Katalog

22 ARALIK 1989 HABERLER CUMHURÎYET/11 4 SHP Parti Meclisi üyesi ErtuğrulGünay'ın kurultay sorusu: Bu yönetimden memnun musunuz' ki içlerinde son derece başanh, Aramzda program düzeyiade bir sosyal demokratlıklarından şüp farkblık var mı? GÜNAY: Biz söylenenin ya da he edilmez olanlar vardı, iki buçuk satırla ve gerekçesiz olarak öyleymiş gibi gosterilenin aksine görevden aldılaç. Ardından kong SHP'nin progranunı çok inançla, relerini olağan süreler içinde, ne çok kıskançlıkla savunuyoruz ve yasanın ne tüzüğün öngördüğü özüne dokunulduğu zaman çok süreler içinde yaptılar. Bu konu büyük tepki göstcriyoruz. Ama daki itirazlan değerlendirmediler. arkadaşlanmızm, bugünkü yöneSonra 26 Mart'a gelindi. Bence 26 timin bu konuda duyarhhkları Man'ın sonuçlan çok ciddi tah yok. Oldukça şekilsiz bir yapı lil edilmeliydi. SHP Merkez yö içinde bir kitle partisi üretmek ve neticileri bunu olağanüstü bir ba oradan toplumun pahalılıklar şarı olarak niteledi. Oransal artı üzerinde yükselen tepkisiyle iktişı çok abartarak topluma bunu dara ulaşmak düşüncesindder. yaydılar. Bir anlamda kendileri Farklı bir program savununi aldattılar. Bunu da parti içi ege yortar deoebihr mi? Çöııkü yöne»menliğe kullanmaya kalktılar. tflen eleştirikr arasında 'parti saHemen 26 Mart'ın ardından top ga kayıyor' da vaıtfa. Ba bir projlanan PM'de tüzük değişikliğini ram dejişikligini de gündeme gegündeme getirdiler. Bu tüzük de tirebüir mi? ğişiklikleriyle partiyi aylarca kenGÜNAY: Programı savunmudi içinde tartışmaya mahkum et yorlar ki... Bu program konusuntiler. Parti uzun bir süreyi ilçe da kararh değiller. Kararularsa bikongreleriyle gecirdi. Genel Sek le ifade etmiyorlar. örneğin ayreter yaz aylannı tstanbul kong larca PM'de progranunuz kalmaresini almaya harcadı. Bu mıştı. Aylarca bastınn dedim ıssürede erken seçim gündemde tu rarla, en sonunda bastırdılar. örtulup kitleselleştirilebilir, özal'ın gütlerde de yoktu. Bunu anlamak aday olmasının yolu kesilebilirdi. mümkün değil. Program yoklu Vani sonın MYK'nın sade ğunda "tşte Alternatif" diye bir ce ice dönuk çauşmalara yöaebnis başka kitapçık çıkardılar. O kiolmasından mı kaynaklanıyor? tapçık kelime değişiklikleriyle, cümle değişiklikleTiyle programdan ödün veren bir başka belgedir. Program değiştirme hakkı kurultayındır. MYK'nın değil. Kaldı ki MYK'da bile görüşülmemiş. Bizim program tercihlerimizi Kurultay saptıyor. Peki parti içi muhalefetin eksUtUkleri, yanlışlan yok mn? GÜNAY: SHP parti içi iktidarının eksikleri olduğu gibi bizim de eksiklerimiz var. Eleştirilerimizi kamuoyuna ve partililere yeterince aktaramadık. Toplum bizi SHP'nin programının solunda bir şeyler arayan insanlar olarak tanıdı, bu haksızlık. Ama bunun haksızhk olduğunu, biz de bu programı sonuna kadar savunduğumuzu anlatamadık. Birimiz ikitrüz değil, hep beraber söylemdiydik. Doğulan söylemek adına görevden almmayı bile göze almalıydık. Yaai siz partide iuüıp möcadeleye devam ediyorsonuz? GÜNAY: Evet. Ama istifa eden arkadaşlara da haksızlık etmek istemiyorum. Onlar istifalanyla SHP'nin içinde bulunduğu sorunlara toplumun dikkatini çekmek bakımından önemli bir görev yerine getirdiler. Büyük bir özveri olarak bakıyorum. Insan, yülardır siyaset yaptığı bir kurumdan istifa noktasına çok büyük umutsuzluklarla gelir. O bakımdan deştirmek istemiyorum onlan. Ama bu cıkışın SHP tabanına, örgütüne güvensiziik haline dönuşmemesi gerekir. Ben onlardan farkh olarak tabana, öıgüte, SHP'yi bugüne getiren insanlara halen güvendiğim için kalıp çaJışmak gerektiğine inanıyorum. En azından kunıltayda onlara bu yönetimden memnun musunuz diye sormak istiyonım, sorulması gerektiğjne inanıyorum. Eğer kurultayımız "Sayıo Baykal ve arkadaşlan sizin bu savunduklanmzı yapabiür" derse o başka bir tartışma konusu, ama demeyeceğini samyorum, inanıyorum. Yok derse? GÜNAY: Derse, çok kitlesel bir şey çıkar ortaya. Oturur, kitlesel olarak örgütlerle değerlendiririz. Siyaset uzun solukludur. Bir kurultay kaybedilebilir. Çok yakın bir kuruluy için ışık görülürse devam edilir. Yoksa bir başka arayışa gidilir. Biz SHP'nin tabanından umudu kesmişsek Türkiye'de de detnokrasi açısından çok ciddi tehlikeler var demektir. Özal'ın ziyaret ve kabulleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı TUrgut Özal, kabul ve ziyaretlerini dün de sürdürdü. Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay ile haftalık görüşmesini yapan özal, Romanya Başbakan Birinci Yardıracısı Gheorhe Oprea başkanlığındaki bir heyeti, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ile Petrol Ürünleri tşverenler Sendikası (PÜİS) yöneticilerini kabul etti. Özal dün Sayıştay Başkanı Servet Şamlıoğlu, Askeri Yarmtay Başkanj Tuğgeneral Ismet Onur ile Askeri Yüksek ıdare Mahkemesi Başkanı Tüğgeneral Hikmet Burat'ı ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Özal 26. zırhlı topçu alayında yapüacak sancak, Intemational Hospital]ın açılış törenlerine katılmak üzere dün 22.00'de trenle Istanbul'a hareket etti. ERTUĞRUL GÜNAY'DAN Yöneticilere, Yönetimleri atarken katılımı ortadan kaldırdılar. Gerekçesiz görevden aldılar. Kongreleri olağan süreler inde yapmadılar. Tüzük değişiklikleriyle partiyi aylarca kendi içinde tartışmaya mahkum ettiler. Muhalefete, SHP parti içi iktidarının eksikleri olduğu gibi bizim de eksiklerimiz var. Eleştirilerimizi kamuoyuna ve partililere yeterince aktaramadık. Tophım bizi SHP programının solunda bir şeyler arayan insanlar olarak tanıdı. tç PoKtika Servisi Olağanüstü seçimli tüzük kurultayı öncesi, SHP'de parti içi muhalefet, izleyeceği yolu belirlemek üzere bir araya geliyor. Kurultaya kadar olan süre içerisinde yapacakları çalışmaları gün gün belirleyecek olan parti içi muhalefetin önde gelenlerinden Parti Medisi üyesi Ertugrnl Güaay, "Cumburiyef'in sorulannı yanıtlarken, "KnrulUıyda 'Bu yönetimden memnun musunuz' diye sormak istiyon»" dedi. "Cumhuriyet"in sorulan ve Günay'ın yanıtları şöyle: Bugankü yönetimi hangi noktalarda deştiıiyorsuBuz? GÜNAY: MYK göreve geür gelmez yeni kunılan ilçelerde yönetimleri atarken kalıhrru ortadan kaldırdı. tUerin görüşünü almadan örgüt birimleri oluşturmaya başladdar. tlk sıkıntı burada başladı. Egemenlik kurmarun ilk işareti buydu. Ardından parti içi bir karalama, bir bunalım anını fırsat bilerek yedi ilin yöneticilerini Ozallar'ın davalan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Sekreteri Gökberk Ergenekon, 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Cumhurbaşkanı Türgut özal'a 5 milyon lira manevi tazminat ödemeye raahkum edildi. Ergenekon, 18 temmuz tarihindeki basın toplantısmda, "özal, abuk sabuk konuşuyor. 26 Mart'taki beyin sarsıntısı temmuz sıcağıyla birleşince saçmalamaya başladı" demişti. Turgut özal'ın kardeşi Yusuf Bozkurt özal'ın, "Gazete" Gazetesi hakkında açtığı 25 milyon liralık manevi tazminat davası ise reddedildi. Mahİceme, gazetede 6 nisanda yayımlanan, "Hafta Sonu, belgelerle açıkladı. Birader Özal zor durumda" başlıklı haberin bir gazeteden alıntılandığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verdi. Haberde, özal'ın ABD'deki Aydın Corporation adh şirketle ortak olduğu iddiaları yer almıştı. Ayrıca Turgut özal ve eşinin, yine "Gazete" Gazetesi'nde yer alan "Isviçre Konsolosu Papatyaların tuşmına uğradı" başlıklı haber üzerine Erol Simavi, Zürih muhabiri Erdinç Ispartalı, yazı işleri müdürleri Tufan Türenç ve Mehmet Yaşin aleyhine açtığı 40 milyon liralık manevi tazminat davası ertelendi. • • Mezarlarm nakline yeşil ışık • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yıldınm Akbulut, TBMM tçişleri Komisyonu'na gönderdiği yazıda, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlanmn devlet töreniyle nakli önerisine hükümetin olumlu baktığını bildirdi. Oneri sahibi ANAP Giresun Milletvekili Burhan Kara konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, TBMM'nin bütçe tatilinden sonra önerinin komisyonda ele alınması için girişimlerde bulunacağını söyledi. Kara, önerinin şubat ayında yasalaşabileceğini belirtti. SHP Genel Başkanı, Fener Patrikhanesi'nin onajımı için yardım eden Yunanlı işadamı Angelopulos'u kabul etti. Erdal İnönü, kendisiyle görüşen kadm üyelere, "Önce partilerde, ardından parlamentoda ve hükümetin çeşitli organlarında hak ettiğiniz yeri almalısımz" dedi. İnönü'nün 'siyaset dışı' îstanbul turu Cezaevi uzügu değişikliği onaylandı ANKARA (Cumhuriyet BüroM ) Bakanlar Kurulu, bir süre önce Danıştay incelemesinden geçen Cezaevleri Tüzüğü'ne ilişkin değişikliği onayladı. Bakanlar Kurulu, mali suçlann takibinde görülen boşluğun doldurulması amacıyla da adli yardım Avrupa Sözleşmesi'nin ek protokolünün onaylanmasını karariaştırdı. Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Mehmet Yazar tarafından yapılan açıklamada, Adalet Bakanhğı'nca hazırlanan ceza infaz kurumlanyla, teklifhanelerinin yönetimine ve cezalann infazına dair tüzüğün bazı maddelerinde ıyileştirmeler yapılmasma ilişkin değişıkliğin Bakanlar Kurulu tarafından onaylandığı belirtildi. Mehmet Yazar, yapılan değişiklikle, hükümlü ve tutuklulara şikâyetlerini anlatma kolayhğı sağlandığım kaydederek şöyle dedi: Güvener'e 1 yıl hapis • Istanbul Haber Servisi Milliyet Gazetesi Yazıişleri Müdürü Eren Güvener, bir süre önce Bayrampaşa Cezaevi'den fırar eden DevSol liderleri Dursun Karataş ve Bedri Yağan hakkında temmuz 1988'de yayımlanan iki yazı nedeniyle 1 yıl hapis ve 6 milyon lira para cezasına çarptınldı. Suç tarihini dikkate alan Istanbul 2. Asliye Ccza Mahkemesi, kararı daha sonra 6 milyon 108 bin lira para cezasına çevirdi. Milliyet Gazetesi'nin 23 Temmuz 1988 tarihli sayısında yer alan "Kuyumcu basan DevSolculardan itiraf: tşadamını kaçıracaktık" ve 24 Temmuz 1988 günü çıkan "DevSol içeriden yönetiliyor. Terörün beyni cezaevinde" başhkh haberden dolayı Dursun Karataş ile Bedri Yağan'ın avukatları, tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuşlardı. tç Politika Servisi SHP Genel Başkanı Erdal İnönü dün Istanbul'da önce Deniz Ticaret Odası'run kongresine katıldı. Ardından Hayvanları Koruma ve Hayvan Severler Derneği üyeleriyle görüştü daha sonra da Fener Patrikhanesi'nin onarımı için yardım eden Yunanlı İşadamı Angelopulos'u kabul etti. Erdal İnönü, Deniz Ticaret Odası'nın kongresinin ardından SHP ll Merkezi'ne gelerek Hayvan Sevenleri ve Hayvanları Koruma Derneği üyeleriyle görüştü. Demeğin kadın uyelerine hitaben, "Önce partilerde ardından parlamentoda ve hükümetin çeşitli organlannda hak ettiğiniz yeri almalısımz" diyen İnönü SHP'de kadınlann yüzde 25 oranında temsil edümesini tüzük kutNÖNÜ tL MERKEZİNDE Erdal tnönü, il merkezine giderek il \oneticilerble bir süre görüştü, daha sonra Hayvan Sevenler ve Hayvanları Koruma Derneği üyelerinin dikk ve isteklerini dinledi. (Fotoğraf: Fuat Kozlukln) rultayında gündeme getireceğini yineledi. Dernek üyeleri ve öteki hayvan severler de tnönü'den ll Başkanı Ercan Karakaş'tan Hayvanlan Koruma Dernekleri'yle belediyelerin ortaklaşa çalışabilmeleri için hayvanlann korunmasma yönelik evler yapabilmek ve hayvan hastanesine yer gösterilmesinde aracı olmaları için yardım istediler. Görilşmeye gelenler İnönü'nün gidecekleri son kişi olduğunu belirterek SHP'nin Hayvanları Koruma Yasası'nı Meclis'e sunmasını istediler. Hayvan sevenler SHP'nin çahşmalannı izleyeceklerini ve olumlu bulduklan takdirde hem partiye üye olacaklannı hem de iktidar olması için ellerinden geleni yapacaklannı soylediler. Daha sonra Fener Patrikhanesi'nin onanmı için yaklaşık 15 milyon dolar yardım yapan Yunanlı İşadamı Angetopulos'u kabul eden Erdal İnönü, TürkYunan dostluğunun geliserek sürmesinden yana olduklannı belirtti. Angelopulos görüşme strasında tnönü'ye Venizelos'un Atatürk ve tsmet tnönü'yle çektirdiği fotoğraflan hediye etti. Erdal İnönü il merkezinde il yöneticileriyle de bir süre görüştükten sonra Ankara'ya döndü. tutuklamaya tepki • tstanbul Haber Servisi Cağaloğlu'nda bir gösteriye katıldığı gerekçesiyle Hülya Efegil'in tutuklanması, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) tarafından yapılan bir yazılı açıklamayla kınandı. Tutuklamanın keyfi gerekçelere dayandığının öne sUrüldüğü açıklamada, "TAYAD üzerindeki baskılar, kurulduğundan bugüne kadar hiç kesilmedi. Üyelerimiz gün geldi cezaevleri önünde coplandılar, yerlerde sürüklendiler. Gün geldi gözaltına alınıp işkencelerden geçirildiler, tutuklandılar. Demokratik kitle örgütleri ve TAYAD üzerindeki baskıları protesto ediyor, Efegil'in bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz" denildi. îstanbul Üniversitesfnde gergin gün Forum yapan tslamcılar, TBKP'lilere ve 'ülkücülerin' konuşmasına izin vermediler. tslamcılar ve sol görüşlü öğrenciler forumda birlikte 'kahrolsun faşizm' sloganı attılar. tstanbul Haber Servisi tstanbul Üniversitesi'nde dün gergin bir gün yaşandı. Kendilerini "Müslüman Gençler" ve "DevGcnç'li" olarak tanıtan iki ayn grubun düzenlediği forumlarda karşüıkh tartışmalar oldu. "Müslüman Gençler" olarak adlandınlan bir grup öğrenci, düzenledikleri forumdan sonra hukuk fakültesi binasına pankart asmak istediler. DevGenç'li olduklan bildirilen öğrenciler bunu engellemek isteyince, gruplar arasında tartışma çıktı. Bu sırada DevGenç grubu adına öne çıkan bir kız öğrenci, "Zulme ve kaüiama karşıyız diyorsunuz. O hakte neden Kahramanmaraş gibi faşist katliamlara karşı çıkmıyorsunuz?" diye konuştu. Söz isteyen TBKP'li ve "Ülkücü" öğrencilerin konuşma^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ lan engellendi. Bu sırada Ülkücü•^^^^^^^^^^rT^^^^^**i^^^^" * * • ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B ı e r dışında kalan tüm gruplann, aLOGAN YARIŞI lu'dekı forumda zaman zaman gergin anlar yaşandı. 4 saat süren olaylar snresin "KahroUun faşizm" diye birlikce graplar karşılıklı olarak pankart indirdi, slogan yanşına girdi. (Fotoğraf: Nihat Haha) siogan attıklan görüldü. "Müste tstanbuTda operasyon • tstanbul Haber Servisi Istanbul'da siyasi polisin yaptığı bir operasyonda, yasadışı sol bir örgüt üyesi oldukları belirtilen iki kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Siyasi Şube Müdürlüğü yetkililerinin dün verdiği bilgiye göre yasadışı "TKPML Devrimci Halkın Birliği" adh örgüt üyesi Naci Çelebi ile Mehmet Şerif Yazar'ın Bakırköy'de gerçekleştirilen bir operasyonla ele geçirildikleri kaydedildi. Elanğ Emniyet Müdürlüğü'nce adam öldürmek, örgüt üyesi olmak ve örgüt adına eylemlerde bulunmak suçlanndan aranan Naci Çelebi'nin kaldığı evde yapılan aramada, biri tam otomatik silahla birlikte, toplam 8 adet çeşitli çap ve markalarda tabanca, 2 adet telsiz, 3 adet gözyaşartıcı sprey ile bazı dokümanların ele geçirildiği açıklandı 6 0 0 bin mülteci geldi • LONDRA (AA) İngiltere'de yayımlanan haftalık Economist Dergisi son sayısında "Mülteciler Yılı" başlığı ile, 1989 yılında dünyadaki iltica hareketlerinin incelendiği bir araştırma yayımladı. Economist'in araştırmasında Türkiye'ye 1989 yılında 300 bini Bulgaristan'dan, 250 bini Iran'dan ve 50 bini de Irak'tan olmak üzere toplam 600 bin dolayında sığınan olduğunu belirtti. Economist'te yer alan yazının başka bir kısmında ise Batı Avmpa ülkelerine son yıllarda sığınan multecilerin yarıdan çoğunun Türkiye, Polonya ve Yugoslavya'dan geldikleri belirtilerek, "Bu ülkelerden hiçbiri dayanılamayacak ölçüde baskıcı değil. 1980'lerde bile değillerdi, şimdi ise kesinlikle değiller. Bu ülkelerden gelenlerin çoğu sığınma istemelerine rağmen iş aramaktaydılar ve sığınma istekleri reddedilse bile gittikleri ülkede kalabileceklerine inanıyorlardı" denildi. Yazıda, 1995 yılına kadar "OECD'nin en kalabalık nüfuslu Avrupah üyesi olacağı" belirtilen Türkiye'nin, gelecek yıllarda işçi fazlasım Batı Avrupa'ya göndermeye calışacağı savunuldu. luman Gençler"den sonra "DevGenç'li" grup da düzenledikleri forumla "Kahramanmaraş katliaaunı kınadıklannı" açıkladılar. DevGenç imzalı bildiriler dağıtan ve afış asan grup, "Kabramanmaraş'U katliam yapanlann din kfevesi alüada kendilerini yeniden meşmlaftınnaya çahşdklaruu, bu Idşilere karşı ııyauk olunması gerektiğuıi" soylediler. 4 saat süren 'olayh' forumu TRT de baştan sona izledi. "Haberden Habere" programının yapımcısı Ertürk Yöndem, öğrencilerle koMehmet Yazar, bakanlar kurunuştu. lunun aynca 18 Mayıs 1987 tarih ve 3363 sayılı kanunla kabul edilen ceza işlerinde karşüıkh adli Forum sonrası ılımlı yardım, Avrupa Sözleşmesi'nin ek hava protokolünün de onaylanmasına Forumdan sonra öğrencilerin karar verdiğini açıkladı. Yazar, büyük bölümü dağılmadı ve kü sözleşmenin 20 Nisan 1959 yılınçük grupçuklar halinde olayı tar da imzaya açıldığını ve Türkiye tatıştı. öğVencilerin tartışması sıra rafından da kabul edildiğini belirsında birbirlerine göreceli bir şe terek, ek protokolün onaylanmakilde hoşgörülü davrandıklan, sıyla birlikte mali suçlann takibintansiyonun yükselmemesine çaba de görülen boşluğun doldurulduğunu söyledi. gösterdikleri dikkat çekti. "Hükumhı ve rutuklulann istek ve şikiyeüeriııi kurum müdürane veya onu temsile yetkili görevliye, cumhuriyet savalığına veya baluuriıga her zaman bildirebilirier. Hükümlö ve tutuklulann resmi makamlara kapalı zarfla rapacağı istek ve şikâyetleri vakit geçirmeksizin ilgili merciye iletilecektir. Morallerin yiikseltilmesi içia hizmetler artünlmaktadır. Hiikümlö ve tutuklulann dinsd, nıhsal ve manevi yaşunlannın gereklerini yerine getirmeJerioe imkânlar ölçüsündefcdnverttir. HükümKUük süresi 10 yü ve 10 yıldan asağı olanlara yılda iiç gün izin verilir. tzinler 10 güne kadar, infaz edilen sürenin hukümlülük sürennden indırilmesiyle bulunacak süreye göre hesaplanır. Hükümlü ve tntnkhınun eşi, çocukları, torunlan, ana babaa, büyük babası. büyukanDesi, kardeşleri, amcası, halası, teyzesi, dayısı, kayınbabası, kaynanası, vasisi, kayyımı, vekil avukatı, kardeşlerinin çocukJan kayınbiraderi, baldızı, göriimcesi, bacanağı, eltisi, gelini ve damadı ziyaret edebilir. Tercüman aracılığıyla savunma imklnlan getirflmekte,rincirve demire vurma cezası ile kauksız bapis cezası kaldınlmakta, yayınlann okunmaa kolaylaşbnlmaktadır. Böylece cezalann infazında degişen dünya şartlanna uyumda önemli adımlar aülmış ounaktadır." MARKSİSTLERİN 'BİRLİK' TARTIŞMASI ~~~ Yasal bir KI^ demokrasi için zorunluluktur Şansal Marksistlerin birliği vazgeçilemeyecek denli önem taşımakta, öte yandan bu bütünleşme bir KP oluşumu ile ortaya konabildiği takdirde anlamış bulmaktadır. Gümöş Sosyal demokrasinin solundaki güçleri, fraksiyon ayrımlarını en aza indirerek sosyalist bir çatı altında toplamaya çahşmak elbette ivedi bir görevdir. tç Politika Servisi TBKP'nin "yasallaşma" kararı alması ve Türkiye'deki bütün Türk, Kürt Marksistlerine yaptığı birlik çağnsına ilişkin değerlendirmeleri Doç. Dt. Fatih Gümüş ve avukat Erşen Şansal'uı görüşleriyle sürdürüyoruz: farkh konular gibi ele alınnuşür. Oysa bunlar, biri diğerinden ayn olan konular değildir. Marksisüerin birliği vazgeçilemeyecek denli önem taşımakta, öte yandan bu bütünleşme bir KP oluşumu ile ortaya konabildiği takdirde anlamı bulunmaktadır. Günümüzde çağdaş bir KP'nin yığınsal ve farklı görüşlere açık bir parti olması gerekliliktir. Geriye kalan sorun, bir program sorunudur. Belli bir program ilkeleri etrafmda birlikteliğe ulaşılabilir. Esasen TBKP'nin çağnsı da bundan farklı bir anlayış taşımamaktadır. öte yandan KP'nin yasalhğı da yaşamsal düzeyde vazgeçilmezdir. Yasal KP konusu, Ttirkiye'de Marksistler, komünistler için bir bakıma bir prestij sorunu haline gelmişür. Komünizme hayat hakkı tanımayan resmi görüşün sona erdirilmesi için önemlidir. Ancak bu, kurulacak partinin mutlaka KP adım taşımasını gerektirmez. Çunkü partiye komünist niteliğini veren, partinin adı değil, yöneldiği amaç ve sahip olduğu ilkelerdir. Bu nedenle önemli olan, partinin "KP" adım taşımaya hakkı olduğunun kabul ettirilmesidir. Yasal bir KP'nin var olmasımn asıl önemli yanı, bunun demokrasi için bir zorunluluk olmasıdır. Çeşitli görüş ve düşüncelerin, bu arada özellikle çağımızın sorunlanna çağdaş bir anlayışla yaklaşıp bunlan çözümleyen ve topluma daha ileri bir yasam düzeyi sunacak olan örgütlenmelerin yasaklı tutulduğu bir ortamda demokrasiden söz edilemez. Bu nedenle yasal, çağdaş, yığınsal KP'yi savunmak, yalnızca komünistlerin değil, demokrasiden yana olan herkesin sahip çıkması gereken bir demokrasi görevidir. Izmit'te amonyak paniği • tZMTT (Cumhuriyet) Izmit'in Derince bölgesinde dün öğle saatlerinde çevreye yayılan amonyak kokusu panik yarattı. Istanbul Gübre Sanayii (İGSAŞ) fabrikasında seviye kontrol vanasından kısa süreli olarak meydana geldiği açıklanan gaz sızıntısının giderildiği bildirildi. Dün saat 13.45'te Derince'de havaya aniden amonyak kokusu yayıldı. Yoğun sis nedeniyle de görüş mesafesi 510 metreye kadar düştü. Bölgede yasayan vatandaşların paniğe kapılarak ilgili kurumlan aramalan üzerine, ll Saglık Müdürlüğü ve Körfez Kaymakamhgı çevrede araştırma yaptı. Amonyak sızıntısının, İGSAŞ gübre fabrikasının seviye kontrol vanasındaki teknik arızadan meydana geldiği ve "anlık" olduğu açıklandı. Doç. Dr. Fatih Gümüş Türkiye bugün yarı sömürgecilikten çeyrek sanayileşmeye geçmenin ağnlan içinde yaşıyor. Uluslararası tekelci sennaye güçleri ve onların yerli ortaklan sermaye birikimindeki büyük tarihsel gecikmenin ağır faturasını her zaman olduğu gibi emekçi sınıf ve katmanlara ödetiyor. Gecmiş yüzyıllarda sennaye sömürgeleştirdiği geniş ülkelerin kaynaklanna el koyarak hızla büyürken bile kendi halkını acımasızca sömürüyordu. Av. Erşen Şansal Tartışma, Marksistlerin birliği ve yasal komünist parti odağı etrafında yoğunlaşmaktadu. Bu iki konu, zaman zaman birbirinden Sermayenin günümüzde bu denli vahşileşmesinin nedeni kendi emekçi halkından başka sömüreceği bir kaynağa sahip bulunmayışı ve uluslararası tekelci sermayenin manyetik alanına girerek uydulaşmasıdır. Kanımca sorunuzu bu tarihsel perspektif içinde yanıtlamak gerekir. Sosyal demokrasinin solundaki güçleri, fraksiyon ayrımlarını en aza indirerek sosyalist bir çatı altında toplamaya çahşmak elbette ivedi bir tarihsel görevdir. Parçalanma luksünden kurtulmak için elden gelen her şey yapümalıdır. Çoğulcu sistem içinde düşünce ve örgütlenme özgürlüklerini benimseyen ve her türlü zorbalıklan, terörü ve şiddeti dışlayan Marksistlerin küçük özverilerle büyük sonuçlara varacaklanna kuşku yoktur. Insanhk siyasal demokrasi yolunda çok acı çeküği için sosyal demokrasiyi kurmaya çahştı. Sosyal demokrasinin yetersizlikleri de ekonomik demokrasi ile doldunılmaya çalışıldı. Ama ekonomik demokrasi de geüşmeyi engelleyen bazı tıkanmalara yol açtı. Şimdi insanlığın önünde yeni bir çevren (ufuk) açıhyor. Artık siyasal, sosyal, ekonomik dernokrasilerin tarihsel zenginlikleri üzerinde yükselen sosyalist ve laik bir kültürel demokrasiyi kurmak birincil amaç otaıahdır. Bilimlerden, sanatlardan ve ahlaktan kaynaklanan bir kültür demokrasisinin işlevi toplumcu değerleri yaşama geçirerek zorbalıklara ve korkuîara son vermek olacaktır. Bu anlayışın ışığında, senben kavgalannı, kişisel hesaplaşmaları bir yana bırakarak geniş bir Marksist uzlaşmayı amaçladığı ölçüde TBKP'nin cağnsım olumlu buluyorum. SÜRECEK