25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 Nejat ESLEN Emekli Tuğgeneral Dünyadaki, bölgemizdeki ve ülkemizdeki gelişmelerin izinde… C S TRATEJİ Kurgulanmış Medeniyetler Çatışması aslında, ABD’nin küresel üstünlüğünü sürdürme gayretleri için jeopolitik bir ihtiyaçtı. J eopolitik, devlet aklı ile coğrafya arasındaki ilişkiyi tanzim eder; ülkenin refah ve güvenlik çıkarlarını geliştirmek amacı ile coğrafya denilen mekan üzerinde ‘vizyon’ geliştirir ve coğrafi gerçekleri esas alarak devlet ile gelecek arasındaki köprüyü kurar. Jeopolitik, coğrafya üzerinde ‘geniş’ düşünme becerisini gerektirir; çıkarları geliştirmek için politikdiplomatik ilişkilerle avantajlı coğrafi dengeleri kurmayı veya coğrafya üzerinde rakip güçlerle mücadeleyi amaçlar. Jeostrateji ise jeopolitik vizyonu stratejik planlara dönüştürür. Jeostrateji, jeopolitik vizyonun yönlendirmesi ve uluslararası ortamın, şartların ve fırsatların da dikkate alınması ile, coğrafya ‘genişliğinde, ‘büyük’ (stratejik) sonuçları amaçlayan planların hazırlanmasını, uygulanmasını ve böylece avantajlı coğrafi dengelerin kurulmasını veya çıkarların geliştirilmesini amaçlar. Jeostrateji, jeopolitik ‘ilgi’ alanındaki çıkarların gerçekleştirilmesini; jeopolitik ‘etki’ alanının ise çıkarlara uygun düşecek şekilde ‘şekillendirilmesini’ esas alır. Jeostratejik planlama, devlete uluslararası ilişkilerde proaktif davranışlar için fırsatlar sunar. Artık farklı bir jeopolitik ortamda yaşıyoruz. Dünya yeniden şekilleniyor. Artık dengeli, statik, oldukça istikrarlı, stratejik sorunları basit ve yalın bir dünya (Soğuk Savaş dönemi) yerine, tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçiş sürecini yaşayan, karmaşık stratejik sorunlarla öne çıkan, dinamik, jeopolitik belirsizliklerin egemen olduğu, devlet dışı güçlerin (Uluslararası şirketler, sivil toplum örgütler, devlet dışı askeri teşkilatlar) giderek daha fazla etkin olduğu, istikrarsız, enerjinin jeopolitik gayretlerle özleştiği, asimetrik tehditlerin ve eylemlerin yükselişe geçtiği bir dünyada yaşıyoruz. Jeopolitik, devlet aklı ile coğrafya arasındaki ilişkiyi düzenler, çıkarlarını geliştirmek amacıyla vizyon geliştirir, devletle gelecek arasında köprü kurar. Türkiye’nin geleceğini jeopolitik karakteri belirleyecek. Gelişmeleri Doğu Anadolu’nun jeopolitiği ışığında değerlendirmek gerekiyor. Doğru önlemler için tehdit algılamalarında gerçekçi davranmak şart. çeşitlendiriyor. Aslında George Bush, yeni yüz yıl, yeni bin yıl, ‘Medeniyetler Çatışması’, enerji savaşları, Büyük Ortadoğu Projesi, ABD’nin küresel üstünlüğünü sürdürebilmesi için başlattığı Avrasya inisiyatifi ve ‘Yeni dünya düzeni’ için bir milat oluşturan 11 Eylül olayı ile birlikte, ‘Bizimle beraber olmayan bizim karşımızdadır’ diyerek dünyayı zaten kutuplaştırmıştı. Başkan Bush daha sonra, ‘Militan Cihadizm’, ‘İslamo Faşizm’ kavramlarını üreterek ve ‘Radikal İslam’ın Endonezya’dan Moritanya’ya kadar uzanan coğrafyada bir halife imparatorluğunu amaçladığını’ söyleyerek, İslamı Komünizm yerine ikame ederken kutuplaşmayı netleştirdi. Jeopolitik üzerine PUTİN’İN ÇIKIŞI 10 Şubat tarihli konuşması ile Putin, ABD’nin tek kutuplu düzeni dayatmasının kabul edilemez olduğunu; tek taraflı ve meşru olmayan eylemlerinin ise hiçbir derde çare olamayacağını söyleyerek tek kutuplu düzenin sonunun başlangıcını ilan etti. Putin ayrıca, her yönde sınırlarının ötesine geçtiğini ve uluslararası ilişkilerde gücünü sınırsız bir şekilde kullandığını söyleyerek, ABD’nin artık yeni küresel jeopolitik ortamda aklına estiği gibi hareket edemeyeceğini de ima etti. Enerji zengini Orta Asya, Ortadoğu ve Kafkasya coğrafyalarında Soğuk Savaş’ın bitmesi ile oluşan güç boşlukları, ABD’nin jeostratejik hamlelerine rağmen henüz doldurulamadı ve bu bölgelerde jeopolitik dengeler henüz oluşamadı. Söz konusu coğrafi bölgelerin, küresel ve bölgesel güçler arasındaki güç mücadelelerinin ağırlık merkezini oluşturmasını beklemek gerek. Tek kutuplu olma özelliğini kaybetmeye başlayan yeniden şekillenen dünyada, enerji kaynaklarına ve güzergahlarına yakınlığı, DoğuBatı, KuzeyGüney istikametlerinde enerji güzergahı oluşturma yeteneği, enerji kaynaklarına açılımı destekleme ve engelleme özelliği, Batı, Kuzey, Doğu ve Güney istikametlerinde jeostratejik açılımlara imkan sağlayan merkezi coğrafi konumu ve bünyesindeki su kaynakları ile öne çıkan Türkiye coğrafyası küresel ve bölgesel jeopolitik içinde giderek önem kazanıyor. GÜVENLİĞİN AĞIRLIK MERKEZİ Türkiye coğrafyası içinde Anadolu’nun Doğusu ise jeostratejik açılımlara destek sağlama, enerji güzergahı oluşturma yetenekleri ve bünyesindeki su kaynakları ile öne çıkıyor ve bu özellikleri nedeni ile küresel ve bölgesel güçlerin ‘yaşam sahası’ içine girdiği için bu coğrafi bölge, Türkiye’nin güvenliğinin ‘ağırlık merkezini’ oluşturuyor. Türkiye’nin geleceğini jeopolitik karakteri belirleyecek gibi görünüyor. İçindeki tartışmaları, gerginlikleri ve dış güçlerin empoze ettiği çareleri, Türkiye coğrafyasının ve özellikle de Anadolu’nun Doğusu’nun jeopolitik özellikleri ışığında değerlendirmek gerekiyor. Doğru değerlendirmeler ve doğru tedbirler için ise öncelikle tehdit algılamalarında gerçekçi davranma ihtiyacı önem kazanıyor. Anadolu’nun Doğusu’nun güvenliğini ve üniter devlet yapısını garanti edecek tedbirlerin planlanması ile birlikte, çıkarları geliştirecek yeni jeopolitik dengeler için Türkiye’nin, merkezi coğrafi konumunun avantajlarını da kullanarak, çıkarlarının örtüştüğü alanlarda, yeni işbirlikleri için yeni jeopolitik inisiyatifler kullanması da gerekiyor. Bütün bunlar, Türkiye’nin ‘jeopolitik nosyon’ oluşturmasını ‘jeopolitik vizyon’ geliştirmesini, ‘jeostratejik planlama’ yapmasını gerektiriyor. KUTUPLAŞMA ÇEŞİTLENİYOR Yeni küresel jeopolitik ortamda, şimdilik enerji kaynakları ile enerji güzergahlarının ve bu kaynakları ve güzergahları denetleyen coğrafi konumların kontrolü önem ve öncelik kazanıyor ve büyük güçler arasındaki mücadeleler genelde bu amaçla yapılıyor. Dünya yeniden şekillenirken, bir yanda ABD çıkarları karşısında yükselen güçler Çin, Rusya ve Hindistan dünyayı çok kutuplu yeni bir düzene dönüştürüyor. Diğer yanda, küreselleştirme gayreti içinde olanlar ile küreselleşmeye karşı direnenler arasındaki mücadele de dünyayı kutuplaştırıyor. Ayrıca, Medeniyetler Çatışması içinde, Batı kültürü ile Radikal İslam arasındaki gerginlik de kutuplaşmayı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear