Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 Doç. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi hacisalihoglu@jeopolitik.org ‘Yeni Ortadoğu’ ve haritalar çerçevesindeki beklenti: C S TRATEJİ ilişkilerin onarılması kaygısını taşıyanların ceplerinde daima "onarım planları" vardı. Ancak bu plan için adeta ABD’nin yeni saldırılarına ihtiyaç vardı. Nitekim ABD’nin ne zaman yeni saldırı planı konuşulmaya başlansa "onarım planı" devredeydi. Çünkü "onarım planı" ABD saldırganlığında taşeron rolüne soyunmaya dayalıydı. Yani yine Mehmetçik "mızrak ucu" yapılacaktı. eni bir Ortadoğu’nun zamanı geldi" diyen Rice, İsrail saldırganlığı üzerinden Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) karanlık yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Rice, Güvenlik Baş Danışmanı iken de BOP’un içeriğini "Fas’tan Çin sınırına 22 ülkenin siyasi coğrafyalarının değişeceğini" açıklayarak dile getirmişti. Bu sözler; haritası çizilerek açıklanmamıştı ama, son günlerde ortaya çıkan Emekli Albay Ralph Peters’ın haritasından çok daha önce söylenmişti ve üstelik söyleyen de Peters’a göre çok daha önemli biriydi. Bu sözlerin Türkiye için ne anlam taşıdığı Bayan Rice’a doğrudan sorulmamıştı ama Türkiye’de BOP için özel bir dil kullanılıyordu. Israrla BOP’un bir demokrasi projesi olduğu dile getirilerek, ABD’nin ekonomipolitik çıkarlarına dayalı bir emperyalist proje gerçeği gizleniyordu. Shakespare’in; "şeytan bir günah işleteceği zaman işe önce günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar" sözleri, BOP’un "demokrasi" ve "insan hakları" kavramlarını ne amaçla kullandığını açıklar nitelikteydi. Nitekim Irak’ta sivil halkın üzerine "demokrasi" ve "insan hakları" misket bombaları olarak yağmış, "demokrasi" "düştüğü yeri yakmıştı". Irak, işgal kuvvetlerinin denetiminde kardeş kavgasıyla parçalanmaktaydı. Batı emperyalizmi çıkarlarını korurken, Irak’ta Müslümanlar birbirini katletmekteydi. ABD ve İngiltere’nin denetiminde olan bazı terör örgütleri, Irak direnişini kırmak ve iç savaşı körükleyerek, parçalanmayı, ufalanmayı, emperyalizmin elinde oyuncak olmayı ve 21. yüzyılın yeni modern köleliğini yaratmaya çalışıyordu. BOP’tan Türkiye’nin payına düşen ise; bir başka ülkenin çıkarları için yapılandırılmış bir projeye "eş Y Türkiye’ye rolü başkanlık" yaparak, bölgenin yeniden düzenlenmesinde ABD çıkarları uğruna "mızrak ucu" rolüne soyunmaktı. Bu yaklaşım biçimi Irak işgalinin başlangıcında da sahnedeydi. Ülkenin geleceğini ABD’nin çıkarlarına bağlamak isteyenlerin çırpınışına tanıklık ediliyordu. Tezkere reddedilmişti. Türkiye ABD’nin çıkarları için Mehmetçiği Irak çöllerine göndermeyecekti. Ama bu durumu bir felakete dönüştürme çabaları yoğunlaşmıştı. TürkAmerikan ilişkilerinin onarılması güç bir kriz yaşadığı özenle ve sıklıkla tekrarlanıyordu. ABD’nin kızgınlığının bedelinin ağır olacağı söyleniyordu. Irak’ın Kuzeyinde Türkiye aleyhine oluşan her gelişmede bu kızgınlık anımsatılıyordu. Bu krizin aşılması, bozulan ‘mızrak ucu’ BEYİNLERİN İŞGALİ İsrailHizbullah çatışması, ‘yeni Ortadoğu’ söylemi, bölgesel anlamda yeni bir düşman ve yeni jeopolitik hatları beraberinde getiriyor. HizbullahSuriyeİran hattı ‘düşmanı’, İsrailABD hattı ise küresel imparatorluğu temsil ediyor. Bugün de İsrail saldırısı sonrasında Türkiye’nin Lübnan’a asker yollanması istenmekte, yine ABDİsrail çıkarları uğruna Türk askeri ateşe atılmak istenmekte. Bu durumu benimseyenlerin ve bu konuda köşelerinde çırpınanların özel bir tasarım ürünü olduklarını görmek gerekmektedir. ABD çıkarlarının nasıl korunması gerektiği üzerine kafa yoran ABD’li Profesör Joseph Nye, ABD’nin bazı ülke ve toplumlar için "ayartma ve cezbetme kabiliyetini" unutmaması gerektiğini ve bu kabiliyetinin de "ikna etmek veya tartışarak harekete geçirmek" olmadığını, "ayartma ve cezbetmenin karşındakini gönüllü itaatkarlığa veya taklide sevk etmek olduğunu" anımsatarak, ABD’yi yönetenlere bir tavsiyede bulunuyor: "İstediğimiz şeyi başkalarının da istemesini sağlamalıyız." Prof. Nye’a göre; ABD’nin hedef aldığı bazı ülkeler için kullanabileceği bu yol, yani yumuşak gücü şu denklemle yaşama geçirmelidir: "Eğer istediğim şeyi istemeni sağlayabilirsem,o zaman yapmak istemediklerini yapmaya zorlamama gerek kalmaz.." Acaba ABD, öncelikle hangi ülkeler için bu yolu benimsemektedir? Her ülkeyi askeri işgal yoluyla bağımlı kılamayacağına göre Avrasya coğrafyasında hedef seçilen bazı ülkelerde beyinleri işgal edebilmenin yolu benimsenmiştir. Bunun için adına "aydın" denilen bir öncü kadroya işlev yüklenmiştir. Bu kadro; ülkesine, toprağına, değerlerine, tarihine ve kültürüne yabancılaşmış niteliğiyle başkalarının uzantısı rolüne soyunarak, dışarının çıkarlarının yılmaz savunuculuğuna girişmiştir. Amaç ülkenin geniş halk kitlelerinin tıpkı kendisinin yaptığı gibi dışarının isteklerine boyun eğmesini sağlamaktır. Türkiye bugün bu süreci yaşamaktadır. Emperyalizmin kutsallık zırhına sardığı kavramlar ülkenin çözülmesinin ,değerlerinin zedelenmesi ve geleceğinin ipotek altına alınmasının aracı kılınmıştır. Irak işgali bu çabayı yoğunlaştırmıştır. Çünkü işgal, Anadolu halkına tehdidin kimler tarafından hangi yolu benimseyerek büyüdüğünü göstermiştir. ABD (ve AB) temsilcileri Türkiye’de yükselen milli/ulusal duyarlılıktan rahatsızlık duymaktadır. Her fırsatta bu duyarlılığı dağıtması için Türkiye’yi yönetenlere çağrılar yapmaktadırlar. Bazıları da bu dalganın aşılması için adeta Kuvvayi İnzibatiye rolüne soyunarak, ABD topraklarından fetvalar vermektedir. Ortak amaç; Türkiye’nin başı dik, onurlu, bağımsız ve özgür yaşamasını ortadan kaldıracak bir atmosferi Türkiye’ye yaymaya çalışmaktır. Aslında Irak işgalinin veri ve ders yüklü atmosferi tüm bu gerçekleri olanca çıplaklığıyla tüm bölge halklarına taşımaktadır. Bölgede Irak işgalinin açtığı sayfa; saldırganlık yoluyla ekonomipolitik çıkarlara dayalı hamleleri yerleşik kılmaktır. Önce "düşmanını yarat" sonra "saldırıyı meşru kıl ve işgal et." Bu yöntem Soğuk Savaş sonrasının "jeopolitik boşluklarını", ABD’nin egemenlik coğrafyasına dönüştürme çabasına yöneliktir. LÜBNAN’DAN SURİYE VE İRAN’A Haretatta yaralanan İsrail askerleri ABD’nin İsrail’in giderek şiddetlenen ve hiçbir