Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 Moskova ve Pekin’in değişen öncelikleri, sorunların çözümüne yardımcı oldu C S TRATEJİ RusÇin sınır sorunu çözülüyor Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası nekrem@tusam.net 21 . yüzyılda süper güç olmaya yönelen Çin, zorunlu da olsa kuzey komşusu Rusya ile stratejik ortaklık kurmaya çalışıyor. Bu kapsamda iki ülke birbirine egemenlik ve toprak bütünlüğü konusunda destek veriyor ve yüzyılımızda yeni bir düzenin kurulması sürecini hızlandırmaya çaba gösteriyorlar. Rusya, Çin’in Tayvan’la birleşme davasını destekliyor, Çin de Çeçenistan sorununu Rusya’nın iç işi olarak nitelendiriyor. Ne var ki iki ülke İran, Irak ve Kuzey Kore sorunlarında Batı ve ABD’ye karşı ayrı kutupta yer alıyorlar. Peki, ÇinRusya ilişkisinin gelişmesini sağlayan faktörler nelerdir? Çin’in hedefi kısa vadede ekonomisini güçlendirmek, orta vadede özellikle enerji kaynaklarını ve stratejik bakımdan önemli olan Güneydoğu Asya’daki çıkarlarını korumak ve Tayvan’ı Çin toprakları içine almaktır. Uzun vadedeki hedefi ise 21. yüzyılın askeri ve ekonomik güce dayalı süper gücü olmaktır. Çin stratejisinin ana hedefi ülkenin doğusu ve güneyi ile ilgilidir. Ancak Çin’in bu amaca ulaşmak için kuzeyini emniyete alması gerekiyor. Bu nedenle Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istiyor. Japonya’nın askerini gücünün ÇinRusya ilişkisini dengeleyecek şekilde güçlendirilmesi düşüncesi iki ülke ilişkilerinin gelişmesini sağlayan diğer faktörlerden biri. Bu ilişkiden iki ülke de yarar sağlıyor. Çin kuzey sınırını güvenlik altına almaya çalışıyor. Aynı şekilde Rusya da, batıya elindeki seçeneklerin fazla olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Her iki ülke, ABD’nin dünyada tek söz sahibi olmasından, NATO ittifakının yayılmasından kaygı duyuyorlar. Geçtiğimiz yıl düzenlenen ortak askeri tatbikattan önce iki ülke arasında onaylanarak uluslararası kamuoyuna açıklanan "21. Yüzyılda Dünya Düzeni" konulu ortak bildirge, Çin ve Rusya’nın dünyadaki kuvvet dengesini kendilerinden yana değiştirme niyetinde olduklarını ortaya koydu. Putin’in son Çin ziyaretinden... Rusya ile Çin arasındaki sınır sorunu iki ülke arasındaki düşmanlığın önemli etkenlerinden birini oluşturuyordu. Kökeni epeyce geçmişe dayanan sorun, günümüzde yüzde 97 oranında çözümlenmiş durumda. Moskova ile Pekin’in, tek süper güç ABD karşısında sınır sorununu çözme arayışlarının, 2007’de sonuçlanması bekleniyor. İki ülke arasında son yıllarda ticaret, ekonomik işbirliği, enerji, güvenlik ve kültür konularında yaklaşık iki yüzden fazla anlaşma yapıldı. Özellikle geçen yıl düzenledikleri ortak askeri tatbikat, iki ülkenin Asya Pasifik’te söz sahibi oldukları konusunda ABD’ye bir mesaj verme girişimi olarak algılandı. Bunların yanında Çin, askeri manevralarla yaptığı kuvvet gösterisi ile Tayvan’ın yanında Çin’deki Uygur ve Tibet gibi bağımsızlık isteyen gruplara gözdağı vermeyi amaçlıyordu. Bunun yanında 1989’da yaşanan Tiananmen olayından sonra, ABD ve Batı’nın Çin’e uyguladığı silah ambargosuna ve Çin’i yalnız bırakma politikasına karşı Pekin, Rusya ile yakınlaşmayı seçti. Bunu Rusya ile 400 yıllık sınır sorununu çözme uğruna topraklarından ödün vererek yapıyor. TOPRAK SORUNU Çarlık Rusyası, 16. yüzyılın sonlarından itibaren doğuya genişlemeye başladı ve Qing Hanedanlığı (1614–1911) ordusunun Mançurya’dan Shanhaiguan’ı geçip Çin’in iç kesimine girmesinden yararlanarak Yaksa ve Nibuçu gibi kasabaları ele geçirdi. Qing ordusunun 1685 ve 1686 yıllarında İmparator Kangxi’nin emriyle Yaksa’daki Rus ordusuna iki kez saldırması karşısında Çarlık Rusyası, ÇinRus sınırının doğusuyla ilgili sorunu, görüşme yoluyla çözmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Çin ve Rusya temsilcileri, 1689 yılında aralarındaki ilk sınır anlaşması olan "Nibuçu Anlaşması’nı imzaladılar. Çin, 19. yüzyılda Rusya ile yapılan bir antlaşma sonucu 1,5 milyon kilometrekarelik toprağının Çarlık Rusya’sı tarafından gasp edildiğini ileri sürüyor. Bu düşünce tarihsel olarak ÇinRus düşmanlığının ana nedenlerinden birisini oluşturuyor. İki ülkenin sahip olduğu 7400 kilometrelik sınır, yıllarca belirlenememiş ve bölgedeki çatışmaların ve istikrarsızlığın kaynağı olmuştu. İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD’nin antikomünist politikası, 1 Ekim 1949’da kurulan Çin Halk Cumhuriyeti ile SSCB arasında işbirliğinin gelişmesine neden oldu. İki ülke arasında oluşturulan Savunma Paktı 1950–1961 yılları arasında işledi. Ancak, 1950’lerin sonlarında özellikle ortak sınır sorunu nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşmeye başladı. 1959’da iki ülke arasında yükselmeye başlayan gerilim, 1969’da ortaya çıkan sınır çatışması ile doruğa ulaştı. Japon Denizi’ne dökülen Ussuri nehri üzerindeki 175 kilometrekare büyüklüğündeki "Büyük Ussuri" adası, 1969’da iki ülke arasında çatışmaya neden oldu. ÇinSSCB geriliminden dolayı, 1965–1985 yılları arasında SSCB, Orta Asya, Sibirya ve Uzak Doğu’da bulunan Sovyet askerlerinin sayısını 170 binden 500 bine çıkardı. Ayrıca nükleer füze ve uçaklar içeren Pasifik donanmasını bölgede bulundurma kararı aldı. Ancak bu durum, SSCB’nin ekonomik çöküşünün nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. ÇinRusya arasındaki bu gerilimli durum, ABD ile Çin ilişkilerinin gelişmesine ve ABD’nin SSCB’ye karşı