17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dülenn yapısal özellıklenm ortaya çıkarmakta toplanıyordu Kısaca dokunduğum bu yenı yaklaşımdan öturu kokbılım gözden duşer gıbı olmuştur Bızım ıçın buyuk bır tahhsızlıktır bu Çunku batılı uluslann nıcedır elde bulundurduklan ve bugun de yararlanmayı sürdurduklen kokbılım sözluğune bız hıç kavuşamadık Şu gınşten sonra, bugunku konuma geleyım Ben yıllardan ben "derebeyi" sözcüğunun nereden geldığmı merak edıp durmuşumdur Bulabıldığım kıtaplann hıç bınnde doyurucu bır bılgıyle karsılaşmadım Ama soru, aklımın bır yennde takılı kadı Başvurduğum kaynaklar, yukanda sözunü ettığım "Zeybek" orneğınde olduğu gıbı, tanım vermekle yetınıyorlardı Ne de mektır Derebeyi1 "Topragını derebe>lık sistemine gore yöneten kımse." öyle ıse "DerebeyIık" sözcuğune bakacağız "Derebe>lık: Toprağı ve uzennde yaşayan koylulen tek bır kımsenın maJı sayan ortaçağ rejımı. Feodalıte." tstersenız okumayı surdürebılırsınız "IX yüzyıldan XIII jnuzyıla dek suren, Batı Avmpa'da fief yasasına dayanan sıyasal ve sosyal duzene venlen ad " Ama ben "dere"yı merak edıyorum, toprağı ve uzerınde yaşayan köylulerı kendı malı sayan o adama neden "derebeyi" denıldığım Ötekı dunyaya goçelı yıllar olan oğretmen Huseyın Hılmı Bayındır'ın, "Tıral Tanhı", "Tanhte Zeğbeklık ve Musıkısı", "Aydın Kentı" adlı uç kıtabını okuyunca derdıme çare bulur gıbı olmuştum Bu uç kıtaptan yıllar önce gene burada sözetmıştım, yıneleyeceğım ıçın okurun bağışlamasını dılerım Bem buna zorlayan, yem okuduğum bır kıtaptakı bılgı ıle bır karşılaştırma yapma ısteğıdır Huseyın Hılmı Baymdır, "Derebeyi" sözcuğundekı "dere"nın "tır"den geldığını soyler Bılındığı gıbı "Tıral", bızım Aydının tarıhtekı adıdır Yazara göre "Tır," "Sulak yerlerın kenarında set olabüecek yuksek yer" anlammdadır Eskı şatolar bu yerlerde kurulurdu Bu yüzden orada oturanlara "Tırhan" denırdı Sözcuk Yunanıstan'a "Tıran" oiarak geçmıştır Anadolu'da bu "Tır" adına bır çok yerde rastlamr Tue, Tırebolu gıbı Demek Tırbeyı, gel zaman gıt zaman, Derebeyı olmuş çıkmış Bır yorumdur, cıddıye almalı Köksözluğumuz olmadığına göre, almayıp da ne yapacağız' Fakat, A Munıs Armağan, geçende ımârethane yemeğı dolayısıyle değındığım "Belgelerle beylıkler devrınde Tıre" adh kıtabında, "Tıre" sözcüğunun Hıtıtçe ya da Lu\ıce olduğunu ve "kal'a" (kale) anlamına geldığım yazıyor Böyle ıse, Derebeyi, demek Tırebeyı'nden çıkmadır ve kalebeyı anlamındadır Kaleler de yuksek yerlerde, sulak, ışlenen toprağı görecek yerlerde yapıldığına göre, bu ıkı yazar bellı bır yerde bırleşıyorlar demektır "Derebeyi" sözcuğu ıçın bunlar dışında bır bılgı edınemedım Başka turlüsunu bılen varsa lutfen bıldırsın Söz açılmışken şunu da ekleyıvereyım Huseyın Hılmı Bayındır, "Zeybek" konusunda Cevat Şakır gıbı duşunmuyor Sözcüğu "Zeğbek" dıye vazmasından da bellı ya' Ona göre bu sozcuğu oluşturan ögelerden "Bek"ı Dıvan alLugat al Turk "sağlam" anlamında, "Zeg"ı de "sağ, anlayışh, akıllı" anlamında göstermıştır Demek "Zeğbek" sozcuğu "anlayışh adam" demeğe gelıyor Bılmem kı, doğru mudur9 Bu "anlayışh adamlar" nıçın ozgun bır kıhğa gırıyorlardı' Nıçın oynuyorlar, neden turku çağırıyorlar9 Oysa Cevat Şakır, zeybek oyununda kı devınımlen, uzum toplamanın törenleştuıhTiış bıçımı oiarak yorumlar Sanırım daha akla yakındır 9 EYLÜL 1983 Derebeyi Ne Demek? MELİH CEVDET ANDAY Bızde bır etımolojı (KökbılgısıFr Etymologıetng Etymology) sozluğunun bır turlu yapılamaması, en başta, dılımın tanunamamızdan ve saymamamızdandır Nasıl yapılabılır dı kı, yuz yıllar boyu dılımızın adı Turkçe değıl, Osmanlıca ıdı Bundan öturü de, eskı sozluklerımız, ArapçaTurkçe, FarsçaTürkçe nıtelığınde kalmıştır Herhangı bır Turkçe sözcüğün kökunu bulmak ıse nerdeyse olanaksızdır dıyebüınz Bılındığı gıbı, kökbılgısı (etımolojı) bır dılı kökler ve ekler bakımından ınceleyen bılgı demektır. Imdı Türkçe kendı ddımız sayılmadığı, hattâ bır dıl bıle sayılmadığı sürece elbette onun kökJerını ve eklerını bılmeyı meraka değer bulmayacaktık Gene bu yüzden, ,bır çok yabancı sözcuk, Tılrkçe büınegelmiştır Bır dılde yabancı sözcuklerın bulunması elbette olağandır, ama bunlann ne zaman, nasıl, ne gıbı bıçımlere gırerek o dıle katıldığı bılınmezse, bır ulus ıçın çok gereklı olan dıl bılıncı oluşamaz, daha sı, kavramlar, tenriıler aydınlık tan yoksun kalır Sözgelışı, Etymologie sözcüğünü merak eden bır Fransız, PETIT LAROUSSE'u, ya da ROBERT'ı açarsa, onun Lâtmcesmın etymologia, Yunanca'sının etumos olduğunu ve "vraı" anlamına geldığmı görur Bız ıse, bu gıbı durumlarda ötekıne benkıne sormak zorunda kalırız Dıyelım, ne demektır Zeybek dıye merak edıp bır ansıklopedık sözluğu açsaİc, "Ozellıkle Batı Anadolu efelerine verilen ad" bıçımınde bır tanımla karşılaşınz, sözcüğün nereden kaynaklandığını öğrenemeyız Bundan sıkıldığı çok ıyı anlaşılan Cevat Şakır (Halıkarnas Baiıkçısı) o zaman kendı yonımunu dıie getınr: "Zeybek"ın sonundakı "bek" ekı "Bakkhos"dan gelmedır, deyıvenr ve elbet, "Vay efendım, bızun zeybeğımızı Yunan sayıyor" gıbısınden saldınlara uğrar Öyle ıse sız bır kökbılgısı sözluğu yapm da bunlann nereden geldığını öğrenelmı, dersenız, yapmazlar, susarlar Sözlüğümuzü oluşturan sözcuklerın yüzde seksenı yabancı kökenlı olduğu zamanda, bır kökbılgısı sözluğu nasıl yapüabıhrdı kı1 Bu, bızım bır dıİımız olmadığı anlamına gelmez mıydı'' Nıtekım, bızım Turkolojı uzmanlanmızın bövle bır sözJüğun oluşturulmasına yanaşmamaları böylesı bır korkudan olsa gerektır Oysa, örneğın "masa" sözcüğunun tspanyolca "messa"dan geldığını öğrenırsek ne olur9 Hıç Demek oradan gelmış, der ve kullanmayı surdurunız Balkanlı uluslar, ddlenndekı Turkçe sözcukler ıçm ışte böyle yapıyorlar Dıyehm, bugünku Romence'de uç bın Türkçe sözcük, bu dılın lâtın kökenlı olması nıtelığını bozmamıştır Bızım dıhmız ıse, Atatürk'un açtığı yolda özleşme sürecıne gırmeseydı, Arapça ve Farsça'nın ıçınde enye yazmıştı Ancak, Ferdınand de baussure'e (18571913) gelınceye dek, karşılastırmalı dıl bılım, sözcuklenn tanhsel oluşumu konusuna, gerçek bır dılbılım kurulmadığı ıçın, öylesme dalmıştı kı, bır dılı tanımamn yennı, hangısı hangısmden çıktı sonısunu aldı, böylece de köklerkökenler konusu, unlu deyımıyle, arap saçına döndu Genel Dılbüım'ı sağlam temellere oturtan Ferdınand de Saussure ıçın, genye doğru uıcelemenın kapısını kapamak sözkonusu değüdı gerçı, bütün ış, bellı dönemJer ıçın ele alınan PENCERE Allahsız Kemik... Bılmezdım boyle bır oyun olduğunu, Adana'da oğrendım Anadolu'nun kımı yörelerınde kasaba kahvelerınde eskıder çok oynanırmış Yanyana yırmı masa duşunun Yırmı masada yırmı tavla Ve her tavlanın başında karşılıklı oturmuş ıkışer kışıden kırk oyuncu Tavla macı başlıyor Ama nasıP Sırmcı masaya tavlacılann en kodaman çıftı oturmuş Zarlar bu çıftın elınde Oyun baslıyacak llk oyuncu zariarı ufleyıp ısıtıyor, sallayıp atıyor Cıharı du Ikıncısı atıyor Pencu se Yınelıyorum Zarlar yalnız bu masadakı kodaman cıftın elınde Otekı masalarda zar yok, ama bırıncı masadakı bırıncı kodaman cıharı du attı mı yırmı oyuncu cıharı dü oynuyor, ıkıncı kodaman pencu se attı mı yırmı oyuncu pencu se oynuyor Herkes sarılı sıyahlı tahta kutuların ıçındekı pullan zarı elınde tutan başoyuncunun elıne bakarak yürutuyor Kırk kışımn seksen kulağı en baştakı masaya donuk Çunkü zarları tutan eller en baştakı masada Herkesın yüreğı tıp tıp atıyor Aman ağam, zaman ağam, ne olur zan ıyı salla, bıleğıne guçlu ol, Allahsız kemığe üflemeyı unutma' , • Ne var kı oyun ılerledıkçe ış değışıyor Çunku zarları atan ıkı oyuncu Ama pullan oynayan kırk kışı Başoyuncu sebayı dü attı mı, yırmı kısı kendıne gore kapı alıyor, pul kırıyor Hep yekı ya da dubarayı her oyuncu kendıne gore oynuyor Yırmı tavlada yuruyen her oyun, zamanla bıçım değıştırıyor Zarları tutanlar maç kızıştığında kendılerıne gore özlemlere ısteklere kapılıyorlar Ah, bır şeş beş gelse Ötekı oyunculardan bın Ağam kurban olayım bır duşeş Yanındakı Dubara atamazsan yandım Berıkı Kurban olduğum Allah, şefaatını ağamın bıleğıne dola kı bır hep yek atıversın Zar, tek kışımn elınde oldu mu kendısıyle bırtıkte oynayan yırmı oyuncuyu tumüyle nasıl sevındırsın? Oyun başlangıçta bırlıkte baştamış, ama sonuna doğru dağılmış öyle bır noktaya varılmış kı ne gelırse gelsın oyuncularm hepsıne yaramıyor Bu kez homurdanmalar başlıyor Senın gıbı zar atanın saygı değer ceddıne, rahmetı rahmana kavuşmuş buyüklerıne ve cumle akraba taallükatına sevgılerımı sunarım Ulan' Senı adam sandık, elıne zar verdık Bre namussuz1 Ben burada mars oluyorum, sen orada gele atıyorsun, Allah belanı vermesın emı ARADABİR İBRAHİM YÜCEL Em. Top. Albay SAGLIK YÖNETEN ERDAL ATABEK 9 Eylül'ün Uyarısı Toplumumuz kuşkusuz bır değışm surecı yaşamaktadır Nesnel ve öznel koşullar sürektı oiarak ınsanlarımızı etkılemektedır Örneğını sokakta, çarşı pazarda, ışyerlennde sıkıntılı ınsanlann yuzlerınde görmekteyız Herkesın öfkesı burnunun ucunda yaşam savaşımında Ama tum bunlar, Turkıye Cumhunyetı'ne hayat veren özgurluk ve bağımsızlığına ulaştıran, 61 yıl öncesmın zafer gunlennın bılıncınden ve coşkusundan bızı uzaklaştırmasın Gunumuzu anlamak gerçeklerı gormek ve geleceğı yönlendırmek fırsatını, düşmanın Izmır'den denıze doküldüğü bu 9 Eylül gunünde bılınçlere kazıyalım Turk toplumu son ıkt yuz yılda egemen olduğu topraklardan gen çekıle çekıle, yenılgıye uğraya uğraya bıtkın, yorgun ve yoksul duşmüş Devletı, uluslar arasında ölumu beklenen Hasta Adam olmuş, topraklan ıse sömürgeleşmıştı Bu çöküşün sosyal, sıyasal ve ekonomık nedenlen bu yazının konusu dışındadır Ama gerçektır kı, 1919 larda Turk ulusunun ıçınde bulunduğu durum olanaklar ve koşullar son derece ağır ve ezıcıdır Ulusun bağımsızlığına kıyan düşmanlar butun dunyada eşı görulmedık bır utku kazanmışlar, zorla ve aldatıcı düzenlerte sevgılı yurdun bütun kalelerı alınmış tersanelerıne gırılmış, orduları dağıtılmış Bu guçlu duşman yurdun her yöresını ele geçırmış, karşı koyanlan boğazlamış, yakmış, yıkmış En acısı ve korkuncu da ış başında bulunanlar sapkın ve aymaz Ustelık yureklerı sızlamadan hayınlık da yapmaktalar Daha kotusu bu kışrier kendı çıkartannı yurdumuza gıren duşmanlann sıyasal ve ekonomık çıkartanyle bütünleştırmışler" Jşte Atatürk ulusun ıçınde bulunduğu bu durum ve koşullann olanaklarına bakmadan ozgürluk ve bağımsızlık savasımına atıldığında, en akıllı ve düşunur geçınenler kendısıne sorariar ' Paşam, paramız var mı?" ' Yokturi" ' Sılahımız7" Yokturi" " Öyle ıse nasıl başaracaksırr?" ' Para da olacak, ordu da kurulacak, ulus da bağımsızlığını kurtaracaktıri" Sonunda hepsı de olur, 9 Eylul'de düşman denıze dokülür ve ulus da bağımsızlığını kurtarır Ataturk ' Özgurluk ve bağımsızlık benım karakterımdır Ben yaşayabılmek ıçın mutlaka bağımsız bır ulusun evladı kalmalıyım ( ) Temei ılke, Türk ulusunun onurfu ve şereflı bır ulus oiarak yaşamasıdır Bu ancak tam bağımsız olmakla sağlanabılır Öyle ıse, ya bağımsızlık, ya olum 1 " göruş, anlayış ve ınancındadtr Bu göruş, anlayış ve ınancını hıç kuşkuya yer vermeyecek bıçımde de açıklamaktadır 1 Tam bağımsızlık, bızım bugun uzerımıze aldığımız görevın özudur Bu görev butun ulusa ve tarıhe karşı yuklenılmıştır ( ) Tam bağımsızlık demek, elbette sıyasa, malıye, ıktısat, adalet, askerlık, kultur gıbı her alanda tam bağımsızlık ve tam özgurluk demektır Bu saydıklarımın herhangı bırınde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenın gerçek anlamıyle bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektır" Ataturk'e ölumu göze aldıran bu "tam bağımsızlık" ınancı bır utopya değıkjır Yüzyıllardır verılen ödünlere, ezılmışlığe, horlanmışlığa karşı duyulan bır tepkıdır, hınçtır "Bızım öcümuz zalımın zulmune karşıdır Zalımın zulmu surdukçe bızım de öcumüz surecektır" 26 ağustosta başlayıp, 9 eylulde düşmanın denıze dokulmesıyle son bulan savaşlann oluşunu, güc dengelerını, harekâtın seyrını, nıtelığını bu kısacık yazıya sığdırmak olası değıldır Ataturk, Söylev'ınde de Kurtuluş Savaşı'nı şoyle ozetlemıştır ' Her evresıyle duşünülmüş, hazırlanmış, yönetılmış ve utkuyle sonuçlandırılmış olan bu savaşlar, Türk ordusunun, Türk subaylarının ve komutanlannın yuksek guçlerını ve yığıtlıklerını tarıhte bır daha saptayan ulu bır yapıttır Bu yapıt Türk ulusunun özgürtuk ve bağımsızlık duşuncesının ölumsuz anıtıdır" Dun dağdakı çobandan fabrıkadakı ışçısıne, evdekı kuçuk çocuğundah, tarladakı çalışanına dek butun ulus, kurtuluş utkusunun törenlenne coşkuyle katilırlardı Yurdun her koşesı oayram yerı olurdu Bugun de aynı coşkuyu duymalıyız Ataturk ınandığı, anladığı ve duşünduğu bıçımde tam bağımsız ve borçsuz, bılım ve teknolojıyı rehber edınmış, çağdaşlasma yoluna gırmış bır Turkıye bırakmıştır Ataturk'un ılkelerı ve devnmlerı doğrultusunda, O'nun bıraktığı yerden devam etmek ıçın, düşmanın denıze dokulduğu bu 9 Eylul u yenı bır fırsat sayalım Turkıye Cumhurıyetı'nın temellerı ozgürluk ve bağımsızlık ateşıyle yoğrularak atılmıştır Çağdaşlasma yolunda bılım ve teknolojının ışığı tek ve bırıcık aydınlatıcı oiarak seçılmıştır Sonuç da Turk gençlığıne emanet edılmıştır Oyle ınanıyoruz kı Turk gençiığı de guvencesını damarlarındakı soylu kandan aldığı bır guçle kendısıne tesiım edılen Cumhurıyete, Turk ulusunun özgurluk ve bağımsızlığına her zaman sahıp çıkacaktır Sigara kötü dosttan iyi değildir "Sigara, kotu dosttan iyidir." Bu özdeyışı sık sık annem söylerdı Bu deyışle, kötü bır dostla konuşmak yerıne sigara ıçmeyı yeğJedığmı anlatmak ısterdı herhalde "İster zengin olsun, ister fıkara. Her yemekten sonra ister bir cigara." Bu deyıs de, zengınlerle fıkaralar arasında ortak bır yan bulmanın tesellısıyle söylenmış olmalı Ama, folklorumuz hep sıgaradan yana değıldır Sıgarayla ılgıh bır tıkra şöyledır Sıgaramn uç yaran vardır Sigara ıçenın evıne hırsız gırmez Sigara ıçem köpek ısırmaz Sigara ıçen ıhtıyarlamaz Neden mı 9 Sigara ıçenın evıne hırsız gırmez, çunku bütün gece öksürur Köpek ısırmaz, çünkü ehnde süreklı baston taşunak zonındadır Ihtıyarlamaz, çünkü genç ölür Sıgaramn sağlıkla ügüı etkılen konusunda gerçekler nedır7 "StGARA YA DA SAĞLIĞIMZ... SEÇtMt SİZ YAPIN" Dünya Sağlık Örgütu'nün (World Health Organısatıon), 7 nısan 1980 tanhlı Dunya Sağlık Günü'ndekı sloganı buydu Sı garayı ınsan sağhğmın karşısma koyacak kadar kararlı gören bu slogan, uzun yıllar boyu suren mcelemelenn sonucunu beurtıyordu Artık anlaşılrruştı kı, "sigara, kotu dosttan iyi değildi." Tam tersıne, "sigara, kotu arkadaşü." Bırçok hastalığın oluşunda sıgaramn rolü vardı. Bırçok hastalığın gıdışım, sigara kötüleştırıyordu Sıgaramn "oluşunda" rol oynadığı hastahklar Akcığer kan serı, kromk bronşıt, amfizem, kalbın koroner arter hastahklan, dudak kanserı, gırtlak kansen, üst sındmm yollanmn ülserlı hastalıklan, damar tıkanmalan Sıgaramn "gidişini" kötuleştırdığı hastahklar da az değıldır Akcığerlenn luberküloza, ya da başka nedenlere bağlı hastalıklan, bronkıal astma, ust smdınm yollaruıın ulserh hastahkları, kalp yetmezlığı, beyın damarlannm daralmasına bağh hastahklar, çevre damarlannın tıkanmasına bağlı hastahklar Bu gerçeklen gönınce, Dünya Sağlık Örgütu'nün sloganının doğru olduğunu anhyoruz "Sigara >a da saghğınız!.. Seçimi siz yapın." Peki, kotu olduğunu bile bik insanlar neden sigara içıyorlar? Bu, doğru bır sorudur Sigara neden ıçüıyor9 Konu ıle ılgılı pek çok araştınna yapıhnıştır Sigara ıçmeye kışıyı yönelten etkenler, kışısel davramşlarla, çevre etkılenyle ılgıh bulunmaktadır. özellıkle gençlerı, sıgaraya "başlatan" nedenler oiarak şu etkenler uzerınde durulmaktadır • Sıgara ıçmerun olgunlaşma, buyüme ölçütu sayılması, • Sigara ıçmenın gençlık grubu ıçınde kaynaşmayı kolaylaştırması, • Sigara ıçmenın kışısel ılışkılen kolaylaştırması, • Anne, baba, buyukler, beğenılen kışılerın ıçtıklen sıgarayı kabullenmedekı "ozendirici" etken Sigara ıçmeyı "surduren" etkenler oiarak da • Sıgarayı paketten alırken, yakarken, ıçerken kazanıian su renm "oyalayıcı", "sonınlann dışına çıkancı" etkısı, • Sıgara, çakmak gıbı öğlerın taşıdığı "sosyal prestn," hıçbır hastalık "tek etkenlı" değıl Bırçok etkenın rol oynadığı hastahklarda sıgara da "etkenlerden biri," hem de "onemli bi Kötü olduğunu bile bile insanları sigara içmeye yönelten etkenler kişisel davramşlarla, çevre etkileriyle ilgilidir. Ozellikle gençleri sigaraya başlatan nedenler; sigara içmenin olgunlaşma ve büyüme ölçütü saydması, gençlik grubu arasında kaynaşmayı kolaylaştırması, anne baba ve beğenilen kişilerin içtikleri sıgarayı kabullenmedekı ozendirici etkisi oiarak sıralanabilir. • Sıgaramn "dinkndirdiği", "dhni açügı", "sındirimi kolaylaştırdığı" yolundakı yanlış ınanışlar, • Sıgara ıçmenın, hemen her yerde, her zaman elde ejhlecek "kolay bir keyir' ohnası bulunmaktadır Sigara "rararlı" denıyor. Ama, sigara ıçmeyenkrde de akcığer kansen olmuvor mu? Hiç sıgara ıçmejenlerde de "kalp infarktusu" gomlmuyor mu? Tersıne, sıgara ıçtığı halde. hiçbir hastahgı olmayan iuşıler de çevremızde değıl mı? Bunlara ne denecek peki? Evet, bu örnekler de çevremızde Ama yanılmayahm, Pipo, puro gıbi dığer tutun ıçme biçımlen daha az zarariı mı? Söz konusu zarar 'tutun'un zarandır lçılme bıçımı, sari." nıldığından daha az rol oynaSıgaramn zaran, ıçılen mıktamaktadır Sıgara ıçenlerde daha rıyla, ıçıldığı surenın uzunluğu çok "akcığer kanseri", pıpo ıle de ılgıh ıçenlerde daha çok "dudak ve dfl Günde 20 sıgara ıçenın gördu kanseri" görulmüştur Ancak, ğu zarar, 10 sıgara ıçenden da pıpo ve puro gıbı ıçme bıçımlen, akcığer kanserı olasılığını ha çok azaltmamaktadır Günde 10 sıgara ıçe#n görduTutunün yanması sonucunda ğu zarar, hıç sıgara ıçmeyenden ortaya çıkan katranda, kızgın daha çok oiarak akcığerlere gıden değışık Sıgarayı ıçıne çekenın gördu kanser yapıcı maddeler sorumğu zarar, ıçıne çekmeyen "du lu tutulmaktadır Sıgara ıçenledak tiryakilenne" göre daha rın akcığer aJveollermde epıtel çok hucrelen kahnlaşmakta, makro10 yıl sıgara ıçenın görduğu faj dedığımız koruyucu hucreler yıpranmaktadır Uzun sure tutun ıçümesı sonucunda, artık koruyucu mekanızma ış yapamaz dunıma gelmektedır Etkenın süreklı gelmesıyle de, hucrelerde "kotu değişim" olmakta, normal hucre yerıne, anormal hucreler doğabılmektedır Bu "degışimın", kansere >ol açtığı uzerınde durulmaktadır Bu bakımdan, tütunun zararlannı önlemek konusunda pıpoya, püroya, fıltrelere guvenmenın yanlış olduğu anlaşılmıştır Doğru önlem, tutunu ıçmemek, tutun içılen çevrede bulunmamaktır. TütUnun kapalı yerlerde ıçılmesı, duman yoğunluğnu artırmaktadır Bu bakımdan, en azından kapalı yerlerde sıgara, pıpo, puro gıbı tutun ıçme bıçımlennın kaldırılması gereklıdır Sigara bırakmayı çok kimse istemekte, ama basaramamaktadır. Bunun >olu nedır? Sıgarayı bırakmanın tek bır yöntemı yoktur En etkılı yöntem, kışımn "sıgaratı bırakmanın zorunluluguna ınanmasT'dır Sıgara, ınsan ıçm bır gereksınme değıldır Sıgarayı bırakmanın ınsan sağhğı ıçın hıçbır zaran yoktur Sıgarayı bırakan ınsan, sımrh olmaz, ış venmı azalmaz, sındırımı aksamaz Sıgarayı bırakma, ıştahı açar, doğrudur Ancak, bu sıgarayı bırakmaya engel değıldır, tersıne ıştahj denetlemeyı gerektınr "Bunca yıl sıgara ıçtim. Artık ne zaran varsa oldu. Bundan sonra bıraksam ne olacak?" dıye duşunmek yanhştır Zarann neresmden dönulse kârdır Sıgarayı bırakanlann, hastalık olasıhklannda düşme görulmektedır kı, bu da "sigarayı bırakmanın yarannı" doğrulamaktadır "Ne kadar sigara ıçersen iç, ne kadar sure içersen ıç, gene de sigarayı bırak, yarannı gorursun" dersek, doğru söylemış oluruz Rahmetlı annem bağışlasın, "Sigara kotu dosttan iyi değildir." "Sigara kotu dost kadar kotu bır arkadaştır." Eskı bıtgeler dıyorlar kı Zarını atamadığın tavlanın başına oturma, ya da adamlarını zarsız tavlaya oturtma' s Bılıyorum, şımdı bu yazıdan sıyasal ve ekonomık sonuçlar çıkarmaya çalısanlar olacaktır ve haklıdırlar "Buyuk dostumuz ve muttefıkımız Amerıka" ne dıyor " Amerıka ıçtn ıyı olan herkes ıçın lyıdır" Olur mu? Pıyasa ekonomısınde bır buyuk holdıng ıçın ıyı olan her firma ıçın ıyı mıdır9 Kımı Anadolu kasabasında tek kışımn zar attığı ama çok kışının bu zara göre oynadığı oyunlann sonu hıç bellı olmuyormuş, yenenlerie yemlenlerın hesaplaşmasında ış adamakıllı kanşıyormuş Bana da sorarsanız ne başkasının zarını elınde tutmalı, ne de başkasının zarına bakmalı GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI KARTAL 2. İCRA MENfURLUĞU'NDAN Dosya No 981/1128 T Bır borçtan dolavı hacızlı olup açık ajtırma suretıyle salılarak parava çevnlmesıne karar venlen gaynmenkul Kanal Kuçukyalı Çınar mevknnde 10 pafıa, 2253 \da 482 parsel savılı 1013 metre kare mıktarında, arsa uzerınde >apılmış apartmanın 20/580 arsa paylı 20 nu maralı daıresıdır Daıre apartmanın ıkıncı katında olup, gırışte bır antre, hol, salon, ıkı yatak odası muıfak \e banyodan ıbarettır Daıre, natamam \azı>ette kapı ve pencere kasaları konmuş, tuğla bölmelerı vapılmış dığer kısımları ıkmal edılmemıştır Daırenın denıze nazır nezaretı olup, etrafı bahçelı evlerle meskun.çarşıva tahmınen 5 dakıka mesafededır İmar Dunımu: Istanbul Beledı>esı lmar Mudurluğu'nün 12/5/1982 tanh ve 982/769 sayılı yazılan ıle avrık nızama tabı yoldan 5 metre komşu mesafeler 4 metre olmak uzere 4 katlı bına ınşaasına musaıt olduğu bıldınlmıştır Kıymetı. Yukanda evsafı bıldınlen 20 numaralı daıreye halı hazır durumuna gore arsa payı ıle bırlıkte lamamına 1 400 000 00 TL kıy met takdır edılmıştır Satış şartlan 1 Satış 10/10 1983 günu saat 15 00'den, 15 30'a kadar Kartal 2 lcra Daıresı'nde açık artırma suretıyle yapılacaktır Bu Artırma da tahmın edılen kıvmetm r o 75'ını ve ruçhanlı alacaklılar varsa ala cakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ıle ıhale o!u nur Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok artırarun taahhudu bakı kalmak şartıyle 20/10/1983 Perşembe gunü aynı yerde saat 15 0015 30'da ıkıncı artırma>a çıkanlacaktır Bu artırmada da ruç hanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflarını geçmesı şartıyle en çok artırana ıhale olumır 2 Artırmaya ıştırak edeceklenn, tahmın edılen kıymetın % 10'u nısbetınde pev akçesı veva bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temı nat mektubunu vermelerı lâzımdır Satış peşın para ıledır, alıcı ıste dığınde 20 gunu geçmemek uzere mehü verılebıhr Dellahye resmı ıhale pulu, tapu harc ve masraflar alıcıya aıttır Bınkmış vergıler sa tış bedelınden odenır 3 Ipotek sahıbı alacakulara dığer ılgılılerın ( + ) bu gaynmenkul uzerındekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalanm dayanağı belgeler ıle onbeş gün ıçınde daırenuze bıldırmelen lâzım dır, aksı takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça pa>laşmadan hanç bırakılacaklardır 4 Satış bedelı hemen veya venlen muhlet ıçınde odenmezse lcra ve Iflas Kanunu'nun 133 maddesı gereğınce ıhale feshedılır Ikı ıhale r arasındakı farktan ve o 10 faızden alıcı ve kefillerı mesul tutuiacak ve hıç bır hukme hacet kalmadan kendılennden tahsıl edılecektır 5 Şartname, ılan tanhuıden ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçm daırede açık olup masrafı venldığı taktırde ısteyen alıcıya bır örneğı gönderılebılır 6 Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munderecatım kabui etmış sayılacaklan, başkaca bılgı aJmak ısteyenlenn 981 1128 T sayılı dosya numarasıyle memurluğumuza başvurmalan ılân olunur 8/8/1983 ( + ) tlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplerı de dahıkJır Basın 9645 zarar, 5 yıldır ıçene göre daha çok 5 yıl sıgara ıçenın görduğu zarar, I yıldır sıgara ıçene göre daha çok Bır yıldır sıgara ıçenın zararı, hıç ıçmeyene göre daha çok 10 yıldan fazla sıgara ıçenın zararı hepsmden daha çok Hıç sıgara ıçmedığı halde, sıgara ıçenlerın çevresınde bulunan bu" kışımn zaran, sıgara ıçmeyenlerın çevresmde bulunana göre daha çok Goruluyor kı, "kişinin zaran " gorece bır durumdur Bu zararın, hangı organda ne yaptığı ıse, önceden kestınlmesı çok guç bır durumdur Hep sıgaradan soz edihy or DENİZCİLİK BANKASI T.A.O/DAN Bankamız ıhtıyacı aşağıda cıns ve mıktarı yazılı malzemeler, kapatılmış zarftateklıf alma suretıyle satınalı nacaktır lhalelere aıt şartnameler bedellerı karşılığında Yenı Yolcu Salonu Kat I Karako>/İST adresmdekı SA TINALMA KURULU BAŞKANLlĞI'ndan temm edılır Teklıfler en geç aşağıda belırtılen gunlerde saat 17 OO'ye kadar SATINALMA KURULU BAŞKANLIGI' na verılmış olacaktır Postadakı gecıkmeler nazarı ıtıbare alınma>acaktır Bankamız 2490 sayılı kanuna tabı değıldır GEÇİCİ SON TEKLİF POSYA NO MALZEMENİN CİNSİ MİKTARI TEMÎNATI: VERME TA 982/1029 SENTETİK ELYAFLI HALAT Muhtelıf çap ve 20 000 15 9 1983 bovda 34 roda 983/1069 OKSÜEN ASETİLEN KAYNAK 4 gemılık 160 000 22 9 1983 TAKIM1 ve KAYNAK MAKİNASI 983/1079 FREON12 GAZ1 2200 Kg 100 000 22 9 1983 FREON 22 GA2I 1000 Kg Basın 24017 PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN tşlewnennz ıhtıyacı ıçın satınalınması düşünulen ve 13 9 1983 tanhınde ıhalesı yapılacak olan Ankara yer ıstasyonu ıle Ankara Telekomınıkasyon merkezj arasındakı karasal bağlantıyı sağlayacak Sayısal ve Analog fiberopuk kablo sıstemının ıhale tanhı 4 JO 1983 günu saat 10 00'a ertelenmıştır Ilgılılere duyunılur Basın 24137 • Ehlıyetımı kajbettım Hukümsuzdür NASUH AKÇİN • Nufus cuzdammı yıtırdım Geçersızdır HASAN ÖZİLHAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle