24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 9 Şubat 2009/241 ST R A T E J İ c Türkiye, Barzani ve Talabani’nin bölücü örgüte desteklerini engellemekte zorlanıyor... 15 verenler ve buna göz yumanlar hukuk ve adalet önünde ne kadar sorumluysa, terör üzerinden siyaset yapanların da o denli sorumlu olduğu görülecektir. Kimliksiz terörün ardındaki silahlara gelince, sınırların korunamadığı, iç güvenliğin sağlanamadığı ve küresel güçlerin cirit attığı bir coğrafyada kimliksiz silah ve cephaneye ulaşmanın her zaman için mümkün olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. bir silah ve cephanenin varlığı yanında, bugün sokaklara buluntu olarak ortaya çıkan bomba ve mermilerin bir anlamı olduğunu söyleyebilmek oldukça zordur. Çünkü her poliste ve her askerde birkaç mermi fazlası her zaman bulunmaktadır. Bugün işbirlikçi medyanın zafer çığlıkları ile duyurmaya çalıştığı bu buluntu mermiler, bir yasa dışı örgütün varlığını değil, İstanbul’da yürütülen soruşturmanın yarattığı korku ve endişe ortamından dolayı bu fazlalıklardan kurtulma düşüncesinde olanların varlığını gösterir bir işaret olarak algılanmalıdır. Burada üzerinde durulması gereken konu, ele geçirilen silah ve cephaneye Türkiye’de kimler, nasıl ulaşabilir, işte bu soruya yanıt bulmaktır. ENERJİ DOĞRU KULLANILMIYOR Türkiye’nin iç ve dış siyasette karşı karşıya bulunduğu çok önemli sorunları vardır. Bunların ilki; iç huzur ve güvenlik, işsizlik, yoksulluk, adaletsiz gelir dağılımı, terörden doğan yaraların sarılması meselesidir ve bu meseleler zaman aktıkça çözümsüz bir hal almaktadır. İkincisi ise; Kıbrıs, Kerkük, Barzani ve İran meselesidir ve bu konuları gündemine almayan bir Türkiye ulusal çıkarlarını koruyamaz duruma çıkılarak örgüte doğrudan destek veren itirafçılarının gizli tanık oldukları, düşmektedir. Türkiye’nin Kıbrıs’taki kişi ve kuruluşlar aydınlatılmalı ve terörün ardındaki siyasetin adı olan Rum kesimini AB’ye tam üye yapan ve terörün ardındakiler açığa DTP’nin de bu soruşturmaya destek Gümrük Birliği protokolünü genişleten çıkarılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, verdiği göz önüne alındığında, zaten anlaşmaya imza atmış olması büyük bir kaçak silah ve cephanenin yolu üzerinde PKK demek; para demektir, kaçak yanılgıdır. Bu yanılgıdan kurtulmalı ve demektir ve siyaset demektir. Bu para olanların verdiği bilgiyle olası bu mesele, Kıbrıs Türkü’nün ve akışına ulaşıldığında terörün ardındaki cephaneliklere ulaşılması önümüzdeki Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruyucu kaçakparasiyaset üçgenine de dönemde hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. bir çizgiye çekilmelidir. Kerkük’ün ulaşılmış olacaktır. Bu “kördüğüm Bu durum ise İstanbul’da yürütülen Barzani tarafından işgali ve Barzani üçgen” çözülmeden terörün yok soruşturmada iddia edilen bir terör yönetimi altına alınmasının kabulü de edilmesi, silah ve uyuşturucu örgütünün varlığını değil, ülkemizde Türkiye için tarihi bir yanılgıdır. Irak’ın kaçakçılığının önlenmesi olası değildir. terörle mücadele adına yaşanan toprak bütünlüğünün korunması ve Türkiye’de yasalar herkes için trajedinin düşündürücü bir sonucunu Barzani ile ilişkileri doğrudan değil Irak kararlılıkla uygulanmalı, PKK göstermektedir. merkezi yönetimi üzerinden terörünün ardındaki siyasete de artık bir gerçekleştirilmesi dış politikamızın darbe vurulmalıdır. Çünkü bu terör TERÖRLE MÜCADELE temelini teşkil etmelidir. Irak kuzeyinde üzerinden yapılan siyaset insanlarımızı Türkiye kimliksiz silah ve oluşturulan bağımsız bir yapının dağa çıkarmakta, terörist yapıp cephanelere ve de faili meçhul tanınması anlamına gelecek her türlü ölümlerine yol açmaktadır. Terörle cinayetlere bir son vermek istiyorsa temastan kaçınılması ve Kerkük’ün mücadelede vatan evlatları bu eğer öncelikle PKK terör örgütünün merkezi yönetim içerisindeki haklarının para kaynak ve kasalarına artık ulaşmalı teröristlerle çıkan çatışmalarda şehit korunmasına çalışılması akılcı bir düşmektedir. Bu çerçeveden ve bu örgütün ardındaki silah yaklaşım olacaktır. Bölgesel çıkar ve bakıldığında terör örgütünü kuranlar, kaçakçılarını ortaya çıkarmalıdır. Yine gücünü korumak isteyen bir Türkiye yönetenler, finans sağlayanlar, destek bu kasa ve kara para trafiğinden yola İran’a yönelik bir İsrail ya da ABD harekâtına karşı çıkmalı, olası bir harekâtta Türkiye’nin Kıbrıs’taki barış görüşmeleri, Türk tarafının elini sürekli zayıflatıyor... hava sahasının kullanılmasına asla izin vermemelidir. Bugün İstanbul’da yürütülen soruşturmanın ön plana çekilmesinin ve gündem oluşturmasının ulusal çıkarlarımız açısından bir faydası yoktur. Suç işleyen cezasını elbette çekmelidir ve elbette ki adalet yerini bulmalıdır ama asıl gündemde olması gereken konular da gözden kaçırılmamalıdır. Gündem, Türkiye’nin iç ve dış politikada ulusal çıkarları temeline oturtulmalı ve gün geçtikçe ağırlığını hissettiren yaşam zorluklarının iyileştirilmesi ile iç güvenliğin sağlanmasına yönelmelidir. SİLAHA KİMLER ULAŞABİLİR Türkiye’de kayıtlı silah ve cephaneye, doğal olarak, onu yasal olarak elinde bulunduran kişi ya da kişiler aracılığıyla ulaşılabilir. Eğer böylesi mühimmat ve silah muvazzaf ya da emekli polis ve askerde çıkıyorsa, ya zimmete geçirilmiştir ya da sarf gösterilmek suretiyle çalınmıştır, üçüncü bir olasılık yoktur. Her iki durumda da yapılan eylem suçtur, kanıtlandığı takdirde cezası ağırdır. Kayıt dışı silah ve cephaneye ise bunları elinde bulunduran, alan ve satanlar aracılığıyla ulaşılabilir. Durdurulamayan terör olayları nedeniyle Doğu bölgemizdeki her köy ve mezrada yasa dışı silah ve cephane bulmak olasıdır. Özellikle Barzani ile doğrudan iletişimi olan Hakkâri ve Şırnak yöresinde yaşayan vatandaşlarımızın illegal sınır geçişleriyle kaçak silah ve cephane getirmesi her zaman için mümkündür. Kaçak getirilenlerin bir kısmı şahsi güvenlik ve köymezra güvenliği için bir kenara ayrılmış olsa da daha büyük bir kısmının, başta Diyarbakır olmak üzere, Doğu illerimizin iç kesimlerine kaydırılmış olması da yüksek bir olasılıktır. Geçtiğimiz yıllarda ele geçen patlayıcı ve silah miktarı ile eylemlerde kullanılan patlayıcılar bu tespitimizin doğruluğunu ortaya koyan açık göstergelerdir. Dolayısıyla bugün için Türkiye’de kaçak silah ve cephaneye en kısa yoldan ulaşabilen iki büyük kesim vardır; biri sınır bölgelerinde ve terör tehdidi altında yaşayan vatandaşlarımız, diğeri ise PKK terör örgütünün işbirlikçileridir. Terörün ardındaki küresel silah tüccarlarıyla bağı olan bölgesel silah ve uyuşturucu kaçakçıları da işin içine alındığı zaman, bu yolda yapılacak araştırmalar bugün bilinmez gibi görünen birçok konuya açıklık kazandırabilecektir. İstanbul’da yürütülmekte olan soruşturmada bazı PKK Terör sorununu belli düzeyde kontrol altına almak ve çözüm sürecine sokmak bugüne kadar olanaklı olmazken, Kerkük, Kıbrıs, Ermeni iddiaları dikkatlerden kaçırılıyor. Suçlunun cezasını çekmesi esas olması gereken Türkiye’de yaratılan hipnozun bedeli ağır olabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear