22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Erte, bugün 94 yaşında. Yüzyıla yaklaşan bir yaşam öyküsü. Dopdolu, rengârenk. Elinde hâlâ fırça, hâlâ kalem. Yarım yüzyıl önce yaptırdığı masanın başında çiziyor, çiziyor... "Yalnız olmak çok önemlidir benim için ve işim için. Yalmzhğı severim. Çalışırken müzik dinlemeye bayılmm. En çok yalmz, uzun yürüyüşlerde tasarlarım çizeceğim desenleri. Sadece hoşuma gideni çizerim" diyor Erte. NECLA SEYHUN Tadına doyulmaz dönemler vardır moda dünyasında 19201930 dönemi de öyle bir dönemdir işte. Günümüz modacılarının durup dinlenip döndükleri, esinlendikleri yıllar !.. Bu yıilann da pek üalü bir desinatörü: Ertt!.. Kendisi ne kadar kızsa da, o yıllan Erte'den ayn dttşünmek ne mümkün... Sanatının damgası var o ydlarda. Bugün de o sanatın, o yıilann temsilcisi. Dünü günümüzde yaşatıyor hâlâ... dekorlarla uğraştıktan sonra 19701i yıltarda yeniden modaya döndü. Unisex kıyafetleri çizdi birbirinden güzel. Hâlâ çalışıyor Erte, o basit masasının başında. "Bu sade masayı Harper's Bazaarla çalışmaya başladıgımda yaptırdıra. Bir kenannı istedi£tnıde sövak gibi kaldırabilirim. Bir sünı çekmecesi var. Kalemlerimi, boyalanmı koyanm içine. Benim en iyi dostumdur bu masa. Onunla ömriimiin en matln yılfauını yasadım. Sahıbı: Cumhnriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Gencl Yayın Müdurü: Hasaa Ccmal, Muessese Mudunı: Em•e Uşıklıgil, Yazi İşlerı Müdurü Ok»y Gonensin. • Haber Merkezi Muduru: \al<;ın Ba\er, Sayfa Duzenı Yönetmenı: \li Acar, • Temsılaler ANKARAValpnDogan. IZM1R HikraetÇMİokaya.ADANA MebmctMtrcaa. Islanbul Haberleri: Iteha Öı, Dış Haberler Erg•• Balo, Ekonomı Osmaa Ulagıy. Kultur: Ay*o Encç, Magazin: Yafcn Pefcjea, Spor Dangmanı: AMilkadir Vicdmu, Düzettınc: tefik Dnrbaş, Arastırma: Şahrn Alpay, İŞ Sendika: Şakna Kefcaci. Haber Araştırma: Ufuk Gyldemır, • Koordınaıör Ahmtl Korulsaa, # Malı tşler Erol Erknt, tlan: Ziyı Efgene, Halkla llışkıler. GaMerea Kofar, Idarc: H n c y n Ganr, [şletme: Sadaa Söanez. Basan ve Yayan. Cumhuriyrt Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocajı Cad. 39/41 Cağaloğlu Islanbul, PK: 246lstanbul, TH: 526 10 00 (9hat), Teloc 22246 • Bürolar Aakara: Ziya Gokalp Bulvan tnkılap SokaJc No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telex 42344 • tzmir Halit Ziya Bulvan No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Tetec: 52359 • Adaoa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 1Wex 62155. TAKVİM 22 Eylül 1985 lmsak: 5.18 Güneş: 6.44 öğle: 13.02 Ikindi: 16.27 Aksam: 19.10 Yatsı: 20.30 Düslerîn modacısı: Erte Vikingler geliyor 10. yüzyüda Isveçli Vikingler, gemilerine demir yükleyip nehir yoluyla Polonya ve Rusya'ya gidiyor, burada ntallarını kürkle değiş tokuş ediyorlardı. Daha sonra Dinyeper Nehri'nden tstanbul'a iniyor ve kürk karşılığında altın alarak ülkelerine dönüyorlardı. YAVUZ BAYÜAR ~ Minik Karides adlı gemileriyle tsveç 'ten yola çıkan 'Modern VikingUr', atalannm yolunu izleyip kürek çekerek tstanbul'a geliyor. Geminin kaptanı Prof. Nylen, "Ayasofya'nm mermer basamaklanndan birine atalanmtz taraftndan kazılmıs el yazısına hep birlikte yüz süreceğiz" diyor. Titiz Italyu'ya gidiyor ANKARA, (OUL) Devlet Bakanı M. Tmaz Titiz, merkezi ABD'de bulunan "Aspen Beşeri Etüdler Enstitüsü " Akdeniz Şubesi Konseyi Toplantısı 'na katılmak üzere, bugün Italyaya gidecek. Venedik'te 2225 eylül tarihleri arasında yapılacak Konsey toplantısm'da, Akdeniz medeniyetinin tarihi ile kultürel, politik, stratejik, ekonomik vefınansal konumu tartısılacak. Toplantıya, dünyanın önde gelen eski ve yeni devlet adamları ile işadamlanndan oluşan 50 üye katılacak. Yüzyıla yaklaşan bir öykü Erte bugün 94 yaşında. Yüzyıla yaklaşan bir yaşam öyküsü. Dopdolu,rengârenk...Elinde hâlâ fırca, hâlâ kalem... Yanm yüzyü önce yaptırdığı masasının başında çiziyor çiziyor... Bir ömür sürecek bir başan öyküsü 1912 yılının şubat ayında bir trende başladı. Sonraları Erte takma adıyla üne kavuşacak olan Romain de Tirtoff doğduğu şehir SaintPefersbourg'dan düşlerinin diyarı Paris'e doğru yola çıktı. 19 yaşmdaydı. Çalışma şeklim hıç değişmez Çoğu kez bana nasıl çalıştıgımı sorariar. Çalışma şeklim bellidir ve hiç değişmez. Kafamın içinde deseni en ince aynnüsına kadar tasarlamadan biçbir z*man çizmeye başUmam. Her zaman gece çaltşınm ne telefon calar, ne kimse rahatsız eder beni o saatte. Birisi bakarken tek bir çizgi bile çizemem. Masamın iıstünde kuvvetli bir ışık yanar. Salonda da bir kuçük aplik. Bunun dışında her yer karanlıktır. Kedilerim bfle u.var gibi yaparlar. Çalıştıgımı, rahatsız edilmemem gerektiğini bilirler çunkü. Micmac adında bir kedim var. Ben çalışırken masanın ustünde yatar. Ama kılını bile kıpırdatmaz. Yalmz olmak çok önemlidir benim için. Ve işim için yalnızlığı severim. Kedilere büyük sevgjmi açıklar bu. Kedilerimle ben birbirimize çok benzeriz. Kediler de basına buynık, yalmz, sakin yaratıklardır, benim gibi. Çalışırken mözik denlemeye bayıhnm. En çok yalnız uzun yürüyüşlerde tasarlarım çizeceğim desenleri. Sadece hosnma gideni çizerim. Hiçblr sanatcının etkisinden kalmadan, kimsedeu esinlenmeden çalışınm. Benim eserierimin 19201i yıllann Art Deco'suna bağlanmasına kesinlikle karşıyım. Çiinkii çizgilerim tamamıyla kişiseldir. Kökleri dogu minyatürierine dayanır. Benim çizgflerimin gunümüz dünyası ile de en ufak bir ilgisi olmadığıoı kesinlikle söyleyebilirim. Desenlerim yalnızca düsleri yansıtır. Bu denli lutulmasının nedeni de belki de budur!.." Evet, böyle diyor Erte. Peşinde hayranlarla yüzyıla yakın bir süredir bir çizgiyi, bir ruyayı ahp götürebilmekde, Ve demode olf mamak Erte'den başka kimin harcı?.. Erti'nin 1972 yıünda havrladığı "Unisex"giysiler.. Sağdaki, sanatçının kendisi. Konuşmadan çizmeye başladı Onda desen tutkusu bebek yaşlardayken başlamıştı. Daha konuşmadan çizmeğe başladığını anlatırdı annesi. Iki yaşındayken resimler yapıyordu. Beş yaşında akranlan erkek çocuklar kurşun askerlerle oynarlarken o annesinin boş parfüm şişelerine elbiseler dikiyordu. Annesi ve Jcızkardeşleri sosyetenin şık giyinen kişileriydi. Annesi Tirtoffun 6 yaşındayken çizdiği bir deseni terzisine götürüp diktirmiş ve o gece eibisesi ile büyük sükse yapmışü. 'll"Aslında ailesi Tirtofrun hiç olmazsa ressam olmasını istiyordu. Ama o, moda alarunda çalışmayı aklına koymuştu bir defa. Erte'in Paris'e gelişi, Paris'in Doğu ekzotizmine kucak açtığı bir döneme rastladı. Konserler, baleler, sergiler ve giysiler bu özIemi yansıtıyordu. Bu yüzden işinin pek zor olduğu söylenemez. Ama bu kolaylıklara tatar asılb Rus göçmeninin olağanüstü sanat gücünü de katmak gerek elbette. STOCKHOLM "Krampmacken" adlı bir Viking gemisi, içindeki 11 "modenj" Vikingle Karadeniz'den tstanbul'a doğru "yelken kürek" yol alıyor. Gemi, Haliç önJerine geldiginde, 66 yaşındaki kaptanın, uğrunda yıÜar eskittiği bir duş, gerçekle kucaklaşmış olacak. Arkeoloji profesörü Leif Nylen, Baltık Denizi'ni bir "Viking Gölti" haline getirmiş olan Isveçli atalarının Doğu Avrupa ve Rusya'daki nehirler üzerinden Istanbul'a ticaret gezileri yaptığıru da kamtlamaya çalışıyor. Polonya içlerinden kürek sallamaya başlayan 11 inatçı Isveçli, sırf bu yüzden şu sıralarda Karadeniz'in dalgalanyla uğraşıyor. Leif Nylen, 10. yüzyüda isveçU Vikinglerin, "Miklagmrd" admı takmış olduklan Istanbul'la yoğun ticari ilişkiler kurduklannı söylüyor. Nylen'e göre, Iskandinav 'Vanmadası'nda çıkanlan demir, Gotland Adasında işleniyor, nehir yoluyla Polonya ve Rusya steplerine götürülüp kürkle defiştokuş ediliyordu. Buradan da kürkleri gemiye ytikleyen Vikingler, Dinyeper Nehri'nin kollanndan da yararlanarak lstanbul'a iniyor, kürkleri altınla değişip üikeierine geri dönüyorlardı. Leif Nylen, yıllar önce bu projesine ilerde ışılc tutacak veri ve bilgileri toplarken "laboratif arkeoloji" uzmanı oluşunun yarannı da görmüştü. Bu, karanlîk çağlann gizemini modern teknolojinin en amansız araçlanyla (lazer, röntgen vs.) ortaya çıkannanın bilim dilindeki adıydı. Laboratif arkeoloji gerçeğe, gerektiğinde pratik deneylerle de yaklaşılmasını öngörüyordu. MİNİK KARİDES Prof. Nylen de öyle yaptı. Isveç ve Polonya'daki üniversitelerle ilişki kurdu. Olumlu cevap Fas Ulaştırma Bakanı geliyor ANKARA, (ANKAhFas Ulaştırma Bakanı Muhammed Bouamoud, TürkiyeFas Hava Ulaştırma Anlaşmasınm imza töreninde bulunmak üzere yann Türkiye'ye gelecek. Ulaştırma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, beraberinde Fas Sıvil Havacıiık Genel Müdurü veyetkililer ile birlikte 24 eylül salı günü Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy'u ziyaret edecek olan konuk bakan, aynı gün düzenlenecek bir törenle de anlaşmaya imza koyacak. Devlet Bakanı Kazım Oksay tarafından da kabul edilecek olan konuk bakan 28 eylül cumartesi günü Türkiye'den ayrılacak. alınca, vakından incelediği bir tekne kalıntısından yola çıkarak 9 metre boyunda 1.5 ton ağırlığında bir gemi yaptırdı. Adını "minik karides" anJamına gelen "Krampmacken" koydu. Gemide 6 kurek ve yine Viking motiflerine uygun olarak hazırlanmış bir yelken bulunuyordu. Vikinglerin bin yıl önceki Gotland Istanbul hattı üzerinde uzun araşürmalar yapan Nylen'e göre, Gotland'dan yola cıkılacak, Polonya'da Wisla ve Bug Nehirlerinden ilerlenerek, Sovyetler Birliği'ne geçilecek ve Dinyeper üzerinden Karadeniz'e, oradan da îstanbul'a gelinecekti. 1983'ün yazında imanı ve kollan sağlam 11 Isveçli ile başlayan yolculuk, Polonya, Sovyetler Birİiği sınınnda son buldu. Sovyetler Birliği makamlan geminin ülkeden geçmesine izin vermediler. Proje yanda kaldı, gemi Droliczyn şehrinde btrakıldı. GOTLANDtSTANBUL Nylen, bunun üzerine ÇekoslovakyaMacaristanYugoslavya ve Romanya'yı kap» sayan yeni bir "GotlandIstanbul" hattı çizdi. Yolculuk 20 Mayıs 1985 tarihinde yeniden başladı. Wisla Nehri izlenerek, Karpat Dağlarının eteklerine kadar gelindi. Bundan sonra Tbna Nehri'ne kadar kara yolu izlendi. Nylen, bunu bildiği için gemisinin altına portatif tekerlekler çaktırmıştı. Teknoiojik olanakiara hiç yüz verilmeden atlar ve insan gücü kullanılarak Karpat Dağlannı ortadan kesen unlü Dukla Boğazı tıpkı bin yıl önceki Vikinglerin yaptığı gibi aşıldı. Ekip 300 kilometrelik bu karayolunu katederken gezinin en güç anlannı yaşıyordu. Ekip, bu uzun karayolu serüveninden sonra Tuna Nehri'nin ust kollarına ulaştı. Yolculuğun geri kalan bölümü kürek çekmekle, gemideki Viking ocağından "tek tip" sebze lapası yemekle ve uyumakla geçti. "Krampmacken" projesinin lideri Prof. Nylen ve 11 arkadaşının tstanbul'a ayak basıp toprağı öptükten sonra yapacağı ilk iş doğruca Ayasofya'ya gitmek olacak. Gerisini Prof. Nylen şöyle anlatıyor: "Ayasofya'nm mermer basamaklanndan birinde kazılmıs olan bir el vazısına hep birlikte yüz süreceğiz. "Halvdan" adında bir Viking, 10. yüzyılda bu basamağfi bıçakla adını kazunış. Bu atamızın Bizans imparatorunun muhafızlarından biri olduğu sanılıyor. Gezimizin bitiş noktası burası olacak." Atamalar AJ\KARA, (UBA) Başbakanlık Muşavirlığine Sabahattin Düemre atandı. Sabahattin Dilemre'nin atama karan dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de yayımlanan diğer atama kararnameleriyle de Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüklerine atamalar yapıldı. Buna göre, Adana Bölge Müdürlüğü'ne Erbay Ergun, Antalya Bölge Müdürlüğü'ne Ramazan Aydın tstanbul Bölge Müdürlüğü'ne Süleyman Kule, tzmir Bölge Müdürlüğü'ne Tayyar Akyüz, Kastamonu Bölge Müdürlüğü'ne Ali thsan Gültekin, Konya Bölge Müdürlüğü'ne Mehmet Özkeçeci, Bursa Bölge Müdürluğu 'ne Dolay Şasıhüseyinoğlu, Eskişehir Köy Hizmetleri Bolge Müdürlüğü'ne de Ali Hersek getirildiler. Atatürk Barajı KÂHTA, (a.a.) Fırat Nehri üzerine kurulmakta olan Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santralı 'nm çevresine, meyda~na gelebilecek yer sarsıntılarını belirlemek amacıyla sismik ölçu araçlannın monte edileceği bildirildi. Verilen bilgiye göre, Hilvan Tepesi, Narince Bucağı, Bozova Tepesi, Zey Dağı ile Şanlıurfa Su Tüneli yakınlarında, araçlarm monte edileceği kuçük binaların yapımlan tamamlandL Merkezlerin her birine 1.5 milyon lira harcandığı belirtildi. Antalya Film Festivali başhyor ANTALYA, (Cumhuriyet) 22. Antalya Altın Portakal Film Festivali görkemli biçimde başhyor. Festival pazar günü saat 10.30'da Yönetim Kurulu üyelerinin Atatürk Anıü'na çelenk koymaları ile başlayacak. Cumhuriyet alanında düzenlenecek törenlerden sonra öğleden sonra saat 16.00'da festival kortejinin geçişi yapılacak. tlgililer, bu yılki festival kortejinin de muhteşem olacağını açıkladılar. Festival açılışından sonra akşam saat 21.00'de Atatürk Stadı'nda ilk müzik gösterisi düzenlenecek. "Türk müzigi gecesi" adı altındaki programa Sezen Aksu, Hulya Koçyiğit, Mustafa Topaloğlu, Huysuz Virjin, Merih Akalın ve Uğur Bocekleri katılacak. Sunuculuğunu ise Korhan Abay yapacak. Ilk gun Turk müziği gecesinden başka yine aynı saatlerde 12 Eylul Koruluğu'nda Anfıtiyatroda Nisa Serezli, Tolga Aşkıner çiftinin "Töre" adlı oyunu sahneye konulacak. Aynı cıît ayrıca 23 eylül günü yine aynı yer ve saatte "Nalınlann Türküsü" adlı eseri sergileyecekler. SPOR GÖSTERİLERİ VE YARIŞMALAR 22. Antalya Altın" Portakal Film Festivali'nde ilk kez bu yıl spor gösterilerine de yer verilecek. 2229 eylül tarihleri arasında yat limanında altın portakal yüzme, sutopu ve basketbol yanşmaları yapılacak. Bu yıl da festivalde çeşitli sergiler açılacak. Ilk deneme fıyaskoydu Aslında moda dünyasındaki ilk denemesi kelimenin tam anlamıyla bir fiyaskoydu. Caroline adında ikinci sınıf bir terzinin yanına girmişti. Erte. Bir ayın sonunda kendisini kapı dışarı ederken terzi, bu alanda en ufak bir yeteneği olnıadığını söyleyip şansıru moda dışında denemesını öğütledi. Sizc çizdiğim desenlerden btrkaç tanesini alabttir miyün?.. diye sordu Erte. Hepsini kâğıt sepetine attım, dedi terzi. Oradan alabilirsin" Ve Erte, kâğıt sepetine atılan desenlerini bir güzel topladı, bir paket yaptı. Ertesi gün o zamanın en ünlü modacısı Paul Poirel'nin kapısını çabyordu. Erte 'nin 1923 yılında çizdiği bir şapka modeli. Sanatcının 1921 'de çizdiği kadife bir gece eibisesi modeli. Hugo'nun "Doksanüç"ünü sahneye koyacak Fransız yönetmen MartinBarbazAYDIN EMEÇ Daha önce Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Molie're'in "Tartuffe"ünü sahneye koyan bir Fransız yönetmen şu günlerde Istanbul'da. JeanLouis MartinBarbaz perşembeye kadar Türkiye'de kalacak ve daha sonra ocak ayında tekrar ülkemize dönüp Victor Hugo'nun ünlü romanından Jacques Tephany tarafından uyarlanan "Quatrevingtreize"i (Doksanuç) tstanbul Şehir Tiyatrolarf nda sahneye koyacak. Başında bulunduğu "Centre Dramatique Narional Nord PasdeCalais Kuzey ve Pasde Calais Ulusal Tiyatro Merkezi" topluluğuyla Victor Hugo'nun ölümünün 100. yıldönümü nedeniyle aynı oyunu Fransa'mn çeşitli kentlerine götüren MartinBarbaz, oyunda Fransız Devrimi'nin unlü adlanndan Danton'u canlandırıyor. tki yıl tıp okuyan JeanLouis MartinBarbaz, daha' sonra Lyon Konservatuvan'nda öğrenim gördü. Maurice Esclande ve Paris'te, VieuxColombiers Tiyatrosu'nda Raymond Geröme'un özel kurslarına katıldı. Lyon'da 13 yıl ünlü tiyatro adamı Roger Plancbon'un yanuıda oyunculuk, yönetmen yardımcılığı yaprruş. 1973'te Reims kentinde ünlü sinema ve tiyatro adamı Robert Hossein'le işbirliği yapmış. Gorki'nin "Ayaktakımı Arasında", "Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" uyarlamalan gibi büyük ilgi gören Hossein yapımlannda görev aldı. Gerek Lyon, gerekse Reims Tiyatro Okulu'nda öğretim görevlisi ve müdür olarak çalıştı. Şimdi, Kuzey Fransa'da çalısan kendi topluluğunu yönetiyor, ama eğitmerîlik günlerini unutamadığını da belirtiyor. Daha önce Türkiye'de, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda çalışünız. Bir yabancı olarak, bizim oyunculanmm yönetmekte gnçlük çektiniz mi? Martin Barbaz Ben Türk oyuncularla çalışmaktan çok memnundum, gayet iyi anlaştık. Oyle ki, birbirimizden aynlırken UzgündUk. Bizim ve sizin oyunculuk geleneğimiz farklı. Bizim geleneğimizpsikolojik bir oyunculuğa daha yatkın. Sizinki daha canlı, daha Tıziksel. Akdenizli karakteri taşıyor. Ben de "lirik" bir oyunculuğu yeğlerim. "Doksanuç" için de gereken bence bu. * 9 Çocuğunu okutmayana ceza MARDİN, (a.a.) Mardin Valısı Alaattin Thrhan, merkez ve ılçe köyierinde yaptığı incelemelerde koylülerin çocuklarınt okula göndermediklerini duyması üzerine, "Çocuklarını okula gondermeyen anne ve babalar hakkında yasal işleme başvurulacakttr" dedi "Devlet milyarlarca liralık harcamalarla her köye okulyaptırıyor. Bu durum karşısında nalen çocuklarını okula göndermek istemeyen anne ve babalar olduğunu göruyoruz. Yönetıci olarak bu duruma seyirci kalamayız. Bölgemizde meydana gelen kan davalannın tek nedeni çocukların cehaletin pençesinden kurtulmamasıdır" şeklinde konuştu. Oyunu renkli bir tarih kitabı okutur gibi sunmak istiyorum JEAN LU1S MARTIN BARBAZ Bir oyunu sahneye koyarken oyuncularla anlaşarak ış görmeyi severim. Onyargım yoktur, ön hazırlığım kafamdadır. Her şeyi provada saptar, provada geliştiririm. Tarih yinelenmese de, bir dönem öbürü için ilginç bir düşünce konusu olabilir. Hugo'nun yapıtı, hümanist yanlanyla beğendiğim, hatta bir "yurtlaşlık okulu" saydığım, içinden çok ders çıkarılabilecek bir yapıt. Doksanuç, Almanya ya da ABD gibi mozaiklerden oluşan ve bu karakterıni koruyan ülketerde değil, ama merkezi otoritenin ne olduğunu iyi bilen Fransa, Türkiye gibi ülkelerde daha ilginç JeanLouis MartinBarbaz: Türk seyircisine iyi bir bulunacaktır kuşkusuz. Bu noktada duranm dilerseniz. Fransız Devrimi bizde de ana çizgileriyle bilinir, ders kitaplarında da okutulur. Vendee Savaşı ise, bizde neredeyse hiç bilinmeyen bir bölümüdur Devrim'in. Oyunun Türkiye'de sahneteneceği düşünülürse, bu bir engel oluşturmaz mı sizce? dırmasından ve duyduğu düş kırıkhğıru dile getirmesinden başka sey değildir. Nitekim, oyunu Kuzey Fransa kentlerinde oynarken olumlu tepki almamızı, biraz da buralan (Flandres toprakları) kanlı savaşlar sonunda ele geçiren 14. Louis ordulannın anısıyla yaşayan halkta hâJâ capcanü duran belleğe borçluyuz. Ders çıkarılacak bir yapıt Oyunun Türkiye için ilginç yanlan sizce neler? MartinBarbaz Tarih yinelenmese de, bir dönem öburü için ilginç bir düşünce konusu olabilir. Victor Hugo'nun yapıtı, hümanist yanlanyla beğendiğim, hatta bir "Yurtlaşlık Okuİu" saydığım, içinden çok ders çıkanlabilecek bir yapıt. Evrenselliği var. Bu bakımdan, ABD ya da Almanya gibi mozaiklerden oluşan ve bu karakterini koruyan ülkelerde değil ama, merkezi otoritenin ne olduğunu iyi bilen Fransa, Türkiye gibi ülkelerde daha ilginç bulunacaktır kuşkusuz. Ulusal Kurtuluş Savaşı 'nızın da taşranın merkeze başkaldınsı olduğunu anımsarsak, bu açıdan da benzerlikler bulabiliriz. Binlcrce model Poiret derhal angaje etti onu. Yülar boyu beraber çaiıştılar. Yüzlerce, binlerce model çizdi Erte. Tâ ki savaş kapıyı çalıp, Poiret modaevinin kapısını kapıyana dek. Yıl 1914'tü. Bu kez AmerikaJı müşterilere modeller çizmeye başladı sanatçı. Harper's Bazaar'a girişi de bu döneme rastlar. Bu dergi ile çalışması tam 22 yıl sürecekti. Hem kapak deseni çizdyordu Erte, hem de iç sayfalara modeller. Bu arada Vogue mecmuasına da desenler veriyordu. Neler çizmjyordu ki... Mantolar, elbiseler, şapkalar, saç modelleri, eldivenler, ayakkabılar, manşonlar, yelpazeler, maskeler, eşarplar, döşemelik kumaşlar, yastıklar, vazolar, masalar, iskemleler... Tiyatro, bale kostümleri, bale dekorlan, afışler... Hepsi de Erte'nin kendine özgü o büyülü masalımsı havasını taşıyordu. Stili öylesine bellivdi ki, imzaya gerek yoktu. FoliesBergeree\ Ziegfeld Follies'ye de dekorlar, kostümler çizdi. Metro Goldwen Mayer'le çalıştı bir süre. Birçok fılmin modelleri onun eseriydi o yıllar... hikâye anlatmak istiyorum. Çanakkale'nin kurtuluşu ÇANAKKALE, (Cumhuriyet) Çanakkale'mn düşman işgalinden kurtuluşu bu yıl ilk kez düzenlenecek törenlerle bugün kutlanıyor. Genelkurmay Harp Dairesi'nin Çanakkale'mn kurtuluş tarihini 22 Eylul 1923 olarak vilayete bildirmesi üzerine Çanakkale'nin kurtuluşu bu yıl 63 yıl sonra ilk kez kutlanıyor. yi burada saptamak ve hazırlamak istiyorum. Bir oyunü sahneye koyarken oyuncularla anlaşarak iş görmeyi severim. Onyargım yoktur, ön hazırlığım kafamdadır. Her şeyi provada saptar, provada geliştiririm. "Doksanuç" de şatafatlı bir dekor düşunmüyorum. Buna karşılık, bol bayrak, dönemin silahları, gerçeğe uygun renkli giysiler önem kazanacak. Bir de, büyük yangınlar ve duman gerekiyor. özellikle bu noktada, Atatürk Kültür Merkezi 'ndeki olanaklardan yararlanma yollannı arayacağız. Yani Devlet Tiyatrolan'mn olanaklanndan. Oyunda ayrıca, Fransız Devrimi yıllarında ortaya çıkan ve halk arasında popüler olan şarkılar Türkçe olarak söylenecek. Başta hâlâ ulusal marşımız olan "La Marseillaise", "La Carmagnole", "Ça Ira", sonra iki dinsel şarkı. Aynca, Hector Berlioz gibi o dönemde yaşamış bestecilerin müziklerine yer vereceğiz. Ariane Mnouchldne ve topluluğu Güneş Tiyatrosu, daha önce Fransız Eİevrimi'ni anlatan oyunlar sahneye koydu. Bunlardan biri de "1793"tü. Sizin oyununuzla Mnouchkine'inki arasında benzeriik var mı? MartinBarbaz Tek benzeriik aynı dönemi anlatmamız. Ancak, Mnouchkine'in oyunu Convention (Kurucu Meclis) toplantılarına ağırlık veriyor. Victor Hugo'dan uyarlanan "Doksanüç"te de gerçi Danton, Marat ve Robespierre'i bir araya getiren uzun bir sahne var. Ama bizim oyunumuzun ağırlığı Fransa Tarihi'nin en kara sayfalarından birini oluşturan Vendee Savaşı'nda. Bir tarih sayfası gelecek sahneye Bu ovunla Turk seyircisine ne vermek istediginizi özetler misiniz? MartinBarbaz Her şeyden önce, Türk seyircisine iyi bir hikâye anlatmak istiyorum. Hugo'nun yapıtı da bu isteğime yatkın. özellikle Convention dönemi üzerine büyuk yazann söylediklerini yınelemek ilginç: "Convention bir Himalaya'dır" diyor Hugo. Gerçekten de öyle. Politikacıların 200 yıldır yarattığı her şey Convention'da var. Convention üyeleri, Kurucu Meclis toplantılarına ölürne gider gibi gidiyorlar. Sahnesi ve oturacak yerleriyle tam bir "öliim tiyatrosu", ölüm yapılan bir tiyatro. Laik okul, evlilik dışı çocukların öz evlatlarla eşit haklara sahip olması, boşanma kolaylığı vb.. Hep Convention Meclisi'nin gerçekleştirdikleridir ve bugün bile aşıldığını söylemek güçtur. En ilginci ise, Convention ölüm cezasına karşıdır ama ölüm cezasını getirmiştir. Örneğin, en ünlü adlanndan Robespierre'in başta ölüm cezasına karşı olduğunu bilir miydiniz? Özetle, heyecanlı, renkli, canlı bir tarih sayfası gelecek sahneye. Ben bunu Türk seyircisine, renkli bir tarih kitabı okutur gibi sunmak istiyorum. "Doksanüç"ü beğendirebilirsek ne mutlu! Fransa tarihinin kara yaprağı MartinBarbaz Vendee Savaşı, bizde de iyi bilinmez. Aslında tarihimizin kara bir yaprağı, bir soykınmdır bu savaş. Bu savaş sonunda tam 60C bin kişi ölmüştür. Üstelik de, Kral yanlılarının Cumhuriyetçilere karşı açtığı bir savaş olarak gösterilir. Bu da gerçeğe aykırıdır. Bu savaş taşranın merkezi otoriteye karşı çıkışıdır aslında. Çünkü yoksul Vendee yöresi, Kral'a ilk karşı çıkan ve Cumhuriyetçiler safında yer alan bölgelerden biridir. Ancak Devrim sonrası eyalet sınırları yeniden çizilirken büyük yanlışlar yapıldı. Dinsel, ekonomik, askeri gerçekler göz önune alınmadı. Kurucu Meclis, dış duşmanlarla çarpışmak için 300 bin kişiyi Cumhuriyet'i koruma gerekçesiyle siiah altma almak isteyince, Vend'ee halkı şu soruyu sordu: "Hangi Cumhuriyet?" tngiltere, Avusturya gibi Fransa'mn savaş halinde olduğu ülkeler de soylulara sığman Vendee halkını desteklediler. Krallığa karşı olan yöre halkı, böylece sonunda Kralcı damgasını yedi. Oysa gerçek, taşranın bilgisiz ve beceriksiz merkezi otoriteye karşı başkal Bulgaristan 'daki olaylar BURSA (Cumhuriyet) Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BALGÖÇ) Genel Başkanı Mümin Gençoğlu, Bulgaristan'daki vahşet olaylanna "dur" demenin zamanın geldiğini söyledi. Gençoğlu, "Şimdi bu olaylara dur diyemezsek, bunun hesabını çocuklanmız sorar" şeklinde konuştu. Dün Bursa'da bir basın toplantısı yapan Mümin Gençoğlu, 28 eylülde Uluslararası Aförgütü'nün biryetkilisinin derneğin çağrılısı olarak Bursa'ya geleceğini ve Bulgaristan zülmünden kaçanlarla göruşeceğini de açıkladt. Onyargım yoktur Nasıl bir çalışma yöntemi izlemeyi düşünnyorsanuz? MartinBarbaz Türkiye'ye gelirken dekaratörümü de almamı önerdiler, istemedim. Her şe Modaya yeniden dönüş Dopdolu bir yaşam, dopdolu.. Uzun yılar illustrasyon, afis ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle