Katalog

1 EKİM 1989 CUMHURİYET/7 ANKARA İNÖNÜ HIKAYELERI FIKRA Temel, denızaltı kaçırmış. Şartlarını söylemiş: 50 milyon nakit, bır de paraşüt. * • Temel Amerıka'da bır otele gitmiş. Resepsıyon göreviisi "bir tek ikı kişılık odamızda yer var, onda da bir zencı kalıyor" demış. Temel çaresız kabul etmiş. Odaya çıkarken, sabati 6'da uyandırılmasını istemış. Geceyarısı zenci uyanmış, bir bakmış yanında Temel yatıyor. Muzıplık yapıp, Temel'ın yüzünü sıyaha boyamış. Sabah 6'da Temel'in telefonu çalmış. Temel uyanmış. Geçmiş 1 aynanın karşısına, suratının simsıyah olduğunu görüp, ; söylenmiş: Tüh, yanlış adamı uyandırmışlar! Sonra yatağa dönup yatmış. HAYVANLAR tSMAtt GÜLGEÇ G/MBA M ÖJ İNMNM£ HMAYi HAVASI Cumhuriyet Ankara Börosu GÜL GEC DGM MANZARASl KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK irtifada korna, sigara Pırpır uçak dağları aşıp Dalaman'a doğru iniyordu Erdal Bey, çok sakındı. Her şey ve kalp atışları normaldi Anıden bır korna sesi duyuldu. Uçağın düdüğü ötmüştü. Herkes, telaşla pilota bakarken Erdal Bey, ön camdan dışan bakmayı yeğledı ve pilota dedi kı: Onünde bırı mi var? Duymadıysa bir daha çal. Yol versin. *•* Erdal Bey, tutün içmez Yanında içenlerden de rahatsız olur. Muğla Milletvekili Musa Gökbel ıse sıkı nikotıncılerden, uçakta Erdal Bey'ın hemen arkasında oturuyor. Yaktı bır cıgara. Erdal Bey, ıkı defa burnunu çektı ve meşhur boğaz temizleme seslennden bırinı çıkardıktan sonra Gökbel'e döndü ve dedi ki Muğla'da tütün konusunda bir konuşma yapmamı Istiyorsanız bunu daha baska türiü de anlatablllrsiniz. Aradan bir sure geçtı Gökbel, arkasındaki gazetecıye döndü ve "Hep böyle yapıyor abi ya. Çok inceden işliyor. Sonradan anlıyorum" dedi ve sıgarasını söndürdü. Akabinde, Muğla Festivali'nin "dostluk yürüyüşü" yapıldı. Erdal Bey, Muğla sokaklarından "Yaradana kurban" parçasmın ıkı davul, iki zurna eşliğinde aksak rıtrnle ıcra edilmesiyie 500 metre kadar yürüdü. *•* Muğla'dan dönüş vakti geldı Erdal Bey, Meclıstekı gensoru görüşmelerıne yetışmek ıstıyor. Ama partılıler bırakmıyorlar. Efendim, uçakla 1.5 saat sonra Ankara'dasıntz. Yanl göruşmelerin başlayacağı saat olan tam 15.00'te. Erdal Bey dedi kr İyi ama, bu uçak Meclis bahçesine Inmlyor kl? • •• Ol hikâyat, bu haftalık bu kadar. Perşembe günü 12 saat sorgulandıktan sonra 88 yaşındakı polıtık göçmen Mehmet Bozışık'ı tutuklayan DGM Sorgu Yargıcı Muhlttin Mıhçak, bu kararını bır sır gibı sakladı. Akşam saat 20.30'a kadar, müvekkıllerınin tutuklanıp tutuklanmadığını öğrenebılmek ıçin DGM binası onünde bekleyen avukatlar ile yargıç Mıhçak arasında şu konuşmaya tanık olundu: Sayın yargıç, sonucu ögrenebilir miytz? Çok yoruldum Efendim, karannızı öğrenebilir miyiz? Ben yargıcım, bu konuda bir şey soyteyemem. Biz avukatlanyu, sonucu öğrenemeyecek miytz? Gıdın, ıçeriden öğrenin. Gecenin bu saatinde mahkeme kalemi kapaiı, başka kimse yok, naal ögreneceğiz? Bilemem efendim, iyi aksamlar. Aksamın neresi iyi efendim, polis zoruyla DGM binası içinden çıkanlıyoruz, bu soğukta sokakta bekliyoruz, üstOne sonucu da öğrenemiyoruz. Avukatlar, sonunda müvekkıllerınin tutuklanıp tutuklanmadığına ılışkın "sağlıklı" bılgıyı, mübaşırlerden akjıklan bilgıyi, müstahdemlere doğrulatarak elde ettıler 'Bilmem9 efendim PİKNtK PtYALE MADRA TARIKATLftRSAVAŞI fflZU GAZETECt SECDET şEı\ H ALTı YIL EVÜÜÖ/M OLAMDI Ml?. SflNA tfıT O'IIL MiİPİ *? şormadan cevabını verir. İstemeden ıhtiyaç sahibınin ıhtiyacı olduğu şeyi bağışlardı. (M.Z. Kotku, ehli sünnet akaıdı) CÖMERTLİĞİN BÖYLESİ: Şeyhler abdal tabakasına gırdıkten sonra zevcelerı ıle sohbetten ve çocuklarından ayrılırlar Bır daha tekrar zevcelerıyle ve çocuklarıyla sohbet edemezler kı bu onlann malumu olsun. Onlar sünnete rıayet etmedı. Nikah hususunda mübalağa ederier, hatta öyle kı bir yabancı kimse evlerırve geldıği zaman, bir gün veya bır hafta kalsın ve o hanımı ıle nıkâhlanarak. onun hakkını versin ısterlerdı. Daha sonra o adam o kadinı bıraksın ve kadın da onun kım otduğunu bılmesin. (Molla Cami, NefahatülUns) CIA GİBİ ŞEYH: Bır gün şeyh hazretlerıni zıyaretımde bana, "sen pazar gecesi ne iş yaptın" dedi "Ne iş yapacağım efendim" dedım. "Yok sen kannla görüşüyordun. Çocuğun da uyumadı. Onu kaldınp minderin üzerine oturttun. Lambayı da sandığın üzerine koydun. Benim seninle hazır olduğumu bilmiyor musun?" dedi (Kıtapül Ibrız) Nakşi şeyhlerinin kerametleri taraf da kendı yayın organlannda Nacar'ı "kaflr" ilan edıp eJınden geldığınce yuklenıyor Nacar, Nakşi yazar Halil Necatioğlu'na rahmetlı Nakşi Şeyhı Mehmet Zait Kotku için anlatılanlan sıraladıktan sonra, "Bu nasıl islami düşünce?" dıye soruyor. KALP KALBE KARŞIDIR: Insanın kalbinden geçirdiğinı bilır. Gelenin islamctaraştırmacıyazar İsmail Nacar, "Yent Atılım" adlı bir dergı çıkararak, kendıne göre "İslamın gertci güçieıinl oiuşturan bazı tarikat seyhleriyle" sıkı tartışmalara gırıyor Karşı MEZARDAVASI Adalet HAFTANIN FÖTD OZETI Başbakanın annesı Hafize özal öldü, Nakşıbendı şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun yanına gömüldü. Hafize Özal, şımdı bır yanında Kanuni Sultan Suleyman, bır yanında Kotku huzur içınde yattyor. Ama tartışmalar sürüyor. SHP'li Adnan Keskin, bu konuda Bakanlar Kürulu'nun karar çıkarmasının yasaJara aykırı olduğunu öne sürerek dava açtı. Açmasına açtı ya, bır türlü, ilgılı mahkeme duruşma günü vermıyor. Keskin'den sonra dava açanlar, duruşmalara çıkıp sonuç bıle aldılar. Örneğin Necdet Üruğ davası, Keskin'ınkınden bır ay sonra açılmıştı, ama sonuçlanmıştı. Keskin, seslenıyor Bizim davaya niçin duruşma günü verllmiyor?" ÇİZGtlİK KÂMİL MASARAC1 • | o * 'l İNSAM HAKLARf v<>"»niz AĞAÇ YAŞKEN EĞÎIİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES OZEMRE'DEN IINCILER Hayrül halef UZLAŞMA Boş laf kann doyurmadığına göre.. Atom Enerjı Kurumu Başkanı iken, "radyasyonun azı faydalıdır" dıyen Prof Dr Ahmet Yüksel Özemre bır gazetemızde memleket sorunlanna eğılmeyı surdürüyor Özemre'nin "hayrül halef" başlıklı yazısından' Seçım, hayrül halef olma vasfını belırleyen bır kriter değildir Ama amır bıle olsa kendinı hizmetkârtarın hızmetkârı olarak idrak eden hayırlı halefler bürokrasıde bol ve kolay mı yetışmektedır? Kendısıne hayrül halef siyası bir velıahd yetıştirmış hıçbır lıderın zuhur etmemış olması ne kadar esef verıcidır' JELEF ÇANKAYA Bekiıyorum, bır çıksın Lımonlar hazır "Ben Cumhurbaşkanlığma layıkım." Belkı layıksm, ama laik değılsın! * SHP Milletvekili Erol Ağagıl Meclıste cevaplandırılmak üzere sormus: "Dışışlen atamalannda Papatyaların etkmlığı nedir?" Içışlerınde ne ıse o! Ûnlu heykeltıraş Ahmet Nuray'ın yaptığı "Insan Hakları" heykelının başı yokmuş... Bızce Türkıye'dekı ınsan haklanmn sımgesı! •k özal: Demırel. "Özal hakkında bütün mtllet yanıldı" Ve yandı! • Gazetede başlık: "Amerıkalı artık fakkf' Türkıye kuçük Amerika olacaktı, şımdı Amerika Büyök Türkıye olmuş! * Türkıye Odalar ve Borsalar Birlığı bıldınstnden: "Ekonomı hızla gerılıyor" Her sahada olduğu gıbi! * Mekan: Bıracı birader veya Akasya Çay Bahçesi (ki o vafrfthr umuma açık yerierde bira Içmek "yasak" değildir) Artık bunlardan bahsetmek ıstemıyoruz. Hıçbirımiz. Beraberce (ki çok nadir olarak bir araya geliyoruz ve yine o korku dolu sohbetlerin peşındeyiz) memleketimızin düşünce yapısını kötülüyoruz. Felsefe, mantık, sosyoloji, matematik, biyoloji ve tüm logos'ların "ge/enek'ierinin ülkemize niye bu kadar "selamsız" katdığını vurguluyoruz. Beraberce cümle sonlarında kaldırıyoruz. Reddı asıl eylıyoruz. Kendimizı giderek yabancı gıbı hıssetmeye başlıyoruz... GARFIELD JM DAVIS TARİHTE BUGÜN MİMTAZ ARIKA1S f Ruîhmore 'chkj 6 tffarhtiffofi, TJeffersan, 1 Ekim MOUNT RUSHMORE ULUSAL ANITI VEOA Koltuk gıdıyor kavga bıtmıyor Şinasi Nahit Berker 19ZS'TE BUGÜN, ABD'NIN, GÜNBY DAICaTM EYAlErı'N OE. BULUNAN MOUNr euSHMOZB (MONr G4fM0l$j APLt DAĞ, ULUSAL ANIT OLMUŞTtl. ILK K£Z, İ923 YfL/NC*, SOZ KOMUSU DAĞOAKI KAYAUKLARA 8AZJ PEVLBT 8AŞ*AHL*etHlN UEYKELLE&ININ YOHruLMAS/ FlKS( OÇ7XyA ATILMIÇ, IKı YtL SONRA BUMU SEgÇEKLEŞTtGMEK IÇlN EYLEME GMÇLANMtŞr/ HEYlCELCl GtırZOH BOSGLüM, rASARLAAJAN <4NtT /ÇlfiJ BlK PBOTE HAZt/ZLAM/Ç VE 192? 'PE YAPtMlMA KOYULMUÇTU YONTU IÇlN DINAMIT I/E KX>MPR£SORUÜ PELlCıLEfiîıM KULLANtLDIĞf 0EW AUtTTAKl HER YUZ i6M£m£ YÜKSEKLIKrEYDt. UEYICELCI GUTZON SORGLUM, PZO/E V1MAMLAMA4APAA/ BIRKAÇ AY Ğ>NCE 1341'PE OLMjjfTÜ .