Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 Dr. Burak ÇINAR Doğuda ölmek kolaydır! C S TRATEJİ lejyonerlerinin kaderlerinin çöl şartlarında ateş gücü kabiliyeti ve suya olan yakınlık sayesinde düşmanın ellerinde olduğunu fark ettiler. Bu tecrübe 43.000 kişilik Roma Ordusu’nun yok edilmesine yol açmıştı. Liderleriyle birlikte 28.000 Roma askeri öldürülürken, 10.000 kadarı esir alınarak köleleştirildi. Sadece 5.000 Romalı kuşatmadan kurtularak kaçmayı başarabilmişti. İşin ilginç yanı bu zaferi elde eden Part atlıları, asıl Part Ordusu’nun içinde muharebeye katılan sadece bir bölümüydü ve aslında Roma Ordusu’nu oyalamakla görevlendirilmişlerdi. Ayrıca siyasi sonucu da ağır olan Carrhae’de, Roma’nın yönetiminde denge rolü üslenmiş olan Crassus’un ölümüyle triumvirliğin dağılması ve Caesar’ın diktatörlüğüne giden Roma İç Savaşı’nın yol açılmış oldu. D ünya tarihi, birbirinin benzeri hatalarla yitirilmiş savaşçıların bir çok farklı coğrafyada bedenlerinin toprak olduğuna tanıklık etmiştir. Devletlerin doymazlığı, çıkarları ve bunlar üzerine yaptıkları yanlış hesaplar, bir çok başarısız sefer sayesinde gereksiz yere binlerce insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. Bu coğrafyalardan özellikle Ortadoğu, Doğu’yu küçümseyerek başlayan Batı’nın seferleriyle kana bulanmış, batılı savaşçılar farklı uygarlıkların farklı devirlerinde elde ettikleri benzer sonuçlarla hüsrana uğramışlardır. Ortadoğu’da kaybolan Batı CARRHAE SAVAŞI Roma’nın yönetimi M.Ö. 60 yılında triumvirlik denilen üçlü yönetim sistemi olarak Gaius Julius Caesar, Gnaeus Pompeius Magnus ve Marcus Licinius Crassus arasında paylaştırılmış ve ülkenin doğu ucu Crassus’un idaresine verilmişti. Romalıların bölgedeki komşusu Partlar, ilk kez M.Ö. 54’te Romalılar ile çatışmaya başlamışlardı ve Roma’nın kendi hanedan sorunlarına müdahalelerinden bıkmışlardı. Zamanında bir çok savaşta zaferler kazanmış ve Spartaküs Ayaklanması’nı da bastırmış olan Marcus Crassus, yeni zaferler umarak M.Ö. 53 yılı Haziranı’nda Roma lejyonlarıyla doğuya sefere çıktı. Crassus, 39.000’i lejyoner, 4.000’i atlı ve yardımcı birlikler olmak üzere 43.000 kişilik ordusuyla doğuya yürüyüşe geçti. Galya’dan Caesar’ın sefer için yolladığı bin Galyalı süvariyle, Ermenistan ve Pontus bölgelerinden gelen askerler de yardımcı birlikler arasındaydı. Roma lejyonları, Fırat Nehri’ni geçtikten sonra girdiği yarı çöl arazide hava şartlarının etkisiyle yıpranmaya başladılar. Sonunda Roma Ordusu Harran yakınlarında Surenas’ın hepsi süvari olan Part Ordusu ile karşılaştı. Partlar’ın 9.000 süvariden oluşan kalabalık atlıokçu grubunun yoğun ok saldırılarına maruz kalan Roma lejyonları, ağırlıklarını ortalarına bıraktıktan sonra kalkanlarıyla testudo denilen savunma duvarı örerek kare şeklinde kamp oluşturdular. Karenin dışını da süvarilerle hafif piyadeler çevrelediler. Lejyon süvarileri ise Crassus ve erkanıyla birlikte karenin en ortasındaydılar. Partlar, önce zırhsız ve hafif donanımlı oldukları için manevra kabiliyeti yüksek olan atlıokçularla uzaktan Romalılar’ı taciz ederek vurkaç taktiğiyle yıprattılar. Roma süvarileriyle hafif piyadeleri de bunların peşine düştüler ve böylece ana gruptan koptular. Part atlıları da bunları çevirerek yok etmekte zorlanmayarak lejyonerlerin yoğun olduğu ana gruba tacize Batı’dan Doğu’ya askeri seferler tarih boyunca sürdü. Romalılar, Partlarla savaştı, yoğunlukla hüsrana uğradılar, bölgede etkin olamadılar. Haçlılar HİTTİN SAVAŞI Müslüman doğuyla uzun süre İki Haçlı Seferi geçmiş, Haçlılar ile Müslümanlar arasında ağır kayıpların savaştılar, başarılı olamadılar… verildiği çok sayıda muharebe cereyan başladılar. Sağlam bir lojistiğe sahip olan Partlar, atacak okları tükendikçe geri çekilerek arkalarından gelen 200 vagonluk deve katarından yeni oklar alıyorlar, böylece ateş gücünün sürekliliğini sağlıyorlardı. Sıcaktan, susuzluktan ve Part oklarından bıkan Romalılar, lejyoner atlılarını da içeren 6.000 kişilik bir kuvvetle karşıvuruşla Part kuşatmasını yarmaya kalktılar. Crassus’un oğlu Publius’un komutasında gerçekleşen ve en sağlıklı durumda bulunan lejyonerlerle bazı okçuların da katıldığı bu hareket, Romalıların ölümcül "Part Vuruşu" taktiğiyle tanışmalarıyla son buldu. Part atlıokçuları bir anda Romalıların yolunu açtılar ve arkada saklanan atları ve binicileri ağır zırhla kaplanmış ağır süvariler olan 1.000 Part cataphractı Roma’nın karşıvuruşunu parçaladılar. Bunun üzerine Crassus, 4.000 yaralısını acımaksızın arkada bırakarak geri çekilmeye başladı. Sadece 500 Romalı katliamdan kurtularak ana kuvvetlerin yanına dönebildi. Ertesi gün de devam eden umutsuz çarpışmalardan sonra, Marcus Crassus Sinnaka denilen yerde Part lideriyle bizzat görüşmek için Partların arasına girdiğinde öldürülerek kafası kesildi ve daha sonra Part Kralı Orotes I’e sunuldu. Carrhae bozgunu Roma’nın en büyük kayıplarını verdikleri Cannae, Hadrianopolis, Teuteburg Ormanı gibi önde gelen bir kaç muharebeden biri oldu. Batıdan gelen Romalılar doğunun farklı tarzıyla tanışırken, üstün gördükleri Irak’taki ABD askerleri... etmişti. Arada bir kaç yıllığına barış yapılıyor ve her iki taraf ta nefes alarak güç toplamaya çalışıyordu. İşte böyle bir dönemdeyken Haçlıların 1186 Aralık’ı sonunda barışı bozup Kahire’den Dımaşk’a giden büyük bir kervana saldırarak yağmalamaları ve tacirlere işkence etmeleri üzerine savaş kararı alan Selahaddin Eyyubi ertesi yılın bahar aylarında Cihad ilan ederek ordusunu toplamaya ve keşif hareketlerine başladı. Önce Kerak’a sefer düzenleyip kervana baskın düzeneyen Hospitallier Şövalyeleri’nin üstadı Reynaud de Chatillion’un arazisini yağmaladı. Gökbörü komutasındaki 7.000 Memlük askerini Akka’ya yolladı. Bu birlik Kresson Kaynakları yakınında Gerard de Ridford’un Templier Şövalyeleri’nin baskınına uğradı. Buna rağmen muharebeye giren hemen bütün şövalyeler öldürüldü. Zaferi duyan Selahaddin, Kerak’tan geri döndü ve 1 Temmuz’da Taberiye Gölü’nün yanından Ürdün Suyu’nu geçerek Hittin’e yöneldi. Kudüs Kralı Guy de Lusignian, Kont Raymond’un tüm tavsiyelerini hiçe sayarak 1.200’ü şövalye olan 19.200 askeriyle, yılın en sıcak ayında çorak bir bölgeyi geçmeye kalktı. Selahaddin Eyyubi’nin 6.000’i bölgeden toplanmış ve çoğu atlı olan 18.000 askerden oluşan ve Taberiye’yi kuşatan ordusunun peşine düştü. 2 Temmuz’da Taberiye’yi ele geçiren Selahaddin Eyyubi, göle sekiz kilometre mesafede bulunan Hittin’in Boynuzları denilen tepelerde yolu kapattı. Aynı gün Haçlı Ordusu da Sephoria’da kamp kurmuştu. O gece Taberiye Kontesi’nden gelen yardım çağrısının kampa ulaşması üzerine toplanan meclis, Raymond’un devam eden itirazını kabul ederek dağıldı. Buna rağmen Templier Şövalyeleri’nin komutanı Gerard’ın kışkırtmasının etkisiyle, Kral Guy ertesi şafakta hareket emri verdi ve 3 Temmuz sabahı Haçlı Ordusu tekrar yola koyuldu. Ancak bir süre sonra susuz kalmış olan haçlılar, Taberiye Gölü’ne ulaşamadan Hittin’in Boynuzları’nda tuzağa düşürüldüklerini fark ettiler. Haçlı Ordusu’nun geçeceği yola göre, Selahaddin Eyyubi ve Muzaffereddin Gökbörü’nün kuvvetleri güneyde, Takiyyeddin’in kuvvetleri ise kuzeyde konuşlanmışlardı. Atlıokçular Haçlı Ordusu’nu yol boyunca sürekli taciz ettiler. Kısa sürede Haçlı Ordusu’nun etrafı iki kanattan çevrildi. Böylece Turun’daki su kaynağına giden yolu da kapatılmış oldu. Müslüman askerler Haçlı kampının etrafını çevreleyen çalıları ateşe vererek sıkıntılarını artırdılar. Ertesi sabah Hittin’deki su kaynağına ulaşmak için kuşatmayı yarmak isteyen Haçlılar, arkalarından gelen karşıvuruş sayesinde hüsrana uğradılar ve Hittin’in Boynuzları’ndan birine çekilerek burada toplanmak zorunda kaldılar. Selahaddin Eyyubi, bir kaç başarısız yarma