01 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası gkirac@tusam.net ABD askerleri şimdiye kadar yanlışlıkla birçok sivili öldürdü… C S TRATEJİ 7 öldürülmesi halkta ülkedeki yabancı güçlere karşı nefreti tetikleyen diğer bir olaydı. 14 Şubat’ta Helmand vilayetindeki NATO güçlerinin Musa Kale ve Kacaki’de Taliban güçlerine karşı düzenledikleri operasyonlarda ise yerel kaynaklara göre 12 kadın ve çocuk hayatını kaybetti. 4 Mart 2007 tarihinde Nangarhar eyaletinde Celalabad ile Pakistan sınırı arasındaki yolda konvoylarına saldırı düzenlendiği gerekçesiyle açılan ateş sonucunda 19 sivil öldü ve 50 kişi ağır şekilde yaralandı. Halk olayın meydana geldiği anayolu trafiğe kapatarak büyük bir protesto gösterisi düzenledi. Amerikalı Albay John Nicholson ise üzgün olduklarını ve bir hata nedeniyle olayın meydana geldiğini belirterek ölenlerin ailelerine "üzüntülerini paylaşma" adına 2 bin dolar yardım yapılacağını duyurdu. Bu olayın bir buçuk ay sonrasında Nangarhar’da halk 29 Nisan’da yine aynı anayolda "Bush’a ölüm" sloganlarıyla bir protesto gösterisi daha düzenledi. Bu kez protestonun nedeni ABD askerlerinin 29 Nisan sabahı bölgede düzenlediği bir baskında biri kız çocuğu, biri kadın altı sivilin öldürülmesiydi. Akhtar Muhammed isimli bir vatandaş "Onların operasyonları doğru olmayan istihbarat bilgilerine dayanıyor ve evlere acımasızca saldırılar düzenleniyor. Biz düşman değiliz, biz ElKaide mensubu da değiliz bize neden saldırıyorlar?" sözleriyle yaşadığı acı olayları dile getiriyor. Afganistan’da 2007 başından bu yana yaşanan en ağır bilânço ise ülkenin batısındaki Herat eyaletinde 27 Nisan’da başlayıp 30 Nisan’a kadar süren ABD operasyonlarında ortaya çıktı. Kadın ve çocukların da bulunduğu, bir aileden tam 12 kişinin öldüğü olayda toplam 51 kişi yaşamını kaybetti. Hemen bir gün sonrasında ise 1 Mayıs’ta Kandahar’da yine ABD operasyonları sonucunda ikisi kadın 13 sivil öldü. Bu olayın tam bir hafta sonrasında Helmand eyaletinde Sangin’de ABD tarafından düzenlenen bir hava saldırısında kadın ve çocukların da içlerinde bulunduğu 21 sivil yaşamını yitirdi. Konuya ilişkin bilgi Helmand Valisi Asadullah Vafa tarafından basına duyuruldu. ABD ise Binbaşı William Mitchell aracılığıyla ölenlerin düşman olduklarını açıkladı. Yaşanan son olaylar ise ABD’li askerler bir ilke daha imza atarak 11 Haziran’da Nangarhar eyaletinde bir kontrol noktasında görev yapan Afgan polislerin üzerine "düşman" zannettikleri için ateş açarak yedisinin ölümüne beşinin de ağır biçimde yaralanmasına neden oldu. Ayrıca, 18 Haziran’da Zargun Han bölgesinde düzenlenen hava saldırısında 7 çocuk yaşamını yitirdi. Y aklaşık 2.5 milyon sivilin öldüğü Vietnam savaşı, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucunda yaşamını kaybeden 400 bin, Irak’ta 2003 yılından bu yana hayatını kaybeden 750 bin sivil ile 2001 yılından bu yana Afganistan’da yaşamını yitiren yaklaşık 5 bin Afganlı. Bu veriler ABD’nin yakın geçmişte ve günümüzde sebep olduğu sivil ölümlere ait rakamlardan bazıları. Kamuoyunda bu rakamlarla ilgili daha farklı bilgilerin yer aldığı birçok doküman da mevcut. Tabii bu ölümlerin yanı sıra gözünü, elini ve bacağını kaybeden milyonlarca insanın varlığı da unutulmamalı. Uluslararası hukukta sivil ölümlerle ilgili birçok tanımlama mevcut. Genel olarak "Doğrudan ya da dolaylı olarak sivil hedeflere aşırı bir şekilde zarar vereceği, sivil ölümlere neden olacağı, sivilleri yaralayacağı ya da rastlantısal olarak bile can kaybına yol açacağı bilinen saldırılar. Bunun yanı sıra askeri hedef olmayan sivillerin yaşadığı yerleşim birimlerine, din, eğitim, bilim veya insani yardım amaçlı kullanılan binalara, tarihi eserlere ve hastanelere yönelik gerçekleşen saldırılar uluslararası hukukta suç kabul edilmektedir" şeklinde bir tanımlama kabul görüyor. Sivil ölümlerin engellenmesi ve bu suçu işleyenlerin cezalandırılabilmeleri için Lahey Yönetmeliği, Roma Statüsü, Cenevre Sözleşmeleri gibi hukuk metinleri ile Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumlar kurulmuş, bu suçları tanımlamış ve suçu işleyenlerin cezalandırılması için yetkilendirilmiş durumda. Ancak yaşanan gelişmelere bakıldığında birçok devletin bu yazılı metinlere taraf olmayarak ve bu tür uluslararası kurumları tanımayarak oluşturulmak istenen sistemin dışında kaldığı görülüyor. Devletler siyasi güçlerini kullanarak kendilerine karşı oluşabilecek suçlamaları ve buna bağlı yaptırım ya da cezalara karşı gelerek masum insanları umursamadan öldürmeye devam etmekte. Afganistan’da siviller hedef ‘Özgürleştirme’ iddiasıyla Afganistan’ı işgal eden ABD birlikleri, sivilleri öldürüyor. Daha da vahim olanı, olaylar, ABD birliklerinin düşmanlarını bulamadığını ortaya koyuyor. Operasyon, "düşman" gerekçesiyle öldürülen her sivil ABD’nin ülkedeki varlığını biraz daha zora sokuyor. ve sorumsuz tavırları bu ülkelerde yaşayan halklar için artık ciddi bir tehdit halini aldı. Nokta atışı yapabilmekle övünen ABD ordusu köyler ve diğer küçük yerleşim birimlerine, "istihbarat aldıklarını" iddia ederek bomba yağdırmakta bir mahsur görmüyor. Amerikan askerleri sokaklarda şüphelendikleri kişileri kafasına çuval geçirip elini kolunu bağlayıp "Guantanamo" veya "Ebu Gureyb" gibi adeta esir kamplarını andıran hapishanelere götürüp aylarca sorguluyor. Hatta basına yansıyan bu hapishanelerdeki işkence görüntüleri bile ABD’yi rahatsız etmiyor, durdurmuyor. Afganistan’da durum gittikçe kritik bir hal alıyor. ABD’li askerler Taliban olduklarını iddia ettikleri birçok sivile kendi güvenliklerini sağlamak adına ateş açıyor, evleri bombalıyor. Basında çıkan sivillerin öldürülmesine ilişkin haberler Afganistan’daki yabancı güçlere (ABD ve İngiliz askerleri başta olmak üzere) karşı kin ve nefret duygularının hızla büyümesine neden oluyor. SİVİL ÖLDÜRMEK MEŞRULAŞTI Üzerinde ne uluslararası ne de kendi kamuoyundan bir baskı hisseden Bush yönetimi Irak ve Afganistan’daki başıboş tavrını devam ettiriyor. ABD askerlerinin şımarık, hukuk tanımaz HEDEF KİM? Bu ağır bilânçoya bakıldığında akıllara gelen ilk soru "ABD kiminle savaşıyor?" oluyor. Afgan halkı bir yanda açlık, susuzluk, sefalet, uyuşturucu tehdidi, sağlık problemleri, eğitim sorunları, sosyo ekonomik sıkıntı, terör belası ve tamamen yıkıntı haline gelmiş şehirlerde yaşam mücadelesi verirken diğer yanda yardım bekledikleri ve kendilerini kurtarma vaadiyle Afganistan’a yerleşmiş ABD’li askerler tarafından umursuzca öldürülüyorlar, tabiri caizse "katlediliyorlar" ama yanlışlıkla (!). Belki de ABD Başkanı George Bush’un Afgan halkını özgürleştirmekten kastettiği buydu. Onları öldürüp acılarına son vermekti. Belki de onun için operasyonun adı "Sonsuz Özgürlük Operasyonu" kondu. Afgan halkı daha ne kadar bu rezilliğe sabır gösterecek bilinmez ama ABD şayet bu şekilde "Taliban operasyonlarını" devam ettirecekse operasyon bittiğinde Afgan halkının yarısı "yanlışlıkla" yok edilmiş ve 11 Eylül’ün bedelini Taliban değil Afgan halkı ödemiş olacak. YANLIŞLIĞIN BEDELİ Sonsuz Özgürlük Operasyonu başladığından beri süregelen sivil ölümleri 2007 yılında da devam ediyor. ABD askerlerinin 31 Aralık 2006 gecesinde Çaparhar’da bir eve yaptıkları baskında öldürdükleri iki sivil yılın ilk "yanlışlığıydı". Celalabad’da 7 Şubat’ta imam Mevlevi Hayatullah’ın evinde Afganlı çocuklar...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear