Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 15 Aralık 2008/233 ST R A T E J İ c Ortaklık (BİO) statüsü içinde bulunmaktadırlar. Bu karmaşık siyasi ve askeri yapı bölgede önemli bir güç boşluğu yaratmaktadır. Özellikle Kazakistan “iyi dengelenmiş politika” olarak açıklanan uygulamalar kapsamında bir yandan Afganistan’daki NATO’yu desteklemekte, Batı ile ekonomik proje ve ilişkileri geliştirmekte bir yandan da Rusya ile savunmagüvenlik alanlarında sıkı bir işbirliği yapmaktadır. Kazakistan’ın politik ve askeri ağırlığı Orta Asya’daki güç dengeleri açısından son derece önemlidir. Özellikle NATO Kazakistan’la işbirliğini geliştirmeye çalışmaktadır. Kazak Savunma Bakanı 15 Ekim’de Brüksel’de NATO Atlantik Konseyi toplantısına katılmıştır. Bu toplantıda Kazakistan’ın RusGürcü çatışmasından... 11 imzalanan ortak belgeye göre, iki kilisenin birleşmesi halinde Papa, Ortodoks kiliselerinin çoğu tarafından “Başpatrik” unvanıyla eşitler arasında birinci ruhani lider olarak tanınacak. Birleşmenin önündeki en büyük engel, Fener Rum Patrikhanesi’nin tüm Ortodoksları temsil ettiğini kabul etmeyen, 250 milyon Ortodoks’un bağlı olduğu Moskova Patrikliğidir.(12) Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini Hristiyan kiliseleri kontrol etmektedir. Vatikan ve Fener Patrikliği’nin kontrol ettiği Hıristiyan sayısı yaklaşık 1.5 milyardır. Bu rakam, jeopolitik etkinlik yönüyle çok önemlidir. Hristiyan dünyasının en uzun süreli yerleşik makamı olan Amerikan Protestan Kilisesi, Vatikan ve Fener Rum Ortodoks Patrikliği(13) yüzyıllar süren dini çekişmeleri bir yana bırakarak, ABD’nin küresel politikalarında etkin bir rol oynamaya başlamışlardır. Yeni şekillenen dünyada dini liderlerin siyasi oluşumda daha etkin bir rol oynaması beklenmelidir. ekonomik ve ticari açılımlı yeni bir işbirliğini amaçlamaktadır. Enerji ve genel güvenlik yönüyle Akdeniz’in önemli bir ülkesi olan Libya’ya karşı uygulanan havuçsopa stratejisinin tutup tutmayacağını zaman gösterecektir. Rusya’nın konjontürel dış politika perspektifi, stratejik hedefleri ve doktrini farklı açılım ve önermeleri içermektedir. Şöyle ki; ? Batı Rusya’yı kuşatmak istemektedir. ? Rusya, AB ile ilişkilere paralel olarak Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Finlandiya ile de ikili ilişkileri geliştirmelidir. ? Rusya CIS üyesi ülkelerle ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmelidir, ? NATO genişlemesine karşıt olan CSTO (Common Security Treaty Organization) daha etkin bir duruma getirilmelidir. ? Şangay İşbirliği Örgütünün (ŞİÖ) etkinliğini artırılmalıdır. ? GUAM ülkeleri (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldovya) açıkca Rusya karşıtıdır ve onların tek amacı CIS’i zayıflatmaktır. ? Afganistan’da derinleşen kriz Rusya’nın güney sınırlarındaki CIS ülkelerine karşı bir tehdittir. ? Rusya’nın dış politikası Rus dilinin konuşulduğu ve kültürünün olduğu her yere uzanmalı ve onları güçlendirmelidir. Orta Doğu: Ortadoğu’daki gelişmelerin en öne çıkanı ve radikal olanı, S. ArabistanRusya ilişkilerinin giderek gelişmesidir. Suudi Arabistan’ın eski ABD Büyükelçisi Bender bin Sultan son altı ayda Rusya’yı altı defa ziyaret etmiştir. Putin’le bir araya gelen Bender’in en çarpıcı açıklaması, Rusya ile aralarında hiç bir sorunun olmadığı ve Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesini anlayışla karşıladığıydı.(7) Bu söylem, ABD’nin Suud rejimi ile olan ilişkilerinin bir kırılma noktasına doğru gittiği şeklinde değerlendirilebilir. Suudi Arabistan’ın Rusya’dan beklentileri ise, ABD sonrası Irak Şiilerinin oluşturacağı tehdide karşı Rusya’nın hem Irak hem de İran üzerindeki siyasi ve ekonomik nüfuzundan faydalanmak olarak açıklanabilir. Latin Amerika: Latin Amerika bölgesinde Nigaragua, Venezuela, Paraguay, Küba, Bolivya ve Arjantin’in Amerikan karşıtı politikaları ve bu ülkelerin Rusya ile giderek gelişen askeri, ekonomik ve siyasi ilişkileri ABD’yi bölgede daha aktif olmaya ve askeri önlemlerini artırmaya zorlamaktadır. Bu bağlamda Amerikan 4. Filosu yeniden faaliyete geçirilmiştir. ABD, 4. Filonun yalnızca Latin Amerika sahillerinde değil, Venezuela, Arjantin ve Paraguay’ın yanı sıra Brezilya, Uruguay ve Ekvator’un topraklarındaki nehirlerde de dolaşacağını söyleyerek bu ülkeleri tehdit etmiştir.(8) bölgedeki olumsuz etkileri bu boşluğu giderek daha tehlikeli hale getirmektedir. ABD bölgedeki bu boşluğun Rusya tarafından doldurulmasını önlemek üzere son çare olarak, Afganistan’da Taliban’ın da kabul edeceği yeni bir yapılanmaya rıza gösterebilir ve bölgede jeopolitik bir oyuncu olarak kalmak istiyorsa mutlaka da göstermelidir. Türkmenistan’a gelince giderek BM tarafından kabul ve onaylanan tarafsızlık ve bağlantısızlık statüsünden çıkacağa benzemektedir. ABD ve Rusya, Türkmen gazı üzerindeki paylaşıma ek olarak ülkenin politik ve kültürel açıdan kontrolü için de mücadele etmektedirler. Türkmenistan gaz rezervleri bakımından dünyada beşinci sıradadır. Batı, Rusya’ya taahhüt edilen gazın dışındaki Türkmen TÜRKİYE’NİN DURUMU Türkiye Karadeniz, Kafkaslar, Orta Doğu ve Akdeniz’deki potansiyel bir ateş ve kriz çemberinin merkezinde bulunmaktadır. Hem bölgesel hem de global güç dengelerini etkileyebilecek coğrafi ve siyasi bir konum ve statüye sahiptir. Kısaca bunları özetlersek; ? Boğazların kontrolü elindedir, ? AB üyelik süreci devam etmektedir, ? NATO üyesidir, ? Kıbrıs’ın kuzeyini kontrol etmektedir, ? Doğu Akdeniz’i kontrol etmektedir, ? BTC petrol boru hattını kontrol etmektedir, ? Irak’taki ABD askerlerinin gıda ve diğer hizmet gereksinimlerinin çoğu Türkiye’den sağlanmaktadır, ? Irak’a elektrik vermektedir, ? İncirlik ABD hava üssü Türkiye’dedir. Bütün bunlara rağmen Türkiye, kendi güvenlik ve bekası yönünden şartların değişmesi ve varlığının tehlikeye girmesi halinde; Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) veya Rus NATO’su tabir edilen CSTO’ya üye olmaktan, Finlandizasyon tabir edilen tarafsız ve bağlantısız bir statüye, AB ve ABD ile ilişkilerini askıya almaktan, Rusya ve İran’la savunma/işbirliği anlaşması imzalamaya varan, bölgesel ve global yeni denge arayışlarına girebilir veya yeni açılımlar yapabilir. Bu noktadaki denge arayışları ve açılımların başarısı, hiç şüphesiz Türkiye üzerindeki hakim politik ve ekonomik güç merkezleri ile yapılan mücadelenin sonucuna bağlı olacaktır. Dipnotlar: 1 New Europe No: 804 1925 October 2008 p.30 2Joseph Stiglitz, The Guardian , Dünya Gündemi 28 Eylül05 Ekim s.1 3 Ferid Zekeriya, Amerikan Hakimiyetinin Geleceği, Dünya Gündemi 510 Ekim 2008 s. 10 4 Tuna Aktura, Gürcistan Ermenileri pusuda, Dünya Gündemi 2128 Eylül 2008 s. 11 5 New Europe No: 804 1925 October 2008 p. 32 6 Francis Fukuyama, Financial Times, Dünya Gündemi 512 Ekim 2008 s. 5 7 Dünya Gündemi, 2128 Eylül 2008 s. 8 8 Guillermo Almeyra, Bolivya, Venezuela ve Arjantin’de tek ve aynı tehdit, Dünya Gündemi 0512 Ekim 2008 s. 7 9 New Europe No. 804 October 1925 2008 p. 35 10 New Europe No: 804 October 1925 2008 p. 43 11 New Europe No: 804 October 1925 2008 p. 42 12 Cumhuriyet Gazetesi 17 Kasım 2007 13 Asıl adı İstanbul ve Yeni Roma Ekümenik Patrikliği ve Başpiskoposluğu’dur. Jeopolitik mücadele alanları tamamen Türkiye’nin etrafında yoğunlaşıyor. Ortadoğu, Kafkaslar, Akdeniz, Karadeniz bunlardan bazıları. Türkiye, seçeneği çok olan ülkelerden.... ISAF’a desteğinin artırılması, Kazak hava sahasının kullanımı ve demiryolu transit taşımacılığı ele alınmıştır. Bunların hepsi NATO’nun Afganistan’da ne kadar zor durumda olduğunu göstermektedir. Kazakistan CICA (Conference on Interaction and Confidence Building Measures in Asia), SCO (Şanghai Cooperation Organization), CSTO( Common Security Treaty Organization) ve NATO PfP (Partner for Peace) üyelikleri ile siyasi açıdan bir karmaşa içinde gözükmektedir. NATO’nun gelecekteki EAPC (EuroAtlantic Partnership Council) Güvenlik Forumu Kazakistan’da yapılacaktır. Ayrıca Batı Kazakistan’ı 2010’da AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) başkanlığına getirmeyi planlamaktadır.(9) Batı’nın Kazakistan’a bakış açısını en güzel özetleyen açıklama AB Enerji Komiserliği sözcüsü Ferran Espuny tarafından yapıldı: Biz Kazakistan’ı çok seviyoruz. Biz onların gazını seviyoruz. Onların at bifteğini sevmiyoruz, fakat onların gazını seviyoruz.(10) Diğer taraftan, Afganistan’dan Pakistan’a sıçrayan savaş, Karzai’nin Taliban’la ilişkiye girme niyeti, Afganistan’daki NATO güçlerinin yılgınlığa düşmesi ve ABD varlığının gazının Nabucco diye adlandırılan boru hattı projesi ile Rusya’yı devre dışı bırakarak Avrupa’ya taşımayı planlamaktadır.(11) Bölgedeki en radikal ve pervasız girişim, ABD’nin Hazar’da deniz gücü bulundurmak amacıyla Kazakistan’dan üs talep etmesidir. Kıyısı olmayan bir dünya gücünün bu denizde kuvvet bulundurmasının ne anlama geleceğini düşünmek bile çok zor. DİNİ GÜÇLERİN İŞBİRLİĞİ Kalkınmış ve demokratik bir yapıda olmalarına rağmen, ülkelerin çoğunluğunda dini ideolojiler ulusal ideolojilerin üzerine çıkmaya/çıkarılmaya başlamıştır. Bu uygun ortamda, dini ideolojiler ve ortak inanç değerleri, küresel güçler tarafından siyasal bir güç unsuru olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hıristiyanlık ideolojisi kendi arasındaki mezhep ve fraksiyonlardan kaynaklanan gerilim ve çekişmeleri bir yana bırakarak, Ötekilere (Müslümanlık ve Yahudilik) karşı siyasi, ekonomik, kültürel ve ideolojik bir ittifak içine girmiştir. Katolik ve Ortodoks kiliseleri 950 yıllık ayrılığı sona erdirmeye yönelik önemli bir adım attılar. Vatikan ve Fener Rum Patrikhanesi’nin temsilcileri tarafından DENGE COĞRAFYASI Orta Asya: Orta Asya ülkeleri, Batı ile Rusya arasında tam bir ikilem içindedirler. Afganistan’daki terörle mücadele gerekçesiyle Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan’daki Amerikan üslerinin varlığı devam etmektedir. Bu ülkeler aynı zamanda Rus NATO’su olarak adlandırılan ve NATO karşıtı bir askeri örgüt olan, CSTO adlı askeri ittifaka da üyedirler. Üstelik aynı ülkeler NATO ile Barış İçin