26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1OCAK199Ö HABERLER CUMHURİYET/U ' 8 0 ' L E R D E N ' 9 0 ' L A R A S I Y A S E T DarbelL, bol seçimli 10 yıl12 EylOl'den siyasi partilerin kuruluşuna izin verildiği tarihe kadar eski parlamentonun dört li- deri zorunlu oiarak farkb çalışma biçimleri yaratıyorlardı. AP Ge- nel Başkanı Soleyman Dcmird ve CHP Genel Başkanı Biiienl Ece- vit, Hamzakoy'da MSP GeneJ Başkanı Necotettin Erbakaa ise Uzunada'da zorunlu ikâmete alınmışlardı. MHP Genel Başka- nı Türkes, iki gün bir evde sak- landıktan sonra 14 eylülde askeri yönetime teslim oluyor ve o da Uzunada'ya gönderiliyordu. Büicnt Ecevit iie Stilevnaa De- mird, 12 EylüJ'den bir ay sonra Ankara'ya dönerierken, Erbakan ve Türkeş için uzun bir yargılama süreci başlıyordu. Erbakan top- lam bir yü, Türkeş ise 4,5 yıl ha- pis yatıyor, siyaset ise yer altına iaiyordu. Eski liderlerin içinde en aktifî Suleyman Demirel'di. Demirel'in Güniz Sokak'taki evi yurdun her köşesinden gden vatandaşlarla dolup taşarken, Bütcol Eccvit, farklı bir yol çiziyor ve CHP Ge- nel Başkanlığı'ndan ayrüıyor, is- tifasını açıklıyordu. Ecevit'in is- tifasından sonra CHP kadrolan ile ilişkisi giderek koparken, De- mirel, AP örgütünü ayakta tut- maya çalışıyor, bunda da başan- lı oluyordu. 1983 ilkbahannda siyaset, ya- vas yavaş su yüzune çıkrnaya bas- lıyor, parti kurma hazırhklan baş- lıyordu. Milli Güvenlik Konseyi ve Cumhurbaşkanı Evren'in par- tilerle ilgili görüşü ise "Az parti kunılmalı, seçimdea sonra koabs- yoa ohnamalı" şeklindeydi. Başbakanlık binası, siyasetin en yoğun biçimiyle sürdürüldüfü odaklardan biriydi. Dûnemin Başbakanı Bulend Ulusu, "AUrörkçi" bir parti kurulma- sı için temaslarını sürdttrürkeu, eski Başbakan Yarduncısı Turgut özal politikaya soyunuyor, Baş- bakanlık Müştesan Necdet Calp, kapatılan CHP mirasının üzerine oturabilecek bir parti için kolları sıvıyordu. Ulusu ve Demirel, ayn tellerden çalınca yollar aynlıyor, Ulusu'- nun kurmayı düşlediğı "Cnmfcn- riyetci Parti" suya dUşUyordu. Ulusu'nun parti kurma çalışma- ları sonuçsuz kalınca, askeri yö- netim sağda bir parti oluşumu için emekli orgeneral Turgut Sunalp'ı devreye sokuyordu. Ankara'daki orduevinde parti kurma çalışma- larını sürdüren Sunalp Paşa, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile de "tam bir mulabakat" saglıyor- du. SunaJp'a göre kuracağı par- ti, "iktidara mecbar" bir partiydi. Siyasi partilerin kuruluşuna izin veriünesiyle birlikte, 16 Mayıs 1983'te kuruluş dilekçesini tçişleri Bakanlığj'na veren ilk parti de Su- nalp Paşa'mn partisi Milliyetçi Demokrasi Partisi oluyordu. Su- naJp Paşa'nın "iktidar" hayalle- ri, Milli Güvenlik Konseyi'nin MDP'li 74 milletvekUi adayını ve- to etmesi üzerine biraz sarsılıyor- du ama, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in seçimlere iki gün kala TV'den yaptığı tarihi konuşması ile umutlar yine yükseliyordu. Solda partileşme girişimleri ise tsmet Paşa'nın iki yakını, ogJu HAMZAKOY'DA ZORUNLU İKÂMET — 12 Eylöl'den sonra Bülcat Ecevit ve Süleyman Demirel, Hamzakoy'da zorunlo iklmete alındılar. İki lider buradan bir ay sonra Ankara'ya getirildiler. Prof. ErdaJ IDODÜ ve eski özd ka- lem müdüru Necdet Calp tarafın- dan ayn ayn ytlrütülüyordu. Bü- lend Ulusu'nun Başbakanlık Mus- teşan olan Calp, 12 Eylül yönetı- miyle uyum içinde olrnası ile de tanınıyordu. Bu arada eski CHP'liler de bazı girişimlerde bu- lunuyordu. Eski CHP'liler, daha sonra "bayrafı" Inönü'ye teslim ediyor ve 42 kişi ile birlikte SO- DEP'i kuruyordu. SODEP'ten iki gün önce Halkçı Parti'yi kuran Necdet Calp'in umutları bu geliş- me ile biraz kınlmıştı. Ancak, ve- tolar Calp'in imdadına yeti- şiyordu. Halkçı Parti'nin "navazaa partisi" görüntüsü tasunası, SO- DEP'e olan ilgiyi arttırıyordu. SODEP'i seçimlere sokmak iste- meyen ya da kontrolü altında tu- tamayacağını gören askeri yöne- tirn, bu partiye arka arkaya veto- lar yöneltiyordu. Bir keresinde partinin 21 kurucu üyesi birden MGK tarafından veto edildi. Ve- to edüenler arasında partinin ge- nel Başkanı Erdal tnönu de var- dı. Bir keresinde Ataturk'ün ol- dukça yaslı bir yaveri SODEP'e kurucu üye oluyor, ama o da Konseyin veto darbesini yiyordu. Böylece SODEP devre dışı bıra- kılırken, meydan Calp'in HP'si- ne kalıyordu. Böylece Calp, 6 ka- sım seçimlerinden 117 milletveki- liyle ikinci parti oiarak çıkıyordu. CHP'nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, askeri yönetimin koşullandınnalan altında partileş- menin mümkün olmayacağını sa- vunuyor ve bu konudaki girişim- lere karşı çıkıyordu. Ecevit'in par- tisi çok sonralan eşi Rakşan Ece- vit'in başkanlığında kuruiuyordu. Güvercin amblemli DSP'nin ku- ruluşundan hemen önce soldaki iki rakip parti HP ve SODEP bir- leşiyordu. Birleşmeyi, Calp'in ye- rine HP Genel Başkanı olan Ay- dın Cüven Gürkan ile yeniden SODEP Genel Başkaıüığı koltu- ğuna oturan tnönü gerçekleştiri- yordu. SHP adıru alan birleşik partinin ilk genel başkanı Gürkan oluyordu. tlk SHP kongresinde ise Inönü genel başkanlıga getiri- liyordu. Oluşumundan bu yana içinde- ki tartışmalar sona ermeyen SHP'de arka arkaya yapılan ku- rultaylar sonunda yeniden bir ay- rılma yaşandı. 12 Eylül partilerin- den Calp'in HP'si tarihe karışır- ken, SHP'nin kurucu Genel Baş- kanı Aydın Güven Gürkan da 1989'un sonuna doğru partiden istifa etti. 1990'lara girerken ana muhale- fet partisi SHP, hâlâ iç sorunla- rıyla uğraşıyor. ÖzaJ'ın Çankaya Köşkü'ne çıkışını önJeyemeyen SHP, yeni yılın ilk ayında yine bir iç sorunu çözmek için olaganüs- tü kurultaya hazırlarurken, erken seçimin kapısını aralamaya ça- lışıyor. 12 Eylül'ttn yasaklı liderlerin- den Süieyman Demirel ise ancak 1987 referandumu ile partisinin başına geçebiliyordu. 