23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 Afganistan’daki askeri varlığından dolayı ABD bölgede önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor. Ancak bölge devletleri açısından ABD, önümüzdeki 1015 yılda bölgede varlığını koruyamayacak bir dış güçtür. Bu bakış açısına göre, ABD eninde sonunda çekip gidince, bölge devletleri bölgenin süper güçleri Rusya ve Çin ile baş başa kalacaklar. Dolayısıyla şu anda bölge devletlerinin Rus ve Çin projelerine meyletmeleri, oluşan dengelere göre idare etme çabasından başka bir şey değildir. C S TRATEJİ AB Rusya zirvesinden... peşindedir.) Bu amaçla Belarus (Beyaz Rusya), Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın üye olduğu Avrasya Ekonomik Topluluğu’nun (AET) devrede olduğu görülüyor. Nisan ayının sonunda AET genel sekreterinin yaptığı açıklamaya göre, AET ülkeleri Doğu AsyaBatı Avrupa ulaştırma koridoru projesi üzerinde çalışıyor. Açıklamada bugün Doğu Asya ve Batı Avrupa arasındaki ticaret hacminin 600 milyar olduğu ve bu ticaretin yüzde 99’unun deniz yoluyla yapıldığı belirtildi. Söz konusu ticaret hacminin sadece yüzde biri AET topraklarından transit geçiyor. Şimdi Rusya, hem AET ülkeleri hem de Çin’in işine yarayacak şekilde Urumçi (Doğu Türkistan, Çin)Brest (Belarus) demiryolunun geliştirme projesinin peşinde. Bu inisiyatif Rusya’nın Avrasya coğrafyasında bütünleştirici rol oynama ve Avrasya’da önemli bir güç odağı oluşturma iddiasıyla da yakından alakalıdır. Rusya’nın Türkmenistan’ı da bölgesel işbirliği şemalarına dahil etme girişimleri de bu açıdan dikkat çekicidir. Türkmenistan ile askeri işbirliğini artırmanın peşinde olan Rusya, Türkmenistan’ın AET çalışmalarına da katılmasını istiyor. YENİ YAKLAŞIM ABD’yi Türkistan politikasında iflasa götüren süreç, Kırgızistan’daki "devrimle" başlamıştı. Bu iktidar değişikliği sonucunda bölge yönetimleri açısından ABD, iktidarlarını sonlandırabilecek gizli bir tehdit haline geldi. Bölgede "renkli devrimlere" karşı tedbirler alınırken, ABD’nin "yumuşak gücü" bir anda sıfırlanmış, hatta aksi tesirli bir güç haline gelmişti. Üstüne üstlük Kırgızistan’da eski yönetimin dış politikasını sürdüren bir yönetimin iktidara geldiği kısa sürede anlaşıldı. Andican olayları ve Şangay İşbirliği Örgütü’nün askeri üslerle ilgili ABD’ye yönelttiği tehditvari soru, fiyaskoyu tamamlayan gelişmeler oldu. 2005’in sonunda ABD, bölgedeki politikasını acil bir şekilde uyarlama ihtiyacını duydu. Bu uyarlamanın iki ana sonucu vardır. Birisi, demokratikleştirme faaliyetlerinin arka plana atılması. İkincisi, DoğuBatı koridorunun yerine KuzeyGüney koridorunun gündeme gelmesidir. ABD TransHazar ve DoğuBatı koridorunu desteklediğine dair söylemi devam ettirdi. Ancak ABD, Türkistan bölgesini dünyaya eklemleme ve Rusya’nın etkisinden koparma sürecinde AB’nin fazla yardımcı olamayacağını öngörmüş olmalıdır. Dünyada güç merkezinin yavaş da olsa Asya tarafına kaydığı da dikkate alınırsa, ABD’nin bölgede bazı Asya devletleriyle işbirliği yapmasının kaçınılmaz olduğu ortaya çıkacaktır. Bu Asya devletleri ise, Japonya, Hindistan, Güney Kore ve daha az ölçüde Pakistan’dır. 2006 yılında Orta AsyaGüney Asya bütünleşme projesini aktif olarak savunmaya başlayan ABD, bu iki bölgenin öncelikle ulaştırma koridorları dolayısıyla bütünleşmeleri gerektiğini öne sürdü. Bunun yanı sıra Kırgızistan ve Tacikistan’ın büyük hidroelektrik enerji potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan ABD, bu ülkelerden Güney Asya ülkelerine elektrik enerjisinin ihracını sağlayacak projeleri gerçekleştirmeye başladı. Bu süreçte Transafgan doğal gaz boru hattı konusunda da görüşmelerin tekrar canlandığı görülüyor. Transafgan’a ihtiyaç duyan Hindistan ve Pakistan’ın yanı sıra Japonya’nın büyük etkisinin sahip olduğu Asya Kalkınma Bankası’nın da aktif olduğu görüldü. Açıkça ABD, hem Türkistan devletlerinin hem de bölgede çıkarları bulunan diğer devletlerin ilgisini çekebilecek yeni bir yaklaşım geliştirmeye başardı. Ancak bu çalışmalar daha çok yenidir. Transafgan boru hattı projesinin başlıca sorunu Transhazar’ınkiyle tamamen aynı: yüksek maliyet. Ancak elektrik ihracı ve ulaştırma projeleriyle ilgili olan çalışmalar yavaş yavaş yürürlüğe konuluyor. Bütün bu yeni yaklaşımın Çin, gürültü yapmadan sağlam adım atmaya çalışıyor. Bölge devletleri Rusya ile Çin arasına sıkışıp kalabilir. Rusya, Avrasya ulaşım projeleri geliştiriyor. Orta Asya ülkelerini denize çıkarma önerisi, Çin’den de destek alabilir. dikkat çekici noktası, ABD’nin kendi DoğuBatı koridoru önerisine alternatif bir proje geliştirmiş olması, dolayısıyla bütün yumurtaları aynı sepete doldurmamış olmasıdır. Bugün ABD, 1990’ların başından bu yana izlediği DoğuBatı enerji ve ulaştırma koridoru politikasına ek olarak KuzeyGüney enerji ve ulaştırma koridoru politikasını izliyor. Hatta şu anda bu yeni projeye daha çok önem atfediyor gibi görünüyor. DoğuBatı koridorunun takipçisi haline gelen AB ise, şimdilik beklentileri haklı çıkarabilmiş değil. DENİZE ÇIKIŞ Son zamanlarda Rusya’nın ortaya attığı diğer iddialı ulaştırma projesi de açık denizlere ulaşımı olmayan Türkistan bölgesini açık denizlere açma projesidir. Bu proje hayata geçerse, Türkistan bölgesinin, hatta Azerbaycan’ın da jeopolitik ve jeostratejik durumu önemli ölçüde değişim geçirebilir. Rusya’nın önerisine göre Hazar ve Karadeniz’i birbirine bağlayan yeni bir kanal inşa edilecektir. Bugün mevcut olan 100 kilometrelik VolgaDon kanalının kapasitesi 16,5 milyon ton ile sınırlıdır. İkinci hat çekilerek kapasitenin artırımı planlanıyor. Buna ek olarak AET çerçevesinde görüşülen diğer bir proje, HazarAzak, veya Avrasya kanalıdır (650 km). Bu proje daha pahalı olsa da, ulaştırma kapasitesi ve hızı açısından daha avantajlı olabilir. Bu kanal yapıldığı takdirde Hazar’dan yola çıkan bir gemi dört günde Karadeniz’e inebilecektir. Projeleri ortaya atan Rusya, Hazar devletlerine uluslararası konsorsiyum kurmayı önerdi. Çin’in de projeye ilgi göstermesi beklenebilir. Doğal olan, Türkiye’nin de projeye ilgi göstermesidir. Geçen süreç içerisinde Türkiye’nin Batı projelerine kalmasının zararlı olduğu görüldü. Bu bağlamda Türkiye, çeşitli tarafların geliştirdiği projelere ilgi göstermeli ve kendi projelerini geliştirmeye devam etmelidir. Bu anlamda BaküTiflisAhalkelekKars demiryolu projesinin başlatılması gecikmiş olsa da, iyi bir başlangıç oldu. Ayrıca bir Çinli uzmanın da ifade ettiği gibi, bugün Orta Asya ekonomileri yeni bir döneme girdi. Artık petrolgaz yatırımları dışındaki yatırımlara vurgu yapılmaya başlandı. Türkiye’nin de bu sürecin farkına varması, Kazakistan ve Özbekistan başta olmak üzere imalat sanayisini geliştirme ihtiyacını ve yeni teknolojilere olan ilgiyi karşılayanların arasında aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor. TÜRKİSTAN’DA YENİ DÖNEM Türkistan bölgesinin büyük bölgesel ve küresel güçlerin ilgi odağı haline gelmesi kuşkusuz yeni bir dönemi başlattı. Bu yeni dönemde Rusya, diğer devletlerle bölgedeki nüfuzu paylaşmak durumunda kalıyor. Bu eğilime paralel olarak bölge devletlerinin güçlenmesi, Rusya’nın bu devletleri giderek daha fazla dikkate almasını gerektiriyor. Son anlaşmalarda da görüldüğü gibi, artık Rusya, karşı taraf için de karlı olan şartları kabul etmek durumundadır. Genel olarak ise, bugün Türkistan bölgesinde başarılı bir politika yürütülmesi, bölge devletlerinin ihtiyaçlarını karşılamaktan geçiyor. Başlıca ihtiyaçları şu şekilde sıralanabilir: artan enerji kaynakları üretiminin yönelebileceği yeni enerji koridorlarının inşa edilmesi, dünya piyasasıyla bağlantı sağlayacak yeni ulaştırma altyapısının oluşturulması, hammadde üretiminin ağırlıklı olduğu mevcut ekonomik yapıda değişime yol açabilecek yatırımların yapılması, bölgesel pazarın oluşması. Bugüne kadar da zaten bu alanlarda birbirleriyle yarışan projeleri görmüştük. Ancak yakın zamana kadar bu yarış son derece ağır aksak yürürken, bir anda hızlandı. Rusya’yı bölge için yeni projeler geliştirmeye iten sebep açıktır. Bölge ülkelerinin ihtiyaçları Rusya tarafından karşılanmazsa, mutlaka başkaları tarafından karşılanacaktır. Burada sadece Rusya’nın bağımsız projeleri değil, üçüncü tarafla işbirliği de öne çıkıyor. Bunlardan birisi, ÇinAvrupa koridorunun geliştirilmesine yönelik çabalardır. (ABD’nin Pasifik’teki etkinliğine şüpheci yaklaşan Çin, dünya piyasasına alternatif bağlantılar geliştirmenin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear