Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 Erdal SARIZEYBEK TUSAM İç Güvenlik ve Terör Danışmanı esarizeybek@tusam.net ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 10 Kasım 2008/228 Önlem arayışlarının gelmesi gereken nokta: tuz yıldır terörle yaşıyoruz, 14 bin vatan evladımızı teröre kurban verdik ve 300 milyar dolarlık bir ulusal kaynağımız yok edildi. Ama hala bilemiyoruz teröre kim dur diyecek; asker mi yoksa siyaset mi? Anımsanacağı üzere Aktütün’de verilen 17 şehit sonrası hükümet toplandı ve yeni yol haritasından bahsetti, sanki biz terörle Aktütün’de tanıştık! Bu yetmedi, İçişleri Bakanlığı’nda koordinasyon merkezi kurularak teröre karşı etkin çözümler alınacağını söylediler, sanki terör kılık değiştirdi, yeni bir eylem taktik ve tekniği ile karşılaştık ve de yeni çözümler üretmeye başladık! Doğru değil bunlar; bu terör yeni değil, bu örgüt gökten inmedi otuz yıldır var. Bunlar bir aldatmaca; terör üzerinden vuruyorlar bizi, aklımızı karıştırıyorlar ve gerçeği göremez bir hale getirmek istiyorlar bizi. Bu tuzağa düşmemeli ve gerçeği görüp karşı harekete geçmeli ama nasıl? O Milli Güvenlik Bakanlığı Irak sınırındaki terör saldırısının ardından hükümet öncülüğündeki yeni önlem arayışları sürüyor. Uzun toplantıların ardından açıklanan önlem İçişleri Bakanlığı bünyesinde eşgüdüm merkezi kurulacağı yönünde. Bu öneriler ve önlemler, terörün niteliğinin tam algılanamadığını gösteriyor. gün toplumsal olay, her gün terör olayları, halkımızın mal ve can emniyetinden bahsetmek günümüzde olası değildir. Üstelik teröre karşı önlem olarak bize anlatılan koordinasyon konusunu yürüten müsteşarlık mekanizması zaten vardır; İçişleri Bakanlığı’nda iç güvenlikten sorumlu bir müsteşar bulunuyor ve güvenlik makamları arasındaki koordinasyonu sağlamaktan sorumludur. Öyleyse sorun nerededir; İçişleri Bakanlığı’nın yapısal sorunları nedeniyle mi bu terör bitmemektedir yoksa siyasetin gidişatı mı yanlıştır? En başta sorun; terör olaylarının bir iç güvenlik değil bir ulusal güvenlik sorunu olduğunun görmezden gelinmesinde yatmaktadır. devletin üniter yapısını yıkmaya çalışmak da, bir iç güvenlik tehdidi değil bir ulusal güvenlik tehdididir. Örgüt, siyasi amacı ve eylemleri yönüyle bir ulusal güvenlik sorunu olarak ortaya çıktığına göre, söz konusu eylemleri bir iç güvenlik sorunu olarak ele almanın anlamı ne olabilir? Ya amacı görmezden gelerek örgüte destek vermek, ya da çözümün ne olduğu bilinmediğinden günlük değişen tedbirlerle sorunu ötelemekten başka bir anlam yüklenebilir mi bu yaklaşıma? İç güvenliğe yönelik bir tehdit olmanın ötesinde devletin üniter yapısını tehdit eden bölücü teröre karşı çözümün İçişleri Bakanlığı’nda aranması esastan yanlıştır. Çünkü Türkiye’de Ulusal güvenlik sorunlarının görüşebileceği tek bir makam vardır, o da; Milli Güvenlik Kurulu’dur. Sorun ulusal güvenlik sorunu, makam Milli Güvenlik Kurulu makamı olduğu için de böylesi bir sorunun çözüm olabileceği tek yer de, ayrı bir bakanlık olarak karşımıza çıkmaktadır yani Milli Güvenlik Bakanlığı. Bu açıdan bakıldığında, geç kalmış bir çözüm için harekete geçen siyasi iradenin, terör olaylarının bakanlıklar ile Genelkurmay Başkanlığı arasında koordinasyonu sağlamak düşüncesinden yola çıkarak ulusal güvenliğimize yönelik tehditlere karşı görev yapmak üzere bir Milli Güvenlik Bakanlığı’nı hayata geçirmesinin bir zorunluluk olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. Ulusal güvenliğe yönelik tehditler yalnız terör kaynaklı değil aynı zamanda irtica kaynaklı olarak da varlığını sürdürmektedir. Çünkü terör dışındaki şeriatçı eylemlerin hedefi de devletin laik demokratik sosyal hukuk devleti yapısını değiştirmektir. Dolayısıyla kurulacak bir Milli Güvenlik Bakanlığı, devletin bekasına ve varlığına yönelik yalnız terör tehdidini değil, diğer bir ulusal güvenlik tehdidi olan irtica ile mücadeleyi de yetkisi kapsamına alarak anayasal cumhuriyet rejimine yönelik tüm tehditlerle topyekun mücadeleyi yürütebilecektir. MİLLİ GÜVENLİK BAKANLIĞI Güvenliğin koordinasyonu bu bakanlıkta yapılmalı ve ilk adım olarak; istihbaratın toplanması, birleştirilmesi ve değerlendirilmesini yapmak üzere Milli İstihbarat Değerlendirme Merkezi adıyla bir kurul oluşturulmalıdır. Bu merkezde ulusal güvenlikle ilgili tüm haber ve bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi yapılabilecek, buradan çıkacak sonuçlar ilgili merkezlere dağıtılarak istihbaratın harekata dönüştürülmesi sağlanabilecektir. İkinci adım; devletin anayasal düzeni ve cumhuriyetin temel değerlerine yönelik gerçekleştirilen yıkıcı ve bölücü eylemlerle ilgili gerek mahkemelerde gerekse kurum ve kuruluşlarda mevcut bilgilerin toplanması, analizi ve alınması gereken tedbirlerin tespitini sağlayacak bir Bilgi Toplama ve Arşiv Merkezi kurulması suretiyle atılabilir. Böylece, önceden işlenmiş suçların özelliğinden yola çıkılarak yapılacak analizlerle sonradan işlenmesi olası suçların değerlendirilmesi sağlıklı bir biçimde yapılabilecek, alınacak tedbirlerle olası suçların işlenmesi önlenebilecektir. Üçüncü adımda; bilgiye ulaşım maksadıyla başta güvenlik makamları olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarda bilgisayar ortamına alınmış bilgilere ulaşımı sağlayacak bir Acil Eylem Merkezi kurulabilir. Bu merkez aracılığıyla başta polis ve jandarma olmak üzere bilgisayar ortamında bilgi depolayan tüm merkezlerle doğrudan bağlantı kurmak suretiyle toplanan haberlerin doğru analizi ile istihbaratın harekâta dönüştürülmesi işlemleri kısa sürede yapılabilecektir. Jandarmanın kriminal bilgi depolarına polisin erişememesi, polisin bilgisayar ortamında arşivlediği bilgilere ise jandarmanın ulaşamaması, İÇ GÜVENLİK VE TERÖR Siyasi iradenin son aldığı karar, İçişleri Bakanlığı’nda bir İç Güvenlik Müsteşarlığı’nın kurularak teröre karşı kurumlar arası koordinasyonun sağlanması temeli üzerine oturtulmuş durumda. Bu bakış açısı bize siyasi iradenin teröre bir İç Güvenlik Sorunu olarak baktığını apaçık gösteriyor. Eğer ki bu terör bir iç güvenlik sorunu ise, “alınan bu karar isabetlidir” denilebilir, çünkü Türkiye’de iç güvenliğin sağlanmasından İçişleri Bakanlığı doğrudan sorumludur. Emniyet ULUSAL GÜVENLİK VE TERÖR Teşkilatı Kanunu’nun birinci maddesi PKK terör örgütünün amacı, Türkiye de bu sorumluluğu açıkça ortaya Cumhuriyeti devletinin üniter yapısını koymaktadır. Bu çerçevede teröre karşı yani ülkesi ve milletiyle bölünmez koordinasyon için bir İç Güvenlik bütünlüğünü parçalamaktır. Şimdilik Müsteşarlığı’nın kurulmak istenmesi de doğru bir yaklaşımdır denilebilir, çünkü ortada görünen demokratik çözüm açılımları ise bu amaca giden yolun başta asker olmak üzere polis, kilometre taşları olarak karşımıza jandarma, sahil güvenlik ve MİT çıkmaktadır. Örgütün amacı açıktır ve arasında koordinasyon sağlamakla görevli bir makamın ortaya çıkarılması doğrudur, MGK Toplantısı... şeklinde değerlendirilebilir. Ama bu durumda akla şöyle bir soru gelir: İçişleri Bakanlığı’nın görevi nedir? Görevi, ülke genelinde emniyet ve asayişi sağlamak değil midir? Bu bakanlık bunun için kurulmuş ve yapılandırılmamış mıdır? Emniyet ve asayişi sağlamak, halkın malını, canını ve namusunu korumaktır; huzur ve güvenlik içerisinde yaşamasını sağlamak demek, değil midir? İçişleri Bakanlığı’nın tüm kadroları ile sahip olduğu imkân ve kabiliyetlerin ana görevi mal ve can emniyetini sağlamaktır. Ancak çevremize baktığımızda, İçişleri Bakanlığı’nın mevcut teşkilat yapısıyla asli vazifesini yerine getirmek güç ve kudretine dahi sahip olmadığını görmekteyiz; her