Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ST R A T E J İ c merikalıların dünyanın en güçlü adamlarından birisi olarak tanımladığı, Çin halkının ise “Büyükbaba Wen” olarak lakap taktığı ve son beş yıldan beri hiçbir uluslararası medya kuruluşuna beyanat vermemiş olan Çin Başbakanı Wen Jiabao, BM Genel Kurulu açılış toplantısı nedeniyle New York’ta bulunduğu sırada CNN International kanalından, Ferid Zekeriya’ya önemli tespitlerde bulunduğu bir mülakat verdi. Mülakatı önemli kılan Başbakan Wen’in, 2012 de Çin Komünist Partisi’nin genel sekreterliği ve Çin devlet başkanlığı için adı geçenler arasında en güçlü aday olmasıdır. Dolayısıyla, bu önemli mülakatın öne çıkan başlıkları, 24 Ekim tarihinde Pekin’de yedinci kez toplanan AsyaAvrupa ülkeleri (ASEM) zirvesiyle birlikte ele alındığında Çin’in dünyada yaşanan ekonomik krizden kazanımları ve kayıpları açıkça ortaya çıkmaktadır. BOP DEDİK RECEP Deniz SOM ÇİN SÜPER GÜÇ MÜ? Çin’in süper güç olarak değerlendirilmesini de farklı bir şekilde yorumlayan Wen, Çin’in bir süper güç olmadığını söyleyerek 1.3 milyar nüfusu olmasına rağmen ve dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu, çok ciddi problemleri bulunduğunu, bu problemlerin başında Çin’in farklı bölgeleri ve kırsal alanları ile kentler arasında bulunan gelişmişlik düzeyi farkının geldiğini belirtmiştir. Dolayısıyla, Çin’in hâlen gelişmekte olan bir ülke olduğunu, çiftçilikle geçinen kırsal alanda yaşayan 800 milyon nüfusa sahip olduklarını ve milyonlarca Çinlinin açlık sınırında yaşadığını ifade ederek “Biz kendi kalkınmamıza ve insanlarımızın yaşam standartlarını yükseltmeye odaklanmış durumdayız” demiştir. A Barış ADIBELLİ TUSAM AsyaPasifik, Çin Danışmanı badibelli@yahoo.com Kriz nedeniyle Çin’in kazançları ve kayıpları… Borsa’yı enerji dengeledi Çin ekonomik krizi her zamanki gibi soğukkanlı ve ihtiyatlı tutumuyla karşılıyor. Yaklaşık 2 trilyon dolar döviz rezervi bulunan Çin borsa kayıplarını enerji fiyatlarının düşmesiyle dengeliyor. Büyümenin azalması, işsizliğin artması endişeleri yüksek. DİZGİNLER ÇİN’İN ELİNDE Mİ? ÇinABD ilişkilerinde en önemli bağımlılık noktalarından bir tanesi Amerikan hazine kâğıtlarıdır. Bilindiği üzere, Çin, ABD hazine kâğıtlarının büyük bir bölümünü elinde tutmaktadır. Bazı değerlendirmelere göre Çin, bir trilyon dolar değerinde hazine kâğıdını elinde tutuyor. Bu durum, bazı Amerikalıların hoşuna gitmiyor. Çin’in hazine kâğıtlarını ileride bir silah olarak kullanabileceği endişeleri var. Wen’in bu değerlendirmelere karşı cevabı da oldukça ilginç: “ABD’nin gerçek ekonomisinin ileri teknoloji ve temel endüstrileri üzerine kurulu olduğuna inanıyoruz. Şu an sanal ekonomide birtakım şeyler yanlış gitmiş. Eğer bu yanlışlar tam açıklığıyla belirlenirse ABD’deki ekonominin gidişatı istikrar kazanır. Çin hükümeti, ABD yönetiminin mümkün olduğunca çabuk şekilde ekonomisini istikrara kavuşturacağını ümit ediyor. Ancak belirtmek gerekir ki, ABD’deki Çin parasının istikrarı ve güvenliği konusunda endişe ediyoruz. Fakat ABD’nin güvenilir bir ülke olduğuna da inanıyoruz. Bu yaşadığımız zor zamanlarda Çin, ABD’ye elini uzatmıştır. Gerçekten yardım elimizi uzatmamızın tüm dünya ekonomisini istikrara kavuşturacağına inanıyoruz. Dolayısıyla, şu anda işbirliğinin her şey olduğuna inanıyorum.” SERBEST SEÇİMLER OLACAK MI? “Çin’de önümüzdeki 25 yıl içinde serbest seçimler olacak mı?” sorusuna yanıt olarak Çin Başbakanı Wen, “Önümüzdeki 25 yıl içinde serbest seçimlerin olacağını tahmin etmek oldukça güç daha önce de ifade edildiği gibi Çin demokrasisi büyümeye devam edecek. 30 yıl içinde Çin toplumu daha demokratik hale gelecek. Çin’de hukuk sistemi ve Sosyalizm daha da gelişecek ve olgunlaşacak” şeklinde cevap vermiştir. Wen’e göre Çin’de serbest seçimlerin yapılması, demokrasinin üç alanda gelişmesiyle yakından ilgilidir. Buna göre: 1 Demokratik bir seçim sisteminin getirilmesi gerekir. Devlet gücü halka aittir. Devlet gücü halka hizmet için kullanılacaktır. 2 Hukuk sisteminin geliştirilmesi, hukukun üstünlüğü ilkelerinin getirilmesi, bağımsız ve adil bir adalet sisteminin inşa edilmesi gerekmektedir. 3 Hükümet mutlaka halkın gözetimine tabi olmalıdır. Yani yaptığı işlerin şeffaf olması gerekir. Bu da demektir ki hükümet diğer partilerin ve medyanın da gözetimini kabul etmek zorundadır. Sonuç olarak, dünyanın gözü 2 trilyon civarında döviz rezervine sahip olan Çin’in üzerinde. Çin’in bu krizden kazanımları ve kayıpları olduğu açıktır. Borsa açısından bakıldığında Çin para kaybetti ama petrol fiyatlarının düşmesiyle Çin borsada kaybettiği parayı enerji maliyetini düşürerek telafi etti. Çin ekonomisinin ağırlıkla yabancı yatırımlara ve ihracata dayalı olması, ekonomik durgunluk nedeniyle azalan yabancı yatırımların ve talebin daralması nedeniyle düşen ihracatın Çin ekonomisine etkisini arttırdı. Sonuç itibariyle uzun zamandan beri ilk defa Çin ekonomisinde de yavaşlama görülmesine sebep oldu. Çinliler, Çin ekonomisinin etkilenmesinin nedeninin Dünya Ticaret Örgütüne üye olmalarına bağlamaktadırlar. Ancak Çin’de türev piyasalar olmadığı için Çin pek fazla sarsıntı geçirmeyecek gibi gözüküyor. Yine de başka bir problem var: Son krizle birlikte talepte ortaya çıkan daralma birçok fabrikanın kapanmasına neden oldu. Dolaysıyla, işsiz kalanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Zaten işsizliğin sosyal bir problem olduğu Çin, şimdilerde artan işsizliğin bir sosyal başkaldırıya neden olmasından korkmaktadır. ÇİN’İN BAŞARI SIRRI Öte yandan Wen, son otuz yılda yaklaşık her yıl yüzde on büyüyen Çin modelinin başarı sırrını ise şu şekilde özetlemiştir: “Reformları yürürlüğe sokarak ve dışa açılarak Çin’de verimliliğini ve üretkenliğini artırdık. Önemli bir düşünceye sahibiz; Sosyalizm, pazar ekonomisiyle uygulanabilir. Çin tarzı sosyalizmin temel dinamiği budur.” Bütün kaynakların girmesine izin veren bir pazar ekonomisini ve aynı zamanda ekonomiyi planlayan bir Sosyalist rejimin bulunmasını bir çelişki olarak görüp görmediğine ilişkin soruyu da Wen: “Ekonomik politikamızın temel formülü hükümetin makro ekonomik düzenlemesi ve yol göstericiliğinde piyasa oyuncularının dilediğini yapmasıdır. Otuz yıllık tecrübeden çıkardığımız en önemli ders görünen ve görünmeyen ellerin piyasa ekonomisini düzenlenmesini sağlamak olmuştur. Bir ülkede zenginlik, azınlık bir grubun elinde toplandığı vakit o ülkede uyum ve istikrardan bahsetmek mümkün değildir. Bu yaklaşım, Amerikan ekonomisinin şu an içine düştüğü durum için de kullanılabilir” şeklinde cevaplamıştır. AMERİKAN MODELİ’NİN SONU MU? Çin Başbakanı Wen, ABD’de ortaya çıkan krizin tüm dünyayı etkilemesinin muhtemel olduğunu söyleyerek, “El ele vererek bu krizin üstesinden gelmeliyiz. Eğer ABD’de finansal ve ekonomik sistem kötü giderse sadece bu ülkeyi değil Çin'i, Asya’yı ve tüm dünyayı etkiler. ABD’nin ekonomik krizin sistemik bir kriz olmaması için attığı adımlardan umutluyuz” şeklinde konuşmuştur. “ABD’nin büyük bir ekonomik durgunluğa girdiğinde Çin’in büyümeye devam edeceğine inanıyor musunuz?” şeklindeki soruyu Wen şöyle cevaplamıştır: “ABD ekonomisindeki muhtemel durgunluk kuşkusuz Çin ekonomisini etkileyecektir. Çünkü biliyoruz ki, 10 yıl önce ÇinABD ticaret hacmi sadece 10 milyar dolardı. Bugün ise 302 milyar dolara yükselmiştir. ABD talebinin Çin'in ihracatına etkisi olacaktır. ABD finansı, Çin finansıyla bağlantılıdır. ABD finansal sektöründe işler yanlış giderse Çin sermayesinin güvenliği konusunda endişeleniriz.” Büyüyen Çin, demirçelik fiyatlarının yükselmesine neden olmuştu. Wen Jiabao