25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 C S TRATEJİ Pekin, AsyaPasifik’te yeni bir Çin yeni güç merkezi Barış ADIBELLİ Araştırma Görevlisi Ankara SBF. Uluslararası İlişkiler Böl. G eçtiğimiz günlerde Çin’de tarihi sayılabilecek günler yaşandı. Japonya’nın yeni seçilen Başbakanı Yasuo Fukuda, Pekin’e tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, milliyetçi Başbakan Şinzo Abe’nin göreve gelir gelmez Çin’e gerçekleştirdiği sürpriz ziyaretin ardından yapılan önemli ziyaretten bir tanesi olmuştur. Nisan 2007’de Çin Başbakanı Wen Cabao’nun Japonya ziyareti ile başlayan işbirliği süreci Japonya Başbakanının Çin’i ziyaret etmesiyle yeni bir aşama kaydetmiştir. Şüphesiz, Wen Cabao’nun Japonya ziyareti ile Japonya Başbakanının Çin ziyareti arasında geçen zaman diliminde de Çin ve Japonya arasında özellikle askeri ilişkilerde belirgin bir işbirliği sürecinin başladığı görülmektedir. İlk defa bir Çin Savunma Bakanı Japonya’yı ziyaret etmiş, aynı zamanda Çin donanmasına bağlı gemiler de Japon limanlarını ziyaret etmiştir. Tüm bu yaşanan sürecin ardından Japonya Başbakanının Pekin’i ziyaret etmesi Çin’in Doğu Asya’da yeni bir dönem başlatacağı sinyali olarak yorumlanmıştır. Çin ve Japonya’nın başta ekonomi alanında olmak üzere birçok alanda yakın ilişkileri var. 2006 yılı itibariyle Çin ve Japonya arasındaki ticaret hacmi 200 milyar doları aşmış durumdadır. Şu an için Japonya Çin’in üçüncü ticari ortağıdır. Başbakanı kabulünde Çin Devlet Başkanı Hu Jintao iki ülke arasındaki ilişkilerde görülen düzelme ve gelişme eğilimini olumlu değerlendirerek, Japonya ile geçmişte imzalan üç ortak belgede belirlenen ilkeler ve tarihten ders alarak geleceğe yönelme doğrultusunda diyalog ve istişareleri yoğunlaştırmaya, karşılıklı anlayış ve güveni artırmaya ve sorunlara uygun çözüm getirmeye hazır olduklarını söyledi. Bunun yanında, Hu, iki ülke arasında çok yönlü, geniş kapsamlı ve çok kademeli temas ve işbirliğinin hızlandırılarak artırılmasını arzuladıklarını kaydederek, halklar arasında, özellikle gençler arasındaki temasların yoğunlaştırılarak dostluğun derinleştirilmesini; karşılıklı yarara dayalı stratejik ilişkilerin geliştirilerek iki ülke arasında iyi komşuluk, dostluk ve işbirliği ilişkileri için yeni bir gelecek yaratılması gereğini vurgulamıştır. Japonya’nın yeni Başbakanı Fukuda’nın Pekin’e gerçekleştirdiği ziyaret ve iki ülke arasındaki sorunların barışçıl yöntemlerle çözümlenmesine yönelik arayışlar dikkat çekiyor. Çin’in Hindistan ile de ilişkilerini geliştirmek istemesi ve bunu askeri boyuta yansıtmak için somut girişimleri bulunuyor. Girişime Hindistan da sıcak yaklaşıyor. Yukarıda sayılan tüm sorunlar ÇinJaponya yakınlaşmasını neredeyse imkânsız hâle getiren en önemli başlıklardır. Fakat her iki ülke de bu sorunları gidermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu ziyarette Çin Başbakanı ile görüşen Japonya Başbakanı Çin ile Japonya arasında Doğu Çin Denizi’nde bulunan egemenliği tartışmalı Senkaku veya Çinlilerin dediği şekliyle Diaoyutai adaları konusundaki sorunu karşılıklı diyalog yöntemiyle çözerek, bu adaların barış ve işbirliği adaları haline getirilmesi ve sorunun iki ülkenin çıkarları doğrultusunda çözülmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını söylemiştir. Tarih kitapları sorunu Çin ve Japonya arasında belki de en hareketli konu başlığını oluşturmaktadır. 2005 yılında Çin’de Japonya’daki tarih kitaplarını protesto etmek için birçok gösteriler düzenlenmiş ve Japonlara ait işyerlerine saldırılar yapılmıştı. Çin hükümetinin sert önlemleriyle bu gösteriler bastırılmıştı. Yakın tarihin hemen her döneminde tarih kitapları konusu iki ülke arasında ciddi problemlere neden olmuştur. Tarih kitapları konusu aslında bölgesel bir sorun olma özelliğini de taşımaktadır. Bu konu sadece Çin’de değil Kuzey ve Güney Kore’de de protestolara neden olmuştur. Bu kitaplar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın saldırgan politikalarından doğrudan etkilenen birçok ülke tarafından da kınanmaktadır. Şinzo Abe iktidarı ile birlikte tarih kitapları konusunda daha temkinli yaklaşılmaya başlanmıştır. Şu günlerde gelişen ÇinJaponya ilişkileri nedeniyle bu konu pek fazla gündeme gelmiyor. Çin ve Japonya arasında tarihi diğer bir konu ise, 13 Aralık 1937’de Japon ordusunun Çin’in Nanjing kentini ele geçirmesinin ardından yaşanan Nanjing Katliamıdır. İkinci dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından kurulan ve savaş suçlularını yargılayan Uluslararası UzakDoğu Askeri Mahkemesi’nin tahminlerine göre, altı hafta süren işgal sırasında 200 bin Çinli sivil öldürülmüştür. Çin, Japonya’nın 1930’larda Çin topraklarını işgal etmesini hiçbir zaman unutamamıştır. Mao, 1945 yılına kadar Japonya’ya karşı direniş savaşı yürütmüştür. O tarihten 1972 yılına kadar ÇinJapon ilişkileri tamamen düşmanlık sarmalı üzerine oturmuştur. 1970’lerde uluslararası sistemde meydana gelen değişiklikler üzerine Çin’in ABD ile ilişkilerinde meydana gelen normalleşmenin etkisi ÇinJapon ilişkilerinde görülmüş, iki ülke diplomatik ilişkiler kurmuştur. Çin, Nanjing katliamı nedeniyle hemen her defasında Japonya’nın Almanya’nın Yahudilerden özür dilediği gibi Çin’den de resmen özür dilemesini talep etmiştir. Japonya ise, genelde liderlerin bireysel özür dilemesiyle sorunu aşmaya çalışmıştır. Şu günlerde Nanjing Katliamı da Çin tarafından rafa kaldırılmıştır. Özellikle, Nanjing Katliamı konusunda Pekin hükümetinin iyi niyet göstermesi Çin kamuoyu tarafında şiddetle eleştirilmektedir. Sonuç olarak Çin’in kamuoyu baskısını nasıl aşacağı şu an için belirsizliğini muhafaza etmektedir. Son zamanlarda ÇinJaponya ilişkilerini belirleyen en önemli sorun Yasuniki Anıtı’dır. Yasuniki Anıtı, savaşlarda ölen Japon askerlerinin anısına Tokyo'da yapılmıştır. Bu anıt, Japonya'nın eski militarizminin simgesi olarak görülmektedir. Anıt özellikle, 1978 yılından sonra savaş suçlusu 14 Japon'un da gömülmesiyle, sert tartışmalara yol açmıştır. Anıtta eski Japonya Başbakanı General Hideki Tojo'nun da naaşı bulunmaktadır. Her yıl, Japon hükümeti tarafından ziyaret edilen bu anıt, Çinlileri oldukça rahatsız etmektedir. Özellikle, eski Başbakan Koizumu'nun, Çin'in bu hassasiyetine rağmen, burayı ziyaret etmekteki ısrarı, Çin'i kızdırmış, Çin’de büyük tepkilere neden olmuştur. Japonlara göre ise, bu anıtın, ABD'deki Arlington mezarlığından bir farkı yoktur. Her ikisi de savaştaki kayıpların anısına yapılmıştır. Son iki Japon başbakanı bu anıtı ziyaret etmemiştir. Bu tavır Çin tarafından barışçıl bir adım olarak değerlendirilmiştir. TAYVAN’LA İLİŞKİLER 1972’de Japonya, Çin ile ilişkilerini normalleştirmesiyle birlikte Tayvan’la önceden sahip olduğu ilişkileri de farklı bir yöntem ile gayri resmi olarak sürdürmeye devam etti. Bu yöntem daha sonra 1979 yılında ABD tarafından biraz daha geliştirilerek Tayvan Modeli ismini alacaktır. Bölgesel başat güçlerin önem kazandığı Soğuk Savaş sonrası dönemde Japonya, kendisini Doğu Asya’da başat güç ilan etmiştir. Çin’in 1990’ların ikinci yarısından itibaren güçlü bir şekilde Doğu Asya’da liderliğe soyunması Japonya’yı da Tayvan’ı bir güvenlik kozu olarak Pekin’e karşı oynama seçeneğini gündeme getirdi. Özellikle, o dönemde yaşanan Tayvan Boğazı kriziyle kötüleşen ÇinABD ilişkileri, Japonya’nın Çin’e karşı ABDTayvan eksenini kullanmasını kolaylaştırdı; SORUNLU İLİŞKİLER Şüphesiz işbirliği ve ortak hareket noktalarından bahsedilmiş olsa da iki ülke arasında ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunlar şu şekilde sıralanabilir: Doğu Çin Denizi’nde egemenliği tartışmalı adalar sorunu (Diaoyutai adaları) Japon tarih kitaplarındaki İkinci Dünya Savaşı dönemindeki Japon militarizminin ve emperyalist politikalarının övülmesi Nanjing Katliamı Çin’e göre, savaş suçlularının yattığı Yasuniki Anıtı’nın Japon liderler tarafından ziyaret edilmesi Japonya’nın Tayvan’la hâlen Tayvan Modeli kapsamında gayri resmi ilişkilerini sürdürmesi Japonya’nın ABD ile olan ilişkileri Cintao ve Singh..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear