Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Turgut A. KARABEKİR turgutk@gmail.com Hazırlık önemli unsur C S TRATEJİ 5 (Müttefikler), çakalları (Yunanlılar), ABD ve diğer batı ülkelerini (Akbabalar), vatan topraklarından atmayı başarmış Türk toplumu. Bugünki anlamda insan üstü bir tutumla, düşmanın İzmir’den kaçmasına müsade etmiş, üstün bir iradeyle, bütün dünyaya uygarlık örneğini de vermiş, kahramanlar. İkincisi de, avlarını daha yakalamadan paylaşma kavgasına düşen siyasi partiler arasında, doğru/yanlış, gaye veya çıkarları için, birleşik hareketle, seçilme başarısına erişen AKP’li, fırsatçılar. Türkiye,1923 ile 1946 arasında kısa bir özgürlük devri, ve örnek bir kalkınma yaşadı. Hazır değilken, uygar (!) Batı’nın baskısı ile, yanlış ilişkiler, kişisel çıkarlar nedeniyle, evvela çok partili sisteme, sonra da borçla yaşama tuzağına, emperyalistlerin avucuna düşürüldü. Ondan beri de Cumhuriyetimiz dirayetsiz, ihtiraslı ellerde, yavaş yavaş parçalanmakta, yıpratılmakta, içten bölünmekte devam ediyor. Aydın seyrediyor, cahil sürükleniyor. Bu süreçte, oyunun içteki aktörleri, daima karşı tarafı suçlayarak halkı kandırdılar. Memleketin soyulmasına, satılmasına, şerefinin iki para olmasına bile göz yumdular. Her muhalefet her iktidarı suçladı. Peki suçsuz olan varmıydı? Hayır yoktu. Hepsi sırılsıklam suçlu idiler. Emperyalistlerin bizi ikiye bölmelerine engel olmadılar. Onların işledikleri suçlar, bizi bugünlere getirdi ve fırsatlardan istifade edip, birleşmek yeteneğini gösteren AKP yönetimine, gümüş tepsi üstünde teslim etti. Ayni kişiler şimdi hiç utanmadan, bu milletin karşısında bağrıp çağırdıklarında, altmış yıldır yapıklarını unutturacaklarını sanıyorlar. Laik, özgür, hukuka dayanan, başı dik, Atatürk ilkelerine bağlı Türk Cumhuriyeti, gözlerimizin önünde, eriyip giderken, istiklal savaşında özgürlük kaygısında bir araya gelebilen toplumunun çocukları neredeler? Neden birleşemiyorlar? Buzağın emperyalistler tarafından parçalanmasını neden durdurmuyorlar? Herkez kalıntıları toplamak çabasında mı? Bir manda sürüsü yeteneğini gösterememek, ve kendisini bir diktaya sınırlamış, idolojisini kaybetmiş CHP’ye bağlı kalmak, yüreğimizi yakıyor. Tek, tek içi yanan çok, amma birleşmeden güç doğmuyor. Birleşmiş azınlık, birleşemeyen çoğunluğa hükmediyor. Bir hayvan kadar bile, bir araya gelmek yeteneğini gösteremezsek, olacakların suçunu başkasına yüklemekte ne yarar var? Buzağ, sadece aslana can vermek için mi var oldu? Bu soruya, Türkiyenin yüzde altmışı, ivedelikle cevap bulmak zorunda. Aksi, altmış yıllık biganeliğin devamı, duyarsızlığın kanıtı, özgürlüğün yok olması ve dökülmüş kanların hebası olur. Oynan oyuna katkısı olanın da, olmayanın da, derin derin düşünmesi gerek. Tek tek birbirimizin omuzunda ağlayarak biryere varamayız. Her stratejide ön koşullar: ? Fikir üretimi, ? Bilgi ile, birleşerek hareket, ? Programlı uygulama’dır. Şayet bunu başaramazsak, suçlamaya da, dövünmeye de hakkımız yok. Orman kanununun geçerli olduğu yerde, herkez başarasının meyvasını, istediği şekilde toplayacaktır. Atalarımız, At binenin / Kılıç kuşananındır, boşuna demediler! Bilgilendirmek ve birleşmeyi sağlamak için, geniş kapsamlı bir iletişim ağı kurmak zorundayız. rta Doğu’da ABD’nin yarattığı Ortaçağlar niteliğindeki insanlık dışı olaylar, gelişmiş (!) demokrasilerin ve insanoğlunun aldığı yönü sorgulamamıza neden oluyor. Bazı hayvan gruplarının çalışmalarını, sosyal düzenlerinin başarısı ve birleşik çalışmalarının verimliliği olarak seyrediyoruz. Düşündüğünü planlı bir şekilde yürürlüğe koyabildiği için hayvanlardan daha üstün yaratık olarak bellirlenen insanoğlunun hemcinsine yaptıklarına baktığımızda, üstünlüğü sorgulamamız gerekiyor. Karıncaların yuvalarını taşıdıklarını izlemiş olanlar, nekadar planlı ve düzenli olduklarını bilirler. Bal arıları büyük bir birlik içerisinde gurubun faydası, nesillerininin devamı için çalışırlar. Bu rafine örnekler, otokratik bir idare sistemi de olsa, ütopya boyutunda mükemmel, sosyalist bir düzenin alınacak çok dersler arasında öncelikle, hayvanın mı başarısıdır. daha İnsan, insanın mı daha Hayvan olduğu! Bundan Dört ayaklı hayvanlar içinde, Manda/Öküz’ün sonra öküze, Öküz dendiğinde ne anlama geleceği! sözlük karşılığı, aptal, lagar, sarsak, sakar, salak .... Vurgulanması gereken, izlediğimiz dramının, gibi, aşağılamak için kullanılan kelimelerle sedece karın doyurmak çabası ve sadece yaşamın donanmıştır. Bu hayvanların çok zaman sürü halinde devamı için olduğu. Ev, bark, oto, yat almak için, şuursuz gibi koşuştukları izlenmiş, hiçbir zaman petrol kuyularını ele geçirmek için değil. değerli bir yoruma nasip olmamışlardır. Bir topluma Kürreselleşme örtüsünde, emperyalizm sömürüsü de hakaret için ‘Öküz sürüsü’ denilmiştir. Hollywood değil. senaryosu olmayan, Afrika’da çekilmiş gerçek bir Mehmet Akif’in yüzyıl önce, .... Medeniyet vidyo ise, bize yepyeni bir Öküz tanıtıyor: dediğin / Tek dişi kalmış canavar ..... deyimini Bir su kenarındayız. Sahilde 56 Afrika mandası hatırlaraken, o günden beri de zaten değişen birşey ve bir de buzağı yürüyor. Biraz ileride, rüzgar üstünde olmadığını görüyoruz. Acaba bir öküz, ayni olayları olmalı, beş aslan pusuda bekliyor. Mandalar tekrar yaşmaya dayanabilirmiydi diye sormak tehlikeden habersiz yaklaşıyorlar. Menzile gerekiyor. girildiğinde aslanlar iki koldan aynı anda hücüm ABD Irak’ı istila ettiği zaman karnı toktu, amma ederek, mandaları teketek kovalarken, birtanesi de etti. Saddam’dan kurulduktan sonra, Irak’lılar bir buzağı su kenarında sıkıştırıp yakalıyor. Buzağ güçlü, manda sürüsü kadar olamadılar, bir araya gelip iki aslan daha yardıma geliyor. Aslanların biri, ve düşmana karşı duramadılar. Sömürü devam ederken buzağın yarısı suyun içinde. Buzağı zapt etmeye ve sadece bibirlerini yıpratmakla uğraşıyorlar. İran dışarı çekmeye çalışırken bir timsah su içindeki (timsah) pay kapmaya çalışıyor, K. Irak Kürtleri aslana saldırıyor. Aslan canını zor kurtarırken, bu (Çakallar) kenarda paylarını bekliyor. Birlik yok, sefer timsah buzağın bir bacağından yakalayıp suya beraberlik yok, kan gövdeyi götürüyor, aslanlar çekmeye başlıyor. Tam başarılı olmak üzereyken, (ABD) da kana bulanmış, homurdanıyor. Akbabalar bütün aslanlar bir olup, buzağı karaya çıkarıyorlar, (Gelişmiş ülkeler), artıkları paylaşmak için, son karada etkin olmayan timsah çekiliyor. Hayat darbeyi, ölümü bekliyorlar. mücadelesi buzağın ölümünü beklemeye dönüşürken, Cumhuriyetimizin tarihinde, birleşme yeteneğini birden sol taraftan kara bir bulut gibi, sayıları yüzü gösteren iki grup görüldü: aşan manda sürüsü beliriyor. Buzağın ailesi doslraıyla Birincisi, istiklal savaşımızla aslan bozmalarını beraber yardım etmeye dönüyorlar. Mandalar aslanları timsah dolu su ile kendi safları aralasında, 45 Irak’taki ABD askerleri... metre açıkta bir yay şeklinde saf tutarak, sarıyorlar. Yayın bir ucu su ile saflar arasında aslanların kaçabilmesi için açık bırakılmış. Buzağ kıskaçta, aslanlar bekliyor. Bir tek manda en açıkta duran aslana hücüm ediyor. Aslan yanlız, yadımcısı yok. Kaçıyor. Sonra manda bir diğerini havaya fırlatıyor, o da perişen bir halde kaçıyor. Kalan üç aslan üzerine sürünün yayı daralıyor. Ve nihayet son hamle ile beraber ilerleyen birkaç manda aslanlardan buzağı alıp sürünün emniyeti arkasına götürüyorlar. Mandalar bekliyor, aslanların kaçmasına göz yumuluyor, buzağ kurtuluyor. Timsah yem bekliyor. Huşuğ (hayret/hayranlık) izlediğimiz bu gerçek olaydan O Strateji’de birlik şartı ABD’nin Irak’ta uyguladığı strateji sonrası ortaya çıkan insanlık dışı olaylar, medeni batının basını tarafından gündeme getirilmekten kaçınılıyor.