01 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 Dr. Eren EROL TUSAM Orta Doğu Araştırmaları Masası Büyük hayali bozan kent… C S TRATEJİ TÜRKİYE’NİN TAVRI Irak Devleti’nin kuruluşundan bugüne dek, ülkede iktidar başına gelen tüm yönetimlerin Türkiye’nin soydaşı olan Türkmenlerin kaderleriyle ilgilendiği algılaması sonucu, Irak Türkmenlerine baskı ve asimilasyon uygulamıştır. Buna karşın Türkmenler de, bölgenin en etkili gücüne sahip olan Türkiye’nin, başta Türkmen meselesi olmak üzere bölgenin sorunlarıyla ilgilendiği düşüncesine kapılarak, ciddi örgütlenmeye gitmedi ve bölgedeki Türkmen politikasını Türkiye’de kurdukları dernekler ile yönetmeye çalıştılar. Böylece, başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin desteğini alan Irak’taki Kürt partileri ordu teşkilatlanmasına yönelirken, Türkmenler sivil toplum örgütlenmesine yöneldiler. Ancak, 1 Mart teskeresi ile gerginleşen ABDTürkiye ilişkileri, Süleymaniye’de on bir Türk askerinin işgalci ABD güçleri tarafında gözaltında alınmasıyla gerilim noktasına taşındı. Bu durumdan ortaya çıkan sonuçları kendi lehlerine çevirmeyi başaran Iraklı Kürt partiler, Irak konusunda ABD’nin sonsuz desteğini kazandılar. Bu destekten meydana gelen etkiyi, Irak Türkmenlerine yönelik baskı unsuru olarak kullanmayı başardılar. Türkiye’nin Irak’taki, özellikle de Irak’ın kuzey bölgesindeki nüfuzunu azaltmak için tasarlanan Süleymaniye baskınında, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Irak Yurtsever Birliği’nin (KYB) katkıları büyüktür. Dolayısıyla, ABD işgalci kuvvetleri tarafından himaye altında tutulan Iraklı iki Kürt partisinin kurtarılmış bölge içerisinde Irak Türkmenlerine işgal öncesi yaptıkları zulüm ve baskıyı denetleyen Türkiye’nin kuzey Irak’taki nüfuzu işgal sonrasında ortadan kalktı. Bu durum, Iraklı Kürt partilerinin Türkiye’ye karşı tehditkâr tavırlarının artmasına yol açtı. Bu gelişmelere dayanarak, Iraklı Kürt partileri, bir taraftan Türkmen ağırlıklı olan ve gerek jeostratejik gerekse jeoekonomik bakımdan önem arz eden Kerkük ve Telafer’e yönelik Kürtleştirme politikasının başarıya ulaşması için her türlü yolu denerken diğer taraftan da, Türkiye’ye yönelik tehditkâr açıklamalarda bulunmaya devam ediyorlar. Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK terör örgütü tehdidini ortadan kaldırma gayretlerini, Kerkük’e müdahale etme olarak yansıtan Iraklı iki Kürt partisi hem Kerkük hem de Telafer’de yaşayan Türkmenlere soykırım uyguluyor. Bu bağlamda, Irak’ın sorunlarının çözülmesi için yapılan girişimlerin odak noktası, Irak’taki PKK terör örgütü, Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim ve Kerkük meselesinin birbirinden ayrı tutulması olmalıdır. Aynı zamanda, 21. yüzyılını yaşayan dünyamızda evrensel boyut kazanan insan hakları konusunda devletlerin artık egemenlik, bağımsızlık ve içişlerine karışmama gibi kavramları ileri sürerek sorumluluktan kurtulmak için bunların arkasına sığınmaları anlaşılmaz hal alıyor. Hele ki aksi yöndeki uygulamalar dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanırken. I rak’ın kuzeybatısında yer alan Telafer kenti jeostratejik öneminden dolayı son yılların odak noktası haline geldi. Üç yüz elli bin salt Türkmen nüfusuna sahip olan Telafer’i bu kadar önemli kılansa coğrafi konumu yani belli noktalara olan yakınlığı ve nüfusunun tamamına yakının Türkmen olması. Irak’ın Musul şehrinin 60 km kuzeyinde bulunan Telafer, Türkiye’nin güney sınırlarından 85 km ve Suriye’nin doğu sınırlarından 70 km uzaklıkta yer alıyor. Irak’ın sözde Kürdistan bölgesi ile Suriye’nin sözde Kürdistan bölgesi arasında yer alan bu Türkmen şehri Telafer, ABD’nin desteğini arkasına alan Iraklı Kürt partilerin açıkça ileri sürdükleri "Büyük Kürdistan" oluşumunun önündeki en büyük ve tek engel olma niteliği taşıyor. Telafer sadece büyük hayalin ortasında yer alan bir Türkmen adası değil aynı zamanda IrakSuriye arasında geçiş koridoru oluşturan Rabia Kapısını şehir sınırları içerisinde bulundurması nedeniyle eritilmesi gereken bir nevi dağ. Ekonomik ve stratejik önemi bakımından Habur Sınır Kapısına benzeyen Rabia Sınır Kapısının kontrol edilmesi, büyük ekonomik kaynak elde edilmesi anlamına geliyor. Buna ilave olarak, Telafer’in kuzeyinde yer alan Ayin Zale Bölgesi, yüksek kapasiteli petrol tarlalarını içermesinden dolayı, bahse konu olan Türkmen şehrinin önemini daha da artırıyor. Ayrıca, KerkükYumurtalık Boru Hattı’nın yine Telafer’den geçiyor oluşu bu kente olan ilgiyi doruk noktasına çıkarıyor. Bu arada, ABD’nin işgali ile birlikte Irak’taki meşru iktidarı teşkil eden devlet otoritesinin yok olmasına rağmen, Telafer homojen yapısından dolayı istikrarlı bir kent olma görünümünü koruduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak, Kerkük’ten sonra Telafer’e yönelik de "demografik yapının değiştirilmesi politikası" çerçevesinde düşünülen planların uygulanabilir hale gelmesini sağlayan faktörlerin yaratılması, bu Türkmen şehrini de istikrarsız bir kent haline dönüştürdü. Telafer, KDP’ye bağlandı Telafer, Irak’taki Kürt nüfus ile Suriye’deki Kürt nüfus arasında tamamına yakını Türkmen olan bir kent. ‘Büyük Kürdistan’ hayalinin gerçekleştirilebilmesi için kentin eritilmesi hedefleniyor. Bu amaçla Musul Erbil’e, Telafer ise idari açıdan Duhok’a bağlandı. olarak yapılan operasyonlar sonucunda harabeye dönüşen Telafer, hayalet kent haline geldi. Kentten göç ettirilen Telafer halkı, Musul ve civar köylere yerleştiler. Telafer’deki istikrarın sağlanması bahanesiyle, idari olarak şehir Duhok’a bağlandı. Hali hazırda aynı bahaneyle Musul da Erbil kentine idari olarak monte edilmişti. Başka bir ifadeyle, terörist sızdı bahanesini ileri süren ABDpeşmerge ittifakının yapmış olduğu askeri harekât sonucunda boşalan Telafer, istikrarının sağlanması gerekçesiyle KDP’nın kontrolüne terk edildi. Böylece, Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetim tarafından yazılan "Kürdistan Anayasasında" yer alan sözde Kürdistan haritasının sınırları içerisinde gösterilen Telafer ve Kerkük’ün idari yapılandırılması peyder pey kuzeye kaydırılmaya başlandı. ABDPEŞMERGE İTTİFAKI 4 Ekim 2004 tarihinde, ABD işgalci güçleri ile Irak Ulusal Muhafız üniformaları altında gizlenen peşmergeler tarafından Telafer’e karşı ilk geniş çaplı operasyon başlatıldı. Telafer, bu tarihten bugüne dek tamamen ABD askeri peşmerge kuşatması altındadır. Kentte yaşayan insanların günlük temel hizmetlerinin yok olması, hastaneler tarafından halka sunulan sağlık hizmetlerin tamamen ortadan kalkması, şehrin suelektrik şebekesinin büsbütün tahrip edilmesi ve insanlar arasındaki mezhep çatışmasının derinleştirilmesi neticesinde Telafer’de yaşayan halk göçe zorlanarak, kent kendiliğinden boşaltıldı. Periyodik Protestocular ve Iraklı asker...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear