22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 4 Ağustos 2008 / 214 ‘kozmopolitizm’ diye adlandırdılar." Soljenistin C S TRATEJİ 19 geliştirmekte, siyasal düşünce sistemine yerleştirmek yolunda etkin rol oynamaktadır. Türkiye'de ise Avrasya politikaları ve çalışmalarına yönelik küçük ve cılız çalışmalar kendi alanlarında devam etmekte, İşçi Partisi ise tek siyasal parti olarak bu konuya önem veren faaliyetler ve çalışmalar yapmaktadır. Türk toplumunda Türkçüler, İslamcılar, Milliyetçiler ve Ulusalcılar ile antiemperyalist marjinal sol gruplar, Türkiye’nin doğu ve özellikle Orta Asya kökenini öne çıkararak, Türk toplumunun mayasında ve özünde yüce, uygar bir Anadolu ve Doğu kültürünü vurgulamaktadırlar. Her iki ülkenin Avrasya politikalarında minimal bir işbirliği yapabilmesi halinde ultramilliyetçilerin iddia ve talepleri sona erecektir. Ancak dünya ilişkilerinde küreselleşmenin baskısı her alanda baskındır. Yüksek rekabetin etkisi ve Batılı gelişmiş devletlerin bölgenin tekrar belirli bir ideoloji veya politik etkisinde kalmaması amacıyla; ve uyguladıkları farklı politikalar tek bir nihai amaca yöneliktir; ‘Kontrollü Rusya’ ve ‘Rusya’nın Dış Politikalarındaki Sınırları’dır. Stratejik Kültür’ün tüm dünya ülkelerinde gelişmesinin herhangi bir sakıncası bulunmamaktadır. Üstelik de çok kutuplu bir dünya düzeni planlamasında mevcuttaki tek kutupluluk veya ‘baskın güç’ olma, hegemonyanın kendisi olarak tarif edilmektedir. Değişen ve ‘uyanan Ayı’ olarak nitelenen Rusya, 2000’lerdeki aktif politikalarına devam etmektedir. Değişen dünya koşullarında artık Soğuk Savaş döneminden çıkamayan Türkiye’nin bölgede yeni işbirliği alanları yaratma ihtiyacı YENİ AVRASYA HAREKETİ Avrasya ekolünün bilimsel aktivitesi Birinci Dünya Savaşı’nın öncesinde neredeyse yok olmuş, ancak fikirleri ortadan kalkmamıştır. Rus ve Bozkır kültüreltarih simbiyozu fikrini ortaya atan Büyük tarihçisi Lev Nikolayeviç Gumilyev’i Avrasyacıların takipçilerinden biri olarak saymak mümkündür. Onun passionarite teorisi ondan öncekilerin ortaya atmış olduğu "yöneticifikir", toplumun "seçkin yönlendirici gücü (elit)"; "medeniyetler (Avrasyacılarda) ve etnoslar (Gumilyov’da) tarihi" gibi fikirlerle çakışmakta, doğum, gelişme ve çöküş paradigması içinde ele alınmaktadır. Son yıllarda felsefi mirasları Rusya’da, Kazakistan’da, Türkiye’de ve yöneticilerinin kendi ideolojik görüş ve jeopolitik çıkarlarıyla "bağdaştırmak" istediği diğer bazı kıta ülkelerinde incelenmeye başlandı. Gerçi hali hazırda "Avrasya" fikri henüz gerçekleşmemiş bir tezdir. 2000 yılında Rus halklarının dahi tanımadığı V. Putin’in Rusya Devlet Başkanlığı görevi ile ‘resmi’ olarak canlanan Avrasyacılık gelişimi için, yükselen Rus imparatorluk hedefine yeni ve çağdaş bir ideolojik dayanak arayarak A. Soljenistin’in fikirlerinden faydalanmak istemiştir. Rus sosyologu ve jeopolitikcisi A. Dugin, ‘Yeni Avrasya Hareketi’ adı altında bir parti kurmuştur; hedefi, tüm Asya’yı içine alan bir kürsel güç olarak ‘Büyük Rusya Velikaya Rassiya’ oluşumudur. Dugin, Velikaya Rassiya’yı tanımlarken Baltık Cumhuriyetlerini, Polonya ve Türkiye’yi dahil etmektedir. Dugin'in ortaya attığı ideoloji’de yer alan aktörler, sadece Rus misyonu görüntüsünde değildir. Moskova Müftüsü Farid Salman, bu hareketin 'AvrupaAsya hareketinin Rusya'ya sızan şeytani vahhabistliğe karşı uygun bir karşılık oluşturduğunu vurgulayarak takdir etmiştir. Putin'in antiAmerikancı Dugin'i takdir ettiği ve desteklediği birçok uzman görüşleri ile dile getirilmektedir. Dugin'in hareketini Rusya içerisinde yer alan Şeyhül İslam, Patriark sekreteryası, Budist lider ve Musevi haham da desteklemektedir. Ayrıca bu ortak harekette bazı özel iddialara da rastlanmaktadır. Bu durumda Avrasyacılık yeniden tanımlanarak yine Dugin'in çalışmasında NeoYevrazistva başlığı altında yeniden şekillenmektedir. Dugin'in kurmuş olduğu Avrasya Hareketi Partisi, temelde Rusya'nın hegemonyasında bir Avrasya Birliği oluşumu ve Rusya’nın da burada lider bir güç olmasına yöneliktir. Putin’in başkanlığı döneminde Rusya’da Avrasyacılık üzerine çalışmalar yeniden yoğunlaştı. Aleksandr Dugin, bu alanda en aktif olan isimlerden biri… Türkiye’de bu alanda stratejik kültür geliştirmeye çalışmak bağımsız dış politikayı da güçlendirebilir. Rusya'da SSCB sonrası dönemde Dugin politik anlamda çalışmalarını sürdürürken, asıl bilimsel çalışmalarda yoğunluklar gözlemlenmektedir. Avrasya Medeniyeti, kültürü, dil çeşitliliği ve dil yakınlıkuzaklıkları, Avrasya toplumlarının etnokültürel ilişkileri ve Jeopolitika konularında Rusya Federasyonu’nda bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Doğu Avrupa'da 'YevrazistAvrasyacılar'ın yapmış oldukları bilimsel çalışmalarda 'Ortaya çıkan sistem değerlerinin bu geniş coğrafyada yaşayan toplumların ekonomik gelişim ve değişim gerekliliği, tüm bu bölgedeki istikrar, savunma ve güvenlik üzerine sürekli barışı ve karşılıklılığı' üzerinde durulmaktadır. Ekonomik stratejiler ile ideolojik yaklaşımlar bilimsel çalışmalarda ağırlıklı konulardır. Çalışma konularında coğrafi alanı sınırlamaktadırlar. yüksektir. Bu da Türk dış politikasında uygulanmak üzere Stratejik Kültür ün gelişimi ile mümkün olabilecektir. Gelişen Asya için hızla gelişen ve başarılı dönüşümü yaşayan Rusya ile çok yönlü ortaklıklar, Türkiye’yi de başarılı gelişmelere sürükleyebilecek yapıdadır. 1960’lardan bugüne Avrupa ile yaşanan işbirliği sürecinin hızlanarak tamamlanması bir yandan, diğer yandan da Asya ile ortak politikalar geliştirmek Türkiye’nin sorumlulukları arasındadır. Bu nedenlerle de, Türkiye ve Rusya’nın Avrasya üzerine paralel çalışma yapması, hem dünya barışı için hem de en azından bölge devletleri açısından bağımsız dış politikada ‘cesaret verici’ bir işlevselliğe neden olabilecektir. Dipnot: 1 İngiliz coğrafyacısı H. Mackinder’in jeopolitik yaklaşımına da çok uygun düşen bir durumdur. H.Mackinder’e göre ‘Heartland’ jeopolitik yaklaşıma göre ‘dünyanın kalbi’ kavramı ve tanımı ile ‘KuzeyMerkez Avrasya ya sahip olan dünyanın kontrolünü de elinde bulundurur’ anlayışını bu yaşanan gerçek siyasal oluşuma göre yapmıştır. TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER Bölgede Orta Asya, Doğu Avrupa, Kafkasya'daki yeni egemen devletler Rusya ile Türkiye arasındaki rekabete göre strateji geliştirmek eğilimindedir. Rusya, Avrasya ve Avrasyacılık kavramlarını
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear