23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Mustafa Kemal ŞEN TUSAM Ekonomi Araştırmaları Masası mksen@tusam.net Kredi kartı, Türkiye’yi zorluyor… C S TRATEJİ 23 kredi kartları hem psikolojik olarak hem de maddi olarak insanımızı yıpratıyor; ülkeninse geleceğini tehlikeye atıyor. Türkiye’nin dışa bağımlılığının ana nedenlerinden olan ithalatın artmasında önemli bir işleve sahip kredi kartlarının sebep olduğu kaosun ürkütücü boyutlara geldiğini rakamlar gösteriyor. rtaçağın sona ermesiyle birlikte keşfedilen yeni coğrafyanın insanları, altınları, yeraltı kaynakları, emekleri, inançları, kimlikleri, kültürleri, Batı Avrupa Devletleri ve yeni kıtada yükselen ABD tarafından sömürülerek bu devletler için zenginlik kaynağı olmuştu. Yönetilmeye ve idare edilmeye alıştırılan sömürge devletlerinde ise halkların bilinçaltında belki de sonsuza kadar sürecek bağımlılık duygusu oluşacaktı. Son iki yüz yılın içinde Batı’da halk ihtilalleri, savaşlar ve siyasisosyal kaos ortamları yaşanmasaydı, sömürü tüm çirkinliği ve vahşeti ile devam edecekti. Zaman içerisinde, teknolojik ilerleme ve siyasi değişimlerle birlikte kapitalist düzen yeni sömürge araçlarını keşfetti. Sömürüden vazgeçmeyen emperyalistlerin dünyaya kurdukları sistemin yöntemi küreselleşme, adı ise Yeni Dünya Düzeni olmuştur. Bu sistemde artık sınırlar kalkmış ve çok uluslu şirketler sayesinde küresel ekonomi dünyaya hakim olmuştu. Ulus devletleri teker teker sonlandırmak isteyenler bir şeyi amaçlıyorlardı: Kapitalist sistem bu yüzyılın ikinci yarısında eşi Devletleri birbirlerine daha fazla bağımlı hale bulunmaz bir buluşa imza attı: Kredi Kartları. getirmek… Dünyanın geleceği adına verilen Önceden parası olanların şimdiyse parasızların rağbet kararlarda kendi kararlarının geçerli olması için ettiği kredi kartları şu an sermayedarlar için bir hayat hegemonya kurdukları devletleri kendilerine bağlı ve kaynağı. Bir plastik parçasından ibaret olmasına borçlu kılmak… rağmen, yumuşak güç stratejisi yoluyla bireyi, aileyi, Dünyayı bir satranç tahtası olarak kabul eden milleti, ülkeyi tüketim yoluyla tüketiyor. Her gün kitle ABD ve diğer kimi Batı devletleri sorun çıkardıkları iletişim organları yoluyla yüzlerce reklâmı yapılan bölgedeki devletleri; askeri güçleri ve paralarıyla tehdit ederek ülkelerin bağımsızlıklarını ellerinden almaya Kredi kartları ve alışveriş merkezleri tüketimi pompalıyor... çalışıp, olmadı fiilen işgale gidiyorlar. Irak, Filistin, Afganistan, Somali, Nijerya, Yugoslavya ve namlunun ucundaki İran gibi. Bretton Woods ikizleri olan IMF’yi, Dünya Bankası’nı ve çok uluslu şirketleri araç olarak gören bu zihniyet; bu kurumlarla, sömürgeciliğin post modern bir kılıfa büründüğünü gösterdi. Ekonomik açıdan gelişmemiş ya da az gelişmiş ülkelerde, sinsi ekonomikpolitik hedefleri uğruna kendi halklarına bile uyguladıkları kanaatsiz tüketim anlayışıyla insan ihtiyaçları sınırsızlaştırıldı, ihtiyaçların karşılanması zorunluluğu ile de insan iradesi zayıflatıldı. İnsanlar daha fazla tüketmek için daha fazla çalışmak zorunda bırakıldı. Kontrolsüz ve sınırsız tüketimin en önemli araçlarından birisi de; bankacılık sektörünün neredeyse pedalı haline gelen "kredi kartları" oldu. Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler içinde ve aslında tüm dünyada en fazla kredi kartı ile alışveriş yapan ülkeler arasında Türkiye yer alıyor. Üretimin sınırlı olması ve tüketimin sınırsız olmasıyla Türkiye’nin bu durumu daha fazla borçlanmasına; daha fazla borçlanması da Cumhuriyetin ilk yıllarında temel prensip olarak ortaya konan ulusal ekonomiden uzaklaşmasına neden oldu. Gereksiz tüketimlerle birlikte dış ticaret açığının artması ve özel sektörün dışarıya olan 160 milyar doları bulan borcu, ekonomik bağımsızlığımızın ne duruma düştüğünün göstergesi oldu. O Sömürünün postmodern kırbacı Türkiye, Avrupa’da Fransa’dan sonra en çok kredi kartı kullanan ülke konumunda bulunuyor. Kredi kartlarından yapılan harcamalar hızla artarken, ödenme riski bulunan miktar da buna koşut olarak artıyor. Kredi kartına aylık gelirinin yarısı kadar limit getirme koşulu konulmalı… KREDİ KARTI KULLANIMI Türkiye’de ilk kredi kartı 1968’de çıkartıldı. Türkiye; Fransa'dan sonra Avrupa'daki en yoğun kredi kartı kullanımının yapıldığı ikinci ülke. Yapılan harcamalar bakımından da Avrupa üçüncüsü. Türkiye’de 21 banka kredi kartı sağlıyor ve 20 milyon insanın toplam 40 milyon kredi kartı sahibi olduğu hesap ediliyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) yaptığı bir araştırmaya göre; alışverişin yüzde 61’i kredi kartıyla yapılıyor. Taksit uygulanan sektörlerde bu oran yüzde 80’lere çıkıyor. Kart limitlerinin ortalama yüzde 45’i kullanılıyor. Kart sahiplerinin yüzde 78’i borcunun tamamını ödüyor. Yüzde 20’lik kesim bir kısmını ödüyor. Toplam 29 milyar 263 milyon YTL ’lik kredi alacaklarının 1.8 milyarı sorunlu. 622 bin kişi kredi kartı borcunu ödemiyor. Ev kirasını kartla ödemek isteyenler bile var. Bu rakamların yanı sıra kredi kartı borcunu ödemeyenlerin içinde takibe uğrayan kişi sayısı yapılan diğer araştırmalara göre 200 bini buluyor. 2002 yılından bu yana kredi kartları borçlarında yüzde 542 artış var. 2008 yılı sonuna kadar borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 730 bini bulacak. Aralık 2002 itibari ile tüketici kredileri ile kredi kartı borçlarının toplam miktarı 6. 6 milyar YTL iken; son beş buçuk senede tüketici kredisi ve kredi kartı borçları yaklaşık 100 milyar YTL ’yi aşarak 17 kat artmıştır. Bu rakam vatandaşın bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının toplamıdır. Aralık 2002’de kredi kartı borcu 4,2 Milyar YTL iken Mayıs 2008’de kredi kartı borcu faiziyle 35 milyar YTL’ye dayandı. Bu 9 kat artış anlamına geliyor. Aralık 2002’de ödenmeyen kredi kartı borcu 278 milyon YTL iken şimdi 1.8 milyar doları bulması ile ödenme sorunlu kredi kartı borçları 10 kat arttı. Merkez Bankası verilerine göre kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısında bu yılın OcakMart dönemi itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 88,2 artış yaşandı. Bu farkın anlamı şudur. İnsanımız yaptıkları harcamanın parasını ödemekte gün geçtikçe zorlanıyorlar. Bütçeleri her gün biraz daha eriyor. Kredi kartları insanları daha fazla tüketime sevk ederken, kredi kartı borçlarını ödeyemeyen insanımızın ruh sağlığı bozuluyor. Medyada yer alan haberlere göre bu zamana kadar çok sayıda insan kredi kartı borcu yüzünden intihar yolunu seçti. Toplumsal verimliliğimizi, sağlığımızı ve diğer ülkelerle olan rekabetimizi sekteye uğratan kredi kartları için faiz indirimi de bir çözüm olarak görünmüyor. Kredi kartı faiz indirimi de "faiz oranı nasıl olsa düşük" denilerek insanımızı daha fazla tüketime yönlendirecektir. Aylık geliri 2000 YTL ’nin altında olan ailelere birden fazla ya da hiç kart verilmemesi ve limitinin ise bu rakamın yarısı kadar olması sorunun çözümünde yararlı olacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear