Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLÜL 1989 * * * * CUMHURÎYET/17 1990 bahar modası Paris'in ünlü modacısı Thierry Mugler'in 1990 bahar erkek modası kreasyonu geçen gürrierde davetlilere tanıtıldı. Zenci mankenin sunduğu pembe takım elbise büyük ilgi gördü. (Fotoğraf: AP) Bomba uzmanı ikiköpek ithaledildi ANKARA (UBA) Ankara Emniyet Müdürlüğü, boraba paketleri üzerine uzmanlaşmış iki kurt köpeği ithal etti. Köpekleri besleraek için polisler Amerika Birleşik Devletleri'ne kursa gönderildi. Son günlerde artan bomba ihbarları üzerine çare arayan Emniyet Müdürluğü yetkilileri, çözümü ABD'den kurt köpeği ithal etmekte buldular. Yapılan sipariş üzerine tanesi 16 milyon liradan getirilen köpeklerüı beslenmesi ve onlardan yararlanılması konusunda bir grup polis Amerika Birleşik Devletleri'ne bir aylığına kursa gönderildi. Emniyet yetkilileri, bombaları koklayarak bulan köpeklerin ayrıca, bomba süsü verilmiş paketlerle gerçek bornbayı kolaylıkla ayırt edebildiğini belirttiler. Anke Fuchs Türkiye'ye gelîyor İSTANBL'L (ANKA) Almanya'nın "ilk kadın şansölyesi" olabilecc|i gözüyle bakılan Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Oenel Sekreteri Anke Fuchs, 3 ekimde Türkiye'ye geliyor. Türkiye'ye gelişinin ilk gününde SHP Genel Merkezi'nde bir toplantıya katılacak olan Fuchs, kendisi için düzenlenen akşam yemeğinde Erdal İnönü'nün konuğu olacak. 4 ekimde Ankara'da Başbakan Turgut Özal ve TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'la yapacağı resmi temasların ardından Fuchs, 5 ekimde İstanbul'a gelecek. Fuchs, 5 ekim tarihinde Istânbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'i ziyaret edecek. Şampa Amerikan Beyzbol Ligi Batı Grubu'nda şampıyonluğu garantileyen Oakland Attıletics takımı oyuncusu Mark McGwire, sevincini antrenörü Rettenmund a soğuk bir şampanya duşu yaptırarak dile getirdi. (Fotoğraf: Reuter) Pamaklıia rağmen Vıetnamlı bir mütteci, sırtmda taşıdığı kızıyla birlikte Sek Kong mülteci kampının beş metre yüksekliğindeki parmaklıklarına tırmanırken zorlanmışa benzemiyor. Söz konusu kampta 7 bin Vıetnamlı mülteci tutuklu bulunuyor. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI Demokrasi Manzaraları... 881ik siyasi Bozışık'ın avukatları, müvekkillerinin gözaltına ahnmadan önce, anayasanın kendisine tamdığı "susma hakkı"nı kullanarak herhangi bir şekilde ifade vermeyeceğini içeren bir sorgu metni hazırlayıp, imzaladığım anırcsatarak, bu metnin DGM Savcılığı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne iletildiğini söylediler. Avukatlar, buna karşın müvekkillerinin emniyette 17 sayfa tutacak bir şekilde ifadesinin alınmasını ise müvekkillerine işkence yapıldığına ilişkin önceki duyumlarının açık bir kanıtı olarak nitelediler. Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar da avukatlann müvekkillerinin "susma hakkı"nı kullanarak ifade vermeyeceklerine ilişkin sorgu metnini kendisine verdiklerinde, "Bana gelen bilgiler tam aksi istikamette. Çok rahat ifade verdikleri bildirildi bana" dedi. DGM Savcılığı'nın, hakkındaki TCK'nın 141/1, 142/13 ve 142/36. maddeleri uyarınca tutuklama istemiyle birlikte DGM Sorgu Yargıcı Muhittin Mıhcak'ın önüne çıkanlan Bozışık, tutuklanonune çuıaruan DUiişiR, lu dı ve Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Mıhcak, aldığı kararı gazetecilere açıklamaktan kaçııurken, DGM'de bulunan sivil polisler de gazetecilerin fotoğraf çekmelerini engellediler. Bozışık'ın sorgu yargıcınca sorgulanması sırasında DGM binasında bulunan avukatları Hasan Ürel, Ergin Cinmen, Hasan Şahln ve Görbiiz Özaltuıh, polis taıafından tartaklanarak, dışarı cıkarıUnca, durumu, Başbakan Ozal'a cektikleri bir telgrafla protesto ettiler. Avukatlar, telgraflarında, "Avukatlara gözaltındaki müvekkilleriyle görüşme olanağı sağlandığı bir ortamda, bu tutumu, bir gün önce yayımladıgınız genelge ile nasıl bagdaştırdıgınızı tarafımıza bildirmenizi istiyonu" dediler. Avukatlar ayrıca, DGM Savcılığı'na başvurarak, halen gözaltında bulunan rnttvekkilleri Şeref Yıldız ve Ahmet Kardam görüşme istemlerini de yineledüer. Şeref Yıldız ve Ahmet Kardam'ın ise bugün ya da en geç pazartesi günü DGM Savcüığı'na çıkarılmalan bekleniyor. (Baştarafı 1. Sayfada) sorgulaması 12 saat sürdü. Türkiye'nin liderierisiniz, Türkiye'nin gelece(Baştarafı 1. Say/ada) Bir haftadan bu yana Ankara Bir hafta önce Türkiye'ye dönmüş ve göz ğinin modellerisiniz. Size vaaz verdiğim için, Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şubeözür dilerim. Ama insan hakları, Türkiye'nin altına alınmış. Deviet Güvenlik Mahkemesi Savctlığı'nca altyapısal gelişmesinin bir parçası'dır. Yollar, si'nde sorgulan yapılan politik sorgulanmış ve tutuklanmış. telefon hatlan ve elektrik şebekelehyle ilgile göçmenlerden Mehmet Bozışık, DGM Savcıhğı'nın istemi üzerine niyorsunuz. Ancak, sizden aynı enerji ve İL TCK'nın 141. maddesi... dün DGM'ye çıkarıldı. Sabah sagiyi, toplumun moral ve insan hakları doku• at 08.00 sıralarında bir polis ekisunun geliştirilmesi için de göstermenizi rica bi tarafmdan DGM'ye getirilen Adı, İbrahim Çelik. ediyorum." (Hürriyet; 28.9.1989; Sayfa 17). Bozışık'ın, DGM Savcüığı'nca ifaŞanlıurfa Belediye Başkanı. desinin alınmasına geçildi. Ankara DGM'de yargılanıyor. Türkiye'den demokrasi manzaraları Sorgusu öğleden sonra da süren Suçunun temelinde, "Ben Atatürkçü debunlar. Bozışık'ın daha sonra hakkında ğilim, laik de değilim" sözleri var. Ne yazık ki ülkemizin demokrasi karnesi TCK'nın 141/1. maddesi uyarınca DGM savcısı 512 yıl ağır hapis cezası kınklarla dolu. Böyiesine bir karneyle sınrf at DGM Savcıhğı'nın tutuklama isistiyor. lamak olanaksızdır. Bütünleme sınavını ge temiyle birlikte DGM Sorgu YarTCK'nın 163. maddesi. çebilmek için daha çok ders çalışmamız ge gıcı önüne çıkarıldığı öğrenildi. • DGM önünde Bozışık'ın sorgurekiyor. Vvashington. Bu gerçeği anımsatan yabancılara kızıp öf sunun tamamlanmasını bekleyen TürkAmerikan İş Konseyi'nin toplantısı. avukatlarından Hasan Ürel, Bir Amerikalı aydın, kendisini istanbul'da kelenmek yersizdir. Önce karneyi düzett DGM Savcılık yetkilileriyle görütanıdığımız Mitton Viorst söz alıyor. Konusu, mekten başka çare yok. şerek, müvekkiliyle görüşmek isMadalyonun bir yüzü budur. tediğini söyledi. Savcıhk yetkilileTürkiye'de demokrasi ve insan hakları. Öteki yüzüne gelince... rinin de Avukat Ürel'e, Bozışık'ın Bir süre önce The New Yorker dergisinde Avrupa Topluluğu'na tam üyelik için ya sorgusunun tamamlanarak dosyauzun bir Türkiye incelemesi yayımlamış olan sıyla birlikte sorgu yargıana gönbu Amerikalı yazar, Türk işadamlanna hita pacakdeğilizdemokrasiyi. Ülkemizdeki modernleşme çabalannın 150 yıllık geçmişi var. derildiğinde bu görüşmenin gerben şunları söylüyor: çekleşebileceği yönünde yanıt ver"Türk basınında sansürienen her yazı, ay Türkiye'nin AT'ye tam üyelik başvurusunu dikleri öğrenildi. nı zamanda sizin de susturulmanız demek kabul ya da reddederler; bu onlann bileceği iştir. Günü gelince AT'ye, "Neşen bilir!" Vr. Hapse atılan her gazeteci, aynı zamanda ^~v 1 •»«" 1 sizin özgürlüğünüzün sınırlanması, işkence diyebilecek kadar büyük bir ülkedir Türkiye. gören her Kürt, sizin de camnızın yanması de Türkiye'nin modernleşme çabalan ATden mektir. Batı toplumlannda işkencenin sorum önce de vardı, sonra da olacak. Ve gün gelecek, demokrasi adına utanç luluğu kişisel değil, toplumsaldır. Dolayısıyla işkence, yalnızca Diyarbakır'daki bir kişinin verici görüntülerden kurtulacak bu ülke de. Hiç kuşkumuz yok bundan. işi değil, bütün toplumun eylemidir. Sizler; UĞUR MUMCU GÖZLEM Ozal: Mezhep M ç , karşıyız a\Tiıııına 15 tam olduğu ve TCK'nın 46 ve 47. maddelerine mümas bir durum olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur" görüşünün yer aldığı bildirildi. Adli tıp raporunun okunmasından sonra MÇ'nin avukatı Kemal Kıriangıc, rapora itiraz ederek, "Adli Tıp Gözlem Ihtisas Dairesi raporu ile şimdiki okunan rapor arasında eeliski var" dedi. MÇ'nin olay tarihinde yaşıtun küçuk olduğunu vurgulayan avukat Kırlangıç şunları söyledi: "Çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurulu'na durumun intikali ile yeniden rapor alınmasını istiyorum. Müvekkilimin bu suçu işleme bilinç ve düzeyinde bulunmadığı, gerek aile çevresi, gerek sosyal çe\resi itiban ile, gerekse bu suçu bilinçli işlemek için büyük miktarda külliyetli eser okumak gerektirdiğinden, bu durumlar son adli tıp raporunda nazara alınmamıştır. Bu hususlanu Adli Tıp Genel Kurulu'nda tartışrna olanagımn sağlanması ve gözönüne alınması gerekmektedir. Bu oedenle son raporu kabul etmiyonız." Mahkeme heyeti, bunun üzerine savcıdan raporla ilgili görüsünü açıklamasını istedi. Savcı, Adli Tıp 4. Ihtisas Kurulu raporunu kabul ettiklerini belirterek sanık avukatının isteminin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti ara kararında sanık avukatının istemini reddederek dosyanın yeniden Adli Tıp Meclisi'ne gönderilmesine gerek olmadığım açıkladı. DGM Savcısı, MÇ ile ilgili esas hakkındaki görüşünde sanığın olay tarihinde komünizm propagandası yapacak bilinçte olduğunu vurgulayarak "Sanığın okulda arkadaşlannın defterlerine ve sıraiann üzerlerine yıldızlı orak cekiçli Rusya bayrağı çizdiği, Y'aşasın tşçiler, Deniz Gezmiş, Nihat Sargın'ın isimlerini yazdığı dinlenen tanık ifadelerinden anlaşılmışür. Aynca polisçe yapılan aramalarda el yazısı nollar ele geçmiştir. Tüm dosya içeriğine göre sanığın eylemleri TCK'nın 142/15, 55/3, 33 ve 40 maddeleri içinde mütalaa olunur" dedi. Savcmın goruşunden sonra avukat Kırlangıç savunma için süre istedi. Mahkeme heyeti savunmarun yapılması için duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. (Baştarafı 16. Say/ada) larında zorlanır" biçiminjieydi. Bu arada Politika Gazetesi, Kızılyüdız takımı teknik direktörü Sekularaç ile bir soyleşi yaptı. Sekularaç, takırnının oyunundan memnun değildi. tlk yarıda daha iyi olduklarını belirten Yugoslav hoca, ikinci yarıda oyun disiplinini yitirdiklerini söyledi. Borba Gazetesi, Simoviç'i öven yazüarla doluydu. Yugoslav takımının çok iyi olduğunu yazan gazete, Simoviçli Galatasaray'm özellikle ikinci yarıda iyi oynadığrnı yazıyordu. Gazetede yer alan görüşler şöyleydi: "Birinci devrede Türkler, Yugoslav kalesini göremediler. Kaleci Simovtç'e bu yanda çok iş diiştü." Gazete, yorumları yanı sıra Simoviç ve Prekazi ile yapılan bir röportaja da geniş yer verdi. Röportajda maç hakkındaki eörüşlerini açıklayan Simoviç "îstediğimiz gibi oynayamadık. Antrenörü muzun dediğini yapsaydık dunım farklı olurdu. İstanbul'daki maçı kazanamadığımız için şiradi gülen sizsiniz" dedi. Prekazi de Simoviç ile aynı görüşleri paylaştı. Galatasaray Teknik Direktörü Held ise röportajın son bölürnünde yer aldı ve Kızılyıldız'ın çok güçlü bir ekip olduğunu söyledi. Belgrad'da yayımlanan günlük spor gazetesi "Sport" iki takımın arasındaki kalite farkından söz ederken birinci yanda kaçan fırsatlan gündeme getirdi. Simoviç"in çok sayıda golü kurtarması ile Galatasaray'm farklı yenilgiden kurtulduğunu belirten Sport Galatasaray'da iyi oynayanlar için de Semih ve Serhat'ı gösterdi. Novosti Gazetesi oyunu değil, golleri beğendiğini belirtiyordu. Takımın iyileri arasında gösterilen Lukiç ile yapılan bir röportajda Lukiç Türklerin istanbul'daki maçtan daha iyi olduklarını yazıyordu. Ancak, Kızılyıldız'ın ikinci yandaki oyunu ile Avrupa Kupalarında basarılı olmayacağını belirtiyordu. Maçı yöneten hakem Ramos, bütün gazetelerden olumlu not aldı. Ancak 66. dakikada pozisyona penaltı vermeyip seyirci kalması eleştirildi. G. Saray Bu takım (Baştarafı 16. Sayfada) sorusuna "Boş durmaktansa 1 yıl sonra Kızılvıldız'a dönmek kaydı ile oynayabilirdim" dedi. Ancak bu futbolcunun transferi yönetmelikler gereği şimdilik mümkün değil. Öte yandan, Galatasaray Ku' lübü VVolfgang Sandhove'dan boşalan antrenörlük görevine birini bulmak için Alp Yalman ve Ergün Gürsoy'u gövrevlendirdi. Yalman ve Gürsoy bugün bir araya gelerek Sigi Held'in yardımcısını kararlaştıracaklar. Sandhove'nin yerine düşünülen iki isimden biri Fatih Terim ve Bulent Ünder bu toplantıdan sonra göreve başlayacak. Kulüp çevrelerinden Bülent Ünder'in göreve gelme şansının daha fazla olduğu öğrenildi. Afganlı ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Başbakan Türgut Özal, TBMM Genel Kurulu'nda SHP tstanbul Milletvekili Mustafa Ti(Baştarafı 1. Sayfada) nı'mn yetkilerini tanıdığıru açık misi'nin iddialannı yanıtlayarak, ları konusunda "mükemmel bir ladı. Bu şüphesiz olumlu bir ge "Biz mezhep aynmına karşıyız" teorik aJıştırma" yapmakla yetin lişmeydi ve Strasbourg'ta olumlu dedi. di. Ancak söz konusu kavramla teplcilerin elde edilmesinde etkili Başbakan Turgut özal, TBMM nn Türkiye pratiğine uygulanma oldu. Ancak Avrupa'mn bekledi Genel Kurulu'nda söz alarak sında, yani kendisinden esas bek ği antibiyotik, bizzat Türkiye'de SHP'li Timisi'nin "Başbakanın lenende doyurucu olamadı. demokrasi ve insan haklarını sı AleviSünni aynmı yaptığı" yoFakat bu, Özal'ın kötü bir per nırlayan yasaların kaldınldığırun lundaki iddialannı yanıtladı. formans gösterdiği anlamına da açıklanmasıydı. Bu olmadı. özal, Timisi'nin iddialanna dayagelmedi. Kıbnslı ve komünist üyeözal'ın Türkiye'nin "Avnıpa nak olarak gösterdiği 18 eylül taler hariç, bizim konuştuğumuz lılıgı" konusunda somut şeyler rihli gazete haberinin doğru olmabütün Strasbourglu milletvekille sunmasını gerektiren ikinci temel dığını ifade ederek, haberin ardınri, Türk Başbakanı'nın kendileri neden ise acil bir konudan kay dan konuşmasının teyp kayıtlarıni etkilediğini saklamadılar. Hatta naklanıyordu. Bir gün önce Stras nı incelediğini anlattı. şimdiye kadar Ankara'ya karşı sö bourg kürsüsünden konuşmuş zünü hiç sakınmamış olan tspan olan AT Komisyonu Başkanı Jacyol sosyalisti Martinez, "Ben sol ques Delors, Avrupa'nın bir "Hıdayim, ama Özal klasik bir de ristiyan degerler bütünü" olduğumokrasinin sağdaki bir üyesi gibi nu çağrıştırmış ve Türkiye'nin (Baştarafı 1. Sayfada) konuştu ve söylediklerinde de ya AT'ye üyeliğinin "hayal bana atamayacağım çok şey olduğunu" ima etmişti. Dolayısıy bir cevap verdiğim yazılmaktadır: vardı" diyerek, Avrupa Konseyi la ancak demokrasi ve insan hak "Türkiye kesinlikle Iran gibi olndeki sosyalist grubun görüşleri lan konusunda cesur ve pratik maz. tran, Alevi bir ülkedir. ni dile getirdi. Aynı tepki, "Türki açıklamalar yapabilecek bir özal, Türkiye'de ise Sünnüer büyük çoye uzmanı" olan başka bir sosya Türkiye'nin "Avrupalılığı" konu ğunluktadır. Sünniler ile Aleviler listten Hoüandalı Stoffden'den de sunda da ikna edici olabilirdi. De arasında ise önemli bir aynm var. geldi. Türk kamuoyunun yakın lors'a, hemen ve elle tutulur bir ce Bundan dolayı, tran'daki olayın dan tamdığı ve muhafazakâr eği vap vermenin en akıllıca yöntemi Türkiye'de taraftar bulması, güçlimli Avusturyalı Steiner ve Irlan buydu. Jacques Delors, o zaman lenerek hâkim duruma gelmesi dalı Power'ın bu yöndeki yakla şüphesiz, fiilen "Avrupaülık" kav mümkün değildir. Türkiye bir (Baştarafı 1. Sayfada) şımları ise zaten bir sürpriz oluş ramlarıyla donanmış bir Türkiye1 Avrupa devletidir." turmadı. Haberinizde, "Basına baştan ler kötü değiliz, bizi öyle uzaktan nin AT üyeliği için farklı düşünesona kapalı tutulan toplantıya ka göriiyorsunuz, biz iyi insanlanz' Bu ilk olumlu tepkilere rağmen cekti. Bu arada Turgut Özal, da tıianlardan aldığımız bilgiye gö diyordu. Elbet Türkler iyi insanha sonra düzenledigi basın torlanBaşbakan Turgut Özal, neden re..." ifadesi yer almaktadır. lardır. Sonra Sayın Özal, bizi inTürkiye'nin "Avrupalüiğı" konu tısında haklı olarak, Türkiye'nin Toplantıya katılanlann, ya bir san haklanna uymuyoruz diye sunda doyurucu olamadı? Çünkü illa AT'ye üye olmak için din de tercume hatası sonucu ya da ka eleştirenlere, 1933 yılında Hitler olumlu yaklaşımlar, "nekahat ğiştirmeyeceği ve Avrupa'yı Hıris sıtlı olarak sizi yanılttıkları, aşa rejiminden kaçan Einstein'ın öndevresinde" olan bir hastanm iyi tiyanlığa indirgeyen düşüncenin de ğjda aslını verdiğimiz soru ve ce ce Türkiye'ye geldiğini, oradan leşmekte olduğuna ilişkindi. Bun ilkel olduğunu söyledi. vapla ortaya çıkmaktadır. Amerika'ya gittigini ifade ediyorlar hoşgörü tepkileriydi. Ama Zaten Özal'ın basın toplantısınSoru: Türkiye'de tslam fanda du. Ben bu konularda biraz çalışÖzal'ın önceki günkü konuşma da vurguladığı noktalar, Uç saat sından sonra hiç kimse Türkiye^ önce Avrupa Konseyi'nde söyle mentalizmiyle ilgili kaygılar ve tım, bilirim. Einstein Türkiye'ye gelmedi; sadece ınektup göndernin şimdi gerçekten "Avnıpaulık" diklerinden daha ilginçti. Başba tedbirler nelerdir? Cevap: Kanımca, Avnıpa'da ve di; o, doğrudan Amerika'ya gitti. kavramlarıyla iç içe yaşadığına kan burada, Türkiye toplumunun Buyuk Britannica Ansiklopediinanmadı. Çünkü teorik demok önemli tabulan kırması gerektiği belki de Amerika Birleşik Devletrasiyi savunan Turgut Özal, pra ni belirtti. Bu tabuların arasına, leri'nde bazı kişiler, komşumuz si'nin lngilizcesinde Albert Einsetikte Türkiye'ye uygulanmasını ceza kanununun 141, 142 ve 163. tran'daki olaylar nedeniyle yanıl in'ın biyografisinin ilgili bölümü "zamana" bıraktı. Türk Ceza Ka maddelerini ve Kürt sorununu da gıya düşüyorlar. Türkiye'nin de aynen şöyle: nunu'ndaki 141, 142 ve 163. mad kattı. Bu sonuncusuna ilişkin ola Iran'a benzediğini saruyorlar. Ben "1933'le Hitlerin Almanya Başdelerin kalkması gerektiğine inan rak, "Eğer hatalar işlediysek, ban bu görüşte değilim. Zira pek çok bakanı olmasından hemen sonra dığını söyledi. Ama bu maddele lan kabul etmemiz gerekir" biçi mezhep farklıhklan vardır. Şunu Einstein Alman vatandaşlıgını rin nasıl ve ne zaman kalkacağını minde konuştu, Ancak burada da demek istiyorum: Her iki ülke de reddederek ülkcyi terk etti; ABDtakvimlere havale etti. Referandu yine somut olmaktan kaçındı. Ta Müslüman ülkedir, ama mezhep deki Princeton Üniversitesi'nde ma gidildiği takdirde "hayır" ce buların yıkılma sürecini zamana farklıhğı vardır. Türkiye'de Sün kadrolu öğretim üyeliğini kabul vabı çıkabilecegini kaydetti. "Ben bıraktı. Önyargılann tartjşılmasını niler vardır. İran ise Şiidir. Ve Şi etti. Buna misilleme olarak Nazi istiyorum, ama Türkiye halkı istedi, ama pratikte bu aşamada iler daha katıdırlar. Aynı zaman kuvvetleri, Einslein'ın Berlin yada mollaları vardır. Sünnilerde ise istemeyebilir" demeye getirdi. bir girişimde bulunamayacağını durum böyle değildir. Halifeliğin kınlanndaki çok sevdiği yazlık evisöyledi. Ceza kanunu maddeleri Osmanlılarda olduğu dönemde ni basarak harabeye dondürduler, Halbuki Ankara'nın Avrupa Konseyi'ne üye olduğu 1949 yılın için neden TBMM'ye gitmediği dahi mollalar deviet denetiminde yelkenli teknesine de el koydular. dan beri bu organ önünde konu sorusuna, "İstismar konusu idi. Bu nedenle ben komşumuzla Einstein bu arada boş durmuyor şan ikinci Turk Başbakanı sıfatı yapılır" yanıtını verdi. bir benzerlik ihtimali görmüyo "Hür Avrupa"yı Nazi tehlikesine ru kazanan Turgut Özal'ın, TürÖzal'ın Strasbourg ziyaretinden rum. Bu mümkün değildir. Tüıki karşı silahlanmaya çağınyordu. Dostları, Einstein için ciddi biçimkiye'nin "Avrupalılığı" konusun çıkan sonuç şu: Başbakan bugün ye modern bir ülkedir." de kaygılanmaya başladılar. Ozel da daha somut şeyler sunması ge Türkiye'de var olan durumu onayBu açıklamayı, yanlışlıkları dü bir yatla Belçika'dan İngiltere'ye rekiyordu. Bu, iki nedenden do lamadığım söylüyor, fakat bu duzeltme bakımından yayımlamanı kaçınlan Einstein buradan da layı zorunluydu: rumu değiştirebilecek en yetkili zı rica ederim. ABD'ye geçti." Birincisi; 12 Eylül ertesinde An, mevkiide olmasına rağmen bu dökara'yı sanık sandalyesine oturt nuşümü sağlayacak somut inisiyamuş olan "Avrupa'nın vicdanı", tiflerden kaçımyor. İşi zamana bıhâlâ açık olan yaralan saımak için rakıyor. Kuşkusuz Turgut Özal'ın etkili bir antibiyotik bekliyordu. demokrasi ve insan haklanna ilişÖzal'ın ilacı, yalnızca merhemle kin statükoyu benimsemediğini sınırlı kaldı. Başbakan, Türkiye' söylemesi olumlu bir şey. Ancak nin Avrupa İnsan Hakları Diva zaman akıp gidiyor. Özal, ikna edici olamadı Özal'ın (Baştarafı I. Sayfada) yordu. MÇ ile birlikte duruşmalan aralıksız izleyen Yeşiller Partisi tzmir il yöneticilerinden Ayşe Tosuner, yakınları ve gazeteciler de mahkemenin başlamasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Mahkeme Başkanı Metin Çoban, duruşmayı açtıktan sonra MÇ için bekledikleri adli tıp raporunun geldiğini açıkladı. Mahkeme Başkanı Çoban tarafmdan okunan adli tıp raporunun sonuç bölümünde, "Komünizm propagandası yapmaktan sanık 1973 dogurnlu, 15 yaşındaki MÇ, çocukluk dönemi sosyal ve ailevi nedenlerle zorluklar geçirdiği ve bu halin emosyonel yaşamında etkili olacağı gözlem dairesi raporunda belirtilmiş ise de, aynı raporda TCK'nın 46 ve 47. maddelerini içeren bir akıl anzası tespit olunamadığı belirtildi. Kurulumuz muayenesinde de bu akıl zayıflıgı veya hastalığı tespit edilemediğinden Gözlem Ihtisas Dairesi'nin heyecanla yanlış hukum vereceği nedeni ile TCK'nın 46. maddesinin uygulanması gereğine kurulumuzun katılmadığı; netice olarak adı geçen sanığın 19.9.1988 laribindeki komünizm propagandası yapmak suçuna karşı ceza ehlivetinin Einstein (Baştarafı 1. Sayfada) Haber, Kurul Başkanı Şükrü Akgüngör'ün "Aman USAŞ'ı ucuza satıyorsunuz" anlamına gelen yazısının nasıl göz ardı edildiğini sergiliyor. Deviet elindeki kârtı işletmeler, işte böyle, haraç mezat satılıyor. Ozelleştirme değildir bu, açıkça yabancılaştırmadır. Gelin şu USAŞ dosyasına yakından bakalım: Deviet Planlama Teşkilatı'nın 1986 yılında The Morgan Bank'a hazırlattığı raporda (cilt 11, sayfa 30), şirketin kârtılık durumu konusunda şu değerlendirme yer alıyor: Kâriılık: Tekel korumasına bağlı olarak çok yüksek. Enflasyona göre düzeltilmiş işletme kârının sabit sermaye ortalama oranı 19811984 arası 1.6 olmuştur. Raporda şirketin yeni yatırımlara gereksinmesi olmadığı da şu tümcelerle açıklanıyor: Kunıluşun, makine ve teçhizat için yakın zamanda yapmış olduğu yatırım sebebiyle gelecekteki talep artışına, yeni bir yatırıma gerek kalmaksızın cevap vermesi mümkündür. The Morgan Bânk'ın 1986 yılı haziran ayında sunduğu "ozelleştirme Ana Planı" adli raporu, USAŞ'ın değerinin, 64 milyon ABD Doları olduğunu saptıyor. (Cilt 1 S VIII). 1986 yılında 64 milyon dolarlık değerdeki şirket, nasıl okır da 1989'da 14.5 milyon dolara satılır? Burası Türkiye; bu ülkede "Osmanlı liberalizmi" ile "alaturka kapitalizmi" birlikte uygulanıyor; her şey, evet her şey satılır! Peki bu deviet bu kadar sahipsiz mi? Hiç ses çıkaran, "Kimin malını, kime satıyorsunuz?" diye soran yok mu? Var; baksanıza, 12 Eylül'den bu yana suskunluk içindeki üniversitelerden 29 öğretim üyesi satışlara karşı çıkmaya başladılar. Satışa çıkanlan kuruluşlardan da sesler yükselmeye başladı. USAŞ Genel Müdürlüğü, 13 Şubat 1989 günü Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na başvurarak, kuruluşun 1987 yılında 8 buçuk milyar, 1988 yılında da 15 milyar kazanç e\de ettiğini, USAŞ'ın değerinin The Morgan Bank tarafmdan 64 milyon dolar olarak saptandığını bildirerek, Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Başkanlığı'nın uyarılmasını istiyor. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, bu yazı üzerine, gereken çalışmaları yapıyor ve USAŞ'ın özelleştirilmesinde mali danışman olarak çalışan "The First National Bank of Chigago" ve "Uluslararası Endüstri ve Ticaret AŞ" ile "Art/7urVoung"şirketlerinin USAŞ'ın 1987 yılı kârını düşükgösterdiklerini saptıyor. Eloğlu uyanık; kârı düşük gösterip, USAŞ'ı ucuza kapatacak. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Şükru Akgüngör'ün, Deviet Bakanı Güneş Taner'e gönderdiği 4 Ağustos 1989 tarih ve 861 sayılı yazıda şu değerlendirme yer alıyor: Değinilen yabancı firma raporunda, 1987 yılı toptam giderierinin 10.714 milyon lira yerine 11.627 milyon lira olarak hesaplanması, şirketin kesinleşen yasal kayıtianna uymamaktadır. Akgüngör'ün yazısında yabancı şirket raporunda, USAŞ* ın "finansman açığı" verdiği yazıldığı, oysa USAŞ'ın 11 milyar 135 milyon TL 'iinansman fazlası" bulunduğu bildiriliyor. SAS'a satılan USAŞ'ın 1988 kârı da 17 milyar 728 milyon TL'dir. Bu yazı, 4 ağustos günü Deviet Bakanı Taner'e gönderiliyor. Taner, bu uyarıyı dinlemiyor. Rapor, önce göz ardı, sonra da hasır altı ediliyor. Hisse devir anlaşması 11 ağustos günü yapılıyor. 24 ağustos günü de hisseler devrediliyor. USAŞ'ın THY'den alacağı olan 21 milyar T L , hemen iki hafta içinde tahsil ediliyor. Bu 21 milyar TL. ağustos ayı ortalama kurlarına göre 8.6 milyon dolar ediyor. SAS, bu parayı, THY'den aldıktan sonra, bu paranın üzerine 4.9 milyon dolar daha koyup, değeri 64 milyon dolar olan USAŞ'ı satın alıyor. Boylesi bir satış Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde bile görülmedi. Ne dedi Güneş Taner, Amerika'da yabancı işadamlanna? İyi fiyat veririm. Bundan iyi fiyat Mahmutpaşa tezgâhlanndadır. Halk müziği ve deyiş sevenlere ÖZCÜ MÜZİK YAPIM 1/o/utı K & s'z'er 'Ç'n s "P e r ^'r yaprt gurur duyar, C E S U R K I Z SİZİN İÇİN OKUDU . Islamcı (Baştarafı 1. Sayfada) Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesi için başka bir gune bırakıldı. Çelik'in TCK'nın 163/2. maddesi uyarınca 512 yıl arasında ağır hapsi isteniyor. DOSTDAÛLAR C l K l l ! kasetçüerde ÖZGÜ MÜZİK YAPIM ÖZG0 1 MÇ. 6. Blok arkası, Huzurkülhan Sok. Senlen Han No 5 Kat 1 Unkapanılst. Tel: 513 05 50 Tümü Yabancı Öğretim Kadrosu ile (Baştarafı 1. Sayfada) yüzden çalışıp kazanmak ve kazancımızla geçinmek için Hatay'a gö^mek isüyoruz" diye konuştu. Siirt Valısı Atilla Koc göçmen Afganlılara 150 ile 250 bin lira arasında değişen para yardımında bulunacaklarını bildirdi. SAİT SÖKMEN SANAT MERKEZİ SUNA BALE STÜDYOSU ŞAHİKATEKAND Çocuklarln... Scs ve viicut eğittmi ç Konjkent A1 61o» Pasoıı levent 174 27 56144 93 21 \ENGUSH Özel Hafta Sonu Kursları Sadece vVîTîTSTni (KDV D hn ai ÇOCUKLARA Devre: 7 Ekim Ankara Ş6 125 44 42 118 26 45. Iznrvr Şb: 14 77 93 25 5' 37. Mecıdıyekoy Şb: 175 43 98 175 43 99, Kadıkoy $D 338 91 00 345 14 40, Bakırkoy Şb. 542 56 27 542 56 28