29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Mart 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFON TELGRAF ve TELSiZLE Hadiseler arasında Aşk fantaziyesi! şka inanmadığını söyliyen materyalist arkadaş soruyordu: Hâlâ sevişenler var mı? Ben kendimde aşka hiç istidad bulmadığım için seviştiklerini zannedenlerin aşktan başka bir takım hislere aldandıklarına hükmediyorum. Her insanın en aşağı bir dalkavuğa ihtiyacı var. Sevişmek, iki kişinin birbirine dalkavukluk etmeleri ihtiyacma benziyor, diyordu. Benzer. Sevişmek herşeye benzer, çünkü içinde herşey vardır; çünkü aşk (tarif edeceğim zannedîlmesin, zor iştir bu), çünkü aşk (bakınız kelimeleri bulmakta güçlük çekmeğe başladım), çünkü aşk (bir kere de bu «çünkü» yi «öylemiş bulundum), çünkü aşk... aşktır. Umumiyetle zannedildiği gibi, aşk, tek bir ihtiras değildir, bütün ihtiraslajımızın tek bir mevzu üstünde merkezîleşerek umumî layamıdır; hassasiyetimizin müspet ve menfi kutublannın içimizde savrulmasıdır. Her neye olursa olsun aşk, hele iki cinsin birbirine aşkı, ruhun tam uyanışı demektir. Sevmiyen bir adamın yataktan kaiktığını görüp te uykudan uyandığına hükmetmiyelim. Zavallı, dünyasının ancak mahdud bir parçasmı idare eden dar bir idrake sahib olabilecek kadar uyanıktır. Fazla değil. Gene anlatamadım. Vazgeçeyim. Yahud da, efendim, «hâlâ sevişenler var mı?» diye sormak, yürüyenler var mı, konuşanlar var mı, nefe» alanlar var mı?.. gibi şüphesinı varlığa ve hayata kadar uzatan abes bir septisizme düşmektir. Vücudün en eski ve en değişmez an'anesi hareket etmekse, kalbin en eski ve en değişmez an'anesi de sevmektir. Buna inanmıyan bir komünist şair, bir Maiakovski vardı. Zavalhcığın sonu ne oldu biliyor musunuz? Bir kız sevdi, sevilmedi ve kendini öldürdü. Ey benim materyalistlerim, büyük söylemeseniz iyi edersiniz! Geçenlerde bir Amerikalı, kendisisini kalorifere zincirle bağlıyarak, evlenmeğe razı olmıyan sevgilisine karşı bir haıyat grevi yapmış ve ölmüş. Bizim gazetede resmi bile vardı. Ya resmi çekilmiyen kalblerin içindeki manzaralara bir bakabilsek?.. Ben bugün biraz fantazi konuştum amma mevzuun nekadar ciddi olduğunu çeken bilir. Hadi hayırlısı. BİR TETKİK A Jandarma kanununda değişiklik yapılıyor Jandarma zabitleri zaruret halinde idare âmirliği vekâleti de yapabilecekler Ankara 9 (Telefonla) Zaruret halinde jandarma zabitlerinin idare âmirLklerinde vekil sıfatile ve muvakkaten istihdamlannda fayda görülmüştür. An cak jandarma kammunun bir maddesi jandarma zabit ve efradının asıl vazife lerinden başka bir yerde istihdamlarını menetmekte olduğundan, Meclisten bu maddenin tefsiri istenmişti. Meclis millî müdafaa ve dahiliye encümenleri, kanunun sarahati karşısında bu işin tefsir yo lile hallini mümkün görmemiştir. Bu se beble yeni bir kanun lâyihası hazlanarak jandarma kanununun 18 inci maddesine şu fıkra eklenmiştir: «Kanun ve nizam namelerin ve bunlara miistenid salâhi yettar makamlardan verilen emirlerin mükellef tutmadığı hiç bir iş jandarmadan istenmez ve jandarma hiçbir suretle esas vazifesi haricinde kullanı'.amaz. Ancak zarurî hallerde Dahiüye Vekilinin emrile jandarma subaylannın muvakka ten vali, kaymakam ve nahiye müdür lükleri vekilliklerinde istihdamlan ca izdir.» Müstacelen müzakeresi teklif edilen lâyiha Meclisin tatilinden sonra yapacağı ilk içtimaın ruznamesine almmıştır. Ruznamede bundan başka, Tahlisiye, H u dud ve sahiller umum müdürlüklerinin 1933 yılı hesabı kat'î raporlan da var dır. Antakya Tarihi Yazan: Profesör M. Şekib Tuna Talebem felsefe muallimi Hataylı Ahmed Faik Türkmen Hatay tarihini ılim âlemine prezante ediyor. Bu eser üzerinde durulacak ilk nokta; meşrutiyetten sonra denemeleri yapılıp cumhuriyetten sonra da inkişaf ettirilen millileşmiş bir ilim metodile Hataym izah edilmiş olmasıdır. Filhakika Antakyaya aid Avrupanın ikinci ve üçüncü derece müellıflen tarafından yazılmış Antakya tarihlerinin Faik Türkmenin dediği gibi «verdikleri malumatm daha ziyade turistlerin işine yarıyacak bir mahiyet arzetmesi, tarihi alâkadar etmiyen teferruatla dolu olması (1)» bu eserleri ilim adamlarına seve se\fe okutamıyordu. Fakat bu maksadla ve bu kıyafetle ortaya çıkarılan eserler yalnız Hataya mahsus değildi. Osmanlı Tüfkiyesinin her mıntakası için bu gibi eserler eksik değildi. Biz nekadar terakki etsek gene Avrupalı muharrirleı Çın ıçın, Hındıstan için hatta şimalî Afrika için kullandıkları bir üslubla memleketimizi ifade ediyorlardı. Mevzuu mevzu için değil, belki Avrupa tecessü süne cevab vermek için kaleme alıyorlardı. Bu ıstırabı ilk duyan ve Türk memleketlerini gene o memleketin münevverleri için ifade etmek istiyen Türk muharriri zannediyorum ki Ziya Gökalp olmuştur. Avrupanm ilmî eserlerinin metodile gazeteci veya seyyah haleti ruhiyesi değil, ilim endişesile memleketlerimizi izaha çalışan bu cereyanda Necib Asım ve Fuad Köprülü de hayli çalışmıştır. Bu cereyan eski Darülfünun ve yeni Üniversitenin malıdır. Bu müessesenin her zaman her elemanı bu işin heyecanını duymuş ve bu işe emek vermiştir. Ben, arkadaşlarım ve talebelerim memlekete aid her yazımızda bunu gözönünde tutmuşuzdur. Kısa bir mazisi bulunan fakat uzun bir istikbali olacak olan bu uğurlu cereyan ve bu millî metodun son zamanlarda yetiştirdiğimiz gencler tarafından hazmedildiğini gördükçe kıvanc duymamak elde değil dir. Işte Erzurum şairlerini yazan Ziyaeddin Fahri, işte Konya Halefiyatını kaleme alan Sadettin Nüzhet ve işte Hatay tarihini etüd eden Faik Türkmen. Kon ferans vermek için davet edildiğim Anadolunun birçok Halkevlerinde etrahmı alan gene muallimlerin gözlerinde bu millî metodun heyecanını okudukça dü şünüş ve çalışmalannda bunun izlerini ve eserlerini gördükçe bu atılan adımm is hkbalinden bir kat daha emin oluyorum. Meğer ki bu metodun tesiri yalnız Üniversitemiz muhiti ve onun talebelerinin yayıldığı Türkiye vilâyetleri değil, hu dud haricinde kalmış olan Türk memleketleriymiştir de... Hataylı Faik Türk men etüdünde, bize bunu ispat etmiştır. heyeti umumiyesinin görüşüne geçelim: Hatayı tannnryanlara hitab eden bu eser, Hataym coğrafî vaziyetini hulâsa etmekle işe başlıyor. Bittabi bu mevzua girmeden evvel okuyuculann coğrafî malumatını tazelemek için eserin coğrafî tezinin başa almması muvafıktır. Hataydaki ekalliyetler meselesi birinci faslı takib ediyor. Çünkü beşerî coğrafyaya aid olan bu mesele bazı münazaalı noktaları havidir. Bu sebebden müellif ekalliyetler meselesine ikinci faslı tahsis etmiştir. Hatay ekalliyetleri meselesinde Hatay Alevilerinin Türklüğünden şüphe edilmemesinin tebarüz ettirilmesi lüzumlu görülroüş ve müellif bu hususta ilmî deliller serdetmiştir. Münhasıran Hataym tarihine hasredilen 3 üncü fasıl, eserin tabiatile en uzun parçasıdır. Burada 40 asırlık Hatay tarihi beş devreye aynlarak hulâsa edilmiş ve tasnifler güzel yapılmıştır. Dördüncü fasıl, Hatay münevverlerine ve kültür hayatma tahsis olunmuştur. Müellif burada göstermiştir ki Hatayda ekalliyetlerin kültür hayatında ehemnıiyetli rolleri yoktur. Bütün kültür hare ketlerini hep Türk münevverleri temsil etmişlerdir. Beşinci fasıl: Hataym etnik durumunun tetkikine hasrolımmuştur. Bilhassa müellif burada muhtelif ilimler bakımından Hatayın etnik noktadan Türk ol duğunu belirtmiştir. Altıncı fasıl: Içtimaî durumun tetkikine hasrolunmuştur. Faik Türkmen Hataym içtimaî sınıflarmı ve bunlar arasındaki mîhanikî ve uzvî tesanüdleri etüd ettikten sonra Hataydaki türkçülük cereyanının nasıl doğduğunu ve Atatürkün inkılâblanndan Hataym na^ıl müteessir olduğunu izah etmiştir. Yedinci fasıl ise albncı faslım içtimaî hükümlerini teyid edecek vakıalar ve misallerle doludur. Bu fasıl, Fransız iş galinden 1936 anlaşmasma kadar Ha tayda cereyan eden vak'aların kronolo jisine hasrolunmuştur. Hurâsa ilmî «saslar dahilinde yazılan ve n'tiz bir îhtimamla hazırlanan Hatay tarihi muvaffakiyetle ikmal edilmiş bir eserdir. İstanbul Ünlversitesi pslkolojl profesörü ordinaryüs profesör [HEM NALINA MIH1NA Hepsinden evvel... emlekette, sırt hamallığmı ve şehirlerde eşeklerin dolaşma sını menetmek isterken ileri sürdüğümüz sebeblerden biri de, bunların medeniyete yaraşmıyan çirkin manzara larıdır. Garb memleketi ve garb belde leri haline sokmak istediğimiz yurdumuzda sırt hamallığmın acmacak iptidaî hali ve eşeğin Asyaî manzarası, pek haklı olarak hoşumuza gitmiyor ve sinirimize dokunuyor. Fakat, benim âciz fikrimce, bu bakımdan en ziyade sinirimize dokunması, hatta gücümüze gitmesi lâzımgelen şey, dilencilerdir. Bütün gezdiğim A\Tupa memleketle rinde, bana en çirkin gelen şey, muhak kak ki dilencilik olmuştur. Londrada, Pariste pis bir ayyaşın para istemesi, Berlinde iri bir köpeğin himayesinde körle rin dinlenmedi, Viyanada, Napolide bir takım adamlann sigara istemeleri, Atinada kadınlann dılenmeleri üzerimde da ima fena tesirler bırakmıştır. Mısırda en ziyade sinirime dokunan şey, eşekler, entariler, hamallar değil; at sineği gibi yapışan dilenciler olmuştur. Ben ki dilencisi bol bir memleketin evlâdıyım. Bunlann bana herhangi bir Avrupalıya nazaran daha az fena geldiği muhakkaktır. Şimdi de, îstanbul sokaklarında gö züme, en fazla batan şey, itiraf ederim ki dilencilerdir. Bilhassa, Beyoğlu cad desinde insana kene gibi yapışan, kucaklarında veya kannlannda birer çocuk taşıyan siyah çarşafh kadınlar.. Bu sapsağlam Çingene karılan pro fesyonel dilencilerdir ve kadın, erkek herkese: Allah seni güzel sevgilinden ayırmasın, şu maksume yüz para ver! Diye yılışık ve arsız musallat olurlar. Bazı temiz giyinmiş bayanlann yanından para almadıkça aynlmadıkları, meselâ Galatasarayla Tünel arasmdaki mesa fenin yarısını beraber yürüdükleri çok görülür. Gelene geçene çam sakızı gibi yapışan ve bilhassa ecnebilere musallat olan bu profesyonel dilencilerm dilen cilerin çoğu profesyoneldir ya neyse medenî bir insan üzerinde bıraktığı tesir o kadar fenadır ki Dahiliye Vekilimizin yerinde olsam sırt hamallığmdan önce ve Şehir Meclisinde aza olsam, eşeklerden çok evvel, bu cadde kenelerini kaldırmıya çalışırdım. Dahiliye Vekilimizin, sırt hamallığını kaldırmak hususundaki hassasiyetini takdir ederim. Fakat, kendisinden ayni za « manda şu müz'iç dilencileri de caddele rimizden silip süpürtmesini rica ederim. luıımmnıııımilllllllllllllllllllllllinilllllllllllllllllllllMlllllınınıııtımnıııt. Cenevrede iptidaî maddeler konrgesi Amerikadaki grevler büyüyor Japon murahhası inkişaf Kaliforniyada grevlere etmemiş memleketler için karşı tedbir alan müddeiteklifler yaptı umumî suikasde uğradı Cenevre 9 (A.A.) îptidaî mad deler komisyonunda, Japon murahhası Choudo, iptidaî maddeler ihracatındaki tahdidatın ilga edilmesini ve tamamile keşfedilmemiş olan araziye her memle ketten ve her ırka mensub insanların hicret etmelerinin serbest bırakılmasım istemiştir. Japon murahhası, Kongo'ya tatbik edilmekte olan statut'nün henüz tamamile inkişafa mazhar olmamış bulunan bütün memleketlerde tatbik mevkiine konulmasını teklif eylemiştir. Bu z«t, ticaretin serbestisi ve iptidaî maddelerin yeniden tevzii meselelerinin yekdiğerinden tefrik edılemiyeceğini ehemmiyetle kaydeylemiştir. İngiliz murahhası Sir Leithcoss, müstemlekelerin devredilmesinin halihazırda mevcud müşkülleri halledemiyeceğini beyan etmiştir. İngiliz murahhası, müstemlekelerde «açık kapı» siyasetinin müs temlekelerin inkişafma engel olacağını ve yerli halkın refahına mâni teşkil edece ğini ileri sürmüştür. Los Anjeles 9 ~ ( X A . ) Kalifor niya müddeiumumisine karşı bir suikasd teşebbüsü yapılmış ve müddeiumumî hafif surette yaralanmıştır. Fitts, fabrikaları işgal eden grevcileri ilk defa olarak dı şan atan müddeiumumî olmuş ve bun lardan üç yüzünü tevkif ettirmiştir. Bu hâdiseden sonra müddeiumumî birçok tehdid mektubları almıştır. Amerika otomobil işçilerinin grevi Nevyork 9 (A.A.) Detroit'ten bildirildığine göre, Crysler Corporation şirketi, otomobil endüstrisi işçileri, birliğinin işçiler adına müzakereye salâhiyettar bir organ olarak tanınması talebini kat'î surette reddettiğinden birlik derhal Det roi'deki Chrysler, Hudson ve Chevrolet fabrikalannda grev ilân eylemiştir. Bu Fabrikalarda 90 bin işçi çalışmaktadır. Ayni zamanda Filinti'deki Chevrolel fabrikasında da yeni bir grev başladığı haber verilmektedir. M. Şekib Tunc (1) Hatay Tarihi 11 inci tefrika, Cumhuriyet gazetesl 2/1/937. (2) Hatay Tarihi, tefrika numarası 30, Oumhuriyet gazetesi 22/1/937. (3) Ayni tefrika. (4) Hatay Tarihi, tefrika 10, Cumhuri yet gazetesi 1/1/937. (5) Cumhuriyet gazetesinin 31/1/937 tarihli nüshasındaki tetkik makalesi. (6) Mr. Vendryes le langage. Sahlfe 333. Havrede grev PEYAMÎ SAFA cek, dün sabah Yugoslavyadan Avus turyaya geçmiştir. Maçcek, Viyanada hariçteki mülteci Hırvatlar şefi Kernjeviç'le görüşecektir. Paris 9 (A.A.) Havre'de ticaret gemilerile romorkörler mürettebatı grev ilân etmişlerdir. Bu grev, 72 saat devam edecektir. Denizciler, aidatlannm arttı rılmasını ve 48 saatlik haftanm tatbikını Ankara 9 (Telefonla) Dahiliye Ve istemektedirler. kilı hususî bir trenle Adanadan hareket Denizcilerden mürekkeb bir heyet, etmiştir. Yann sabah saat 5,30 da şeh metaliblerini, Ticaret Nazınna bildirmek Dün şehrimize gerrmize dönmüş bulunacaktır. üzere Parise hareket etmiştir. len Daily Telgraph Almanyadan hicret eden gazetesinin Berlin Fransada 1 mayıs bayramı Yahudiler muhabiri yazıyor: Paris 9 (A.A.) Blum ve Dahi Berlin 9 (A.A.) Yahudilerin Alman «Alman genclik liye Nazın Dornmoy, umumî iş konfe arazisinden hicretleri 1936 senesinde teşkilâtma hitab e fazlalaşmıştır. Diğer cihetten 1935 se derasyonu genel sekreteri Jouhaux'nun nesinde Almanyayı terkeden 24 bin riyasetindeki bir heyeti kabul etmiştir. den Mareşal von Yahudiden 9 bininin Füistine hicret et« Heyet, bir mayısın resmen bir bayram Makenzen ezcümle tikleri tasrih edilmektedır. günü olarak ilân edilmesi hakkında te şunlan söylemiştir: « Bir gün geIrak ordusunun yeni askerî mennilerde bulunmuştur. Mare al Makenzen lip halk ordusunda ^ müşaviri şarktaki Allah tanımıyan bir milletle çarLondra 9 (A.A.) Bağdaddaki pışacağınız muhakkaktır. Bunun zama İngiliz askerî heyetinin reisi General H. nını Allah bilir. Fakat ne zaman olursa W . Watson Irak ordusu askerî müşavirolsun sizler iyi bir hıristiyan olmağı gözliğine tayin edilmiştir. den uzak tutmayın. Çünkü bugün teh Avusturya Başvekili, Otto ile likede olan mesele, Avrupanm hıristiyan Lefkoşa (Hususî) Kıbrısın hava esaslara dayanan kültürüdür.» görüşmüş Paris 9 (A.A.) Jules Sauenvein, merkezi ittihaz edilebihnesi için tanzim Paris Soir gazetesinde yazdığı bir ma edilen plânlarm ikmaline çok çalışılmak Von Ribbentropu Kral kabul kalede, Schuschnigg'in geçen sonbahar tadır. Doğru bir yerden alman maluma edecek da İsviçrede Arşidük Otto ile görüştü ta göre Kıbrısta büyük bir hava meydanı Berlin 9 (A.A.) Almanyanm Lonğünü ve Arşidükün kendisine muvakkat hazırlanması için aşağıdaki işlerin yapıl dra büyük elçisi Von Ribbentrop yarın ması düşünülmektedir. bir plân verdiğini bildiriyor. Londraya hareket edecektir. 1 Lefkoşada 50 tayyarenin yerle•I* î]C Sf5 Sauenvein'in iddiasına göre, Schuschnigg Avusturyada monarşinin ancak se şebileceği yeraltı tesisatı için 250 bin lira Dün şehrimize gelen Daıîy Telgraph gazetesinin siyasî muharriri yazıyor: kiz on ay sonra iadesini derpiş etmekte sarfı. Gelecek hafta başında Londraya av dir. Çünkü bu müddet zarfında Italya, 2 Askerî kuvvetin 175 yerine bine det edecek olan Alman sefiri Von RibFransa ve îngilterede geçecek hâdiseler iblâğı Hava karargâhında lüzumu görü Avusturyanın mukadderatı üzerinde mü lecek muhafızlarla beraber Kıbnstaki bentrop, perşembe günü Kral trafm dan huzura kabul edilecektir. askerî kuvvet 2 bin kişilik olacaktır. essir olacaktır. 3 30 bin lira sarfile Lefkoşada as Amerikaya gidecek tayyare Hırvât şefi Viyanada kerî barakalar inşası. Viyana 9 (A.A.) Hırvat şefi Maç zabitleri Dahiliye Vekili Ankaraya dönüyor Mareşal Makenzen Alman gençliğini Rusya ile harbe mi hazırlıyor? Kıbrıs üssü İngiltere bunun için iki milyon sarfedecek «Hatay ili, halk dili bakımmdan şark Anadolusunun folklor bakımmdan da umumî Anadolunun bir parçasıdır IBaştarafı 1 inci sahifedel diyen müellif Suriyeye Hatay kanalı vaMaarif Vekili Saffet Ankan, tstanbul sıtasile birçok türkçe sözlerin geçtiğini ileri sürüyor. Filhakika Halebde buna Valisi Muhiddin Üstündağ, Harb Akademisi Kumandanı Orgeneral Ali Fuad, dair birçok misaller bulunabilir. General Halis, General Cemil Cahid Faik Türkmen «empTunt» e ödünc söz Askerî Tıbbiye mektebi müdürü Gene dedikten sonra (3) Arab hududuna yaral doktor Suphi Yakarla Üniversite kın olan Hatay mmtakasında türkçe ve Rektörü Cemil ve diğer pek çok zevat arabcadan birbirine geçmiş ödünc söz vardı. alışverişleri meselesine temas ediyor ve lzmitten geçerken gösteriyor ki Hatay dilinin ihtiva ettiği Izmit 9 (Telefonla) Büyük ÖnArab ödünc sözleri Suriye halk dilinin ihtiva ettiği Türk ödünc sözlerinden da der Atatürk lzmitten geçerlerken halkın ha azdır. Vakıâ bu ödünc sözler mesele candan tezahürat ve sevgisile karşılan si dilcilerin ehemmiyetle üzerinde dur mışlar ve uzunuzadıya alkışlanmışlardır. Vali Hâmid, Amiral Mehmed Ali. duğu bir noktadır. Gerek dilcilerden gekarşılamışlardır. rekse son zamanlarda dil ile meşgul olan Büyük Şefi Pendikte Tren İzmit istasyonuna geldiği vakit psikologlardan buna dair çok misalleı Büyük Onder vagondan inerek kendile bulabiliriz. M. Vendryes, Le Langage adlı e rini karşılıyanların ellerini sıkmış ve iltiserinde (4) hangi dil unsurlarının em fatta bulunmuştur. prunt haline gelebileceğini, hangilerinin gelemiyeceğini veya güçlükle gelebileceği ni izah etmiştir. Meselâ Fransız müelli fine göre fonetik unsurlar ödünc söz sırasma giremiyor. Bu noktadan Hatay tarihine baktığımız zaman görüyoruz ki Türk Aleviler hakikî Arab fonetiğile konuşamıyorlar ( 5 ) . Tren Izmit istasyonunda kadar kalmıştır. yarım saat Atatürk Ankaraya avdet etti Windsor Dükü Fransaya gidecek Mm. Simpsonla Tours'da evlenecekleri anlaşılıyor I Windsor Düku Madam beraber Sımpson'la Litvanya ve Almanya Hariciye Nazırları görüştüler Hindistanda karışıklıklar Londra 9 (A.A.) Hindistanda askerî kumandanlık tarafmdan ittihaz edilen fevkalâde ihtiyat tedbirleri Veziristan cephesinin yeniden ciddî kargaşalıklara sahne olacağı kanaatini vermektedir. Mareşal Graziani en yüksek askerî nişanı aldı Ankara 9 (Telefonla) Millî Müdafaa Vekâleti bazı tayyare zabitlerimizi Amerikaya göndermeğe karar vermişBerlin 9 (A.A.) Riviera'ya git tir. mekte olan Litvanya Dış Bakanı LazoYeni kâğıd paralarımız raitis, Alman Dış Bakanı Von Neu Ankara 9 (Telefonla) Yeni harf rath'la iki memleketi alâkadar eden melerle basılacak paralarımız için bir İn seleler hakkında uzun bir mülâkatta bu giliz firmasile mukavele akdedilmiştir. lunmuştur. Yeni paralarımızın şekilleri tesbit olunmaktadır. PARİS BORSAS1 Paris 9 (Hususî) Paris borsasının bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Roma 9 (A.A.) Habeşistan U Londra 106,93, Nevyork 21,90, Berlin mumî Valisi Mareşal Graziani'ye îtal 890, Brüksel 363,50, Madrid , Amsteryanın en yüksek askerî nişanı olan Sa dam 1198,25, Roma 115,35, Lizbon 97,25, voie nişanının büyük salib rütbesi veril Cenevre 499,50, bakır 77 77 1/2, kalay (,276,15, altın 142,6 1/2, gümüş 20,7,6. Kaçakçılığı önlemek için Ankara 9 (Telefonla) Şark ve cenub vilâyetlerimizdeki kaçakçılığı ön lemek için almacak iktısadî tedbirler üzerinde kararlar verecek olan komisyon bugün Türkofis reisi Bürhan Zihninin reisliğinde toplanmıştır. Büyük Onder, amali erbaa, hendese, cebir ıstılahlannın türkçe karşılıklan hakkında General Mürsel ve Vali Hâmidle uzun musahabede bulunmuştur. Tren hareket ettiği zaman Izmir çarşı5i ve tren güzergâhı binlerce halkla dol Faik Türkmenin birçok etnik deliller muştu. Halk «Yaşa, var ol!» sesleri ale ispat ettiği ve meslektaşım ordinaryüs rasmda Atatürkü uğurlamışhr. profesör İsmail Hakkı İzmirlinin de teİngiliz filosunun Atlantik yid ettiği veçhile (6) Türk olan Hatay Alevilerinin dil vaziyeti, hakikaten üzemanvraları rinde durulacak bir meseledir. Bunlann Londra 9 (A.A.) Ingilterenin Âkkullandıklan sentakstm da etüd edilmesi deniz ve ana vatan filosu Atlantik mafaydalıdır. Gene M. Vandriyes'in adı nevralan için Cebelüttank açıklanna geçen eserinde temas ettiği gibi Kanada hareket etmiştir. Ingilizlerin eline geçtikten sonra Nat Tasfiye edilen maliye Pinkerton gibi bir takım halk romanlarile memurları alaca ilimli büyük kütle okutulmağa başlanmış ve neticede Kanada halkı fran Ankara 9 (TelefxHila) Maliye Ve sızcayı unutarak ingilizce konuşmağa kâleti teşkilât kanunile 1 hazirana kabaşlamışlardır. Fakat bugün Kanadanın dar kendisine verilen salâhiyete istinabozuk ingilizcesi çok calibi dikkat bir hu dan maliye memurları arasmdaki tas susiyet arzediyor. Kelimeleri ingilzce o fiyeye devam etmektedir. Vekâlette müteşekkil bir komisyon maliye me lan bu dilin sentakstı, esas itibarile franmurlarınm dosyaları üzerinde tetkikat sızca olarak kalmıştır. yapmaktadır. Komisyon şimdiye kadar Hatay tarihinin metoduna ve teferru 70 e yakm maliye memurunun tasfiyealina böyle temas ettiktea sonra cserin sine karar vermiştir. Tours 9 (A.A.) Madam Simp • son'un çok yakmda, bir müddet kal a mak üzere buradaki Cande şatosuna geleceği teeyyüd eder gibidir. Dün şatoda çok büyük hazırlıklarda bulunulmuş ve hizmetçiler mıktan yirmi beş kişi fazla laştınlmıştır. îsimleri gizli tutulan birçok Fransız ve yabancı yüksek zevatm da şatoya geleceği bildirilmektedir. Nıhayet Windsor Dükünün Madam Simpson ile nikâhı merasiminin Cande şatosundaki ufak kilisede cereyan edeceği söylenmektedir. Tours 9 (A.A.) Madam Simp son'un bugün veya yann Cande şato suna gelmesine intizar edilmektedir. Kendisi bir müddet şatoda ikamet edecektir. Bedeux isminde bir zata aid olan Cande şatosu, Tours şehrine 15 kilometro mesafededir. Uzüm kongresi bugün açılıyor Ankara 9 (Telefonla) Üzüm kon gresi yann sabah saat 10 da İktısad Vekâleti konferans salonunda Celâl Ba yann bir nutkile açılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle