29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhu SANAT | »rt&da bır perde lâfıdır gıdıyor. Gazete.erın her sahifesi, »janslann her satın, zannedersiniz, Dekorasyon mağazasımn reklâmını yapıyor. Kızıl perde, demir perde derken şimdi bir d« yejil perde çıktı. Eu da İslâm dünyasım garbdan ayıran perde imis. Eir defa moda oldu ya, artık arkası gelir. Meselâ Uzakşark için san perde, Amerika ıçin altm perde, İngiltere için kara perde, eli kulağmda, nerede ise çıkacaktır. Şaır ne guzel ıdylemış.: Hiç ummadığın yerde, Nagâh açılır perde, Mevlâ yetişir derde. Görellm Mevlâ nevler Neylerse gıizel eyler. Birblri ardısıra açılan bu perdeler karşısında, bızim de derdimlze yet.şecek mcvlâ\ı bekl^ırekten başka bır çaremız kalmıyor. Barı, neyleyecekse eylese, ama güzel eylese. a Sabur Bir ömür boyu devam eden aşk Yazan: Vehbi Balda Memleketimizdc «Carmen> müeHl dl samimiyett* fazla ileri gitmek fi olarak tanılan Merime* eeerleri istemeyiii d» müessir oluyordu. ni fakir odalarda yazan muhanirMerime« ile gene kadının sevgl lerden değildi. Imparator üçüncü v aamimiyette ne kadar ileri gitNapoleon'un arkadajı, sarayın dai tikleri, meselâ bir gece beraber bir mf davetlısi, Parisin en mondtn odada kalıp kalmadıklan, •debiyat jahsiyetlerinden biri idi. tarihçileri tarafından arastanlmışImparatorla aamlmiyeti 0 kadar tır. Faguet'ye gör« iki aıektub bu ileri gitmisti ki Ingiliz sefirinin de mevzuu kâfi dereccda aydınlatdahil olduğu bir toplanbda herke maktadır. »in 2030 hatâ yaptığı mejhur dicTanıstıktan iki »ent gonra tiyattee'sini yazdırmiftı. roda beraber bulunduklan blr tern Bu kâmil v» monden ıdara f«n« aüin erted günli Merime« yazdığı lerce yalnız bir kadın «evmif r« o bir mektubda föylt diyor: cSaçlanunla küçük bir mektebll gibi park rmm bu kadar yakından görmelarda, müzelerde, bahçelerd* bu miftim.» luşarak yasamifbr. Bu, nadir göYin« tanısbktan 13 aent sonra rülmü* bir rabıtadır. Sevdiği ka Iapanyada ;»eyahatt» bulunan M«dına yazdığı mektublar Lettre* a Tİrate a«vdiği Jcadın« hediy* olaune Inconnue ismil* ne$rolunmu| rak Jartiyer (dis bağı) almayı dütur. sunüyor ve maktubla böyle bir heIneonnue, meçhul kadın, tablri dly« teteyip istemedlğini aoruyor. edebiyat tarihçileri tarafından ay Inconnua cevabında föyle dıyort nen kullanıldığından ondan bu i Benim tulu sevgilün, sunu cğıesimle bahsedecegiz. nin, bacagının formuna biraz itina Mektublannda kendinden az bah •den kadınlar artık jartiyer kullan »eden Merimle muasırlarının yaz mıyorlar.» dıklanna göra zeki, kibar v« ieFaguet'nin kanaati: Merimee Invimli fakat mükedder, bazan aa eonnue ile samimiyette ileri gitmiş, manada sogıjk (sevimli olmastna mesell beraber bir gece geçinms rağmen candan değil, çabuk tev olsalardı, levdiği kadının jartıyer mez) bfr adamdı. kullanıp kullanmadığmı bilirdi. Istihzaya merak ve hevesl yuzün Aynca her ikisinin mektublaruıden birçok kimseleri, bu arada »e da lâubali veya fazla tamimi bir nelerce sevdiği kadını da incitmiş, parça bulunmamaktadır. ti. Biraz da koketti, hosa gitmek, Parisin en mwıden edebiyatcıa beğenilmek, sevilmek isterdi. Mon Imparator iarayının daimî davetlisi den bir hayat yaşıyordu. Imparato ömrünün aon yansında yalnız bir run aarayına çok sık davet edilir kadını seviyor ve onunla da parkdi. arda, müzelerde, bahçelerde buluKendisinden 19 yaş küçük olan sarak yaşıyordu. Bu, emsaline nav« tanhlerd» Inconnue Ismi venlen dir rastlanır bir hayattı. Inconnue'ün havatında da, Merisevgilisi aslen Fransızdı, fakat Ingilterçde doğmus v» büyümüştü. mee ile tanıştıktan biraz sonra evTahsilınin bir kısmını Almanyada endiği ve ancak iki sene beraber yaptığından Ingilizce ve Almancayı yasadığı adam istiîna edılirse başana dıli gibi bıliyordu. Bu dillerin ka hiç bir erkek bulunmamaktaedebiyatına yakından vak ftı. Mek dır. Seneler geçiyordu. Merim^e'nın tublan neşrolununca Georg» Elliot hakkmdaki fıkırleri meşhur mü frenklerin anladığı manadaki soğuk nekkitleri îaşırtmıştı. Yüzünün ve abiati (hayatta mubalagah soz va gözlerinin güzelliği meşhurdu. Ka hareketlerden kaçışı, belki fazia rakter itibarile gurur ve iffet his levmeyişi) 1850 ^en sonraki meklerinde biraz mübalagaya kaçtığı tublannda kendıni daha fazla gosanlaşılıyor. Bu sebeble Merimee ıle termektedir. sevgilerinin ılk on senesı kavgalı Otuzuna gclmiş olan Inconmıe ve münakaşalı geçmiştir. kendisinden 19 yaş buyuk olan MeMerimee'nin yaslı olduğunu iddia rimee'yi gıttıkçe daha fazla sevederek kendisile evlenmek isteme mekte, fakat gurur ve mlibalegalı yişi üzerine: cO halde arkadas ve iffet hislenni muhafaza etmektedost kalalım» diyerek samimiyette di. Tanıştıktan 14 sene sonra yazileri gıtmevişi, metres olmavışı ve dığı bir mektubda şöyle dıyor. «Ba bu vaziyeti senelerce devam etti ni çok sevdıniz. Bana karşı sadık, rışi, aralannda âhenksızlik husule ve doğru kaldmız. Hiç bır kadıa bundan fazlasını beklıyemez» Bır getirmişti. edebiyat tarıhçisine gore bu satırMektebliler gibi müzelerde, park lardaki şukran hıssı bir kadınıa larda buluşmalan ikisini de sinir duyabileceği en kuvvetli duygu ilendiriyordu. Inconnu* bu suretl» mis. gururunu ve mübalagalı iffet hisSeneler geçiyordu. Fransanın lerini tatmin ederken Merimee'n'n meşhur muharriri, Imparatorjn esasen pek iyi olmıyan hareketi <»earkadaşı, dığer tarafta edebiyata çimsizliğin son haddıne çıkıyordu. aid fıkırlerı münekkidleri dahi saHk defa 1840 da tanışmışlardı. şırtan gene kadın 1 a 21 senedir seMerimee 37 yaşında idi. Gene kızın visiyorlardı. 1819 yaşlannda olduğu tahmin eArtık kırk yaşına gelmif olan Indılıyor. Ilk gorüşmelerinde birbir connue hüzünlü mektublarından lerini zekâ, malumat, ve kıbarlık birinde joyle diyor: cOyie zannebakımından enteresan buldular. Bir diyorum kı ikimız de ıhtıyarlıyogün sevişebılecekleri hatırlaruıa ruz. Şundi ne kadar az kavga edigelmedı. yoruz. ikimız de ne kadar sakin olSenelerce sonra neşredılen mek duk. Arbk gözlerimin güzelliğutublan tetkik edıldıği vakıt Meri den çok az bahsediyorsunuz. Bumee'den ziyade 19 yas küçük olan nun yerine doktorunuzun teşhisigene kızın daha çok sevdiği anla ni, ilâçlannı, çarpıntılannıza yazışılmışü. yorsunuz. Ben d» gözlerimin zayıfInconnue kuvvetle seviyor ve ız ladığından, kaplıcalardan bahsedidırab çekiyordu. Bazan tahammül yorum. Zaman nasıl değişiyor.ı Da edemiyor: «Artık birbirimizi gör ğişivor yerine, değiştiriyor dememıyelim, mektublaşmıyalım. Kavga liydi. etmek için gorüşmek zahmetin» Nefes darlığuıdan müşteki olan değmez.» diye yazıyordu. Fakat yi Merimee güneşe hasretti Gittiği ca ne Merimee'yi anyordu. Bu kavga nub şehirlerinden birinde ölümünve münakaşaların muhtelif sebeb den iki saat evvel yine sevdiği kaleri arasında Merimee'nin karakteT dını düşündü ve ona son mektuve geçımsizliği mühim rol bunu yazdı. makla beraber Inconnue'nün Tanışalı 30 sene olmuştu. Uzun yolun kısası * •• Tki seçimm kurbanı, bir çok eserlerin kahramam şair Muhib Dıranaı Ankara Tiyatrosu edebt heyet başkam olarak «Gölgeler» adlı pıyt•ini zorla oynatmak ıstemis. Dığer taraftan, İstanbul Tiyatrosu edebt heyetindt bulunan kıymetli muharrir Reşad Nurı «kendi eserlerini oynatmakta nüfuzunu kullanıyor» denmesın diye bu heyetten istifa etmis. İki hâdiseyi birleş,tıren Bedi Faik dostumuı da birinciyt teessüf tdiyor, ikinciyi takdir. Halbuki, ijiü kolayı vardı. Muhib tGölgeler» ini bir defa daha cynanması için İstanbula, Reşad Nuri de kendi eserini nüfuz mıntakası dışmda olaa Ankaraya gönderselerdi, zannederim, ortada meaele kalmazdı. Kristof Kolomb'un yumurtası deyip geçmeyin. Hakikaten bazan pek basit ışleri Arab saçma çevinnekten âdeta zevk ahyoruz. • •• Buna da ister inan, ister inanma! TPramvaylann ön kapısından yalruz hâmile kadınlann girereğine dair belediye kararını okuyunca aklıma bir Fransız nüktesi geldi. Buna benzer bir karann Pariı metrolarına (yeraltı tren'erine) tatbikı ıırasında, fidan gıbi incecik genc blr kadın ön kapıdan girmek ister. Memurlar bırakmazlar: Buradan yalnız hâmilt kadmlar girer. Ben de hâmileyım. Memurlar, kadının iddiasına hiç uymıyan yasemin dah vücudüne, bıanmıyan gözlerla bakarlarken, beriki mahcub başını öne eğer vt mırıldanır gibi: Şey, der, henflz yalnız yanm aaattenb«ri de... • •* Olmuş bir hikâyecîk IJasan Saka'nın yeni Dış İslerl Bakanı olduju fanumlardaydı. O «rada dışanda vazife görmekte olan bir Hariciyelinin kann, kocasının terfii ve başka bir yere nakli için Bakanlıkta uğrasıp duruyordu. Nerede tesaduf etse Hasan Saka'ya uzun uzadıya derdini döker, hatti Bakanlıkta bile hemen ber giin saatlerc* makamında kmdisine rahat huzur bırakmazdı. Nıhayet Hasan Saka bir gün umum! ktUM fafcnrı Fılanı orar'an kaldırın, terflan ialaa y«r« aaUtdta. Umum! kstib itira* eder: Aman efendım, nasıl olur? Merkezd* beklıytnler TM. Bekleyen mekleyen dınlemern. S a benim dedigimi y»pın. Fakat beyefendi, zatıâ'.iniz bu memuru tanıyor musunuz? Sevimll Hasan Saka'nın sabrı tükenir: Biraier ben cnu tamırıyorum. Tanımıycrum ama onun btl kansı var, len onu tanıyor musun? EYVAAAH! BURAYA DA IŞIKLI SEYRÜSEFER İŞARETt KONMUŞ!... • •• Söç mevsimi Con Telgraf gaıetesi iahfbl Ethenı ÎH«* Benlc* •^ dostumuzun, resml iisn cazıbesine dayanamıyarak, kocsman bir lâmelif ile o kadar candan bağlı olduğu C.H.P. yt burun kmp D.P. yt ySneldiği malumdur. Bu hafta içinde Son Tclgrafta müteraadiyen enint boyuna geniş illnlar çıktı. Gazete, pek yakında büyük bir »ürprit hazırladıgını okuyutrularına bildiriyor. Nedir o diye merak eden bir arkadaşa oir başka arkadaş cevab verdi: Ne olacak, camm, herhaldt yeni bir parti bulmuf, oraya geçiyordur. İmparatorluk ve medeniyetl erin beşiği ve mezarı: Akdeniz Üngilter* împaratorluğu Ondokuzuncu a«rd«ki ikbal günlerind» msk*r! kuw«tlerinin en büyük kısmjnı anavatandan çok uzaklara göndcrerek Akdenize topiami}tı. Bugün de, İngilterenin deniz hakimiyetını kendine bir mira» gibi kabul eden Amerika donanmasının en kuvvetli cüz'ünü altıncı filosunu çok daha uzaklarm göndererek, Akdenize yerlejtirmljtir. Bu iki hâdise tarihin •adec* bir tesadufunden ibaret değildir. Roma împaratorluğu çöktukten fonra dünya üzerind» haklmiyet Akdeniz devletlerinden Atlaj kıyısı devletlerin* geçtiv Bununla beraber, Romalılann «Mediuı Terrae» (Topraklar Ortası) admı verdikleri Akdeniz, üç kjtarnn kıyılanna yalayan »ularile, dünyaya hikimiyetin gent anahtan olmakta devam etti. Bugün de, Akdeniz, muhtemel harb vaziyeti bakımından, en mühim mevkii işgal edıyor, cünı kü üçüncü bir dünya harbinin mütecaviz devlcti olac?k gibi go>unen Rusyanın can^lıcı noJctalanna giden yol bu denizden Reçmrktedir. Eskiden de böyleydi: 1854 Kınm harbinde İngütere ıle FVansa denizlere hâkim olmaları sayesinde Rus topr;ıklarına asker (jıkaıabılmişlertlir. Bu«ün de Amerıkan uçaktaşır gemıleri TJkraynadaki Sovyet sanayi bol^p'erini ve Kafkasvalardaki petrol tesislermi çıddetle döğebılecek bır mevkide bulunuyorlar. Akdenizin çifte eheramijeti Deniz devletleri için Akrlçnızin müdafaa ve taarruz bakımından iki biiyuk kıymeti vardır ki bunlann ıkısi de a\m ehemmıy?ttedır: Duşmanı Akdenızden uzak tutmak kadar bu suları taarruz'la kullanmak da harbi kazanmakta avnı derece mühım rol oynayacaktır. Ondokuzuncu asnn «on yarıs'nda İngilterenin baslıca siyasî gayesi Rusyanın Akdenize ınmesıni (ıiılemek olmıi'jtur. 1940 ta Vıinston Churrhill Bu\iık Bııtanva JHa«ının tek mııdafaa vasıtası olabılecek askeıi kuvveti oradan u. zaklaştırıp Mısıra göndermekte tereddud etmemiştır. | Tarıhte Akdenız, kıyılarında oturan milletler arasında da bir çeki;me mevzuu olmuştur. Eski Mısırhlar, dalchklan eğlencc hayatından aynlmıyarak, asırlarca kendi memleketlerind» oturdular. Fakat imparatorluklar kurmağa merakh bir millet olan Yunanlılar kalyonlarile yola çıktılar ve Turova'dan Siraküza'ya kadar bilçok topraklan idareleri veya hakimiyetleri altına aldılar. Yunan edebiyatınm Odüssea destanı Ulüsses'in denizdeki tnaceralarile doludur. Makedonyahlar, dünyayı feth« çıkarak, karalarda bir çok fütuhatta bulunmuşlardır; fakat Büyük Iskenderın narru ancak bir iımanla İAenderiye limanile bugüne kadar devam etmiştir. Romalılar Akdeniz hakimüü'etıni Kartacayı haritadan silmekle ele geçirmişler, ortaçağda ise Hsçlılar gene Akdeniz yolile Avrupadan Filistine erkek, kadın, cocuk, yuz bınlerce insan dokmüşlertlır. Türkler ve Arablar Bir çok mılletler de dunya fütuhatına Akdenızden dışan sıçraVnakla başlamışlardır. Karalar ortasmdakı bu denizin cenub sahillerini boydan boya ele geçiren Arablar, oradan, Avrupa kıyısına atladılar ve Yunan Esatirine gore Herkül ün bırbirınden ayırdığı iki yakayı tekrar bırleştirerek, Ispanyaya geçtiler. Bu fühıhat 748 yılında Arabların Fransada Charles Martel'e yenılmeleri üzerine »ona erdi; fakat Ispanyada onlardan kalan saray ve camileri hâlâ durur. Türkler on yedinci asır ortala nnda Viyana kapılarma kadar dayanmışlar, sonra, 1683 te genlemeye başlamışlardır. Fakat Osmanlı împaratorluğu en büyük darbeyi 1571 de Lepant deniz muharebesinde yemişti. Ingilizler, askerlik bahislerindeki dirayetleri cayesinde, on sekizinci asırda filolannı Akdenizin dört bir köşesina yayarak bu sulan bastan başa tuttular v« Imparatorluklarınm anahtarlarını bu suretle e'de bulundurdular. Napoleon'un Hındıstanı ele geçirme hulyası 1798 de Nü muharebesinde Amıral Nelson'un gemilerinden gurliyen toplar karşısında suya düştü. Gene Napoleon denizlere hâkimiyet emelinden 1805 te Cebelitank yakınlannda Trafalgar mağlubiyctı üzerine vazgeçti. Be>az sancak ve beyaz yıldız Nopaleon harblerinden galıb ç;kan ingiltere Akdenize hâkimiyeti de tamamile eline geçirmi? bulunuyordu ve bu sahada Ikinci Dünya Harbine kadar kendisine meydan okuyacak kimse çıkamadı. Son harbde Malta muharebesi ingilterenin bu mevkııni tehlıkeye duşürecek gibi oldu. Fakat zafer gene Ingilizlerde kaldı. O bakımdan Mal ta muharebesi ile ingiltere muharebesi (Almanyanın Büyük Bntanya adası üzerine yaptığı hava akınlan) tarihe İkinci Dünya Harbinde aynı ehemmiyette birer hâdise olarak geçecektir. Bu çarpışmalarda büyük bir cesaret ve denizcilık imtiham vermiş olan Ingilizler Cebelitanğın doğusundan Süveyş Kanahnın batısına kadar Akdeniz sulannda hâkimiyetlerini muhafaza etti'.er. Bugün Cebehtanktan Maltaya ve İskenderiye elden gittiği takdirde onun yerine geçecek olan. yeni Kıbrıs üssüne kadar gene Ingiliz donanmasının beyaz bayrağı dalgalanıyor. Fakat Akdeniz göz kamaştırıcı güneşinde daha sık parlıyan Vir şey var kı o da Amerikan donanmasının beyaz yılduıdır. Kayıb ntuklar Akdeniz suları kadar karalan da bir çok medeniyetlerın ve hâkimiyetlerin mezan olmuştur. Ehramlar bugün nasıl en eski medenıyetlerden birinin taşlaşmıs timsali olarak duruyorsa, 1942 de Rommel ordulannı maglub ederek nazi hakimiyetine son veren İngiliz kıtalan da aynı ehramların eteğinden harekete geçmişlerdi. Montgomery'nin muzaffer ordusu Elâlemeyn'den Trab lusa kadar bu sahil boyunca ve kumlar altında kalmış eski Romalılann jzleri üzerınden ilerlemış, 1943 te Winston Churchıll Kartaca devrinden kalma bir açdc hava tiyatrosunun yanından, son Mihver kuvvetlerinin teslim oluşunu seyretmiştir. Afrıka çöllerinde, sıcak bir cenub rüzgân estiği zaman seraolar gorünür. Akdenizin Gırid açıklannda 4 bin metreyi buUnderinliklerinde bazan zalzeleler olur, kablolar sokülür, hattâ suyun yüzünde yeni yeni adacıklar peyda olur. Batı Akdenizin birdenbirt cosup dalgalan göklere çıkaran deli denizi meşhurdur. Bunlar gibi Afrika çöllerinde bence medeniyetlerin birer serab olduğu ve gene nırelerinin deni7den biten adacıklar gibi belıriıâjı görülmüştur. Akdeniz denızcı.er için olduğu kadar tarihçiler için rie beklenmedik fırtınalarla dohıdur. (Newswelk'ten) Basite irca • •* Caym Zul.tü Veîibeşe «bi» sütun yan yazdım, tanı kırk suhın cevab verdiler, Bu da isbat eder ki ortada bir matbuat meselesi vardır.» dıyor. Bizc.e yoktur. He'kes n.evcud kanunlar v« niıamlar çerçevesi içinde ne isterse yazar. Yalansa tekzıb olunur, hakarets» muhakeme. Hem bu ne biçım isbat boyle? Üstad üşenmeden oturmuj, «utun sütun saynnj Belkı kelime er: de hesablamayı ihmal etmemijtir; hattâ, gıderek, hai'fleri de. Bir delmin kuyuya attığı tası kırk akıllı çıkaramamıs. derler. Gayretımiz:n bu taraü acaba hiç akla gelmiyor mu? • •• Kör nişancı Ç* azetecilikte, bühassa spor iş'.erınde. yüzde yüz k?t'l tahmınlerde buıunmak acemı ıktır Sonnnda mahcub olmak var. Meselâ bir spor mütehassısı arksdaş geçen haftaki Bcsiktaş Fenerbahçe maçına daır bir yazısında şoyîe dıyordu: «Ben hülâsa olarak ve bir çok ihtimalleri de he?alta alarak bu maçı (11) \eja (22) berabere gormekteyim. Mııtlake bir muzaffrr aramak lâzım tfelirse o takdirde de Feııcıluıhrcvi biraz daha şan«lı buluyorum.» Netıce ;r«'um. Be;ıktT3 3. Fenerbahçe 0 Anlasılan jairlerden sonra, mutehassıs sozune de yck ınanmaınak gerek. Yazısu hikâye: Son çaxe KcndisİM» kızınuzı verdi|ini toylc d« bizi rahat bıraksın AJlahajkınal j'ieıltere seçımleıı munrtsebeîıie Altlee Lslu durmazsanız tizi umacıya veririm..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle