17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 8 HABERLER EYLÜL 983 YAMAN GÖÇ Bekir YILDIZ "Dört çocuğun olsun, seni kovan memlekette kalsınlar. Çöp gibi paketlesinler. Ne yapacam? Yani çocuklarımm istikbali benim için ölmüştür. Ben ne dedim, istikbal kazanmaya gittik, istikballerimizi söndürüp geldik. Yani manevi durum beni yıkıyor. İki çocuğumu kaçırdım. Uçurdum. Bunlann kanadı elimde olsun yeter. Dörde, iki... Bir leylek vaziyetinde." "jş var. Verilmemesinin sebebi: Güç tazelemek istiyorlar. Benim gücıimü bile tazelediler. Alman bakan bunu bir bir açıkladı. dedi ki, yani burda yetişen çocuklar, Alman Askeri Birliklerine katılacaklar" Prof. Akurgal'ın Atina'da sundıığıınu bildiri ilgi topladı STELYO BERBERAKİS risini sundu. Bildiriyi sunaken çeşitli resimler de gösteren Fof. ATtNA Yaklaşık 700 ulus Akurgal, izleyiciler tarafırian lararası bilim adamımn katıldı alkışlandı. Türkiye'den iknci ğı Atina'daki "Uluslararası 12. bildiriyi Prof. Jale İnan "Prge Klâsik Arkeoloji Kongresi"ne kazılan" hakkında sunacak Türk Tarih Kurumu adına katıEge Üniversitesi'nden kon|elan Prof. Ekrem Akurgal'ın bil ye katılacaklan, daha önce iedirisi büyük ilgi topladı. lirtilen Doç. Güven Bakır ile Yunanistan Devlet Başkanı Doç. Tomris Güven'in YÖK'in Konstantin Karamanlis'in ko izin vermemesi nedeniyle koıgnuşması ile açılan kongreye, çe reye katılmadıklan açıklandı. Ju şitli ülkelere mensup arkeolog, kongrenin başkanlığını Da;. sanat tarihçisi ve filologlar katd Güven Bakır'ın yapmasınn di. Türk Tarih Kurumu adına planlanmasına karşın, gelerretoplantıya katılan Prof. Ekrem mesi tepkiyle karşılandı. Akurgal "Anadolu'nun Ynnan Atina'daki Uluslararası 12. klâsik sanabna katkısı ve lon mi Klâsik Arkeoloji Kongresi, yar.n mari düzeni" konusundaki bildi sona eriyoı. Alacağıım son kuruşuna kadar almadan dörnnem ı tşte... tşte dönenler... Yorgun, acılı, sevinçliler bir arada. Dolananlar, eşyalannı gümrük denetiminden kurtarmış olanlar, gümrük denetimine.gelinlikçeyiz gibi hazırlayıp göstermeye hazırlananlar... Bakışları Bulgar hududunda olanlar... Bakışları bu hududa çengellenmiş olanlar... Gelecek eşyalannı, doğumevlerinin kapılannda, eşlerinin doğumunu bekler gibi bekleyenler... Doğumu kendileri yapıyormuş gibi, TIR'lan gözleyen erkekler... Çömelmiş, dolanır erkekler... Sigara üstüne sigara içenler... Viskiler zulada belki... Yürüdüm birkaç adım daha. Gümrük denetiminden geçmiş, yerlere savrulmuş eşyalannı toplayanlardan birisine sordum: "Kesin dönüş yaptınız öyle mi? Bunlar da eşyalannız öyle mi?" Erkekten önce kadın yanıtladı hemen. Gümrük Genel Müdürü'nün kulağını çınlattım ben de. "Kesin dönüş yaptık. Bunlar da eşyalanmız. Şükür takılmadı hiçbir dünyalığımız gümrüğe." "Kendi isteginizle mi, yoksa zorunlnlok nedeniyle me döndüniu?" "Kendi isteğimizle döner miydik kardeş? Çok kötü zorlandık." "Almanya'da mıydınız?" "Oradaydık. Dert. lsmi bile ürperti." "Nasıl oldu?" "önce düşmanbk, sonra işsizlik." "Beyiniz de işsiz mi kaldı?" "Yook, yookkk... Ben işsiz kaldım. O çalışıyor hâlâ. Dönecek o . " "Nasıl olnyor böyle efeodim?" diye sordum. "Biriniz dönüyorsunuz, biriniz kahyorsunuz?" "Eşya ve çocuklar..." "Önce yangından kurtanr gibi, çocuklannızı ve eşyalannızı kurtarmıssınız anlaşılan." "Eşyalanmızı kurtardık ya çocuklar ezildi" dedi, ezik bir sesle. "önce orda okudular iki yıl. Baktık olmuyor, buraya gönderdik. Anasızbabasız, burda da olmadı. Yeniden oraya aldık. Şimdi de buraya alıyoruz. DÖhmedolap misali." Yalnız, geçen sene biraderim öldü. Bir tesadüf burda idim. Anamın, babamın niyetine de, toprak attım mezanna, bir hazır mezar elime geçmişken... Türkiye'nin altını üstüne getirdiler. Hepsi ne, ne de, Almanya'dan 23 seneye kadar kaçanlar kaçtı, vay kaçamayanlann başına. Sonlan Yahudiler'in sonu. Sokaklarda adam kesecekler. Torunlanmı da kesecekler. Hitler nasıl yaptı? Yahu, istemiyorlar, bizi... Şapla şekerin bağdaşmadığı ayanbeyan... Hıristiyan'la Müslüman bağdaşmıyor. Şapla şeker..." Konuşkandı Abuzer. Alabildiğine konuşkandı. Sordum: "Peki, burada ne bekliyorsunuz şimdi?" "TIR," dedi. "TIIRRRR... O da bir problem. Yani bir bavulla gittik, şimdi de kepazelik. Başka birşey değil. Resmimi gördünüz. Göstereyim mi bir defa daha?" "Sağol" dedim. "An.. Gerçekten çok degişmissiıüz." ÇAUŞANLAR1N SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL BağKur'da sigortalı sayıltn ve sayılmayanlar 26 ağustos 1983 günlü Resmi Gazete*de "BafKur sigortalılannın başvurma usulleri ile uymak zonında oMıklan esaslar ve tescille ilgfli işlemler hakkında yönetmelik" y^mlandı. Yönetmelik kimlerin BağKur kapsamına alııacağını ve kimlerin aünmayacağını belirlemiştir. Yönetmeliğe g)re, "Sosyal güvenlik karuluşlan kapsamı dışında kalan ve herkangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına >e hesabına ba> ğımsız calcşanlardan; a) Esnaf ve Sanatkâriar, tüccar, sanayici ve bona ajan ve acenteleri, mimar ve miıhendisler, sigorta prodükıörferi ve eksperleri, eczacılar, tabiMer, veterinerler, gümrük konüyonculan gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayıayla gerçek veya götttrü osnlde gelir vergisi mukellefi olanlar, b) Kollektif şirketlerin ortakları. c) Adi Komandit şirketlerin komandite ve komntider ortaklan, d) Limited şirketlerin ortaklan, e) Sermayesi paylara böliinmiiş komandit şirkelerin komandite ortaklan, > f) Donatma iştirakleri ortaklan, ' g) Anonim şirketlerin kurucu ortaklan Ue yönedmkurulu üyesi olan ortaklan, h) Kendi adına ve hesabına b ğımsız olarak çalışnakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kunılı meslek kuruluşlanna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar." BağKur sigortahsı sayılırlar. l "a) 18 yaşını doldurmamış olanlar. b) Yabancı uynıklular. c) Kanunla veya kanunun verdigi yetkiye dayanarak lunılu sosyal güvenlik kuruluşlanna prim veya kesenek ödeyenlde bu kuruluşlardan malulluk veya jaşlılık ayhgı ile daimi tam işpremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya getir bağlanması için klepte bulunmuş olanlar (dul veya yetim aylıgı ile Sos>al Sigortaar Kurumu'ndan geçici veya siirekli işgoremezlik geliri alanla hariç). d) Tanm işi yapanlar (tarun sanatlanna ait işleri yapınlar hariç) sigortalı sayılmazlar." Evlilik bizi mahvetti Bir elin nesi var? İki elin sesi var. dır. Yani, eski Yahudilerin durumuna gelmiş durumdayız. Ben iddia ediyorum ki, iki Uç sene sonra, bakın, buna şahit olun, Almanya'da sokaklarda harp başlayacaktır. Tıpkı Yahudiler'in başına gelenler gibi... Kutulara kâğıtlar atmak, sokaklarda çolukçocuk dövmek onlarda. Bugün, duvarlara gidin. Eskiden nasıl bizim gençler kullandıysa, şimdi de Almanlar kullanıyor duvarlan. Eee, duvarlar onlann..." Yanıbaşımda duran genci gösBabasıyla birlikte bir resim çektirmesini istedim gençten. Yüzünu astı. llgisiz, sevgisiz baktı bize. Objektife daha bir sevgisiz, duvara bakar gibi baktı. "Bir bu çocugunuz mu var?" diye sordum, havayı yumuşatmak içn. "Dört çocuğum var," dedi acıyla. Sanki çok istemiş de, hiç çocuğu olmamış gibi. "Ikisini kaybettim. Yani Almanya'da kaldılar." "Eee, oldn mu ya şimdi? " "Babaogul el degiştirdiniz yani... Bayrak yansı gibi..." "Bayrağı batsın," dedi, kimliğini cebine koyarken. "İki de torunum var. Aman canım torun da ne tatlı olurmuş... Yani kazandıklanm, kaybettiklerimden az. Kaybım çok. İstikbal kazanalım derken, kaybettiğimiz çok. Bu çocuk, hemen hemen Müslümanhğı unutmak üzere. Ne kadar zorlasam nafile. Alman gazetesi, kitapları okuyor. Türkçe gazete okuyamaz. Keli (Fotograf: Ender ERKEK) solosluklara verilir. Bilmem, başka birşey olur. En iyisi Polis Koleji gene de. Tekin Bey var konsoloslukta, bu aklı, o verdi bana. Daha 14yaşında. Bakmayın böyle serpilmişliğine. Bizden, vazgeçtim ben. Meselenin bıiyüğü bu çocuklar. Buranın kanunlarını bilmez.. Ağladı gelirken, ağladı. Hâlâ ağlıyor. Bakmayın gözlüğüne. Gözluk takmaz o. Gözleri görunmesin diye, y?ni adet edindi gözlük takmayı. Baba, baba nereye götürüyorsun, nereye geldik? diye sorup sorup ağüyor. Bakmayın siz aksi görünüşüne. Ipek gibidır yüreği... Ama mecburum getirmeye. Bak, bir tanesi 17 yaşında, bu sene getiremezsem, seneye onu da getiremem. Yaşı olacak 18. İki sene sonra da bu işçi olacak. Bu da gelmeyecek. Sonra b e ^ ı e yapanm? Dört çocuğun jflrn, seni kovan memleketteclralsınlar. Çöp gibi paketlensinîer. Ne yapacam? Yani çocuklanmın istikbah' benim için ölmüştür. Ben ne dedim, istikbal kazanmaya gittik, istikballerimzi söndürüp geldik. Yani, manevi durum beni yıkıyor. İki çocuğumu kaçırdım. Uçurdum. Bunlann kanadı elimde olsun yeter. Dörde iki... Bir leylek vaziyetinde annemi, babamı da kaybetmiş bulunuyorum. Kaybetmiş bulunuyor Abuzer. Ne ana var, ne baba. ölulerine bile yetişemedim. Anam babam oldu toprak. O ki, iki çocuğum oldu leylek... Göremedin ölülerini. Giremedim tabutlannın altına. Onlar dedi, vay oğlum. Ben diyorum, vay oğullanm. Dram. "Bu resimdeki ben miyim?" Hem konuşuyor, hem gümrükten geçmiş eşyaları kocasına veriyordu. tsmini sordum. "Perihan Gülperi," dedi. "Perihan hanım," dedim. "Döndnnttz diye, içinizde bir bunıkluk, bir acı var mı?" "Asla," dedi, hiç düşünmeden. "Asla. Çocuklarımla, vatanımla bütünleştim. Ohh, şu güneşe bakın efendim.." Mümkün olsa avuçlayabilirdi güneşi. Yüzüne, gözune sürebilirdi. "Burada yaşayabilecek kadar, dttnyahk da yapmışsınızdır," dedim. "Eee, o kadar olacak haliyle," dedi. Kocasımn ağzından bir tek sözcük bile çıkmamıştı. Bu sıra az ötemde, elinde, kimlik kartını havaya kaldırmış önüne gelene gösteren birisini gördüm. Yürüdüm yanına. "Isminiz?" diye sordum. "Abuzer Bozkurt," dedi. "Kaç yıl yurtdışında çalıştınız?" "On dört," dedi. Sonra kimlik kartındaki resmi, bana da gösterdi. "Buyrun. Eskişehirliyim. Tamam mı? Buyrun bakın bu resme. Bu resimdeki, şimdiki ben miyim Allah için..." "Canınıza okunmuş. Yank," dedim. "Bir yıldır işsizim. Temelli dönüş yaptım. Bu vaziyette gittim, dönüş halim ortada." "Kesin dönüş yaptıgınıza göre, adınıza, işverenin yatırdıgı paralan geri verdiler mi?" "Kesin vermediler. Kesin vermezler." dedi emin bir sesle. "Hem bize değil, devletimize versinler. Versinler de... Devletimiz zengin olur vallahi. Para değil, canımız gitti. Insanhğımız gitti. Parça parça olduk." "Orada ne iş yapıyordunaz?" "Gemi tezgâhlarında, Hamburg'da çalıştım. Çok ağır işteydim, yani anlayacağınız." Kalabalıklaşıyorduk. Öteki dönüş yapanlar da çevremizi alıyordu. "Siz de söyleyin arkadaşlar," dedim, kalabahğa doğru. "tş var, ama Tiirkler'e verilmiyor, diyorlar. Doğru mu?" Söze, gene Hamburglu atıldı. "İş var. İş var. Verilmemesinin sebebi: Güç tazelemek istiyorlar. Benim gücümü bile tazelediler. Hele sen bir dinle, anlatması benden. Alman Savunma Bakanı bunu bir bir açıkladı. Dedi ki, yani, burda yetişen çocuklar, tamam mı, Alman Askeri Birükleri'ne katılacaklar. Bunu Alman Bild Gazetesi bir bir yazdı. öteki Alman büyükleri bunu kabul etmediler. Dediler ki, Alman vatanı Almanlar'ın "Siz bakmayın bu kalabalığa. Hepsi döner geriye. Çolukçocuk, ev derdi olmadıktan sonra, dayatması kolay. Dedim ya, hele bir hudutlarımıza çekilelim. Sonra taarruz. Bak o zaman görsünler nasıl alınırmış hak. Hem bir mesele daha var. Benim için bir mesele... Yıllarca çalıştık. Etrafımızı göremedik. Eşeklemesine çalıştık. Diyorum ki Nurettin, git bir de Almanya\ı Almanya olarak gör" tererek sordum. "Bu genç kimin çocuğu?" "Benimdir," dedi Abuzer Bozkurt. "Abuzer'in çocuğu. Şimdi ben, bunu orada bıraksam hak mı? Alman devletine asker olması hak mı?" "Peki, bu genç ne yapacak burada? Babası olarak ne düşiinüyorsun?" "Herhalde, babasından önce devlet düşünmüştür," dedi. "Onlan Almanya'dan koparıp getirmek bizden, burada sahip çıkmak devletimizden." "Bölündük," dedi. "Ailemiz parçalandı. Yandık. Burdan giderken parçalandı k. Ordan dönerken parçalandık. Çocuklarımdan kalanlar oldu. Torunlanmın da hepsi... Perişanlık... Yani pişmamm ki, hiç sorma. Şu memleketten gittiğime pişmamm..." "Orada kalanlar ne yapıyor?" "Bir tanesi benim firmamda çalışıyor. Kızaklarda. Birisi de kızdı. Evlendi. Oda çalışıyor." meleri çatıyor, ama mana çıkartamıyor." "Orada gitmedi mi Türk okuluna?" "Gitti. Bir sene gitti. Ne öğrensin ki! Şimdi Alman okulunda, sekizde. Sekizdeydi yani." "Peki, burada nasıl okuyacak? Türkçe de bilmediğine göre..." "UğTaşacam. Polis Koleji'ne yazdırmak için uğraşacam. AIman'a asker olacağına, vatanına polis olsun. Belki, yann kon TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR KURBAN BAYRAMI 1625 Eylül .. ALAÂDD.İN OJEL / Alanya OMER TATIL KOYU / Kusadası SEKETUR MÖTEL / Fethiye ALP OTEL / Didim AKSAN VILLALARI / Datça 1620 Eylül •TURBAN ABANT OTELİ* •BOLU KORU ÖTELh •VAKIF SAPANCA OTELh •BURSA ÇELİK PALAS» •URGUPGOREME TURU* Barbaros Bulvarı, 35/5 Beşiktaş Tel: 161 10 74 337 61 07 161 82 26 161 22 81 turizm sunar 75 ADET GÜÇ TRANSFORMATÖRÜ SATIN ALINACAKTIR 1 Müessese Mudürluğumüzun ihtiyacı olan; a) 10/0,416 kV, 630 kVA dahili lip labii soğutmalı 50 adet, b) 10/0,416 kV, 1250 kVA, dahili tip, tabiı soğutmalı 25 adet, olmak uzere 75 adet guç transformatoru şartnamesi gereğınce kapalı zarfla birim fiyatı almak suretıyle ihale edılerek saıın alınacaktır. 2 Bu ihaleye an şartnameler Millet Caddesi No: 86 Fındıkzade adresine yerleşik Muessese Müdurluğu'nun 3. kat 320 No.'lu odada bulunan Makina Ikmal ve Satınalma Grup Mudürluğu'nden, 5.000. TL. bedelle temın edilebilır. 3 Bu ıhalenin gecicı teminat mikları 3.975.000. TL.'dir. 4 Teklif mektuplan en geç 15.9.1983 gUnu saat 14.00'e kadar 2. kat 205 No.'lu odada bulunan Muhaberat Servisine verılmiş olacak \e aynı gün saat I5'te alenen açılacaktır. 5 PTT ile başvurular dikkate alınmaz. 6 Muessese Mudurlufumüz 2490 sayılı yasa>a tabi degildır. Basın: 23925 "Şu 67 ay içinde bile kilo kaybettim. Fakat ben, burdaki işverenlerime kahrettim de, onun üzerine gittim. Bak 32 senelik iş hayatım var. Burdaki işverenlerime kahrettim. Ama, gene de keşke gitmez olaydım. Orpdakiler de devlet değil de, adi bir işveren gibi davrandılar şahsıma. Aileyi parçaladık vesselâm. Kendi ailemi, kendi ellerimle parçaladım. Sen sağ, ben selamet. Kazandım. Ama kayıplarım?.. Şimdi, o tonınlan düşünüyorum. El kadar çocuklar... Orda doğdu, orda büyüyecekler. Beni aramalarından vazgeçtim, anamızı, babamızı buraya getiren dedemize lanet demesinler de..." Bir başkası araya girdi. Sabırsızdı, konuşmak için. "Evlilik bizi mahvetti," dedi. "Evlilik Alman'ı da mahvetti. Mahveden evliliktir. Biz evleniriz, düzine düzine çocuklar. Onlar evlenir, sıfır." "Siz de, kesin dönüş yapanlardan mısınız?" "Evet," dedi gülümseyerek, bilmişçesine. "Tam olarak değil. Eşyalanmı çekiyorum Almanya'dan. Çocuklarımı kaçıracam. Fakat, onlardan alacaklarımı, son kuruşuna kadar almadan dönmem ben." "İsminizî" "Nurettin öznur." "İşverenin ödediği paralan alamazsımz ama." "Alınm. Herşeyi sıraya koydum ben. Eşyalar, çocuklar. Ydlardan beri çalıştım. Nasıl vermezmiş? Kendi yatırdığım para. Kendim için yatmış para. Eşyalanmı getirdim. Oğlumu getirdim. Kanmı getirdim. Ama geri gidecem. Alacam bütün haklarımı, kuruşuna kadar. Hele kendi hudutlanma bir çekileyim. Sonra, ya Allah... Hiç bırakmam. Ben işsizliğe yazıldım zaten. Ben naklihane hakkımı kullanıyorum şimdi. Siz bakmayın bu kalabalığa. Hepsi döner geriye. Çolukçocuk, ev derdi olmadıktan sonra dayatması kolay. Dedim ya, hele bir kendi hudutlanmıza çekilelim. Sonra taarruz. Bak o zaman görsünler, nasıl alınırmış hak. Hem bir mesele daha var. Benim için bir mesele... Yıllarca çahştık, Etrafımızı göremedik. Eşeklemesine çalıştık. Diyorum ki, Nurettin, git bir de Almanya'yı Almanya olarak gör. Insan gözüyle gör. Evet, en azından bir defa, Almanya'ya, Almanya görmek için gidilecek. Şöyle gerine gerine. Turistmiş gibi. Durumumuz turistinkinden de iyi. Her ay alınm 1.000 mark, görürüm Almanya'yı..." Abuzer başını salIadı.Karşı çıktı öznur'a. Uyardı. "Vallahi duman olursun," dedi. "Herkesin senin kadar aklı yok mu? Herkes istemez mi Almanya'yı görmek. Bak mabkemelikler var.Girip çıkmak yok, zırt pırt... Bir sene alırsın işsizlik parasını. Bak bu doğru. Ama, girip çıkmak, yasak... Çocuklanmı özledim, yok. Vatanım demek yok. Anlayacağın, 1.000 mark, yeni bir işkence senin için." "Olsun," dedi Nurettin. "Gurbete alışmışım ben. Yeter ki, Alman'ın kasasına kalmasın param. Inat değil mi bu... Görmem çolukçocuğumu. Ama alırım ya 1.000 marklannı..." SÜRECEK Prof. Dr. Besim Üstünel MAKRO EKONOMİ Tenl genlsletümiş bası Baçhca klUpçılarda T.C DEVLET DEMİRYOLLARI LİŞLETMI BAŞMÜDÜRLÜGÜ ALIM SATBVf VE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINDAS MAYİ KÖPÜK SATIN ALINACAKTIR 1 60,7 ton mayi köpük, 14.9.1983 Çarşamba günu saat 15.00'<e Haydarpa&a l.lsletme BaşmüdürlOğü binasında bulunan komisyorumuzda kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. 2 Geçici teminal teklif edilen bedelin yuzde iki buçuğu olup $artnamesi komisyonumuzdan bedelsiz alınabıhr. 3 Teklifler, mezkur saate kadar Ticaret Odası belgesi ve Jiğer evraklar ile birlikte komısyona venlmış olacaktır. 4 Opsiyon 30 gün olup, tekliflerin poslada gecıkmesi kabul tdılmez. 5 Tekliflerde terninat ve imza noksanlığı ve fıyatlarm aç* yazılmaması halinde teklif mektuplan gecersiz sayılacaktır. 6 TCDD 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmımakta veya kısraen yapmakta ve tercih ettiği talibe yapmakta tanamen serbesttir. Basın 23948 TEŞEKKUR Bilgisi ve yardımseverliği ile beni yıllarca tedavi eden, dayanağımız, hasta dostu, degerli insan, Göğüs Hastalıklan Mütehassısı Saym Prof. Dr. TUĞRUL ÇAVDAR, âcil ameliyatımı bilgılı, tecrübeli ve başanlı kişiliği de yapan değerli Jinekolog Reanimatör olarak göslerdiği üstün başarılanndan sonra, Anestezist olarak ameliyatıma giren, insanal kişiliği ile hastaya ve yakınlarına guç veren Saym Prof. Op. Dr. YALÇIN EĞECİ, Sayın Doç. Dr. KUTAY AKPİR Beyefendilere, ve Ist. Tıp Fakültesi Çapa Hastanesi'nin Reanimasyon ve Anesteziyoloji KJİniği ile Doğum ve Kadın Hastalıklan Klimğinin Sayın Başasistan ve Asistanlarına, hemşire ve hastabakıcılanna gönülden, dostca, güvenle teşekkur ederiz. ÖZDİL SUHA FURGAÇ T.C. BALIKESİR 1. İFLAS DAİRESİ: MÜFLtS BALÇELİK A.Ş. tFLAS tDARE HEYETİNDEN: Dosya No: 982/1 IFLAS ALACAKLILARI SIRA CETVELİNİN VE İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISININ ILANI Müflisin Adi ve Adresı: BALÇELİKBALIKESİR ÇELİK BİLYA VE SİLPEPS SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Yeni Balıkesirlzmir Ekspres Yolu 7.2 km. BALIKESİR Muflis BALÇELİKBALIKESİR ÇELtK BlLYA VE SİLPEPS SANAYİ VE TİCARET A.Ş. hakkmdaki alacak ve istihkak iddialarının tahkik ve tetkik işlemi bitmiş, lcra ve Iflas Kanununun 206. ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen "Alacaklılar Sıra Cetveli" Balıkesir 1. lflas Dairesinde incelemeye hazır bulundurulmuştur. Sıraya ve alacagın esasına ve miktanna ilişkin itirazların, ilandan itibaren (7) gun içinde tcra ve Iflas Kanununun 235. maddesı hükmüne göre yapılması, gereken kanuni ışlemin ifası için lkinci Alacaklılar Toplantısı günü olarak tayin edilen 5/EKİM/1983 Çarşamba günü saat: 14.00'de Balıkesir 1. Iflas Dairesi'nde hazır bulunmaları veya yetkıli bir vekil göndermeleri lüzumu lcra ve Iflas Kanununun 232, 234, 235. maddeleri gereğince ilan ve tebliğ olunur. 29.8.1983. MÜFLİS BALÇELİK A.Ş. İFLAS iDARE HEYETI Basın: 9576 KÜTAHYA İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNDEN 1982/134 Davacı BağKur Genel Mudürluğu adına avukat Ahmet tnanç tarafından, davalılar lsmet Küçük. H. Huseyin özkahraman ve Hüseyin An aleyhine açılan alacak davasının yapılan duruşması sonunda: 129.989.67 liranın davalılardan ortaklaşa ve sorumluluk esaslarına göre alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğın reddine, bu miktar üzerinden 11.3.1975 tarihinden itibaren *7o5 yasal faiz yurutülmesine, 3900 lira karar harcının davalılardan alınmasına 11.900 lira vekalet ücretinin davalılardan aynı sekılde alınıp davacıya verilmesine, 8450 lıra yargılama giderinın yine aynı şekilde davalılardan alınıp davacıya verilmesine, mahkememizin 3.8.1983 gün ve 982/134 esas, 983/156 karar sayıiı ilamiyle karar verilmış ancak bu karar davalı lsmet Kuçuk'ün gıyabında verildiğinden, davah Ismet Kuçök'e ilâm tebligi yerine kaim olmak uzere Uanen teblig olunur. Basın: 24121 DİLK€> MODERN YÖNTEMLERLE (VİDEOFİLMSLAYTLAB.) İNGİLİZCE ÖĞRETİYOR KAYITLAR SÜRMEKTEDİR fstanbul Caddesi 47 572 21 44572 63 53 BAKIRKÖY^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle