25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

egemenlik." Atatürk’e göre, ulusal egemenlik mali egemenlikle desteklenmeliydi, aksi halde askeri zaferlerle elde edilen tam bağımsızlık korunamazdı. Anahtar, ekonomi idi. Onun da dediği gibi, "Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz"dı. Topkapı Saray içindeki darphane binası... C S TRATEJİ borçlanma yoluna gidilmiştir. Dış borçlanma da iktisadi bağımlılıktan öte siyasal bağımlılığı da derinleştirmiştir. 17 BORÇLANMA VE ÖZELLEŞTİRME Borç ve borçlanmamızın uluslararası yönetiminde üyesi olduğumuz IMF bulunmaktadır. IMF’nin bir benzeri, Osmanlı ile Cumhuriyet’in ilk dönemindeki Duyunu Umumiye İdaresi’dir. IMF ile yapılan borç sözleşmeleri, standby düzenlemeleri ve diğer müzakereler, Türkiye ekonomisinde çeşitli açmazların doğmasına neden olmuştur. Örneğin, borçların geri dönüşümünü kolaylaştırmak ve çok uluslu şirketlerin iç pazarımızı denetimlerine almalarını sağlamak üzere, IMF Türkiye’de özelleştirme programlarını yürürlüğe koymuştur. Stratejik ve kârlı kamusal girişimler yerli, yabancı özel sektöre devredilerek, işsizlik stokunun ve vergi kayıplarının daha da büyümesine yol açılmıştır. Sonuçta, reel ekonominin gerçeklerine uygun olmayan özelleştirme politikaları, ülke ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayan para politikalarını etkisiz hale getirmeye devam etmektedir. Atatürk döneminde IMF’li bir kapitalist küreselleşme rüzgârı esmiyordu. Eğer, mali egemenliğe inanan Atatürk ve ekonomi kurmayları yaşasaydı, belki Türkiye yine IMF ile ‘ikizi’ Dünya Bankası’nın üyesi olabilirdi; ama güçlü olasılıkla; daha az ya da sıfır borçlu ve bu örgütlerdeki kotası (oy gücü) yüksek ülkelerden biri olarak... DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET Parasal disiplinin, bütçe dengesinden sonraki ikinci ayağı, dış dengedir. İnönü, Başvekil sıfatıyla, 1935’te ‘ulusal para için tehlike sayılacak tek konunun dış ticaret’ olduğunu söyler. Yeni devlet dış açıktan kaçınmamıştır. 1929’a kadar TL ’nin dış değeri arz ve talebe göre belirlenmiştir; zaten uygar dünyada baskın iktisadi sistem klasik iktisatçıların görüşlerine dayanan liberalkapitalist sistemdi. Yabancı paraların TL ’ye karşı değerli oluşları, TL ’den kaçışa yol açmıştır. Bunun üzerine yeni ve denetimli bir döviz kuru politikası (Şubat 1930’da 1967 sayılı yasayla) uygulanmıştır. TCMB’nin de kurulmasıyla birlikte; önce İngiliz Sterlini’ne bağlanan TL, 1931’den sonra Fransız Frangı’na ve Eylül 1936’dan itibaren kendi altın değerine göre ‘sabit döviz kuru’ sistemi içinde değer kazanan bir eğilim izlemiştir. 1931’den sonra dış fazlalar elde edilmiş ve rezerv birikimi de artmıştır. Bu birikim İkinci Dünya Savaşı’nda önemli bir işlev görecektir. Ancak savaş konjonktüründe zorunlu olarak TL, yüzde 40 daha düşük bir döviz kuru çizgisinde sürdürülecekti. Günümüzde Merkez Bankası daha çok IMF’nin kaygılarını gözetiyor. Stratejik ve karlı kamusal girişimler yerli, yabancı özel sektöre devredilince işsizlik stoku ve vergi kayıpları yükseliyor. Gerçekçi yaklaşıma uymayan özelleştirme, kalkınmayı sağlayacak para politikalarını etkisizleştiriyor. Atatürk’le, AB ile halen müzakere eden değil, AB’nin tam üyesi olabilir, Avrupa para sistemini kabul edebilirdi; bunun için ciddi "rezervleri" olduğunu da kabul ederek… İkincisi; Batılı standartlarda ama Batı’dan bağımsız Türkiye ideali nedeniyle, Türkiye’yi AB’den uzak tutabilirdi, fakat tüm dünyayla olduğu gibi, en yakın iktisaditicari ortak olarak Avrupa ile iyi ve etkin ilişkiler sürdürmesini, ayrıca Türkiyesiz bir AB’nin AB’ye maliyetlerinin neler olabileceğini Avrupalıların düşünmesini sağlayabilirdi. KIYASLAMA 1: Atatürk döneminde para çok değerli, satın alma gücü yüksekti. Atatürk’ün para politikası enflasyonist değil, geniş toplum kitlelerinin lehine denilebilecek deflasyonist bir politikaydı. 2: Atatürk dönemi hükümetleri, para basımı konusunda oldukça "iktisadi" davranmışlardır. Bütçe denkliği konusunda bütçe açıklarını hiç hoş karşılamayan klasik iktisat öğretisinin çizgisinde kalmışlardır. 3: Atatürk dönemi öncesinde para birimi, Kaime ve Osmanlı lirası idi. Cumhuriyet kurulduktan sonra Türk Lirasına geçildi ve değeri yasa ile korunmaya çalışıldı. AB’ye üye olunacağı umulan gelecek 1520 yılda Türkiye’nin "Euro bölgesi"ne girmesi gündeme gelebilir. Bu gerçekleşirse hiç şaşırmayalım. Kaynaklar: 1 Turkish National Commission for UNESCO (1981), Atatürk: Biography, (Commemorative Edition), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını. 2 Başarır, Başar (2005), Bozuk Para 1 Lira: Yıllar Sonra Geri Gelen Sevgili, İstanbul: Doğan Kitap. 3 Kara Kuvvetleri Komutanlığı (1982), Atatürk’ün Ekonomi Görüşü, Ankara: KKK Yayınları No:3. 4 Avcıoğlu, Doğan (1984), Türkiye’nin Düzeni: DünBugünYarın, 1.Kitap, İstanbul: Tekin Yayınevi. 5 Tekeli, İlhan, ve Selim İlkin (2004), "Türkiye Cumhuriyeti merkez Bankası", Cumhuriyetin Harcı 2.Kitap: Köktenci Modernitenin Ekonomik Politikasının Gelişimi, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları. 6 Aysan, Mustafa (1983), "Atatürk’ün Ekonomi Kalkınma Modeli", iç. Atatürkçülük, 2.Kitap, Ankara: G.Kurmay Basımevi. 7 Ergin, Feridun (1984), K.Atatürk, İstanbul: İÜ İktisat Fakültesi Yayın no:500. 8 Pakdemirli, Ekrem (1991), Ekonomimizin 1923’den 1990’a Sayısal Görünümü, 2.b., İstanbul: Milliyet Yayınları. 9 Méchin, B. (1997), Mustafa Kemal: Bir İmparatorluğun Ölümü, 2.b, Çev. Z.Çelikol, Bilgi Yayınevi, İstanbul. 10 Kuruç, Bilsay (2003), "Ulus Devletin Payandaları: Ekonomik Büyüme ve Mali Disiplin, 19231950", Uluslararası Atatürk ve Çağdaş Toplum Sempozyumu (2527 Eylül 2002), iç. Demokrasi ve Gençlik Vakfı (düz.), İstanbul: Türkiye İş Banksı Kültür Yayınları. ATATÜRK’TEN YANSIMALAR Atatürk döneminden günümüze gelince, Türkiye ekonomisinin gösterdiği ivme, bir çocuğun büyümesine benzetilebilir. İç ve dış iktisadi şoklardan ya da hükümetlerin gösterdiği zayıflıklardan dolayı, özellikle fiziksel büyüme kimileyin büyük hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Acaba Türkiye, AB’nin ortak para birimi Euro’yu ileride TL yerine kullanabilir mi? Zira ülkemiz AB ile tam üyelik için müzakere sürecindedir. Müzakere başlıkları arasında para politikaları da yer almaktadır. Para politikaları faslında göstereceğimiz performans, para ve fiyat istikrarı ile ilgili olan Maastricht kriterlerine ne kadar yakın olduğumuzu ortaya koyacaktır. Sonuçta olası bir tam üyelik perspektifinde, TL ’den Euro’ya geçiş aşaması da kaçınılmaz hale gelebilir. Euro bölgesine girilmesi halinde, doğal olarak TCMB yerine Avrupa Merkez Bankası kararları esas alınacak, yani ulusal para politikalarındaki egemenlik de AB’ye devredilecek ya da onunla paylaşılacaktır. Bu durumda, tahmin edilebilir ya da öngörülebilir iki sonuç doğabilir: 1Parasal egemenliğin mali ayağı çökmüş olacaktır. Zaten küreselleşme, tam bağımsızlığı karşılıklı bağımlılıkla ikame etmeye başlamıştır. 2Her türlü risk paylaşılmış olacaktır. Bir para birliğinde yer alan ekonomilerin para piyasaları güvenceye kavuşacak, enflasyonla mücadele, ılımlı enflasyonda istikrarı sağlama hedefine daha kolay ulaşılabilecektir. Ayrıca, Türkiye dolarlaşmanın olumsuz etkilerinden kurtulabilecektir. Senaryoyu Atatürk’le bağlantılı olarak, iki zıt boyutta somutlaştırabiliriz: Birincisi; Türkiye ÖZERK MERKEZ BANKACILIĞI Türkiye, IMF’nin "önerisi" üzerine 2001 mali krizinin ardında özerk merkez bankası yasasını çıkarttı. Günümüzdeki özerk merkez bankacılığı ile Atatürk dönemindeki bağımsız merkez bankacılığı arasında nitel farklar vardır. Atatürk dönemindeki merkez bankası, Osmanlı Bankası’nı ikame edecek şekilde yerli sermayeye dayalı, hükümetin iktisat politikalarıyla uyumlu merkez bankasıydı. Şimdiki merkez bankası, sermaye yapısı ve hükümetle ortak hareket etme noktalarında sorun oluşturmuyor, ancak uygulamaya karar verdiği para politikalarını hep IMF çizgisinde ayarlamak zorunda kalıyor. Bağımsız merkez bankamız hükümetten çok IMF’ye bağımlı olduğu izlenimi veriyor. SÜREĞEN BÜTÇE AÇIĞI Atatürk sonrası hükümetlerin hepsi, klasik iktisat öğretisine dayanan bütçe dengesinden uzaklaşmışlardır. Sürekli verilen bütçe açıklarının finansmanında ya yeni emisyonlar yapılmış ya da özellikle dış
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear