22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 Prof. Dr. Türel YILMAZ Gazi Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Ülkelerine dönüşleri sürüyor... C S TRATEJİ endişeleri nedeniyle Suriye’ye giden 49 yaşındaki AbdulKhaliq Muhammed, "Bağdat’taki mevcut sessizlikten kuşku duyduğunu, ancak Suriye’deki zor ve pahalı yaşam koşullarının da kendilerini çok etkilediğini" belirtmektedir. Gelişmeleri değerlendiren BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilileri, Iraklı mültecilerin, yalnızca Irak’taki şiddet olaylarının azalmasından dolayı Irak’a dönmediklerini, dönenlerin/dönmeyi arzulayanların büyük çoğunluğunun parasızlık ve Suriye yönetimi tarafından kendilerine iş olanağı verilmemesi nedeniyle Irak’a dönemeye karar verdiklerine işaret etmektedirler. Iraklı mülteciler, sadece Suriye’de değil, Lübnan’da da aradıklarını bulamamışlardır. Nitekim, İnsan Hakları İzleme Örgütüne ait web sayfasında 4 Aralık 2007 tarihinde yayınlanan bir haberde, Lübnanlı yetkililerin, geçerli vizesi olmayan birçok Iraklı mülteciyi yakaladıkları ve Irak’a dönmeye zorladıkları bildirildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından, konuya ilişkin hazırlanan raporda, yakalanan mültecilerin "Irak’a dönmeye karar verene kadar" Lübnan hapishanelerinde kötü koşullara maruz bırakıldıkları belirtildi. 66 sayfa olarak hazırlanan raporda, Lübnan hükümetinin, Iraklı mültecilerin durumuna "yasal bir statü" getirmeyi reddettiğine, bu nedenle sadece yakalananların değil, diğerlerinin de, bu politikanın sonucu olarak, korku ve endişe içinde olduklarına dikkat çekildi. Rapora göre, Lübnan hükümetinin konu hakkında yasal bir düzenleme yapmaması, Iraklı mültecilerin korumasız kalmalarına ve özellikle de işverenler tarafından sömürülmelerine neden olmaktadır. rtadoğu bölgesi yakın tarihimizde hiçbir zaman istikrarlı bir dönem yaşamamıştır. Bölge, sürekli olarak kendi içinde yeni sorunlar yaratmakta ya da bu sorunlar dış güçler tarafından yaratılmaktadır. 1948 yılından beri süre gelen "Filistinli mülteciler sorunu"ndan ardından, şimdi de yeni bir sorun ortaya çıkmaktadır: "Iraklı Mülteciler Sorunu". Fransız Haber Ajansı AFP, 13 Aralık 2007 tarihinde, Irak Kızılay’ı tarafından hazırlanan, "Iraklı mültecilerin dönüşü" konusundaki bir raporu yayınladı. Söz konusu haberde, 15 Eylül 2007 tarihinden bu yana, Suriye’ye sığınmış bulunan 25.000 ile 28.000 arasında olduğu tahmin edilen Iraklı mültecilerin ülkelerine döndükleri kaydedildi. Irak Kızılay’ı tarafından hazırlanan raporda, her gün yüzlerce ailenin, kara ve hava yoluyla Irak’a dönmeye devam ettiği ve mültecilerin çoğunluğunun (ortalama 20.000 kişi) başkent Bağdat’a dönerken, 6.000 kadarının farklı eyaletlere dağıldıkları ifade edilmektedir. Basına yansıdığı üzere, Irak hükümeti, uzun süreden beri, "mültecilerin geri dönüşlerini üstlenebilecekleri" yönünde açıklamalar yapmaktadır. Iraklı yetkililer, bu yöndeki açıklamaları yaparlarken de, "Irak’ta güvenlik koşullarının iyileştiği" gerekçesini öne sürmekteler ve geri dönüşleri cesaretlendirmektedirler. Ancak, gözlemlediğimiz kadarıyla, Irak yönetimi tarafından yapılan bu açıklamalar, Irak’ın işgalini devam ettiren ABD’li yetkilileri endişelendirmektedir. ABD güvenlik güçleri yetkilileri, her fırsatta bu endişelerini dile getirmektedirler. Onlara göre, Irak’ta şiddetin azalmasına rağmen, Irak hükümeti, mültecilerin kitlesel geri dönüşlerini karşılamaya hazır değildir. Nitekim, BM İnsani Yardım Örgütü sorumluları da, ülkedeki değişken güvenlik durumu göz önünde bulundurulmadan yapılan geri dönüş çağrıları için henüz çok erken olduğuna dikkat çekmektedirler. O Irak’ın işgalinin ardından Suriye, Lübnan ve diğer Ortadoğu ülkelerine kaçanların bir bölümü geri dönmeye başladı. Irak hükümeti geri dönüşleri özendirirken, altyapı hazırlıkları adına yalnızca her aileye 750 dolar veriyor. Ciddi önlemler alınmaması durumunda mülteciler krizi insanlık dramına dönüşebilir. Iraklı mülteciler sorunu D hazırladıklarını sorgulamaktadırlar. Nitekim, söz konusu duruma ilişkin olarak bir açıklama yapan, ABD’nin Irak’taki komutanı General David Petraeus’un yardımcısı Albay Bill Rapp, "Bu önemli bir konu. Ancak, Irak hükümetinin henüz bir planı yok" dedi. Rapp’ın dikkat çektiği en önemli konu ise, ilk etapta, evlerini bulamayanlara ev sağlanması gerektiğiydi. ABD yetkililerinin bu endişeleri karşısında Iraklı yetkililer de bazı açıklamalarda bulunmaktadırlar. Irak Göç Bakanlığı sözcüsü Satar Nawrouz, "mültecilerin ülkelerine yeniden entegrasyonlarının sağlanması amacıyla önerilen politikalara ilişkin bir rapor ÖNÜŞ ÇAĞRILARI hazırlanarak, hükümete sunulduğunu" belirtiyor. Iraklı mültecilerin geri dönüşleri, kısa bir süre önce, Yapılacak ilk işin, geri dönenlere yeniden iş Irak’taki Şii ağırlıklı yönetim tarafından yapılan "geri kazandırılması olacağını kaydeden Nawrouz, çocukların dönüş" çağrıları sonucu başladı. Yapılan "geri dönüş" da derhal okullara kabul edileceğini ifade etti. İlk geri çağrıları üzerine, özellikle komşu ülke Suriye’deki Iraklı dönen konvoyu karşılayan Milli Güvenlik Bakanı mülteciler akın akın Irak’a geri dönmeye başladılar. İlk Sherwan alWaili, Başbakan Nuri El Maliki’nin, olarak, yüzlerce Iraklı mülteciyi taşıyan yaklaşık 20 evlerini yeniden inşa etmek otobüs Bağdat’a ulaştı ve halihazırda da geri dönüşler amacıyla her aileye 750 dolar aralıksız olarak devam etmektedir. vereceğini belirtti. Ancak, Irak yönetimi, "Irak’ın istikrar yolunda olduğu" bunlar endişeleri gidermek için yönünde kamuoyunda güven yaratmaya çalışırken, bir yeterli olamamaktadır. Iraklı ve nokta üzerinde ısrarla durmak gerekiyor: Ülkelerine Suriyeli yetkililer, Ekim 2007 geri dönenlerin, belirsiz bir gelecekle karşı karşıya itibariyle 46.000’den fazla kalmaları durumu. Çünkü, geri dönenlerin mültecinin Irak’a dönüş büyük bir çoğunluğunun evleri yaptığını ve hala bu hareketin yıkılmış/yakılmış durumdadır. devam etmekte olduğunu Irak’tan Irak’ın bunları nasıl karşılayacağı belirtirlerken, BM kaçan belirsiz olarak güncelliğini Mülteciler Yüksek mülteciler... korumaktadır. ABD’nin Komiseri ise, endişesi de burada ortaya tehlikenin çıkmaktadır. Alarm boyutlarına zilleri çaldığına dikkat dikkat çeken ABD ordu çekmektedir. yetkilileri, Irak Nitekim, bu hükümetinin, ülke kuşku/endişe içinde bu karmaşık geri dönenler ve istikrarsız ortam tarafından da hüküm sürerken, paylaşılmaktadır. mültecilerin kitlesel geri Örneğin, bir yıldan dönüşleri konusunda nasıl daha fazla bir süre bir plan/strateji önce, güvenlik 2.2 MİLYON IRAKLI İnsan Hakları İzleme Örgütünün hazırladığı raporda, Ortadoğu genelinde 2.2 milyon Iraklı mülteci bulunduğu ve bu sayının tahminlere göre, 50.000 kadarının Lübnan’da bulunduğu belirtilmektedir. Mevcut durum itibariyle, Lübnan’da 580 Iraklı mülteci tutuklu olarak bulunmaktadır. 4 milyon nüfusa sahip olan Lübnan’da, 250.000 ile 300.000 arasında değişen Filistinli mültecinin de bulunması, bu ülkeyi oldukça zorlamaktadır. İnsan Hakları İzleme Örgütünün Lübnan araştırmacısı Nadim Houry, Lübnan’ın, Iraklı mülteciler ile ilgili krizin tek sorumlusu olmadığını, ancak başka bir mülteci akını konusunda tedbirli davrandığını vurgulamaktadır. Ayrıca, Houry, çok haklı olarak, ABD ve Irak’ın işgaline katılan tüm ülkelerin Irak ile birlikte, Lübnan’daki mültecilerin sorumluluğunu paylaşmaları gerektiğinin altını çizmektedir. Kapsamlı olarak hazırlanan söz konusu raporda, Lübnan’daki bazı Iraklı mültecilerin görüşlerine de yer verilmiş bulunmaktadır. Beyrut’taki Roumieh Hapishanesinde tutuklu bulunan Iraklı bir mülteci, "ne kadar süre hapishanede kalacağı konusunda kendisine bilgi verilmediğini, Irak’a gitmek istediğini, ancak gittiği taktirde de öldürüleceğini, buna rağmen ülkesine dönebileceğini" ifade etmektedir. İllegal yollardan Beyrut’ta bulunan bir diğer mülteci de, "her an yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını, çünkü her yerde kontrol noktalarının bulunduğunu" belirtmektedir. Sonuç olarak, Ortadoğu genelinde yeni bir "kriz" yaratılmasının engellenmesi için, Iraklı mültecilerin sorunlarına özellikle uluslararası örgütler kanalıyla acil çözümler üretilmesi gerekmektedir. Ancak, sadece bu örgütlerin çalışmaları/faaliyetleri yeterli olmayacaktır. Irak’ı işgal eden ve hala işgal durumunu devam ettiren, özellikle de sorunun ortaya çıkmasında büyük payı olan ABD ve müttefiklerinin, Irak hükümeti ile birlikte bu sorumluluğu paylaşmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, sorun daha da büyüyerek, yeni bir "insanlık dramı" halini alacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear