16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 8 ARALIK 1985 UGUR IVnJMCU GOZLEM Yazık... fBaştarafi 1. Sayfada) Cumhuriyet muhabiri Başbakan'a da soru yöneltmiş, ama ne yazık ki yanıt alamamıştır. Sayın Ozal sınirlenmiş, öfkeli bir biçimde elini kolunu sallayarak, "Böyle sorular sorarsanız, bir daha hiç yüz yüze gelemeyiz. Başka birşey yok. Iddia yok kardeşim, buna cevap vermiyorum" demiştir. İçişleri Bakanı Akbulut ise, sorulanmızı yanıtlarken, iddiaları önemsemediğini belli etmiş, hatta daha da ileri giderek iddiaları "beynelmilel taarruz takîiği" olarak niteleyebilmiştir. Bir başbakanın. konuyla doğrudan ilgili bir bakanın bu yanıtları gerçekten talihsizliktir. Oysa bir başbakan, kendisine böyle bir soru yoneltildıği zaman, genel olarak, hukuk devletinde işkencenin yeri olamayacağını, bunun bir insanlık ve anayasa suçu olduğunu belirterek, aynı zamanda iddiaların soruşturulduğunu. sonucun kamuoyuna acıklanacağını sükunetle söyleyebilirdi; çünkü orta yerdeki işkence iddiaları ciddidir. üstelik Cumhuriyet Saycılığı da soruşturma açmış bulunmaktadır. İşkence iddialarının üzerine gidilmesinin Sayın Özal'da neden rahatsızlık yarattığını anlayabilmiş değiliz. Sayın Başbakan'ın bu tutumu, ülkemizde hukuk devleti ilkesinin geçerli kılınması açısından olumsuz sayılmalıdır. * İnsanda karamsarlığa yol açan başka haberler de var bugünkü Cumhuriyet'te. İşte bunlardan biri şöyle: Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin 6 yöneticisinin "Görevlerine son verilerek yerlerine yenilerinin seçilmesi için" bir iddianame hazırlamış.Prof. Dr. Nusret Fişek, Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Doç. Nevzat Eren. Doç. Dr. Ragıp Cam ve Diş Tabibi Hüsnü Çuhadar "Ölüm cezasının kaldırılması için, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM üyelerine bir mektup yazarak siyasetle uğraşmakla" suçlanıyorlar. 29 Aralık 1985 tarihinde başlayacak yargılamada, TTB Merkez Konseyi üyelerinın görevlerine son verilirse haklarında ayrıca Dernekler Yasası'na muhalefetten ceza davası da açılabilecekmiş. Adalet Bakanı Necat Eldem'ın suç duyurusu ile başlatılan kovuşturmada, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Nusret Fişek, "ölüm cezasının iabiplik mesleği ile bağdaşmadığı, mesleğin asıl amacının insanı yaşatmak olduğu ve bu nedenle ölüm cezasının kaldınlmasını dilediklerini" belirttikten sonra, "bir doktorun ölüm cezasının infazında bulunmasının tıp meslek ahlak kurallarına aykırı olduğuna inandıklannı" söylüyor. Evet; 12 Eylül döneminde Dernekler Kanununda yapılan değişikliklerin bir sonucudur açılan bu dava. Peki ama, siyasetin kapsamı bu kadar daraltılarak, siyasal katılım bu denli sınırlandırılarak bu kadar çok "siyaset yasağı" ile demokrasi nasıl olacaktır, demokrasinin özünü oluşturan uzlaşmalar nasıl sağlanabilecektir, söyler misiniz lütfen... * Birinci sayfamızda yer alan bir başka haber de kitap yasaklarıyla ilgilidir. Oğrenci yurtlarında okunması yasaklanan kitaplar arasında örneğın Platon'un "Devleft de var... işkence iddialarına sinirlenerek, hatta bunlan "beynelmilel taarruz taktiği" diye niteleyerek; tabiplerimizi, ölüm cezasının kaldınlmasını istedikleri için yargılayarak; kitap yasaklayarak nereye gidebileceğimizi sanıyoruz acaba? Herhalde demokrasiye ve çağdaş uygarlığa değil... (Bastarafı 1. Sayfada) böyle girişimleri destekleyenler, çok tehlikeli bir silahla oynuyorlar. Henüz kimse bunun farkında değil. Türkiye'ye karşı neredeyse "Haçlı zihniyeti" ile bir araya gelenler bu silahın günün birinde geri tepeceğini ve bugün bu silahı ellerinde tutanları yaralayacağını bilmiyorlar mı? Evet Batı ülkeleri, "uluslararası terör" diye siyasal amaçfarla terör eylemlerine başvuranları bunca yıl, sabahakşam kınamadılar mı? Kınadılar. ASALA'nın Türk diplomatlarına karşı giriştiği kanlı saldırılar siyasal amaçlı birer terör eylemi değil miydi? Evet öyleydi. Öyleyse, kım bundan sonra siyasal amaçlı terör eylemlerini kınayabilir? Mitterrand'ın AET'de, Ermeni ve Rum lobilerinin de ABD Temsilciler Meclisi'nde Ermeni soykırım savlarına yer vermeleri, bu yolla ASALA'nın terör eylemlerini onaylamaları, bundan sonra da bu tür eylemlerde bulunanlara yeşıl ışık yakmak değil midir? Yarın ya da öbür gün sözgelimi Cezayirli terörıstlerden oluşan bir örgüt, üstelik de haklı nedenlerle Fransız somürgeciliğinin bireysel terör yoluyla öcünü almaya kalkarsa, ne diyecektir Mitterrand? Vietnam halkının öcünü almak isteyen bir terör örgütü çıksa, ne yanıt verecektır Reagan? Bu yol çok tehlikeli bir yoldur. Bu yol bir kez açılırsa, bundan kimin, ne zaman ve ne ölçüde zarar göreceğini hiç kimse kestiremez. Kural hiç değişmez, teröre destek olanlar günün birinde aynı teröre hedef olurlar. Bunlar hep bilinen gerçekler... Bu gerçeklerin yanında Türkiye'nin kendi öz sorunlanna niçin bu kadar katı ve niçin tek yanlı baktığı da bir önemli gerçek ve yaoıt bekleyen bir soru işaretidir. Bir haftadır yurt dışındaydım. Görev gereği karşılaştığım yabancı gazetecilerle Ermeni sorununu da konuşuyordum. Bu konuda ağzını açan yabancı gazeteciler, hemen "Ermeni scykınmı"ndan söz ediyoriar. Arkasından da, Türkiye'deki siyasal davalardan söz açıyorlar. Anlaşılıyor ki, ASALA örgütü arkasına devletlerı ve parlamentoları da alarak açtığı propaganda savaşında başarılı olmuştur. Biz ise en haklı gerçekleri Batılı platformlarda bir türlü anlatamamışız Ermeni sorununun uluslararası terörle yan yana ve iç içe gelişmesini Batı kamuoyunda pek anlatmamışız. Pek değil, hiç anlatamamışız. Bız bu konuları Batı kamuoyunda en etkilı biçimde anlatacak olanlara ise pasaport bıle vermemişiz. Alın Mümtaz Soysal konusunu... Orly duruşmasında ASALA örgütünün ipliğini pazara çıkaran ve Fransız mahkemeleri önünde Türk halkını ve Türk devletini temsil eden ve bu görevi ile hepimize gurur veren Soysal, 12 Mart günlerinde, eline kirli paspaslar verilip. zorla tuvalet temizlettirilen ve tokatlanan bir sanık değil miydi? Ermeni tezlerini, kılı kırk yaran titizliğiyle çürüten Profesör Türkkaya Ataöv, pasaport alabilmek için Emniyet Müdürlüğü önünde ömür tüketen çileli bir aydın değil miydi? Bız oldum olası ülke sorunlanna ve dış poiitikaya mehter marşıyla yaklaşmış, çağın gerçeklerini, çevremizde ve dünyada oluşan dengeleri görmezlikten gelmişiz. İşte görüyoruz, ASALA bir terör örgütü, hem de uyuşturucu madde kaçakçılığı yapan kirli ve kanlı bir örgut. Bunun belgeleri var, kanıtları var. Fransa'da Ermeni uyuşturucu madde kaçakçıları ve Marsilya Mafyası siyasal partilerle, hükümetle ıç içe.. Öyle ki Mıtterrand'ın bir zamanlar içişleri bakanlığını yapan Gaston Deferre, Ermeni Mafyası'nın gedıklı ve ücretli avukatı.. Bız daha dünyaya bu gerçekleri anlatamamışız. ASALA nın arkasında uyuşturucu madde örgütlerinin bulunduğunu Batı kamuoyunda dile getiremezsek neyı, nasıl anlatacağız? Kendi ülkemizde, çağdışı düşünce yasakları egemenken, insanlar, üye oldukları parti ya da dernekler nedeniyle ve yazdıklan üç satır, beş satır yazılardan ötürü onar yıl, on beşer yıl ağır hapis cezalanna çarptırılıyorlarsa, bir Batılı toplumda, nasıl yandaş buluruz? Kim dinler bizi? Kim inanır bize? Bugün artık anlaşılıyor ki, ASALA yalnızca bir terör örgütü değildir. Arkasında uyuşturucu madde kaçakçıları. çokuluslu terör, bunlardan da önemlisi, devlet başkanları ve dost sanılan ülkelerin Rum ve Ermenilerden oluşan lobılerı var. Bu "kın ve husumet cephesini" yarmak içın ülkemizde baştan başa bir uygarlık ve özgürlük rüzgârı estırmek ve böylece Batılı toplumlar ile hiç olmazsa demokrasi konusunda ortak değer yargılarını paylaşmak gerekir. İşte o zaman, ASALA'yı da, bu terör örgütüne siyasal destek sağlayanları da Batı kamuoyu önünde, açıkça kınar ve suçlarız. İşte o zaman ınandırıcı oluruz. İşte o zaman Batı kamuoyunu da hiç olmazsa bir kesimi ile arkamıza alırız. Acı gerçeği görelim: Bugün dünya kamuoyunda yalnızız. İşte Kıbrîs konusu, işte Ege'dekı haklarımız. işte Ermeni sorunu.. Bu yalnızlığı yenmenin ilk koşulu kendi ülkemizde uygarlık ve barış rüzgârları estirmektir. O zaman ASALA'nın da sırtını yere getirıriz, Mitterrand'ın da, Rum ve Ermeni lobilerinin de.. Bunun içın silkinmek gerekir; Kuvayi Milliye günlerini anımsayarak... CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor ANKARA/LETKOŞE, (Cumhuriyet) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu "nun "Kıbns'ta Türkiye'nin garantörliiğiinü kabul etmeyiz" biçimindeki sözleri Ankara ve Lt koşe tarafından sert tepkilerle karşılandı. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanı Yalım Eralp, "Yunanistan Başbakanı Papandreu, Kıbns'ta bir çözume ulaşılmasını istemediğini bir kez daha beUi etmiştir" dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol da "Papandreu'nun adayı Yunanlaşbrmak istediği" biçiminde görüş açıkladılar. Eralp, Papandreu'nun konuşmasını değerlendirirken, "Kıbrıs'ın bağımsızlığı ve içişlerine kanşmama ilkelerini dilinden düşürmeyen Papandreu'nun bu konuşmayla Kıbrıs Rum Yönetimi'ndeki seçimlere açıkça müdahaJe ettiğini" belirterek şunları ekledi: buVda dün gece "Lüküs Hayat" operetini izledi. Lüleburgaz'daki "Papandreu, Kıbns'ta bir çödoğal gaz ünitesini hizmete açtıktan sonra tstanbul'a dönen Özal, geceeşiSemra Özal ile birlikte Harbiye'deki \fuhsin Ertuğrul Şehir züme vanlmasını istemedigini Tiyatrosu'na gitti. Özallar, burada Ekrem Reşit Rey'in yazdığı, Ce bir kez daha belli etmiştir. Bir mal Reşit Rey'in müziğiniyaptığı ve Haldun Dormen'in yeniden sah bakıma, samimiyeti yönünden kendisini kutlamak gerekir. neye koyduğu "Lüküs Hayat" operetini izlediler ve sanatçılan kuüadılar. Özal, sanatçılarla gorüşurken, tstanbul Belediyesi videoL'marız ki BM Genel Sekreteri, Y'unan Başbakanının bu beyanekibi kendisiyle bir röportaj yaptı. Bu arada Suna Pekuysarın kolannı Guvenlik Konseyi'ne sunaluna giren Özal, eşine, "Kıskanmazsın değil mi" diye sordu. cağı rapora aynen derceder." Papandreu Kıbrıs'ta öü çözüm istemiyor Ankara'nın tepkisi Ozal "Lüküs (Bastarafı 1. Sayfada) dır sözü edilen, belgeleri, bilgi ğa vuruyor. Ister istemez, kulisSosyal yaşamda giderek büyü leri ortaya konulan olaylarla iş lerde dolaşan kimi söylentilerin (Bastarafı 1. Sayfada) çakçılar da ihracaıçı oldu. Ne yapayen bunalımlan irdelemeye kalk kencenin Türkiye'de "sistematik gerçekleşeceği izlenimi alıyor in tiyaanı karşılayamadıgımız için, kı lım? Hepsi dogra yola gdsin" dedı. sak özal'dan "Yoksa 12 Eylül sisteme" dönüştüğünü söyle san. Söylenıiye göre, basınmcid sıntı yapUgımız için elektrik almak Torenden sonra Özal ve berabeöncesine mi dönmek istiyorsu yemiyor. di konularda görevini yapması, mecburiyetinde kaldık. ANAP iktinndekiler, Luleburgaz Belediyesi'nce şereflerine Buyuk Esen Oteli'nde venuz" karşılığı. Şebinkarahisar'da açığa vuru kimi belgeleri sıralayıp konula dıra geldikten sonra hiçbir şekilde rilen ögle yemeğine katıldılar. özal'rın uzerine gitmesi, Özal ve da elektrik kısıntısı yapılmamaktadır. Dış sorunları önüne getirsek, lan işkencenin Topraksu binaın elektrik kesılmeyeceğini söylemeha yukan çevrelerde olumsuz de Bu taribe kanşmışür." kapalı, tek sözcüklü yanıüar. sında yapıldığı anımsatıhrsa, sinden I saat sonra ilçede elektrikElektrik aldığımız Bulgaristan'ın Herhalde büyiik devlet adamla A kbulut 'a göre, ' 'o evvelki hikâ ğerlendirmelere yol açıyor. ler kesildi. Özal, yemekten sonra da birçok sıkıntılı yıllar geçirdiğine işannın dış sorunlarda fazla konuş ye..." Bu konuda sergilediği 12 Eylül döneminde çıkanlan Lüleburgaz'da halka hitaben yaptıret eden Özal, şöyle devam etti: madığı ilkesinin cahili olduğu mantıksa, bir harika. İçişleri ba yasanın ağır hükümleri yetmezğı konuşmada Yunanistan'la Türki"Bulgaristan'da, elektrik kısıntımuzdan bu tutumu yadırgayıp kanına göre, "Soruşturmanın miş gibi, basının sorunları irde lan yapma>a kendikri devam ediyor. ye arasındaki sorunlara değinerek anlamıyoruz. başka binada yapümaması için lemesini önlemek için kimi hazır Ama bu arada bize satmava da kıs şunlan söyledi: Bu nedenlerle "küçük islerle" bir kayıt yok." lıklardan söz ediliyor. men devam ettiler. Çunkü do>iz ih"Yunanistan'la aramızda sıkıntıuğraşıyor, devletin bir türlü üze Sorun da bu ya! 1971'deki Yüksek noktalarda konuşulan liyaçlan vardı. Elektrik almaya delar var. Karşı tarafta, meseleleri bilrine gidemediği işkence olaylan darbeden sonra tstanbul Ziver bu eğilimi pekiştirecek, somut vam edersek, işimize geldigi için alı meyen tavnyla meseleleri çözecegina eğiliyontz. nz. Herhangi bir problem çıkarmani zanneden bir zat var. Ben köşeye bey Köşkü 'nde olup bitenler or bir hareket hentiz gözlenmiyor. dıklan takdirde almaya devam edesıkıştı diyonım. Yani köşeye sıkıştıTanıdık tanımadık onca insa tada. Ziverbey Köşkü, "özelbir Ne var ki, özal'ın hiddetli söznp dovmek falan yok. Köşeye sıkışna uygulanan işkencenin kökü bina." İşkencenin burada yapıl lerine el kol hareketleri de ekle riz. Ama problem çıkarıldıgı tırma yolu bu, zeytin dalı uzatıyonız. devletçe kazınmadıkça, devlet iş dığı açık seçik, tanıklanyla ke nince, gelişmeteri izleyenlerin aktakdirde , Tıirldye'nin artık elektrigi rardır. Derhal keseriz, almajız." Gel arkadaş, oturaüm, konuşalım, kence yapanlara karşı idarei sinleşmiş. Sayın Akbulut'un lına bir "acaba" sorusu tameselelerimiz varsa bunlan halledeElektrik kuUanımının yuzde 12 domaslahatçı tutumunu bırakma mantığını kabul edersek, '' Yasa kılıyor. layında arttığjru belirten Özal, "Yüz lim. Ve ondan sonra tuttuk, dedik ki dıkça, elbette bu oloyları irde/e larda soruşturmanm emniyetin Kimilerine gö're, özal'ın bası de 12'nin manası nedir? 6 sene içinvize istemiyoruz. İki tarafın vatanyip, her kezinde Başbakan'a, daşı da birbirini ziyaret etmesi için. dışında bir yerde yapılmayacağı na karşı sergilediği bu öfke, al de kullanılan elektrik iki misli devletin öteki büyüklerine bu Biz tuttnk, hiç buna sormadan Yumayı düşündüğü önlemlerin ön olacaktır" dedi. gibi kayıt yok" deyip herhalde konuyu sorup araştıracağız. nanlılar istediği gibi gelebilir, vizehazırlığı anlamına gelebilir. Karaborsa konusunda da çeşıtli Şebinkarahisar işkencesini de Binlerce somut olay ortada. yadsımalıyız. Bir başbakan, devleti yöneten ornekler sunan Özal, "Sigara kaçak ye lüzum yok diyoruz. Bu bir şaşırdı. Kendisi ka>betn' şimdi. Yunan >aözal'ın İçişleri Bakanı Akbulut ler sinirlenmeye başladı mı.do çılıgı almış, >üruiîiuşlu. Milyarlar İşkence sorularına sinirlenen ntk noktalarda böylesine krizler, donüyordu. Bu sigarayı devlele ithal tandaşian Turkiye'ye geliyoriar. geise, işkence olaylarım devleti, lip alışveriş >apı>orlar. Şu aada raeettirdik. Altın kaçakçüıgı vardı. Kahükümeti gıiçten düsürme planı özal'ın, elleriyle kollarıyla bir düşünceler başgösterir. rar verdik, altını biz itbal edecegiz. sele milletlerarası degil, maalesef dizi hiddet gösterileri yap'ması gibi kabul ediyor. fşkenceyi irBu göstergeler iktidardan gisadece ve sadece Papandreu'nun Bankalanmız satacak. Biiyuk bir deleyenleri "sistematik taarruz" yeni bir olay. özal basına karşı disin, giicünü yitirmenin kesin şahsi meselesi haline geldi." Mafya idi. Neticede 34 a> bizimle yapmakla sucluyor. Fakat yıllar duygulannı giderek daha da açı işaretleridir. mucadele ettiler. Döndü, dolaştı. biz BULGARİSTAN VE İNSAN galip geldik" şeklinde konuştu. HAKLAR1 Santrahn açılışından başka hemen Bulgaristan'la sorunlar konusunhemen her konuya değınen Ozal, ko(Bastarafı 1. Sayfada) fBaştarafi 1. Sayfada) adlı kitabı, Necip Fazıl Kısaküyun kaçakçılığı ile ilgili olarak, "Es da da Ozal şo>le konuştu: "Bir konuda Bulgaristan'la probGençlik ve Spor Bakanı Metin ledi.Yurtlarda kalan oğrencüerin rek'in bazı kitaplan, Time derkiden senede 1 milyondan fazla kolemiraiz oldu. Bakınız BulgarislanEmiroglu ile tekrar görüştuler. önceki gün öğrendıkleri yasak yun >urt dışına kaçırdıyordu. Bugun gisinin bazı sayıian, Kuranı KeGörüşmede, tasan kapsamının listesi, Batanlar Kurulu karanyla rim. Incil, Siyasal BUgikr Fakül kacagın zerresi kalmanuşür. Eski ka da tuttular, Turk yokmuş, dediler. Kimi kandınyorsunuz? Bunlar eskigenişletilmesi ve üç dersten baoluşan yasaklar dışında, yurt tesi dergilerinden bazılan, tlhan den Buigarmış, biz onlan Türk yapşansız öğrencüeri de içermesi idarelerinin de tutumuna göre de Selçuk'un bütiın kitaplan, Mak l E o ı r n mışız. Bu masalı anialıyorlar, 200 seüyeler tarafından istendi. ANAP değişiklikler gösteriyor. Ankara sim Gorki'nin bütiin kitaplan." ne önceden olmuş hadise diye. Bungrubunda da gündeme gelen ko Cebeci Kız öğrenci Yurdu'ndalann hepsi düzmece işler. Bulgarlar Milli Eğitim Gençlik ve Spor nu hakkında, Başbakan Turgut konusunda her turlu teşebbüsü yapki sakıncalı ve bulunması halin Bakanlığı Müsteşar Vekili MusÖzal "İncdeyin, kendi aranıztık, yapmaya da de\am edecegiz. Biz de cezalandırmaya yol açacak ki tafa Turhan da, Cumhuriyet muda halledin" dedı. insan haklanna, insanın en labii haktap ve dergilerden bazıları şöyle: habirinin sorusu üzerine konukı olan din \e \icdan hurriyetine sayTBMM Mifli Eğitim Komisyo"5.7.1978 tarihli Fırt dergisi, nun yasaklamadan daha çok, yagılı bir memleketiz. Diyorum ki siz nu Başkanı Kemal Or ise geniş Hafta Sonu gazetesinin 1974 ta salar kapsamında düşünülmesi de bu insanlann din ve vicdan hürleyecek tasannın "magduriyeti rihini taşıyan bazı sayıian, Hiir gerektiğirıi söyledi. riyeüerine itaat ediniz. Biz etimizden önlemek" amacı taşıdığııu beü'rriyel Gazetesinin 5.1.1976 tarihli geldigi kadar bu haksızlıgı diger dunDünya Tarihi Atlası, ya da tirken, "Biz komisyoa olarak sayısı, 16.6.1974 tarihli ODTÜ ya ulkelerine anlalmava devam edeHAMITABAT NEDİR? egitim ve ögretimin kalitesioin de bülteni, Hanın Karadeniz'in, Platon'un "Devlet" adlı kitabıcegiz. Her geçen gün de sıkıştıracaduşmemesinden vanayız. Öğrengız." (Olaylı Yıllar ve Gençlik) adlı ki nın üniversitelerde ders olarak cinin başarısını menfi yonde ettabı, Asıra Bezirci'nin (10 Şair, okutulduğunun hatırlatılması Özal, kopru satışı konusunda da, kileyecek yollara karşıyız. An10 Şiir) adlı kitabı. TIMES Dün üzerine de Mustafa Turhan şöy"Hani kopruyü sattırmıyorlardı? cak, oğrenci elinde olmayan neya Tarihi Atlası. Zülfü Livaneli le konustu: Hiç başka çaresi yoktur. Biri çıkar denleıie, çalışkan olmasına ve ye"Milli Eğitim Gençlik ve Spor Haber Merkezi lurkiye' da sattırmam diye tutturursa ve biz nin plaklan, Platon'un (Devlet) tenekli olmasına karşın başarısız Bakanlığı teşkilatına bağlı bütiin nın ılk doğal gazdan elektrik ure de inamrsak bep yanlış yapanz. Baolmuşsa buna da izin vermemek kıırum ve kuruluşlara girecek kittftı merkezinın 4'ü gaz, 2'sı bu şında da soyledigim gibi bu iş bilegerekir. Komisyon olarak bu gitaplann saptanmasında, Tebliğhar turbınınden bırı, dun Başba nin işidir. Usta olmayanlar bu işi (Bastarafı 1. Sayfada) bi oğrencüerin yanındayız. Tek Muayenehanemin açıhşını, gerek bizzat gelerek, gerek kan Turgut Özal tarafından dev yapamazlar" dedı. lik içinde sürdurülüyor, konuy ler Dergisi'ndeki ilanlar esastır. ders hakkının üç derse çıkması telefon ve telgrafla kutlayan arkadaş, dost ve Bazı muhalif gazetelerin elbırliğiyTebliğler Dergisi'nde 'eğitim öğreye sokuldu. la bizzat genel mıidürliik durumunda olumlu goruş belirle, hukumetin yapacağı işlere tavır meslektaşlanma teşekkur ederim. Fizibilitesi 1983 yıhnda lailgileniyor. Daha fazla bilgi retim açısından sakıacalı teceglz" dedi. alındığını ima eden Özal, şunlan ekDr. D L R S U N KIRBAŞ Nöroloji l zmanı bulunmamıştır' ilanı olmayan mamlanan ve temelı Cumhur ledı: veremeyiz" yanıtını verdiler. dergi ya da kitaplann yurtlara ya başkanı Kenan Evren tarafından Balıkesir'de okuma yazma bil"Gecekonduda oturan insanlann mediği halde ehliyet sahibi olan da okullara girmesi zaten ynsakbu yılın mart ayında torenle atı meselelerini halledecegiz diye soz verDeğerli arkadaşım, sevgili kardeşim, dost insan bir sürücünün yakalanmasıyla tır. Yurtlara ya da okullara gireian doğal gaz elektrik üretım dik. Buna bazı çevreler inanmadı. ortaya çıkan '%hliyet yolsuziuğu" cek kitap ve dergilere Talim Termerkezinın diğer unıteleri, ikişer Nasıl yapacaksınız, diye sordular. Bu olayı ile ilgili olarak ifadesi alı biye Kurulu karar verir. Aynca, ay ara ile devreye sokulacak. Ta bizim isimiz. Kopya mopya da vernan Eyyüp Gülgiin ise ifadesin yurtlardaki listeleri mahkeme meyiz. Mumkun değil. Bir atasözıi mamlandığında yılda 3 mılyaı vardır: Kedi ulaşamadıgı cire pis derde toplam 741 kişiye ehliyet al karan ile yasaklanmış kitaplar 600 milyon kilovatsaat elektrik oluşturuyor." dığını soyledi. uretecek olan santral, bu uretim mi}. Bunu yapamazsınız dedilcr. Birlakım muhalif gazetelerie beraber için 70 milyon metrekup doğal başladılar bu ise. İşte bunu çıkardın, gaz tüketecek. 100'er mega\at ama hiçbir şey yiinimeyecek diye gillık 2 buhar veyine 100'er mega tiler, yeminli bürolarla uğraştılar. lavatlık 4 gaz türbininden oluşa pusuyla uğraştıiar. Her gittiğim yercak merkezin tamamı bugunkiı de tapu dağıtıyorum, istediği kadar SAMİM LÜTFÜ değerlerle 77 milyon liraya maı gazetesinde yazsın. kimse inanmaz. (Bastarafı 3. Sayfada) olacak. Alman, tsviçre, Belçıka Bu sefer gazetesini de salamaz yalan aramızdan zamansız ayrılışının derin teessürü içindeyim. yazdığı için." Özal, bugün Tuzla' ve Turk firmasının katılımı ile bittiği için bir köşeye atılmaya hazırlanan Marcos'un yakın geNur içinde yatsın. gerçekleştihlen Hamıtabat Sant da Deri Sanayıcıleri Sitesi ustyapı lecekteki sonuna da şaşırmayacaklar. ralı, Türkiye'nin elektrik açığı tesislerinin temelini atacak, akşam Aziz hatırası kalpJerimizde da Ankara'ya dönecek. Ya yıllar yılı ipleri tiranın elinde olan sözde bağımsız yargını önemli ölçüde kapatacak. her zaman yaşayacaktır. nın kararları ne olacak? O konuda fazfa bir şeye gerek yok. Çünkü bu tür mahkemelerın mahkumiyet kararlarını da aklanma kararlarını da kimse ciddıye almıyordu zaten. Cephesı atiü orgutlerin üstlen(Bastarafı 1. Sayfada) Hatta zaman zaman öyle gelişmeler oluyordu ki, bu mahdiğini bildirdi, ancak bu üstlenkemeler tarafından mahkum edilen ve mahkumiyetleri onanan telefonla mağazayı arayarak melerin ciddi olup olmadığı hekişiler. salt bu kararlar yüzünden daha da büyüyorlar, ünleribomba konulduğunu bildtrdi. nüz saptanamadı. Filistin Kurtunin ülke sınırlarını aştığını görüyorlardı. Ülkelerinde genış halk Bunun uzerine olay yerine gelen luş Cephesi, yayımladığı bildirikesimi, yarının umudu olan kişiler ve kuruluşlar onlarla dayabir görevli, bombanın bulundude saldırıları Fransa'nın Iran'a Mütevazi, çelebi, sadık dostum, 26 yıllık mesai arkadaşım, vefakâr aile babası. nışma içinde olduklarını ortaya koyarlarken, tüm dünyanın ayğu yere koşarken, patlama meyyakınlaşmasını protesto amacıydınları, insancıl değerlerden ve demokrasiden yana olan güçmuntazam, dürüst ve çalışkan işadamı. hakşinas, hosgörülü, insancıl ve iyi insan, dana geldi. Çıkan yangın hemen la duzenlediklerini öne sürerken, leri onları bağırlarına basıyorlardı. söndürülürken bir itfaiye görevpolis ise soz konusu eylemlerin "Ya bu insanlann özgüriüklerine kavuşturulmaları?" diyeceklisi ve bir çocukla 4 kişi ağır şesorumlusunun sol eğilimli Fransiniz. kilde yaralandı, İ5 kişi de hafif sız teror örgütü "Doğrudan yaralarla kurtuldu. Gerçekte onlann özgürlüklerine kavuşturulmaları diye bir soEylem" olabileceği üzerinde durun yok. Çünkü aslında onlar kendilerini "mahkum!" eden yarruyor. Bu patlamayı, 5 dakika songıçlardan bile daha özgürdürler. ra Lafayette mağazasının yakıPatlama öncesinde mağazada Evet, onlar özgürdürler, sadece serbest değillerdir. Söz konındaki Printemps adlı mağazaNoel nedeniyle yoğun bir kalanusu olan basit bir serbest bırakma olayıdır. daki patlama izledi. Lafayette'e balık bulunuyordu ve Parısli aiFilipinler'deki 'mahkeme!"Ver'i "aWayan"kararıylayalnızbağü Printemps mağazasında ise leler, çocuklarına hediye almak ca kendini ve despotu biraz daha kirletmiş ve "Filipinler De5 kişinin yaralandığı bildirildi. bizleri tarifsiz üzüntüler içerisinde bırakarak, Allah'ın rahmetine kavuştu. Kederli için mağazadan alışveriş yapımokrasisi!"r\\n dünya üzerindeki yerini bir kez daha belirlemişPatlamadan sonra Fransız yorlardı. Patlamarun kapanış saailesine, butün sevenlerine ve camiamıza başsağlığı dilerim. tir. Hepsı bu! Haber Ajansı AFP'ye telefon atine yakın meydana gelmesi neEvet ulusların uygarlık ve çağdaşlık ölçütleri bu tür mahkeeden kişiler, olayı "İslami Cihad deniyle olayın ucuz atlatıldığı melere sahip olup olmamalarında yatıyor. Örgütü" ile "Filistin Kurtuluş bildirildi. Sofya'ya elektrikli uyarı Kıbrıs Rum kesiminde bugün seçim yapılıyor Oğrenci Times'ın Atlas'ı da yasak LEFKOŞE (Cumhuriyet) Kıbns Rum kesiminde bugün erken seçim yapılacak. Seçim sonuçlan Rum Yönetimi Başkan. Spiros Kipriyanu'nun kaderini etkileyeceği için büyük önem taşıyor. Seçim öncesi partiler arasındaki mücadelede Kıbrıs sorunu yine on sırada yer aldı. Kipriyanu seçim propagandası sırasında büyük eleştiriye hedef olanlardan. Rum Yönetimi Başkanı partisinin kurtulması halinde "ufuktaki son"dan kurtulacağı umuduyla seçim kampanyası boyunca uğraştı durdu. Kipriyanu Batüılann sunduğu çerçeveyi, eski Genel Sekreter Kurt VValdheim'ın çözüm planını ve Perez de Cuellar'ın üç göstergesini reddetmekle suçlanıyor. Ayrıca Kıbns topraklannın yüzde 25'ini Türklere vermekle, şimdi de yüzde 29'unun Türk yönetiminde kalmasını öngören "Birleştirilmiş Belgeyi" kabul etmekle sorumlu tutuluyor. Bu nedenledir ki "azınlıgın temsilcisi" durumundaki Kipriyanu, seçim propagandasını birİik ve mucadele sloganı uzerine kurdu. Bütun Rum halkını "vatan"ın kurtanlması için mucadeleye çağıran Kipriyanu'nun "son kozu", muhalefetin ağır suçlamaları karşısında bunalımdan bunalıma sürüklenirken partisinin doyurucu oy alması. Tek kurtuluş yolunu bunda gorüyor. Doğadan elektriğe TEŞEKKUR 67 Ude SABAHATTIN GÜLÇEIJK'in GURHAN ÇELEBİCAN Düzmece Yargı Paris'te 2 patlama BAŞSAĞUĞI SABAHATTIN GÜLÇELİK E. DENIZHAN (Bastarafı 1. Sayfada) sonra, bulundukları başkentlerde girişimde bulunan AET ülkelerinde görevli Türk büyükelçiliklerinin merkeze gönderdikleri değerlendirmelerin tümü bir noktada birleşiyor: "Mitterrand'ın girişimi destek bulmayacak." Büyükelçilerin raporları, aynı zamanda Mitterrand'ın girişiminin AET ülkelerinin çoğunluğu tarafından önümüzdeki yıl yapılacak parlamento seçimlerine dönük bir "yatırun" olarak görülduğünü gösteriyor. AET büyükelçUerinin Dışişleri BakanLğına çağrılmasıyla yapılan toplantıda Alman Büyükelçisi Georg Negwer söz alarak Bonn'un bu konudaki kararlıhğını açık bir şekilde ifade etti. Büyükelçi Negwer, AET Bakanlar Konseyi'nin Ermeni meselesi gibi konulann görüşüleceği bir yer olmadığını, ülkesinin buna izin vermeyeceğini belirterek, Ankara'nın kaygılarım büyuk ölçüde yatıştırdı. Bu arada AET içinde söz sahibi ülkelerden İtalya'nın da Mitterrand'ın girişimine açıkça karşı çıkacağı anlaşılıyor. Ankara'daki ttalyan Büyukelçiliği sözcusü, dün bu konuda Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, "Roma'dan resmi bilgi almış değiliz, ancak kanaatimiz, hükümetimizin Türkiye aleyhine, Türkiye'yi rencide edecek herhangi bir şeye destek vermeyeceği yolundadır" dedi. Mitterrand'ın basına yaptığı açıklamanın kapalı toplantıdaki tutumunu tam olarak yansıtmadığı da belirtildi. Isminin açıklanmasını istemeyen bir Avrupalı diplomat, "Liiksemburg'tan aldığımız ilk bilgilere göre Mitterrand toplantıda biara, 'Ermeni meselesinin AE1 Bakanlar Konseyinde görüşülmesi gerekir' gibisinden bir söz etmiş. Konu üzerinde durulmamış. Sonra bu kısa deklarasyonuna dayanarak AFP Fransız haber ajansına Ermeni meselesini gündeme koydurduğunu açıklamış" dedi. Mitterrand'ın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle