23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 4 Ağustos 2008 / 214 Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası cveliev@tusam.net ürkiye’de bazı basın kuruluşlarının ve yazarların uzun zamandır Türk kamuoyunu Ermenistan’la iyi ilişkiler kurmak için hazırlama çabasında olduğu açıktır. Basında Ermenistan konusu sürekli gündemde tutularak Türk kamuoyuna "Ermenistan’la iyi ilişkiler" kavramı adeta ezberletildi. Ermenistan’la gizli diplomatik görüşmeler yapıldığının basına yansıması AKP hükümetinin de Ermenistan’la diplomatik ilişkiler ve sınırların açılması konusunda daha farklı bir tutum içinde olduğu düşüncesini destekliyor. İki devlet arasında yapılan bu üst düzey diplomatik görüşmelerin dışında yine iki devlet arasında yazarlar, öğrenci örgütleri, iş adamları ve akademisyenlerin yaptığı karşılıklı görüşmeler de AKP hükümetinin bilgisi çerçevesinde gerçekleşmektedir. Daha önce ön şartları kabul edilmeden Ermenistan’la diplomatik ilişkiler kurmayacağı ve sınırları açmayacağı mesajını veren hükümet, yapılan gizli görüşmelerde ön şartlardan vazgeçiyor izlenimi yaratıyor. İlginçtir ki, Türkiye’nin Azerbaycan büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada da Ermeni diplomatlarla yürüttüğü gizli görüşmeleri 1991’de kurulan diplomatik ilişkilerin devamı olarak tanımlanıyor. Kısaca Ermenistan’la normal hatta iyi ilişkiler geliştirme konusunda kamuoyunun sert tepki verme olasılığı saf dışı bırakılmış durumda. Dahası 2001’den günümüze Ermenistan, talepleri konusunda geri adım atmazken Türkiye birçok konuda taviz vererek taraflar arasındaki resmi veya gayriresmi diyalogu günümüze kadar getirdi. Ermenistan’la bu gizli görüşmelerin devam ettiği dönemde 1915 olaylarıyla ilgili Ermenilerin tezini çürütecek önemli çalışmalar yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun görev süresinin uzatılmaması ise Ermenistan’a verilen bir mesaj olarak algılanıyor. Ermenistan’la yürütülen gizli görüşmeler Azerbaycan’da tedirginlik yaratıyor… C S TRATEJİ 5 bulunuyor. Görünen o ki gizli diyalog sürecinde Ermenistan’ın şartları işliyor. Tabii ki, diyalog sürecinin başlatılması TürkiyeErmenistan diplomatik ilişkilerinin hemen, üst düzeyde kurulacağı ve sınırların açılacağı anlamına gelmiyor. Zira hiç görüşmemektense en azından sorunların çözümü için belli şartlar altında görüşmek olumlu sonuçlar doğurabilir. Her şeyden önce diyalog sürecinin ulusal çıkarlar gözetilerek benimsenmesi, Türk diplomasisinin Ermenistan’a baskı yapma aracı da olabilir. Ancak Diyalog sürecinin Ermenistan’a baskı aracı olarak kullanılabilmesi için Türk diplomatların görüşmelerde diplomasinin hassas dengesini kurabilmesi ve oyunu kendi kurallarına göre, kıvrak bir biçimde oynaması gerekiyor. Diyalog süreci benimsenirken Ermenistan’ın sorunların çözümü için değil diplomatik ilişkilerin gelişmesi özellikle Ermenistan’ı izolasyondan kurtararak rahat nefes aldıracak olan sınırların açılması için başlattığını unutmamak gerekir. Nitekim Sarkisyan da Türkiye'den öncelikli beklentilerinin sınırların açılması olduğunu 6 Temmuz'da etkin Amerikan gazetelerinden Wall Street Journal'da yayımlanan makalesinde ifade etmekten çekinmemişti. T Erivan ‘ödülü’ hak etmiyor İşgalci ve komşularından toprak talebinde bulunan ülke konumundaki Ermenistan’a yönelik kontrolsüz açılım, yaptıklarının ödüllendirilmesi anlamına gelebilir. Türkiye uzun süredir Gürcistan ZERBAYCAN RAHATSIZ ve Azerbaycan üzerinden Kafkaslara A TürkiyeErmenistan sınır kapıları Azerbaycan’ın diplomasisini direk ilgilendirdiği için yaptığı yatırımı, Ermenistan uğruna Karabağ diyalog sürecindeki gelişmeler Azerbaycan’da da dikkatle takip ediliyor. TürkiyeErmenistan yitirmemeli… arasındaki görüşmelerin gizli yürütülmesi Rusya krizi nedeniyle sınırlar deyim yerindeyse"duvar". Geriye ise tek seçenek Türkiye kalıyor ve Ermenistan bu seçeneğin üzerinde duruyor. Ancak sınırların açılması için tek istekli olan Ermenistan değil; ABD ve AB de kapıların açılması için Türkiye’ye ciddi anlamda baskı yapıyorlar. Bu konuda Türkiye içinden de sınır kapılarının açılması için yapılan "liberal" baskıları dikkate aldığımız zaman Ermenistan için en uygun seçeneğin Türkiye olduğu açıkça görülüyor. Bu noktada Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurulması ve sınır kapılarının açılması için Türkiye’nin, "1915 olaylarını tarih komisyonunda tartışalım, sınırlarımı tanı ve işgal ettiğin Azerbaycan topraklarından çekil" ön şartlarından vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Ermenistan nasıl oldu da Türkiye’nin çağrılarına olumlu yanıt verdi ve diyalog süreci karşılıklı oldu sorusu ciddi anlamda akıllara takılıyor. Diyalogun başlatılabilmesi için ya Türkiye ya da Ermenistan ön şartından vazgeçmesi gerekiyor(du). Ermenistan’ın Türkiye’nin ön şartlarını kabul etmediği ortada. O halde geriye tek bir alternatif kalıyor, "Türkiye kendi ön şartlarından vazgeçti!" Başka bir deyişle İsviçre’de taraflar arasında yapılan gizli görüşmelerin içeriği tam olarak belli olmasa da iddialara göre, görüşmelerde konuşulanlar arasında ilk olarak sınır kapılarının "şartsız" olarak açılması Sarkisyan ve Gül... ERMENİSTAN’IN ÇABASI Ermenistan, başından itibaren Türkiye’nin taleplerini karşılamayarak sınır kapılarının açılmasının peşindedir. Türk basınında da Ermenistan’ın bu adımını destekleyen ciddi sayıda yazılar yayınlanıyor. Daha önce Türkiye tarafından başlatılan tek taraflı girişimlerden farklı olarak Ermenistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan döneminde Ermenistan da bu girişimlere yanıt vermeye başladı. Sarkisyan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Ermenistan’a milli maça davet etti ve iki halkın bu tarihi düşmanlığı daha fazla devam ettiremeyeceğini açıkladı. Sarkisyan’ın bu açılımını, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Ermenistan’da yaşanan trajedinin izlerini silmeye yönelik, içte ve dışta kendi iktidarını meşrulaştırma çabaları olarak değerlendirenler çoğunlukta. Diğer taraftan söz konusu açılımı Ermenistan’ın Karabağ işgali nedeniyle içine düştüğü izolasyondan kurtulmanın tek yolu olarak değerlendirenler de var. Gerçekten de son yıllarda Ermenistan’ın birer birer bölgesel projelerden izole olunca dünyaya tek çıkış kapısı olan Türkiye ile kapılarının açılmasını dış politika önceliği haline getirmesi dikkat çekicidir. Dört komşusundan Azerbaycan’la, topraklarını işgal ettiği için sınırları kapalıyken, diğer bir komşusu İran’ın ise zaten kendisi dünyadan izole edilmiş durumda. Diğer taraftan, bir başka komşusu Rusya ile de Gürcistan Azerbaycan hükümetini, kamuoyunu ve basınını ciddi şekilde rahatsız etti. Azerbaycan, sürecin TürkiyeErmenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılmasına kadar gidebilmesi olasılığından endişe duyuyor. Azerbaycanlı yazarlara göre Ermenistan’ın temel hedefi iki Türk devleti arasındaki koordinasyonu bozarak her iki devletle olan sorunlarını farklı düzlemlere taşımaktır. Gizli yürütülen diyalog sürecinde sorunlar konusunda farklı komisyonların kurulacağının konuşulması da Azerbaycanlı yazarların bu tezini doğrular niteliktedir. Ermenistan konusunda iki Türk devletinin çıkarlarının örtüşmesi ve koordineli hareket etmesi Erivan’ın hareket alanını daraltmıştır. Fakat bu diyalog sürecinin sınırların açılmasına kadar gitmeyeceğini de savunanlar var. Zira Abdullah Gül’ün Kars ziyareti sırasında, "… Eğer komşu ülke bölgede barış, güvenlik ve istikrara yönelik bir politika izlerse işbirliğimizi geliştirebiliriz" açıklaması Azerbaycan’da "Ermenistan işgale son vermeden Türkiye, Ermenistan’la diplomatik ilişki kurmayacak ve sınırları açmayacak", şeklinde algılandı. Sonuçta Azerbaycan’da ortak temenni işgale son verilmediği müddetçe sınırların açılmaması ve diplomatik ilişkilerin kurulmamasından yana. Azerbaycan’ın endişe duyduğu gelişmeler yaşanırsa Türkiye, Ermenistan’la ilişkileri düzeltiyim derken, Azerbaycan’la olan ilişkiler tamamen bozulmasa bile iki ülke arasında birçok alanda yapılan işbirliği zedelenebilir. Böylesine bir durumda ise Ermenistan’da ve Batı’da Türkiye imajı yapay olarak yükseliyor görüntüsü verilirken Azerbaycan’da sıfırlanacaktır. Azerbaycan’da Türkiye ile daha iyi ilişkiler kurmayı savunanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Haliyle Azerbaycan’daki Türkiye karşıtlarının eline de önemli bir fırsat geçecektir. Sonuçta diyalogun başlatılması doğru adım olsa da Türkiye’nin bu şartlarda Ermenistan’la sınır kapılarını açması KKTC, Irak’ın kuzeyi ve Irak Türkmenleri meselesinde olduğu gibi telafisi olmayan bir tavizin daha verilmesine neden olabilir. Bu noktada haksız olduğu kadar zorda olan ve taviz vermesi gereken taraf Ermenistan iken neden yurt içinde ve dışında bazılarının Türkiye’yi ilk adımı atmaya zorladığı üzerinde düşünmekte yarar vardır...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear