23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası dfidanoglu@tusam.net ürkiye’de 22 Temmuz 2007 seçimlerinden bu yana değişmeyen bazı konular var. Öncelikle yaklaşık yüzde 47’lik oy oranıyla hükümet kurmayı hak eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) hükümet kurma çalışmaları gündemi meşgul etti. Hemen ardından cumhurbaşkanlığı seçimi konusu tartışılır oldu. 28 Ağustos 2007’de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından bu kez gündem başörtülü protokol oldu. Sonrasında yeni Anayasa taslağı gündeme bomba gibi düştü ve başörtülü kız öğrencilerin üniversitelere girişlerinin serbest olması tartışılır duruma geldi. Türkiye’nin Malezya olması yolunda bir adım olarak görülen ve yoğun çalışmalar sonucu hazırlanan Anayasa taslağı Başbakan’a sunuldu. Görülüyor ki yaklaşık iki aydır gündemdeki konular birbiriyle ilişkili. Ne var ki aynı konuları gündem yapmaya devam ettiğimiz bu günlerde gündem dışı kalan ancak Türkiye açısından son derece önemli başka meselelerin de tartışılması gerekiyor. Yabancıya mülk satışında karşılıklılık işlemiyor T Tek taraflılık sürüyor GÜNDEM DIŞI KONULAR Türkiye, yabancılara mülk satışını tartışırken, süreç işlemeye devam ediyor. En fazla mülk satışı Antalya, Aydın, İzmir ve Muğla’da gerçekleşiyor. Bugüne kadar, bu şehirlerde 41 bin 362 yabancı 32 bin 635 adet mülk satın alırken, hükümetin yasalarla belirli karşılıklılık ilkesini uygulamaması dikkat çekiyor. Yeni hükümetin geçmiş dönemde de her zaman gündeminde öncelikli sıralarda yer alan özelleştirmeler, yabancılara satılan kamu kurumları, toprak satışları, özellikle sahillerimizde yabancılara mülk satışlarındaki patlamalar bu günlerde çok da sözü edilmeyen ancak Türkiye açısından stratejik öneme sahip konulardır. 29 Aralık 2005 tarih ve 5444 sayılı kanun ile çizilen yeni yasal çerçeve sayesinde sahil şehirlerimizdeki mülkler yabancılara satılır hale geldi. Bugün sahil kenarlarında Alman mahallesi, İngiliz mahallesi oluşturulmakta, artan yabancı nüfusuyla birlikte yerli halk neredeyse yok olmaktadır. Anayasa Mahkemesi 14 Mart 2005 tarihinde Tapu Kanunu’nun yabancılara mülk satışının önündeki engelleri kaldıran hükmünü iptal etti. Bunun ardından hazırlanan yeni kanun taslağı Bakanlar Kurulu ve cumhurbaşkanının onayından geçti ve 29 Aralık 2005 tarihinde ‘Tapu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5444 Sayılı Kanun’ yasalaştı. İlgili kanun maddesinde; "Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanunî sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü 2.5 hektarı geçemez. Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını 30 hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir." ibaresi yer almaktadır. Kanundan anlaşılan o ki; karşılıklılık ilkesi dikkate alınmadan, her Avrupalı Türkiye’den 30 hektar yani üç yüz dönüm toprak satın alabiliyor. Karşılıklılık ilkesi nedir? Bir ülkenin; kendi vatandaşlarına diğer ülkede belirli konularda hak fazla Muğla’dan yer ediniyorlar. Muğla’da yabancılara satılan gayrimenkullerin toplam büyüklüğü 4 milyon 743 bin metre kareye ulaşmış durumda. Yabancıların Ocak ayı itibariyle, Antalya da, 3 milyon 761 bin metre kare, İzmir’de 2 milyon 182 bin metre kare, Aydın’da 1 milyon 559 bin metre kare yer aldıkları tespit edilmiş. Adet olarak yabancılara en fazla mülk satışı 14 bin 124 ile Antalya’da olurken, bu ili 8 bin 218 ile Muğla, 5 bin 744 ile Aydın, 4 bin 549 ile de İzmir illeri izliyor. En çok tercih edilen ilçeler ise Alanya, Fethiye, Didim, Bodrum, Kuşadası ve Ürgüp. Turistik yörelere yatırımda İngilizler başı çekiyor. 