22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EYLÜL 1985 CUMHURİYET/7 Ozetle Cindoruk'un gezi programı D YP Parti Başkanı Hüsamettin Cindoruk 'un eylül ayt gezi programı beUi oldu. 131415 eylül tarihleri arasmda Amasya ve Tokat iUerine gidecek olan Cindoruk, 16 eylülde Ankara'ya dö'necek. Cindoruk, 17 eylülde Nevşehir'de olacak ve aynı gün geri dönecek. Cindoruk, 22 eylülde Bilecik 'e gidecek. 232425 eylül tarihleri arasmda Bursa 'ntn ilçeleri Mustafakemalpaşa, Karacabey, Orhaneli, Mudanya, Gemttk, Orhangazi, îznik, Yenişehir ve tnegöl ilçe merkezlerinde konuşmaiar yapacak. Bayar: Şişe Cam fabrikasıhı komünistlerden kurtardun ŞişeCam fabrikalarınm 50. kuruluş yıldönümü kokteyline şeref konuğu olarak katılan Celal Bayar, "Şevket Süreyya Sovyetler Birliği'nde yet'ışmişti. ŞişeCam 'ı deyletçi antayışla kurmak istiyordu. Komünistlerin elleri bu işe bulaştı, ama ben mani oldum" dedi. Eski Meclis Başkanı Bozbeyli, Bayar'a 'Politikayı size bıraktım. Beceremedim" diye konuştu. ~ Dl\T>UK/GÖRDİK PEKŞEM Osmanlı İmparatorluğu Neden Battı? Bilecik'te yapılan Osmanlı sempozyumunun ana hatlarını gazetelerde okumuşsunuzdur. Fakat ayrıntılar biraz güme gitti gibi geldi bıze.. Oysa bu aynntılar Osmanlı devri ile Özal devrini çok güzel kıyaslama olanağı verebilecek türden şeylerdi. Bilindiği gibi, Soğüt'te Ertuğrul Gazi'yi anma törenleri yüzlerce yıldan beri yapılıyordu. Törenler, ilk kez geçen yıl boyut değiştirdi ve aşırı sağ grupların boy gösterme alanı haline gelerek dikkatleri üzerine topladi. na zar zor yetişebildi. Daha sonra da otosunu uygunsuz yerde park ettiği için trafik polisleriyle tartışmak zorunda kaldı. Bunlar pek o kadar önemli değil... Asıl önemli konular. sempozyumun bilimsel bildirilerinde ele alındı. Bu bildirilerdeöyle konular işlendi ki, birçok dinleyiciye "Yahu yazık olmuş Osmanlılara. Günümüzün süper devletlerinden bile ileriymişler.." dedirtti. Böyle düşünenler, sempozyum boyunca akıllarına takılan şu soruya da yanıt arayıp durdular, ama bulamadılar: "Peki bu kadar ileriydiler de o zaman neden battılar?" Arkadaşımız Erhan Akyıldız'ın aldığı notlara göre, Osmanlılardaki ücret polltikasını sunan bir iktisat profesörünün anlattıkları, Türkİş Başkanı Şevket Yılmaz'ın ağzının suyunu akıtacak, buna karşılık eski Yüksek Hakem Kurulu Başkanı Naci Varlık'ın dudağını uçuklatacak türden şeylerdi... Profesörijn anlattığına göre, Osmanlılar ücret politikası açtsından en solcu toplumlan bile sollamışlardı.. Örneğin, Osmanlı düzeninde eşit işe eşit ücret uygulanıyordu. Kayıtlara bakılmıştı; Hayrettin Usta 12 akçe almışsa, Yani üsta'nın da aynı parayı aldığı görülmüştü. Vasıflı ve vasıfsız isçiler arasmda da pek fazla fark yoktu; Örneğin vasıflı bir işçi 12 akçe alırken, vasıfsız isçiler 7 akçe kazanıyoriardı. Yani yarıdan bile fazlasını.. Oysa bugün sadece ülkemizde değil, tüm dünyada asgari ücretle tavan ücret arasmda uçurumlar vardı.. Toptusözleşmenin bile Osmanlı buluşu olduğu bu sempozyumda dile getirildi ve birçok kişinin dilini yutmasına yol açtı. ilk sözleşme Kütahya'da bulunmuştu. Hatta ve hatta kıdem tazminatı dahi Osmanlılar tarafından icat edilmişti Hem de bugünkünden daha mükemmel bir şekilde. Şöyle ki: Osmanlılarda kıdem tazminatı karşılığı "peştemallık" müessesesi vardı. Bir işçi ustalık beratını aldıktan sonra, ustası tarafından kendisine peştemallık adı altında bir para ödeniyor ve bu parayla tam teçhizatlı bir işyeri açabiliyordu. Böylece o devrin işçisi kıdem tazminatını peşin peşin almış oluyordu. Günümüzün işçileri gibi iş işten geçtikten sonra değil.. Fiyat ve ücret artışları açısından da Osmanlılar bulunmaz bir düzen kurmuşlardı. Örneğin 1553 yılında etin kilosu 2,5 akçe idi. Buna karşılık işçinin ücreti 18 akçe idi. Bugün bir işçinin bir kilo eti aynı kolaylıkla alabilmesi için günlük ücretinin 9000 lira olması gerekiyordu. Oysa aylık asgari ücret bile bunun iki katından azdı. Profesörün kendisi dahi 1. sınıf bir devlet memuru olmasına karşın günlük ücreti 6000 liraya geliyor ve 1553 yılının işçisinden daha zoriukla et yiyebiliyordu. 15531813 yılları arasmda 7 kez ücret artışı olmuş ve 1553'te 18 akçe olan ücretler 100. akçeye kadar çıkarılmıştı. Ücret artışlan enflasyona paralel olarak yapıldığından, Osmanlılarda 250 yılda para değerinın 7 kez düştüğü ve bu düşüşün 18/100 oranında olduğu belırleniyordu. Emirdağ Belediye Başkankğına seçüert Omer Faruk Pala, "Belediye başkanı olmak için ANAP'a adayük başvurusu yaptı" şeklindeki haberlerin asılsız ve kasıtlı olduğunu söyledi. Pala, başkanltk için sadece SODEP'e başvurduğunu, bunun dışmda hiçbir partiye belediye başkanı olmak için başvuruda bulunmadığım belirterek, "Bazı çevreler daha ilk günden benimle uğraşmaya başladı. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar. Ben kendi çevremde dürüstlüğüm, yardımseverliğim ile bilinen bir kişiyim" dedi. (UBA) Pala: ANAP a başvurmadım MEHMET AKİF Sarayköy'de seçim Denizli'nin Sarayköy ilçtsinde belediye başkanlığı seçimleri 17 kastm pazar günü yenilenecek. SODEP'li Belediye BaşkanhAli Rıza Çorapçıoğlu 'nun öldürülmesi üzerine boşalan belediye başkanlığına SODEP'ten vekâlet eden Ali Cengiz'in aday olması bekleniyor. İnÖnü, Danıştayh ziyaret etti SODEP Genel Başkanı Erdal tnötui, dün Damştay Başkanı Orhan özdeş ile Başkan Sözcüsü Ali Rıza Alpaslan 'la görüştü. Damştay Başkanı Özdeş, "nezaket ziyareti" olduğu gerekçesi ile görüşmenin basm mensuplan tarafından izlenmesine izin vermedi. Şişe ve Cam Fabrikalan'nın 50. kuruluş yılı kutlamalan önceki gece, 103 yasındaki Celal Bayar'ın ilk kurucu olarak şeref konuğu olduğu bir kokteyl ile tamamlandı. Celal Bayar, daveıte Şişe Cam ile tş Bankası'nın kuruluş anılanm anlattı. Bayar, devletçi görüşe nasıl karşı çıktığmı ve "komünizm tehlikesi"nden Şişe Cam'ı nasıl koruduğunu da bu arada uzun boylu hikâye etti. Hilton'daki geceye eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, kızı Nilufer Gürsoy ve damadı Ahmet Gürsoy ile geldi. Ancak davete gelişi sırasında Celal Bayar yanlışlıkla 7. kata çıkarümca otel personelini telaşa düşürdü. Balo salonunun ortasında bir barnbu koltuğuna oturtulan Bayar gece boyunca yanında bulunan Şişe Cam Fabrikaları Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Kocaömer, Genel Müdür Talat Orhan ye tstanbul Valisi Nevzat Ayaz ile uzun uzun sohbet etti. 103 yaşındaki Bayar, döner, pilav ve pastasım da iştahla yedi. Bir ara yanındaki Vali Ayaz, "Beyefendi" dedi; "Siz Şişe Cam kunılurken hangi aörevdeydiniz??" Bayar "Iktisat Vekfli" diyerek kuruluşu şöyle anlattı: "Ekonomi zayıftı. Ordn eski tŞ BANKACILAR BİR ARADA ŞişeCam 'm 50. kuruluş yıldonümune katılan en eski İş Bankacı ve şişe camcı Celal Bayar ile en yeni İş Bankacı Ferruh Bozbeyli bir araya geldiler. Şişe Cam Fabrikalan Yönetim Kurulu uyesi Kocaömer ile Genel Müdür Talat Orhon 'un da katüdığı sohbette Celal Bayar'm elini öpenler çoktu. (Fotoğraf: MEHMET DEMtRKA YA) misti. Balkan Savaşı'mn 90 Harbi'nin silahlannı kullanarak 1. Dünya Savaşı'na katümıştık. Toplann vidalarııu değiştirerek Sakarya Meydan Muharebesi'ni verdik. O döncmlerde bankacılık yabancı bankaların elindeydi. Ben de yabancı bir bankada çahşıvordum. tşte tş Bankası'nı bu şartlarda kurdnk." Bayar'ın Balkan Savaşı'ndan başlayan İş Bankası'nuı kuruluş öyküsü sonunda, Şişe Cam'a dayandı. İlk kurucu Bayar, bu arada sözü, Atatürk döneminin kadroculanndan "Suyu Arayan Adam", "Tek Adam". "Ikinci Adam" kitaplannın yazan Şevket Süreyya Aydetnir'den açarak konuyu "komttnizm" tehlikesine getiriyordu: "Şevket Süreyya Aydemir, Sovyetler Birliği'nde yetişmiş. oradan gelmişti. Kendisi devletçiydi. Şişe Cam'ı tamamen devletçi anlayışa göre kurmak istemişti. Sosyalist anlayışa göre devletçilik yapıyordu. Yüzde 100 kabul ettirdi de... Komünistlerin elleri bu işe de bulaştı. Ama ben mani oldum." Eski Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli de geceye tş Bankası yönetim kurulu üyesi olarak katılıyordu. Bayar, yanına oturan, ama pek konuşmadığı Bozbeyli'ye giderken "Politikaya devam ediyor musun?' sorusunu yönelttiği duyuldu. Bozbeyli de "Hayır. Devam etmiyorum. Onu size bıraktım" dedi. Ardından "Beceremedim politikayı. Olmadı" diye ekledi. Bozbeyli, daha sonra Cumhuriyet muhabiri ile konuşurken, "politikayı becerme" üzerinde durarak, "Ben o sözü onu iyi becerenlere söyledim. Onlar kim olduklannı çok iyi biliyorlar" diye takıldı. Bayar'ın elini öpenler arasında DYP MKYK üyesi, partinin vetolu ilk kunıcusu Ziya Hepbir de vardı. Hepbir "1954 yuında da elmizi öpmiiştüm. O gün üzerinizde beyaz bir elbise vardı. Şimdi de öpüyonım. Öptügüm bir eli 31 yıl sonra bir daha öpmek herkese nasip olmaz" dedi. Bayar, sessiz kalırken, "Siz birim her şeyimizsiniz. tlhamı biz sizden alıyornz. Hüsamettin Cindoruk Bey'in de selamı var, hep beraberiz, sürekli toplantıdayız" demeyi de ihmal etmedi. Hatay'da Inönu ilkokulu'nu bitiren ve 1957 yılında Celal Bayar'ın elini öptüğünü söyleyen Şişe Cam'ın Genel Müdür Yardımcısı Alev Yarman gecenin en renkli simasıydı. Geçen yılki sempozyumun havasını yansıtmaya çaiışan Cumhuriyet muhabirieri, Türkİslam sentezinin savunucusu keskin kalemli yazarlarımızca "vatan hainliği" ile suçlandı. Fakat "Allah'ın garip bir tecellisi neticesi", muhabirlerimizi vatan hainliği ile suçlayan bu keskin kalemterden en keskin olanı gerçekten vatan hainliği (daha doğrusu casusluk) ile suçlanarak cezaevine konuldu. Keskin kalemli yazarlardan bir başkasr ise, bu yılki sempozyum başlamadan önce, köşesinde, herkesi Söğüt'e çağırıyordu. Fakat kendisısempozyumun son dakikalarına yetişebildi. O kadar acele geldi ki, otomobilini sokak ortasında bırakarak konuşması Iktisat profesörü söylemedi, ama herhalde Özal hükümetinin de başansı Osmanlılardan az sayılmazdı. Çünkü Osmanhlann 250 yılda para değerini 7 kez düşürmelerine karşın, Özal politikası sayesinde para değeri 7 yılda 250 kez düşürülebilecek gibi görünüyordu. Şempozyumda değinilen başka bir konu, Boğaz'daki yalılar konusu oldu. 18. yüzyıla kadar devlet otoritesini temsil eden kişilere verilen Boğaz yalılan. 1800 yıllarına doğru rüşvetçi memurların eline geçmişti. Cumhuriyetle birtikte de, önce işadamlan, daha sonra holding sahipleri tarafmdâVt^gal edilmişti. Şempozyumda dile getirilmedi, ama yakın zamanda da Arapların eline geçeceğe benziyordu. SINIRLENMEı . Yıllardır, ilaç hakkında yazılan, söylenen akıl almazyanlışlarla dolu, kuşku yaratıcı haberler, son aylarda öylesine tutarsız, öylesine gerçek dışı bir boyuta vardı ki... ...çareyi, gerçekleri olduğu gibi kamuoyuna iletmekte bulduk. Sinirlenmeden. • * * ANKARA'mn tasına bak Zenger dükkânını yakacak BAŞBAKAN Özal'ın teknik danışmanı Erkal Zenger Emirdağ seçimleri sırasında ilçeye gelerek, "Petek1"den sesini duyurdu. Çocukları "örgütledi". Zenger seçimden bir gün önce yapılan ANAP'ın açık hava toplantısında çocuklar arasmda yarış düzenledi, çeşitli armağanlar dağıttı. "Petek1"de kendisini "İnönü'nün babasının, Cindoruk'un hocasının, R. Ecevit'in kocasımn işlerini yapan kişi" olarak tanıtan Zenger, muhabirimizle ara seçimler konusunda sohbet etti. Bu konuşma sırasında son derece iddialı olan Zenger "ara seçimlerde Hüsamettin Cindoruk ya da Erdal İnönü aday olup, seçilirlerse işyerimi benzin döküp yakacağım" dedi. Otobüste bulunan Şadi Pehtivanoğlu da "bir bidon benzin de benim için dök"' diyerek muhabirimize "Fatih'te ne olur" diye görüşünü sordu. Zenger'in dükkânının yakılması üzerine espriler yapılırken, "uyanık" teknik danışman "canım yakacağız dediysek kapının girişindeki az bir yer yanar, içerdeki teknik aletlere kadar uzanmaz" dedi. "Ateşli" konuşma daha sonra Emirdağ seçımlerine dek uzandı. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar "temkinli" konuşmasında "bu seçimlere genel seçim havası" verilmek istendığini belirtirken, Erkal Zenger bu konuda da iddialı konuştu. Önce "kazanamazsa adayımız Cengiz Yaldızkaya'yı yakarız" dedi. Sonra biraz ileri gittiğini fark etmiş olmalı ki, "canım pantolonunun paçasını biraz yakarız işte" diyerek dükkânından sonra, belediye başkan adaylannı da "tamamen" yakılmaktan kurtardı... TRT'nin haber danışmanı 1984 yılında temel gıda maddeleri ve hlzmet fiyatlannda %48'i bulan yükseliş karşısında, Türkiye İlaç Endüstrisi % 19,4 bir arüşla ayakta kalabllme uğraşı verdi. İlaç Endüstrİsi'ne ürünlerinin satış fiyatlannı gerçek maliyetleri üzerinden saptama hakkı tanıyan Fîyat Kararnamesi 28 Arahk 1984te yürürlüğe glrdi. 1985 başından bu yana, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanhğı, yeni ilaç ftyatlannı içeren 11 llsteyi onayladı ve yayınladı. Bu listelerde değişik ilaçlar yer aldığı halde, herliste yayınlaruşı, halkımıza İlaçlara blr kez daha zam yapıldı." blçiminde yansıtıldı. İlaçlara 13 defa zam yapıbnadı. 11 liste yayınlandı. Bugüne kadar 756 ilaç bir kez, 1567 ilaç ikl kez zam gördü. 1263 ilaca İse hiç zam yapılmadı. Gerçek blllnsin istiyoruzl Ve böylesl genlş bir düzeltmeye mecbur kaldığımız için, üzüntü duyuyonız. HALKÇI Parti Başkanlık Divanı'nın, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in TBMM'yi açış konuşmasına ilişkin bildirisi TFTT Haber Dairesi'ne ulaşınca yetkililer, bildiriyi nasıl haberleştireceklerine bir türlü karar veremediler. Bunun üzerine, TRT Haber Dairesi Başkanı Ülkü Kuranel, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ı aradı. Yılmaz, bu sırada Ankara'ya dönen Başbakan Turgut özal ile birlikte ANAP Genel Merkezi'ndeydi. Bir sekreter, kalabaltğı yararak Mesut Yılmaz'ın yanına ulaştı ve Ûlkü Kuranel'in telefonla aradığını iletti. Yılmaz, yan odaya geçerek Kuranel ile görüştü. Daha sonra HP bildirisinin yayımlanma konusu çözümlendi ve bildiri haber bülteninde bir iki cümle ile geçiştirildi. TRT'nin yeni haber ilkelerinin birincisinin de Yılmaz'la yakın ilişkide bulunmak olduğu böylece anlaşıldı. ** * KÖKSAL TOPAL'ı kaybettik. Üzüntümüz sonsuzdur. Tüm öğretmen arkadaşlann başı sağ olsun. Öğretmen arkadaşımtz TURKIYE ILAC ENDUSTRISI ANKARA'DAN ÖĞRETMEN ARKADAŞLARI • M.S.Ü. öğrenci kimliğimle pasomu kaybettim. Hukümsüzdür. ELİF A YDENÎZ • İ.Ü. B.Y.Y. Okulu'ndan aldığım çıkışımı kaybettim, geçersizdir. ŞESAY KALKAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle