27 Aralık 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 12 Ocak 2009/237 ST R A T E J İ c 3 Afrika üzerine mücadele Aralık 2008’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Aden Körfezi’nde ve Somali açıklarında gemileri kaçıran korsanlarla daha etkin mücadele edilmesi için Somali hükümetiyle işbirliği yapılarak denizde olduğu kadar, karada ve havada da korsanların yakalanması için harekete geçilmesinin öngörüldüğü 1851 sayılı karar oy birliğiyle kabul edildi. ABD tarafından hazırlanan, korsanlığın ve silahlı soygunların şiddetle kınandığı karar, BM'ye üye ülkelere bir yıl boyunca Somali hükümetiyle işbirliği yaparak ve ondan izin alarak korsanları ve silahlı soygunlarını önlemek amacıyla karada veya havada Somali kıyılarında gerekli tüm önlemleri alabilme imkânı vermektedir. Aden Körfezinde sadece korsanlar faaliyette bulunmuyor aynı zamanda 2000’de Yemen’de 17 Amerikan askerinin öldüğü USS Cole gemisine düzenlenen intihar saldırısıyla birlikte El Kaide örgütü de etkin bir şekilde yer alıyor. Somali, Yemen, Eritre ve Cibuti’nin ortasında yer alan Aden Körfezi, Akdeniz havzasını Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden Babel mendeb olarak adlandırılan dar bir boğaz kanalıyla Hint Okyanusu’na ve Pasifik bölgesine bağlayan jeostratejik açıdan önemli bir bölge. Yılda 18 bin petrol tankerinin geçtiği dünyanın en işlek deniz yolu. Çin, Somali açıklarına savaş gemisi gönderiyor… 16 Barış ADIBELLİ TUSAM AsyaPasifik, Çin Danışmanı badibelli@yahoo.com ÇİN HAREKETE GEÇİYOR Çin, BMGK’nin kararı doğrultusunda derhal uluslararası deniz ulaşımını korumak üzere Somali açıklarına Çin Halk Kurtuluş Ordusu Güney Çin Denizi Donanması'na bağlı iki destroyer ile bir ikmal gemisini, BMGK’ce verilen yetki doğrultusunda Aden Körfezi'ne gönderme kararı aldı. Çin’in savaş gemileri 26 Aralıkta Haynan’daki üsten ayrılarak görev yerlerine ulaştılar. Somali ise, Somali halkının Çin’e güvendiğini söyleyerek bu karardan dolayı memnuniyetini dile getirdi. Çin açısından oldukça önemli olan bu operasyonun bir takım zorlukları da bulunuyor. Zorlukların başında gemilerle Çin ana karası arasında oldukça büyük bir mesafenin bulunması geliyor. Ortaya çıkacak arıza veya acil bir durumda gemilerin Çin’e dönmesi mümkün olmadığı gibi Çin’in gemilere ikmal yapması da kolay değil. O halde geriye tek bir seçenek kalıyor; Pakistan’ın ikmal üssü olarak kullanılması. Hürmüz Boğazı’nın girişindeki Gwadar deniz üssü Çin ve Pakistan ortak yapımı ve Pakistan, Çin’e bu üssü kullanma hakkı verdi. Şimdi Çin, Aden Körfezindeki operasyon için Gwadar üssünü ikmal bakımından kullanacak. Gwadar Limanı’nın stratejik önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu nedenledir ki, son zamanlarda Gwadar deniz üssünün bulunduğu Belucistan eyaletinin bağımsızlığı için Washington elinden geleni yapmaktadır. ABD’nin tek derdi Gwadar’ın Çin için Ortadoğu’da önemli bir ikmal üssü olma ihtimalidir; yoksa ABD için Beluciler’in özgür, demokratik ve bağımsız bir Belucistan’da yaşamalarının herhangi bir önemi yoktur. Çin tarihinde ilk defa, Çin topraklarını koruma faaliyetinin ötesinde aktif bir çatışmaya girme yetkisiyle gemiler ülke dışına gönderiliyor. Çin, sınırlı da olsa denizlerde de varlığını hissettirmeye başlamak üzere. Korsanlar bu iş için bir fırsat yarattı. Çin’in Uzakdoğu’ya giden önemli ticaret ve enerji sevkiyat yolları üzerinde donanmasıyla güvenliği sağlaması bu yollara bağımlı olan Japonya’yı oldukça rahatsız etti. Bu nedenle, Japonya derhal Somali açıklarına gemi gönderme kararı alarak, Çin’i bölgede dengelemeye çalıştı. Korsan olayı bir kez daha gösterdi ki, Çin’in uzun menzilli deniz operasyonları için uçak gemisine, havada ikmal yapabilen uzun menzilli uçaklara ve bir takım kıyıdaş müttefiklere ihtiyacı var. Bu durumu geçtiğimiz Kasım ayında Financial Times’a açıklayan Çin Savunma Bakanlığı Dışişleri Bürosundan General Çian Lihua, Çin’in mutlaka uçak gemisine sahip olması gerektiğinin altını çizerek vurguladı. Askeri uzmanlara göre Çin, 2010 yılında uçak gemisine sahip olacak. Yine raporlara göre Çin, uçak gemilerinde konuşlanacak uçaklar için 50 kadar pilotu şimdiden eğitmeye başlamış bile. Bu da gösteriyor ki, Çin’in uçak gemisi projesinin tamamlanmasına artık sayılı günler kaldı. Somalili korsanların Aden Körfezi’nde yarattıkları korsanlık olaylarına karşı BM’nin yeni kararı Çin’i harekete geçirdi. Bölgeye savaş gemisi gönden Çin, Afrika üzerine yürütülen mücadeleden geri durmayacağını gösteriyor. olduğunun ipucunu ise Nicholas D. Kristof’un New York Times’da 27 Aralık 2008’de yayınlanan “Darfur için yeni bir şans” başlıklı yazısının satır aralarında görmek mümkün. Kristof, Obama yönetiminin Darfur sorunu için bir şans olabileceğinin altını çizerek ABD’nin derhal Sudan konusunda bir şeyler yapması gerektiği telkinlerinde bulunuyor ve ABD Başkanı Bush’un Sudan özel temsilcisi Büyükelçi Richard Williamson’ın Bush’a yazdığı bilgi notundaki önlem paketini açıklıyor. Bu önlem paketinde dikkat çeken en önemli başlık Sudan’ın petrol satışından elde ettiği kazancın engellenmesi yani Sudan’ın petrol satmasının yasaklanması ve hava kuvvetlerinin tamamen imha edilerek denizden de abluka altına alınması geliyor. En önemlisi güney Sudan’a karadan havaya füzelerin verilerek Sudan hükümetinin saldırılarına karşı koymalarını sağlamak, kısacası farklı bir boyutta iç savaş çıkarmak. Bu iç savaşın amacı da Ömer El Beşir’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne çıkarılmasını sağlamak. Sudan’ın petrol ticaretine getirilmesi düşünülen yasak ve denizden abluka altına alınması aslında ABD’nin neyi veya kimleri hedeflediği konusunda soru işaretlerine neden oluyor. Washington yönetiminin hedefi El Beşir mi yoksa Afrika’da ve Sudan’da giderek etkinliğini artıran Çin mi? Kuşkusuz Çin’in giderek kukla hükümetlerin işbaşına gelmesini sağlamanın” yeni bir versiyonuyla karşı karşıyayız. ABD, bu politikayı başta İran’da Musaddık’a karşı olmak üzere dünyanın birçok yerinde farklı amaçlar için uyguladı. Çin, Obama’nın neoconlar (yeni muhafazakârlar) tarafından nasıl bir oyun içerisine doğru itildiğini gördüğü için vakit kaybetmeden korsanları da bahane ederek bölgeye askeri güç gönderdi. BMGK kararı Çin için yasal zemini oluşturmuştu. Böylece Çin, bölgedeki müttefiklerine karşı olası bir Amerikan komplosunu önleyebilecek. Bush yönetiminde Sudan’a karşı böyle bir operasyona başta Dışişleri Bakanı Rice ve ulusal güvenlik danışmanı Hedley karşı çıktılar. Onları Pentagon da destekledi. Karşı çıkanların gerekçesi ise, böyle bir adımın ciddi sonuçlar doğurma ihtimaliydi. Aslında isim vermeseler de ABD’nin Çin ile karşı karşıya geleceği, hele de ekonomik krizin çok ağır hissedildiği şu günlerde elinde 1 trilyon dolarlık Amerikan hazine kağıdı bulunduran Çin’i kızdırmanın hiç de rasyonel olmadığını söylemektedirler. Gerçekten de Çin, son zamanlarda oldukça saldırgan bir dış politika izlemektedir. Yumuşak güç içerisinde sayılan ekonomik unsurları da oldukça sert olarak kullanmaya başlamıştır. Çin, Dalay Lama’nın Fransa cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi nedeniyle 150 adet Airbus yolcu uçağının alımını askıya almıştır. Ekonomik durgunluğun had safhada olduğu şu günlerde böyle bir gelişme Airbus firmasını ve Fransız ekonomisini oldukça etkilemiştir. Bu somut örnekten de anlaşılacağı üzere Afrika üzerine güç mücadelesinde Çin, Başbakan Wen’in aksine Amerikan hazine kâğıtlarını gözünü kırpmadan bir silah olarak kullanacaktır. ÇİN’İN AFRİKA’DA ENGELLENMESİ Çin’in hızlı bir şekilde bölgede askeri varlık göstermesinin korsanların ötesinde farklı siyasi ve ekonomik amaçları olabileceği konuşulmaktadır. Bunun ne Afrika’da önemli bir güç haline gelmesi ABD’yi oldukça endişelendirmektedir. Çin’e engel olabilmek için ABD’nin 1950’lerden beri uyguladığı çok eski bir stratejisi olan “hükümetleri devirerek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear