15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.CUMHURtYET/12 22 EYLÜL 1983 Sunuş 1 Ekonomide alternatif arayışı neden güncelleşti? platformunu büyük ölçüde ekonomi politikası ve "ortadirek" deyimi üzerine kuruyordu. Parti programında uygulanacak "doğru" ekonomi politikalanyia •'enflasyonun belinin kmlacağı" ve "ortadirek" tanımı içıne sokulan işçi, memur, emekli, küçük esnaf ve çiftçinin ekonomik durumunun kısa sürede düzeltiieceği, "ortadireğin güçlendirüeceği" vaat ediliyordu. "Ortadirek" diye tanımlanan toplumun geniş kesimine yapılan vaatler gerçekten parlaktı, ama uygulanmak istenen ekonomi politikalan demetine bakıldığında bunlann "24 Ocak Kararlan"mn tamamlayıcı uzantılan olduğu hemen görülüyor, bu yöntemle "ortadirek" denen kesimin nasıl güçlendirileceğini anlamak zorlaşıyordu. Tersine yeniden gündeme getirilen yüksek faiz, yüksek kur ayarlamalan, yüksek KÎT zamlan politikasımn enflasyon sorununu ağırlaştırması, gelir dağılımını daha da bozarak işçinin, memurun, emeklinin, dar gelirli vatandaşın kemerlerini birkaç delik daha zorlaması kaçınılmaz görunüyordu. öte yandan özellikle 1985 yılının ilk yarısı sonunda ortaya çıkan tablo, ekonomide büyüme hızı, enflasyon oranı, ihracat artışı gibi bazı önemli makro göstergelerde hedefleri tutturmanm da kolay olmayacağını gösteriyordu. Işte bu ortamda "24 Ocak" yaklaşımma ya da "özal ekonomisi"ne alternatif arayanlann saytsı da her geçen gün artıyordu. Türkiye yeniden çok partili politikaya ısınırken, tabandan gelen sesler ve yakınmalar, tüm siyasal partileri ve kunılpıa sürecinde olanları "ekonomide alternatif" arayışma zorluyordu. "özal ekonomisi"ne alternatif arayanlar artık yalnızca, "24 Ocak yaklasvnıyla Türkiye ekonomisinin temel sorunlan çözülemez" diyen uzak görüşlü uzmanlar, ekonomistler değildi. Ekonomik durumunun düzelmesini, ücretmaaş zamlannı silip süpüren fiyat artışlannın önlenmesini, iş bulma umudunun artmasını beş yıldan beri bekleyen insanların sabrı taşarken sayılan artıyor, ekonomide alternatif arayışı giderek yaygınlaşan bir özlem halini alıyordu. Bugiin gelinen noktada görünen odur ki, beş yıl boyunca bazı tabulan yıkan, kimsenin reddedemeyeceği bazı adımlan atan, ekonominin bazı kesimlerinde rasyonelleşme girişimlerini zorlayan "24 Ocak"yaklaşımı, Türkiye ekonomisinin temel sorunlarmı çözmekte yetersiz kalmıştır. Türk toplumunun geniş kesimine daha iyi bir bugün sağlayamamış, daha iyi bir yarın umudu verememiştir. Enflasyonsuz büyüme, işsizlik, gelir bölüşümündeki adaletsizlik, kalkınmamn fmansmam için gerekli iç ve dış ' kaynaklann bulunması gibi temel sorunlar çözümlenememiş, Türkiye ekonomisinin teknolojinin dev atıhmlarla ilerlediği bir dünyada on yıl sonra hangi noktada olacağı ortaya konamamıştır. Ekonomide alternatif arayışı, sorunlann ağırlaştığı bir ortamda güncellik kazanmaktadır. Bu doğaldır. Bu arayışa girerken peşinen bilinmesi gereken şey ise ağırlaşan sorunlan bir anda ve herkesi memnun ederek çözecek "sihirti reçeteler"in bulunamayacağı gerçeğidir. Geçerli bir "alternatif ekonomi politikası" oluşturmak için adımlar atılırken bunun Türk halkınm yaygın kesiminin özlemlerini karşılayacak nitelikler taşıması ve demokratik bir ortamda seçmen çoğunluğunun desteğini sağlayabilmesi de büyük önem taşımaktadır. Biz bu dizide Anavatan Partisi dışmdaki siyasi partilerin ve kuruluş sürecinde bulunanlarm alternatif ekonomi politikası konusundaki görüşlerinin bir envanterini yapmaya, aynca bu konuda kayda değer görüşleri olan bazı uzmanların göhişlerini sunmaya çalışacağız. Amacımız bu konudaki birikime kendi çaptnda bir katkıda bulunmaktır. 1980 yılı başında ünlü "24 Ocak Kararlan" ile uygulamaya konan yeni ekonomi politikalan demetinin "alternatifsiz" olduğu, Türkiye ekonomisinin sorunlannın ancak "24 Ocak Kararlan"nın simgelediğiyaklaşımla çözümlenebileceği çok söylendi. Bunu "24 Ocak Kararlan" diye anılan önlemler paketi açıldığında siyasi karar mevkiinde bulunanlar da söylüyorlardı. Ama "24 Ocak" yaklaşımmm "alternatifsiz" olduğunu en fazla vurgulayan ve tekrarlayan kimse, hiç kuşkusuz, bu kararların mimarı sayılan Turgut özal'dı. 12 Eylulde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülke yönetimine ei koymasından sonra hiç değilse bir süre iktidann da alternatifsiz olacağını gören özal, siyasetin ' olmadığı bir ortamda "bu ekonomi politikalan alternatifsizdir" slogamm çok daha rahat kullanabiliyordu.' özal'ın Anavatan Partisi de seçim Halkçı Parti Genel Başkanı Aydın Güven Gürkaıv İlk yapılacak şey enflasyona karşı yoğun şok tedavisi Parti'nin Genel Başkanı olduktan sonra Türkiye'de sola yeni bir hareketlilik kazandıran Aydın Güven Gürkan, meslekten iktisatçı, iktisat profesorü. Bu nedenle SODEP'le birleşme çabaiarının yoğunlaştığı bir dönemde bulunduğumuzu bile bile, Halkçı Parti'nin alternatif ekonomi politikalan konusundaki görüşlerini bizzat Sayın Gürkan'dan dinlemek istedik. Her zamanki nezaketiyie bizi kırmadı Sayın Gürkan ve Sayın lnönü ile yapacağı kritik görüşme öncesinde konuşma fırsatını bulduk. Konuşmaya başlarken iki noktayı hatırlatarak ilk sorumu soruyorum: Sayın Gürkan, siz geçen yıl nisan aymda yaptığımız söyleşide, "özal'ın enflasyona ihtiyacı var, onun için enflasyonu önleyemez", demiştiniz. Son zamanlardaki bazı açıklamalannızda ise, Türkiye'de sosyal demokrasinin, ekonomide köklü değişiklikler öngören ve gerçekleştirilmesi zaman isteyecek bir program oluşturmak zorunda olduğunu, ancak bundan önce, iktidara gelir gelmez bir geçiş prognunı, bir antikriz programı uygulamanın gerekli olabilecegini belirttiniz sanıyorura. Şimdi bu iki noktayı birteştirerek sizin ilk yapılacak işler arasında gördügünüz antikriz programının ayru zamanda ve öncelikle bir enflasyonu önleme programı olacagı sonucunu çıkartabilir miyiz? GÜRKAN Evet, enflasyon temel sorun ve bana sorarsanız enflasyonu gerçekten yenmek istiyorsak yapmamız gereken ilk şey, kısa bir süreyle bir yatırım ve büyüme hızı sıfırlamasına gitmek. Kısa bir süre İçin prodüktif yatınmları ve sosyal yatırımlan durdurmak. En prodüktif yatınm bile iki yıl sonra sonuç verir, üretime katkıda bulunur. Bu nedenle benim önerim, mesela, bir yıl süreyle yatınmları durdurmak ve buradan sağlanacak kaynaklarla ciddi bir bütçe fonu, bir enflasyon fonu oluşturmak. Bu fon sayesinde bir yıl yoğun bir sübvansiyon ekonomisine gidilecek, döviz kurları, KİT fiyatları, gerekiyorsa kredi faizleri sübvanse edilecek. Yani çeşitli girdilerin maliyetlerini acuzlatmak İçin.. kçı Halkç 'Kitaplı alternatifçi'lerden Asaf Savaş Akat: Ekonominin kaderini planlama örgütü çizmeli JL rof. Asaf Savaş Akat "kitapü altematifçi"lerden biri. YÖK nedeniyle üniversiteden ilk istifa edenler arasında yer alan Prof. Akat, çeşitli dergilerde yayımlanmış olan makalelerini 1983'te geniş bir değerlendirme yazısıyla "Alternatif Büyöme Stratejisi" adlı kitapta topladı ve kitap ikinci baskı yaptı. Son yıllarda özel sektörü daha yakından lanımak fırsatını bulduğunu söyleyen Asaf Savaş Akat'la 1985 sonbahannda "allematif ekonomi polilikaları"nı konu Asaf Savaş Akat şuyoniz. "Şunu hemen belirteyim ki, benim düşöndağüm alternatif, 1980'deki gibi bir kriz anında hemen uygulanamaz. Öyle bir durnmda tabü önce bir yangın söndürme programı gerekli olur. Ama bunun suresi alü ay. bilemediniz bir yıldır. Bunu uzatmca bu artık istikrar programı olmaktan çıkar" diyor Prof. Akat ve istikrar sağlandıktan sonra ekonomide ciddi bir "yapısal degişiklige" yönelmenin zonınlu olduğunu vurguluyor. 1980'den bu yana Türkiye'de uygulanan ekonomi politikalannm öncelikle kaynak yaratma sorununu çözemediğini, "24 Ocak" yaklaşımmm "rant ekonomisi"ni eleştirirken buna alternatif olabilecek bir sermaye birikimi modeli geliştiremediğini belirten Prof. Akat şöyle konuşuyor: "Küçülen ya da yeterince buyiiyemeyen bir ekonomide reform olmaz, yapı degişikligi falan yapılamaz. Türkiye'nin ÖDce kaynak sorununu çözmesi, iç tasamıf oranını yüzde 30'a yakiaşürması lazım. Bu ise toplumun cükelimini kısarak saglanamaz. Bence pastayı biiyütmek şart, tasarruf da boyle artar. Ekonomide yapı degişikligi, yapısal dönuşüm yatınmla olur, hızlı yatınmla olur ve kendi haline bırakıbrsa bu dönüşüm yirmi yıJda bile gerçekleşmez. Banu sağlamak için devlel mudahalesi, devlel zonı gerekli." Daha önce "komuta ekooomisi"ne karşı çıkan Asaf Savaş Akat, ekonominin rasyonelleşmesi için bir ölçüde devlet zorunun gerekli olduğunu düşünüyor şimdi, "y«tınm yapacak sanayiciye bugünun ve yannın şardan bunlar, bunu başından bilesin denebilmeli" diyor. Prof. Akat'a göre ciddi devlet mudahalesi olmadan Türkiye ekonomisinde bızh büyömeyi sağlamak, issizlik sorununu çözOmiemek ve bunlann ötesınde gelir bölüşümöııdeki bozulmayı gidermek olanaksız. Prof. Akat, ücretlimaaşlı kesimle tanm kesiminin milli gelirdeki paylannı arttıracak, buna karşılık kâr ve rantlann payım azaltacak önlemlerin ioplam tasarruflan arttırmak açısından da olumlu sonuçlar verebileceğini ve kaynak darboğazmı kırmaya yardımcı olabileceğini belirtiyor. "Eline daha fazla para geçen vatandaştan zaman terdhini degjştirmesi istenebüir, fazla gelirini tüketime degil de tasamıfa yöneltmesi için zonınlu banka besabı açması istenebUir ve bu fonlar da organize bir şekilde konut yapımına yörüendirilebilir. Böylece bir yandan gelir bölüşümü düzelirken, diger yandan bir tasamıf seferbertiği de başlatılmış olur" diye konuşuyor Sayın Akat. .Asaf Savaş Akat, çaiışan kesimin harcanabiür gelirini arttırmanın yanı sıra, bu kesimin çok kullandığı bazı kamu mal ve hizmetlerini sübvanse etmenin, ucuza ya da bedavaya sağlamanın da bu kesimin gerçek gelirini arttıracağını ve gelir bölüşumündeki adaletsizliği azaltacağmı kaydediyor. Devletin ekonomiye ciddi biçimde mudahale edebilmesi için "muhteşem bir policy planning unit" kurmanın zorunlu olduğunu düşunen Prof. Akat, halen uygulamanın tamamen dışında kalan Devlet Planlama Teşkilau'nın yerini alacak bu birimin makro düzeyde planlamayla yetinmemesini, faiz oranları ve koruma oranlan gibi kilit ekonomik büyüklükleri belirlemede ve izlemede de etkinlik kazanmasını istiyor. "Ekonominin temel sorunlan bu birimde toplanmalı ve bu birimin icra yetkisi de olmalı. Bu birimin bir Türkiye ve dünya ufku olmalı ve ilerde fiyatlara yansıyacak olaylan şimdidcn kestirip yatınmlan ona göre yönlendirebümeli", görüşünü savunan Prof. Akat, makroplanlamanın yanı sıra, sektör bazında planiamarun da gerekli olduğunu düşünüyor ve şöyle diyor: Şok tedavisi süresinde Türkiye'nin ihracatım sınırlaması ve dış borç ana para ve faiz ödemelerini erteletmesi gerekebilir. Bunun için IMF ile yeniden masaya oturmak gerekirse, enflasyonu yenmek için uygulanan programının mantığı IMF'ye de anlatılabilir. Türkiye'nin düzenli dış borç ödemesi için başka çare olmadığına IMF de ikna edilebilir. Aydın Güven Gürkan Şok tedavisi sırasında işçi ve memur gelirlerinin daha da düşürülmesine gerek yok. Hatta işçi ve memurların gelirlerini bir miktar arttırmanın, içe dönük sanayiide kapasite kullammını arttırarak birim maliyetleri düşüreceğini ve enflasyonun kontrolüne yardımcı olacağını düşünüyorum. \apılacak bir "toplumsal anlaşma" ile her kesimin enflasyonla mücadeleye katkısı sağlanacak. Bu arada tekellerin de bu anlaşma içinde yer alması gerekecek, maliyetler artmazken tekellerin fiyatlarını arttırmaları ikna yoluyla, demokratik yöntemlerle önlenecek. GÜRKAN Evet. Böylece döviz kurunun maliyetlere yapacağı etki, KİT fıyatlannın yapacağı etki, aşırı kredi faizJerinin yapacağı etki sınırlandırılrruş olacak. Bunu yapabılmek için ciddi bir enflasyon fonu oluşturmaktan başka çare yok diye düşünüyorum. Tabü bu arada yatınmları durdururken buna ek olarak Türk vergi sistemi çok ciddi olarak gözden geçirilerek son yıllarda arttırılan çeşitli muafiyet ve istisnalardan anndırılacak. Ben bu ölçüde muafiyet ve istisnalarla donatılmış ikinci bir vergi sistemi dJşünemiyorum, neredeyse vergi ödemek bir istisna haline getirilmiş bizde. Bu nedenle kimseye yeni vergi getirmeden bu vergi ve istisnaların gözden geçirilmesiyle vergi gelirlerinde önemli artış sağlamak mümkün bence. Özellikle yatınm üıdirimi gibi şeylerin bizim düşündüğümüz şok tedavisi sırasında hiçbir önemi kalmıyor. Pekâlâ geçmiş yıllann kârlannı da kunımlar vergisi ve gelir vergisi matrahı içine alarak vergilendirebilırsiniz. BütUn bunlar tabü ciddi bir fon oluşturabilmek ve o kısa süreli geçiş döneminde girdi maliyetlerini stabilize edebilmek için. Bu dönem içinde ihracatın da artunlmaması lazım, çünkü üretim kapasitesinin üstünde mal ihraç etmek çabası da fiyatları arttınyor. Ayrıca gerçekten kaynak sağlayıp sağlamadığına bakılmadan ihracat yapılıyor, bu bakımdan da ihracat artışını bir süre kısarak fiyat artışları önlenebilir... Bunun döviz dengesine etkisi... GÜRKAN Tabü bu, döviz açığını beraberinde getirecektir, yeniden borçlanmayı beraberinde ge tirecektir. Ben bu şok tedavisi süresinde, enflasyon bütçesi, enflasyon fonu oluşturma döneminde dış borç ödemelerinin ertelenmesi gerekeceğini düşünüyorum. Dış borç anapara ve faiz ödemelerinin erteletilmesi için IMF ile yeniden oturmak gerekeceğni de düşünüyorum. IMF ile görüşme bir tür siyasal baskı, bir tür şantajla değil, enflasyonu yenmek için uygulanacak şok programmın rasyoneli anlanlarak yapılabilir diye düşünüyorum. Enflasyonu bünyesinden atıp sağlıklı üretime ve büyumeye geçemeyen bir Türkiye'nin neticede dış borçlannı ödeyemez dunıma geleceğini onlara anlatabilmemiz lazım. Türkiye'nin alacaklılannın ve IMF'nin çıkanmn da Türkiye'nin enflasyonu aşmasında ve hızlı üretime, hızlı büyumeye geçmesinde olduğunu anlatabilmeliyiz. IMF dış borçlann tahsilini istiyorsa böyle bir programa yardun etmek zorunda, ana amacı bize dış borç ödetmekse onun da çıkan burada... Sayın Gürkan, enflasyonu bünyeden atmak için kısa bir süreyle de olsa yaürımları ve büyümeyi sıfırlama önerisi bana hayli cesur ve sağlam toplumsal destek isteyecek bir öneri gibi gorünuyor. Burada bir de şunu sormak istiyordum: Bir yıl sürecegini söylediğîniz bu dönem boyunca ücret ve fiyat kontrolleri de uygulanacak mı? Biliyorsunuz Arjantin sonunda böyle bir yonteme başvurdu ve popüler destek de saglayarak oldukça başanlı olmuş göriinüyor şimdilik... GÜRKAN Aslında her ciddi siyasal ve ekonomik karar toplumsal destek ister. Biz burada oluşturabileceğimiz enflasyon fonunun, daha doğrusu enflasyonla mücadele fonunun büyuklüğüne göre bir yıl, belki iki yıl süreyle böyle bir destek isteyeceğiz enflasyondan kurtulmak için. Ücret vefiyatlandondurmayı düşünmüyoruz, ama tabü girdilerin maliyetlerini ucuzlatacağımız için fiyatlann artması için bir neden de kalmayacak. Tabü bütün bunlar bir "toplumsal anlaşma" çerçevesinde olacak ve bu anlaşmaya göre firmalann, özellikle de tekellerin fiyat artışları yapmaması sağlanacak. Tekellerin de bu toplumsal anlaşmanın içinde olması, buna katkıda bjalunmaya zorlanması gerekecektir. Maliyetler artmazken tekellerin fiyatlannı arttırmalan ikna yoluyla, demokratik yollarla önlenmeye çalışılacaktır... Ücretler konusunda ne düşünüyorsunuz? GÜRKAN işçi ücretlerinin daha da düşürülmesine ya da dondurulmasına gerek görmüyorum. Hatta böyle bir program içinde ücretlerin ölçülü biçimde arttmlması gerektiğine inamyorum. Çünkü ihraç edilebilir mallar dışmdaki malları üreten alanlarda halen önemli ölçüde boş kapasiteier var ve bu durum birim maliyetleri yükselterek bizatihi enflasyonun bir nedeni oluyor. Dolayısıyla enflasyona karşı uygulanacak bir şok tedavisi sırasında işçiye, memura fazla ücret. vermenin, gelirini biraz arttumanın bir bedeli olacağını düşünmüyorum. Tersine iç pazarı biraz genişletmenin ve çalışanlara gelir aktararak genişletmenin sanıldığı gibi fiyatlan artıncı değil, düşüriicü etki yapabileceğini sanıyorum ve bunda yarar görüyorum. Neden önce HPSODEP? 1 urgut özal'ın ekonomi politikalanna ya da ekonomiyi yönlendiriş biçimîne karşı çıkıp "aUernaÜf" arayanlann bu politikalardan farklı politikalar uygulamak, ekonomiyi farkh şekilde yönlendirebilmek için önce özal'ın yerine iktidar olmalan gerekiyor. Bu bakımdan halen muhalefette bulunan siyasal partilerle kuruluş sürecinde olan partilerin ayri bir konumu, ayrı bir önemi var. Söz konusu siyasal kunıluşLar hiç değilse teorik olarak yann öbür gün Ozal'ın yerine iktidar olup farklı ekonomi politikalan uygulamak, ekonomiyi kendi tercihlerine göre yönlendirmek olanağma sahip bulunuyorlar. tşte bu nedenle "Ekonoraide Altenuıtif Arayışı" dizisinde öncelikle siyasal partilerin bu konuda geliştirmiş olduklan önerüere, partilerin ya da kuruluş faalindeki partilerin yetkililerinin alternatif ekonomi politikalan konusundaki görüşlerine yer verdik. Son kamuoyu yokiamalan HPSODEP birleşmesinin OzaTa ve Anavatan Partisi'ne karşı en şanslı iktidar alternatifi olabileceğini ortaya koyuyor. Biz de ilk olarak Halkçı Parti ile Sosyal Demokrasi Partisi'nin "alternatif ekonomi politikalan" konusundaki görüşlerine yer veriyor ve bu bölümde her iki partinin iktidar olur olmaz ekonomide neler yapmayı düşündüklerini yetkililerinin ağzından yansıtmaya çalişıyoruz. Ekonomide Alternatif Arayışı OSMAN ULAGAV Kaynak savurganhğının önlenmesi ve işsizliği azaltma projeleri Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) ekonomik konularda göriiş oluşturmak ve politika belirlemek amacıyla kurduğu "Ekonomik Sorunlar Komisyonu"nun ortaya koyduğu metinlerden birinde şöyle deniyor: "Ekonomide 1977 yılı başından beri özellikle belirginfaalegelen krizin kısa vadede aşılması beklenmemelidir. Hele mevcut yapıva dokunmaksızın marjinal degişiklikkrle (bu kriz) hiç aşılamaz. Bu nedenle yukanda deginilen sanayileşme ağırlıkh, orla vadeli politikalar demeti kısa vadeli antikriz niteiikli bir programla bütünleşik uygulanmalıdır... Kısa vadede uygulanması gerekecek antikriz programında bölüşümü emekten, dar ve sabit gelirlilerden yana iyilestirecek politikalann da yer alması gercktigini özellikle vurgulamakta yarar görmekteyiz." Genel Başkan Erdal İnönü'nün ekonomik konularda aynntılı olarak görüş belirtmeyi şimdilik istemediğini kaydeden, SODEP Ekonomik Sorunlar Komisyonu Başkanı, eski bakanlardan Sayın Erhan Işıl ile SODEP'in ekonomide yapmayı düşündüğü "adl işler"i konuşuyoruz. "tktidara gelir gelmez yapılması gereken şeyler tabü vardır" diyor Sayın Işıl ve şöyle devam ediyor: "Biz buna 'yeniden onanm programı' diyonız. Bunun içinde kamu sektöründe ve özel sektörde savurganlığın önlenmesi ve kamu dengesinin sağlanması öncelikle yer alıyor. Bunda ve kalkınmamn saglıklı fınansmanında etkili olacak bir şey de tabü vergileme. Verimli, adil ve etkin bir vergileme için hemen önlem almak gerekiyor. Bizim göruşümüze göre aslında Türkiye ekonomisinin bünyesinde saklı çok SODEP'e göre ekonomide ilk hedefler: Erhan Işıl Orta vadeli, sanayileşme ağırlıkh politikalar, kısa vadeli antikriz programıyla bütünleşik uygulanmalı, antikriz programda dar ve sabit gelirlilerin durumunu düzeltecek önlemlere yer verilmeli. Kamu kesiminin öncülük edeceği isühdam özel amaçlı altyapı projeleri, tarımda ve sanayide sağlanacak üretim artışlarıyla birlikte yürütüldüğü takdirde enflasyonist etki yaratmaz. Türkiye'nin dış borçlannı yeni bir ödeme planına bağlaması gerekli olabilir. Bunun için gerekli anlaşma zeminini sağlamak tabü en iyi yoldur. Ama biz, temelde IMF'siz ve dış yardımsız bir Türkiye düşünüyoruz. özel istihdam projelerine paralel olarak tarımda ve sanayide önemli üretim artışları sağlanabilecegine ve böylece sizin degindiginiz enflasyonist etkinin önleneceğine inanıyoruz. Bu arada ücretlerin ve memur maaşlannın ölçüsü kaçmamak şartıyla arttınlmasıyla iç pazarda sağlanacak canlanmanın da enflasyonun kontrolünü zorlaştırmayacağını, tersine sanayide kapasite kullammını ve üretimi arttırarak fiyatlann kontrolünü kolaylaştıracağını düşünüyoruz. Bizce tanmda olsun sanayide olsun kısa surede üretim artışı sağlayacak imkânlar var, potansiyel var, yeter ki harekete gecirilebilsin." SODEP Ekonomik Sorunlar Komisyonu tarafın kaynak var, ama savurganca kullanılıyor. onun için önce bu savurganlığı önleyip bu kaynaklan ortaya çıkartmak lazını. Mevcut üretim kapasitelerini iyi kullanmak lazım. Bize göre önemli bir acil konu da mevcut proje stoğundan da yararlanarak bazı projeleri, öncelikle de istihdam ozel amaçlı altyapı projelerini devreye sokmak.." Bu tür projelere yöneltilen standart eleştiriyi hatırlatıyorum Erhan IşıPa, "Bunun enflasyonist etkisi olmaz mı" diyorum. Erhan Işıl şöyle yanıtlıyor sorumu: "Biz çok sayıda ışsiz insana asgari ücretle iş saglayacağına inandığımız bu altyapı projelerine, bu dan bu ydın mayıs ayında tartışmaya sunulan "Ekonomide Temel Dke ve Öncelikler" başlığını taşıyan taslakta, "tşsizliğin temel çözümünün hızlı sanayileşme ve yatınm" olduğu kaydedildikten sonra SODEP'in kısa dönemde uygulamaya koyacağı iş alanlan yaratmaya yönelik özel istihdam projeleri açıklaruyor. Bunlann çoğunlukla köy ve il yollan, orman yollan yapımı; sulama kanalları, içme suyu bağlantılan, göletler inşası; yamaç teraslandırmaları, ağaçlandırma, küçük barajlann yapımı gibi çoğu kırsal kesimde uygulanabilecek projeler olduğu dikkati çekiyor. SODEP Ekonomik Sorunlar Komisyonu Başkanı Erhan Işıl, böyle bir uygulamanın bir yandan işsizliği azaltırken diğer yandan gelir dağılımını düzeltme açısından da olumlu sonuçlan olacağını ve SODEP'in bu alandaki ilk adımı olacağını belirtirken böyle bir uygulama içinde dış dengenin nasıl etkileneceği ve bu alanda ne gibi bir önlem alınacağı sorusunu da şu şekilde yanıtlıyor: "Türkiye'nin dış borçlannı yeni bir ödeme planına bağlaması gerekli olabilir. Bunun sağlanması için gerekli anlaşma zeminini sağlamak tabü en iyi çözümdür. Ancak temelde biz IMF'siz ve dış yardımsız da işleyecek bir Türkiye ekonomisi düşünüyoruz. Öncelikle ekonomimizin belini doğrultmasını amaçlıyoruz ve eger ekonomik bagımsızlık yoksa, kalkınma hayaldir diye düşünüyoruz." Y ARII\: HP ve SODEP'e göre planlı ekonomi ve tekellerle mücadele "Bazı sektörier fiziki planlama dışında plan kaldırmaz, hayati sektorlerde fiziki planlama yapümalı ve bu ozel sektör için de emredici olmalı. Gcri kalan sektorlerde ise planlama yol göstermekle yetinilebilir. Aynca bolgesel planlamayı da Türkiye gibi bir ulke için zonınlu görüyorum.' Prof. Akat iyi işleyen piyasalann, etkin bir planiamarun önkoşulu olduğunu vurgulayarak, "piyasamn önemini tamüyle reddeden planlama tartifinalan artık Sovyetler'de bile yapümıyor. Piyasalan en iyi şekilde işletmeye çalışmak ve desentralizasyonun avantajlanndan mntlaka yararianmak gerek" diyor. Asaf Savaş Akat, döviz kurlannın da devletçe değil, piyasada belirlenmesini istiyor .'Devletin ise başta hedefine varacak etkin vergileme olmak üzere KlT'lerin reorganizasyonunda, ileri teknolojinin edinilmesinde, ulaşım politikasuun çizilmesinde ağırbğını koymasıru öneriyor. Prof. Akat'a göre kamu kesiminde ya da özel kesimde olsun firmalann, kuruluşlann verimli çahşması çok önemli. "Özel kesimde de firma boyutu buyüdükçe verimUlik azaüyor, orta ve küçük işletmelerde daha dinamik gonınüyor. Önemii olan tüm firraalan verimli ve kârlı çalışır bale geürebilmek" görüşünü savunuyor. "Peki, sizin öngördüğünüz yönde bir yapı degişikligi programı dış dengeleri nasıl etkiler, IMF bunu nasıl karşüar" sorusunu yönelttiğirnizde ise şunlan söylüyor Sayın Akat: "Ben IMF'nin karşısına kendi hazırladıgım tutarlı bir planla ve programla gidersem, IMF ile pazarük edebilüim. Ben doviz dengemi düzeltecek önlemleri aimışsam, konvertibiüleye geçmissem, içerde fioans açıgımı çözecek ledbirieri bulmuşsam, IMF ile niye problemim olsun. Burada çok önemli olan şey içerdeki kaynak eksikligini, tasarruf açığını kapatmak için dış borç aimamak. Ben bu amaçlı dış borç alırsam ancak alılım programının ilk hamlesi için alınm. Ondan sonra tasamıf ve hızlı büyöme sorunlannın ekonominin kendi dinamikleriyle çözumlenmesi şart."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle