Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 C S TRATEJİ İktidar bu kez Ermenistan’ın Hatem CABBARLI Azerbaycan Parlamentosu Analitik Enformasyon Bölümü rmenistan’da bugüne kadar yapılmış dört devlet başkanlığı seçimlerinin sonuçları Ermeni kamuoyu ve gözlemciler için sürpriz olmamıştır. Yani, seçim sürecinde iktidarda olan siyasi partiler seçimlerden zaferle çıkmış, siyasi ve ekonomik gücünü daha da pekiştirmiştir. Muhalefet bir defa da olsun zafere ulaşmanın sevinç ve gururunu yaşamamıştır. Bu geleneğin 2008 yılı Şubat veya Mart ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinde de tekrarlanacağı istisna değildir. Ermenistan devlet başkanlığı seçimleri arifesindedir ve siyasi oyunun aktörleriiktidarda ve muhalefette olan siyasi partiler arasında hâkimiyet zirvesi uğrunda yaşanan mücadele tablosu her geçen gün biraz daha belirginlik kazanmaktadır. Bugün Ermenistan’da hangi siyasi gücün iktidara gelmesi veya kalmasında Rusya, ABD ve Fransa’nın çıkarları çatışmaktadır. Bu durumu demokrasi ve totalitarizmin mücadelesi gibi de değerlendirmek mümkündür. Ancak Ermenistan’da hangi siyasi gücün iktidara gelmesi/getirilmesi veya kalması uğrunda büyük devletler arasındaki mücadeleyi bu şekilde değerlendirmek meseleye daha geniş açıdan bakmaya engel teşkil edebilir. Bu mücadelede adı geçen devletlerin demokratik değerlerden daha üstün tuttukları ulusal çıkarlarının olduğu gerçeği de hiçbir zaman unutulmamalıdır. Ermenistan’da yapılacak devlet başkanlığı seçimleri daha önceki seçimlerden farklıdır ve büyük önem taşımaktadır. Çünkü Ermenistan Anayasasının 50. maddesine göre, iki defadan çok devlet başkanı seçilmek mümkün değildir ve bu nedenle Robert Koçaryan üçüncü defa seçimlere katılmayacaktır. Bütün durumlarda iktidar değişecektir. Problem, Koçaryan’dan sonra kimin iktidara geleceğidir. Bu problem eski başbakan Andranik Markaryan’ın ölmesinden/öldürülmesinden sonra halledilmiş ve Koçaryan şimdiki başbakan Serj Sarkisyan’ı varisi olarak ilan ettiği iddia edilmektedir. Koçaryan’ın son zamanlarda sık sık bu konuda beyanatlar vermesi ve seçimlerde Sarkisyan’ı destekleyeceğini bildirmesi bu iddiayı doğrulamaktadır. Aynı zamanda bugün Ermenistan’da iktidar zirvesinde Sarkisyan’dan güçlü siyasetçinin/adayın olmaması onun devlet başkanı seçilme şansını daha da arttırmaktadır. Devlet başkanlığı seçimlerine yalnızca iktidarda temsil olunan siyasi güçler değil, aynı zamanda son 16 yıldır iktidar olmaya çalışan ancak her seferinde iktidarın darbeleri ve kendilerinin yaptıkları yanlışlıklar nedeniyle hedeflerine varamayan muhalif siyasi partiler de katılacaktır. Bu yıl Mayıs ayında gerçekleşen parlamento seçimlerinde iktidarın verdiyi ‘kota’ çerKoçaryan çevesinde par E Ermenistan’da devlet başkanlığı seçimleri 2008’in ilk çeyreğinde gerçekleştirilecek. Ülkede şimdiye kadar yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin tamamında mevcut iktidarın adayı, koltuğa otururken, bu seçimin tek adaylı olmaması nedeniyle daha farklı olacağı ifade ediliyor. lamentoda temsil edilen muhalefet, devlet başkanlığı seçimleri öncesinde de, ortak gaye ve hedeflerde birleşe bilmemekte veya birleşmelerine engel olunmaktadır. Ermenistan’da iktidar partisi devlet başkanlığı seçimlerinde Serj Sarkısyan’ın adaylığına karar vererek propaganda kampanyasına başlasa da, muhalefet kampında tek aday konusunda anlaşma sağlanamamıştır. Aynı zamanda muhalif partiler henüz resmen seçim propagandasına başlamamıştır. 2003’te yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde Koçaryan ile ikinci tura katılan Ermenistan Halk Partisi Başkanı Stepan Demirçiyan bu süreçte sessiz kalmayı tercih etmektedir. Mayıs 2006’ya kadar Ermenistan Parlamento Başkanı görevinde bulunan ve daha sonra istifa ederek muhalefet kampına geçen Artur Bağdasaryan da nedense şimdilik gölgede kalmayı yeğlemektedir. Muhalefet sıralarında en önemli konulardan biri de, son zamanlarda eski devlet başkanı Levon TerPetrosyan’ın seçimlere adaylığının verileceğidir. Bu konuyla ilgili TerPetrosyan seçimlere katılıp katılmayacağı hakkında kesin bilgi vermese de, Ermeni kamuoyunda kendisinin adaylığı ile ilgili ciddi tartışmalar başlamıştır. Son zamanlarda seçimlerde tek adayla katılmak konusunda anlaşmaya varamayan muhalefet partilerinin TerPetrosyan’ın liderliğinde birleşme imkânlarının araştırıldığı ve muhalefetin tek adayı gibi destekleneceği konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. Liberal Kalkınma Partisi Başkanı Ovanes Ovanesyan, Erivan’ın eski belediye başkanı ve ‘İmpiçment Bloğu’üyesi Vahan Khaçatryan ve bazı siyasi partiler TerPetrosyan’ı desteklemektedirler. Ancak mazinin yeniden canlandırılması ve yaklaşık on yıldır siyaset meydanında gözükmeyen (aslında gözükmek istemeyen) TerPetrosyan’ın ‘zorla’yeniden siyasete sokulması iç politikada yeni bir dalganın oluşmasına ve geniş ufuklar açılmasına imkân verebilir mi? Eğer TerPetrosyan’ın bu konuda hiçbir açıklamasının olmadığı dikkate alınırsa, bu konu gelecek vaat etmiyor gibi gözüküyor. Ancak seçimlere daha 56 ay süre var ve TerPetrosyan seçimlere katılmak konusunda siyasi irade beyan ederse, Ermenistan kamuoyunda hareketlenmeden bahsetmek mümkün olabilir. Bugün TerPetrosyan’ı marjinal siyasi partiler desteklemektedir ve bu partiler Ermenistan siyasi hayatında herhangi değişiklik yapma gücüne sahip değildirler. Uzun bir suskunluk döneminden sonra Ermeni Ulusal Hareketi’nin (EUH) 21 Eylül’de yapılan toplantısında konuşan TerPetrosyan iktidarı eleştirerek, ‘Bu rejim iktidarda kaldığı sürece ermeni halkı şimdiki durumdan çıkamayacak... Bugün bizim karşımızda mevcut rejimi dağıtmak ve ondan kurtulmak görevi durmaktadır’ demiştir. Dağlık Karabağ probleminin çözümüne de değinen TerPetrosyan, görüşlerini ‘Bu sorun halledilmeden Ermeni halkının geleceği olmayacak, ekonominin kalkınması ve refaha ulaşması mümkün değildir’ şeklinde açıklamıştır. TerPetrosyan’ın bu beyanları değerlendirildiği zaman Ermeni seçmenlerin belki de ilk defa olarak ‘şahinler’ ve ‘güvercinler’arasında seçim yapma şansına sahip olduklarını söylemek mümkündür. Seçimlerde TerPetrosyan aldığı oyların toplamı ülkede çoğu zaman siparişle hazırlanan kamuoyu araştırmaları sonuçlarının aksine Ermenilerin savaş veya barış isteklerini daha doğru gösterecektir. Tabi ki bu zaman iktidarın seçimlerde usulsüzlük yapma oranı dikkate alınmalıdır. Taşnaksutyun Partisi lideri Armen Rüstemyan 19 Eylül’de düzenlenen basın toplantısında TerPetrosyan’ın devlet başkanlığına aday olacağı konusunda haberleri temkinle karşıladıklarını ve seçimler arifesinde bugüne kadar eksiklik gibi değerlendirilen ideolojik tartışmanın başlamasına neden olacağını bildirmiştir. Rüstemyan’ın bu açıklaması Taşnaksutyun Partisi’nin son zamanlara kadar TerPetrosyan hakkında olan görüşlerinde ciddi değişikliğin olduğunu göstermektedir. Armen Rüstemyan’ın bu ılımlı mesajı TerPetrosyan’ı cesaretlendirmiş olmalı ki, 29 Eylül’de Taşnaksutyun Partisi’nden rabdevü talep etmiş ve bu talebi kabul görmüştür. EUH Başkan Yardımcısı Aram Manukyan düzenlediği basın toplantısında görüşte ülkedeki genel siyasi durumun değerlendirildiği ve seçim sürecindeki geleişmelerin ele alındığını bildirmiş, Taşnaksutyun Partisi’nden Vahan Ovanesyan da bu haberleri teyit ettiğini ancak seçimlerde birbirilerine destek verilmesi konusunun tartışılmadığını ifade etmiştir. TerPetrosyan’ın 1994’te terrörist ilan ederek, liderlerinin tamamını hapsettirdiği Taşnaksutyun Partisi’nden randevü talep etmesi ve bu talebinin kabul edilmesi ‘siyasette ebedi dost ve ebedi düşman yoktur’ tezini doğrulamakta ve 2008 yılı seçimlerinde ciddi gelişmelerin yaşanacağını haber vermektedir. TerPetrosyan’ın yeniden ‘büyük oyuna’ dönmesinde Azerbaycan açısından önemli olan Dağlık Karabağ problemine yaklaşımıdır. TerPetrosyan’ın hatta kendi takımında olan siyasetçilere barış anlaşmasının imzalanmasının zaruretini anlatabilmemsi sonucunda istifa ettiği bellidir. Ancak aynı zamanda Azerbaycan topraklarının yaklaşık %20’nin TerPetrosyan iktidarı zamanı işgal edildiği gerçeği de unutulmamalıdır. Bu gerekçeye karşı eğer, TerPetrosyan’ın iradesi dışında Azerbaycan topraklarının işgal edildiği iddialarına karşılık, (Kelbecer ilinin işgal edilmesi buna örnek gösterilmektedir) TerPetrosyan’ı iddialı olduğu hâkimiyeti yönete bilmeyecek kadar beceriksiz ve deneyimsiz biri gibi değerlendirilebilir. TerPetrosyan Türkiye açısından da ilgi çekici bir karaktere sahiptir. Bugün sözde Ermeni soykırımı propagandası karşısında ciddi sorunlar yaşayan Türkiye, TerPetrosyan’ın yeniden iktidara gelme sürecini değerlendirmeli ve gelişmeleri devlet ciddiyeti ile izlemelidir. Ayrıca, Türkiye ABD ve Avrupa’da Ermenistan’ın ve Ermeni diasporasının sözde soykırım propagandasına karşı lobi çalışmalarına harcadığı paranın çok daha az kısmını harcayarak Ermenistan’da Türkiye’nin tezlerini destekleyen siyasi partilerin ve akademisyenlerin Ermeni kamuoyunda seslerini duyurmasına yardımcı olabilir ve kamuoyunu bu konuda ikiye bölebilir. Bu çok daha ciddi sonuçlar doğuracak bir projedir ve bu yönde çeşitli senaryolar hazırlanarak hayata geçirilmelidir. Koçaryan ve TerPetrosyan’ın siyasi karakterleri değerlendirilirken ikincisinin daha çok pragmatik olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak TerPetrosyan’ın yaklaşık on yıldan sonra ‘satranç oyununda’ hayatına mal olabilecek bir oyuna başlaması ihtimali bugün açısından bir değerlendirme