16 bin 436 İngiliz’in 4 ilde edindikleri taşınmaz sayısı 11 bin 807’yi buluyor. Almanlar, 9 bin 989 kişi ve 8 bin 414 taşınmaz ile ikinci sırada yer alıyor. Bu arada gayrimenkule yatırımda İngilizlerin Muğla’yı, Alman, Hollandalı, İrlandalı ve Norveçlilerin Antalya’yı, Yunanlıların ise İzmir’i tercih ettikleri biliniyor. Alanya’da Almanlar 2 bin 749 ile birinci sırada yer alırken, onları 2 bin 82 kişi ile Danimarkalılar izliyor. Alanya Tapu Sicil Müdürlüğü'nün kayıtlarına göre ilçede, mülk sahibi olan 33 ülkeden 13 bin 24 kişi bulunuyor. Bunlardan 9 bin 332'si daire, diğer kısmının ise arsası var. İlçede yabancılara satılan toplam arsa miktarı ise 1 milyon 504 bin 380 metrekare. Alanya'da mülk sahibi olan yabancılar arasında Almanlar yine birinci sırada yer alıyor. 4 bin 385 Alman, ilçede 3 bin 16 konut satın aldı. Bu arada Güneydoğu’ya da özellikle Suriyeli ve tanınması halinde; buna karşılık olmak üzere, anılan İsraillilerin yoğun ilgisinin olduğunu belirtmekte diğer ülkenin vatandaşlarına benzer hakları tanıması fayda var. Zira buralarda en çok taşınmaz alan veya ulusal muamele ilkesini uygulaması karşılıklılık Suriyeliler. 2006 verilerine göre 2 bin 485 Suriyeli ilkesi olarak tanımlanmaktadır. Bu ilke hukuken veya yaklaşık 4 bin 600 adet ve toplam miktarı 149 milyon 134 bin metre kare olan mülk ve taşınmaz edinmiş durumdalar. Yabancılara mülk satışı tüm çabalara karşın halen sürüyor... C S TRATEJİ 17 SINIRLAMA ŞART İngiliz The Sunday Mirror gazetesine bile konu olan Türkiye’de yabancıların konut edinmeleri gazetede "Türkiye, yeni İspanya mı?" başlığı ile yer aldı. Gazete Türkiye’nin kısa bir süre içerisinde İngilizlerin tatil evleri için en favori mekan olarak İspanya’yı geride bırakabileceği değerlendirmelerine yer verirken, bugüne kadar 17 bin İngiliz'in Türkiye’de emlak satın aldığına dikkat çekti. Gazeteye göre de en popüler bölge, Bodrum, Marmaris ve İzmir’i kapsayan, Kuşadası ile Alanya arasındaki sahil kesimi. Bu habere yer veren gazetenin ülkesinde yani İngiltere’de "Toprak devletin asli unsurudur" anlayışının hakim olduğunu belirtmekte fayda var. Yani İngiltere’de bütün topraklar devlete aittir. Satışlarda arazi tapusu verilmez. Halk, sadece toprağın üzerine yapılan konut ve işyerlerinin kullanım hakkına sahiptir. Dolayısıyla İngilizler Türkiye’yi mesken tutarken, karşılıklılık ilkesi gereği değil Türklerin İngilizlerin bile kendi ülkelerinde mülk edinmelerinin mümkün olmadığı görülüyor. Bazı çıkar gruplarını zengin etmek adına vatan topraklarının rüşvet olarak verildiği yorumunun yapıldığı bu satışlarda, Türkiye’nin coğrafi konumunun etkili olduğu muhakkaktır. Özellikle kıyı şehirlerimizde ve Güneydoğu bölgemizde yabancılar tarafından alınan binlerce gayrimenkul, ülkemizin geleceğini tehdit edebilir. İşte bu yüzden örnek aldığımız (!) AB üyesi ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de stratejik öneme sahip alanlar ve tarım arazilerinin satışı konusunda önemli sınırlamaların getirilmesi gerekir. fiilen uygulanabilir. Karşılıklılık iki ülke arasındaki ikili anlaşma ile hukuken sağlanabileceği gibi, bir hukuki metin olmamakla birlikte fiili uygulama ile de tesis edilmiş olabilir. Buna karşın Yunanlar en çok İzmir’den mülk edinmiş olmalarına rağmen Türkler Yunanistan için stratejik öneme sahip noktalardan mülk edinemiyor. SAHİLLERDE YABANCILAŞMA ARTIYOR 2007 Ocak ayı itibariyle yapılan bir araştırmaya göre, en çok tercih edilen yerler Antalya, Aydın, İzmir ve Muğla. Yabancılara en fazla mülk satışı Antalya, Aydın, İzmir ve Muğla’da gerçekleşmiş ve bugüne kadar bu şehirlerde 41 bin 362 yabancı 32 bin 635 adet mülk satın almış. Yabancılar alan bakımından en
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear