Catalog

12 Dr. Burak ÇINAR ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 9 Şubat 2009/241 F ilistin’de Gazze Şeridi’ndeki Hamas militanlarını hedef alarak gelişen İsrail genel taarruzu, öncekilerden farklı olarak geniş bir katliama neden olmuştur. Çoğu sivil olduğu belirtilen Filistinlilerin ölü sayısı bin 200’ü geçmiştir. İsrail Ordusu, oransız güç kullanmaktan, sivilleri rahatça hedef almaya kadar birçok suçlamayla karşı karşıyadır. Sesini yükselterek İsrail’i protesto eden uluslararası kamuoyu, buna rağmen etkisiz kalmaktadır. İsrail Ordusu ise tepkilere aldırmaksızın harekâta devam ettirdi. Bu durumun altında İsrail’in bulunduğu farklı şartlarda, kendisi için geliştirdiği ulusal güvenlik stratejisinde silahlı kuvvetlerinin oynadığı öncelikli rol yatmaktadır. Hizbullah ve HAMAS’la çatışmaları soru işaretlerini artırdı… İsrail’in savaş riski Netenyahu İsrail Özel Kuvvetleri “Sayaret Matkal”da görevliydiler. İzhak Rabin zaten 1967’deki savaşta İsrail Genelkurmay Başkanıydı. SİLAH EKİPMAN İsrail Ordusu personel sayısı 2008 itibariyle 176.500 olup, ihtiyatı 445.000’dir. Bunun haricinde 7.650 sınır polisi bulunmaktadır. Kara Kuvvetleri 16 tümen/78 tugaydan oluşmaktadır. Ordu envanterinde 3.400 tank, 6.930 zırhlı araç, 520 savaş uçağı, 71 nakliye uçağı ve 184 helikopter gibi büyük sayıda bir ekipmana sahiptir. Bu sayıların haricinde depolanmış ama kullanıma hazır olan daha eski silahlar da mevcuttur. Ayrıca hava savunması için 25 ağır SAM bataryası ve 70 civarında hafif SAM fırlatıcısı mevcuttur. Balistik füze gücü eski Lance ve daha yeni olan Jericho I/II/III füzelerinden oluşmaktadır. Filistin’de yaşayan 30.000 Yahudi, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz Ordusu’nda görev yapmış, kurulan “Yahudi Tugayı” Kuzey İtalya’daki çarpışmalara katılmıştır. Bunlar, savaş sonrasında Filistin’deki Yahudi faaliyetleri için gerekli savaş tecrübesine bu sayede sahip olmuşlardır. Daha sonra kurulan İsrail Hava Kuvvetleri’nin (IAF) pilotları ise ilk kez 1948’de hava çarpışmalarına katılmışlar, o günden bugüne kadar giriştikleri hava muharebelerinde kesin üstünlük sağlayarak, kaybettikleri 23 uçağa karşı 687 düşman uçağı düşürmüşlerdir. İsrail Ordusu, 1948, 1956, 1967 ve 1973’te dört kez yapılan Arapİsrail savaşlarından Arapların sayıca üstünlüğüne rağmen zaferle çıkmayı başarmıştır. 1982 ve 2006’da da Lübnan savaşları yer almış, bunlardan ilkinde İsrail Yaser Arafat ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Lübnan’dan çıkarılmasını sağlayarak sonuç almıştır. Ancak ikincisi İsrail için tarihinde ilk kez büyük bir fiyasko ile sonuçlanmıştır. Bu savaşta İsrail Ordusu 119 ölü vermiş ve çok sayıda araç kaybetmiştir. Ayrıca Hizbullah’ın roket saldırılarında çok sayıda İsrail vatandaşı da ölmüştür. Harekât alanının kısıtlı ve direniş kuvvetlerinin sayı ve silah gücü Arapİsrail Savaşları’ndan çok daha az olduğu halde, kayıplar bu denli büyük olmuştur. Hâlbuki 1967’deki savaşta Sina Cephesi’nde 100.000 asker ve 1.000 tanktan oluşan Mısır Ordusu’nun verdiği kayıplar 15.000 ölüyken, İsrail’in kaybı sadece 338’di. Bu durum zaman içinde konvansiyonel savaşın İsrail’in aleyhine dönmekte olduğunu göstermektedir. Bu arada Filistinlilerin 19871992 ve 20002005 arasındaki iki intifada girişimi İsrail’i yer yer zorlayarak Filistin Sorunu’nun uluslararası İLERİDEN SAVUNMA İsrail’in güvenlik stratejisi iki zorunlu faktör üzerine kurulmuştur. Birincisi, üç yandan düşmanla güvenilmemektedir. Yine de çöl çevrelenmiş, sırtı denize dayanan ve şartlarındaki becerileri sayesinde Negev stratejik derinliğe sahip olmayan Bedevilerine orduda faal olarak yer coğrafyasıdır. Bu yüzden savunmanın verilmektedir. sınırlarda kırılması, ülke için mutlak Bütün bunlar İsrail’in en zayıf yenilgiyi getirebilir. Bunun İsrail askerî noktası olan, asker sayısının çevredeki stratejisine yansıması, ileriden savunma düşman ve onların da gerisindeki diğer fırsatlarını değerlendirmeye yönelik düşman ülkelere karşı son derece az çevik ve kuvvetli vuruş gücüne sahip oluşu, İsrail’i nükleer güç edinmeye kara ve hava gücü olan bir silahlı itmiştir. Ülkenin savunma harcamaları kuvvetler yapılanması ve donanımı on milyar doları aşmaktadır. Savunma şeklindedir. bütçesi, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın İkincisi ise, demografidir. 7,4 milyonluk nüfusu, düşmanı olan sınırdaş yüzde 9’u civarındadır. Son yıllarda ABD, Almanya, İngiltere ve ülkelere oranı 1:18 gibi son derece Hindistan’dan çeşitli silah sistemleri düşük bir rakamdır. Bu nüfusun da transfer etmektedir. Ülkenin savunma yüzde 80’i Yahudi’dir. Müslüman sanayisi de kendine özgü, bir şekilde nüfusu 1,1 milyonun üstündedir. Bu oldukça gelişmiştir. Bu sayede kırkın yüzden İsrail’de kadınlar da askerlik üstünde ülkeye silah satmakta, yapmaktadır. Askerî hizmet araştırmageliştirme ve modernizasyon yükümlülüğü 18 yaşında başlamakta, projelerinde yer almaktadır. erkeklerde 51, bekâr kadınlarda 24 İsrail bıçak sırtında olan bir ülkedir. yaşına kadar sürmektedir. Erkekler üç, Dolayısıyla tek bir savaşı bile bekâr kadınlar ise iki sene askerlik kaybedemez. Bu doğrultuda askerî yapmaktadırlar. Kadınların yüzde 80’i doktrini çatışmanın hızla tespit edilerek cephe gerisi uzmanlık görevlerinde karar alınması, çarpışmaların düşman değerlendirilirken, muharip olmaları topraklarına kaydırılması, kayıplardan gönüllülük esasına bağlıdır. Doğrudan muharebe tecrübeli erkeklerin hizmet İsrail’in Gazze’de neden olduğu yıkım... yükümlülüğü ise 45 yaşında sona ermektedir. İhtiyat için standart hizmet yükümlülüğü senede 39 gün olarak uygulanmakta olup, bu sistem yenilenmektedir. Dini çalışmalar yapan aşırı Ortodoks Haredi topluluğu üyeleri askerlikten muaftırlar. Bu arada İsrail’de yaşayan 1,4 milyon Arap’tan gönüllü olarak orduya katılmak isteyenlere pek İsrail’in yüzölçümünün küçüklüğü saldırıları sınırda ve sınır ötesinde karşılama zorunluluğu getiriyor. Bu zaafını aşmak için tertiplenen İsrail Ordusu, son Hizbullah ve HAMAS çatışmalarında soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu. kaçınma ile geniş bir ihtiyatla desteklenen etkili bir seferberlik ve bunu gerçekleştirebilecek ulaşım ağı üzerine kurulmuştur. Bu sistem, 18 ve 19. yüzyıl Prusya ve Almanya’sının sistemiyle aynıdır. Hızla değişebilecek duruma kısa sürede odaklanacak lider ve asker kadrosu için, ağır ve çok talim gören, saldırgan ve dinamik askerler yetiştirilmektedir. Bununla birlikte ihtiyat kuvveti de çok sayıda ve iyi talimlidir. Ordu, kaliteli silahlarla donatılmıştır. Sürekli savaş ortamında bulundukları için tecrübe oranı da yüksektir. Önceleri Alman sistemini benimseyen İsrail, Vietnam Savaşı’ndan sonra Amerikan sistemine geçmiştir. Öte yandan İsrail Ordusu’nun siyasetle ilişkisinden de bahsedilebilir. İsrail yönetimine gelen kişilerin neredeyse hepsinin orduda ciddi bir askerlik geçmişi vardır. Ariel Şaron, albay olarak 1956’da Sina’ya atlayan 890. Paraşüt Tugayı’nın komutanıydı. Şimon Perez askerî kariyerinin ardından İsrail Ordusu’nda yöneticigeneral yapılmıştı. Ehud Barak ve Benyamin