Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
toplama yetkisi veren 89. Maddeye de geri dönülmüş olunacak. Yasa kabul edilirse 2005’te Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde kabul edilen 885. Madde de ortadan kalkacak. AB’ye yeni üyelikler için referandumu zorunlu kılan bu tedbir Fransızlar arasında Türkiye’nin olası üyeliğine duyulan tepkiyi dindirmek için alınmıştı. Ancak Sarkozy AB’li ortakların artan eleştirileri karşısında referandum zorunluluğunu kaldıran önergeyi Anayasa reformuna aldı. Buna göre Fransa Cumhurbaşkanı isterse referandum yoluyla isterse de parlamenter yoldan bir ülkenin onayını gerçekleştirebilecek. Ancak bu Türkiye ile ilgili referandum yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Bu aslında herhangi bir ülkeyle ilgili onay işlemlerinin Cumhurbaşkanının tercihine bırakıldığı anlamına geliyor. Örneğin eğer Sarkozy Türkiye’nin AB’ye tam üye olacağı tarihte Cumhurbaşkanlığı görevinde olursa Türkiye’yi referanduma sunacaktır. Fakat şöyle bir durum da söz konusudur: Bakanlar Kurulu’na sunulan Anayasa değişikliği paketinde cumhurbaşkanının görev süresi iki dönemle (5+5) sınırlanıyor. Yani Sarkozy’nin dokuz yılı geriye kalıyor. Bu sürede de zaten Türkiye’nin AB’ye üye olma olasılığı zaten oldukça düşük. Ülkedeki popülaritesi giderek düşen Sarkozy ise Türkiye konusunda referanduma gitme isteğini her fırsatta tekrarlıyor. Sarkozy, 24 Nisan akşamı bir televizyon kanalındaki söyleşisinde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu bir kez daha yineledi. "Her zaman Türkiye’nin girişine karşı oldum" diyen Sarkozy, çünkü "Türkiye Avrupa’da değil" ifadesini kullandı. Sarkozy, Türkiye’nin üyelik sorunu gündeme geldiği sırada kendisi Cumhurbaşkanı ise bir referandum yapacağını sözlerine ekledi. Ama prensip olarak referandumun otomatik olmasına karşı olduğunu da belirten Sarkozy, "Referandumu otomatik kılmak bir hataydı" diyerek, "Eğer yarın İsviçreliler Avrupa’ya girmek isterse Avrupalı oldukları reddedilemez ve bir referandum organize edilemez" şeklinde konuştu. Sarkozy, "26 Avrupalı ortağına ‘özür dileriz, (gelecek üyelik konusunda) bir referandum yüzünden hiçbir karar veremeyiz’ diyen bir Fransa’ya C S TRATEJİ 15 zorunluluğunun kaldırılması yönündeki planlanlara ilişkin en ilginç açıklama da yine iktidar partisi UMP’nin sözcüsü Frédéric Lefebvre’den geldi. UMP’nin sözcüsü Frédéric Lefebvre, AB’ye tüm yeni üyelikler için zorunlu referandumu kaldırmayı öngören yeni Anayasa reform projesine "coğrafik olarak Avrupa’da olmayan" ülkelerin üyeliğine karşı bir düzenleme eklenmesini istiyor. Fransa’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda izlediği politika ise GAFLET hiç iç açıcı değil. AB’ye adayların kabulu için referandum Coğrafik olarak zorunluluğunu kaldırmayı planlayan Fransız hükümeti, Türkiye’yi Avrupa’dan olmayan ülkelerin AB’ye girişine kapsam dışında bırakacağının işaretlerini veriyor. karşı projede bir sahip olamayız" şeklinde konuştu. Kaldı ki Fransa’da iktidar partisi de Türkiye konusunda oldukça olumsuz bir tutum içerisinde. Fransız hükümeti tarafından hazırlanan Anayasa reform projesinde AB üyelikleri önündeki referandum düzenleme istediğini belirten sözcü, "bu düzenleme coğrafik olarak Avrupa’da olmayan bir ülke sözkonusu olduğunda referandum yapmayı zorunlu kılacak" açıklamasında bulundu. Lefebvre "yani başkenti Avrupa’da değilse veya ülke topraklarının büyük çoğunluğu Avrupa kıtası üzerinde değilse" diyerek önerisine açıklık getirdi. Bu düzenlemenin Türkiye konusunda güven vereceğini belirten Lefebvre, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda referandum organize edeceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile birlikte sonraki tüm Cumhurbaşkanlarının da referandumu zorunlu olarak uygulamasının amaçlandığını kaydediyor. UMP sözcüsünün Türkiye’nin üyeliğine karşı getirdiği öneri Sarkozy’nin bu açıklamasından sonra gelmesi dikkat çekiyor. Anayasa değişikliği paketinde cumhurbaşkanının görev süresinin iki dönemle (5+5) sınırlanıyor olması Türkiye’nin en azından Sarkozy döneminde referandum malzemesi olarak kullanılamayacağını ortaya koyuyor. Buna karşılık, Fransa gibi bir ülkenin bu tutum değişikliği Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin önünün açılması açısından en azından pozitif bir gelişme olarak da sayılabilir. Sonuç olarak, Fransa’nın son beş yıl içerisinde özellikle de Sarkozy’nin Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte alevlenerek yaşadığı gerek iç tartışmalar gerek dış tartışmalar aslında hangi tipte bir AB istendiği ve hangi tipte bir Fransa istendiği ile de yakından ilgilidir. Kendi içine kapalı bir AB mi? Fransa mı? Dünya’ya açık olan bir AB mi? Fransa mı? Bugün itibariyle Fransa’nın Sarkozy ile geçen bir yılına baktığımızda Fransa’nın tüm dünyaya yaydığı ve bayrağına taşıdığı Liberté, Égalité, Fraternité (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) kavramlarına taban tabana zıt politikalar takip ettiğini ve gerek Fransa’yı gerekse de AB’yi kapalı kapılar ardına hapsetme gafleti içerisinde olduğuna tanık olmaktayız. Dipnotlar: 1 http://www.ifop.com/europe/docs/1erbilansarkozy.pdf 1 http://www.abhaber.com/haber.php?id=21709