18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 HABERLER 12 ARALIK 1989 Ozgürlük engelleri kalkmalı Ölüm cezaları ile ilgili değişiklik önergesinden TBMM'de bekleyen ve ölüm cezasına çarptırılmış 255 kişiden ancak bir kişi yararlanabilmektedir. önemli olan bu yaklaşımlann içtenliğidir, içlerindeki, düşüncelerindeki duvarların yıkılmasıdır. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Komisyonu 1977 tarihli ortak bir bildiri ile insan haklarım, topluluk hukuk düzeninin bir parçası olarak duyurmuşlardır. İşte bütün bunlardan ötürüdür ki Türkiye, bu normlara henüz uymamış, ama uydurulmuş gibi gösterilmektedir. TURAN YILMAZ ANKARA İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Akın Birdal, hüküroetin insan haklan ihlallerinin önienmesi yönundeki girişimlerini değerlendirirken, "Sonuç olarak, bu yaklaşımlann içtenligidir önemli olar, içlerindeki, duşüncelerindeki duvariann yıkılmasıdır" dedi. Türkiye'nin insan haklan açısından uluslararası normlara henüz uymadığını, ancak uydurulmuş gibi gösterildiğini de kaydeden Birdal, öncelikle insan hak ve özgürlüklerinin önündeki anayasa engelinin kaldırılması gerektiğini söyledi. Akın Birdal, Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 41. ytlında, Tiirkiye'nin insan haklan tabtosanu nasıl görüyorsunuz? BtRDAL Bildirgenin öngördüğü ve otuz maddeden oluşan hak ve özgürlüklerin Türkiye'deki düzeyinin, sıfır noktasında denilmesi, abartma mı olur acaba? Belki, çünkü söz konusu hak ve özgürlüklerden herkesin yararlanamadığı söyienernez. Burada kastımız, büyük emekçi yığınlannın, bu hak ve özgürlüklerden yararlanamadığıdır. tnsan hakları tablosuna gelince; yaşam hakkı, ölüm cezalannda, işkencede, cezaevlerinde can çekişiyor. Düşünce, anlatım ve örgütlenme özgürlüğü kelepçede, kitap, dergi, film alevler içinde. Üniversiteler bilim özgürlüğünden yoksun. öğrenciler tuzaklar ve tertiplerle karşı karşıya. Yoksulluk açhğın pençesinde kıvranıyor. Basın özgiirlüğü baskı ve saldın altında. Güvenin yerini korku, aydınlığın yerini karanlık almış. Aynca tablonun karanlığı Batı'dan Doğu'ya doğru koyulasıyor. Kısacası, bildirge, Türkiye'de kâğıt üzerinde kalmış ve yaşama geçirilememiştir. Bötiln bu otumsuzluklara karşı son yıllarda insan haklan açısından olumlıi sayılabilecek bir şey yok mu, denilebilir. Elbette var. tşkenceye karşı, iki uluslararası sözleşmenin imzalanması, onaylanması; bireysel başvuru hakkının tanınması; 1984 yüından bu yana ölüm cezalarınm infaz edümemesi; ve bu yıl Avrupa Konseyi, İnsan Haklan Divaru'nın yetkisinin tanınması; cezaevlerine ve ölüm cezalarına ilişkin düzenlemeler; Avrupa Toplumsal Antlaşması'nın onaylanması olumlu adımlardandır. Ama yeterli ve eksiksiz değildır. Çünkü işkenceye karşı olan sözleşme hükümleri uygulamaya geçirihnemiş ve caydırıcı hemen hiçbir önlem alınmamışOr. tşkence sürmektedir. Bireysel başvuru hakkına getirilen çekinceler sonucu bu haktan yararlanma hakkı biriki ile sınırlı kalmıştır. Cezaevlerindeki düzenlemelere ilişkin tasarı, cezaevlerinde açlık grevlerinin nedenlerini giderici değil. ö l ü m cezalan ile değişiklik önerisinden ise TBMM'de bekleyen ve ölüm cezasına carptırılmış 255 kişiden, ancak bir kişi yararlanabilmektedir. Sonuç olarak, bu yaklaşımlann içtenliğidir önemli olan, içlerindeki, düşüncelerindeki duvarlann yıkılmasıdır. Cumhurbaşkam TBMM'de yapbğı ilk konuşmada, TBMM'de bir insan hakları daimi komisyonunun oluştunılması gerektiğini söyledi. Bunu nasıl degerlendiriyorsunuz. BtRDAL Kuşkusuz iyi bir saptama. Ama TBMM'nin insan hakları açısından daha önce yapması gereken birçok iş var. öncelikle insan hak ve özgürlüklerinin önündeki anayasa engeli kaldınlmaiıdır. Diğer yasalar da buna göre demokratikleştirilmelidir. lmzalanmış, onaylanmış sözleşmelerin yürürlüğe geçmesini sağlamak ve bugune değin imzalanmamış ve onaylanmamış sözleşmeleri, protokoüeri de onaylamak. İnsan haklan konusunda TBMM'nin dışındaki parti ve kuruluşlarla işbirliği yapmak. İnsan hakları ihlallerine karşı duyarlı olmak ve aynmsız bir genel af çıkarmak gibi bir dizi ve öncelikli sorunlar durmakta. Bütün bunlardan sonra oluşacak bir komisyon, yeni düzenlemelerin izleyicisi olursa, bir anlamı olur. Yoksa, bu komisyonun bir önemi yoktur. Tiirkiye'nin ATye başvurmasını insan haklan açısından nasıl degerlendiriyorsunuz? BtRDAL Türkiye'nin AT'ye 1987 yılındaki başvurusu elbette önemli. Çünkü AT artık bir ekonomik topluluk olmaktan çok, demokratik ve siyasi değerleri ölçü alan bir topluluğa dönüşmüştür. Nitekim, AT hükümet başkanlan 1973'te Paris'te, 1978'de de Kopenhag'da yayımladıkları bildirilerde, demokrasinin, sosyal adaletin ve insan haklanna saygının Avrupa kişiliğinin temel öğeleri olduğunu açıklamışlardır. Aynca, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Komisyonu 1977 tarihli ortak bir bildiri ile insan haklannı, topluluk hukuk düzeninin bir parçası olarak duyurmuşlardır. İşte bütün bunlardan ötürüdür ki Türkiye bu normlara henüz uymamış, ama uydurulmuş gibi gösterilmektedir. AT'nin normlarına ve yaklasımlanna göre Türkiye'nin yine bir anayasal ve yasal düzenleme yapması gerekecektir. İHD yöneticilerinin ve üyelerinin sık sık soruşturmalara ugradığını ve yargılandığını göriiyoruz. Bu sizler için bir baskı unsunı oluşturmuyor mu? BtRDAL Elbette. Kirai zaman yasalardan, yasalann yorumlanışından, kimi zaman da uygulayıcılanndan kaynaklanan zorluklanmız var. Tepeden aşagı insan hakları sonınu olan bir ülkede, insan haklan için gösterdiğimiz çabalar, çoğu kez tel örgülere takılıyor. Dernegimizin kuruluşundan bu yana, üç şubemiz kapatıldı. tkisi hâlâ kapalı. Şu anda genel merkez ve şubelerimiz için acılmış birçok soruşturma ve dava var. Geçen günlerde şubelerimizde yaptığımız bir araştırma sonucu, insan hakları savunuculannın nasıl savunmasız bırakıldığını gördük. Bu yıl tnsan Haklan Haftası'nı, kültürel konulara ayırraanızın bir nedeni var mı? BtRDAL Evet. tlk iki yıl kişisel ve toplumsal haklar üzerindeki baskılan dile getirmiştik. Bu yılı da ikinci kuşak haklar bölümünde bulunan kültürel haklara ayırdık. 12 Eylül sonrası toplumca kültürsüzlüğün batağına düşürüldük. Filmler, kitaplar yasaklandı, yakıldı. Yazarlar, ozanlar, gazeteciler gözetim altına alındı, tutuklandı. Düşünce ve anlatım özgürlüğü ağır hapis cezalarına çarptınldı. İnsaniar, anadili ile konuşamadılar. Türklslam sentezine dayalı bir arabesk kültür egemen kılındı. Bilimsel araştırma ve ınceleme olanakları ortadan kaldınldı. İşte, bu ve buna benzer nedenlerden, bu yıl haftayı kültürel haklara ayırdık. Bu yıl Uk kez İnsan Haklan Ödülü verivorsunuz. Bundan neyi amaçladınız? Başvuru çok oldu mu ve kimlere verildi? BtRDAL ödül Türkiye'de insanlanmızı insan hakları konusunda bilinçlendirmek, desteklemek, yüreklendirmek ve bu konuda direnenleri, çaba gösterenleri ve katkıda bulunanlan tanıtmak ve örnek göstermek amacıyla konulmuştur. Ödülün insan haklan alanında çalışmalar, katkılar, mücadele ya da gösterilen özveriler nedeniyle verilmesi öngörülmüştür. Birçok bilim ve siyaset adamı, hukukçu, gazeteci, yazar, tutukluhükümlü ya da onlara ilgi gösteren, destek veren kişi ve kuruluş aday gösterildi. Aynca, yönetmelik uyannca grup ve topluluklarda önerildi. On bir kişiden oluşan seçiciler kurulu, ödülleri her alanda insanlık onurunun korunması yolunda yaşamını yitirenlerin anısına ve korkuyu yenerek işkenceye karşı toplumsal tepkilerini ortaya koyan Yeşilyurt köylülerine vermiştir. İnsan Hakları Ödülü, bundan böyle gelenekselleştirilecektir, Yeniden yargılanmayı bekleyen Çınar cezaevinde. İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri A kın Birdal: İdam hükümlüsü Çmar'ın avukatlan: 54dli hata yapılıyor' ALİ TEVFİK BERBER izlediklerini fakat yargıyı ilgilendiren konulara direkt müdahalelerinin söz konusu olamayacağını söyledi. Sungurlu, gazetecilerin sorulanna şu yanıtları verdi: Efendim, idam hükümlüsü tlkay Erhan Ç:aar konusunda bakanlığın bir girişimi söz konusu mu? SUNGURLU Benim basın müşavirrm her gün getiriyor. Tabii yargıyı alâkadar eden bir mesele. Olayla UgUi olarak muhbirin açık itiraflan var. Duydugu vicdan azabından gerekirse direkt size gelebilecegini soylüyor. SUNGURLU Bana değil, cumhuriyet savcılığına gitmesi lazım. Yeni gelişmeler olmadığı takdirde yargılamanın yenilenmesi için yeniden basvunı yapılamıyor. Yani Çınar'ın kurtulması için bütun yollar tıkanmış durumda. Bakanlıgın bir girişimi olamaz mı? SUNGURLU Gazetelerde çıkan her yazıyı bizim hukuk kurullanmız usulüne göre inceler. Bana geimesi lazım geliyorsa gelir, ama prensipte yargıya taalluk eden meselelerde direkt müdahale edilmez. Haberleri izliyor musunuz? SUNGURLU Evet, izliyorum. 1980 yılında KartalRahmanlar Tren tstasyonu'nda banliyö trenindeki 3 kişinin öldürülmesi olayı faillerinden olduğu gerekçesiyle idama mahkum edilen, fakat karar sonrasında muhbir ve tanıklarca yapılan açıklarnalarda "suçsuz" olduğu savunulan tlkay Erhan Çınar için önümüzdeki günlerde yeni girişimlerde bulunulacak. Çınar'ın yakınlarından edinilen bilgiye göre, hafta içinde Askeri Yargıtay BassavcılığTna yeniden yapılacak başvuruda, Çınar'ın suçsuz yere ölüme mahkum edildiği ve 10 yıldır cezaevinde tutulduğu belirtilip karar sonrası muhbir tanık ve askeri savcı açıklamalannın dikkate alınarak yargılamanın yenilenmesi istenecek. öte yandan, llkay Erhan Çınar'ın yargılanması sonucunda idamı istemiyle oy kullanan zamanın Istanbul Sıkıyönetim 2 Nuramalı Askeri Mahkemesi sivil üyelerinden Yargıç Nuri Murat, olayla ilgili olarak yönelttiğimiz sorulan yanıtsız bıraktı. Şu anda, Adalet Bakanlığı Ceza tşleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimliği görevini yapan yargıç Nuri Murat'la Cumhuriyet muhabiri arasındaki telefon görüşmesi şöyle gerçekleşti: (Davayla ilgili yeni gelişmeler anlatıldıktan sonra) Efendim bu konuda sizinle konuşmak istiyoruz. Nuri Murat: Yani ne demek istiyorsun sen? Bir şey demek istemiyorum. Son gelişmelerden sonra davayla ilgili görüşünüzü almak istiyorum. Af Örgıitü Türkiye Sorumlusu Oberdiek: 4 141,142,163 kalksa sırada başkaları var' Uluslararası Af Örgütü Türkiye masası sorumlusu Oberdiek, "Herhangi bir şiddet eylemine başvurmayan her türlü siyasi örgütlenmeye izin verilmeli" dedi. sıllayan, bansçıl evlem ve girişimleri sınırlandıran yasa maddeleri Uluslararası Af örgütü Türki var. Her şeyden önce bu kurallaye Masası sorumlusu Helmut nn kalkması gerekir, ama tnahkeOberdiek, Türk Ceza Yasası'nın meler de şiddete başvurmayan ör141, 142 ve 163. maddelerinin kal gul uyeleri konusunda ceza vermedınlıp kaldırılmaması ya da değiş me yoluna gidebilirler." tirilmesi konusunda süren tartış"Asjında bu bir zihniyet sonımalar için "Konunun giindeme nu. Fikre karşı cezayla yaklaşan geimesi olumlu. Ancak şimdiye bir rihniyeün yol actıgı sorun" dikadar getirilen benzer öneri ve tas ye konuşan Oberdiek, "Zihniyet laklann hiçbir zaman pratige yan degtşmedigi sürece sözcüklerle oysımamış, hayata gecirilememiş ol namanın pek fazla bir şey degişması, son taslağın da gidişatının tirmeyeceğini" öne sürdü. aynı olabilecegini gösteriyor" deTürkiye'de gerçekten bir düşündi. ce ve örgütlenme özgürlüğü yaraOberdiek, sorunun öncelikle tıtması için şiddet eylemlerine başuygulamada duğümlendiğini be vurmayan, barışçıl eylemler içinlirterek, " B E bir zihniyet sonınu. deki siyasi örgütlenmeler hakkın141,142, 163 kalksa 140 var, 159, da açılan tüm davaların kaldırıl311, 312 ve digerieri var" diye ko masını savunan Helmut Oberdiek, Tartışmanın gündeme gelmesinnuştu. Uluslararası Af örgütü (Am de ne gibi etkenleri sayabttirsinesty Internationai) Türkiye Ma niz?" yolundaki soruyu ise şöyle sası sorumlusu Oberdiek, "Bans yanıtladı: çıl yöntemlerie etkinliklerini sür"Bu ülke içi gelişmelerden öte diiren, herhangi bir şiddet eylemi AT uyeligi için başvuruda bulunne başvurmayan her türlü siyasi muş bir ülke olmanın getirdigi koörgnflenmelere izin verilmesi numla da ilgili. Avrupa Konseyi ve gertktiğini" vurgulayarak şunları NATO'yu da sayabiliriz. Belki de söyledi: ikinci planda Dogu Bloku'nda "Yasalardan önce uygulama esen göreceli özgürlükçüdemokönemli. Sorun bizce orada dü rat havanın da urtışma gündemini gümleniyor. Fikir özgüriügünü kı etkiledigini dıişunebiliriz." I l k a v Erhan Çınar Yaklaşık 9 yıldır cezaevinde olan müvekkilleri Çınar'ın suçsuzken ölüm cezasına çarptınldığını belirten avukatları, 'Yargılama yenilenseydi adaletin kaybı ne olurdu?' diye sordular. B a k a n Snngurln Olayı basından izlediklerini belirten Sungurlu, 'Yargıya taalluk eden meselelerde direkt müdahalemiz söz konusu olamaz' dedi. İdam hükümlüsü tlkay Erhan Çınar'ın savunma avukatlan, müvekkilleri Çınar'm adli bir cinayete kurban gitügini" belirterek yanlıslığın bir an önce düzeltilmesini istediler. Yaklaşık 9 yıldır cezaevinde olan müvekkilleri tlkay Erhan Çınar'ın suçsuzken ölüm cezasına çarptınldığını belirten avukatlar, "Yargılanma yenilenseydi adaletin kaybı ne olurdu?" diye sordular. tstanbul Sıkıyönetim 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen ve 1984 yılında Çınar'ın idama mahkum edilmesiyle sonuçlanan tüm yargılama asamasında savunma görevi üstlenen Avukat Nebi Barlas, "Davanın basından beri adalette yara açıldıgını" ileri sürdü. Müvekkili Çınar'ın karar öncesinde ve soıırasında suçsuzluğuna yurekten ınandığını ve bu konuda elinden geleni yaptığını belirten Nebi Barlas, dava dosyasındaki verilere göre Çınar hakkınla idam cezası verilmesinin "kesinlikk olanaklı olmadığını" söyledi. Avukat Nebi Barlas, "Bu bakırndan adli cinayet olarak vasıflandırabileceğim bu durum, mutlaka ortadan kaldınlarak masum bir insanın adaletc kurban edilmemesinin sağlanması yönünde tüm hukukçuların ve parlamenterlerin insani açıdan sorumluluk içinde bulunduklarım belirtmek isterim" diye konuştu. Çınar'ın avukathğını, hakkında verilen ölüm cezasının Yargıtay'ca onanmasından ve yargılamanın yenilenmesi isteminin reddedilmesinden sonra üstlendiklerini beliıten Avukat Giilçin Çaylıgil, Öznur Gündogdu ve eski tstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Albay Levent Akyiiz, olayda kesin bir adli hata yapıldığını belirttiler. Askeri mahkemelerin ikisi yargıç, biri asker olmak üzere 3 üyeden oluştuğunu ve Çınar olayında sivil yargıçla hukukla ilişkisi bulunmayan üyenin idam isteminde bulunurken, diğer askeri hâkimin de beraat istedığine dikkat çeken avukatlar Çaylıgil, Gündogdu ve Akyüz, "Bu, karan kuşkulu yapan bu duruıudur. Çünkü karşı oy yazısında sanığm kanıt yokluğundan beraati isteniyor. Biri hukukçu olmayan iki üye ise ölüm cezası diyorlar. Böyle bir cezanın verilmesi için çok kuvvetli kanıtlann bulunması gerekir. Biz birinci başvurumuzun reddedilmesinden sonra Çınar'ı yakalayan Binbaşı Ata Burcu ve muhbir Muzaffer Çavdar'ın yapüldan olumlu açıklamalan üzerine Askeri Yargıtay'a ikinci basvnruyu yaptık. Ne yazık ki bu istem de kabul edilmedi. Ve yargı yollan kapatıldı. Kendi kendimize sonıyoruz. Bu istemler kabul edilip yargılanma yenilenseydi adaletin kaybı ne olacakü? Bir gencin yaşamından daha mı onemliydi? Duydugumuza göre kendisine bu konu sorulan bir jargıç, 'Yol olur' 'demiş. Oysa gönül ister ki bütün bu ölüm cezalan yeniden incelensin ve adli hatalann önü alınsın" diye konuştular. NtHAT HALICI KARGATULUMBA BYYO Ögrenci Dernegi'ndeki öğrenciler gitmemek için direnince polis tarafından zoria ekip minibislerine bindirilerek karakola götürüldüler. (Fotoğraf: Behzat Şafain) YORUMU Adana'da 5 ögrenci tutuklandı 4 Iıısaıı hakları ihlali azabıuvon artıyor' tiğini soylüyor." Yorum yazısı, bu tür uygulamalarda genellikle Türkive'deki Kıirtlerin işkence gördüğünü belirtiyor. Gazetede daha sonra da ifadeye yer veriliyor: 'Türk kanunJannda en kötü ihlallerden biri gozaltı süresinin 15 gün gibi nzun bir siire olması. tlk 3 gün içinde ifade aiımlannda işkence yapıldığı, bunun yaygın bir uygulama oldugu belirtiliyor. Geri kalan günlerde ise tutuklulann hapishane doktorlan tarafından tedavi edilerek işkence işaretlerinin ortadan kalkttğı göıiUüyor." Yorum yazıda rürkiye"nin Avrupa Topluluğu'na yasal yollardan üye olma girişimi içinde olduğu vurgulanarak, Türkiye parlamentosunun gözaltı süresini kısaltma çalışmalan yaptığı belirtiliyor. Ama, insan haklanna ilişkin gelişmelerin bundan çok daha fazla çaba gerektireceği kaydedüerek, "Türkiye dünyanın tek işkencecisi degil. BM beyannamesinin sık sık ihlal edildiği biliniyor. Ancak Tiirkiye'nin adı, kötü ve acımasız polisi nedeniyle son derece geçerli suçlamalar altında çok uzun süredir yıpranmaktadır" deniliyor. NEW YORK (Cntnhariyet) The New York Times Gazetesinde, dün yayımlanan yorum yazısında, New York Belediye Barp Birliği'nce hafta içinde yayımlanan Türkiye'de insan haklarma ilişkin raporun bulgularına yer verildi. Gazetede Türk otoritelerinin "uzon zamandır, Türkive'deki uygulamalar konusunda aşın kötümser bir gönıntii oldugu, halbuki demokratik haklann iyiye gittiği" yolundaki iddialannın yalanlandığı kaydedildi. Yorumyazıda, raporda olağanüstü derecede yaygın insan hakları ihlali saptanmış olduğu belirtildi. New York Times yorum yazısına şöyle başlıyor: "Yıllardır Türkiye, polisin sürekli işkence uyguladıgı yolundaki iddialara karşı, iddialann abartıldıgını ve işkenceye ilişkin uygulamalann giderek daha fazla diizeldiğini öne surerek cevapladı. Bu cevaplann doğru olraadığı New York Belediye Baro Birliği tnsan Haklan komilesi'nin akıUara durgunluk veren son raponı ile kanıtlandı. Rapor, Türkiye'de insanlık dışı uygulamalann son derece yaygın olduğu ve mevcut kanunlann tümüyle bir başansızlık teskil et Ögrenci DerneğTne baskııı: 20 gözaltı eden sloganlar yazılı afişleri bi kınamak amacıyla dün forum nanın değişik yerlerine yapıştır düzenlediler. Merkez kafetaryadı. öğretmenlerden Ismail Te da öğle üzeri toplanan öğrencimur ve Nurettin Bilge'yi "şeriat ler, "Yılgınlık yok. Direniş var", propagandası" yapmakla suçla "Kahrolsun faşizm", "Polisyan öğrenciler, okul yönetirninin idare işbirligine son" sloganlade onlan desteklediğini öne sür nnı attıiar. Öğrenciler adına kodüler. Aynca, okul idaresi tara nuşan bir temsilci, tstanbul'da fından toplanan fotokopi ve başlayıp diğer üniversitelere yakimlik parâlanmn çok olduğu yılan olaylara "sağsol" çatışmanu, bir kısım öğrencilerin bu sı süsü verildiğini, aslında olaymiktarlan karşılamada güçlük lann "fasist terör" olduğunu saçektikleri belirtildi. vundu. Öğrenciler daha sonra, Istanbul'da bir grup üniversi "mitinglerde ve daglarda şehit teöğrencisi, "tiirban yasağı"nı düsen insanlara" adandığı belirkınayan bir bildiriyi TBMM tilen bir dakikalık saygı duruBaşkanlığı'na gönderdi. tnanç şunda bulundular. Ellerindeki larımn bir gereği olarak başör sloganlan kafetarya duvarlanna tüsü ile öğrenim görmek istedik asan grup, sloganlar atarak dalerini söyleyen öğrenciler, bu so ğüdı. runun, "özgürlükler alanında olması ve bu konularda diizenleme yetkisinin TBMM'ye ait Izmir'de Hatay kavşabulunması" nedeniyle milletve ğındaki üstgeçide asılan bomba killerinden soruna kesin çözüm süsü verilmiş pankart siyasi şugetirmelerini istediler. be görevlilerince indirildi. Edinilen bilgiye göre üzerinde "Mehmet Aliler ölrnez, kahrolÇukurova Üniversitesi'ne bağ sun faşizm TDKP" imzaJı panlı fakültelerde okuyan bir grup kart, yoldan geçenler tarafından ögrenci, gözaltı ve tutuklamalan polise bildirildi. Haber Merkezi Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu ögrenci Derneği'ni dün akşam basan polis, 20 öğrenciyi gözaltına aldı. Çukurova Üniversitesi'nde yapılan protesto eyiemieri ile ilgili olarak 5 öğrenci daha tutuklandı. Böylece Adana'da tutuklanan ögrenci sayısı 23'e yükseldi. Istanbul Haber Servisimizin haberine göre, Marmara Üniversitesi BYYO ögrenci Derneği'nin Tophane Kamaa Ustası Sokak'taki binasında basın toplantısı yapılacağırun bildirilmesinden sonra 19.30 sıralarında derneğe gelen çok sayıda polis, içerdeki öğrencileri bir süre beklettikten sonra, 20 kadannı ekip minibüslerine bindirerek, Karaköy Polis Karakolu'na götürdü. öğrenciler binadan çıkanlırken, "İnsanlık onuru, işkenceyi ye' necek" şekiinde slogan attıiar. İzmir'de Liselilerin protestosu Istanbul Alibeyköy Lisesi'nde de öğrenciler, dün afışli protesto gösterisi yaptı. Bir grup ögrenci, okul yönetimini protesto Adana'da TÜRKİYE'NİN 10 YILLIK ÎNSAN HAKLARI BİLANÇOSU 10 yılda 650 bin kişiye gözaltı Askeri mahkemelerde 6553 sanığm idamı istendi. 50 kişi idam edildi. 171 kişinin işkence sonucu öldüğü kanıtlandı. Kuşkulu ölümlerin sayısı ise 300'ü geçti. 644 cezaevinde halen 52 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. ne yaklaştığı kaydedildi. • Askeri mahkemelerde açılan davalarda 6353 sanığm idamı istendi, 50 kişi idam edildi, 255 kişinin kesinleşen idam dosya• 650 bin kişi çeşitli nedenlerle gözaltı lan da TBMM'de bulunuyor. na alındı. Ancak, sıkıyönetim komutanlık• 100 bini aşkın kişi TCK'nın 141, 142 larının gözaltına alınanlara ilişkin verileri ve 163. maddelerinden saruk sandalyesine resmi olarak açıklanmadı. Bu gözaJtılar so oturdu. nucunda 210 bin dava açıldı. • 171 kişinin işkence sonucu öldüğü bel• Milyonlarca insan fişiendi. Yalnız bu gelerle kanıtlandı. Kuşkulu ölümlerin sadönemde 388 bin kişiye pasaport yasağı yısı ise 300'ü astı. Binlerce kişi de bu nedenle sakat kaldı. Sıkıyönetim komutankonuldu. • 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası uyann Iıklanna yansıyan işkence oiaylan sonucu ca resmi açıklamalara göre 4891 kamu per 5058 görevli yargılandı, bunların 544'ü sonelinin işine son verildi, 4509 kişi sür mahkum oldu. • Acık, yarı açık, kapalı, E tipi ve özel güne gönderildi. Ancak bu sayının, özel yasalardan kaynaklanan uygulamalarla 50 bi tip olmak üzere 644 cezaevinde halen 52 ANKARA (Comhuriyet Büroso) Türkiye*nin 12 Eylül 1980'den bu yana geçen son 10 yıi içerisinde saptanan "insan haklan bilancosu" şöyle: bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunların yaklaşık 5 bininin siyasi olduğu belirtiliyor. • 14 kişi cezaevlerindeki açlık grevleri sonucu yasamım yitirdi, binlercesi sakat kaldı. • 30 bin kişi siyasal nedenlerle yurtdışına çıktı, bunların 14 bini Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlıklanm yitirdi. • 8 gazete 195 gün süreyle yasaklandı. Yalmz 5.5 yıllık ANAP iktidarı döneminde 2792 yazar, çevirmen ve gazeteci 2 bin yıia yakın hapis istemiyle yargılandı. Toplam 458 yayın için toplatma kararı verildi, 368 yayın için de mahkemelerden muzadere kararı çıktı. Yine bu yazar, çevirmen ve gazetecilerin açılan davalarda milyarlarca lirayı bulan para cezalarına çarptırıimaları da istendi. Yalnız 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. Muzır Yasası uyarınca açılan davalarda istenen para cezası miktarı 60 milyan buldu. Tüm basın organlan dikkate alındığjnda açılan dava sayısı 1428'i bulurken, gazetelerle ilgili soruşturma sayısı da 2127'ye ulasu. • 133 bin kitap aynı gün yakıldı, aynca 118 bin kitap imha edildi. • 18 bin memur, 2 bin yargıçsavcı, 4 bin polis ve 5 bin öğretmen işten atıldı ya da istifa ettiriidi. • 937 film yasaklandı. Bu fümlerin 114'ü Yılmaz Guney filmleri oldu. Halit Refigin "Yorgun Savaşçı" fılmi, dönemin başbakanı Bülend Ulusu'nurî emri ile yakıldı. • Ulusal gelir dağılımında ücretliierin payı yüzde 14'lere düşerken, sermayenin kâr, faiz ve rant olarak payı yüzde 74'lere yükseldi, tarımın payı yüzde 12'lere düştü. • 23 bin 667 dernek faaliyetten alıkonuldu ve kapatıldı. • Çocukların ve kadınların insan hakları ihlalleri, uluslararası raporlarda yer aldı. • Sendikal örgütlenme, toplu pazarhk ve grev hakları, uluslararası normlar ve ILO ilkelerine aykın olarak büyük ölçüde budandı. Büyük işçi kesimleri Örgütlenme, tnsan Haklan Günü, insan toplu pazarhk ve grev kapsamı dışında bı haklan mücadelesi veren herkese rakıldı. kutlu olsun. Nuri Murat: Görüşüm mörüşüm yok kardeşim benim. KaBu arada konuyla ilgili olarak rar verilmiştir. Temyiz edilmişgörüştüğümüz Adalet Bakanı tir, onaylanmıştır. Gidin dosyaOltan Sungurlu, olayı basından ya bakın. (Telefoa kapanır) llkay Çınar'dan mektup Suçsuz yere idam hükümlüsü olarak yaklaşık 10 yıldır cezaevinde bulunduğu belinilen tlkay Erhan Çınar, yakınlan aracılığıyla gazetemize gönderdiği mektupta basından geçenleri Dreyfus olayına benzetiyor. Çınar, "ayarlanmış muhbir ve birkaç yalancı tanık ifadeleri arasındaki çelişkilere ve olay tarihinde ErzurumAgn bölgesinde olduğunu resmi bir raporla kanıtlamasına karşın, bir hukukçu yargıç ile hukukçu olmayan mahkeme başkanının aleyhte oylanyla idama mahkum edildigini savundu. Diğer hukukçu askeri yargıcın ise beraatını isteyerek karara muhalefet şerhi koyduğunu belirten Çınar, şunları soylüyor: "Mahkeme karannın Askeri Yargıtay'ca da onanmasından sonra, davanın esas tanığı, olan muhbir, noterce tasdikli ifadesinde, baskı ve komplo ile yalancı tanıklığa zorlandığım belgeliyor. Davanın iddia makamında yer alan askeri savcı noterde, karann dayanağı olan deliller üzerindeki tereddütlerini ve hakkıroda alınan kararla ilgili olarak duyduğu rahatsızlıgı dile getiriyor. Aynı dav^da sanık olarak yargıUnırken Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan ve ifadeleriyle mahkemenin karar sürecini âdeta beUrieyen iki kişi olayla ilişkimin olmadığına dair özel olarak yazılı beyanda bulunuyoriar. Buna karşın Askeri Yargıtay'a iadei mahkeme karan alınması talebiyie birçok kez yapüğımız başvurular ret karan ile karsılanıyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle