25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T MHURİYET/14 3 EYLÜL 1989 Thatcher fotoğrafçıian gözluyor Hep fotoğrafçılar Margaret Thatcher'ı gözleyecek değii ya. ingiltere Başbakanı, Kuşlan Koruma Demeği'nin Londra yakınlarındaki merkezini ziyaret ettiğinde, kuşların resmini çekmeye çabalayan fotoğrafçıları durbünü ile izJedi. • (Fotoğraf: AP) ANKARA (ANKA) Çankaya Belediyesi Psikolojik Danışma Merkezi'ne bağiı Intiharı Önlerae Servisi'ne ağustos ayı içerisinde 26'sı kadın olmak üzere toplam 45 kişi başvurdu. Başvuran 45 kişinin de intihar etmekten vaz geçtiğı bildirildi. Çankaya Belediyesi yetkililerinden edinilen bilgiye göre, ağustos ayı içerisinde tntiharı Önleme Merkezi'ne şahsen 5'i erkek, 3'ü kadın toplam 8 kişi başvurdu. İntihar eğilimli 45 kişinin intihar girişimi şu nedenlerden oluşuyor: "Geçim zorinğu, issidik, duygusal nedenler, bastalık ve kanser korkusu." Çankaya Belediyesi Psikolojik Danışma Merkezi Intiharı Önleme Servisi, Çankaya Belediyesi sınırlan içerisindeki intihar eğiliminin fazla olduğu bölgelerde eyrül ayı içerisinde sosyal, ekonomik durum konulu anket çalışmaları yapacak. 4 5 kişinin iııtilıarı önlendi Türk kaçağın iadesine Atina'dan tepki ATİNA (AA) Yasadışı DevŞol örgütü üyesi Hiiseyin Hami Ozsoraar adlı kaçağın TUrkiye'ye iade edilmesi, Atina'da tepkilere yol açtı. Hükümet sözcüsü Athanasios Kanelopulos, Özsomar'ın 28 ağustosta Meriç nehrini yüzerek Yunan toprakianna geçtiğini, ancak siyasi iltica talebinde bulunmadığını ve iş bulmak için Türkiye'den kaçtığını söylemesi üzerine de 30 ağustosta iade edildiğini söyledi. Buna karşı Yunan basınında verilen haberlerde, Özsomar'ın DevSol örgütü liderlerinden olduğu iddia edildi. Aynı haberlerde söz konusu kaçağın 1979 yılında yakalanarak 25 yıl hapis cezasına çarptınldığı ve ağustos ayı başında da üç arkadaşıyla birlikte hapisten kaçtığı belirtildi. I f a r i r i a fi ' n i n rimfPİPii KdQİMll nill Lib a lideri Uba dığı develer, Libya Büyukelçiliği'nin bahçesinde Kaddafi'nin gelişini bekliyorlar. Yarın başlayacak olan Bağlantısızlar zirvesi için Belgrad'a gidecek olan Albay Kaddafı, Arap küllürunun simgesi olarak, altı tane deveyi, Yugoslavya'ya gönderdi. Develenn gönderilmesinin asıl nedeninin, Albay'ın deve sutune olan düşkünlüğü olduğu söyleniyor. (Fotoğraf: Reuter) OlOTltHİKaddafi'njnBelgrad'ayoila v * Muammer Kolombıya'da, 1985 yılında 23 bın kişiy J n j n ölümune neden olan Nevado Del Ruiz volkanı, yeniden faaliyete geçti. Yetkililer, yanardağın çevresindeki köy ve kasabalarda yaşayan 3 bin kişiyı tahlıye ederlerken, ilgıli birimler "kırmızı alarm"a geçti. Nevado Del Ruiz'in faaJiyeti daha sonra azaJdı ve hükümet, "kırmızı alarm"ı, "turancu alarm"a çevirdi. 5400 metre yüksekliğindeki yanardağın püskurttüğü kül miktarının azalmasına rağmen tahliye edilen kışilerın bir sure daha evlenne dönemeyeceklen kaydedildi. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI Şevket Yılmaz'dan Özal'a telgmf 'Greve çöztim getirin' nomik boyutlannı tehlikeli noktalara getirmesinden endişe etmekteyiz. Aileleriyle birlikte 100 bini aşkın insanın grevinden başkalannın çıkar saglamaya devam etmeleri de tan*iyonu son derece yükseltmektedir. Sayın Özal, taraflan bir araya getirerek yapacağmız kısa bir gö'rüşmeyle gercekler ortaya çıkacak ve katkılannız ile ttlkece daha fazla ekonomik kayıplara meydan verilmeden grev sona erebilecektir. kanı Cemil Çiçek'in önerdiği metodu prensip olarak kabul ettiklerini açıkladı. Ersöz, MESS'in bu metoda göre bulunacak çözüme uyacağını Çiçek'e bildirdiğini belirtti. Istanbul büyükşehir ve Eyüp belediyeleri tarafından Karabük Demir Çelik fabrikaJarında 4 ayı aşkın süredir grevde bulunan işçilere 30 ton gıda maddesi gönde. rildi. Üç kamyon dolusu gıda maddesinin Karabük'e gönderilmesi nedeniyle düzenlenen törende konuşan tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, grevci işçilere yaptıklan yardımın, dayanışmanın en giizel örneği olduğunu da kaydetti. Polonyaidan acı rakamlar (Baftarafı 1. Sayfada) lerine, televizyon ekranında gördükleri garip üçlünün gerçek olup olmadığını sordulaı. Bir serapın varlığı hakkında tereddüde düştüler. Çünkü onlar, daha birkaç hafta öncesine kadar hiç düşünemeyecekleri biçimde, 2. Dünya Savaşı başlangjcının 50. yılı için Gdansk'ta düzenlenen çok önemli devlet töreninde, komünist Cumhurbaşkaru VVojciech Jaruzelski, Dayanışma lideri Lech VValesa ve yine Dayamşma'dan başbakanlığa getirilen Tadeusz Mazoniecki'nin artık Polonya'nın kaderini tayin eden ilk üçlü olarak resmen de sunulduğunu gördüler. Komünist Partisi lideri Rakowski'nin ancak dördüncüplanda kaldığını fark ettiler. Midsyen, liderter arasıııda Ünlü orkestra yönetmeni ve bestecı LeoAsker Curnhurbaşkanı 10 yıl nard Bernsteın, 2. Dünya Savaşı'nın 50. yılı nedeniyle düzenlenen anma konkomünist partisi önderliğini yap sennden sonra AP muhabirinin objektifine Devlet Başkanı Jaruzelski (sağda) mış ve Dayanışma'yı yasaklayan ile Başbakan Mazowieckı arasında poz verdi. 1980 askeri mudahalesini gerçek mek kaygısı. Çünkü Polonya'mn hem Dayanışma'nın kalesi hem de leştirmiş olan kimseydi. VValesa'yı acilen ve en az 10 milyar dolar daIkinci DUnya Savaşı'nın başlangöz hapsine ve Mazowiecki'yi ce ha borç bulması gerekiyor. Kapigıç şehri olan Gdansk'ın seçilmezaevine almış olandı. Oysa Jaru talist dünyanın bir ihtimaJ de olsi, zaman olarak da Polonya tazelsbiVValesaMazovkiecki üçlüsü sa bu kredileri verebilmesi için, rihinin en sembolik günlerinden cuma günü gerçekleşen ve sembo Polonya'da çok radikal bir siyabirisini teşkil eden 1 eylülün seçillik önemi çok fazla olan törende si değişimin olduğuna kanaat gemesi, Jaruzelski'nin işi rastlantıkendilerini kanlı bıçaklı düşman tirmesi şart gözüküyor. Yani Daya bırakmadığını ve son derece lar olarak değil, herhangi bir Ba yanışma, bir anlamda Varşova'hesaplı davrandığını ortaya koyutı demokrasisindeki siyasi bir ko nın güven mektubunu oluşturuyor. aüsyonun üç medeni ortağı olarak yor. Nitekim Lech Walesa'nın Bu arada üzerinde durulması sergilediler. Askerkomünist Ja perşembe günü "Kâğıttan bir şaruzelski hem Polonya hem de bir to kurduk, bu şatonun yıkılma gereken bir başka noktayı da dış Dogu Bloku ülkesinde >ine "ilki" ması için Bati'nın bize yardım et görünümündeki bütün iticiliğe ve gerçekleştirdi. Kendi halkı ve bü mesi gerekiyor" sözleriyle yaptı yaratmış olduğu olumsuz imaja tün dünya televizyonlan önünde ğı çağrı ve Dayanışma liderinin rağmen, General VVojciech JaruDayamşma liderinin Komünist kredi bulmak amacıyla hafta ba zelski'nin siyasi kişiliği oluşturuPartisi önderinden daha önemli şında F. Almanya'ya gerçekleşti yor. önceki günkü konuşmasınpartnerler olarak algılandığım res receği yolculuk, Komünist Parti da yalnız Polonya yurtseverliği temasını işleyen, ülkesinin tkinci mileştirdi. si'nin neden Dayanısma'ya ihtiya Dünya Savaşı sırasmda Hitler AlBu yeni ve umulmadık görü cı oiduğunu çok açık biçimde ser manyasf nın yani sıra Stalin Rusnüm, Jaruzelski ve Komünist Par giliyor. tkinci neden ise iç siyasi yası tarafından da işgal edildiğitisi'nin, Dayanışma ile uzlaşma bünyedeki istikrar faktörü. Daya ni vurgulayan, Nazi kampları ile dan, onun onay ve desteğini alma mşraa'nın Polonya hükümeti için Sovyet "gulag"ı arasında paraleldan artık Polonya'yı yönetemeye de yer alması, Komünist Partisi' lik kuran Jaruzelski'nin, bir Donin önleyemeyeceği ya da ancak ğu Bloku ülkesinde muhalefeti ceği gerçeğinden kaynaklandı. Polonya'da Komünist Partisi' baskıyla sindirebileceği bir halk resmileştiren ve ona başbakanlık nin hemen hemen hiç halk deste hareketinin sınırlanması anlamı görevini veren ilk komünist lider ği yok. Itibarı sıfıra yakın. Bunu na geliyor. Dayamşma'mn bazı oiduğunu da unutmamak gerekisaptamak için uzman olmak ge grevlere karşı çıkması ve "ulusal yor. Diğer bir deyişle, Jaruzelski'rekmiyor. Önceki gün Varşova ve birlikten" söz etmesi de bu var nin 1980 askeri darbesiyle, belki Gdansk'ta tek bir Komünist Par sayımın doğru oiduğunu gösteri kişiliğini feda ederek Polonya'ya ti amblemi, tek bir kızıl bayrak yor. yapılacak muhtemel bir Sovyet yoktu. Mevcut olanlar yalnız mudahalesini önlediğini de düşünÜçüncü neden ise ekonomik. mek şart oluyor. beyazkırmızı Polonya bayraklarıydı. Jaruzelski konuşmasında, Dayanışma'nın, yukandaki dış ve Komünist Partisi'ne tek bir atıf iç siyasi faktörleri kendi lehine çeta bulunmadı. Yine bu iki şehir virerek mevcut iktisadi krizi Kode bizim konuştuğumuz "sokak münist Partisi'nden daha iyi yötaki insan" ise zaten komünist netmesi bir ihtimal oluşturuyor. (Baftarafı 1. Sayfada) partisinden bir "öcii" olarak bah Ama konuştuğumuz herkes, buOynanmakta olan acıklı komesediyor. Bu yargı, devlet kademe nun son derece zor oiduğunu ve diyi dikkatle ve ibretle izleyin lütlerinde yer alan ve hiçbir şekilde kısa bir süre içinde fen, benzerini kolay kolay bula"NomenUarura" olarak adlandı gerçekleşemeyeceğini söylüyor. mazsınız. Yaşanan çelişkilerin rılan ayncalılıklar sınıfımn çok Üstelik, bizzat Dayanışma men çarpıcılıgı karşısında güler misiönemli bir bölümü için de geçer supları da VValesa'nın örgütünün niz, ağlar nusınız onu bilmem, ii. Resmi basın kurumu "Interp gerçek anlamda ekonomik bir ama liberalizm cazgırlannın serress"ın yöneticileri, dün Gdansk' programı olmadığını söylemekten gilediği bu oyun en az Evita kataki bir otel barında rastladığımız kaçmmıyorlar. dar seyre değer. Hem bu adaptasfabrika müdürii, Varşova'da sohtşte bu üç unsur da göz önüne yon da değil, öz be öz kendi mabet ettiğimiz parti uyesi sosyoloji almdığında, General Janızelski' lımız. profesörü, bütün nispi ayrıcalık nin önceki gün neden iki Türkiye'de 8 ağustostan bu yalanna rağmen, Komünist Partisi' "düşmanı" ile en on sırada bera na en fazla hangi ekonomik konin Polonya'ya artık hiçbir alterber oiduğunu açıklayabilmek da nular konuşuluyor? tktidar yağnatif sunamayacağını belirtiyorha kolay, Çünkü Polonya'mn şu cılığına tahsis edilmemiş gazete lar. Yine dün konuştuğumuz sayfalannda bile "devrim", Gdansklı bir Dayanışma yöneti andaki tek çıkış noktası bir "milli "ihtilal" gibi sözcüklerle karşılabütünlük" ruhu oluşturulmasmcisine göre de, parti haziran ayı nan 89 ağustos kararlarıyla ne içinde gizli bir sondaj yaptırtmış. dan geçiyor. Söz konusu "milli yapılmış, ne getirilmiş Türk ekoPartinin serbest seçimler duru bütünlüğun" en görkemli biçim nomisine? munda alacağı oy oranı yüzde 0.7 de sunulabileceği yer olarak ise Birçok malda gümrükler ve it' olarak belirlenmiş;. Yani Polonya halat fonları bir miktar düşürülpartisinin desteği, mikroskopik raüş. Böylece kalitesiz ve pahalı bir nitelik taşıyan Belçika ya da üretim yapan, üretimini arttırmaLüksemburg komünist partileriyan özel sektöre bir ders verileceknin oy oranından biraz daha fazmiş, bol ve ucuz ithalatla tüketila. Oysa Dayamşma ile Komünist ci korunacakmış. Partisi arasındaki "yuvarlak Başka ne yapılmış? "Konvertimasa" toplantısından sonra alıbiliteye geçtik" tantanasını sürnan karar, 1992 yılında ülkede dürmek için kambiyo rejiminde hür seçimlerin yapılmasmı ve devbazı yeni serbestlikler getirilmiş. let ve hükümetin halk iradesinden Dünya âlem bu komik aldatmaçıkacak sonuca göre yeniden be Polonya'da, Başbakan ya inanacak ve Türkiye konvertilirlenmesini öngörüyor. Mazomecki ile görüşen biliteye geçti diye dışarıda itibarı Komünist Parti lideri yükselecekmiş. Halk desteğinden tamamen Rakowski, kendilerine Liberalizm cazgırlannın büyük yoksun bir Komünist Partisi'nin yeni kurulacak kabinede bir tantanayla ortaya attıklan ve Polonya'yı yönetmesi imkânsız. ikiden fazla bakanlık basının da yardımıyla üç haftadan Çünkü ekonomik durum kelimeönerildiğini söyledi. beri kamuoyunun gündeminde nin tam anlamıyla "fecaat". Dış borçlar 40 milyar dolar civannda. VARŞOVA (AA) Polon tutmayı başardıkları "devrimci icraat" bundan ibaret. Yıllık enflasyon yüzde 200. Poya'da Dayanışma liderli|in<k Bu "devrimci icraat"ın koparlonya parası "Zloti" teorik bir bir hükümet kurma çahşmalaanlam taşıyor ve insanlar her şennı sürdüren Başbakan Tade dığı futınayı, bu fırtına içinde parlayan ucuz kahramanlann 'seyi dolar üzerinden hesap ediyor. BSZ Mazowiecki, KomiiniM Resmi kurda 1 dolar1000 zloti. Parti'ye kuracağı kabinede iki çilmiş diktatörlük' heveslerini her "Serbest piyasada" aynı dolar den fazla bakanlık vermeyi ka gün gazete sayfalanndan okuyorsunuz. Bunlan yinelemeye gerek karşılığında 8 bin zloti alınıyor. buj etti. . En kıdemli ustabaşı ayda^OO bin KP GeneLSekreteri Miea yok. zloti, doktor 200 bin zloti, otel Sahi, bir yandan bu "devrimci yslaw Rakovski, Başbakanla hizmetçisi 150 bin zloti kazamyor. yaptıklan görüsmede nihai aii icraat" sürerken diğer yandan Yani gerçek maaşlar 38, 25 ve 19 İaşmaya varamadıklarını, an ekonomi ne âlemde, insanlarımız dolara tekabül ediyor. Böylesi ra cak Mazowiecki'nin önerüerin ne durumda? kamlarla hayatı sürdurmekse "Devrimci icraat" tantanasının den tatmin olduklarını söylemümkün gözükmüyor. di. RaJfOwski, görüşmeyle ilgiîi bütün komikliğiyle sürdüğü üç ayrıntı vermedi. Ancak KP'ye hafta içinde açıklanan çarpıcı raÜç neden ikiden fazla bakanlık öneriidi kamlar ekonominin ve insanlanğini söyledi. Rakovvski, önce rriLZin acıklı halini ortaya koyuBu durumda Dayanışma'nın ki gün yaptığı açıklamada, yor, tablonun dramatik yanını şimdilik başbakanlığı üstlenmesi KP'ye sadece savuama ve içiş sergileyerek büyük çelişkiyi tave ülke yönetimine katılması, hem genel olarak Polonya'nın hem de leri bakanlıklarının önerilme mamlıyor. si durumunda kurulacak hüDtE'nin ilk yan yıl verilerini özel olarak Komünist Partisi'nin kümet le işbirliği yapmayacak kullanarak yaptığı tahmine göre tek çıkış yolunu oluşturuyor. Bu, larını belirtmişti. 1989 yılında milli gelirdeki (Gayri üç ayrı nedenden kaynaklanıyor. Safi Milli Hasıla'daki) reel büyuBirincisi Batı'ya siyasi güven ver G Ö Z L E M U Ğ U R MUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) Başkanlık divanı, Meclisteki siyasi parti gruplannm üye sayısı oranında divana katılmalartnı sağlayacak şekilde kurulur. Kural budur. Bu kurala uyulmazsa, TBMM Başkanlık Divanı anayasal dayanağını yitirir. SHP istanbul Milletvekili Abdullah Baştürk, bu anayasal gerekçeden yoia çıkarak diyor ki: SHP grubu başkanlık divanı seçimlerine katılmazsa başkanlık divanı oluşmaz. Baştürk, SHP Genel Başkanı inönü'ye sunduğu önerisinde ANAP'ın erken seçim karan almasını ve yeni bir seçim yasası hazırlanması için bu yolun zorlanmasını istiyor Buna parlamento çalışmalarında "obstrüksiyon" denir Yani, engelleme. Yasa tasarılarını engellemek için muhalefet partilerinin verdikleri çok sayıda önergeler, parti gruplannm genel kurul salonunu terk etmeleri "obstrüksiyon" örnekleridir. Dünyanın hemen hemen bütün parlamentolannda muhalefet partileri zaman zaman bu yola başvururtar. Konunun anayasa ve içtüzük açısından tartışılması gerekiyor Anayasa, başkanlık divanının partilerinin gücü oranında katılmalarını zorunlu koşul sayıyor. Anayasa, TBMM Başkanlık Divanı için iki devre öngörüyor. Birinci devre iki yıllık, ikinci devre üç yıllık süreyi kapsıyor. İki yıllık birinci devre bitti. Üç yıllık ikinci devreye giriliyor. Bu noktada dönüyoruz, Millet Meclisi içtüzüğüne bakıyoruz. İçtüzük, TBMM başkanlığında "boşalma halinde" en yaşlı başkan vekilinin "geçici başkanlık" yapacağını öngörüyor. Peki başkanlık divanı üyeliklerinde boşalma olursa ne oluyor? Bu durumda "noksan üyetik tamamlanıncaya kadar divanın görev ve yetkisi aynen" devam ediyor. Bu kural ve koşullar iki ve üç yıllık yasama dönemleri ile ilgilidir. Anayasa, süre koyarak, bu görev ve yetkiyi sınırlıyor. İki yıl için seçilen başkanlık divanının üç yıllık yeni devre için "yetkili ve görevli" sayılması için bir kural da söz konusu değildir. Ne anayasa ne içtüzük iki ve üç yıllık iki bölümden oluşan yasama devreleri için "partilerin divana üye vermemeleri" haiini öngörmüyor. İşin ilginç yani, yeni anayasadan sonra yeni Meclis tüzüğünün hazırlanmamış olmasıdır. Bu boşluk ve kargaşa büyük ölçüde 1961 Anayasası'na göre hazırlanan tçtüzüğün 1982 Anayasası ile birlikte uygulanrrtasından kaynaklanıyor. SHP, bu gerekçelere dayanarak böyle bir engelleme yapabtlir. Bu, bitmez tükenmez bir anayasa ve tüzük tartışmasından çok "siyasal özellikleri" ağır basan tavır olur. Muhalefet partileri milletvekilleri Öza/'ın cumhurbaşkanlığını engellemek için 1 eylülde toptan istifa edebilirlerdi. Bu yol, hiç kuşkusuz, ülkede bir siyasal bunalım başlatırdı. Ama hiç olmazsa, bu bunalım "geçici" olurdu ve ülkeyi çok daha uzun sürecek "kalıa" ve "büyük bunalım"dan da kurtarmış olurdu. İkinci yol, Baştürk'ün önerisiyle gündeme gelebilir. Üçüncü yol da TBMM Başkanlık Divanı'nın oluşumu ile birlikte muhalefetin başka engelleme yollarını denemeleridir. Anayasaydı, içtüzüktü derken bu Özal, Çankaya yokuşunu tırmanacaktır. Şimdiden İnönü'nün Pembe Köşkü kavşağını geçip gaza basmış bile! lşSendika Servisi Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, kayseri'den Başbakan Turgul Özaf'a bir telgraf çekerek Karabük ve İskenderun demir çelik fabrikalarında 4 aydır sürdürülen grevin sona erdirilmesi için devreye girmesini istedi. Yılmaz telgrafında, "Sizi konoyu bizzal ele almaya ve çöürn getirmeye çagınyonım" dedi. Cumhuriyet Kayseri muhabirinin haberine göre, genel başkanı bulunduğu TeksiPin şube genel kurulu için Kayseri'de bulunan Şevket Yılmaz telgrafmda şu görüşlere yer verdi: "Üretim kaybı trilyonu aşarken 'grevle hak alınmaz' imajının yaratılnıaya çahşılmasının 4 aydır devam eden grevin sosyal ve eko MESS açıklaması Öte yandan MESS Başkanı Bahri Ersöz dün yaptığı yazılı açıklamada Karabük ve tskenderun Demir Çelik fabrikaiarındaki grevin çözümü için Devlet Ba P o l o e ı ı n ' ı ı n n n l ı ı a u l n n H i Cumhurbaşkanlığı Konseyi jiyesi Sedat Celasun'un oğlu Sinan U C l d M I I I U l l U y i U C V I C n i l l celasun dün gece Gazi Orduevi'nde düzenlenen törenle Ebru Eğinlioğlu ile yaşamını birteştirdi. Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ın kıydığı nıkâhta damadın tanıklığını Başbakan Turgut Özal, gelininkini ise Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Nurettin Ersin yapular. Törene, TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Cumhurbaşkanlığı Konseyi uyeleri Tahsin Şahinkaya ile Nejat Tümer. bakanlar, kuvvet komutanları ile çok sayıda üst rütbeli subay katıldılar. Celasun'un oğlu Sınan Celasun'un Transtürk Holding'de yönetici, gelin Ebru Celasun'un (Eğinlioğlu) ise lise son sınıf ögrencisi olduğu öğrenıldı. (Fotoğraf: Barış Bil) 10 günde 1462 vize Haber Merkezi Dışişleri Bakanlığı, Avrupa treninin Türkiye1 ye girmesine yeniden izin verildiğini açıkladı. Bu iznin, Bulgaristan'ın "trene binecek berkesin gerekli Türk vizelerini taşıyan gecerii pasaport hamili olmalanoı sağlayacagı anlayışından harekeüe" verildiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı sözcü vekili Murat Sungar, Avrupa treninin bugünden itibaren Türkiye'ye giriş yapabileceğini bildirdi. Sungar bu iznin Buigaristan'ın, 'Trene binecek herkesin gerekli Türk vizelerini lasıyan geçerii pasaport hamili olmalannı sağlayacağı anlayışından hareketle" venldiğini belirtti. Murat Sungar, "Türk tarafının bu önemli ulaşım hattının tekrar hizmete açılması yolundaki iyi niyetli karannın devam ettirilmesi, tabiatıyla Bulgar tarafının bu rejime uvmasına bağlıdır" dedi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Bulgar iddialannın aksine, 22 ağustostan beri 1462 soydaşımıza vize verildiği kaydedilerek, Türkiye'nin soydaşlannuzm hepsini kabul etmeye hazır olduğu bildirildi. Açıklamada ayrıca, Türk asılh Bulgar vatandaşlarının Türkiye'ye girişinin 11 Temmuz 1979 tarihli Türk Bulgar Vize Ajüaşraası çerçevesinde duzenli olarak devam edeceği bildirildi. "Bulgar makamlannın soydaşlanmızın moralini bozmak, dirençlerini kırmak ve son tahlilde Jivkov yönetiminin kendilerine hazırlamak istedigi kadere razı olmaktan başka secenekleri olmadığını kabule zoıiamak amacıyla sürdürdükleri propagandamn aksine ortak sınır açıkür" denilen bakanlık açıklamasında şöyle denildi: "Bulgaristan'daki temsilciliklerimize >apılan vize başvurulannm tümii işleme konulmakta ve usulüne uygun olarak değerlendirilip sonuçlaDdınlmaktadır. 22 ağustostan bu vana Türkiye'ye giriş yapmak üzere Bulgaristan'daki temsilciliklerimizden vize talebinde bulunan soydaşlarımızdan 1462'sine vizeleri verilmiştir." Buigaristan'ın, Türk asılı vatandaşlanmn vize başvurulanm "turistik ziyaret talebi" olarak göstermeye çalıştığı kaydedilen bakanlık açıklamasında, "Temsilciliklerimize yapılan ve yapılacak olan başvurulann, Bulgar makamlannın maksatlı beklenülerini tatmin kaygısıyla değil, raüracaat sahiplerinin beyanlan ışığında işlem görecegi" belirtildi. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, bizim tercihimiz soydaşlarımızın yüzyıllardır yurt bOdikleri lopraklarda huzur içinde yaşamalan ve Türkiye ile Bulgaristan arasında insani bir dostluk köprüsü oluşturmalandır. Ancak Jivkov yönetimi akdi ve insani yükümlüliiklerini hiçe sayarak baskı politikalannı sıirdürdügü müddetce, Türkiye'de melce aramak isteyecek soydaşlarımızın bepsini bağnmıza basmaya haanz. Bulgaristan'daki soydaşlanmız da kendilerini hiçbir zaman yüzUstu bırakmayacağımızı şüphesiz bilmektedirler. Dolayısıyla Bulgaristan hükümetine samimi telkinimiz, soydaşlanmızın 'Türkiye sizi istemiyor' propagandasıyla umotsuzluğa sevkedilemeyecegini anlamalandır. Bulgaristan hükümeti karşılıklı anlayış ve iyi niyetle kapsamlı bir göç anlaşması akdine nza göstermediği sürece, dileyen soydaşlanmızın ülkemize intikali, 11 Temmuz 1979 tarihli Türk Bulgar Vize Anlaşması çerçevesinde, soydaşlanmıza yardımcı olma anlayışı>la ve duzenli bir şekilde devam edecektir." Liberal Cazgırhk f ürkiye'nin tercihi Uzlaşma umudu Polonya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında daha sonra şöyle denildi: "Savaş çıkar" "Türkiye, soydaşlanmn insan ve ANKA'nın haberine göre Avruazınlık haklarının iadesini sağlamak için tüm imkânlarıyla çaba pa Konseyi'nin komisyon toplantısına Türkiye adına katılan SHî" barcamaya devam edecektir. Içel Milletvekili lstemihan Talay, Bulgar temsilcisi Kuliçev'in, Türkiye'nin sınırlarım kapatmakia Bulgaristan'ı zor duruma soktuğu ve uluslararası platformda küçük düşürdiiğünu öne sürerek, "Bu Babamız böyle devam ettiği takdirde aranuzda savaş çıkar" dediğini doğruladı. Tedavisi sırasmda göstermiş oldukları ilgiden ve yakınlıktan ILO heyeti dolayı S.S.K. Samatya Hasianesi personelinden Uluslararası Çaiışma örgütü'nden (ILO), 2 kişilik bir heyet dün Edime'de çadırkentte incelemelerde bulundu. ILO, Göçmen Dairesi Başkanı Roger Bobningve ve Ankara temsilcisi Roger Zeger'S.S.K. Osmaniye Dispanseri personelinden den oluşan heyet, çadırkentte soydaşlarımızla görüştü. Heyet başkanı Bohning özellikle eğıtim ve iş bulma konusuna ağırlık verdiklerini belirterek, "Bu iki sorun halledildiğinde her şey çözüme sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. kavuşur" dedi. Edirne Valisi Ünal Erkan da heyet üyelerine zoruııOKAN AİLESİ lu göçle ilgili bilgi verdi. TESEKKUR AHMET OKAN'ın MECDİ ERGUNEY'e or MAHMUT ŞAHİIV'e ESAT OSMANUSTA'ya me binde 2'nin bile altında kalaProf. Taner Berksoy'un (Kacakmış. Ne demek bu? mar'ın katkısıyla) tstanbul TicaBu, Türkiye ekonomisi 1989 y\ ret Odası için hazırladığı alan çahnda 'sıfır büyüme' yaşayacak, lışmasına dayalı araştırmaya göyani yerinde sayacak demek. re, Türkiye'nin en zengin kenti tsTürkiye'de hâlâ yüzde 2'nin üze tanbul'da yaşayan ailelerin yakrinde bir yıllık nüfus artışı oldu laşık yüzde 4O'ı ayakta kalmak ğu anımsandığmda 'sıfır büyü için ev eşyasuu satmaya başlamış, me', kişi başına milli gelirde yak yüzde 22'si çocuğunu okuldan allaşık 2 puanlık bir gerileme de mak zorunda kalmış. Tasarrufu mek. Yani gelir dağılımını falan düşünebilenlerin oranı yüzde 10 bir kenara bıraksak ve ortalama bile değil. Geçim sıkıhtısıyla boları esas alsak bile Türk insani ğuşan bu insanlarımız üzülmesin1989 yılında yoksuliaşmış olacak. ler, liberal cazgırlann müjdesi var Türkiye 'sıfır büyüme'yi han onlara: Istedikleri bankadan gidip gi oıtamda yaşıyor? Enflasyonun 3000 dolara kadar döviz alabiliryüzde 70'lere tırmandığı ve özel ı e r > fOnlar düştüğü için ucuzlayan Ukle işçinin, memurun, ücretli ve j t hal otomobülerden beğendiklemaaşlı kesimin gelirini her gün r j n j seçebilirler. törpülediği bir ortamda. LiberaDIE'nin nihayet açıklanan 1987 lizm cazgırlannın hazırlattığı "1989 Yılı Programı"nın 5. say verilerine dayalı gelir dağıhnu fasından bir cümleyi aktarayım araştırmasımn sonuçları ve Kada, bunlarm tahminlerinin ne ka mar araştırma kuruluşunun TÜdar sağlıklı oiduğunu hep birlik SES vakfı için yaptığı daha yeni te bir kez daha görelim. Aynen araştırma, Türkiye'de gelir dağışöyle 1989 programındaki cümle: lımının giderek daha da bozuldu"GSMH' nin yüzde 5.0 oranında ğunu ve Türkiye'nin tam anlamıybüyiimesi ve enflasyonun oranı la bir "yüzde 20 toplumu" halinm yüzde 38.0 seviyesine düşürül ne geldiğini ortaya koyuyor. Türkiye'de nüfusun en yoksul mesi hedef alınmıştır." beşte biri milli gelirden DlE'ye Şimdi neyle övünüyor liberagöre yüzde 4.0, Kamar'a göre lizm cazgırlan? Cari işlemler den3.1 pay alırken, en zengin gesi fazla veriyormuş, Türkiye'20'nin payı DİE'ye göre de döviz sıkıntısı yokmuş, herkes 55.0, Kamar'a göre yüzde istedigi kadar döviz alabilirmiş? 59.1. En zengin yüzde 20'nin al1988'in başmdan beri anlatma tındaki yüzde 20'lik grup DÎE'ye ya çalışıyoruz, Türkiye tıpkı bazı göre milli gelirden yüzde 21.0 pay Latin Amerika ülkeleri gibi, dış almış, yani kendini ancak kurtarborç ödemelerinin ağırlığı yüzün mış; Kamar'a göre ise bu grubun den 'durgunluk içinde yüksek milli gelirden aldığı pay yüzde enflasyon' çıkmazına sürüklen 16.6'da kalmış, yani en zengin miştir. Bu süreçte büyüme hızı sı yüzde 20'nin dışında hiç kimse fıra düşüace tabii ki dövize talep nüfus içindeki oranı kadar milli diişer; dı^ âlemden kaynak trans gelirden pay alamarruş. fer edeceğinize siz dış âleme kayİlginç değil mi? ANAP iktidanak transfer etmeye başlayınca tabii ki cari işlemler dengeniz fazla rının "liberal devrimci" icraatı verir. Bugün Türkiye'de enflas Türkiye'yi tam anlamıyla bir yon üç haneli rakamlara tırman "yüzde 20" ulkesi haline getirmiş, mıyorsa, döviz spekülasyonu or ANAP'ın son yerel seçimlerde talığı kasıp kavurmuyorsa, faiz sağlayabildiği seçmen desteği de ler roket hızıyla yükselmiyorsa, yüzde 20'nin biraz üzerinde. Yüzhep ekonomide yaşanan durgun de 20 ülkesine yüzde 20'lik iktiluk sayesinde, yani "sıfır dar. Tuzu kuru olan yüzde 20'ye büyüme" sayesinde. Sayın Başba biraz daha liberalizm, istedigi kakan'ın övünme konusu yaptığı dar döviz, daha ucuza Mercedes. her şey aslında milletçe yoksullaş tşin "show" tarafında ise sanamamızın, yoksullaştırılmamızın yiciye afratafra, tüketecek hali kalmamış tüketiciye, "sizi korusonucu. Son üç hafta içinde bir yandan yoruz" masalı... Böylece ekono"liberal devrim" tantanası sürer mideki dramatik gelişmeler gölgeken diğer yandan.açıklanan bazı lenecek, yüzde 20'lik iktidara dediğer rakamlar, bu yoksullaşma vam edilecek. Bakalım bu acıklı komediyi danın ve gelir dağmmtndaki çarpıklığın boyutlarını ortaya koyuyor. ha ne kadar seyredeceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle