güçtenmiş ha-
le gelecektir. Tüziık degişiküği
önerilerimiz de olacak" diye ko-
SHP^NİN KOTASrNA
NE DİYORLAR?
Isteyen kadının önünde
hiçbir engel yoktur'
Leyla Yeaday f
(ANAP tstanbui MilletvekUi) —
Kadırüan erkekJerden ayncalıklı
görmüyorum. Bizim cemiyeti-
mizde demokratik anlayışımız
gereği kadın ve erkek eşittir. Bu
nedenle kadıniann ayn hak ta-
lebine aklım ermiyor. Gerçek
şudur: Kadınlarımız siyasete
fazla ehemmiyet vermiyor. Ge-
reken ehemmiyeti verseler ve ça-
lışsalar istedikleri, hak ettikleri
yerlere gelirler. Örneğin Thatc-
her gençlik kollarından siyase-
te başlamış ve bugün Ingiltere'-
nin başbakanı olmuştur. Hem
de özel bir hak talep etmeden.
Ben de 40 yıldır siyasetin için-
deyim. Demokrat Parti, Adalet
Partisi, nihayet ANAP'ın kunı-
cu üyeliği... O nedenie bunu
soyleme hakkını kendimde bu-
luyorum. Kadınlar önce siyase-
Köşeoglu Bizim
cemiyetimizde demokratik
anlayışımız gereği kadın ve
erkek eşittir. Bu nedenle
kadınların ayn hak talebine
aklım ermiyor. Kadınlarımız
siyasete fazla ehemmiyet
vermiyor.
te ehemmiyet versin. Siyasete
atılan kadınların karşılaştıklan-
nı söyledikleri engeUer konusun-
da da aynı düşünmüyorum. Bu
ciddi bir savunma değil. Bu ül-
kede meyhanelerde yapılan siya-
setin nereye gittigj geçmişteki
ömeklerde görülmuştür. Benim
özellikle genç kızlanmızdan ri-
cam, evde oturup kendilerine
hak verilmesini bekleyecekleri-
ne, partilere Uye olup yılmadan
çalışmalarıdır. Eğer halka iner,
kendilerini tanıtır ve onların so-
runlannı dile getirirlerse halk da
onları seçer. Tekrar sdylemek is-
tiyorum: Çahşan ve gercekten
bir yerlere gelmek isteyen kadın-
ların önünde hiçbir engel
yoktur.
StRBCEK
nuşmasını sürdüren Yusuf öztop,
16 kişilik kurultay delegeleri ara-
sında Baykal'a karşı çıkan kimse-
nin olmadığını belirtiyordu.
Antalya'da "oybirliği'' gözükür-
ken, Genel Başkan Erdal lnönü-
nün hazıriayacağı listenin de
"dengeli" olacağı ve kimsenin iti-
raz edenıeveceği beklentisi ağır ba-
sıyor. "Tlerin ihracı" konusu da
öztop'a göre kapanmıştır artık.
Tuncay Ercenk, araya girerek ko-
nujuyon
"Evet, SHP güçleniyor tekrar.
7 milletvekilinin cezası ağır oldu
fakat bir ceza verilmdiydi. Parti-
lerde disiplin esastır, cezasız kalı-
•amazdı. Ama agır oldu tabü ki."
Aritalya delegeleri arasında par-
ti içindeki yönetimsel ayrıhklar-
dan dolayı parti yönetimirü eleş-
tirenler, şimdi bundan vazgectiler.
AU thsan Yalçm ve Malik Giinal,
bu yöndeki soruya, "Baykal aynl-
sm demiyomz. Türkiye de politi-
kacı kolay yetişmiyor. Biz eleştir-
dik, eleştiriyonız ama buna yap-
mazsak politikacının yanlı^ yap-
nuısını öaieytmeyiz. Bunu yapma-
mız gerek, biz yapmazsak hayat
bu politikacılan tasfiye edecektir
zatea'
1
diye yanıt veriyorlar. Ali
thsan Yalçın, "KurulUy'da tüzük
degişikltginin yapdmasını, anüde-
mokratik aygulamalann kaidınl-
masını istiyonu. Partide halkçütk
ve devrimcüik ilkeieriııin geriye çe-
kildigi görülüyor. Knrultayda 6
okun temel göriisune döndüğunü
göriirsek ve bunu destekleyen. sa-
vunan kimse, onu destekleriz. Po-
litika acımasızdır. Y'anlış varsa
îuerine gideriz" derken, 26 Mart
Belediye Başkanı adayı olan Ma-
lik Giinal da partiiçi birliğin sağ-
lanması gerektiğini, dengenin
oluşmasıru istediklerini belirterek,
"Baykal degişmez, aykın sesler de
çıknaz. Tüziık degtşikligi ile dü-
şiaceierin degisecegini sanmıyo-
rnm. Kurultayda da genel başkan
etkili olacaktır" diyor.
SÜRECEK
"Eğer, yeni yıl
birpazartesigünü başlarsa...
"Bu, barış ve mutluluğun işareti sayıhr.
Oytl, çocuklar çoğalır, ticaret canlamr,
bolyağış olur, tanmda verimyükselir...
Denizlerde çok iri balıklar görülür."
12. yüzyılaait bir astronomi kitabından.
Yeni yılda
sağlık, mutluluk
vegüzellik dolsun eviniz...
VAKKO