1987'de ya- pılan genel seçimde parlamento- ya 59 milletvekili sokabilen DYP için 1990 yılı kongre yılı olacak. DYP ve Demirel'in de hedcfi, bu kongre ile partiye yeni bir görü- nüm kazandırarak erken seçimi ADI UNUTULAN PARTİLER 12 Eylül'le birlikte başlayan yasaklı ve partisiz dönem, partilerin kuruluşuna yeni- den izin verilmesiyle birlikte hareketleniyor- du. tki üç ay gibi kısa bir süre içinde kuru- lan partiler şunlar: Miliiyetçi Demokrasi Partisi: Genel Baş- kan Turgul Sunalp (Kendini feshetti) Halkçı Parti: Genel Başkan Necdet Calp (SODEP ile birleşerek SHP adını aldı) Anavatan Partisi: Genel Başkan Turgut Özal Sosyal Demokrat Parti: Genel Başkan Er- dal İnonü (HP ile birleşti) Büyük Türkiye Partisi: Genel Başkan Ali Fethi Esener (1983'te MGK karan Ue ka- patıldı) Doğnı Yol Partisi: Genel Başkan Ahmet şKuRULTAYA DOĞRU SHP ÖRGÜTLERI Banko Baykal Nusret Tuna (Daha sonra partinin başına Demirel geçti) Yeni Dogtış Partisi: Genel Başkan Zey- yat Kocamemi (Kurucuları tarafından fes- hedildi) Yiice Görev Partisi: Genel Başkan Baba Vefa Karatay (Anayasa Mahkemesi'nce hu- kuki varlığmın sona erdiğine karar verildi) Refah Partisi: Genel Başkan Ali Türkmen (Daha sonra partinin başına Erbakan geçti) Yeni Düzen Partisi: Genel Başkan Vabap Esendağ Bizint Parti: Genel Başkan Mithat Cey- lan (1983'te kurucuları tarafından fes- hedildi) Cumhuriyetçi Mubafazakâr Parti: Genel Başkan Mefamet Pomak (Daha sonra MÇP olan partinin başına Türkeş geçti) Bayrak Partisi: Genel Başkan Yurtöven Yaşar Türkiye Huzur Partisi: Genel Başkan Ah- met Çclebi (1983'te Anayasa Mahkemesi'- nce kapatıldı) Fazilet Partisi: Genel Başkan Alpaalan Demirel Daha sonra bunlara 1986 ara seçimlerin- de TV'de propaganda olanağından yararlan- mak için kurulan ancak bugün adJarı bile arumsanmayan bazı partiler eklerüyordu. Bunlardan Büyuk Anadolu Partisi Tnrgnt Özal'ın damadı Asım Ekren'e hediye edilen Jaguar otomobili anımsatan davulu delen Jaguarlı amblemi iie hatırlanıyordu. sagJamak. 83'lerde sa|da fözler MDP ve BTP'ye çevrilmişken, 12 Eylül döneminin Başbakan Yardımcısı Turgut Özal da sessiz sedasız bu kesimdeki uçüncü partiyi kurma hazırlıklarını yürütüyordu. özal, 14 Temmuz 1982'de Başbakan Yardımcıhğından istifa ettikten sonra bir süre Side'de dinleniyor ve politikaya gırmeye de burada Menmet Keçeciler ve Husnü Do- fan'ın da aralarında bulunduğu yakınlannın etkisiyle karar veri- yordu. Side'den sonra Özal, ABD gezisine çıkıyor ve burada hazır- lıklannı tamamlayıp zayıflayarak kendini yenilemiş bir havada Türkiye'ye dönerek parti kurma işine giriyordu. özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Konsey üyeleriyle yap- tığı ilk temaslardan olumlu sonuç alamıyordu. Ama emekli general Ali Fethi Esener başkanlıgında BTP'nin kapatüması, ilk zaman- larda yüzde 10 barajını aşacagın- dan bile kuşkulu olan özal'ın ANAP'ına başa güreşme yolunu açıyordu. Vetolar özal'ın mora- lini bO7>ayordu. Ama ANAP da seçime girmesi engellenen SO- DEP'in kaderini paylaşmaktan dönemin ABD eski Dışişleri Ba- kanı Aleunder Haig'in beklen- medik Ankara ziyareti sonucun- da kurtuluyordu. ANAP'ın önündeki son engel de Evren'in 6 Kasım 1983 seçim- leri öncesinde, 4 kasımda televiz- yonda yaptığı konuşmaydı. Ger- çi Evren, ANAP'ı eleştiriyordu, ama sonuçlar açıklandığında bu konuşmanın ANAP'a yaradığı ortaya çıkıyordu. 6 kasım secimlerini 25 mart ye- rel seçimleri, onu iki ayn referan- dum ve 1987 genel seçimleri izle- di. Tüm bu oylamalardan başa- nyla çıkan ANAP'ı 26 Mart 1989 yerel seçimleri, "üzerinden silin- dir gecmişe çeviriyordu. " ANAP, bu yenilginin şokunu üzerinden atamamışken, muhalefet partile- rioin engelleme çabalanna rağ- men ANAP Genel Başkanı Tur- gut özal'ı Cumhurbaşkanlığına seçiveriyordu. özal Cumhurbaş- kanı olunca, yerine hiç beklenme- yen bir isim olan Yıldınm Akbu- lul geliyor ve parti içi muhalefe- tin adayı Hasan Cetal Güzei, "Özal'ın adayı Akbulut" karşı- sında başanlı olamıyordu. ANAP'ta şimdi "Akbulut, ne kadar basanlı olacak ve yeni bir seçimde ne kadar başanlı oUcagız" sorulanna yanıt aranı- yor. 1990 da bu açıdan bakıldı- ğında ANAP açısından zorlu bir yıl oiacağa benziyor. tl ve ilçe kongrelerine başlayarak buralar- dan hız almaya çalısan ANAP yö- neticileri, 1990'da bir ara seçim- den bile uzak durmaya çalışıyor. Muhalefet partileri ise 1990'ı ANAP'ın önüne bir sandık koya- rak geçirmeye çalısıyordu. Bura- da ANAP'ın hedefi ise 199O'ı se- çimsiz atlatarak 1991'i de iktidar- dayakalamak. 1991'de ise Özal'- ın hem vatandaşlardan hem de ANAP'lılardan kendi programı- nı uygulamak için istediği 1.5 yıl- lık süre doluyor. ANAP'ın göz- ledigı seçim yılı 1991, ama baka- lun oraya ulaşması mümkün ola- cak mı? GUNLERIN KOPUGU AHMETTAN 2000 Yılı Sevinci Gazeteciliğin 'baştan çıkarıcı' yanı aynı gün hem cumhurbaşkanıyla konuşabilmek hem de çöpçü ile sohbet etmek. Önceki gün cumhurbaşkanının söyleşi masasında oturup onun 2000'li yılı Türkiyesi'ne nasıl baktığını gördükten birkaç saat sonra sokaktaki bir çöpçü ile aynı konuyu görüştük. Cumhurbaşkanı Özal'ın 2000 yılı için çizdiği tablo Gaziosmanpaşa'da belediye temizlik işçisi Mustafa'nınkine pek uymuyordu. ANKARA — "2000 yılı sevinci" diye bir olgu var mı? Paris'in kalbi, Beaubourg Sanat Merkezi'nin önünde göz kırpıp duran ışıltılı rakamlara bakılırsa var: 31104527. Rakam dizisinin sonundaki sayı her saniye küçülüyor: 527... 526... 525... 524... Küçüierî, azalan "saniyeler" 2000 yılına kaç saniye kaldığını gösteriyor. Çünkü ışıklı rakam dizisi 2000 yılı için saniye takvimi. Eriyip giden rakamlarla insanlığın 2000 yılını kucak- lama koşusunun kronometresi tutuluyor. En soldaki sayıiar öyiesine hareketsiz ve donuk ki bu- nu en sağdakilerin değişkenliği, aceleciliği daha da göz- ler önûne seriyor. Eriyen saniyeler Damla damla eriyen saniyeler 2000 yılına, dün gece yarısından beri 10 yıldan daha az bir zaman kaldığını ortaya koyuyor. İnsan yasamında "10'lu yıllann" sayısı 10 bile değil. 10'lu yıllann insanlar için önemi en çok buradan geliyor. Devletlerin yasamında da 10'lu yıllar önemli. Özellik- le bizimki gibi yaşı kimi vatandaşlannınkinden daha kü- çük olan ülkeler, cumhuriyetler için. "Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan" diye şar- kılar söyleyerek düşülen yolda Türkiye yedinci 10 yılın içinde. 2000 yılı koşusu tamamlandığında "15 milyon gençle" başlanan yarışta sayımız 70 milyona ulaşacak. Bu ötekı yarışmacılan (Örneğin Avrupa Topluluğu üye- lerini) fazla hoşnut etmiyor. Geçen ay açıkladıkları ra- porlarında bunu açıkça söylediler. Ancak şu anda devletin en başındaki yetkiliye göre yarışmacı sayımız "iftiharlık" bir durum. Her yıl 1 milyon bebekle kulvariarı doldurmayı sürdür- düğüne göre milletimiz için de öyle. Çöpçü ile sohbet Gazeteciliğin "dayanılmaz hafifliği" aynı gün hem Cumhurbaşkanı'yla konuşabilmek hem de bir çöpçü ile sohbet etmekte. Önceki gün Cumhurbaşkanı'nın söy- leşi masasında oturup onun 2000 yılı Türkiyesi'ne na- sıl baktığını gördükten birkaç saat sonra sokaktaki bir çöpçü ile aynı konuyu görüştük. Cumhurbaşkanı Özal'ın 2000 yılı için çizdiği genel tablo Gaziosmanpaşa'da te- mizlik işçisi Mustafc'nınkine pek uymuyordu. Özal, Türkiye'nin, Avrupa'nın güneydoğusunda bir ye- ni Avrupa ülkesi olacağına inancını anlatırken, Musta- fa böyle bir ülkenin vatandaşı olma düşünü bile kura- mıyordu: "Dört çocuk, 237 bin lira maaş. 10 yıl sonra bu maaş artsa ne olacak? Bütün hesap, çocuklar büyüyecek, el- lerı iş tutacak." Cumhurbaşkanı verdiği rakamlarla toplumsal büyük- lükleri ortaya koyuyor. Temizlik işçisi ise toplumsai he- saplaria ilgili değil. Varsa yoksa çocuklara ekmek parası. Cumhurbaşkanı'nın gösterdiği hedef "toplam rakamlar" yerine, bireylerin bütçelerine girecek para olması gerek. Buna adaletli gelir dağılımı da deniyor. Yoksa 2000 yılı koşusu Türk yarışmacılar için fazla he- yecanlı olmayacak. Türk yurttaşları için 2000 yıl bilinci nasıl oluşabilir Herhalde 2000 yılının onlar için parlak bireysel gele- cek anlamına gelmesi, getirılmesiyle... Siyasetçılerin hedefi her yurttaş için 2000 yılını büyük bir aydınlık haline dönüştürmek olmalıdır. Bugün başlayan 20. yüzyılın son 10 yılının okurları- mıza "büyüyen sevinçler" getirmesi dileğiyle... BÜLENT ECEVİT ANTALYA — SHP II Başkanı Yusuf Oztop, yönetim kurulu üye- leri Tuncay Ercenk, Mustafa Er- dönmez, panililerden 27 Mayıs ih- tilalcilerınden Önder Aydıaiı ve Alun Önen ile Gazeteciler Cemi- yeti'nin basın merkezinde "ktnd- taya doğrn" konuşurken Deniz Baykal'ın TBMM'deki bütçe gö- rüşmeleri sırasındaki konuşması- nın "tahlili" yapılıyordu asunda. Herkes "Banko Baykal" derken öztop, "SHP içindeki çalkanblar da böylece bitti artık" diyerek ra- hatlığını dıle getıriyordu. "KuTuitayla parti güçtenmiş ha- le gelecektir. Tüziık degişiküği önerilerimiz de olacak" diye ko- SHP^NİN KOTASrNA NE DİYORLAR? Isteyen kadının önünde hiçbir engel yoktur' Leyla Yeaday f (ANAP tstanbui MilletvekUi) — Kadırüan erkekJerden ayncalıklı görmüyorum. Bizim cemiyeti- mizde demokratik anlayışımız gereği kadın ve erkek eşittir. Bu nedenle kadıniann ayn hak ta- lebine aklım ermiyor. Gerçek şudur: Kadınlarımız siyasete fazla ehemmiyet vermiyor. Ge- reken ehemmiyeti verseler ve ça- lışsalar istedikleri, hak ettikleri yerlere gelirler. Örneğin Thatc- her gençlik kollarından siyase- te başlamış ve bugün Ingiltere'- nin başbakanı olmuştur. Hem de özel bir hak talep etmeden. Ben de 40 yıldır siyasetin için- deyim. Demokrat Parti, Adalet Partisi, nihayet ANAP'ın kunı- cu üyeliği... O nedenie bunu soyleme hakkını kendimde bu- luyorum. Kadınlar önce siyase- Köşeoglu Bizim cemiyetimizde demokratik anlayışımız gereği kadın ve erkek eşittir. Bu nedenle kadınların ayn hak talebine aklım ermiyor. Kadınlarımız siyasete fazla ehemmiyet vermiyor. te ehemmiyet versin. Siyasete atılan kadınların karşılaştıklan- nı söyledikleri engeUer konusun- da da aynı düşünmüyorum. Bu ciddi bir savunma değil. Bu ül- kede meyhanelerde yapılan siya- setin nereye gittigj geçmişteki ömeklerde görülmuştür. Benim özellikle genç kızlanmızdan ri- cam, evde oturup kendilerine hak verilmesini bekleyecekleri- ne, partilere Uye olup yılmadan çalışmalarıdır. Eğer halka iner, kendilerini tanıtır ve onların so- runlannı dile getirirlerse halk da onları seçer. Tekrar sdylemek is- tiyorum: Çahşan ve gercekten bir yerlere gelmek isteyen kadın- ların önünde hiçbir engel yoktur. StRBCEK nuşmasını sürdüren Yusuf öztop, 16 kişilik kurultay delegeleri ara- sında Baykal'a karşı çıkan kimse- nin olmadığını belirtiyordu. Antalya'da "oybirliği'' gözükür- ken, Genel Başkan Erdal lnönü- nün hazıriayacağı listenin de "dengeli" olacağı ve kimsenin iti- raz edenıeveceği beklentisi ağır ba- sıyor. "Tlerin ihracı" konusu da öztop'a göre kapanmıştır artık. Tuncay Ercenk, araya girerek ko- nujuyon "Evet, SHP güçleniyor tekrar. 7 milletvekilinin cezası ağır oldu fakat bir ceza verilmdiydi. Parti- lerde disiplin esastır, cezasız kalı- •amazdı. Ama agır oldu tabü ki." Aritalya delegeleri arasında par- ti içindeki yönetimsel ayrıhklar- dan dolayı parti yönetimirü eleş- tirenler, şimdi bundan vazgectiler. AU thsan Yalçm ve Malik Giinal, bu yöndeki soruya, "Baykal aynl- sm demiyomz. Türkiye de politi- kacı kolay yetişmiyor. Biz eleştir- dik, eleştiriyonız ama buna yap- mazsak politikacının yanlı^ yap- nuısını öaieytmeyiz. Bunu yapma- mız gerek, biz yapmazsak hayat bu politikacılan tasfiye edecektir zatea' 1 diye yanıt veriyorlar. Ali thsan Yalçın, "KurulUy'da tüzük degişikltginin yapdmasını, anüde- mokratik aygulamalann kaidınl- masını istiyonu. Partide halkçütk ve devrimcüik ilkeieriııin geriye çe- kildigi görülüyor. Knrultayda 6 okun temel göriisune döndüğunü göriirsek ve bunu destekleyen. sa- vunan kimse, onu destekleriz. Po- litika acımasızdır. Y'anlış varsa îuerine gideriz" derken, 26 Mart Belediye Başkanı adayı olan Ma- lik Giinal da partiiçi birliğin sağ- lanması gerektiğini, dengenin oluşmasıru istediklerini belirterek, "Baykal degişmez, aykın sesler de çıknaz. Tüziık degtşikligi ile dü- şiaceierin degisecegini sanmıyo- rnm. Kurultayda da genel başkan etkili olacaktır" diyor. SÜRECEK "Eğer, yeni yıl birpazartesigünü başlarsa... "Bu, barış ve mutluluğun işareti sayıhr. Oytl, çocuklar çoğalır, ticaret canlamr, bolyağış olur, tanmda verimyükselir... Denizlerde çok iri balıklar görülür." 12. yüzyılaait bir astronomi kitabından. Yeni yılda sağlık, mutluluk vegüzellik dolsun eviniz... VAKKO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle