Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ARALIK 1985 * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 F. Bahçe yönetimi (Baştarafı 14. Sayfada) lar çıktı. Fenerbahçe Kulübü îçın tehlike çanlarınm çalmaya basladığını söyleyen Orhan Ergiider, Fenerbahçe ruhunun yavaş yavaş kaybolduğunu beürterek şunlan söyledi: "Altıncı hissm kulup için lefalike çanlannın çaldıgmı söyluyor. Şampiyonluk şemsiyesi alünda solucanlar dolaşmaktadır. Ancak şemsiye kapanmadığı surece bu iş dnzelmez. Dükkân bozulmaya başladı, seyircimizi kaybedivoruz. Aynca Fenerbahçeli nıhu da yavaş yavaş kaybolojor. Hasılatlar da duşmeye başladı. Şimdi ne yapacağız? Kulübü yonetim degil generaller yonetijor. Bu kisüVrin ötmderini bekleyemem. Zira İdamiyete aykın. Ama gitmivor bu adamlar kulıipten. Fenerbahçe'nin şampiyonluga ibtiyaa yok. yardıma ihtiyacı var. Ankara'da bakıyorum Fenerbahçe yok, başbakanlıkta yok, bakanlann yanında yok. Diger takımlar hep gelip konuşuyoriar. BD böyle gjtmeyecek. Bes kişilik bir letkik bcyet kurulacak ve usulsuz harcamalar durdurulacak. Bugünden itibaren Fenerbabçe've el kovacagız. Bayrağımı açtım savaşa başhyonım." Son olarak söz alan Fenerbahçe Kulübü eski Baskanlanndan Aü Şen. "Sinir içinde yapdan konuşmalar yarar getirmez. Fenerbabçe zor gunler geçirmektedir. Bu zor gunlerde bazı arkadaşlan kendinden bezraiş ve bırakmış göriiyonım. Bu çok yanlış, Fenerbahçe'nin atandan kalkamayacagı guç yoktur" dedi. Toplam 12 kişinin konuşmasından sonra, yönetim adına söz alan Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri ve Basın Sozcüsü Altan Ayanoglu, eleştirilere açık olduklarını beürterek şunlan söyledi: "Sosyal tesisleri kiraya venniyornz, kulüp olarak sadece lokantayı kirafayoruz. Fenerbabçe camiasında grupculuk olması normaldir. Buna kimse engel olamaz. Basında her çıkan haberler bizi bağlamaz. Aynca yonetimdeki arkadaşlann da demec vermelerini engelleyemeyiz. Bizi kulüp başkanımız ve basın sozcusu olarak benim verdiğim demeçler ilgilendirir. Galatasaray'iD kapalı yuzme havuzunun acıhşı için gönderdiği davetiyede Fenerbahçe degil de Kalanuş tesisieri diye bahsetmesi yanlış. Bu 13 yıldır şampiyon olamamanın verdigi bir aşağüık kompleksidir. Biz Galatasaray'da bir yer açmaya kalksak ve Tarlabaşı diye bahsetsek samnm ayaı lepkiyi kendileri de göslerirler." Bu arada dört kişi tarafından imzalı olarak verilen düekçeyle, Başaran Ulasoy.TRT'den çektiği usulsuz para nedeniyle haysiyet divanına verildi. ABD Çîglî^ye Cnıise (Baştarafı 1. Sayfada) "Âmerikalılar Cnıise ya da Pershing diye pek ayrun yapmadılar. Çiinkü bunlardan toplam olarak söz edildi. Yalnız, Cruiselann yerleştirileceği yer olarak tzmir dolaylanndaki Çiğli'yi önerdiler. Eskiden burada Jupiter füzeleri vardı." Albay Batenin'e, Tiırk hükümetinin, Cruise ve Pershing2 füzelerini kabul etmeyeceğini açıkladığını anımsattığımızda, bunu bildiklerini söyledikten sonra şöyle devam etti: "ABD, hep başkalannın sırtından kendi çıkarlarını koruraak ister. Bu nedenle, bu sonınu önıimüzdeki yıllarda tekrar gündeme getirebüir." Curise füzeleri, "akıllı füzeler" olarak da biliniyor. Bu füzeler önlerine çıkan engebeleri aşarak, hedefı buluyorlar. Bilindiği gibi NATO'nun 1979 tarihli toplantısında Ingiltere, FederaJ Almanya, Italya, Belçika ve Hollanda'ya toplam 572 Cruise ve Pershing2 füzesi yerleştirilmesi kararlaştırıldı. Bunların 108'i Pershing2, 464 tanesi de Cruise. Her iki füzenin de Avnıpa'ya yerleştirilmesine başlandı. Albay Batenin'e Türkiye'deki nükleer silahlann modemizasyonu konusunda ne düşündüğünü sorduk. Bu konudaki konuşmamız aynen şöyle geçti: Türkiye'de bildiğiniz gibi, DÜkleer silahlann modernizasyonu soz konusu. Aynca konvansiyonel alanda da, yeni teknolojilere göre yapdmış. gelişmiş bazı silablann yeriestirilmesi olasılığı var. Sovyetler Birliği, bu geUşmderi kışkırtıcı bir davranış olarak göriir mü? BATENlNBu gelişmeler, Moskova'yı tedirgin eder. Çünkıi, Sovyetler Birliği için bir tehdit oluşturabilir." Ama siz de, Kafkasya'da sınınmıza 25 tiımen asker yıgdınız. Türkiye de bu olguyu, kendisine karşı tehdit olarak görüyor. BATENtNKafkasya'da 25 mı 30 mu, yoksa 20 tümen mi askerimizin bulunduğunu söyleyemeyeceğim. Ancak şunu belirtmek isterim ki, bu tümenler, Türkiye'yi tehdit etmiyor. Türkiye'de nükleer modernizasyon programı gereğince yeriestirilmesi duşünulen Hovvitzerler 4050 km. menzilli savunmaya yönelik silahlar. Bunlar kısa menzillerinden ötüru Sovyetler'i tehdit edemezJer ki, neden kaygılanıyorsunuz? BATENtNDoğru. Hovvitzerler, kısa menzilli silahlardır. Bizi bunlar kaygılandırmıyor. Asıl kaygılanma nedenimiz değişik. Bu silahlann yerini daha sonra 250300 kilometre menzilli yeni silahlar alacaktır. Bu General Rogers'ın planıdır. Tum Avrupa'da böyle olacaktı. Bu yeni silahlar, konvansiyonel sayılırlar. Ancak uzun menzilli ve son derece isabetli olmalarından ötürü, çok tehlikelidirler. So\ryetler Birliği'nin içini vurabilecek güçtedirler. Bu bakımdan nükleer modernizasyon, tum Avrupa'da yeriestirilmesi planlanan yeni vurucu güç şebekesinin bir bölümü, ilk asamasıdır. Albay Batenin, daha sonra sözü tekrar Cruise ve Pershing2 füzelerine getirerek, Turkiye'nin bu fiizeleri reddetmesinin doğru bir karar olduğunu ve bunları kabul etmenin Türkiye'ye hiçbir yarar sağla:nayacağını söyledi. Ölüm cezası Ortadoğu için ABD 1986'yı (Baştarafı 1. Sayfada) başlatılan kovuşturmada, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Nusret Fişek'in "Ölüm cezasının tabiplik mesleği ile bağdaşmadığı, mesleğin asıl amacının insanı yaşatmak olduğu ve bu nedenle ölüm cezasının kaldırılmasını dilediklerini" belirttikten sonra "Bir doktorun ölüm cezasının infazında bulunmasının tıp meslek ahlak kurallanna aykın olduğuna inandıklanm" söylediği öğrenildi. Öte yandan Türk Tabipler Birliği'nin de üye olduğu dünya Tabipler Birliği "Doktorlann ölüm cezalannın infazında bulunmalarının meslek ahlak kurallan ile bağdaşmadığım" üye kuruluşlara bildirdiği saptandı. Dünya Tabipler Birliği'nin 34. Genel Kurulu'nda alınan bu karardan sonra ölüm cezasının yurürlükte olduğu bazı Batı ulkelerinde doktorlann bu karara uyduğu belirtiliyor. ABD, F.A1man ve Japon delegelerin ağırhklı olarak temsil edildiği Dünya Tabipler Birliği'nin, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyelerinin yargılanmalan ile yakından ilgilendiği öğrenildi. Ankara SavcılığYnca hazırlanan 14.11.1985 tarih 1985/166 sayılı iddianamede, 6023 sayıh Türk Tabipler Birliği yasasının amaç maddesine göre, "Birligin tabip ve diş tabipleri arasında mesleki dayanışmayı korumak, tabipliğin ve diş tabipliğinin kamu ve kişi yaranna uygulanıp geliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının haklannı korumakla yukümlü olduğu" belirtilerek, ölüm cezalarının kaldırılmasını istemenin yasaya aykın bir tutum sergilediği bildirildi. İddianamede özetle şöyle denildi: "28.9.1985 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında ölüm cezalannın TCK'dan çıkartüması yolunda bir bildiri hazırlayıp cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve milletvekillerine gönderilmesi hususunda karar alnuşlar ve bu karar uyannca hazıriadıklan bfldiriyi belirtilen kişilere göndermişlerdir. Bu bildiri metninde yazılı olanlar birligin amacıyla bağdaştınlamaz." Edinilen bilgilere gore Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi daha önce de çeşitli yasalarda değışiklik yapılması için ilgili görüşlerini çeşitli yönetici kademelere bildirmişti. Alman Lisesi mezunu t.T.Ü. mezunundan Almanca, Matematik, Fen Dersleri. 358 33 98 (Baştarafı 16. Sayfada) ren Sovyetler Birliği Şam uzerindeki etkisini kullanıp, Suriye'nin senaryoyu baltalamasını önleyebilirdi. Ancak So\ryetler Birliği'nin şemsiyeye dahil olabilmek için Israil'in muhalefetinı kesmesi gerekirdi ki, bunun yolu da lsrail ile ilişkilerini canlandırmaktan geçmekteydi. Cenevre zirvesi öncesi Po!on>?. ve Macaristan gibi bazj Doğu Avrupa ulkelerinin Tsrail ile ilişkilerini hareketlendirme yönunde adımlar atmaları, Sovyetler Birliğinın şımdıden bu role soyunduğunu gostermekteydi. HALEFOCLU HANGİ MESAJI VERDİ? Butün açmazlara ve olumsuzluklara rağmen Murphy, banşa gıdebilecek bir diplomatik hareketliliğin yakalandığına inanmaktaydı. Bu "hareketlilik" (momentum) korunabilır ve taraflann yeni adımlan ile pekistirilebilirse, "pekaJâ" 1986'da banş sürecinde önemli mesafe katedebilirdi. Murphy'i cesaretlendıren faktörler nelerdi? Bir kere ABD, ÜrdünFKÖ barış girişiminin değerini yadsımamaktaydı. Ikincisi, 1985'te Arap ülkeleri liderleri birbiri ardma Washington'a taşınmışlar ve Washington'la açık bir dıyaloğa gırraişlerdi. Arafat'ın işgal altmdaki topraklar dışında silahlı mucadeleye girmeyece ği gıivencesini vermesi, Israil Basbakanı Peres ile Ürdün Kralı Hüseyin'in BM Genel Kurulu'nda yaptıklan konuşmalarla dolaylı bir diyaloğa girmeleri, Washington açısından zemini pekiştiren adımlardı. Amaç, bu hareketliliğin somut bir ilerlemeye dönüstürülmesiydi. Amerikan dıplomasısinin bir başka açmazı da kuskusuz Jran. Nıtekım Murphy göruşmeler sırasında bir ara Halefoğlu'na "tran ile ilişkilerimizin bugunku durumda olması, aslında hem biz hem de onlar açısından talihli birsey değil" dedi. Murphy bu sözleriyle İran'a üstü kapalı bir mesaj mı göjıdermekteydi? Belkı de. VOLEYBOL Kfum Oslo: 1 Milangaz: 3 HAKEMLER: Goof Van Velsen (7), Rune Skarbovik (7) (Sorveç). KFUM OSLO: R. Hoff (7), Lunde (7), Aas (5), Bahr (5), Nybakken (5), ŞEVKİ GÖKERMAN Hubert (5) (Eliassen 3), Prebensen T.T.O.K.'nın duzenledığı sezonun (3), Strandbu (3), Petersen (5). son otomobil yanşması Marlboro MİLANGAZ: Arzu (8), Sibel (7), Kış Rallisi'ni Aü BacıoğluMetin ÇeYasemin (S), Meral (7), Szali (7), Ha ekebi kazandı ve 1985 Türkiye ker mıyet (7) (Yurdagül 7). Ralli Şampiyonluğunu elde etü. Aü SETLER: 81S, 1512, 315, 415 BacıoğluMetin Çeker ekibi bu sonuçla rahmetli Ali Sipahi'nin üç yılHermes Eczaabaşı (Avrupa Şampi lık şampiyonluk rekorunu, dön yıl yon Kulüpler Kupası): 30, J.Vaikot ust üste şampiyon olarak kırmış ol Arçelik (Konfederasyon Kupası): du. Türkiye Şampiyonası'nda Renç 31, Kfum Oslo Milangaz (Ku Koçibey ikinci, Emre Yerlici üçünpa Galipleri Kupası): 13. cü durumda sezonu tamamladılar. Bacıoğlu 4. kez şampiytm Sovyet iddiası doğru değil (Baştarafı 1. Sayfada) Ümit Halflk Bayülken de "ABD' den böyle bir talebin gelmediğini" bildirdi. Bayülken, "Cnmhuriyet" muhabirinin konuya ilişkin sorulannı yanıtlarken, "Böyle bir şe>lerden bilgim yok. Bunun olduguna da inanmıyorum. Çünkü 13 Aralık 1983 tarihine kadar Milli Savunma Bakanlıgı görevinde bulundum. Bu süre içinde böyle bir talep gelseydi haberim olurdu" şeklinde konuştu. Ümit Haluk Bayülken, bununla bırlikte Batı ve Doğuda "yoklayıcüar" olarak nitelendirdiği bazen yarı resmi çoğunluk gayrı resmi kuruluş ve çevrelerce bu yönde spekülasyonlar yapıldığını doğruladı, "Ancak bu yoklayıcılann çoğunluk tepki almak ya da kendi başlanna senaryo geliştirmek üzere kaleme aldıklan metinleriıı resmi bir niteligi yoktur. O tarihlerde bu yoklayıcılar tarafından yapılan spekülasyonlar da orta menzilli füzelerden çok RDF (Çevik Kuvvet) konusundaydı" dedi. Konuyla ilgili Türk yetkililer de, ABD'nin bir talebi olmadığını belirtirken, o tarlhlerde basın aracılığıyla bir nabız yoklaması olduğunu, ancak bu nabız yoklamasına gereken yanıtın o tarihlerde kesin bir dille verildiğini belirttiler. Bir yetkili, "Danimarka ve Hollanda'nın orta menzilli füzeleri topraklanna yerleştirmek konusunda tereddüt ettikleri bir sırada bazı Batılı yayın organlannda bu yönde neşriyat olmuştu. Bu belki de Hollanda ve Belçika bu füzeleri koymaktan vazgeçerse, Türkiye'ye kaydınp kaydınlamayacağına ilişkin bir sondajdı. Biz o tarihte bu füzeleri lopraklanmıza konuşlandırmayacağımızı kesin bir dille \ urgulamıstık" diye konustu. GUNUN PROGRAM1 FUTBOL lslanbul tnönü Stadı: f 14.00 BesiktaşGalatasaray / Kocaeü Ismet Paşa Stadı: 14.00 Kocaelispor Fenerbahçe Trabzon Arni Aker Stadı: 13.30 Trabzonspor Eskışehirspor Ankara 19 Mayıs Stadı: 14.00 Ankaragucu Gençlerbirliği tzmir Alsancak Stadı: 14.00 Altay Denizlispor Samsun 19 Mayıs Stadı: 13.30 Samsunspor Kayserispor Bursa Atatürk Stadı: 14.00 Bursaspor Orduspor Zonguldak Şehir Stadı: 14.00 Zonguldakspor Rizespor 2. LtG Edirne Inegöl, 14.00 Tekirdağ Bakırköy, 14.00 Mersin Idmanyurdu Vefa Simtel. 3. LtG btanbui Vefa Stadı: 10.15 Yedıkule Alıbeykoy 12.00 THY \fesildirek 14.00 laksim Malkara tstanbul Eyüp Stadı: 10.15 Galatasaray Ümraniye 12.00 Feriköy Silivri 14.00 Taksim Malkara VOLEYBOL Am lslanbul Burhan Felck =*jSporSalo«ıı: *N 12.00 Beşiktaş Eczaabaşı 13J0 Arçelik Altınyurt Ankara Selim Sım Tarcan Spor Salonu 13J0 AET Eti S.S.K. Samsunspor Spor Salonu 13.30 Irmak Sanayi Ziraat Ban kası BOKS Balkan Gençler Boks Şampiyonasına Sakarya Atatürk Spor Salomı'nda devam edılecek işte bu ve buna benzer senaryolar. olasılıklar, hesaplar, tahmınler Halefoğlu ile Murphy arasında dört saate yakın suren danışmaların seyrinı çizdi. Halefoğlu, özel temsilciye hangi mesajlan verdi? Basbca mesaj, Ortadoğu'daki barış surecinin kilit aktörleri Kral Huseyin ve FKÖ lıden Yaser Arafat'a açık destekti. Halefoğlu'na göre Urdun Kralı Huseyin üe FKÖ lideri Arafat arasında başlatılan konfederasyon girişimı bölgede banş için "Son fırsalü." Bu fırsat kaçırılmamalıydı. "ABD yönetimi Arafat ile Kral Hüseyin'in göslerdikleri esnekliğin karsılıksız kalmaması için çaba sarfelmeliydi. Kral Huseyin tutlugu yolda yalnız bırakılmamalıydı. Bir o kadar onemli olan husus da. Arafat liderliğine arka çılulmasıydı." Dışişleri Bakanı'nın değerlendirmesine göre, eğer ÜrdunFKÖ planı başansızlıkla sonuçlanırsa, Arafat'm FKÖ içindeki durumu guçleşir, bunun sonucu radikal kanat ıpleri elıne geçirebilirdi. Radikalizm ise bolgede barış umutlannı tumden ortadan kaldınrdı. özetle, Arafat ve Kral Hüseyin'in şahıslannda somutlaşan ılımb çizgı desteklenmeliydi. Halefoğlu, bu yaklaşımları karşısında Murphy'den ne gibi duyumlar aldı? ABD, FKÖ'yu tanıyabilmesı için öne surduğu Guvenlik Konseyınin 242 ve 338 sayılı kararları ile Israil'in varhğuun lanınması koşullarından geri gitmeye niyetli değildi. Ancak yine de üstü kapalı diplomatik ifadelerden anlaşılan, ABD'nin FKÖ liderliğinın gösterdiği esnekliği inkâr edemedığıydi. En azından Murphy'nin Halefoğlu'na anlattığı dört asamalı senaryonun son halkasında. ABD ile Israil'in eninde sonunda FKÖ ile masaya oturacağıru kabul etmekteydi. Göruşmeler FKÖ'nun içindeki hassas dengelerin yanı sıra lsrail içindeki hassas dengelerin de barış sureci uzerinde önemli etkileri olduğunu gösterdi. Reagan'ın özel temsılrisinin değerlendirmelerınden ABD'nin şu hedefin peşinde olduğu anlaşıldı: Reagan yönetimi, tsrail'de ikıidann Işçi Partısi'nden Likud Cephesi'ne geçe ceği 1986 sonbaharına kadar Israil'in de belli ödunler vermesine dayanan bir senaryo kopartmak peşindeydi. Simon Peres liderliği ABD açısından "önemli bir sans" olarak gorulüyordu. Peres'in. başbakanlığı sertlik yanlısı İzak Şamir'e devredeceği 1986 sonbaharına kadar sonuca gıdümesi zorunluydu. "Şamir kolluğa oturduğunda beslenen umullar suya düşebilirdi." EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafı 2 Sayfada) dır. ? Tavana yakın küçücük pencerelerden dışansını görebilmek için türlü cambazlık yapmak gerektiğini hayal edebiiiyor musunuz? 3 Yazmaktan başka uğraşı olmayan tutuklulara. cezaevi içindeki arkadaşlanyla mektuplaşmasma yasak konulmasını doğru buluyor musunuz? 4 Ailelere yazılan sevgi dolu mektuplann bile denetimden geçtiği bir cezaevinde işkenceden söz eden mektjplann size yazılmasını ve ulaşmasını mümkün görüyor musunuz? 5 Koğuşlarda masa ve taburelerin olmadığını görmüş olmanız gerek. Yemeğini bile ilkel yer ve yatak sofrasında yiyenlerin insanca muamele gördüğü söylenebilir mi? 6Gunler, aylar degil; yıllannı havasız, güneşsiz, rutubetli, beton tabanlı hücrelerde geçirenlerin ayaklarında ayakkabı var mıydı? 7 Çelme takılarak yere düşürülüp parmaklara da basarak onur kırıcı bir şekilde arama yapılmasını uygun bulur musunuz? 8Basın toplantısında söylediğıniz gibi, elleri arkadan ketepçeli olarak arabaiara bindirilen, ancak mahkeme salonuna gırerken kelepçeleri açılan insanlann birbirlerini nasıl ttrmalayıp yaraladıklannı bir kez olsun düşündünüz mü? 8 Avukatlarıyla bile bir kez olsun yan yana konusamamak sizce yasal bir olay mıdır? 9 Yemek içmek ve uyumaktan başka bir sey yapmamalannı istemek bu gençleri bitkisel bir yaşama itmek degil midir? 10 Bütün bunları ışkence kabul etmiyorsanız diyecek sözümuz yoktur." Hava almak en doğal hakkıdır insanlann. Ne var ki aylarca açık havaya çıkarılmayan mahkumlar vardır. Hamam gereksinimı bile düzenli olarak yapılmaz. Böyle durumları yadsımak gereksizdir. Annelerın yukarıdaki sorularını Bay Akarcalı'nın inandırıcı bıçimde yanıtlayabıleceğini hiç sanmıyorum. Ama vereceği bir yanıt varsa bu sütun kendisine açıktır. Bir öğretmen adayından aldığım şu kısa mektubu da ilgililerin dıkkatine sunmakia yarar görüyorum: "Ben anarşıst olmayayım da ne olayım?" başlığını taşıyan bu mektupta Erzurum'dan E.H. adlı okur bakın ne diyor: "Dörtyılbk, öğretmen yetiştiren bir faküttenin Matematik bölümünü bitirdim. Ne hayaller kuruyordum; öğretmen olur otmaz çocukları eğitir, bir ise yararım diyordum. Ne var ki M. E. Bakanlığı'nın bu sene uyguladığı smavda başan sağlayamadım. Şimdi üniversite mezunu bir işsızım. İnanın fırının önünden geçerken ekmek alacak param yok. Otelde kalıyorum, son umudum oğretmenlikti; onu da elimizden alınca bana tek bir yol kalıyor, o da anarşist olmak mı? Sayın politikacılarımız; Türkiye ilerledi, elli yıl önce toplu iğne bile yapamıyorduk, şimdi her evde buzdolabı, TV var desinler, isterlerse Merih'e uydu göndereceğiz desinler, ne derlerse desinler, yine de ben ve benım gibiler aç ve işsiz... Demokrası diye bas bas bağıran politikacılara sesleniyorum, bu mu demokrasi, bu mu adalet? Doğuya önem veriyoruz diye demeçler vermek kolay, zahmet olmazsa gelin de halkın ne yediğini görün; halkın içine girin, makam arabasından aşağı inerek dolaşın. Sızi düşünüyoruz diye nutuk atmayın, inanın halkın size inancı kalmadı. İşsizim işsiz' Bana ış verecek bir yönetim işbaşına gelsin. Nasıl bir rejim o/ursa olsun, önemli değil. Yeter ki emeğimin karşılığını alabileyim." Güne'özeriik katmak için, dft imzah"giysüer. 0 gün, yüzler daha bir güleç, ilgiler daha bir sıcak, ilişkiler daha bir uyumluysa ve daha verimli bir gün yaşanmışsa... 0 gün, mutlaka, "çift imzah" bir giysi giyilmiştir. "Çift imzah" giysilerde: îmzalardan biri, kumaşın, Altınyıldız'ındır! Diğeri, Altınyıldız'la giysi yaratmış ünlü bir hazır giyimevinin ya da üstad bir terzinin... + * * ™ " Ahtnytlibz'm seçMme nedenk AltmyıLhz. dokuyacağı kumat şa iplık olacak yıinu seçer önce... En ince, en uzun, en • dayanıklı elyafı veren Avus • tralya Merinosu'nun yıinünil Ham ipliği o elyaftan iiretir, renk hashğı kanıtlanmış bo • yalarla boyar. Ve her noktası aynı incelikte ıplîğe dömiştürür. O iplikle dokur kumaşı... Özenle... Sabırk... Saygıyla. Üretimin her aşcumsvnda kusurafırsaı lammayan kalite tutkusuyla dokur... Kumaşlann Altınvıkhz'ını. Bakın çevrenize, günleri etkin kılanların giysileri "çift imzalf'dır. Altınvıldız Kumaşın soylu adı./ giysinin soyadı. •s*k%