Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 11 Ağustos 2008 / 215 Dr. Hicran KAZANCI TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası Geçmişi ve güncel konumu bölgesel önemini öne çıkarıyor… C S TRATEJİ 17 korumanın yanı sıra Atatürk ilkelerinin doğrultusunda hem Arap dünyasıyla hem de Batı dünyasıyla ilişkilerini sürdüren Türkiye, son dönemde Arap ülkeleriyle olan ilişkilerinde sabit fikir görüşüne dayalı değil faydacı temele dayalı esnek ve çok seçenekli bir politika izliyor. Bu çerçevede Türkiye, bölge ülkeleriyle olan bağlarında devamlılık arz eden işbirliği yapmaya çalışıyor. Coğrafi bakımında Türkiye’ye yakın olan Ortadoğu’nun büyük bir tüketici pazar olması ve geniş enerji kaynakları içermesi, Türkiye için olumlu bir ekonomi ve ticari seçenektir. Buna karşın, demokrasinin gelişmesini gerçekleştiren siyasi ve ekonomik reformların yapılması halinde istikrar, güven ve huzura kavuşacak olan Ortadoğu ülkeleri, Türkiye’nin laik rejim, liberal ekonomi deneyimi ve Müslüman olması gibi özelliklerden faydalanarak ve/veya bu özellikleri örnek alabilirler. Irak’ın işgal edilmesinden sonra bölgede değişen dengeler karşısında, Arap ülkeleri askeri ve siyasi konumundan dolayı bölgede eskisinden daha fazla denge sağlayabilecek durumda olan Türkiye’nin Ortadoğu’da oynadığı role büyük ihtiyaç duyuyorlar. Jeopolitiği nedeniyle Arap ülkeleri kadar ABD başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin de bölgedeki rolüne ihtiyaç duyduğu Türkiye, Ortadoğu’da üstlendiği rol ile çıkarları arasındaki gereken dengenin kurulmasını başardı. Başka bir ifadeyle, Irak’ı işgal eden ABD’nin yanında yer almayan, ancak ulusal çıkarlarını tehdit eden ve Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK terör örgütüne karşı gereken askeri müdahaleyi yapan Türkiye, Arapİsrail anlaşmazlığı konusunda barış sefirliği yapıyor. Türkiye’nin, süper güç olan ABD ve bazı Batılı ülkeler gibi İsrail ile olan güçlü ilişkisi, gelişen askeri gücü ve Arap ülkeleriyle olan tarihi, ekonomik, kültürel bağları arabuluculuk rolünde önemlidir. Buna ilave olarak da Batılı bazı ülkeler gibi Kafkasya, Orta Asya, Balkan ve Ortadoğu ülkelerinin yönetimleri de, Türkiye ile çok boyutlu bir işbirliği kurmaya hazır olduklarını gösteriyorlar. Türkiye’nin, Birleşik Arap Emirliği ile 1,6 milyar, Suudi Arabistan ile 780 milyon ve Kuveyt ile 220 milyon dolar olan yıllık dış ticarinin yanı sıra Irak ile son dönemde imzaladığı stratejik işbirliği yüksek konseyi de bölgede büyük etki ve nüfuz kazanmasına yol açtı. Türkiye, Ortadoğu bölgesinde istikrar ve barışın sağlanması konusunda derin tecrübeye sahip bir ülkedir. Ve bu bölgede geçmişte sağlanmış olan barış süreçlerinde büyük katkısı olmuştur. Türkiye, bölgenin tek modernleşme sürecini tamamlamış Batılı ülkesi olma özelliği ile Ortadoğu’da süregelen menfi durumu müspet gelişmeye dönüştürebilir. Çünkü Türkiye, Osmanlı'dan gelen bu kadar büyük bir coğrafyaya, yüzyıllarca hükmeden ve etnik kavgaya fırsat vermeyengeleneksel devlet yönetim tarzı ve demokrasi deneyimiyle harmanlanmış bir ülke olarak, mevcut konjonktürde Irak merkezli bölgede barış adına büyük katkı sağlar. A fganistan ve Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesiyle birlikte ortaya çıkan gerek bölgesel gerekse küresel gelişmeler, coğrafi bakımından Türkiye’nin de yer aldığı Ortadoğu bölgesinde yeni bir sürecin başlangıcını beraberinde getirdi. Bu süreç, Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’nun jeostratejik ve jeoekonomik önemini eskisinden daha fazla odak noktası haline getirdi. Bu, Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik geçmişte uyguladığı Batılı ülkeleri izleyen politikasından uzaklaşması ve farklı bir siyaset uygulamaya başlaması anlamına geliyordu. Yani Türkiye, uzun yıllardan beri Irak merkezli Ortadoğu’ya yönelik olarak yürüttüğü Batı kaynaklı siyasi ve askeri işbirliği gibi anlaşmaların yol açtığı "Batı yanlısı imajı" veren, Türkiye’yi Ortadoğu bölgesinden uzaklaştıran politikalarından uzak olan ve ekonomik temeller üzerine kurulu bir politika geliştirmeye başladı. Türkiye’nin Ortadoğu bölgesine büyük önem vermesinin altında RNEK ÜLKE TÜRKİYE yatan önemli nedenlerden biri jeopolitik Coğrafi açıdan hassas stratejik konumundan konumudur. Aynı zamanda, tarih, coğrafya ve dolayı, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle olan işbirliği kültürel bakımından Ortadoğu’nun bir parçası olan sadece ekonomik boyutlarda kalmayacak, başta Türkiye’nin jeopolitik konumu, bölgede süregelen güvenlik konusunda olmak üzere karşılıklı bağımlılık gelişmelerin karşısında ulusal güvenliğini işbirliği alanlarını da kapsayacaktır. Türkiye, Arap korumanın ve ulusal çıkarlarını koruyan ekonomik Müslüman devletleri ile olan siyasi, ekonomik ve ilişkiler kurmanın yanı sıra bölgesel ve küresel kültürel ilişkilerini, Batılı ülkelerle olan bağlarını manevra kabiliyetinin geliştirilmesini zorunlu etkilemeyecek biçimde değişik üslup ve kanallardan kılıyor. Türkiye, Afganistan ve Irak’ın işgaliyle yürütebilme becerisine sahiptir. Ulusal çıkarlarını birlikte bölgede değişen dengeler ve patlak veren Başbakan Erdoğan’ın Lübnan’ı ziyaretinden... sorunlar karşısında reel esaslar üzerine kurulu bir politika izliyor. Çünkü Sünni Taliban ve laik Saddam yönetimlerinin devrilmesiyle birlikte, İran’ın nüfuzu bölgede giderek artmaya başladı. Arap dünyasını dış müdahalelerden koruyan Irak, Suriye, Libya ve Mısır’dan oluşan "Savunma ve Taarruz Cephesi" Irak’ın işgaliyle birlikte çöktü; bu cepheye ekonomik ve lojistik destek sağlayan Körfez Ülkeleri de "İran tehdidine" karşı koyma uğraşına girdi. Mısır merkezli Arap Ligi ise tüm gelişmeler karşısında İran Dışişleri Bakanı Mutteki’nin Türkiye temaslarından... etkisiz kalarak, Arap dünyasında ortaya çıkan sorunlara seyirci kalmanın ötesine gidemedi. Bu gelişmeler, Ortadoğu coğrafyasında yer alan Arap ülkelerinin içsel ve dışsal problemlerinin artmasına yol açtı. Buna ilave olarak, ABD’nin bölgeye yerleşmesi, İran’ın bölgedeki etkisinin artması ve İranİsrail çekişmesi gibi meseleler bölgenin istikrar, güvenlik ve huzurunu tehlikeye soktu. Ortadoğu’da Türkiye barışı Ortadoğu’daki değişim sürecinde Türkiye’nin son dönemde oynamaya başladığı rol arabuluculuk noktasında yoğunlaşıyor. Türkiye’nin geçmişinden gelen deneyimi ile bölgede daha aktif bir konuma gelmesi, bölge barışı ve sorunların tarafları açısından faydalı olabilir. Ö