27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rv 22 ARALIK 1989 GÖRÖŞ Önce kendini Herkes ınsanlığı değıştırmeyi düşünur, ama hıç kımse once kendini değıştırmeyi düşünemez lev Nlkolayniç Tblstoy CUMHURİYET/7 HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N 'MAKBUL ŞİRKETİ KİM TAYİN EDECEK? Baykal'ın iktidar projesi ve hukuk SHP'nın ocak ayında yapılacak tüzük kurultayında seçiın de yapılması ıçin karar alınmasından sonra yönetımdeki Baykalcı hizip yoğun bir tedirgınlık yaşamaya başladı. Bu nedenle seçım kurultayında delege yapısını 20 kişi de olsa etkilemek üzere bir an önce Adana ilinin kurultayı yapılmaya çalışıhyor, ama delegasyon ıçin önem taşımayan, örneğın Manısa Merkez 1 Ilçe Kongresı 7.5 aydır, Ankara da Polatlı üçesinın kongresı 7 aydır yapılmayabiliyor. IUB bu tÜT tüznk tartışmalannı. Arkadaşlar tuzuğun bir maddesinde bir 45 gun sure göriıyorlar, hemen bu mesele yapılıyor, bıiyuk projeJer unutuluyor." Baykal, bu sözlen ıle partı ıçındeki ufak tefek örgüt sonınlannın üstünde olduğunu vurgulamaya çalışıyor, ama MYK'daki ekibı sureklı olarak ve sadece bu "kuçuk orgut isleri" ile uğraşıyor. Hanı fıkrada olduğu gıbı: Baykal da işte bu küçük işleri ekibıne bırakmış, kendısı büyük işlerle ügılenıp SHP'yi "makbul ve kâriı bir şirket" halıne getirmek ıstiyormuş. Bu isteğıni de parti meclisınde şu sözlerle dile getinniş: Ikİ Şİfket "Duşiinüa ki iki Unc şirket var. Bu şirketlerden birisi bulun temel hukuk kurallanna, şirket yooetimi ile flgili yasalara uyuyor, yıl sonu bilancolannı dnzgun çıkan>or, vergilerini mnntazam oduyor. Yine de yıl sonunda sınırlı oranda kâr ediyor. Bir de ikind tur şirket daht var. TemcJ baknk karaUanaş o kadar fazla duyarlı degil, aina birind sirkete gore çok daha fazla kar ediyor. Şimdi soyleyin bakalıro hangi&ı makbul?" lşte SHP'dekı sorunun yamtı bu iki anlayış arasındaki aynlıkta yatıyor. Hukuka saygı gösterip sınırlı oy almak mı, yoksa bÛdiğini uygulayıp iktidar olmak mı diye sormuş oluyor Baykal? Tabii burada venlecek yamtlann ikisı de yanhş olmaya mahkum; çünku sorulann soruluş bıçımı yanıltıa. 'Bır parti tüzük ve hukuk kurallanna tümüyle uyarsa iktıdara gelemez, sınırlı oy alır' diye bir sunusun yanlışhğı kadar, 'hukuka uymayıp örgütle istedığımiz gibı oynarsak iktidara gelırız' bakışı da yanhş. Hukuk ve tüzük kurallarına uyularak iktidar olunabüeceğı gibi (ki SHP'den beklenen bu ıdi) hiçbir kurala uymayarak hiçbir yere de vanlmayabilir. Ne de olsa her parti ANAP dcğildir. Hem sahı, SHP eğer bir şirket olmak ıstiyorsa, secmen neden ANAP gibi bir anonım şirket varken Baykal'ın sınırlı sorumlu limited şirketine oy versin? KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK Adarn demiş ki "Bız karımla Bu şıkâyetler, pazartesi günü tüm ışlen paylaştık. Evın gerektoplanan partı meclisınde yoğun sinimlerinın sağlanması, çocukbir biçımde dile getirılınce SHP lann bakımı, yeraek, bulaşık giGenel Sekreteri Deuiz Baykal şu bi küçük ışlerle kanm ılgüeniyor. Doğu Avnıpa'dakı gelişmekonuşmayı yapıyor: ler, nükleer tehlike, özal'uı cunıKüçiik meseleler hurbaşkanı seçılmesi karşısında "Biz Iktidara jrüıüyen bir par siyasi partilerın yaklaşımı gibi tiyiz. Bizim büyük projefefimiz büyük konularla da ben ilgilew , iktklar projemiz var. Bıra niyorum". SİYAH 6ÛMÜSTE DEÖSİK BİR GÖSTERİ KARŞINIZDA PAKDEMİRLİ P İ K N t K PİYALE MADRA Vergiyî ücretliden alacaksın ADANA büromuzdan Metamet Yapıcı'nın Erol Sabana ile olan konuşmasını okumuşsunuzdur. Bir işadamı ve işveren olmasına karşın çahşanlarm ücretlerinden yapılan k'esıntılerin yüzde SO'ye ulaşmasına avaz avaz itiraz ediyordu. tşverenler bile ücrethlerin vergi ve diğer kesıntılenne itiraz ededursunlar Malıye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirii, bu gelişmeyı sağlıkh buluyor. tşte butçe komisyonunda bu konudaki "uyutmacalar" tutanaklarından: "öncelikle şunu söyleyeyim ki, vergi gelirlerinin Geh'r Vergisi kısmımn Ucretlilere kayması aslında sağlıklı bır durumdur. Sebcbi; Birinasi; ülkede kurumlaşmaya gidiliyor demektir. Serbest çalısanların sayısı azalıyor demektir. Mesela Batı Almanya'da bu çok yUksektir, bizden çok daha yüksektir. Ücretlilerden ahnan gelir vergisi ana gelir kaynağıdır. Ikincisi; çalışanlann sayısı fazladır ve sanayileşme dolayısıyla çalışanlann, tabiatıyla sanayide çalışanlann ödedıkleri vergı artıyor demektır. Burada vergilerin dağılımında aslında mukayeseyı Gelir Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi'ni beraber düşünerek yapmak lazım. Tek başına bir tanesini yaptığımız zaman, bizi yanhş noktaya getirebilir. Benim ehmdekı değerlerle, mesela 1981'de vergı yükü, mesela bir asgari ücreth'deki vergi yükü yüzde 11.82 görünüyorken, bugün yüzde 18.5'ecıkmıştır. Ancak şu sık sık uygulanan bir yoldur: Maalesef; asgari ücretle çahşmamasına rağmen, prim ve gelir vergisini az ödemeyi teminen, asgan ücretle çahşryormuş gibi gösteriliyor bırçok insanınıız. Bunlar emekliliğine yakın artık normal rakamlara geçiyorlar, emeklüık haklannı kaybetmesinler diye. Bu maalesef yaygın bir uygulama. Bu yaygın uygulama olmasa hakikaten asgari ucret vergı dışı bırakılabihr. Fakat şu anda o kadar çok kişi görflnüyor ki asgari ücretle çahşan, böyle bir şeyi yaptığınız zaman vergi toplama ımkânı da hemen hemen ortadan kalkıyor. tnşallah vergı şuuru daha iyi yerleşecek ve bu türlü çarpıtmalar azalacak ve o zaman bıraz daha bu vergi yükleri azalabilecek. Tabiatıyla, vergi yükü mukayesesim yaptım, 1981'de yüzde 11.82 dedim. 1989'da arttı, yüzde 18 oldu dedım. Yalnız burada yeni bir sistem getirdik bılıyorsunuz; vergı iadesi. Dolayısıyla, o asgari ücretliye bizim verdiğımiz vergi iadesi de yüzde 16'yı buluyor. Demek kı net yük 2'ye düşüyor, yani oradaki artışı gördük. O artışı ortadan kaldırmak ıçin geliri kadar bir harcamaya, vergi iadesi uygulayarak o tıpteki'bir çalışanın vergi yükünü asgariye indirdik. Ücretlilerin ödedikleri verginin, GeUr Vergisi ıçindeki payı 1980 öncesinde yüzde 65 civarındaydı. 1987'de yüzde 38.20'ye, 1988'de yüzde 49.9'a, 1989'da 10 aylık yüzde 54.9. Yani daha 1980 öncesine gıdemedık efendim, 1980 öncesine gidebılmek ıçin daha bıraz payımız var." HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN T(?AJİK UAAİ..PEMEK TRAJıK çiza;Ve ŞU PARTıYİ ÇAĞOAŞ BİR Müziğin resmini yapan ressam Harbiye'dekı Sıyah Gümüş Ban'nda önceki gece ılgınç bir "happening" yaşandı. ABD'de yaşayan ressamlanmızdan Ergin Alhhan, "muziğin resmi"ni yaptı. Sahneye önlüğü, tuvali ve boyaları ıle gelen Atlıhan'ın arkasına trompet, saksofon ve trombon ile "Kemik 3 " grubu yerleşti. Ressam müzikten esinlenerek tuvalın üstüne desenlerıni çiriyor. Arada içkisini yudumluyor. Caz müzığı New York New York. Bırdland, Hello Dolly, Moonlight Serenade ile sürerken tuvalin üstünde bir tablo şekillenmeyebaşuyor. Bu arada isteyenler dans ediyor. Sonra tablo bitiyor. Athhan, fotoğrafını çeken arkadaşırmz Muharrem Aydın'ın sorulannı yanıtlarken bu tur bir happening çalışmasını daha önce ABD'de Blue Note ısimlı bir caz kulübunde de yaptığmı anlatıyor. Şımdi de yılbaşına kadar bu tür raüzik resmi yapmaya devam edeceğjfıı ve sonra eserlerıni Galen Lebriz'de sergıleyeceğini anlatıyor. (Fotograf: Muharrem Aydın) TuSlADı OROUfu. A8D'Yi YANINA ALMA9AH 6İR SOS/AÜST PARTİ TbRKıYE'de NASIL AĞAÇ YAŞKEN EÖİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES MİUİ E6İTİMİN DEPOSU ^errtîeRirf iSiasb J f C S? i i!îm l e * ü | l > i a n ı n ' d u f 1 ^ d a ^ wk du^üğümde köRpecık WR B ^ ^ Ne çok ihbar geliyor Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Metımet Ali Yılmaz'ın Tek A n firmasının Kadıköy'deki merkez binasını yılhğı 900 mılyon liraya depo olarak kiralamak istediğini yazmıştık ya, bilseniz ne çok ihbar ve telefonlar aldık. Bir okurumuzun anlattığına göre bu TekArt fıraıasının taşeronu ArTek firmasıymış, bu firmanın sahibi de, Atanur Oğuz'un eskı yardımcılarından Ünal Bevazıt imiş. Ünal Beyaat'ın eşi ise Osman Hızlan'ın özel kalem müdürü Alev Beyazıt ımiş. Bunlann da Mıllı Eğitim Bakanı Avoi Akyol ıle ahbaphkları çok iyi imiş vs.. Bir başka okurumuz ise Mehmet Ali Yılmaz, şimdi adı lmpexbank olan Tıtibank'ın sahıbı iken, Milli Eğitim Bakanı Avni AkyoPun da bu bankanın yönetim kurulu üyesi olduğunu hatırlattı. Herkes bır şeyler söylüyor işte. Torba degil ki ağızlarını büzelim. ? ^ : a n a y onB ğ rneye ve nef(»te yönekdi \aZVesnce Kî«li beyaz oldu la... Ve önce K«li beya ve en Son cv^»u... cileRîn enrnahiRîen K*U olanıy Retfcî en hızlı PON JUAN Af ÖRGÜTÛ'HÜN UKVİMİNDEYİZ Mart ayı Sevgi Kılıç'ın Uluslararası Af örgütü'nün Isveç Seksıyonu, yeni yıl için bir takvim hazırlatmış. 1990 yılı takviminın her sayfası bir aya ve bır işkence kurbanına aynhnış durumda. Aynca aylann her gününe de yine işkenceden geçmiş bir kışinin adını vernuşler. Ocak ayı takviminde El Salvador'dan bayan Vida Heraandez'ın oğlu ile bir resmi yer ahyor. Şubat ayında Güney Kore'den öğrenci Lee'nin bahk avlarken bir fotoğrafı. Mart ayı ise Türkiye'den secilmiş. öğretmen Sevgi Küıç. Kızı ile muthı günlerınde gülumseyen resminın aJtında Sevgi Kılıç'ın şu sözleri yer ahyor "15 gun işkencede iken sadece ölmek istedim" Kılıç'la ılgıli verilen bilgi şöyle: "Yasak bir örgute girmekten ve bırkaç yürüyüşe katıhnaktan dolayı işkence gördü, Amnesty Intemational hemen duydu kampanya başlattı ve bir ay hapısten sonra serbest bırakıldı." Nisan ayı Giınej Afrika CumhDriyeti'nden CYVN Sendikası'nın eski zenci genel sekretennin eşi ile kucaklaşırkenki bir resmine aynlmış. Mayıs ayı Arjantin'den Rudolfo ile kansı Nora Gegnari'ye, haziran ayı Çekoslovakya'dan gazeteci Karen Kyncl'a, temmuz Haiti'den Marc Romulus'a, ağustos Çin'den Zben Cbaolin ve eşine, eylül Bolivyalı sendikacı Geaaro Flores'e ayrıhruş. Flores, GARFIELD 2 jm DAVIS te7EJ2SENİ7 V) î AMA HEDl>E HIBSMÎ) v BÜ A&X BlBAZ •;*> Jmg fiU *«r* d» tm tt km «V tmgıt ı 4em»mt h mü Attıı M l ı r ı n . M ) Srvft Mılıc »m •» * fmr mll ntikmrm m «r f*r*ıı ıf«rr* *•••(>!/ *« •*' •** ' / ' " 2J ; 1 T O II Ctrtrmd Ctrtıe C*f .. L». 17 2 FHK En f« E •« Cra/rırf • E4rwr4 £4* Edd ,r * AN 18 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARMAıV 22 ARALIK 1947'OE SIKIYON£TIM KALDIRILMIŞTL Şjt 1941DE BUGUM, *AAR**ARA SOlG£SINDE StKirNE 1941'DE BUGUM, *AAR**ARA SOlG£SINDE StKirÖNE BİSrî T7M(OK& IPAH£) KAL&rGtLMtÇTf. JT. OUNYA SAVAŞfMIN SALKAN ULKEl££İNl KAPSAYAN BtfZ G6UŞME GOSrGGMESl ÜZSISINE, TVGKIYE »UKÜMETl, 6ÛVENLIK AMACIYLA, 194O'rn, StKIYOME77M K4&4&I ALMtŞTt. İSTAU8ÜL, KIISKLAREU, EDıRNE, TEtZlROAS, ÇANAKKALE ı/E KOCAEU ILLERlNOE SEÇ.EÜU OLAN SI&YOMETlM, /EPl Y(L SuRMUŞTU. SON SlKIYONEriM KUMANOANI ASIM PC5^) 6O&E VIMEM AYR(URK£N; AS/CERÎ MAHK£M£i VALAB. SfV/L MAt4IC£MEt£££ BieAK/LMIŞTf. /STANgUL VALISl LUrTI KtRPAIZ(?AĞPA*), KEMTTEKI GUVENLlK OM£ML££lNtN SuGECE&'Nı BEUHTMrŞr/ DEKt DOSYALAR SAVClLIĞA GONPE£ILER£K,DA 3 LÖK C.r J..rf Jmm,, J.. 19 , •*• tekerlekli sandalyede eu'nde bir bıldin okurken görülüyor. Eylül ayında Dogu Almanya'dan Regina Kube, kasımda Fas'tan Jamal Benomar, aralık ayına ayrüan sayfada ise Filipinler'den bayan Pnri Trinidad minicik oğlunu parmaklıklar arasından uzattığı elleriyle sımsıkı kucaklamış. Görülduğu gibı başka hiçbir şeyde olamasak bile işkence konusundakı bir takvımde dünya üçuncüsu olarak yer almayı başarıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle