01 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Barış DOSTER USİAD Genel Sekreteri ve Vizyon Grup Genel Müdürü Başaran: C S TRATEJİ avantajları. İrlanda 3,5 milyonluk nüfusuyla bu işten çok iyi para kazandı, gelirini birkaç kat arttırdı, belini doğrulttu. Bizim gibi, nitelikli gençleri, üniversite mezunları arasında işsizliğin çok yaygın olduğu bir ülkede ise ne yazık ki bu alana sistemli, uzun erimli, kararlı ve tutarlı olarak, bütüncül politikalar gözeterek yaklaşılmadı ne yazık ki. Örnek vermek gerekirse, kurumsal sistemindeki TL ’leri, YTL ’ye çevirmek için program arayışına giren bir Türk bankasına Türk firmaları 50100 kişilik bir ekiple, Hint firmaları ise 5 bin kişilik bir ekiple başvuruyorlar. Sonuçta da işi daha çabuk ve ucuz yapan, ihaleyi kazanıyor. Yıllar önce bu alanda ucuz işgücüyle öne çıkan ülkeler, günümüzde hem ucuz, hem nitelikli, hem de deneyimli işgücüyle dikkat çekiyorlar. Herkesin bildiği gibi elektronik işini Uzak Doğu yapıyor. Onlar donanım işinde, yan sanayisiyle birlikte herkesin önündeler ve farkı da giderek açıyorlar. Türkiye de dâhil olmak üzere dünyanın geri kalanı için bu alanda tren kaçmış durumda. Arayı kapatmak da her geçen gün daha da zorlaşıyor. Dünyaca ünlü IBM firması bile kişisel bilgisayar işinden çekildi ve bu alanı Çinli Lenova firmasına bıraktı. IBM artık kişisel bilgisayar üretmiyor. Donanımda treni kaçıran Türkiye, yazılımda da kaçıracakmış gibi görünmüyor mu? Böyle bir olasılık var, yazılımda da treni kaçırabiliriz. Biz çok koşsak bile, önümüzdekileri yakalayacağımızın garantisi yok. Ama Türklerin bu alanda ciddi bir yeteneği olduğu da su götürmez bir gerçek. Dünyada bizleri tercih eden, kalitesiyle öne çıkan Türk firmalarıyla çalışan şirketler de var. Türk gençleri bilişim alanındaki uluslararası şirketlerde hızla önemli konumlara geliyorlar. İyi yetişip, çok çalışıp, hızlı iş yapıp, çabuk yükseliyorlar. Türk özel sektörü de bölgemizde iş yapmaya başladı. TÜBİTAK, KOSGEB ve Teknopark destekleri alındıkça, özel sektördeki kıpırdanma yoğunlaştı. Ama hala yeterli değil. Bu konuda devletin öncülüğü ve yatırımı gerekiyor. Yazılım işi bir koyup on alabileceğiniz bir alan. Yetenekli ve meraklı bir gencin önüne 300 dolarlık bir bilgisayar koyunca bu işe başlayabiliyorsunuz. İnsan kaynağını iyi bir eğitimle ve çok da pahalı olmayan bir yatırımla destekleyince, bir koyup on alabiliyorsunuz. Mısır, Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi gelir düzeyi düşük olan ama büyük bir potansiyel barındıran ülkeler, bu alanda önemli hamleler içindeler, bilişimin önemini keşfettiler. Ruslar Orta Asya coğrafyasında siyasi ağırlıkları ve dillerinin verdiği avantajla önemli bir üstünlüğe sahipler. Türk bilişim firmaları ise genelde Türkiye odaklı çalışıyorlar. Oysa içinde yaşadığımız bölgeyi hedeflemeleri, sadece ülkemizin içine değil, çevresine de bakmaları, bölgede belirli bir güce ulaştıktan sonra da ABD ve Avrupa pazarlarını zorlamaları gerekiyor. Türkiye’de her alanda gözü kara, acımasız bir liberalizm, özelleştirme rüzgârı eserken, ulusal, kamusal, toplumsal olan her şeyden uzaklaşılırken siz, bilişim konusunda devletin önemine dikkat çekiyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Bu iş uzun vadeli düşünülmesi, çok boyutlu yaklaşılması ve stratejik öncelikler belirlenmesi gereken bir alan. Buna uygun bir sanayi, eğitim, istihdam, teknoloji politikası şart. Bu nedenle sadece özel sektörle olmaz, olamaz. Devletin yatırımı, B ilişim ve onunla birlikte anılan, onunla birlikte ele alınan iletişim günümüzün önde gelen sektörleri. Özellikle ileri kapitalist ülkeler açısından bu alanlar, sadece yüksek kar oranları, güzel bir Anadolu deyimiyle "yükte hafif, pahada ağır" yönleriyle değil, aynı zamanda zihinlere hükmeden yönleriyle de öne çıkıyorlar. Bu alanlarda güçlü olan, ekonomide olduğu kadar, siyasette de ağırlığını hissettiriyor, kendi değerlerini daha kolay yayıyor, askeri güçle kuramayacağı üstünlüğü, bilişimi de kullanarak "yumuşak güçle" kuruyor. Türkiye ise her alanda olduğu gibi bilişimde de ulusal bir politika oluşturamamanın eksikliğini yaşıyor. Bilişim alanında ülkemizin önde gelen kuruluşlarından olan Vizyon Group’un Genel Müdürü ve kısa adı USİAD olan Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Genel Sekreteri Birol Başaran da, olayın ekonomik yönüyle birlikte, stratejik yönüne dikkat çekiyor. Başaran, bilişim sistemi ulusal olmayan bir ülkenin, ulusal güvenlik ve savunma konusunda zaaf içinde olacağını belirterek, büyük istihdam ve katma değer yaratan bu alanın devlet tarafından çok yönlü olarak ve öncelikle ele alınması gerektiğini söylüyor. Başaran’la bilişim sektörünün ülkemizdeki ve dünyadaki durumunu konuştuk. Bilişim yıllardır, sanayi devrimini kaçıran Türkiye için hep dikkatle izlenmesi, yatırım yapılması ve ihmal edilmemesi gereken bir sektör olarak dikkat çekti. Ama gelinen noktada "bilişim trenini" de kaçırmak üzere olduğumuz yönünde ciddi endişeler var. Bu alanda Hindistan’ın, İrlanda’nın, İsrail’in yaptığını Türkiye niye yapamadı? Hindistan bu işe çok önceleri, yıllar önce başladı, önemini çok erken keşfetti. Devlet bu alana uygun bir altyapı hazırladı. Ülke bazında, ulusal ölçekte hamleler yaptı ve başarılı oldu. Hindistan bu alanda devletin öncülük ettiği, destek olduğu ulusal ölçekli bir strateji geliştirmenin önemini zamanında gördü. Kişisel inisiyatiflerin ve girişimlerin başarısının ve kalıcılığının sınırlı olduğunu, ülkeyi ancak bir yere kadar taşıyabileceğini çok erken saptadı ve buna göre politikalar üretti. Gelinen noktada, bilişim alanında 10 milyar dolarlık ihracatı olan bir ülke oldu. Kısacası bilişimin doğru yönüne, doğru zamanda, doğru hamleler yaptı. Ülkemizin yazılım ihracatı ise 150 milyon dolar. Yani henüz emekleme aşmasında bile değiliz. Bu alanda çok sayıda firma var. Sadece İstanbul’dakilerin sayısı 7 bin. Bu durum dağınıklığı da beraberinde getiriyor. Türkiye’de bilişim sektörü 1,5 milyar dolarlık bir hacme sahip. Mobillerle birlikte tüm telefon sektörünü de bilişim çatısı altında işe katarsak, 7 milyar dolarlık bir hacme ulaşabiliyoruz. Bu da dünyanın yaklaşık yüzde 0,5’idir. ABD bu alanda da dünya pastasının en büyük dilimini yiyor. Yani Birol Başaran bilişim ‘Ulusal bilişim politikamız yok’ ‘Herkesin bildiği gibi elektronik işini Uzak Doğu yapıyor. Türkiye de dâhil olmak üzere dünyanın geri kalanı için bu alanda tren kaçmış durumda. Arayı kapatmak da her geçen gün daha da zorlaşıyor. Siyasetçilerin gelmiş oldukları toplumsal profil de dikkate alındığında, bilişimin önemini kavramadıkları gözleniyor. Ama gereken adımlar atılmıyor.’ ve iletişimde dünya toplamının dörtte birine sahip. İkinci sırada yüzde 15 20 arası bir hacimle Avrupa geliyor. Üçüncü ise Uzak Doğu gelir. Bu noktada unutulmaması gereken, sektörde donanım işinin katma değerinin düşük olduğu, daha çok sürümden kazanıldığıdır. Ünlü Silikon Vadisi’nin bir benzeri Hindistan’da kurulurken, Çin bu alanda iddialı adımlar atarken, Hintliler ve Çinliler ile birlikte matematik kafasına sahip milletlerden biri olarak gösterilen Türkler neden bilişimin önemini zamanında fark edemediler? Eskiden yazılım alanında her şeyi ABD yazardı. Şimdi Amerikalılar ne yazılacağını yazıyorlar. Yazılım işi başta Hindistan olmak üzere bu alana yatırım yapan ülkelere kayıyor. İşgücünün ucuz olması da bunda çok önemli bir faktör. Hindistan ve Pakistan’da eğitim dilinin İngilizce olması da diğer bir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear