22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

başlamışlardır. Bu Büyükanıt olay Türkiye'nin güneyine yerleştirilmiş olan müttefik Çekiç Güç'ün koruması altında meydana geldi" şeklindeki sözleriyle gün ışığına çıkmış ancak bu gerçek Türkiye gündeminde hak ettiği yeri bulamamıştır. 2007 Genelkurmay Başkanlığı basın açıklamasında yer alan, "36. paralelin kuzeyinin Saddam'a yasaklanması kuzeydeki insanları korumakla birlikte, bunun, aynı bölgede PKK'ya korunma bölgesi oluşturduğunu ve bugünkü durumu da yarattığı" şeklindeki ifadeler, ABD destekli terörün ikinci dönemeç noktasını teşkil eden 36. paralel meselesini ilk kez siyaset gündemine taşımıştır. Orgeneral Büyükanıt’ın, "Hala da bu durum artarak devam etmektedir. O karakolların basılması, kitle halinde zayiat verdiği dönemler hep bu döneme rastlar" sözleriyle Çekiç Güç’ün, PKK terör örgütünün Irak kuzeyinde yuvalanmasına ve Saddam’dan arta kalan silahları alarak güçlenmesine yol açan ana faktör olduğu da kamuoyuna ilan edilmiştir. Barzani’yi terör odaklı güç haline getiren üçüncü dönemeç noktasının, "müttefik ya da ortak" ABD’nin 2003 Irak manevralarıyla ortaya çıkmış olmasını bir rastlantı şeklinde değerlendirmek artık mümkün değildir. Bu manevraların Ermeni sorunuyla başlayan Kürt sorunu ile sürdürülen küresel projelerin Irak ayağı olduğunu düşünmek Barzani’yi tanımlayan en akılcı yaklaşım olacaktır. C S TRATEJİ 11 kararın ortaya çıkması lazım" şeklindeki güç kullanımı çağrısına siyaset olumlu yanıt vermediğinden Barzani büyük bir güç ve hareket serbestisi kazanmıştır. Barzani liderliğinin ön plana çıkmasıyla ABD ve İsrail’in, PKK terör örgütünün Irak’taki kontrolünü ele geçirdiği ve örgütte meydana gelen dağılmaları Barzani’ye yönlendirdiğini bu çerçevede söylemek artık olasıdır. Bununla birlikte otuz yıldır sürdürdüğü etkili eylem ve faaliyetleriyle PKK’nın AB ülkelerinde güçlü bir siyasi ve finansal yapı kazanmış olduğu ve bu yapının AB’nin kontrolü altında bulunduğunu söylemek de olasıdır. DTP uzantılarının Avrupa’da bir gazeteye Türkiye’nin bu içsel sorununa müdahil olmaları için ilan vermelerine ses çıkarılmayışı, AB Adalet Divanı’nın PKK’nın terör örgütü olmadığı yolunda bir karar alması, PKK sözde ulusal kongresi uluslararası ilişkiler sorumlusu Gülabi Dere isimli kırmızı bültenle aranan bir teröristin AP’daki faaliyetlerine göz yumulması ve hatta Dışişleri Bakanı Babacan’ın karşısına PKK temsilcisi olarak çıkarılmak istenmesi şeklinde gelişen olaylar bu düşüncelerimizi doğrulamaktadır. Bugün için Türkiye, Öcalan çizgisindeki teröristlerin legalleşmesi ve siyasallaşması için çaba gösteren bir ABDTPÖcalan siyaseti ile Türkiye’deki siyasi otoriteyi ardına almış bir ABDİsrailBarzani siyasetiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Önümüzdeki günler BarzaniÖcalan arasındaki liderlik savaşına sahne olacak ve emperyalist güçler ayrılıkçı hareketin bölünmemesi amacıyla bu ikiliyi asgari müşterekte buluşturmak için her yolu deneyecektir. Bu arada her iki siyasetin destekleyeceği olası toplumsal olaylar, "etnik köken ve dini mezhep temelinde ayrıştırmayı hedefleyen İsrail stratejisinin derinlik kazanmasıyla Türkiye’deki iç huzuru bozabilecek, iç ve dış tehditlere karşı savunma direncini zayıflatabilecektir. Öte yandan ABD, öncelikli olarak Suriye ile İsrail’i yan yana getirmeyi ve sonrasında İran’a müdahaleyi planlamaktadır. Bu olası müdahalenin Türkiye’yi bölgede daha da etkisiz hale getirebileceği, ABD ile İran arasındaki olası bir savaştan dikkatini Irak’ın güneyine değil kuzeyine çevirmiş olan Barzani’nin güçlenerek çıkabileceği, ŞiiSünni çatışmasıyla enerjisini harcamakta olan Irak’ın göz ardı edeceği bir Barzani’nin Türkiye üzerindeki etkinliğini arttırabileceğini dikkatlerden kaçırmamak gerekmemektedir. Durdurulamayan ve kontrol edilemeyen bir Barzani tehdidini siyaset yapıcılarının göz ardı etmesi, Türkiye’yi gelecek yüzyıla bir iç karışıklıkla taşıma niyetlerinin bir ifadesi olarak algılanacaktır. Türkiye geçmişteki Körfez siyasetinin bir sonuç getirmemiş olduğu gerçeğinden yola çıkarak olası krizleri aşabilmek için proaktif bir siyaset izlemesi gerektiğine ve sahip olduğu dinamikleriyle Körfez’de etkin bir rol oynayabileceğine inanmalıdır. Türkiye’nin Barzani ile gireceği bu son dönemeçten ulusal bütünlüğünü koruyarak çıkabilmesinin yegane yolunun hapsolduğu coğrafyasından çıkarak kendi inisiyatifiyle Irak’a bir adım atmasından geçtiği artık hafızalarda yer etmelidir. Fotoğraf: Necati SAVAŞ ‘Kürt sorunu’ artık Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda daha derinden sarsacak bir boyut kazanmaya başladı. Sorun iki boyutlu hale gelebilir. Türkiye hem Barzani’nin siyasi saldırılarıyla, hem de bölücü örgütün silahlı saldırılarıyla başa çıkmaya çalışacak. açısından olumsuz bir sonucu olmuştur" şeklindeki değerlendirmeleri, Türkiye’nin Irak savaşındaki politikasıyla ulusal çıkarlarını tehlikeye düşürdüğünün açık bir ifadesidir. 2002 yılı genel seçimleriyle tüm ulusal refleksler yön değiştirmiş olup Irak’taki olası gelişmeler karşısında ulusal refleks olarak ortaya konulan ve kırmızı çizgilerle ifade edilen güç kullanım koşulları da ortadan kaldırılmış gözükmektedir. İzlediği bu siyaset ile Türkiye’nin Körfez’de oynayacağı bir kartın artık kalmadığı düşünülmektedir; sahip olduğu güçlü dinamiklerin pek çoğunu ulusal çıkarların ötesinde ABD’nin hizmetine sunmuş, Barzani’nin Kerkük’ü işgaline tavır almamış, Irak’ın kuzeyi merkezli federasyon ötesi geliştirilen ilişkilere hem göz yummuş hem desteklemiş, Türkiye’nin hükümranlık alanlarına yapılmış saldırılara anında karşılık vermemiş ve bu tavrıyla ABD siyasetinin tepkisiz bir parçası haline gelmiştir. Bu siyasetin sürdürülmesiyle Türkiye’nin karşılaşacağı tehditler önümüzdeki günlerde şu şekilde sıralanacaktır; Barzani’nin Kürt devletini ilan etmesi, PKK’nın siyasi uzantısı olan DTP milletvekillerini Büyük Kürdistan siyasetinin bir parçası olarak yönlendirmesi ve yönetmesi, Doğu’da yaşayan halkımıza Kürdistan kimlikleri dağıtması ve halkı toplumsal olaylara sürükleyerek devletle karşı karşıya getirip ayrılıkçı isteklerini uluslararası kamuoyunun ana gündemine taşımasıdır. Bu koşullarda dahi Türkiye’deki mevcut siyasi zihniyetin ulusal çıkarları gözeterek dinamik güçlerini etkin kullanmak yoluyla Barzani’ye karşı tavır alma olasılığı çok zayıftır. Türkiye, 2008 yılı Haziran ayı itibariyle Barzani ile son dönemece girmiş olduğu gerçeğini artık görmek durumundadır. 2003 IRAK SAVAŞI ABD’nin Irak harekatının Türkiye’nin ulusal çıkarları aleyhine sonuçlandığı kesindir; Irak parçalanmış, Kürt devleti kurulmuş ve Kerkük kaybedilmek üzeredir. Bu harekat sonucu Barzani, ABD’nin stratejik müttefiki sıfatıyla Körfez’de güç kazanmış ve bu gücüyle Türkiye’nin doğusunu olumsuz etkilemesinin ötesinde iç siyasete de karışmak suretiyle yakın gelecekte Türkiye’nin üniter yapısına ağır bir tehdit olacağının ilk işaretlerini vermiştir. Harekatın sonuçları ABD açısından ele alındığında; Irak işgali tamamlanmış, içsel yapı parçalanmış, petrol üzerinde hakimiyet kurulmuş ve Büyük Kürdistan projesinin ilk taşı yerine konmuştur. Büyükanıt’ın günümüz siyasetine ağır bir eleştiriyi ifade eden, "Maalesef üçüncü aşama yine bir Körfez Savaşı sonrası olmuştur. İkinci Körfez Savaşı'ndan sonra Türkiye yine iki nedenle zararlı çıkmıştır. Bir; coğrafyasına hapsolmuştur. İki; PKK çok büyük bir serbestlik kazanmıştır ve çok miktarda silah ve malzeme, dağılan Irak ordusundan ele geçirilmiştir. Daha önceleri PKK ile mücadele içinde olan Irak’ın kuzeyindeki Kürt gruplarından bir tanesi ki bir zamanlar KYB, PKK ile birlikte o Kürt grubuna saldırıyordu, şimdi doğal bir müttefik haline gelmiştir ve bölgede çok büyük bir hareket serbestisine sahiptir. Eskiden katırlarla gittikleri yere şimdi taksilerle gidiyorlar. Buna ait görüntüler elimizde. Bu da İkinci Körfez harekatının Türkiye OPERASYON ŞART Türkiye’de siyasi zihniyet "teröre karşı siyasi çözüm" gayretlerini Barzani istikametinde yoğunlaştırmış gözükmektedir. Büyükanıt’ın "Şu soruyu bana sorabilirsiniz: 'Peki Kuzey Irak'a bir operasyon yapılmalı mı?' Yapılmalı. Olayın iki boyutu var. Birincisi sadece asker olarak baktığım zaman, evet yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet, sağlar. Olayın ikinci boyutu, siyasi olaydır. Bir hudut ötesi operasyon yapılması için bir siyasi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear